Discover millions of ebooks, audiobooks, and so much more with a free trial

Only $11.99/month after trial. Cancel anytime.

Sultan Geceler- (Necdet İÇEL Külliyatı -29)
Sultan Geceler- (Necdet İÇEL Külliyatı -29)
Sultan Geceler- (Necdet İÇEL Külliyatı -29)
Ebook196 pages1 hour

Sultan Geceler- (Necdet İÇEL Külliyatı -29)

Rating: 0 out of 5 stars

()

Read preview

About this ebook

İÇİNDEKİLER
(Necdet İÇEL Külliyatı -29)
Sultan Geceler
BİRİNCİ BÖLÜM: Geceler
En Büyük Ni'met Zaman Ni'metidir
Allah Zaman'a Yemin Etmiştir
Zaman mı Bozuldu?
Zaman'ın Hakikati
Zaman İçin Kullanılan Tabirler
Mirac Gecede Olmuştur
Köre Göre Gece, Basar Sahibine Göre Gece
Ayetlerin Rasadıyla Geceler
Ballar Balı Gecelerde Bulunur
Bediüzzaman'ın Bir Gecesi
Yıldızname
Rabb'in Gecelerde Nüzulü
Nüzul Hadislerinden Anlaşılanlar
Gecelerin Özellikleri
Gecelerin Karanlığında ki Aydınlık
Seherler
Gecelerde Tevbe-İstiğfarla Alâkalı Ayetler40
Seherlerde İbadetlerin Fazileti
Hayatın Musikisi Hep Gecelerde
Gecelerde İbadet
İlk Vahiy Gecelerde Geldi
Gecelerde Uyanıklığın Kazandırdıkları
Makam-ı Mahmud'a Ulaşmanın Yolu
En Efdal Namaz
Şefaat Yolu, Şefaata Mazhar Olma Yolu
Varlığa Dayelik Yapmak İçin
Gecelerde Uyanık Kalmak
Akşam ve Seher Farkı
Her Hikmetli İş Gecelerde Fasledilir
Dava Adamları Hicretini Gece Yapmıştır
Kavimlerin Helakı Gecelerde
Gecelerde Hem Rahmanî,
Hem Gadabi Tecelliler Vardır
On Gece
On Gece Hangi Gecelerdir
Cuma Gecesi
Gece
Geceler

İKİNCİ BÖLÜM: SULTAN GECELER
REGÂİB GECESİ
İnsan, Bir Yolcudur
Regâib'in Manası
Ahireti, Dünyaya Tercih
Dünya Hayatı Alâka-i Kalbe Değmez
MİRAC GECESİ
Mirac'ın Manası
Mirac ile Şakk-ı Kamer Mucizeleri Farkları
Mirac'ın Tarifi
Mirac Mucizedir, Sebepler Üstüdür
Batılı’nın Mucizelere Bakışı
Mirac'ı Hazırlayan Sebepler
Taif’te Aradığını Bulamadı
Göğsünün Yarılması
Kalbi Niçin Zemzemle Yıkandı, Zemzemin Fazileti
Burak Nedir?
Mirac Dönüşü Mekke'de Başına Gelenler
Mirac'ı Hazırlayan Sebeplerden Birisi;
O’nun (sas) İbadeti
Mirac İmanda Hakkında Hakk’al
Yakin Mertebesi Ufkudur
Hz. Muhammed (sas) ile Hz Musa’nın (as) Farkı
Mirac'ın Hediyeleri
Mirac'ın Gece Oluşunun Hikmetleri
Esra Gecesi mi? Yoksa Kadir Gecesi mi Efdaldir?
Evinin Tavanı Yarılalarak Meleğin
Gelmesinin Hikmeti
O Gece Göğsünün Yarılması Neyi Anlatır
Efendimiz’in (sas) Üç Defa Göğsü Yarılmıştır
Şerefli Kalbinin Zemzem Suyu ile
Yıkanmasının Hikmeti
Şerefli Kalbinin Yıkanmasında
Altın Leğen Kullanılmasının Hikmeti
Altın Leğenin Hikmeti ve İmanla Dolu Olması
Fahri Kâinat Efendimiz (sas) Mirac'ı
Esnasında Beş Şeye Binmiştir
Mirac Ruhani mi? Cismani mi?
veya Ruh Maal Ceset mi?
Mirac Mevzuda Sabit ve Köklü Üç Mütaalâ Vardır
Mirac Ruhu ile Uyukuda Olmuştur
Mirac, İlâmâşaallah Semalara Kadar Hem
Ruhuyla Hem Cismiyledir Diyenlerin Delilleri
Mescid-i Aksa Hakkında Değişik Mütaalâlar
Efendimiz (sas) Mirac'ta Rabbi'ni Gördü mü?
Ru’yetullah Mümkün müdür?
Ahirette Allah (cc) Görülecek midir?
Görünmez Diyenlerin Delilleri
BERAAT GECESİ
Allah’a Yaklaşmanın İki Yolu
Allah’a Ulaşmanın Yolları
KADİR GECESİ
RAMAZAN BAYRAMI
BİBLİYOGRAFYA
YAZARI ve KİTAPLARI HAKKINDA
DİPNOTLAR

