Muttasıl Denemeler

By Ramazan F. Güzel

"Muttasıl Denemeler" isimli kitabın konu başlıkları:

- Kelamdan Önce Selam!

- Bir Grup Siyasal İslamcı, Bir Oduncu ve Şeytan!

- Herkes Sofraya Oturur Kalkar da Kimler Haramından, Kimler Helalinden Yer?

- Popülerleşen Karma Felsefesi ve Gerçekler

- İnsan Olayları Öznel Bir Gözle ve İnançla Değerlendiremez mi?

- Hâlis Niyetle Gelen Helâl Nimetler

- Yağışlı Bir Yolu Katederken

- Kulağıma Küpe Bir Kurtulma Hikayesi

- “Muslim På Riktigt” / “Gerçekten De Müslümanım” Diyebilmek!

- Halı Sahada Maç Var Bugün!

- Susmak ve Konuşmak Üzerine

- Çok Yukarılardan Bakınca Dünya

- Unutulmaz mı Olmak İstiyorsun?

- “İstihdam Ediliyoruz!”

- Yapmak ile Olmak Arası

- İnsanlık Halleri

- Çifte İmtihan

- Küçük Bir Hayırdan Büyük Sevinçlere

- Fazilet Yönünden Üstünlük Silsilesi

- Kibir mi Gerçek Üstünlük mü?

- Kabak Hikayeleri Sizde de Kabak Tadı Vermedi Mi Artık?

- Çocuklara Karşı Önemli Bir Vazife: “İsim Vermek”

- Azamî İhlâsın Bir Gereği: Beklentisizlik

- Kardeşlik Hukuku

- Bir Ayet Okudu, Hayatı Değişti

- Balık Tutmasını Öğretmek

- S-Empatik Olabilmek

- Hakkıyla İbadet, En Büyük Terapi

- Mevlânâ’dan da ‘Olmak’ Üzerine Yedi Öğüt

- İnsanların Doğru Şehadeti Üzerine Olmak

- Ömür Dediğiniz Ne ki!

- Bu Siyasi Ortamda Koyunlar ve Sürülük Bahsi

- Milletimiz Zeki Midir, Aptal Mıdır Yoksa Kurnaz Mı?

- 30 ve de Son 4 Yılın Ardından...

- Hainlik mi Kötülük Mü?

- Bu Dönemden İnsan Manzaraları...

- Gidenlere Laf Yetiştirenlere Dair...

- Yemen Yollarında ‘Avatar’

- Gel de Üzülme!

- Siz Neden Burada Değilsiniz ki?

- Ölüm Pahasına Bir Aşk!

- Küçük Dediklerimiz Sahiden de Küçük müdür Zatında...?

- Küçük; Neye Göre, Kime Göre?...

- Yılanlar, Çıyanlar Arasında!

- Unut!

- Bir İç Muhasebesi; Ramazan’ın Bencesi

- Ölüm Tedaileri...

- Ada Olabilsek

- Çarpma, Yandan Geç!

- Aptalla Tartışırsanız Ne Olur?

- Çekememezlik

- Gel Desem...

- Arpalık Olan Bir Ülkeye Dair

- Görmediğine İnananlar ve Anlamadığına Cevap Verenlere Dair

• Language: Türkçe
• Publisher: Roh Nordic AB
• Release date: Mar 2, 2022
• ISBN: 9781005501648

Ramazan F. Güzel

Hukukçu-Yazar-Şair:1972 Konya doğumlu yazar;- İlkokulu Konya’da, orta ve liseyi Eskişehir’de,- Üniversiteyi A.Ü. Hukuk Fakültesi’nde okudu,- Yüksek lisans eğitimini de M.Ü. İletişim Fakültesi’nde İletişim Hukuku üzerine yaptı.15 yıllık serbest avukatlık döneminde eşzamanlı olarak yazın ve medya dünyasında ürünler ortaya koydu.Bir dönem ceza hâkimliği yapan yazar, 2015 yılından beridir İsveç’te yaşıyor. Orada resim ve yazılarıyla edebiyat, sanat ve insan hakları alanında etkinliklerde bulunmakta...- Yazarın Yayınevimiz Nordic Publishing House’ta yayınlanmış eserler listesi:https://www.smashwords.com/profile/view/RamazanFG- Düzenli programlar yaptığı güncel Youtube kanalı:https://www.youtube.com/c/tvFOCUS- Yazarın kişisel YouTube kanalı:http://YouTube.com/@rfgKanal***OM FÖRFATTARERamazan F. Güzel född (1972) och uppvuxen i Turkiet.Har arbetat många år som juridisk rådgivare, advokat och domare.Güzel som också jobbat som journalist i olika mediekoncerner har masterexamen inom kommunikation och medier.Han har skrivit böcker inom juridik, politik och islamisk historia.Bor numera i Sverige och ägnar sig åt konst och mänskliga rättigheter.

