Discover millions of ebooks, audiobooks, and so much more with a free trial

Only $11.99/month after trial. Cancel anytime.

Kritik Kırılmalar
Kritik Kırılmalar
Kritik Kırılmalar
Ebook215 pages1 hour

Kritik Kırılmalar

Rating: 0 out of 5 stars

()

Read preview

About this ebook

Yüreğim yangın yeri duyuyor musun sesleri
Yandı bütün hayallerim yandı tüm kuş sesleri
Kırdılar bütün ümitleri ezdiler tüm çiçekleri
Boğulan ne canlar var haykırmak çare değil
Yüreğim yangın yeri duyuyor musun sesleri

LanguageTürkçe
Release dateJan 12, 2024
ISBN9798215757055
Kritik Kırılmalar
Author

Emin Osman Uygur

EMİN OSMAN UYGUR1966’da, bir Temmuz günü gelmişim dünyaya. Meyve ağaçlarının ve ormanların yemyeşil dünyası ile az ötede sanki ebede uzanmış masmavi bir deniz iklimi arasında geçti kimliksiz yıllarım... Yıldızlara bakarak uyudum yaz gecelerinde... Kâinat ve etrafımdaki varlıklar müthiş bir laboratuvar gibiydi benim için... Ne yazık ki çocukluk yıllarımın o heyecan ve gözlem aşkı, uzun süre bir yerlerde bekleyecekti. Ve ben kaderin çizdiği yolda eğitim dünyasında buldum kendimi. Belki de okumanın, tefekkürün verdiği ilhamlar, beni zihinsel keşifler yapmaya yönlendirdi. Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliğini bitirdikten sonra özel ve resmi kurumlarda 25 yıl görev yaptım. Bu arada Sızıntı dergisi ile tanıştım ve bu dergide yazma imkânı buldum; Çağlayan’a evrildiğinden beri de yazmaya devam ediyorum. Ve yazmayı her zaman konuşmaya tercih ediyorum.Crab Publishing’den çıkan diğer kitaplarım:1.Meriç’e Düşen Dua2.Çekirdekte Tefekkür Deneyi3.Gece Yağıyordu Üstümüze4.Cennetin Son Yolcusu5.Bu Yol Uzundur

Read more from Emin Osman Uygur

Related to Kritik Kırılmalar

Related ebooks

Related categories

Reviews for Kritik Kırılmalar

Rating: 0 out of 5 stars
0 ratings

0 ratings0 reviews

What did you think?

