Discover millions of ebooks, audiobooks, and so much more with a free trial

Only $11.99/month after trial. Cancel anytime.

Haydi Yeniden
Haydi Yeniden
Haydi Yeniden
Ebook185 pages1 hour

Haydi Yeniden

Rating: 0 out of 5 stars

()

Read preview

About this ebook

Müfterilerin bütün çirkeflikleriyle inançları törpülendiği, maalesef yer yer ümitsizliğin sâri hastalığa dönüştüğü bir vasatta, inanç ve ümitleri yeniden yeşertmeye çalışan ‘Haydi Yeniden’ isimli kitabını kıymetli kılan birkaç noktayı paylaşmak isterim:
Birincisi: Bu eseri oluşturan yazıların tamamına yakını; direksiyon başında ‘Uber’ yapan bir emektarın bir emekçinin alın teri sonucu ortaya çıkmıştır.
İkincisi: Birilerinin; yaktık, yıktır, bitirdik dediği ZAMAN bayrağını, haklı bir gururla taşıyan ZAMAN Avustralya’nın sayfalarında okuyucuyla buluşmuş ve bu pek yerinde onurla kütüphanelerin raflarında yerini alacak bir kitaba dönüşmüştür.
Üçüncü ve en değerli ince husus da: Son birkaç yıldan beri, zulmün katmer katmer olduğu, mazlumların feryat ve figanlarının arşa ulaştığı bu süreçte, kâh bu kitapta yer alan yazılarıyla, kâh Youtube görüntülü videolarıyla, sosyal medya mecralarındaki çarpıcı mesajlarıyla mağdurun çığlığına tercüman olmaya çalışan bu kalem ve fikir işçisinin; kitabın satışından elde edeceği geliri de yine bu insanlara bağışlamasıdır.
Enes Cansever

LanguageTürkçe
Release dateAug 13, 2021
ISBN9781005587550
Haydi Yeniden
Author

Mansur Turgut

Türkiye'nin en küçük ili Bayburt'ta 8 Nisan 1968’de doğdu ve çok sevdiği en büyük ili İstanbul'da büyüdü. İlk, orta, lise öğrenimini İstanbul’da bitirdi. Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nden mezun oldu. Başta İzmir olmak üzere Anadolu'nun değişik illerinde eğitim hizmetlerinde çalıştıktan sonra Moğolistan'da Tonyukuk ve Orhun Abidelerinin gölgesinde Hizmet etmek şerefine nail oldu. Bütün arkadaşları gibi zorlu sürecin sevk-i cebrîsi ile Güney Kore’de kısa bir süre yaşadıktan sonra Amerika hayatı başladı. Bir ‘mülteci’ olarak ailesi ve sevdikleriyle beraber hayat mücadelesine devam ediyor.Yazıları, haftalık olarak Zaman Avustralya Gazetesi'nde yayınlanıyor ve inandığı doğruları YouTube kanalında anlatmaya çalışıyor.

Read more from Mansur Turgut

Related to Haydi Yeniden

Related ebooks

Reviews for Haydi Yeniden

Rating: 0 out of 5 stars
0 ratings

0 ratings0 reviews

What did you think?

Tap to rate

Review must be at least 10 words

    Book preview

    Haydi Yeniden - Mansur Turgut

    TAKDİM

    Hariçteki zorbalar kadar, kadir ve kıymet bilmeyen dâhildekilerin de ümitleri törpülediği ifritten bir süreç yaşıyoruz.

    Etkisi, tüm ifritliğiyle devam eden böylesi bir süreçte; kalbiyle, kalemiyle, kelamıyla; iyilikten yana, iyilerin yanında, mazlumdan yana, mağdur cephesindeki yerine sağlamca konuşlanıp sürdüren ve gazetemizin ‘Gönüllü Yazarı’ Mansur Turgut’u, öncellikle tebrik etmek isterim.

    Müfterilerin bütün çirkeflikleriyle inançları törpülendiği, maalesef yer yer ümitsizliğin sâri hastalığa dönüştüğü bir vasatta, inanç ve ümitleri yeniden yeşertmeye çalışan ‘Haydi Yeniden’ isimli kitabını kıymetli kılan birkaç noktayı paylaşmak isterim:

    Birincisi: Bu eseri oluşturan yazıların tamamına yakını; direksiyon başında ‘Uber’ yapan bir emektarın bir emekçinin alın teri sonucu ortaya çıkmıştır.

    İkincisi: Birilerinin; yaktık, yıktır, bitirdik dediği ZAMAN bayrağını, haklı bir gururla taşıyan ZAMAN Avustralya’nın sayfalarında okuyucuyla buluşmuş ve bu pek yerinde onurla kütüphanelerin raflarında yerini alacak bir kitaba dönüşmüştür.