Book preview

YAZARI HAKKINDA

Ramazan Faruk GÜZEL:

1972 Konya doğumlu yazar;

- İlkokulu Konya’da, orta ve liseyi Eskişehir’de,

- Üniversiteyi A.Ü. Hukuk Fakültesi’nde okudu,

- Yüksek lisans eğitimini de M.Ü. İletişim Fakültesi’nde İletişim Hukuku üzerine yaptı.

15 yıllık serbest avukatlık döneminde eşzamanlı olarak yazın ve medya dünyasında ürünler ortaya koydu.

Bir dönem ceza hâkimliği yapan yazar, 2015 yılından beridir İsveç’te yaşıyor. Tv Focus Youtube kanalında ve aynı isimli haber sitesinde yayıncılık yapması yanı sıra, resim ve yazılarıyla insan hakları alanında aktivist olarak etkinliklerde bulunmakta…

Yazarın Nordic Publishing House’ta yayınlanmış eserleri:

1- Vem är Jesus enligt muslimer? (Müslümanlara Göre Hz. İsa Kimdir?) - Ocak 2022.

2- Günümüz Yargısına Dair Sorular ve Cevaplar 1 (Mustafa Doğan ile) Ocak 2022.

3- Boyun Eğen Yargının Resmidir (Ocak 2022)

4- Algılar ve Gerçekler: Gülen Cemaati ile İlişkilendirilen Davaların Perde Arkası (Ocak 2022).

5- Uzaklardan Notlar 1: Hayata ve Umutlara Dair (Ocak 2022).

6- Uzaklardan Notlar 2: Daha Yaşanılır Bir Hayata (Ocak 2022).

7- Uzaklardan Notlar 3: Mutluluğun Kitabı (Şubat 2022).

8- Nasrettin Hoca Yollarda (Şubat 2022)

9- Buluta Yüklü Dizeler/ İtalik Şiirler (Şubat 202

10- Gariplikler Kitabı 1: Neler Oluyor Hayatta! (Şubat 2022).

11- Gariplikler Kitabı 2: Bakınız Burası Çok Önemli! (Şubat 2022).

12- Uzaklardan Notlar 4: Gündeme Gelenler (Şubat 2022).

13- Uzaklardan Notlar 5: Ülke Manzarası (Şubat 2022).

14- Hukuk Güncesi 1: Quo Vadis/ Bu Gidiş Nereye? (Mart 2022).

15- Hukuk Güncesi 2: Adalet Ararken (Mart 2022).

16- Hukuk Güncesi 3: AİHM Kapısında (Mart 2022).

17- Muttasıl Denemeler (Mart 2022).

İÇİNDEKİLER

Yazarı Hakkında

Önsöz

Kelamdan Önce Selam!

Bir Grup Siyasal İslamcı, Bir Oduncu ve Şeytan!

Herkes Sofraya Oturur Kalkar da Kimler Haramından, Kimler Helalinden Yer?

Popülerleşen Karma Felsefesi ve Gerçekler

İnsan Olayları Öznel Bir Gözle ve İnançla Değerlendiremez mi?

Hâlis Niyetle Gelen Helâl Nimetler

Yağışlı Bir Yolu Katederken

Kulağıma Küpe Bir Kurtulma Hikayesi

Muslim På Riktigt / Gerçekten De Müslümanım Diyebilmek!

Halı Sahada Maç Var Bugün!

Susmak ve Konuşmak Üzerine

Çok Yukarılardan Bakınca Dünya

Unutulmaz Mı Olmak İstiyorsun?

İstihdam Ediliyoruz!

Yapmak ile Olmak Arası

İnsanlık Halleri

Çifte İmtihan

Küçük Bir Hayırdan Büyük Sevinçlere

Fazilet Yönünden Üstünlük Silsilesi

Kibir mi Gerçek Üstünlük mü?