LanguageTürkçe
PublisherRoh Nordic AB
Release dateMar 6, 2023
ISBN9798215454596
Sultan Geceler- (Necdet İÇEL Külliyatı -29)
Author

Necdet İçel

1955 Yılında İzmir ilinin Torbalı ilçesinin Korucuk Köyü'nde doğdu. Babası Molla Mehmet, annesi Hatice. Ailenin dördüncü çocuğu Necdet İÇEL, üç kız, iki erkek kardeştirler. İlkokulu köyünde okudu. Daha sonra iki sene değişik Kur'an kurslarında dînî dersler aldı. Muhtelif Hocaefendilerden Arapça okudu. 1974 yılında İmam-Hatip Lisesi'nden, 1980 İzmir Yüksek İslam Enstitüsü'nden mezun oldu. Yüksek İslam Enstitüsü'nde okuduğu yıllarda Aydın Vakıflar Bölge Müdürlüğü'ne bağlı yurtlarda, yurt müdür muavinliği İmam-Hatip Okulu yurdunda Yurt Müdürlüğü vazifelerinde bulundu.1980 Kasım’ında Müftülük-Vaizlik imtihanını kazandıktan sonra, Mart 1981'de Samsun'un Ladik ilçesi vaizi olarak atandı. 1983 Kasım’ında Samsun Terme ilçesi vaizi oldu. 1984 Kasım’ında vaizlikten istifa ederek değişik vakıf hizmetlerinde ve basın kuruluşlarında vazife yaptı. 1990 Kasım’ında Adana ili Yumurtalık ilçesinde yeniden vaizlik görevine başladı. 1992 Kasım’ında Kırıkkale Yahşıhan vaizliğine, iki sene sonra da Kırıkkale vaizi olarak göreve başladı. 1995 de Antalya ili vaizliğine, iki ay sonra İzmir Merkez Vaizliğine atanan yazarımız, 2014 tarihinde resmî vazifesi olan İzmir vaizliğinden emekli olmuştur.Yazarımız Necdet İçel, değişik dergi ve gazetelerde yazılar yazmıştır. Bulunduğu illerde mahalli gazetelerde günlük yazıları dikkatle takip edilmiştir.Necdet İçel, Türkiye'nin muhtelif illerinde, ilçelerinde değişik mevzularda ilgi ile izlenen, takip edilen konferanslar vermiştir.Emekliliğinden sonra dînî ve millî hizmetlerine devam etmektedir. Konferanslar, vaazlar ve değişik sitelerde yazdığı köşe yazılarıyla...Ayrıca “ https://www.facebook.com/necdeti.icel ” Facebook sayfasında hizmetlerine devam etmektedir.Teknolojinin verdiği imkanlarla dünyanın değişik yerlerinde bulunan ve istekli kimselerle haftalık sohbetlerine devam etmekte ve bunları görüntülü sohbetler halinde “https://www.youtube.com/@NecdetIcel” youtube kanalında yayımlamaktadır.Yazarımız Necdet İçel Kur’an-ı Kerim’i tefsir etmeye başlamıştır, görüntülü kayıtlarını da Youtube kanalında yayımlamaktadır.Yazarımız Necdet İçel “Hasbihal” başlığında soru cevap sohbetleri yapmaktadır. Bu sohbetlere kalabalıklar halinde iştirak edilmekte ve takip edilmektedir. Görüntülü yaptığı bu sohbetlerin kayıtlarını Youtube kanalında neşretmektedir.Ayrıca yazarımız Necdet İçel Risale-i Nur dersleri yapmakta ve görüntülü kayıtlarını Youtube kanalında yayımlamaktadır.Yazarımız Necdet İçel’in senelerden beri yazdığı -şimdilik 42 adet- kitabının tamamını Nordic Yayınevi’nde online sistem olarak yayınlamaya karar verdik. Yakın tarihte kitap baskısı olarak da yayınlamayı arzu ediyoruz. Bundan sonra yazacağı kitapları da bu kitaplara ilave edeceğiz.Yazarımıza bundan sonraki hayatında başarılar dileriz.

