Yola Düştük Geceden
By İbrahim Kuzi
()
About this ebook
Yaşadığımız bir ağır süreç pek çok kabiliyet ve istidatları ortaya çıkardı. Büyük sevdalar büyük fırtınalardan sonra ortaya çıkar diye boşuna dememişler.
Sürecin insanları, şiir yazıyorlar, hikâye yazıyorlar, hatıra yazıyorlar, kitap kulüpleri kuruyorlar, kitap yayınlıyorlar.
İyi ki de yazıyorlar. Yaşadığımız sürece anıları, şiirleri, hikâyeleriyle ayna tutuyorlar.
İstikbale gelecek nesillerin zevkle okuyacağı mektuplar gönderiyorlar. Bugün yaşananları gelecek nesiller o mektuplardan öğrenecek.
İbrahim Kuzi de bunca ağır yaşamaya karşın ‘yürekte yaşanan umut ancak şiire yüklenebilir’ diye durmadan şiir yazıyor.
Elinizdeki kitap onun beşinci kitabı. Daha önce Faylar Kırıldı Ülkemde, İki Zindan Arası, Sevdayla Yürünür Yollar, Dillerden Dökülen İnciler adlı kitapları Crab Publishing kitapları arasında çıktı.
Kuzi, tıpkı Yunus gibi şiirlerini doğal yazıyor. Kolay kurduğu cümlelere hikmet dolu manalar yüklüyor.
Şiirlerinde önden giden atlılardan bahsederken onların gittikleri ülkelerde sevilmelerini de Yunus diliyle konuşmalarına bağlıyor.
Bu süreçte onların başına gelenlerden dolayı yılmamalarını söylüyor. Durmak yok yola devam diyor.
Hayatın güzelliğini Hizmet’e bağlıyor. Hayat Hizmet’le güzel diyor.
Kuzi’nin bir özelliği de her hafta Samanyolu Haberde yayınlanan yazılarımdan esinlenerek yazıdaki manayı şiire döküyor. O yönüyle de Kuzi benim içim özel bir insan.
Ama onu asıl özel kılan gerçek anlamda yakın, gerçek anlamda dost ve gerçek anlamda insan olmasından kaynaklanıyor. Şiirlerinde insanı, toprağı, vatanı, çocukluğu, dostluğu yaşıyor, hem de büyük bir duyarlılıkla yaşıyor.
Hayatın kendisini sürüklediği aymazlıklara, yozluklara dirençle karşı koyuyor. En görkemli direnci de sessiz çığlıkları ve soylu suskunluğudur. Bu sessizliğin arkasındaki gönül çağlayanları sanatının öz kaynaklarını besliyor.
Şiirlerin hayatından damıtılmış, içli, sıcak, yalın ve sade bir söyleyişle yazıyor.
Bazen bizi elimizden tutarak çocukluğuna, köyünün bağlarına bahçelerine götürüyor. Bazen yurdun ovalarında obalarında bizi dolaştırıyor. Bazen kutsal topraklarda, bazen önden giden atlıların at koşturduğu bozkırlarda, çöllerde...
Bazen de pek çok şiirine esin kaynağı olan Fethullah Gülen Hocaefendi’nin şiirleri arasında gezdiriyor.
Alevleri gül bahçesine dönüştüren İbrahim Kuzi’nin “Yola Çıktık Geceden” adını verdiği şiir bahçesine buyurun.
Harun Tokak
İbrahim Kuzi
1967’de Bayburt doğdum. İlkokulu Bayburt’ta Nişantaşı Köyünde, Orta Okul ve Liseyi Kdz. Ereğli’de tamamladım. 1991 yılında Marmara Üniversitesi Teknik Eğitim Fakültesi Elektrik Öğretmenliğinden mezun oldum. Millî Eğitim Bakanlığı bünyesinde yaklaşık 24 yıl öğretmenlik yaptım. Küçük yaşlardan beri hece ölçüsüyle şiirler yazıyorum. Dolayısıyla kitap okumak, şiir yazmak ve futbol oynamak sevdiğim uğraşların başında gelmektedir.Evliyim, üç oğlum var.