Kabak Hikayeleri Sizde De Kabak Tadı Vermedi Mi Artık?

Çocuklara Karşı Önemli Bir Vazife: İsim Vermek

Azamî İhlâsın Bir Gereği: Beklentisizlik

Kardeşlik Hukuku

Bir Ayet Okudu, Hayatı Değişti

Balık Tutmasını Öğretmek

S-Empatik Olabilmek

Hakkıyla İbadet, En Büyük Terapi

Mevlânâ’dan da ‘Olmak’ Üzerine Yedi Öğüt

İnsanların Doğru Şehadeti Üzerine Olmak

Ömür Dediğiniz Ne ki!

Bu Siyasi Ortamda Koyunlar ve Sürülük Bahsi

Milletimiz Zeki Midir, Aptal Mıdır Yoksa Kurnaz Mı?

30 ve de Son 4 Yılın Ardından…

Hainlik mi Kötülük mü?

Bu Dönemden İnsan Manzaraları…

Gidenlere Laf Yetiştirenlere Dair…

Yemen Yollarında ‘Avatar’

Gel de Üzülme!

Siz Neden Burada Değilsiniz ki?

Ölüm Pahasına Bir Aşk!

Küçük Dediklerimiz Sahiden de Küçük Müdür Zatında...?

Küçük; Neye Göre, Kime Göre?...

Yılanlar, Çıyanlar Arasında!

Unut!

Bir İç Muhasebesi; Ramazan’ın Bencesi

Ölüm Tedaileri…

Ada Olabilsek

Çarpma, Yandan Geç!

Aptalla Tartışırsanız Ne Olur?

Çekememezlik

Gel Desem…

Arpalık Olan Bir Ülkeye Dair

Görmediğine İnananlar ve Anlamadığına Cevap Verenlere Dair

ÖNSÖZ

Yazmak, konuşmak; insanın kendisini ifade edebilmesinin ötesinde, çatlayıp ölmesine de en büyük mânia!..

Ben de yazamasam çatlardım herhalde... O yüzden de doldukça yazdım, yazdıkça doldum ve yaza yaza böyle bir yekûn oluştu…

Evet, konuştukça, yazdıkça açılır meseleler; bir gül goncası misali. Meseleler/ meselelerimiz, birbirine ulanmış; birinden bahsederken öbürü düşüveriyor akla… Söz sözü açarak uzadı gitti yazılar!

Önce çeşitli mecralarda boy gösterdi bu yazılar. Her biri damlalar misali birikti bir kuytuda ve nihayetinde kitap/ kitaplar hacmine ulaştı.

Bu kertede; derlenip toparlanma ve bir kitap tabyası nizamında okuyucusuyla buluşma kalıyordu geriye. Buna cesaret için dostların ve sevenlerin teşvik ve takviyeleri gerekiyordu. Bu dostane tavır gecikmedi ve teşebbüsün ilk kıvılcımı oldu... Nihayetinde bu kitap doğdu işte.

…

Bu kitap böylesi denemelerimden oluşmakta;

Umutsuzluklara, üzüntülere, kötülüklere karşı… Muttasıl bir şekilde yazarak, söyleyerek karşı durma denemelerim!

"Ağır, ağır çıkacaksın bu merdivenlerden,

Eteklerinde güneş rengi bir yığın yaprak,

Ve bir zaman bakacaksın semâya ağlayarak...

Sular sarardı... yüzün perde perde solmakta,

Kızıl havâları seyret ki akşam olmakta...

Eğilmiş arza, kanar, muttasıl kanar güller;

Durur alev gibi dallarda kanlı bülbüller,

Sular mı yandı? Neden tunca benziyor mermer?

Bu bir lisân-ı hafîdir ki ruha dolmakta,

Kızıl havâları seyret ki akşam olmakta..."

Hani Ahmet Haşim’in hayatı bir Merdiven alegorisi ile anlattığı o meşhur şiiri var ya;

İşte bu yazılarıma dönüp baktığımda o duyguyu hissettim iliklerime kadar… Her birisi ayrı bir hatıranın, duygunun ürünü güneş rengi yapraklar gibi denemeler ve de bunları biteviye, muttasıl paylaşma çabaları...

