Discover millions of ebooks, audiobooks, and so much more with a free trial

Only $11.99/month after trial. Cancel anytime.

Günümüz Yargısına Dair Sorular ve Cevaplar 1
Günümüz Yargısına Dair Sorular ve Cevaplar 1
Günümüz Yargısına Dair Sorular ve Cevaplar 1
Ebook176 pages1 hour

Günümüz Yargısına Dair Sorular ve Cevaplar 1

Rating: 0 out of 5 stars

()

Read preview

About this ebook

Cevaplanan sorulardan:

Türkiye Cezaevlerinde nakil sorunu nedir- ne değildir ve nasıl aşılır?

Garibe Gezer olayı özelinde hücre hapsinin mahiyetini nedir, hukuken olması gerekenler nelerdir?

Neden acil bir ‘Genel Siyasi af’ ihtiyacı var?

Salgın zamanlarında ‘Genel Af’ bir tercih midir, yoksa bir zorunluluk mu?

Mehmet Eymür’ün açıklamaları ışığında işkencecilerin durumu nedir ve ileride yargılanmaları mümkün müdür?

“Mahpus Yakınlarına Yardım” bir suç mudur?

Mahpuslar cezaevi masraflarını ödemeli mi, bunda usül nedir?

Siyasi mahpusların tahliyeleri, şartlı salıverilmeleri engelleniyor... bunun yasada karşılığı nedir ve bu engellemeleri aşmak için neler yapmalı?

Yargılamada “Gizli Tanıklık” ne kadar sağlıklı?

İtirafçılıktan vazgeçmek mümkün müdür, neler yapmalı?

Yurtdışında Türkiye’deki bir avukata vekalet vermek için ne yapılabilir, prosedür nedir?

Günümüz siyasi davalarının temel taşı “İltisak – irtibat” kavramlarının hukukta bir karşılığı var mıdır?

“Malvarlığının dondurulması” kararına karşı neler yapılabilir?

KHK’ların iptali mağduriyetlerin giderilmesi için yeterli midir, yani insanlar “terörist” olmaktan çıkarılmış olacak mı?

İşkenceye karşı yapılacaklar nelerdir?

Şartlı Tahliyede “örgütten ayrıldım” dilekçesi verilmesi zorunlu mu, verilirse ileride neler olur?

Cezaevinde meydana gelen ölümlere hukuk ne diyor? Sorumlular kim? Yapılması gerekenler neler?

LanguageTürkçe
PublisherRoh Nordic AB
Release dateJan 18, 2022
ISBN9781005389123
Günümüz Yargısına Dair Sorular ve Cevaplar 1
Author

Mustafa Doğan

2002 yılında Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesinden mezun oldu. 2003 yılında Hâkim Adaylığı stajına başladı. 2005-2016 yılları arasında Cumhuriyet Savcısı olarak görev yaptı. 2011-2014 yılları arasında 3 yıllığına Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğünde Tetkik Hâkimi olarak çalıştı. Yüksek Lisans Tezini “Türkiye’de Yargı Bağımsızlığı ve Hâkimin Tarafsızlığı” konusunda yazdı. Penoloji, cezaevleri, insan hakları, çocuk hakları üzerine çalışmalar yapmakta, makaleler yazmaktadır. Cross Border Jurists- Sınır Aşan Hukukçular (www.crossborderjurists.org) derneğinin kurulumunda yer aldı ve çalışmalarına aktif olarak destek veriyor.

Related to Günümüz Yargısına Dair Sorular ve Cevaplar 1

Related ebooks

Reviews for Günümüz Yargısına Dair Sorular ve Cevaplar 1

Rating: 0 out of 5 stars
0 ratings

0 ratings0 reviews

What did you think?

