Ortaya Karışık Memleket Halleri
()
About this ebook
"Ortaya Karışık Memleket Halleri" içindekiler:
1.Bölüm – Türk Olmak
Türkleri Anlamak
Türk Olmak
Bir Dâhiden Türk Gibi Olmaya Dair
Beyaz Türk Olmak Meselesi
Daha Türk Olanlar
Bir İnsan, Bir Ülke
Türk Olmak Suçtu!
Mısır’da Türk Olmak!
Cezayir’de Türk Asıllı Olmak Asalet Göstergesi
Polonya’da Türk Olmak
Türk Olmanın Sorumluluğu
Türk Olmaya Felsefik Yaklaşımlar
Türk ve Müslüman Olmak
Türk Olmak Şans İşidir
Avrupa Türkleri Neden Sevmez?
2.Bölüm – Rakamlarla Hallerimiz
Türkiye Gerçekleri
Rakamlarla Türkiye
2 Milyon Türk "Takılarak" Yaşıyor!
Türkler Tescilli Rekorlar Peşinde
Yedi Harika’nın İkisi Türkiye’de
3.Bölüm – Türk Geyikleri
Ünlü Türk Yalanları
Meşhur Türk Geyikleri
Türkler Uzayda Olsalardı
Türklerden Değişmiş Geyiklerden
Alo Mezar Hattına Gelen İlginç Sorular
Ülkemde Aykırı Reklam Manzaraları
Çocuklarımızdan İlginç Diyaloglar
Türklere Özgü İlanlar ve Muhabbetler
Türklerden Son Sözler
Türk Basınımızın Kendine Özgü Dili
Bu Da Siyaset Lügatimiz
Türk Usulü Muhabbetin İçinden
Türklerden Cep Telefonlu Atasözleri
Türklerden Modern Beddualar
Türk Paranoyalarından Misaller ve Çözüm Önerileri
İnterneti Türkler Bulmuş Olsaydı
Türkiye’den İnternet Muhabbetleri
Türk Sinemasından Seçmeler
Dünyanın En Absürt Türk Filmi
4.Bölüm – Hayatın Bizcesi
Bunları Dünyada Bir Tek Türkler Yapıyor
Burası Türkiye, Bizde Böyle!
Türk Ahlakı
Türklere Özgü Hastalıklar
Türk Tipi Bir Hastalık
Türklerin Yaşama Mucizesi
Türk Erkeği Olmanın Dayanılmaz Hafifliği
Kadınların Derdi Ev İşleri, Erkeklerinki Futbol
Adam Yerine Konma Özlemleri
Türklerin Kendisini Aşağılama Hastalığına Dair
Bizde Psikiyatrik Yardım Hattının Cevap Kaydı
Türklere Ne Söylediler?
Ülkemizdeki Dernekler, Sevmeye ve Korumaya Doymuyor
Türkiye’de Trafik Kazaları
Türkiye İçin Trafik Işıkları Tanımları
Türklerin Bulduğu Fizik Kuralı: Teker Farkı
Rüşvet Vermek Bir Sanattır!
Vergi Kaçırmanın Türk Usulü Yolu!
5.Bölüm – Uyarlamalarımız
Yeni Versiyonuyla İstiklal Marşı
Osmanlı’da Futbol Terimleri
Eski Bir Masalın Bize Versiyonları
Pamuk Prenses ve Yedi Cücelerin Günümüz Türkiye Versiyonu
Yükselen Değerlerle Birlikte Edebiyat Tarihinden Değişikler
6.Bölüm – Türk İşi
Türk Usulü Başarının Sırrı
Anadolu Bilgeliğinden Bir Demet
Türk Usulü Başarı
Türk Usulü Büyük Düşünmek
Mevlana’dan İş Hayatına ve Yaşama Dair Öğütler
Osmanlı Usulü Alışveriş!
Türkiye Şartlarında Bile Başarılı Olmanın Şartları
Türk Usulü Şirket Hallerinden
Türk Tipi Yönetici
Türk Usulü Menajerlik Üzerine Garip Diyaloglar!