Tap to rate

Review must be at least 10 words

    Book preview

    Kritik Kırılmalar - Emin Osman Uygur

    Susuyorum demiştin ya

    Gönlüm bu ifadeden yana

    Biliyorum sen de geçiyorsun

    Ne ateşlerden hem yana yana

    Bir dem bir mürşit ocağında

    Yunus misali

    Bir dem deryanın karanlıklarında

    La ilahe tevbesi

    Susuyorum demiştin ya

    Gönlüm bu ifadeden yana

    Susmakla kapanıyor belki

    En onulmaz yaralar zamanla

    Sonra

    Bir inayet yetişiyor

    Bir lütuf imdat ediyor

    Hiç umulmadık bir anda

    Ve bir güneş gibi parlıyorsun

    Nice ufuklara

    Susuyorum demiştin ya

    Gönlüm bu ifadeden yana

    Hani Yusuf Nebi nasıl yükselmişti

    Kör kuyudan

    İhanet çukurundan

    Sabırla

    Takıp nurdan kanatları

    Aşkın ilahi burçlarına

    Susuyorum demiştin ya

    Gönlüm bu ifadeden yana

    Rahmetine teslimim ben O’nun

    Hikmetine ram oldum

    Evvel O’nun ahir O’nun

    Şer duygular girmesin dünyama

    Zor zamanları yak sen de

    Gönlündeki nur-u imanla

    Susuyorum demiştin ya

    Gönlüm bu ifadeden yana

    Kim bilir kalbinde ne ummanlar

    Kaç defa çarpılmıştır

    Deli dalgalara inat karalar

    Kaç defa savrulmuştur

    Hayalinden

    Gözlerinden

    Ve nihayet dilinden

    Can yakan

    Cana can katan hatıralar

    Ve

    Göklerinden yere düşen damlalar

    Susuyorum demiştin ya

    Susma ne olur

    KIRILDIM DOSTUM

    Kırıldım dostum

    Kırıldım ta orta yerimden

    Kırıldım da bir ah çıkmadı dilimden

    Dağlar yankılandı

    Sert kayaların sinesinde

    Gün karardı belki benim s’özümden

    Sustu gök bakışlı martılar

    Masmavi denizler

    Kırıldım bulutlar yaş dökmedi g’özümden

    Kırıldım dostum

    Kırıldım ta orta yerimden

    Hakkım var değil mi benim de

    Hakkım var değil mi

    Bir ok saplanınca

    Tam ortasından yüreğime

    Sayha olup haykırmaya

    Bahar çiçekleri toplarken

    Düşen bir kelebek gibi

    Çırpınmaya

    Kırıldım dostum

    Kırıldım ta orta yerimden

    Tarifi imkânsız bir sefer

    Bir harf kaç gram

    Bir kelime kaç atmosfer

    Anladım

    Daha ağırmış bir söz bir kurşundan

    Öylece savruldum

    Acı bir nida geldi ruhumdan

    Şimdi sana dua ediyorum

    Kör karanlık kapıların ardından

    Elimde çaresizlik iksiri

    Sırtımda büyük bir heyelan

    Kırıldım dostum

    Kırıldım taa orta yerimden

    Gri bir gök savruldu üstümde

    Güvercinler uçtu yerlerinden

    Döküldüm ben de yaprak yaprak

    Baharın ellerinden kayarak

    Çöl kızıllığından arta kalan bir serabın

    Dökülmesi gibi

    Kızgın kumlar üzerine bir öğle vakti

    Dünya işte bu devranın adı

    Dökülsen

    Kırılsan

    Savrulsan

    Vurulsan

    Ne olacak ki

    Alacakaranlıkta bir şiir tesellisi benimkisi

    Gün karardı belki benim s’özümden

    Kırıldım bulutlar yaş dökmedi g’özümden

    OLMAZ VERONİKA

    Veronika ölmek istiyordu

    Çılgın kız

    Ne istedin hayattan

    Deli kız

    Olur mu böyle

    Her canı çeken

    Bir ip alsın

    Ve sallansın uzaktan

    Canı sen mi taktın o kalbine

    Sokakta mı buldun

    Bu güzelim hayatı

    Veronika olmaz güzelim

    Olmaz Veronika

    Hadi gel

    Şafak vakti

    Güneşi izleyelim

    EYLÜL’E VEDA

    Berlin Kreuzberg caddesinde

    Bir ıhlamur ağacının altındayım

    Kaldırıma dökülmüş hatıralar

    Ayaklarımı okşuyor

    Biri rüzgârın elinden tutmuş

    Son bir gösteri tadında

    Aheste bir raks yapıyor

