Hasat Günleri

By Salih Ömer Tezcan

Hasat, bağ, bahçe veya tarlada olgunlaşan ürünlerin kesilerek, koparılarak, biçilerek veya sökülerek toplanma işlemi veya sürecine verilen isimdir. Mecazi anlamda ise bir işten alınan iyi sonuç demektir. Öznesi insan olan cümlelerde, failin olgunlaşması ve tefekkür etmesi sonucunda ortaya çıkardığı ürüne de hasat denebilir.
Hizmet Hareketi mensuplarının hasat günleri aralıksız bir şekilde hep devam etti. 15 Temmuz’da başlayan fırtına her ne kadar bazı ürünlere zarar verdiyse de görünen o ki, bu yeni bir filizlenmeye vesile oldu. Fırtına sonrasında tohum atılacak toprakların Anadolu ile sınırlı olmaması gerektiğini görenler, artık dünyanın dört bir yanında yeni tarla arayışındalar.
Bu kitap, yeni ufuklara yelken açmış çalışkan, başarılı, fedakâr ve sevgi dolu insanlar için bir yol haritası ve kılavuz niteliğinde... Salih Ömer Tezcan, muhasebe ve murakabe ile birlikte dünya vatandaşı olma yolunda neler yapılabileceğine dair ipuçlarını ustaca kelimelere yansıtmış.

• Language: Türkçe
• Publisher: Crab Publishing
• Release date: Nov 25, 2019
• ISBN: 9780463146316

Salih Ömer Tezcan

Ekonomi alanında lisans, İşletme alanında yüksek lisans yapan yazarımız, özel sektörde finans ve işletmecilik alanlarında 20 yıllık profesyonel deneyim sahibi. Kişisel gelişim, EFQM ve kurumsal yönetim ilkeleri konularında eğitimler verdi. Bir süre özel sektörde danışmanlık yapan Salih Ömer Tezcan, yaşamaya daha fazla vakit ayırmak için daha rahat bir şeyler peşinde. Profesyonel iş hayatının kendisine göre olmadığını düşünüyor.Şimdi dünyanın değişik ülkelerinde yaptığı girişimlerle ticari tecrübe kazanmaya çalışıyor.Evli ve iki çocuk sahibi.

Book preview

HASAT

GÜNLERİ

Salih Ömer Tezcan

Published by Crabs Publishing at Smashwords

Copyright © 2018 Crabs Publishing

Tüm hakları saklıdır. Bu yayının herhangi bir bölümü, yayınevinin önceden izni olmaksızın, hiçbir formatta ve hiçbir amaçla çoğaltılamaz, dağıtılamaz, yayılamaz, bir veri tabanı veya bilgi kurtarma sisteminde saklanamaz.

Bu e-kitap sadece sizin kullanımınız için lisanslanmıştır. Bu e-kitap başkalarına tekrar satılamaz veya verilemez.

Eğer bu kitabı paylaşmak istiyorsanız lütfen her birey için bir kopya satın alın. Eğer bu kitabı okuyorsanız fakat satın almadıysanız veya sadece sizin kullanımınız için satın alınmadıysa lütfen satın alan kişiye iade edin ve kendinize bir kopya satın alın.

Yazarımızın emeğine saygı gösterdiğiniz için teşekkür ederiz.

Hasat Günleri / Salih Ömer Tezcan



Yayın No: 23

Edebiyat: 2



Yayın yönetmeni: Halit Emre Yaman

Editör: Mehmet Ali Özcan

Kapak resmi: Martin Noren

Kapak tasarımı: Nazende Bahar

Teknik hazırlık: Güray Ordueri



Yayın tarihi: 2019

Dijital ISBN:



e-posta: [e-mail]

Twitter: @CrabPublishing

Ekonomi alanında lisans, İşletme alanında yüksek lisans yapan yazarımız, özel sektörde finans ve işletmecilik alanında 20 yıllık profesyonel deneyim sahibi. Kişisel gelişim, EFQM ve kurumsal yönetim ilkeleri konularında eğitimler verdi. Bir süre özel sektörde danışmanlık yapan Salih Ömer Tezcan, yaşamaya daha fazla vakit ayırmak için daha rahat bir şeyler peşinde. Profesyonel iş hayatının kendisine göre olmadığını düşünüyor.

Şimdi dünyanın değişik ülkelerinde yaptığı girişimlerle ticari tecrübe kazanmaya çalışıyor.