    Üçüncü ve en değerli ince husus da: Son birkaç yıldan beri, zulmün katmer katmer olduğu, mazlumların feryat ve figanlarının arşa ulaştığı bu süreçte, kâh bu kitapta yer alan yazılarıyla, kâh Youtube görüntülü videolarıyla, sosyal medya mecralarındaki çarpıcı mesajlarıyla mağdurun çığlığına tercüman olmaya çalışan bu kalem ve fikir işçisinin; kitabın satışından elde edeceği geliri de yine bu insanlara bağışlamasıdır.

    Tertemiz, pırıl pırıl duygularla, samimiyet ve gözyaşlarıyla yoğrulan bir hareketin; mazide yaşanan güzel bazı hatıraları, anlamlı anekdotlarıyla bezenmiş aynı zamanda bu satırlar. Sizler de satırlara süzülüp 'Hey gidi günler' diyecek, makalelerin verdiği sinerjiyle, ‘Çay koy keçeli’ deyip işe yeniden başlayacaksınız.

    Sayın Turgut, son yazılarının birinde, Türkiye’de işleyen zulüm çarkı nedeniyle ülkesini ve memleketini terk etmek zorunda kalan kelam erbabını, yurtdışında yazıp çizen meslektaşlarını ‘Mülteci Gazeteciler’ başlıklı yazısında dile getiriyor. El hak bu kitabın müellifi de bu süreci kıt kanaat yaşayan, sınırlı imkânlarla ömür süren ve iaşesi için direksiyon başında ‘delivery’ yapan ‘muhacir bir kelam erbabı’ dır.

    Fikir sancılarıyla günlerini geçiren, Mülteci Gazeteciler sınıfına dahil böylesi muhacir kalem erbabı, yarınlarda hayırla ve minnetle dile geleceklerdir. Yazan, çizen, düşünen emekçiler, çok önemli vazifeler ifa ediyor hiç şüphesiz. Aynı zamanda, bugünün tarihi yazılıyor bu emektar ellerle. Bu yaslı günlere merakla başvuranlar; onları satırlarında dolaşacak, yaşanan yok saymaları, haksızlıkları, zalimlikleri onların satırlarında bulacaklardır.

    Rusların dünyaya mal olmuş Lev Nikolayeviç Tolstoy, 16 yaşında Kazak Üniversitesi’nde Hukuk okurken öğrenimini yarıda bırakır ve yaşadığı çiftliğe geri döner. 29 yaşında ise ülkesini terk ederek Avrupa’ya giden Tolstoy, bir avuç insanla burada önemli dostluk kurar, güzel ilişkilerin temeli böylece atılır. Sonrasında, Rusya'ya dönen Lev Nikolayeviç Tolstoy, çiftliğindeki köylü çocuklarının eğitime kendisini adar. Alternatif eğitim yollarıyla başarılara imza atar. Aristokratik yaşam tarzını bırakılmış böylece kişisel harcamaları azalmıştır. Bedensel işlerde düzenli olarak çalışmaya başlar bu dönemde.

    Bahsi geçen bu sıkıntılı süreçte, ‘Savaş ve Barış’ kitabı Tolstoy’un adını yücelten en önemli eseri olur. Hasılı, aristokrat bir yaşam tarzı, kanaatkâr yıllar ve tren istasyonunda son bulan hayat... Vefatının yüzüncü yılında başlatılan bir çalışmayla eserleri 90 ciltte toplanır ve dünyanın tanınır, bilindik yazarı olur. Kitapları, Shakespeare’den sonra dünyanın diğer dillerine en çok çevrilen yazardır Tolstoy.

    Yarınlarda kimlerin nasıl anılacağını bilemeyiz elbet. Ancak, inanç ve ümitle coşup, inançları ve ümitleri besleyen 'Muhacir Gazeteciler' tarihe önemlice notlar düşmektedirler. Pek muhtemeldir ki, yarınların önemli kalemleri bu muhacirler sınıfından çıkacak, kaleme getirdikleri pek çok dile çevrilecek, satırları kıtalar gezecek, kitapları rafları süsleyecektir.

    Tablo şöyle okunabilir: İyi okullarda eğitim imkânı bulmuş, iyi bir eğitimden geçmiş, bugüne kadar iyi işlere imza atmış, bugüne değin ortaya iyi şeyler koymuş güzel bir topluluk her şeyini kaybetmiş. Dünyaya yayılmış gönüllüler birlikteliği, örnek bir sivil hareket, sebepler planında sıfırlanmış, imkanlar elden uçmuş, iman ve ümit hariç, geride bir yekûn bile kalmamış.

    Tablo böyle görünebilir, böyle okunabilir. Lakin, inancınız ve ümidiniz varsa ve dahi ümitlerinizi, inancınızı besleyecek öncüleriniz, kalem ve fikir işçileriniz varsa, gam keder olmamalı hiç kuşkusuz.

    Tablonun aydınlık yüzünü görüp, inançları ve ümitleri yeniden besleyen, direksiyon başında dahi üretmesini bilen tüm muhacirlere, en kötü şartlarda bile heyecanını taze tutabilenlere sevgiler ve binler selam...