Tap to rate

Review must be at least 10 words

    Book preview

    Günümüz Yargısına Dair Sorular ve Cevaplar 1 - Mustafa Doğan

    GÜNÜMÜZ YARGISINA DAİR

    SORULAR ve CEVAPLAR 1

    Mustafa DOĞAN

    Ramazan Faruk GÜZEL

    RoH Nordic Publishing House

    Günümüz Yargısına Dair Sorular ve Cevaplar 1

    Mustafa DOĞAN & Ramazan F. GÜZEL

    Yayın No: 6

    Yayın yönetmeni: Ramazan F. Güzel

    Kapak tasarımı: Ramazan F. Güzel

    Teknik hazırlık: Ali Yaman

    Editör: Hülya Güzel

    Yayın tarihi: 18 Ocak 2022

    Web: http://publishinghouse.rhnordic.com/

    E-posta: info@publishinghouse.rhnordic.com ve rohnordic@gmail.com

    MUSTAFA DOĞAN

    2002 yılında Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesinden mezun oldu. 2003 yılında Hâkim Adaylığı stajına başladı. 2005-2016 yılları arasında Cumhuriyet Savcısı olarak görev yaptı. 2011-2014 yılları arasında 3 yıllığına Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğünde Tetkik Hâkimi olarak çalıştı. Yüksek Lisans Tezini Türkiye’de Yargı Bağımsızlığı ve Hâkimin Tarafsızlığı konusunda yazdı.

    Penoloji, cezaevleri, insan hakları, çocuk hakları üzerine çalışmalar yapmakta, makaleler yazmaktadır. Cross Border Jurists- Sınır Aşan Hukukçular (www.crossborderjurists.org) derneğinin kurulumunda yer aldı ve çalışmalarına aktif olarak destek veriyor.

    E-posta: s.mustafa.dogan@gmail.com

    Twitter: @mustafa_dogan00

    RAMAZAN FARUK GÜZEL

    1972 Konya doğumlu yazar, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ndeki lisan eğitimi sonrasında Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde yüksek lisans eğitimini tamamladı.

    15 yıllık serbest avukatlık döneminde eşzamanlı olarak yazın ve medya dünyasında ürünler ortaya koydu.

    2013 yılında hakimlik mesleğine geçti. Diyarbakır’da ACM’de görev yaparken güncel bazı davalarla ilgili verdiği özgürlükçü karardan ötürü mevcut iktidar tarafından 11 Eylül 2015 tarihinde mesleğinden ihraç edildi.

    Yurt dışına geçen yazar; yazı ve yayıncılık çalışmalarını halen İsveç’te sürdürmekte… tv FOCUS isimli YouTube kanalında düzenli programlar yürütmekte olan Güzel, aynı zamanda resim sergileri ile günümüz Türkiye’sindeki hukuk ihlallerine dikkat çekmeye çalışmakta…

    E-posta: rfguzel@gmail.com Twitter: @rfguzel

    İÇİNDEKİLER

    ÖNSÖZ

    KISALTMALAR

    İçindekiler Tablosu

    Sorular:

    Türkiye Cezaevlerinde nakil sorunu nedir- ne değildir ve nasıl aşılır?

    Garibe Gezer olayı özelinde hücre hapsinin mahiyetini nedir, hukuken olması gerekenler nelerdir?

    Neden acil bir ‘Genel Siyasi af’ ihtiyacı var?

    Salgın zamanlarında ‘Genel Af’ bir tercih midir, yoksa bir zorunluluk mu?

    Mehmet Eymür’ün açıklamaları ışığında işkencecilerin durumu nedir ve ileride yargılanmaları mümkün müdür?

    Mahpus Yakınlarına Yardım bir suç mudur?

    Mahpuslar cezaevi masraflarını ödemeli mi, bunda usül nedir?

    Siyasi mahpusların tahliyeleri, şartlı salıverilmeleri engelleniyor… bunun yasada karşılığı nedir ve bu engellemeleri aşmak için neler yapmalı?

    Yargılamada Gizli Tanıklık ne kadar sağlıklı?

    İtirafçılıktan vazgeçmek mümkün müdür, neler yapmalı?

    Yurtdışında Türkiye’deki bir avukata vekalet vermek için ne yapılabilir, prosedür nedir?

    Günümüz siyasi davalarının temel taşı İltisak – irtibat kavramlarının hukukta bir karşılığı var mıdır?

    Malvarlığının dondurulması kararına karşı neler yapılabilir?

    KHK’ların iptali mağduriyetlerin giderilmesi için yeterli midir, yani insanlar terörist olmaktan çıkarılmış olacak mı?

    İşkenceye karşı yapılacaklar nelerdir?

    Şartlı Tahliyede örgütten ayrıldım dilekçesi verilmesi zorunlu mu, verilirse ileride neler olur?

    Cezaevinde meydana gelen ölümlere hukuk ne diyor? Sorumlular kim? Yapılması gerekenler neler?

    ÖNSÖZ

    Türkiye 17/25 Aralık’tan bu yana sonu gelmeyen bir zulüm sürecinden geçti geçiyor. Bizler hukukçular olarak bu sürecin hem şahidi hem mağdurları hem de çözüm üretmek için kafa yoranlarıyız…

    George Orwell’ın 1984 romanındaki Cahillik mutluluktur! ifadesi, bizde Bilmek ıstırap çekmektir! olarak şekillendi.

