Discover millions of ebooks, audiobooks, and so much more with a free trial

Only $11.99/month after trial. Cancel anytime.

Hüznün Tutuklanamayan Baharı
Hüznün Tutuklanamayan Baharı
Hüznün Tutuklanamayan Baharı
Ebook201 pages46 minutes

Hüznün Tutuklanamayan Baharı

Rating: 0 out of 5 stars

()

Read preview

About this ebook

Elbette şiir, bir söyleyiş, ahenk, üslup, bir sanatsal estetiktir. Ruhlarda bir güzel etki meydana getirmektir. Sosyal hayata şekil veren önemli olaylar, insanların ruhlarına dolayısıyla şiire de önemli etki yapar, hatta sanat kaygısının önüne geçer. Hayatın çalkantıları, şiirlerde insanların duygularını harekete geçirir.
Elbette toplumsal fırtınaların, kırılmaların ruhlarda meydana getirdiği çığlıklar, iniltiler, tepkiler, şiirlere dolar. Ceberut bir zamanın perspektifinde mazlum, mağdur, masum ruhlarda uyanan duyguların dili olur şiir. Bazen özünden uzaklaşan insanların çıkar ve korku ekseninde gelişen şahsiyet değişikliklerine, arızalarına eleştirel, tepkisel tavırlar, mısralara dönüşür. Despotluğa, tahakküme Hüseynî bir direniş, bir başkaldırı olur. Bazen da kırılıp dökülen ne varsa insanın içindeki hüzün ırmağıyla akar gider şiirler boyu. Bazen de gözyaşlarının parıltılarıyla dilsiz ve dudaksız konuşan insanların destanı oluverir.
Bazen de eskimeyen bir umudun diriliş rüyalarında kutsî ideallerin geleceği, şiirlerde örgülenir. Bazen bir karakışın kırıp geçirdiklerinin sancıları, görülmemiş bir bahar mayalar yüreklere. Bahtsız kardelenlerin hayalleri yürür esrarlı bir çiçekistana... Masum bir zamanın sinesinde kutsî bir idealin toprağı yaran, gözyaşlarıyla büyüyen filizlerin çileli dirilişleri ve fidanların meyveye duruşlarının hayali kurulur yüreklere. İşte o şiirdir.
***
Bu kitaptaki şiirlerde, umudun yeşil vadilerinde yürürken bir temmuz yangınının alevden çığlıklarının yankısını bulacaksınız. Mazlum, mağdur ve masumların hüzün ırmaklarının kalplere vuran dalgalarıyla irkileceksiniz.
Kitabı okurken ışığa koşan adanmış, ızdırap yolcularının mücessem bir tahakkümün çelikten barikatlarına karşı Hüseynî bir direnişin destanından mısralar düşecek içinize. Yandıkça aydınlık veren ışık erlerinin istikbalin ufuklardan inişinin hülyasıyla dolacaksınız. Diliniz, pörsüyen ruhlara düşen cemrelerle yola çıkan muhteşem bir baharın türküsünü söyleyecek.
Sevenlerin beklediği limanlara, hasret yüklü gemiler dönecek bir gün. Ye’sin alacakaranlıkları ışığa gark olacak. Dualar ikliminin muhabbet kuşağında umudun şenlikleriyle gözler aydın olacak...

Faruk Mahşer

LanguageTürkçe
Release dateAug 7, 2023
ISBN9798215547656
Hüznün Tutuklanamayan Baharı
Author

Faruk Mahşer

1951 doğumlu. Türkçe ve Edebiyat öğretmenliğinden emekli oldu. Şiir, roman, araştırma kitapları var. Yazmaya devam ediyor.

Related to Hüznün Tutuklanamayan Baharı

Related ebooks

Related categories

Reviews for Hüznün Tutuklanamayan Baharı

Rating: 0 out of 5 stars
0 ratings

0 ratings0 reviews

What did you think?

Tap to rate

Review must be at least 10 words

    Book preview

    Hüznün Tutuklanamayan Baharı - Faruk Mahşer

    ÖN SÖZ

    Elbette şiir, bir söyleyiş, ahenk, üslup, bir sanatsal estetiktir. Ruhlarda bir güzel etki meydana getirmektir. Sosyal hayata şekil veren önemli olaylar, insanların ruhlarına dolayısıyla şiire de önemli etki yapar, hatta sanat kaygısının önüne geçer. Hayatın çalkantıları, şiirlerde insanların duygularını harekete geçirir.

    Elbette toplumsal fırtınaların, kırılmaların ruhlarda meydana getirdiği çığlıklar, iniltiler, tepkiler, şiirlere dolar. Ceberut bir zamanın perspektifinde mazlum, mağdur, masum ruhlarda uyanan duyguların dili olur şiir. Bazen özünden uzaklaşan insanların çıkar ve korku ekseninde gelişen şahsiyet değişikliklerine, arızalarına eleştirel, tepkisel tavırlar, mısralara dönüşür. Despotluğa, tahakküme Hüseynî bir direniş, bir başkaldırı olur. Bazen da kırılıp dökülen ne varsa insanın içindeki hüzün ırmağıyla akar gider şiirler boyu. Bazen de gözyaşlarının parıltılarıyla dilsiz ve dudaksız konuşan insanların destanı oluverir.

    Bazen de eskimeyen bir umudun diriliş rüyalarında kutsî ideallerin geleceği, şiirlerde örgülenir. Bazen bir karakışın kırıp geçirdiklerinin sancıları, görülmemiş bir bahar mayalar yüreklere. Bahtsız kardelenlerin hayalleri yürür esrarlı bir çiçekistana… Masum bir zamanın sinesinde kutsî bir idealin toprağı yaran, gözyaşlarıyla büyüyen filizlerin çileli dirilişleri ve fidanların meyveye duruşlarının hayali kurulur yüreklere. İşte o şiirdir.