    EYLÜLSÜZ OLMAZ

    Eylülsüz olmaz bir tanem

    Sana demiştim

    Bir eylülde gelmişti ihraç kararım

    Ben bir eylülde

    O sulardan geçmiştim

    O gün işte o gün

    Benim de kalmadı kararım

    Eylülsüz olmaz bir tanem

    Sana demiştim

    On bir eylülü bilirsin hani

    Dev kuleler

    Yıkıldık işte biz de

    Bir yanında eylülün

    Dilimizde yanık türküler

    Yürüdük durmadık

    Yolumuz uzundu

    Koşup geldi ardımızdan kararnameler

    Eylül sarısı idi hani

    Sen içerde ben dışarda işkenceler

    Eylüsüz olmaz bir tanem

    Sana demiştim

    Bizdik işte o tek tek yere düşen

    Altın sarı yapraklar

    Bizdik işte o renk renk

    Üzülen tablolar

    Bizi çiziyordu keyifle ressamlar

    Ellerinde fırçalar

    Yağarken yağmur ürperdi içimiz

    Ürperdi bizimle loş kaldırımlar

    Eylülsüz olmaz bir tanem

    Sana demiştim

    Bir kurşun sekecek illa bir köşeden

    Kaybolup gidecek karanlıkta

    Hızlı adımlarla bir hain siluet

    Düşerken egenin soğuk sularına

    Aylan bebek

    Tarihler iki eylülü gösterecek

    Eylülsüz olmaz bir tanem

    Sana demiştim

    Gök değişecek yer değişecek

    Ufukta yine göçmen kuşlar belirecek

    Eli ıslak toprağa değecek

    Yaşlı bir çınarın

    Ellerine dokunacak belki uzaktan

    Bir ümit gibi baharın

    Bir ümit gibi gülecek

    Benim de intizarım

    MÜMKÜN DOSTUM

    Name yazmak nam kazanmak

    Hepsi burda mümkün dostum

    Kelimeden köşkler kurmak

    Tütsün duman mümkün dostum

    Neden bana gelmedin sen

    Elin neden vermedin sen

    Her an beni görmedin sen

    Deyip gitmek mümkün dostum

    Herkes vefa deyip durur

    Gün doğana yüzün sürür

    Saygım sevgim işte yürür

    İlan etmek mümkün dostum

    Sözde eza olmaz deme

    Başa bela söz söyleme

    Ettiklerin verip yele

    Boşa gitmek mümkün dostum

    Ama o da ama bu da

    Sanki Hint’te aziz Buda

    Bir zamanlar mavi suda

    Yüzüp gitmek mümkün dostum

    Şikâyetin bana bildir

    Mükâfatın al sen götür

    Neden bilmem aşkın bitir

    Yüzün dönmek mümkün dostum

    Özgür olmak haktır elbet

    Özgür kalmak ilelebet

    Gönül bağı şeker şerbet

    Dolup taşmak mümkün dostum

    Sana derim Eminou

    Şaşırdın mı yoksa yolu

    İstikamet sağı solu

    Bulup gitmek mümkün dostum

    BIKTIK

    Ben de geçtim bu yollardan

    Bata çıka çamurlardan

    Meriç suyu tanır beni

    Aşıp geldim t/uzaklardan

    Bot patladı tam ortada

    Biz sularda alabora

    Tut elimden can yoldaşım

    Bin bir acı bin bir dua

    Sürgün olduk vatandan biz

    Bıktık insan satandan biz

    Bıktık billah çıktık yola

    İşkenceden talandan biz

    Dayandılar kapılara

    Kırın girin açılmazsa

    Adalet mi hak getire

    Ne ararsın kitaplarda

    Otomatik silahlarla

    Onlarcası bir arada

    Ne katiliz ne de cani

    Bekliyoruz mapuslarda

    Sürgün olduk vatandan biz

    Bıktık yalan dolandan biz

    Bıktık bizden uzak ola

    Kibir dolu tirandan biz

    Karanlığa isyanımız

    Sevgi dedik barış dedik

    Gönüllerce yarış dedik

    Nefret oldu son hissemiz

    Olur olmaz laflar yedik

    Yol vermedik isyanlara

    Kin tutmadık tutanlara

    Çepeçevre sarıldık hem

    Selam olsun zindanlara

    Hep birlikte terk edildik

    Uzaklara yol edildik

    Bin iftira üstümüzde

    Çeke çeke çok gerildik

    Kader dedik takdir dedik

    Ege dedik Meriç dedik

    Ölsün diye bıraktılar

    Ağaç kökü

    Enjoying the preview?
    Page 1 of 1