Read more from İbrahim Kuzi
Dillerden Dökülen İnciler Rating: 0 out of 5 stars0 ratingsİki Zindan Arası Rating: 0 out of 5 stars0 ratingsFaylar Kırıldı Ülkemde Rating: 0 out of 5 stars0 ratingsKaldık Dağlar Başında Rating: 0 out of 5 stars0 ratingsSevdayla Yürünür Yollar Rating: 0 out of 5 stars0 ratings
Related to Yola Düştük Geceden
Related ebooks
Kritik Kırılmalar Rating: 0 out of 5 stars0 ratingsYarımkan Rating: 0 out of 5 stars0 ratingsDuygular Dile Geldi Rating: 5 out of 5 stars5/5Söz Yaşları Rating: 0 out of 5 stars0 ratingsİzdüşümü Süzüldü Ay Haresinden Rating: 0 out of 5 stars0 ratingsDertli Sineler Yanık Nağmeler Rating: 0 out of 5 stars0 ratingsSen Hiç Yalnız Kaldın mı Rating: 0 out of 5 stars0 ratingsHüznün Tutuklanamayan Baharı Rating: 0 out of 5 stars0 ratingsAn'ın Asra Dönüştüğü Vakitler Rating: 0 out of 5 stars0 ratingsDört Köşeli Günler Rating: 0 out of 5 stars0 ratingsBir Çiçeği Koklar Oldum Rating: 0 out of 5 stars0 ratingsKıyıya Vuran Hisler Rating: 0 out of 5 stars0 ratingsDillerde Nağme Adın 2 (Yazılar) Rating: 0 out of 5 stars0 ratingsCan Kenarı Rating: 0 out of 5 stars0 ratingsÇocuklar Şiir Kokar Rating: 0 out of 5 stars0 ratingsİki Virgül Arasında Rating: 2 out of 5 stars2/5Hasat Günleri Rating: 0 out of 5 stars0 ratingsMavi Bulut (Yusuf Gibi Sevmek) Rating: 0 out of 5 stars0 ratingsBir Adı Olmalı Rating: 0 out of 5 stars0 ratingsSadeften İnciler Rating: 0 out of 5 stars0 ratingsYusufça Şiirler Rating: 0 out of 5 stars0 ratingsYusuf Gibi Sevmek Rating: 0 out of 5 stars0 ratingsCumeyra Rating: 0 out of 5 stars0 ratingsBitmedi Gitti Rating: 0 out of 5 stars0 ratingsSen Kal Yanımda Rating: 0 out of 5 stars0 ratingsSaki Rating: 0 out of 5 stars0 ratingsDillerde Nağme Adın 1 (Naatler) Rating: 0 out of 5 stars0 ratingsGök Cümbüşü: Kuyruklu Yıldız Tozlarından Şiirler Rating: 0 out of 5 stars0 ratingsKınalı Küheylanlar Rating: 0 out of 5 stars0 ratingsAşkın Dem Hali Rating: 0 out of 5 stars0 ratings
Related categories
Reviews for Yola Düştük Geceden
0 ratings0 reviews
Book preview
Yola Düştük Geceden - İbrahim Kuzi
Yaşadığımız bir ağır süreç pek çok kabiliyet ve istidatları ortaya çıkardı. Büyük sevdalar büyük fırtınalardan sonra ortaya çıkar diye boşuna dememişler.
Sürecin insanları, şiir yazıyorlar, hikâye yazıyorlar, hatıra yazıyorlar, kitap kulüpleri kuruyorlar, kitap yayınlıyorlar.
İyi ki de yazıyorlar. Yaşadığımız sürece anıları, şiirleri, hikâyeleriyle ayna tutuyorlar.
İstikbale gelecek nesillerin zevkle okuyacağı mektuplar gönderiyorlar. Bugün yaşananları gelecek nesiller o mektuplardan öğrenecek.
İbrahim Kuzi de bunca ağır yaşamaya karşın ‘yürekte yaşanan umut ancak şiire yüklenebilir’ diye durmadan şiir yazıyor.