Anadolu'da Bir şeyler Oluyor!
Türk Tipi Yönetim Anlayışı
Alaturka Satış Stratejileri
Türklerin Yapabileceği İcatlar
Türkler ve Savaş
Konyalı Bir Mucitten Sobamatik
Türklerin Buluşları
Türkler Nasıl Devlet Yönetir?
Aslında Ne Demek
Annelerimizden Neler Öğrendik...
Ramazan F. Güzel
Hukukçu-Yazar-Şair:1972 Konya doğumlu yazar;- İlkokulu Konya’da, orta ve liseyi Eskişehir’de,- Üniversiteyi A.Ü. Hukuk Fakültesi’nde okudu,- Yüksek lisans eğitimini de M.Ü. İletişim Fakültesi’nde İletişim Hukuku üzerine yaptı.15 yıllık serbest avukatlık döneminde eşzamanlı olarak yazın ve medya dünyasında ürünler ortaya koydu.Bir dönem ceza hâkimliği yapan yazar, 2015 yılından beridir İsveç’te yaşıyor. Orada resim ve yazılarıyla edebiyat, sanat ve insan hakları alanında etkinliklerde bulunmakta...- Yazarın Yayınevimiz Nordic Publishing House’ta yayınlanmış eserler listesi:https://www.smashwords.com/profile/view/RamazanFG- Düzenli programlar yaptığı güncel Youtube kanalı:https://www.youtube.com/c/tvFOCUS- Yazarın kişisel YouTube kanalı:http://YouTube.com/@rfgKanal***OM FÖRFATTARERamazan F. Güzel född (1972) och uppvuxen i Turkiet.Har arbetat många år som juridisk rådgivare, advokat och domare.Güzel som också jobbat som journalist i olika mediekoncerner har masterexamen inom kommunikation och medier.Han har skrivit böcker inom juridik, politik och islamisk historia.Bor numera i Sverige och ägnar sig åt konst och mänskliga rättigheter.
Read more from Ramazan F. Güzel
Günümüz Yargısına Dair Sorular ve Cevaplar 1 Rating: 0 out of 5 stars0 ratingsGariplikler Kitabı 2: Bakın Burası Çok Önemli! Rating: 0 out of 5 stars0 ratingsİsimler ve Anlamlar Kitabı- Alfabetik Sırayla Rating: 0 out of 5 stars0 ratingsİnsanı ve Gayesini Anlama Kılavuzu (80 Soruda İnsan) Rating: 0 out of 5 stars0 ratingsAlgılar ve Gerçekler: Gülen Cemaati ile İlişkilendirilen Davaların Perde Arkası Rating: 0 out of 5 stars0 ratingsEdebiyat ve Sanat Güncesi 1: Edebi Bakışla Yaşamak (Ramazan F. Güzel Kitapları -37) Rating: 0 out of 5 stars0 ratingsGariplikler Kitabı 1: Neler Oluyor Hayatta! Rating: 0 out of 5 stars0 ratingsUzaklardan Notlar 5: Ülke Manzarası Rating: 0 out of 5 stars0 ratingsUzaklardan Notlar 1: Hayata ve Umutlara Dair Rating: 0 out of 5 stars0 ratingsMagazin Kültürde Haber Olmak ve Hukuk Rating: 0 out of 5 stars0 ratingsYakaza Günlükleri- Şiirler Rating: 0 out of 5 stars0 ratingsHoş Sada -1: Devlet Erkanından Rating: 0 out of 5 stars0 ratingsMuttasıl Denemeler Rating: 0 out of 5 stars0 ratingsHoş Sada -3: Gönül Ehlinden Rating: 0 out of 5 stars0 ratingsMüslümanlara Göre Hz. İsa Kimdir? (Soru- Cevaplarla Hz. İsa) Rating: 0 out of 5 stars0 ratingsFrom the Garden of Masnavi (1): A Bunch of Lilies Rating: 0 out of 5 stars0 ratingsGeçmişten Dersler Var 1: Adalet Üzerine Rating: 0 out of 5 stars0 ratingsTevhit Selam Kudüs Ordusu Kitabı 1: Mahkeme Zabıtlarıyla (Ramazan F. Güzel Kitapları -42) Rating: 0 out of 5 