Evli ve iki çocuk sahibi.

İÇİNDEKİLER

TAKDİM

ÖNSÖZ

BİR BARDAK SU; ÜMİT

GÖZDEN KAYBOLANLAR (Bir gaybubet yazısı)

KIRIK BİR AYNADAN KENDİNE BAKMAK

DÜŞÜNCE KIRINTILARI VE BİRKAÇ MESELE

YENİ DÖNEM EVLER

DURGUNLUK TİCARET SABIR

TİCARETTE VİCDAN KÜLTÜRÜ

PARASETAMOL, SOĞUK, PSİKOLOJİK HALLER

ÇÖZÜMÜN MUKADDİMESİ; DÜŞÜNMEK

DÜŞÜNMENİN MUKADDİMESİ SAMİMİYET

BAŞLANGIÇ; SEVGİ

TARUMAR RUHLAR

ŞARKILAR KİMİN İÇİN ÇALIYOR

TEYZELER AMCALAR DAYILAR

BEYAZLIĞIN SONSUZ İŞÇİLERİ

YORGUN LEVHALAR

KIRGINLIKLAR VE ÇAY KOKUSU

DONMUŞ GÖKYÜZÜNE BAKMAK

GÖÇMEN KUŞLAR VE KARADELİKLER

MUHACİRE HER YER MEMLEKET

DUHAN DİRENİŞÇİLERİ

AYNA KIRILIRKEN

İKİ AÇI BİR MESELE

UYKU (Hikâye)

TAKDİM

İşini kaybetmek, bir gecede terörist ilan edilmek, masumiyetini ve mağduriyetini anlatamamak veya ispatlayamamak, yıllarını beraber geçirdiğin insanların senden yüz çevirmesi, algı operasyonları…

Sabah namazı vaktinde evinin basılması, tutuklanmak, iftiralar, hazırlanmayan iddianameler, Medrese-i Yusufiye eğitimi, mahkeme koridorları, açık-kapalı görüşler, hasretler…

Tutuklanmaktan kurtulduysan gaybubet hayatı, korku dolu tedirgin günler, her hangi bir iş için sokağa çıkmadan önce yapılan planlar, ev sahibi veya kapıcıya anlatılacak senaryolar…

Bunun sonu yok deyip sevdiğin ülkenden kaçmaya karar vermek, sınıra kadar güvenli yolculuk, Meriç veya Ege’yi geçmek, Yunanistan günleri, başka bir ülkeye geçmenin yollarını aramak…

Yeni bir ülkeye adım, kamp günleri, iltica mülakatları, mağduriyet veya aidiyeti ispatlamaya çalışmak, belgeleri toparlamak, dosya hazırlamak…

Ve beklenen oturum onayı…

Bitmedi…

Ev arama, dil öğrenme, çocukların eğitimi, iş bulup çalışma, asimile olmadan topluma entegre olma gayretleri, geride bırakılan sevgililerin hasreti…

Germ ü serdine bu mihnetgede-i devranın

Görmedim karşı durur revzene-i cam gibi. (Nabi)

Evet, bu mihnet yurdunun sıkıntılarına katlanmak, pes etmemek, ayakta durabilmek öyle kolay değildir. Cam gibi kolayca kırılıp gider bazıları… Tavizler verir kimisi geçmiş hayatını yok sayarcasına… Gelecek korkusu sarar bazılarını ve hayat tarzlarını değiştirirler… Her devrin adamıdır bazıları, hiç zorluk çekmez, elbise değiştirir gibi değiştirirler düşüncelerini ve dostlarını… Makamlarını kaybetmek istemez bazıları ve saray soytarısı gibi dalkavukluk ederler tiranlara…

İnandığı gibi yaşamayı göze alamayanların ve her türlü algı operasyonuna açık olanlar için ne kadar da kolaydır bu… Oysaki

Her mihnet kabulüm, yeter ki

Gün eksilmesin penceremden! (Cahit Sıtkı)

diyebilmektir hüner… Çekilen sıkıntılar bugün can acıtıyor olsa da, yarın, elemi gitmiş, lezzeti kalmış olacak. Bununla birlikte kulun, vazifesini yapmaya çalışmasının verdiği huzur ve öteye alnının akıyla gidip Cemalullah ile müşerref olma ümidi…