    Türkiye’de yaşanan zulmün şüphesiz en önemli aktörleri şu a görevdeki hakimler savcılardır. Kanunun açık hükümlerine göz göre göre aykırı kararlar vermişlerdir. Onlarca yıl boyunca oturmuş, binlerce kararda esas alınmış içtihatlar yok sayılmıştır.

    Temel hak ve özgürlüklerin yegâne koruyucusu olan yargı, tüm gücü ile onlara saldırmış ve yok edilmeleri için elinden geleni yapmıştır. Bu durum insanları tamamen çaresiz bırakmış ve zulüm katlanarak büyümüş, kadın-erkek, bebek-ihtiyar demeden insanları yutmuştur.

    Uzun yıllar hakimlik ve savcılık yapmış olan bizler ise, bu süreç boyunca elimizden geldiği kadar hukuksuzlukları takip edip, yaşanan sorunları tahlil etme, doğruları bulma ve yol gösterme gayreti içinde olduk.

    Kitap, bu gayret ve çabaların eseri olarak farklı mecralarda yazdığımız makale ve köşe yazılarının bir araya getirilmesi ile oluşturulmuştur. Zor ve karmaşık hukuki konular basit ve anlaşılabilir bir üslupla ele alınmıştır.

    Ele alınan konular, güncelliğini her daim koruyacak ve herkesin hayatına dokunabilecek niteliktedir. Eserde gözaltı, tutuklanma ve cezaevi süreçlerine ilişkin mağduriyetlere neden olan hukuksuzluklara karşı neler yapılabileceğini ele alan yazıların yanı sıra, itirafçıların ve insanlığa karşı suçları işleyenleri bekleyen akıbet gibi zulme ortak olanların durumlarının irdelendiği bölümler de bulunmaktadır.

    Kitabımız seri olarak yayınlanacak olup bu, serinin ilkidir.

    Daha adil ve özgürlükçü yarınlar temennileriyle…

    18.01.2022

    Mustafa Doğan- Ramazan F. Güzel

    Türkiye Cezaevlerinde nakil sorunu nedir- ne değildir ve nasıl aşılır?

    Cezaevinde tutulan bir mahpusun en önemli ihtiyacı nedir?

    Bu soruya özgürlük başta olmak üzere pek çok cevap verilebilir. Muhtemelen hepsi de doğru ve gerçek ihtiyaçlardır. Ancak belki de bu ihtiyaçların cezaevinin doğduğu günden bu yana en önemlileri para ve ziyaretçi olagelmiştir.

    Bir mahpusun cezaevinde de olsa insan onuruna yakışır bir hayat sürebilmesi için paraya, psiko-sosyal olarak manevi varlığını sürdürebilmesi, cezaevinin yıkıcı ve ezici etkisi altında bunalan mahpusun hayata bağlanabilmesi, hayallerini ve umutlarını canlı tutabilmesi için ise ziyaretçiye ihtiyacı vardır. Bu ihtiyaçlardan parayı özellikle gelişmiş ülkelerde cezaevi idareleri, işyurdu açarak veya doğrudan yardımda bulunarak karşılayabilmektedir.

    Bir mahpusa yeni bir anne-baba bulunamayacağı veya yeni bir aile kurulamayacağı için ziyaretçiye bir alternatif oluşturmak mümkün değildir. Özellikle Türkiye'de yıllardır hücrede tutulan hâkim-savcılarla benzer durumda olan mahpuslar için ziyaretçinin anlamını satırlara dökmek imkansızdır.

    Türkiye'de yakınlarının yaşadıkları şehirlerden çok uzak yerlerde cezaevinde tutulan ve nakil talepleri kabul edilmeyen veya ailelerine yakın bir cezaevinde iken istem dışı çok uzak cezaevlerine nakledilen on binlerce mahpus bulunmaktadır. Bu mahpuslar ve yakınlarının ziyaret vasıtasıyla da olsa aile birliklerine saygı hakkı açıkça ihlal edilmektedir.