Read more from Necdet İçel

Related to Sultan Geceler- (Necdet İÇEL Külliyatı -29)

Related ebooks

Related categories

Reviews for Sultan Geceler- (Necdet İÇEL Külliyatı -29)

Rating: 0 out of 5 stars
0 ratings

0 ratings0 reviews

What did you think?

Tap to rate

Review must be at least 10 words

    Book preview

    Sultan Geceler- (Necdet İÇEL Külliyatı -29) - Necdet İçel

    TAKDİM

    Beşeriyet başladığı ilk dönemden bu günlere kadar Zaman mefhumu üzerinde durmuş ve onun hakikatini arayıp bulmaya çalışmışlardır.

    İlk çağın en büyük düşünürlerinden olan Augus-tinus zaman mefhumu ile alakalı şöyle der: Eğer hiç kimse sormasa, biliyorum. Şayet bir sorana cevap vereceksem bilmiyorum.

    Oswold Spengler de: Zaman; zaman kelimesi bir çeşit tılsımdır. Sadece düşünülerek elde edilen bir keşiftir ve kavranılmaz bir şeyi belirtmek için kullanılan kelimedir. ifadesiyle açıklar.

    Batıda zamanın hakikati düz bir hat olarak ele alınarak izah edilmeye çalışılmıştır. Sonsuz bir geçmişten, bilinmeyen bir geleceğe düz bir çizgi gibi uzanmış gitmektedir. Doğuda ise zaman kavramı: Başı ve sonu olmayan bir daire şeklinde izah edilir. Kur’an’ın ifadesine göre de böyledir: Biz zaman'ı (zafer günlerini) insanlar arasında çark olarak böyle devr-i deveran ettirir dururuz.

    Mevsimlerdeki durum, gece gündüzün ard arda dizilişi, çöken, sonra zirvelere yükselen, duraklayan ve sonra yine yere kapaklanan devletler... Peşi peşine kemal ve zevaller... Tıpkı lûnaparklardaki dairevî olarak dönen dolaplar gibidir zaman...

    Üstad Necip Fazıl'da:

    Nedir zaman nedir?

    Bir su mu, bir kuş mu?

    Nedir zaman nedir?

    İniş mi, yokuş mu? İfadesiyle de zaman'a dikkat çekmiştir.

    Bediüzzaman'ın dilinde zaman: Harekât-i zerrât, o kitabetten, o istinsahdan (mevcudat, âlem-i gayb’dan, âlem-i şehadete ve ilimden kudrete geçmelerinde) bir ihtizazdır, bir hakikâttır, ama levh-i Mahv, isbat ise sabit ve daim olan levh-i Mahfuz-u Azam'ın daire-i mümkinatta, yani mevt ve hayata, vücud ve fenaya daima mazhar olan eşyada, mütebeddil bir defteri ve yazar-bozar bir tahtasıdır ki, hakikati zaman odur. Evet, herşeyin bir hakikati olduğu gibi Zaman dediğimiz, kâinatta cereyan eden bir nehr-i âzimin hakikatı dahi levh-i mahv, isbat daki kitabet-i kudretin sahifesi ve mürekkebi hükmündedir.

    Zaman maddeye bağlı izafi, kısmî, nisbî bir hakikattir. Madde’nin hareketindeki mütefavitliğe göre, zaman da mütefâvit olur.

    İnsana verilen en büyük nimet zaman nimetidir. Zamanların ve mekânların Efendisi Hz. Muhammed (sas): İki nimet vardır ki insanların çoğu bunların kıymeti hakkında aldanma içindedir: Sıhhat ve zaman. Buyurmuşlardır.