İlk cinayetten bugüne, kıskançlıklar, haksızlıklar, zulümler ve bunlarla birlikte gelen mağduriyetler devem edip durdu. Buna hiç ara verilmeyen Anadolu topraklarında sıra, dünyaya sevgi tohumları serpme gayretinde olanlara gelmiş… Ama öyle görünüyor ki, her şeyi dünya hayatından ibaret görenlerin hesabı tutmamış; niyetleri ölçüsünde gayrette bulunmayıp ahesterevlik edenlerin de kulakları hafifçe çekilmiş durumda…

Ne diyebilirim ki;

Her işte hikmeti vardır abes iş işlemez Allah (İbrahim Hakkı)

***

Yayınevimizin gönüllü editörlerinden Ekrem Köse Bey, Salih Ömer Tezcan isminden bahsedince küçük bir sosyal medya taraması yaptım ve kalemi sağlam bir düşünce insanı ile karşılaştım. Hasat Günleri dosyası elime geçince de şöyle bir göz gezdirip, editörümüze havale ettim.

Aldığım ilk intiba, suya sabuna dokunmayan edebi denemelerden oluşan bir kitap olacağı yönündeydi. Yazarıyla ilk görüşmelerimiz de, dosyanın içeriğinden ziyade çalışma prensiplerimiz üzerineydi.

Editör arkadaşımız işini bitirip dosyayı bana Bu kitap şimdiye kadar yayınladıklarımız arasında yaşamakta olduğumuz sürece farklı açıdan yaklaşıyor şeklinde bir notla iletti. Bunun üzerine bir öğle vakti kitabı okumaya başladım.

Sayfalar ilerledikçe, satırlar arasında kendimle ve tanıdığım birçok insanla karşılaştım. Salih Ömer Tezcan, yaşanan bir olayı anlatmıyor, hikâye yazmıyordu ama yan yana dizilmiş kelimeler daha önce yaşadıklarımı veya duyduklarımı bana hatırlatıyordu.

Salim bir düşünce yapısına sahip olan yazar, kimseyi suçlamıyor, sitem etmiyor, mihenk taşını kendisine sürtüyordu. Muhasebe ve murakabesini yapıp dersler çıkarıyor ve kendisine çıkardığı yol haritasını satırlara döküyordu. Kendisi gibi düşünen veya arayış içinde olan dostlarına da tavsiyelerde bulunuyordu.

Kitabı bitirdiğimde sadece namaz ve yemek molası verdiğimi fark ettim, sonrada Nasıl olur da şimdiye kadar Salih Beyin yazılarını okumamışım diye kendime sitem ettim. Ve bir kere daha hakkalyakin gördüm ki, aynı şeye niyetlendiğimiz nice güzel insan var. Evet, görmesem de, tanımasam da onlar, başka başka diyarlarda hâl ve kâl diliyle güzellikleri yaşıyor ve yaşatıyorlar.

Varsın birileri bizi terörist ilan etsin, varsın dost bildiklerimiz taş yerine gül atsın… Ne gam… Şu mihnet yurdunda öyle veya böyle yaşayıp ebedî diyara gideceğiz… Ardımızda hoş bir sadâ bırakmak veya minnetle anılmak güzel ama esas olan O’nun rızası değil mi?

Bence buna değer…

HALİT EMRE YAMAN

ÖNSÖZ

Tarihi Tekerrürler Devr-i Daimi kelime gurubunu hep sevmişimdir. Tıpkı o kelimelerin sahibi zatı sevdiğim gibi. Birçok kültür bu söze benzer sözleri kullanmış ve sembollerle ifade etmiştir. Mesela Yin-Yang bir döngüyü ifade etmesi açısından, Eyyamullah dediğimiz Allah’ın günleri ise, Cenabı Hakk ın günleri an be an değiştirebilme kudreti açısından buna benzerlik gösterir.

Hasat günleri ifadesi bizzat baktığı ve ona bakılan noktalar itibariyle insanlara değişik çağrışımlar yaptırabilir. Hasat dediğimizde ilk olarak ürünlerin hasat edildiği, bereketli günler aklımıza gelir. Olgunlaşma, meyve verme çağları da hasat olarak ifade edilebilir ki meyveyi, tefekkür veya bir sanat eserinin ortaya çıkışı olarak değerlendirebiliriz. Biraz daha sembolleştiğimizde ise insanların sadaka gibi kendilerini feda ettikleri, karşılığında sonsuz huzuru alarak Allah için hayatlarından ömürlerden huzurlarından vazgeçtikleri