    Durum bununla kalmamakta maalesef kimi ziyaretler aile felaketleri ile sonuçlanmaktadır. Ziyaret yolunda yaşanan acılara birkaç örnek vermek gerekirse;

    6 Mayıs 2019 tarihinde Ankara'da tutuklu bulunan eski Cumhuriyet Savcısı olan Mehmet Ali Pekgüzel'i, Denizli’den ziyarete gelen eşi Firdevs Pekgüzel, dönüş yolunda geçirdiği trafik kazasında vefat etti. (Bkz. https://odatv.com/ergenekon-savcisina-aci-haber-08051946.html)

    28 Şubat 2019 yılında Mardin'de tutuklu bulunan öğretmen Burak Aydın'ı ziyarete gelip Giresun'a dönmekte olan ailesinden 4 kişi Erzurum'da yaşanan trafik kazasında vefat etti. (Bkz. http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/turkiye/948582/Acinin_resmi..._Ziyaretine_gelen_ailesi_kazada_yok_oldu__cezaevinden_bir_gun_sonra_izinli_cikti.html)

    Son örnek ise daha evvel idari hâkim olarak görev yaptığı ve aslen Afyonkarahisarlı olan Fatih Cenik'i 19 Mayıs 2017 tarihinde ziyarete gelen ailesi yolda trafik kazası geçirmiş, kazada Cenik'in 5 yaşındaki oğlu vefat etmişti. (http://www.tr724.com/goruse-cikmayi-beklerken-evladini-kaybeden-baba-bugun-benim-gercek-bayramim-ben-sehit-babasiyim/)

    Görüldüğü üzere Türkiye'deki pek çok mahpus yakınlarını ziyaret yolunda kaybetti ve maalesef kaybetmeye devam ediyor. Peki yaşanan bu acıların kaynağı nedir?

    Bu sorunun cevapları arasında öne çıkanı kalabalıklaşmadır. Kalabalıklaşma, kapasiteden fazla mahpus barındırılması nedeniyle mahpus sayısının olması gerekenin çok üstüne çıkmasıdır. Kalabalıklaşmanın sebeplerini ise kronolojik olarak ve özet bir değerlendirme ile şu şekilde izah edebiliriz.

    2000 yılına gelindiğinde, Türk Devleti cezaevlerini yönetemez hale gelmişti. Özellikle, Bayrampaşa, Metris, Ulucanlar ve Buca gibi büyük ve kalabalık cezaevleri mafya ve diğer suç örgütlerinin kontrolü altına girmişti. (Bkz. TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Çalışma Raporu 5 Mayıs 1999-1 Ekim 2000). (Bkz. https://www.tbmm.gov.tr/komisyon/insanhaklari/docs/21dnm/mayis5_%201999_ekim1_2000.pdf)

    Bu süreç 19 Aralık 2000 tarihinde gerçekleştirilen ve daha sonra çok tartışılacak olan Hayata Dönüş Operasyonu ile sonuçlandı. Operasyonun hemen ardından 22 Aralık 2000 tarihinde Rahşan Affı olarak da bilinen genel af benzeri bir şartla tahliye yasası çıkarıldı ve cezaevleri büyük ölçüde boşaltıldı. 2003 yılında Adalet ve Kalkınma Partisi iktidara geldiğinde ve kalabalıklaşma ve güvenlik gibi sorunları olmayan bir cezaevi yönetimi devraldı.

    2004 yılında Ceza Hukuku ile ilgili temel kanunlar olan Türk Ceza Kanunu, Ceza Muhakemesi Kanunu ve Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun yenilendi. Değişiklik 2005 yılı haziran ayında yürürlüğe girdi. Bu yeni kanunlarla cezalar arttı, savcıların özellikle örgütlü suçlarla mücadelede yetkileri artırıldı, cezaların infazı aşamasında ise cezaevlerinde geçirilecek süreler artırıldı.

    Bu durum haliyle cezaevlerindeki tutuklu ve hükümlü mevcudunu artmasına netice verdi. 2010 yılına gelindiğinde Anayasa'da referandum yolu ile yapılan değişiklikler ve onu takip eden alt mevzuat değişiklikleriyle Yargıtay'ın daire sayısı, üye sayısı ve tetkik hâkimi sayısı artırıldı.

    Hükümet bu değişikliklerle yargının yükünün azalacağını ve yargılamaların artık çok daha hızlı yapılacağını vaat ediyordu. Vadedildiği gibi dosyalar Yargıtay'dan çok daha çabuk geçmeye ve kesinleşme süreleri kısalmaya başladı. Yargılama süratlendi ancak cezaevlerindeki mahpus sayısı da hızla arttı.

    Cezaevi mevcudundaki artış ülke genelinde haftalık 1000

    Enjoying the preview?
    Page 1 of 1