    Türkçemizde An ile eş anlamlı kabul edilebilecek olan zaman; doğum ile ölüm arasında her kula emanet olarak verilmiş ağır bir imtihan sorumluluğunu ifade eder. Geçen zaman bir daha geri döndürülemez. Devenin memesinden çıkan sütün yeniden aynı memeye döndürülememesindeki güçlüğe benzetilmiştir zaman.

    Mutasavvıflar zamanı: Vakti, meşgul olması gereken en güzel şeyle (Cenab-ı Hakk'la) geçirmek, buna engel olan duygu ve düşünce ve meşgalelerden temizlenmek şeklinde tarif ederler.

    Bütün vaktini Allah ile beraber geçirenlere: İbn-ül vakit denir. Bu noktada Efendimiz (sas) buyuruyor ki: Benim Allah ile öyle bir anım vardır ki ne bir nebiyy-i mürsel, ne de bir melek-i mukarreb o makamıma asla ulaşamaz.

    İmam-ı Rabbânî gibi nice mücedditler: O hal, o makam Hz. Muhammed’de (sas) daima devam ediyordu derler.

    İmam-ı Rabbânî ise: Bir an-ı seyyale vücud-u enver, milyon sene vücud-u ebtere müreccahtır.

    İman, irade ve azmiyle zamana hükmedenler başarılı olmuşlardır. Zaman’ın seyline kapılıp gidenler de perişan olmuşlardır. İnsan vardır zamanı kendi hesabına yontar, insan vardır bir ömür boyu zaman onu yontar.

    Bu hususta Peyami Safa da: Yaşadıkca anlarız ki ne yapmak istiyorsak, ne yapabileceksek şimdiden başlamalıyız. Ancak 'şimdi'ye hâkimiz. Hayat birbiri peşi sıra geçen 'şimdiler'in toplamıdır. Her kaybolan şimdi, bir daha gelmemek üzere geçip gitmiştir ve şimdiyi anlamayan, hayatı anlayamaz. Şimdilik durmak değil şimdilik başlamak!

    Yunus Emre de:

    "Koma bugünü yarına

    Yarın Hakk'ın divanına

    Varam Allah deyu deyu"der.

    Dünya tarihine baktığımız zaman, bütün başarıları insanlar, az çok birşeyler yapıp iz bırakabilmiş, başarılı insanların hepsinin şimdiyi keşfetmiş insanlar olduğunu görürüz ve bunlar anın kıymetini çok iyi bilmişlerdir. Her şey şimdi mümkündür. Biraz sonra şüpheli, daha sonra ise çok şüphelidir. Ümidimiz o ki; Vakit bir kılıç gibidir, sen onu kesmezsen, o seni keser beklenen nesilin ölçüsü olan günümüzün bahtiyar nesilleri boş vakitler uygarlığı olarak tarif edilen günümüzün fasit çarkı içinde zamanı idrak ederek, onu değerlendirmesini bilecek, düşünürken çalışmayı, çalışırken okumayı, okurken de ideallerimizin uğrunda hizmet etmeyi ihmal etmeyeceklerdir.

    M. Fethullah Gülen Hocaefendi'nin şu altın sözünü kaydetmekte fayda var:

    Eğer mazideki şerefli yerimizi yeniden kazanmak, ihtişam dönemimizi bir kere daha yaşamak ve milletlerarası platformda bir kere daha denge unsuru olmayı arzu ediyorsak, öncelikle zamana hâkim olmanın yollarını araştırmalı, bu ilâhi sermayenin zerresini dahi heder etmemeli ve onu, en iyi şekilede değerlendirme usul ve metodunu şuur haline getirmelidir.