Ruha dolmuş birer lisan-ı hafi yazı damlaları şimdi bir kitap olarak karşınızda.

…

Yeri gelmişken;

- Bu çalışmanın ortaya çıkması için gönülden desteklerini, teşviklerini ortaya koyan bütün dostlarıma,

- Bir yerlerde yayınlandıkça parça parça bu yazıları okuyan, yorumlayan, katkıda bulunan okuyuculara ve dahi

- İşbu şekilde kitap haline geldikten sonra topluca okuyacak ve duygularıma iştirakçi olacaklara…

Herkese kalbi teşekkürlerimi arz ediyorum.

Keyifli okumalar efendim…

KELAMDAN ÖNCE SELAM!

(Selam, kelamdan öncedir.) [Tirmizi]

(Selam vermeden söze başlamayın. Selam vermeden konuşana cevap vermeyin.) [Hakim]

(Selam sualden öncedir. Selam vermeden sual sorana cevap vermeyin.) [İ. Neccar]

(Mümin, önce selâm vermek için atılır; münafık ise önce kendisine selam verilmesini bekler.) [Dare Kutnî]

(Önce selâm veren Allah’a ve Resûlüne daha yakındır.) [Ebu Davud]

(Allah’ın rahmet ve affına en lâyık olan, önce selâm verendir.) [Ebu Davud]

(Önce selâm veren kibirden uzak olur.) [Beyheki, Hatib]

Her fırsatta selam vermeyi ganimet bilmelidir. Selamlaşmayı yaymak çok sevabdır. Birkaç hadis-i şerif meali:

(Selamlaşmayı yayarsanız cennete girersiniz.) [Taberani]

(Selamlaşmayı yaygınlaştırın, yemek yedirin, [salih] akrabayı ziyaret edin, gece herkes uykuda iken namaz kılın, sonra selametle cennete girin.) [Darimi]

(Allah’a yemin ederim ki, iman etmedikçe Cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe iman etmiş olamazsınız. Birbirinizi sevebilmenin yolu, aranızda selamlaşmayı yaymaktır.) [Tirmizi, İ. Ahmed]

(Amellerin en iyisi, selamlaşmayı yaymaktır.) [Eşiat-ül-lemeat]

(Yalnız tanıdıklara selâm vermek kıyâmet alametidir.) [Taberani]

(Karşılaştığınız arkadaşa selâm verin. Eğer aranıza ağaç, duvar yahut taş gibi bir engel girip de sonra karşılaşırsanız tekrar selâm verin.) [Ebu Davud, İ. Mâce] 

(Gece gündüz şeytandan uzak kalmak isteyen evine girerken selam versin ve yemeği besmele ile yesin.) [Taberani]

(Evine girerken selâm veren, Allah’ın himâyesinin garantisi altındadır.) [E. Davud]

(Bir eve girince, ev halkına selâm verin. Çıkarken de selâm verin.) [Beyheki]

(Bir yere, bir meclise giren oradakilere selâm versin. Oradan kalkıp giderken yine selâm versin.) [Tirmizi]

BİR GRUP SİYASAL İSLAMCI, BİR ODUNCU VE ŞEYTAN!

Size bir hikâye anlatmak istiyorum.

Belli iddialarla yola çıkıp sonradan heveslerine, hırslarına kapılanların ahvalini daha iyi anlamamız adına…

Odunculukla hayatını kazanan bir zat varmış. Allah’a karşı kulluk" vazifesini yapar, kimsenin ekşisine tatlısına karışmazmış. Bu zahit kişinin bulunduğu köyün yakınında bir köy daha varmış. Onlar ise dağda kutsal diye kabul ettikleri bir ağaca tapar, ondan medet beklerlermiş.

Oduncu, bir gün:

Şunların Allah diye taptıkları ağacı kesip odun edeyim, pazarda satarak ekmek parası kazanırım; hem de bir kavmi Allah’a isyandan kurtarmış olurum diye düşünmüş, Allah rızası için ağacı kesmeye karar vermiş.

Dağa doğru giderken karşısına acayip suratlı pis bir adam çıkarak nereye gittiğini sormuş. Oduncu:

"Halkın Allah diye taparak Allah’a isyan ettikleri ağacı kesmeye gidiyorum", diye cevaplamış. O garip adam, oduncuya:

"Ben şeytanım… O ağacı kesmene müsaade etmiyorum", deyince zahit oduncu, şeytana çok kızmış. Öldürmek için hücum etmiş, şeytanı yere yatırmış ve üzerine oturup hançerini boğazına dayamış.