stars0 ratingsUzaklardan Notlar 4: Gündeme Gelenler Rating: 0 out of 5 stars0 ratingsEvsafıyla; Yola Düşenler Rating: 0 out of 5 stars0 ratingsHikayelerimden Seçkiler- 2: Yol Hikayeleri Rating: 0 out of 5 stars0 ratingsHayat Manzum Bir İbret- (Bütün Şiirleri Serisi: 8) Rating: 0 out of 5 stars0 ratingsUzaklardan Notlar 2: Daha Yaşanılır Bir Hayata Rating: 0 out of 5 stars0 ratingsHoş Sada -2: Fikir, Sanat, Edebiyat Dünyasından Rating: 0 out of 5 stars0 ratingsUnutmak Varsa Kaderde Rating: 0 out of 5 stars0 ratingsHukuk Güncesi 2- Adalet Ararken Rating: 0 out of 5 stars0 ratingsHikayelerimden Seçkiler -1 Rating: 0 out of 5 stars0 ratings
Related to Ortaya Karışık Memleket Halleri
Related ebooks
Cumhuriyet Döneminde İzlenen Tarim Politikasi Rating: 4 out of 5 stars4/5Goriot Baba Rating: 0 out of 5 stars0 ratingsTürkiye Kimlere Emanet Rating: 1 out of 5 stars1/51965: 2015’ten 50 Yıl Önce 1915’ten 50 Yıl Sonra Rating: 4 out of 5 stars4/5On Dakika Otuz Sekiz Saniye Rating: 0 out of 5 stars0 ratingsDersim Dersim Rating: 2 out of 5 stars2/5Büyükelçi Rating: 0 out of 5 stars0 ratingsÖmür Bir Gün Bittiğinde Rating: 0 out of 5 stars0 ratingsTürk Toplumu: Kültürü, Dini Rating: 1 out of 5 stars1/5Haydi Kizlar Gokyuzune Rating: 0 out of 5 stars0 ratingsBir Devlet Cinayeti Rating: 0 out of 5 stars0 ratingsDillerde Nağme Adın 2 (Yazılar) Rating: 0 out of 5 stars0 ratingsFanzin(ci)ler Konuşuyor Rating: 0 out of 5 stars0 ratingsMavisini Yitirmis Yasamak Rating: 1 out of 5 stars1/5Bir Barmenin Anıları, Oxford & Cambridge Centilmenler Kulübü'nde 38 Yıl Rating: 0 out of 5 stars0 ratingsBEYAZ DİŞ Rating: 0 out of 5 stars0 ratingsÇanakkale -1915 Rating: 0 out of 5 stars0 ratingsEdebiyat ve Sanat Güncesi 1: Edebi Bakışla Yaşamak (Ramazan F. Güzel Kitapları -37) Rating: 0 out of 5 stars0 ratingsİngiliz Câsûsunun İ'tirâfları ve İngilizlerin İslâm Düşmanlığı Rating: 5 out of 5 stars5/5Boyası Kurumuş Sözler Rating: 0 out of 5 stars0 ratingsÇözüm Kuran Ahlakı Rating: 0 out of 5 stars0 ratingsHer Gün İnsan Olmak Rating: 0 out of 5 stars0 ratingsKayıp Ağaçlar Adası Rating: 0 out of 5 stars0 ratingsElveda Panco Rating: 0 out of 5 stars0 ratingsLivaneli'nin Penceresinden Rating: 0 out of 5 stars0 ratingsGizem ve Düş Gücü Masalları Rating: 0 out of 5 stars0 ratingsHorseman (Turkish) Rating: 0 out of 5 stars0 ratingsŞIK Rating: 0 out of 5 stars0 ratingsYersiz Yurtsuz Yazılar Rating: 0 out of 5 stars0 ratingsİffet Rating: 0 out of 5 stars0 ratings
Reviews for Ortaya Karışık Memleket Halleri
0 ratings0 reviews
Book preview
Ortaya Karışık Memleket Halleri - Ramazan F. Güzel
1.BÖLÜM – TÜRK OLMAK
TÜRKLERİ ANLAMAK…
Türkler... Tozlu ve kalın ciltli tarih sayfalarının büyük bir kısmında yer alan, hatta baş rollerinde yer alan, asırlar boyunca atılımlarıyla tarih yazan, büyük devletler kuran, büyük devletleri yıkan… Kültürüyle, erdemiyle, atılganlığıyla... düşmanlarına bile kendisini imrendiren insanlar!