    Zamanın gün, ay ve yıl gibi uzun süreli dönemlere bölünmesi ve bu bölümlerin belirli bir düzen içinde sıralanmasına yönelik sistemlerin ortak adı olan takvim, hayatın bütününde vazgeçilmez bir öneme sahiptir. Bütün zamanları bize en büyük nimet olarak bahşeden Hz. Allah’tır. O bizim daimî Rabbimizdir. Bütün zamanlarda daimî olarak O'na kulluk yapmak bir vefanın gereğidir. Mademki ben sizin daimi Rabbiniz’im, sizde o zaman bana daima kulluk yapmalısınız diye emretmesi adl-i ilahi olurdu. Ama o Rahmetiyle tecelli ederek, zamanları bizim için taksim etmiştir. Niçin günde beş vakit namaz vardır? Haftada bir Cuma, senede bir ay Ramazan, ömürde bir Hac vardır? Gecelerde niçin bir Ragaib Gecesi, Mevlid Kandili, Mirac Gecesi, Beraat Gecesi ve Kadir Gecesi vardır? Bunların üzerinde hikmetleriyle beraber uzun uzun tefekkür etmek gerekir. Sair zamanlarda işini halledemeyenler, bari rahmetten mahrum kalmasınlar diye O Rahman ve Rahim olan Hz. Allah, zamanın bu en eşref dilimlerinde bizlere medetresan olmaktadır. O Sultan-ı Ezel ve Ebed'in bizlere sunduğu Sultan Geceler de buluşmak ve onları çok iyi değerlendirmek suretiyle Ebedî Cennet saltanatına gark olmak duasıyla... Dualarınıza bu fakiri de dâhil etmeniz arzusuyla...

    Necdet İÇEL

    18-Temmuz–2007

    3-Recep–1428

    TORBALI/İZMİR

    BİRİNCİ BÖLÜM: GECELER

    EN BÜYÜK NİMET ZAMAN NİMETİDİR

    Allah’ın bizlere bahşettiği nimetler nâmütenâhîdir. Saymaya kalksak sayamayız. Bu namütenahi nimetleri iki ana gurupta toplayabiliririz:

    1-Aslî nimetler.

    2-Fer’i nimetler.

    Aslî nimetler: O olmazsa diğerleri olmaz olan, lokomatif mesabesindeki nimetlerdir ki, diğer nimetleri arkasından sürükleyip götürür.

    Fer’i nimetler ise: Aslî nimetlere dayalı olarak gelişen, vagon mesafesindeki nimetlerdir ki, sayıları namütenahidir.

    Aslî nimetleri de kendi içinde iki ayrı sınıfa ayırabiliriz.

    1-Zaman nimeti.

    2-Sıhhatli olma nimeti.

    Bu hususa dikkat çeken Efendimiz (sas): İnsanlar iki nimete aldanmışlardır: Boş zaman ve Sıhhat.(i) İnsan sıhhatini kaybettiği zaman yapamadıklarının daha sonra kazasını yaparak telâfi edebilir. Fakat geçirdiği boş zamanın daha sonraları kazasını telafisini yapamaz. Çünkü o zamanda zamanını geçirmiş olacak, onun telafisini yapamayacaktır. Öyleyse Allah’ın bizlere bahşettiği nimetler içinde en büyüğü zaman nimetidir.

    ALLAH ZAMANA YEMİN ETMİŞTİR

    Cenab-ı Hakk zamana yemin ederek onun şerefine dikkat çekmiştir.(ii) Dehre ‘(zamana)’ küfretmeyin. Çünkü Dehr, Allah demektir.(iii) hadis-i şerifi ile işaret olunan manadır. Zaman en büyük nimettir ki Asra yenim olsun ki(iv) ifadesiyle Allah onun nimet oluşuna ve şerefine yemin etmiştir. En büyük bir nimet ve şeref olan zamanı, şerefsizce kullanarak başına bela ve azap yapanlar kaybetmişlerdir. Sonra bu hüsran ve kayıplarını zamana yükleyerek: Bizi zamandan başkası helâk etmiyor (v) diyerek dehrîlerin çukuruna düşmüşlerdir.

    ZAMAN MI BOZULDU?

    Zaman bozuldu, asır başkalaştı, herkes dünyaya daldı diye suçu zamana atmak ne büyük gaflettir. Zaman bozulmaz. Kâinatın yaratıldığı, Hz. Âdem’in (as) var edildiği günden bu güne kadar zaman aynı zaman ve aynı büyük nimettir.

    Bir Arap şâiri diyor ki:

    "Zaman bozuldu, fesadı var diyorlar,

    Zaman bozulmadı kendileri fesat"

    İfadesiyle, bir takım kimseleri gördükleri fenalıkları, çektikleri hüsranları hep dehre, zamana yükleyerek zamandan şikâyet ederler. Asra yemin olsun ki(vi) ayeti bir önceki Tekasür Suresi’nin son ayeti olan: "Sonra, yemin olsun ki, o gün (size verilen) her nimetten sorulacaksınız."(vii) İfadesinden sonra gelmesi bu nimetlerin içinde zamanlar, dehirler, asırlar da vardır manasını ifade eder. Belki en başta sorulacak en büyük nimettir.