    Hep beraber ‘Haydi Yeniden’ vira Bismillah…

    Enes Cansever

    11 Ağustos 2021

    Sidney, Avustralya

    ÖNSÖZ

    İçinizden biriyim.

    Sizlere bir şey verebileceğim düşüncesiyle değil, derdimi sizlerle paylaşmak, sizlere anlatmak için yola çıktım.

    Becerebildim mi, beceremedim mi bilmiyorum...

    Yazarak, çizerek, söyleyerek yola revân oldum.

    Yaşadığımız süreçte olaylar, kişiler, düşünceler.. hâsılı her şeye bakarak, Hizmet dairesinde akıl, kalb ve ruhumla hissiyatımı, düşüncelerimi yazıya döktüm.

    Bazen kendime hitâb ettim bazen sizlere döndüm...

    Bu ifritten günlerde içinde bulunduğum yolculuğu sizlerle paylaştım, sizlere anlattım.

    Bazen çile bazen hüznü dile getirsem de genellikle inanç ve ümit burçlarında dolaştım!

    Umarım hayra vesile olur.

    Sözün güzelliği derin ve kısa olmasındadır, sözlerim derin olamadığı için kısa kesip sizleri iç âlemim ile baş başa bırakıyorum...

    Mansur Turgut

    3 Ağustos 2021

    Amerika

    TARİHE NOT

    Her şey 17-25 Aralık ile değil, esasen varlığın yaratılışı ile yani Allah-u Teâla insanı var edip, secde emrini verince, şeytanın isyanıyla başladı ve mücadele bu güne kadar aralıksız devam etti…

    Son devirde Türkiye’de yaşananlar maalesef bir milletin hüsranıdır. Üç yüz yıldır, belki fiilen değil ama fikren işgal edilmiş bir ülkenin, iğfal edilmiş bir milletin çırpınışlarıdır.

    Bu işgale fiilen değil ama fikri olarak iki büyük isim karşı durmuştur. Bunlar Hazreti Bediüzzaman ve Fethullah Gülen Hocaefendi’dir. Tabii olarak da onları takip eden cemaatleri…

    Bir taraftan ülkenin öz evlatlarının ülkeyi düze çıkarma gayreti diğer tarafta ise ülkenin aldanmış-aldatılmış yığınlarının kardeşlerini ezme cehdi bahis mevzuudur. Bu millet tarihinin hiçbir döneminde bu kadar ayrılığı-gayrılığı bir arada görmüş değildir. Mesafe gittikçe açılmakta ve derinleşmektedir.

    Vâ esefâ! Ülkemizde15 Temmuz günü yaşanmıştır. O menfur ve meş’um gün, dananın kuyruğu kopmuş milletin azîz ve mâsum evlatlarının üzerine büyük bir iftira atılmıştır.

    Her ne kadar Hizmet Hareketi mensupları Bu rezalet tiyatronun bizimle alâkası yok… Bu davamıza/yolumuza ihanettir… Bu işe kazara girişen, âlet olanlar var ise hizmetimize ihanet etmişlerdir… deseler de bu yafta maalesef ‘şeytanî bir algı cambazlığıyla’ Hizmet-i Kur’aniye ve imaniye gönüllülerinin göğsüne yapıştırılmıştır.

    Neticede ihale, hiçbir dünya ülkesi inanmasa da hattâ hayır dese de ülke istihbaratları bunu teyid etse de maalesef Anadolu insanının gözü boyanarak, aldatılarak, Hizmet insanları üzerinde kalmış, büyük bir zulüm yaşanmaya başlamış, o zulüm ile insanlar sağa sola çiftçinin tohumlarını saçıp-savurduğu gibi dağılmışlardır.

    İnşallah, yeniden bel verip, başak vermek üzere, hem de sath-ı arzda…

    Peki el-an cemaat ne durumda? Bunu birkaç açıdan irdeleyebiliriz:

    Mekân

    Duruma ‘mekân’ açısından bakınca kabaca yurt içinde kalanlar ve yurt dışında bulunanlar şeklinde tasnif etmek mümkün.

    İnsan kalitesi ve bağlılık

    İnsan kalitesi ve bağlılıkları açısından şöyle bir tasnif yapılabilir:

    1- Duygu, düşünce ve Hizmet’e sadâkatte, sabit kadem olanlar… Elhamdulillâh bunlar neredeyse cemaatin bütünü teşkil ediyor.

    Bu grup üçe ayrılabilir:

    Birinci grup; teslimiyetçi ve işi öndekilere bırakıp, elinden geleni yapmaya gayret edenler, aktif sabırla bekleyenler. Varlıkları bizim için sürûr, duâ ve güç kaynağı…

    İkinci grup; gelecekten endişe ederek, bulunulan durumu irdeleyip, sorgulayan ve bir şeyler yapmaya gayret eden, bu uğurda gayret edilmesini isteyen kardeşlerimiz. Harekete geçirici-itici sâik, güç kaynağı…

    Muhakkak defaatle dinlenilip, görüşleri nazarı itibare alınmalı, beraber

    Enjoying the preview?
    Page 1 of 1