Öte yandan da savaşları ve işgalleriyle de çok canlar yakmış olan…
Türklerin tarihteki önemli yeri sadece büyük devletler ve medeniyet kurmuş olmasından gelmiyor, aynı zamanda karşı tarafta duran/ karşısına çıkan toplulukların bir araya gelerek devletler toplulukları kurulmasına sebep olmasından da...
Tarihin ilk devirlerinde Çin sınırlarında kükremesi, Çinlilere dünyanın yedi harikasından birisi olan Çin Seddi’ni yaptırmış, krallığın Çin’de güçlenmesine sebep olmuştur. İslam’la tanıştığı yıllarda Arapların askeri ve siyasi bir toparlanmaya girmesini sağlamıştır.
Avrupa kapılarına dayanınca da (günümüzdeki uzantısı Avrupa Topluluğu) gibi Avrupa’da (Haçlı seferleri ile) birleşmelere neden olmuştur. Halbuki Orta çağlarda Avrupa, derebeyliklere yönetiliyordu. Güçlü Osmanlı karşısında güçlü krallıklar daha sonraları ise Avrupa Birliği´nin bir versiyonu Haçlı Ordularının tesisine sebep olmuştur.
Rönesans da İstanbul’un fethiyle ortaya çıkmıştır. Reformları ise, İslam diniyle tanışmasıyla birlikte, Batının kendi tahrif edilmiş dinlerini sorgulama arzusundan husul olmuş... Türklerin tarih sahnesindeki bu etkinliğini hiçe saymak, tarihe bir haksızlıktır.
…
Sözün bu yerinde önemli bir ayrıntıya değinmek istiyoruz:
Kaderin bir cilvesi olarak, Türkler İslam tarihinde çok önemli bir yer tutmaktadır… Türkler hakkında Peygamberin (sav) şöyle buyurduğu ifade edilir:
"Türkler size dokunmadıkça siz de onlara dokunmayın." (Ebu Davut, Melahim:8)
Belki de bu hadise kulak vermekle, Araplar Hicri 4 asırda Türklerle ilk temasa geçtiği zamanlarda gayet ölçülüydü, arada hiçbir savaş hadisesi geçmemişti... Bu temaslar sonucunda, kısa bir süre içinde Türkler Müslüman oldu ve asırlar boyunca İslâm'ın bayraktarlığını yaptılar.
***
Türklerin ve Türklüğün tarihini burada sıralayacak değiliz şu an. Ki bu sahada birçok değerli eserler kaleme alınmıştır. Bu hususlarda daha ayrıntılı bilgi edinmek isteyenleri bu eserleri irdelemeye davet ediyoruz.
Günümüze gelindiğinde ise; içinde yer yer çarpıklıklar, çelişkiler, tezatlar barındıran, akıl almaz mantık örgülerinin bağrında şekillenen topluluklara dönüştük.
Bu kitabın bölümleri ve satırları arasında gezinirken buna dair türlü türlü hallere ve misallere şahit olacaksınız; kimi zaman düşünerek, kimi zaman gülerek, kimi zamanlar şaşırarak...
Peki o zaman bu eser bir ifşaat mı, bir milletin son durumuna ait bir enstantane mi, bir öz eleştiri mi?...
Artık sorular nereye kadar uzar bilemiyorum. Ama şunu bütün samimiyetimle ifade edeyim ki burada belli bir derin maksat gütmedim.