Şeytan zahide:

"Ey zahit, sen beni öldüremezsin. Allah bana kıyamete kadar müsaade etmiştir. Fakat gel o ağacı kesme, seninle anlaşalım…

Ben sana her gün bir altın vereyim, sen de ağacı kesmekten vazgeç. Hem el ağaca tapıyormuş, günah işliyormuş; senin neyine gerek, altınını al işine bak", demiş.

Oduncunun kafasına yatmış, şeytanı bırakmış.

Şeytan, adama; akşam yatıp sabahleyin yastığının altına bakmasını söylemiş ve anlaşarak ayrılmışlar.

Adam ağacı kesmekten vazgeçip, evine dönmüş…

Akşam yatıp sabahleyin yastığının altına baktığında, altını görmüş, çok memnun olmuş!

Bu böyle bir müddet devam etmiş…

Fakat bir gün yastığın altına bakıyor ki adam, altın yok!

Meğer o gün şeytan altın koymamış yastığının altına…

Oduncu küplere binmiş, kızıp baltasını aldığı gibi dağa ağacı kesmeye yollanmış.

Yolda, aynı yerde yine şeytanla karşılaş. Adam şeytanı karşısında görünce adeta patlamış:

"Seni sahtekâr seni, kandırdın değil mi beni?"

Bunu diyerek şeytanın üzerine hücum etmiş, kendinden çok emin… Çünkü daha öncesinde çok kolay devirdiğini bilmekteymiş.

Fakat evvelkinin tam tersine bu sefer şeytan adamı tuttuğu gibi yere çalmış, altına almış! Adam şaşkın!.. "Bu nasıl hâl?!" der gibi şeytanın yüzüne bakmaktaymış.

İşte o zaman demiş ki şeytan:

"Hayret ettin değil mi? Niçin bana yenildiğinin sebebini söyleyeyim."

Oduncunun boğazını daha da sıkıp onun iflahını keserken anlatmasını sürdürmüş:

"Önceki sefer sen Allah rızası için ağacı kesmeye gidiyordun. Seni değil ben, dünyadaki bütün şeytanlar bir araya gelsek yine yenemezdik…

Lâkin şimdi Allah rızası için değil de sana altını vermediğim için kızdığından gidiyorsun, işte o yüzden bana mağlup oldun ve sana ağacı kesmene müsaade etmeyeceğim", demiş.

Adamın elindeki baltayı alıp orada onun işini bitirmiş.

Hem ağaca tapınma işi devam etmiş, hem de eskiden zahit olan ama sonradan hevesine kapılmış bir oduncu ortadan kaldırılmış olmuş o şeytan tarafından…

…

Osmanlı Yayınevi tarafından yayınlanmış Büyük Dini Hikayeler isimli eserdeki bu hikâyenin değişik versiyonları var. Fakat ana tema beni çok etkiyor ve birçok tedailerde, çağrışımlarda bulunuyor.

Çok detaylandırmak istemiyorum, sadece şu kadarını demek istiyorum:

Devlet tapınmaları yapanların karşısına, "Bu Tağut düzeni ortadan kaldırıp demokrasi getireceğiz…" vs. deyip dikilen ve sonra başa geçenleri, bu vaatlerini beğenip onunla yola çıkanlarla bazı icraatlar ve operasyonlar yapanları düşünün bir…

Sonra bazı akçeli işlere bulaştıktan sonra saraylarda kirli bazı mutabakatlara girenleri ve istesem ben onları yine alt ederim ki diyenleri, bu arada da ittifak ettiği eski dostlarını, müttefiklerini satanları bir akla getirin…

Bunların sonunu merak ediyor musunuz?

Oduncunun başına gelenleri görünüz ve cevabını kendiniz bulunuz.

Bir 14 Şubat günü size de böyle bir hatırlatmam olsun. (14 Şubat 2022)

HERKES SOFRAYA OTURUR KALKAR DA KİMLER HARAMINDAN, KİMLER HELALİNDEN YER?

Tarih, geçmiş; bakabilenlere ibret levhası… Günümüzü anlamak için bazen