Elinizdeki kitap onun beşinci kitabı. Daha önce Faylar Kırıldı Ülkemde, İki Zindan Arası, Sevdayla Yürünür Yollar, Dillerden Dökülen İnciler adlı kitapları Crab Publishing kitapları arasında çıktı.
Kuzi, tıpkı Yunus gibi şiirlerini doğal yazıyor. Kolay kurduğu cümlelere hikmet dolu manalar yüklüyor.
Şiirlerinde önden giden atlılardan bahsederken onların gittikleri ülkelerde sevilmelerini de Yunus diliyle konuşmalarına bağlıyor.
Bu süreçte onların başına gelenlerden dolayı yılmamalarını söylüyor. Durmak yok yola devam diyor.
Hayatın güzelliğini Hizmet’e bağlıyor. Hayat Hizmet’le güzel diyor.
Kuzi’nin bir özelliği de her hafta Samanyolu Haberde yayınlanan yazılarımdan esinlenerek yazıdaki manayı şiire döküyor. O yönüyle de Kuzi benim içim özel bir insan.
Ama onu asıl özel kılan gerçek anlamda yakın, gerçek anlamda dost ve gerçek anlamda insan olmasından kaynaklanıyor. Şiirlerinde insanı, toprağı, vatanı, çocukluğu, dostluğu yaşıyor, hem de büyük bir duyarlılıkla yaşıyor.
Hayatın kendisini sürüklediği aymazlıklara, yozluklara dirençle karşı koyuyor. En görkemli direnci de sessiz çığlıkları ve soylu suskunluğudur. Bu sessizliğin arkasındaki gönül çağlayanları sanatının öz kaynaklarını besliyor.
Şiirlerin hayatından damıtılmış, içli, sıcak, yalın ve sade bir söyleyişle yazıyor.
Bazen bizi elimizden tutarak çocukluğuna, köyünün bağlarına bahçelerine götürüyor. Bazen yurdun ovalarında obalarında bizi dolaştırıyor. Bazen kutsal topraklarda, bazen önden giden atlıların at koşturduğu bozkırlarda, çöllerde...
Bazen de pek çok şiirine esin kaynağı olan Fethullah Gülen Hocaefendi’nin şiirleri arasında gezdiriyor.
Alevleri gül bahçesine dönüştüren İbrahim Kuzi’nin Yola Çıktık Geceden
adını verdiği şiir bahçesine buyurun.
Harun Tokak
BİRİNCİ BÖLÜM
HIZIR SOLUKLAR
AN GELİR
Sararmış yaprak gibi hazana maruz kaldım
Kuş uçmaz kervan geçmez ıssız yollara daldım
Bahar da yağmur yedim kendimi yele saldım
Kuru dallar yeşerir fidanlara can gelir
Düştüm gurbet ellere bundandır yüzüm yerde
Yıllar var ki ararım çare bulunmaz derde
İçim içime sığmaz taşar kuytu yerlerde
Taze yaralarımdan oluk oluk kan gelir
Kökü maziye doğru dalda gazel gibiyim
Viran olmuş bağların bahtsız andelibiyim
İçimde mayalanmış bir sevgi sebiliyim
Ağyara meyletmeden kor gibi yanan gelir
Kurşundan ağır yükler yükleniyor belime
Yüreğimde yangın var aksediyor dilime
Ümit kandillerimi tutuşturdum elime
Garibim, gurbet elde aklıma canan gelir
Samyeliyle savruldum düşsem bile doğruldum
Aşka müptela oldum kor ateşte kavruldum
Elekten geçirildim acılarla yoğruldum
Vefayla yamacıma hakka uyanan gelir
Kar, tipi, boran olur kesilir sık sık yollar
Arsız atlardan farksız içimde fırtınalar
Bir kutlu ticaret ki verilir tatlı canlar
Çile meclislerine severek konan gelsin
Mukaddes yüke hamalı olanlara karıştım
Geriye dönmek yoktur ölesiye yarıştım