    ZAMAN'IN HAKİKATİ

    Cenab-ı Hakk’ın takdir ettiği mukadderatın, kaderden kazaya, imam-ı mübinden kitab-ı mübine intikali esnasında, zerrâtın ihtizâzâtına Zaman denir. Zamanın zerratın ihtizâzâtıyla alâkası vardır. Zaman; mekâna ve maddeye bağlı izafiyeti olan nisbî, kısmî bir hakikattir.

    "İşte İmam-ı Mübinin imlâsı ile yani kaderin hükmiyle ve düstüriyle, Kudret-i İlahiye, icad-ı eşyada herbiri birer ayet olan silsile-i mevcudatı levh-i mahv, isbat denilen zamanın sahife-i misâliyesinde yazıyor, icâd ediyor, zerrâtı tahrik ediyor… Demek harekât-ı zerrât; o kitabetten, o istinsahdan (mevcudat, âlem-i gaybdan, âlem-i şahadete ve ilimden kudrete geçmelerinde) bir ihtizazdır, bir harekâttır. Amma Levh-i Mahv, isbât ise sabit ve daim olan levh-i Mahfuz-u A’zamın daire-i mümkinatta, yani mevt ve hayata, vûcud ve fenaya daima mazhar olan eşyada, mütebeddil bir defteri ve yazar-bozar bir tahtasıdır ki hakikat-ı zaman odur. Evet, her şeyin bir hakikatı olduğu gibi zaman" dediğimiz, kâinatta cereyan eden bir nehr-i azimin hakikatı dahi, levh-i Mahv, isbatdaki kitabet-i kudretin sahifesi ve mürekkebi hükmündedir. (viii)

    ZAMAN İÇİN KULLANILAN TABİRLER

    Zaman: Yevm denilen bir günde gece gündüz adı verilen siyah ve beyaz meleklerle varlığını örerek haftayı, haftalar da mekiklerle örerek ayları, aylar da devrini tamamlayarak yılı, yıllar da mekiklerini örerek yılları, yıllar da karnları ve asırları, asırlar da devrini tamamlayarak dünyanın ömrünü meydana getirirler. Dünyanın devrini tamamlaması O din gününün sahibidir.(ix) ayetiyle anlatılan öbür âlemin gerçekleşecek olan günlerinin başlamasına doğru, varlık onların kolları arasında renklerin en çarpıcılarını elde ederek kusursuzluğa ulaşır. Saniye, dakika, saat ve günleri gösteren haftalık bir saatin millerinden birisi devrini tamam ettiği zaman, behemahal ötekileri de devirlerini ihmal edeceklerine kanaat hâsıl olur. Kezalik, yevm, sene, ömr-ü beşer ve ömr-ü dünya içinde tayin edilen manevi millerinden birisi devrini tamam ettiğinde, ötekilerin de (velev uzun bir zamandan sonra olsun) devirlerini ikmal edeceklerine hükmedilir. Keza, bir gün veya bir sene zarfında vukua gelen küçük küçük kıyametleri, haşirleri gören bir adam, saadet-i ebediyenin (haşrin tulû-u fecriyle şahsî bir nev' hükmünde olan) insanlara ihsan edileceğine şüphe edemez…"(x)

    Mİ’RAC GECE DE OLMUŞTUR

    Hz. Muhammed (sas) risaletiyle Allah’tan insanlara kavs-i nüzulle gelmiştir. Bu Hak'dan halka gelişidir. Abdiyet ve velayetiyle de Halk’tan Hak'ka arş-ı uruçla, mi’rac adıyla yükselmiştir. Bunun ikisi de geceler de gerçekleşmiştir. Hak’dan halka gelmesi gecelerde olmuştur. Gece kelimesini 114 defa kullanan Kur'ân-ı Kerîm bizzat kendisinin, insanlık dünyasına gece inmeye başladığını haber veriyor: Apaçık kitab'a and olsun ki, biz onu mübarek gece de indirdik.(xi) Abdiyet ve velayetiyle de halktan Hak’la gecelerde seyahat

    Enjoying the preview?
    Page 1 of 1