Özet bir şeyler söylemeye kalkışırsak; Güleriz, ağlanacak hallerimize!
Ne yapalım, şimdiki portrelerimiz yaklaşık böyle. Belki bir zamanlar imrenilen topluluklarken, şimdilerde tuhaflıkların yaşandığı bir kalabalıklara dönüşüverdik işte nihayetinde...
Neler oldu, neler değişti de bu noktalara gelindi ki? Bunun müsebbipleri bir değil, bir çoktur elbet. Uzun yıllar tarihinden, dininden, dilinden, harfinden, koparılan ve ayrık otları haline getirilen, cahil bırakılan, ulvi gayelere kilitlenmektense, başıboş hallere bırakılan nesillerden böyle manzaralar doğması muhtemel olsa gerek.
Stratejik bir bölgede, herkesin gözünün üzerinde olduğu ülke üzerinde, hiçbir zaman kendi kaderiyle baş başa bırakılmayan bu milletle ve dokusuyla çok oynandı ve uğraşıldı elbet. Ortaya da birbirinden ilginç modeller çıktı sonunda. Bunun tamiri adına nice gönüllü şahsiyetler ve topluluklar geldi geçti çok şükür. Belki onlar göle çalınan bir kaselik maya gibiydiler.
…
Üç tarafındaki denizlerin sularının sürekli olarak birbirine karışıp, kaynaşıp durduğu ülkemizde insanımız da her geçen günü böylesi karışımlara uğramaktadır. Meteorolojik bir ifadeyle Batı’dan, Balkanlar’dan, ya da kuzeyden gelen alçak basınçların, yüksek basınçların etkisiyle gelen sıcak/ soğuk havaların, rüzgarların tesirinde
bir ülke ve millet! Bulunduğu stratejik bölgenin etkisinden belki, belki de sadece kaderi olmasından.
Heisenberg’in belirsizlik teoreminde olduğu gibi; o yüzden Türk insanının tam ve genel/ standart bir portresini çıkarabilmek zor. Çünkü her tespitinizden sonra biraz daha değişmiş oluyor. Bu eserde ise milletinin farklı anlarındaki resimlerinden derlenmiş bir albüm var...
Görülmesi gereken belki de şu:
Biz hiçbir milletten daha üstün değiliz, hiç kimseden de aşağı değiliz. Büyüklenmeye de aşağılık kompleksine de gerek yok.
Düşük yanlarımız varsa eğitim ve birikim eksikliklerimizdendir… Okuyacağız, çalışacağız.
Ama her şeyin başı, kendimizle dalga geçmesini de bileceğiz. Olgunluk da böyle bir şey.
Olgun insanlara…
TÜRK OLMAK
Dünyanın, en tehlikeli eğlencesi Türk olmaktır.
Burada hayatin bizzat kendisi bile hayata şaşar.
Altmış milyonluk bir bungee-jumping'dir hayat.
Bir beton zemine doğru milyonlarca insan süratle düşeriz.
Tam çarpacağımız zaman, kim olduğunu kimsenin bilmediği bir güç, ucunda sallandığımız lastik halatı çekiverir ve biz yukarlara sıçrarız.
Başbakanımızı asar, genelkurmay başkanımızı hapseder, gençlerimizi idam sehpalarına gönderir sonra da en güzel aşk şiirlerini yazarız.
Aptallıktan sıkıldığımızda zekamızla övünür ve bin senedir her yaz mevsiminde damlarda yatar ve oradan düşerek ölürüz.
Yağmur yağdığında ülkenin en büyük kentinin işlek bir caddesinde boğulan yeryüzündeki tek insan Türk’tür.
Yeryüzünde kendine kanat yapıp ucan ilk insan da Türk’tür ama...
Devleti kutsal ilan eder sonra da devleti soyarız.
Köylü efendimizdir
der köylüleri döveriz.
Dünyada hiçbir devletin tanımadığı bir devleti kurma başarısını gösterebilmiş olanlar Türklerdir.
Ulusal onuru
bu kadar değerli ulusal parası
bu kadar değersiz başka bir ülke bulmak çok zordur.