    ***

    Bu kitaptaki şiirlerde, umudun yeşil vadilerinde yürürken bir temmuz yangınının alevden çığlıklarının yankısını bulacaksınız. Mazlum, mağdur ve masumların hüzün ırmaklarının kalplere vuran dalgalarıyla irkileceksiniz.

    Kitabı okurken ışığa koşan adanmış, ızdırap yolcularının mücessem bir tahakkümün çelikten barikatlarına karşı Hüseynî bir direnişin destanından mısralar düşecek içinize. Yandıkça aydınlık veren ışık erlerinin istikbalin ufuklardan inişinin hülyasıyla dolacaksınız. Diliniz, pörsüyen ruhlara düşen cemrelerle yola çıkan muhteşem bir baharın türküsünü söyleyecek.

    Sevenlerin beklediği limanlara, hasret yüklü gemiler dönecek bir gün. Ye’sin alacakaranlıkları ışığa gark olacak. Dualar ikliminin muhabbet kuşağında umudun şenlikleriyle gözler aydın olacak…

    Faruk Mahşer

    Birinci Bölüm

    BAHARA YÜRÜYÜŞ

    DÜNYA AYRILIK

    Bir gül yolculuğu dünya,

    Guruba tutunmuş övündüklerim.

    Bir gündüz rüyasıdır ömür,

    Hazan bahçesinin menzilinde.

    Bir demet hüzün çiçeği emeller,

    Bir dildir ki sarı rüzgâr,

    Siler, anılarda kalanları;

    Bitirir bütün arzuları.

    Düşerse ruha riya,

    İşte aynaların kurduğu tuzak.

    Etrafımda dolanır yaşlı mevsimler;

    Bir bir düşer takvimden,

    En bildik isimler.

    Türküler de terk eder dilimi.

    Gözlerimden koparılan çiçekler,

    Uyandırır ansızın içimdeki hicranı.

    Saatin susmasıyla kopar kıyamet,

    Yelkovandan boşanır, tarifsiz hüzün.

    Zamanın yankısıdır bağırda kalan.

    Ömre hatıradır,

    Gözlerimi terk etmeyen düşlerim,

    Yetim kaldı içimde

    Mazimi süsleyen gülüşlerim.

    GİTMİŞ

    Hangi bahçeye gittimse perişan,

    Çiçekler, rüyalarımı alıp da gitmiş.

    Vadileri kaplamış kör duman,

    Mehtap, sakin sulara dalıp da gitmiş

    Bahtı fırtınalı, çılgın gençliğimi,

    Dalgalar bir akşam çalıp da gitmiş.

    Ömrüm, koşan deli ırmak

    Deryaya sessizce dolup da gitmiş.

    Gündüzü gözleyen her akşam,

    İçime bir feryat, salıp da gitmiş.

    Kaç güz göçmüş ömürden,

    Hepsi saçını yolup da gitmiş.

    Kaç kere parlamış gözümde güneş,

    Bakışlarım umut otağına gelip de gitmiş.

    Hak emriyle çağlayan dereler,

    En sarp dağları bölüp de gitmiş

    Dua dua işte İlahî rahmet!

    Bütün kirleri silip de gitmiş.

    Bir hiç peşinde ömrü heba edenler,

    Anlamamış hayatı, ölüp de gitmiş.

    Bilen bilmiş dünya imtihanını,

    Kimi ağlamış, kimi gülüp de gitmiş.

    Yakmış seveni hasretin yankısı,

    Değdiği bağrı delip de gitmiş.

    Nice mağrurların güzellikleri,

    Akşama kalmamış solup da gitmiş.

    Kışta, ebedî baharı görenler,

    Saadetin sırrına erip de gitmiş.

    GÖRDÜM

    Yalancı sevgililer peşinde,

    Nefisleri diri gördüm.

    Ne varsa doldurmuşlar,

    İçlerinde kiri gördüm.

    Süt doldurur kıl heybeye,

    Çok insanı sürü gördüm.

    Gölge peşinde koşanların

    Sofrasını kuru gördüm.

    Eli boş mahşere varanın

    Benzini sarı gördüm.

    Eritiyor ne varsa cehennem,

    Ateş akan yeri gördüm.

    Şüphe kaynayan zihinde,

    Soru içinde soru gördüm.

    Peşinden koşulan akçeyi,

    Kafeste darı gördüm.

    Her yaratılmış haykırır:

    Nere baksam Biri gördüm.

    Nefisle savaşanı,

    Surlarda çeri gördüm.

    Dünyaya bakmazsa yiğit,

    İrade kalesinde eri gördüm.

    Tenezzül etmemek hali,

    Yok elinde varı gördüm.

    Çelikleşmiş bir iradenin

    Harama ördüğü suru gördüm.

    Yüzünde parlarsa letafet,

    Gönül aynasını duru gördüm.

    Kalbi Hakka yananın,

    Yüreğinde koru gördüm.

    Ömür peteğine sevaptan

    Bal süzen arı gördüm.

    Salih amellerle gidenin,

    Torbasını iri gördüm.

    KABİR KAPISINDA

    Omuzumda yığın yığın günah yükü,

    Rabbim, bin belalı baş getirmişim,

    Oyunda, oynaşta geçmiş

    Enjoying the preview?
    Page 1 of 1