Sürekli olarak birbirini kazıklayanlar Türklerdir.
Bir büyük deprem olduğunda çoluk çocuk, zengin fakir el birliğiyle yardıma koşup, evdeki iki battaniyeden birini depremzedelere bağışlayanlar da Türklerdir.
Kırk sekiz yıl boyunca dünya futbol şampiyonasının kapısından bile geçemedikten sonra ilk katıldığı şampiyonada dünya üçüncüsü olmayı Türkler başarır.
Ata sporu
güreşte en olmadık ülkelere yenilen, güreşten hiç anlamayan Amerikalı güreşçilerle güreşirken kolunu bacağını kırdıranlar da Türklerdir.
Her konuda fikrimizi söylemeye bayılır ama hiçbir fikrimize inanmayız.
Hiçbir filozofumuz yoktur ama ne olduğunu kimsenin bilmediği bir hayat felsefemiz vardır.
Dünyanın en ünlü suikastçısı papayı vuran bir Türk’tür.
Papayı binlerce insanın arasında vurup kabak gibi yakalanan en salak suikastçı da Türk’tür.
Katillerin ulusal kahraman
, şairlerin vatan haini
olduğu tek ülke Türkiye'dir.
Müslüman olanlardan sürekli kuşkulanır ama Müslüman olmayan vatandaşlarımıza devlette tek bir görev bile vermeyiz.
Bütün askeri darbeleri alkışlar ve ilk seçimde darbecilerin kızdıklarına oy veririz.
Savaşta kendi gemisini yedi saat boyunca bombalayanlar Türklerdir.
Uçağı arızalandığında başkalarına bir zarar gelmesin diye o uçağı son ana kadar terk etmeyip ölenler de Türklerdir.
Yabancılardan sürekli kuşkulanıp ne kadar yabancı örgüt varsa hepsine girmeye çalışanlar Türklerdir.
Yıllarca, Avrupa Birliğine girmemizi sağlayacak yasalardan hiçbirini çıkartamayıp, bir gecede başkalarının on yılda geçirebileceğinden daha fazla yasa geçiririz.
Ömründe hiç trapez yapmamış altmış milyon insanın trapez yapmasıdır hayat burada.
Bütün dünya, şaşkınlıkla bakarak düşmemizi beklerken biz düşmeyiz.
Biz Türk’üz. Ya oynar ya ağlarız.
Dünyanın en tehlikeli eğlencesidir Türk olmak. Ve biz korkuyla eğleniriz. (AHMET ALTAN)
YAZIYA DAİR BİR DE HAŞİYE:
Pasinler'in düşman işgalinden kurtuluş yıldönümünde temsili olarak süngülenecek düşman bulunamayınca, işsiz gençlerden parayla Ermeni olması istenmiş. Türk olmak için paraya gerek yok. Bazıları bunu şöyle de değerlendirebilir: Türk olmak para etmiyor! Nedense hep düşmanlarımızı kazandırıyoruz! Türk bedava çalışıyor ve bedava ölüyor.
(15/03/2001 Tarihli Zaman Gazetesi’nin Hodri Meydan köşesinden.)
BİR DAHİDEN TÜRK GİBİ OLMA
YA DAİR
(Birçok kez Kimya dalında Nobel’e aday gösterilen ve Modern Üniversite tarihinin ve Yale Üniversitesi’nin en genç profesörü unvanına sahip Prof. Dr. Oktay SİNANOĞLU’dan Türklük üzerine sözlerinden bir kısım.)
"...
Dış ülkelerden, onların yerli kuyruklarından medet ummayın. Gayeleri bize yardımcı olmak değil, Türk adını tarihten silmektir. Dünyanın neresinde olursanız olun, kimliğinizi, Türk dilini, Türk tarih ve kültür bilincini, binlerce yıllık geleneğini kaybetmeyin. Dış ülkelerde ne kadar kimliğinizi korursanız yabancılar da size o kadar itibar edecektir.
Başkasını taklit etmeyin. Kendi yolunuzu çizip azimle yürüyün. O zaman herkes sonradan sizi taklit edecektir. Eğitimde önce bir meslek gerçek bir beceri bir altın bilezik sahibi olmaya bakın.
Ne yaparsanız yapın en iyisini yapın. Siyasetçinin bilimcinin en kötüsü olunacağına tamircinin parmakla gösterilen en iyisi olmak yeğdir.
Bulabilirseniz Türk okuluna, eğitimin Türkçe verildiği okullara gidin.
Konulara merak sarın, not için çalışmayın.
O meslekte yararlı olacak bir yabancı dili öğrenin. Bülbül gibi konuşup yabancıdan ayırt edilemez hale gelmek hiç şart değil.
Unutmayın ki Türk olmak bir kafa, gönül işidir.
Türk; kültürüyle, diliyle, ata sevgisiyle Türk’tür. Soy sop meselesi karıştırarak, o her şeyimizi borçlu olduğumuz şerefli atalarımızı karalamaya çalışan iç düşmanların kitaplarına, yaygaralarına kulak asmayın. Kültür genleri, ırk genlerinden daha önemlidir.
Vatanı, milleti için her türlü fedakarlığa hazır bir taban gerekiyor. Bu taban son elli yılda hayli eritilmiş, kafası, gönlü karıştırılmış, birbirine düşen kesimler, dışa bağımlı sahte aydınlar, içinde vatanının geleceğini düşünmeyen, daha da acısı vurdumduymazlaşmış kalabalıklar oluşturulmuştur. Bu durumda gerçek bir önder çıkabilse bile başarılı olması şansı pek azdır.
Şimdi yapılacak iş hızla bu toplumun yeniden kaynaşmasına, bilinçlenmesine, vatanını, milletini kendisinden önce düşünen insanların çoğalmasına önayak olmaktır…"
BEYAZ TÜRK OLMAK
MESELESİ
Feminist hareketin en unutulmaz isimlerinden Simon de Beauvoir, 'kadın doğulmaz kadın olunur' demişti. Benzer bir şekilde, 'Beyaz Türk doğulmaz, olunur' diyerek, umut tacirliği yapmak istemem. 'Bunlar öyle sonradan olacak şeyler değil, en az beş nesil lazım' havasına girmenin de gerçekle alakası olmadığı gibi ('beyaz yalan' diyebilir miyiz?) son derece nefretlik bir şey.
Hoş, Beyaz Türk dünyası, hafiften, soy sop, şanlı geçmiş havasına girmemiş değil. O kadar ki, ancak ikinci nesil şehirli Beyaz Türklerin bile, 'neden bu memlekette aristokrasi yok' diye vahlanmaya başladığı bir gerçek.
'Olsa ne olacak, dahası sana ne faydası olacak' dememek elde değil. Ama, belli ki, konu o değil, böyle vahlanmalarda bir nevi seçkinlik alameti sayılır diye ümit ediyorlar. Ne demişler, 'umut fakirin ekmeği, Beyaz Türk'ün şuşisi!'
Ne diyorduk, Beyaz Türklük, aristokrasi gibi bir şey değil, soy sop aranmıyor, ama hiç de yok sayılmıyor. Varsa ne ala. Soy sop denilince de, illa paşa torunluğu olacak değil. Onların sayısı iyice az, verimli bir alan değil. Bu durumda, sırtını Cumhuriyet dönemi bürokrasisine dayamak bile, aristokratik bir geçmiş. En iyisi, cumhuriyet dönemi hariciyecisi aileler ama onların da çoğu Osmanlı seçkini, yani sayıları az. Ne diyorum, sıfır kilometre cumhuriyet bürokrasisi bile aristokrasi sayılabilir.
Geçin bürokrasiyi, bakın cumhuriyet dönemi bakkallığından, iş dünyasının bir numaralısı olan Koç ailesi, neredeyse kendini İngiliz aristokrasisi olarak görüyor. İkinci nesil, Rahmi Koç, Ostrolog yalısı nasıl, niçin aldığını anlatmaya doyamıyor. Yakasına karanfil takmadan çıkmıyor, eksantrik