Çileyle, ızdırapla lebaleb dolup taştım
Yolun kaderi böyle bilip, inanan gelir
Yıllardır yollardayım hicret dedim hasrete
Katlandım Allah için yağın yığın külfete
Talibim rızasına, ihsanıyla cennete
Ardım sıra benimle sesimi duyan gelir
Bir kararsız dünyada kâh konar kâh göçerim
Zehirle pişmiş aş yer ağulardan içerim
Yoluma su serpiyor inandım ki kaderim
Kapı aralığından beklediğim an gelir
AŞK YOLU
Çiçeğe dururuz bütün dallarda
Ömrümüz tükenir tozlu yollarda
Gözümüz gönlümüz yoktur ballarda
Zora talip olan aşk yolcusuyuz
İnsanlardan bir insandır payemiz
Hakkı tutup kaldırmaktır gayemiz
Tevazudur, mahviyettir çaremiz
Nefsiyle uğraşan aşk yolcusuyuz
Ferhat’ız yükümüz dağlardan aşkın
Mecnun’uz gezeriz bir ömür şaşkın
Kerem’de yangınlar veriyor taşkın
Engelleri aşan aşk yolcusuyuz
Yurdu yuvası olmayan kuşlarız
Kulu değil, nefsimizi taşlarız
İşimize muhabbetle başlarız
Hedefine koşan aşk yolcusuyuz
Bir ömür koşarız hiç dinlenmeden
Kalpten söyleşiriz biz, dillenmeden
Kızmadan, küsmeden ve cinlenmeden
Hak yolda yarışan aşk yolcusuyuz
Zaman bizim için kurşundan ağır
Göz görmez bizleri, kulaklar sağır
Sevgiyle, şefkatle açmışız çığır
Her canla barışan aşk yolcusuyuz
Derdimiz, çilemiz varsın bitmesin
Çiçekler açmasın, kuşlar ötmesin
Bizi kimsecikler meşgul etmesin
Var da yok da coşan aşk yolcusuyuz
Kime dokunsan dertli, efkârlıdır
Yangın yeri yürekleri harlıdır
Kaybedeni yok, ticaret kârlıdır
Dolup dolup taşan aşk yolcusuyuz
İncinsek de incitmeyiz bu yolda
Hiç kimseye kin gütmeyiz bu yolda
Yorulmayız, pes etmeyiz bu yolda
Çöllerde dolaşan aşk yolcusuyuz
BARIŞ GÜVERCİNLERİ
Mevlana’ca coştular, Yunus’ça konuştular
Biz kardeşiz diyerek dünyayla tanıştılar
Yetmiş iki milletle bir olup kaynaştılar
Masmavi semamızın barış güvercinleri
Renk renk çiçek gibiler kara toprakta açan
İyiliğe sevdalı kötülüklerden kaçan
Karanlık dünyalara habire ışık saçan
Masmavi semamızın barış güvercinleri
Ellerini kaldırıp vurana vurmadılar
Kırılsa da bin defa kimseyi kırmadılar
Sevgiyle, muhabbetle gönüllere daldılar
Masmavi semamızın barış güvercinleri
Bal damlıyor sanırsın her birinin dilinden
Kimseye zarar gelmez Yed-i Beyza elinden
Vefadır, sadakattir bizlere dost ilinden
Masmavi semamızın barış güvercinleri
Hayır kervanlarında canlarla eğleştiler
Dostum, kardeşim deyip dertliyle dertleştiler
Omuz omuza verip tek yürek birleştiler
Masmavi semamızın barış güvercinleri
Tanış olmak derdinde kadını, erkeğiyle
Herkese gönlü açık gülüyle, dikeniyle
Geçinirler dünyada hepsi alın teriyle
Masmavi semamızın barış güvercinleri
Kavgadan, gürültüden fersah fersah kaçarlar
Çöllerde, bozkırlarda renk renk çiçek açarlar
Uzak yakın demeden ilden ile uçarlar
Masmavi semamızın barış güvercinleri
İnlerler gece gündüz dostluk, kardeşlik derler
Bu yolun güllerini dikeniyle severler
Kin tutmaz, nefret etmez herkesi affederler
Masmavi semamızın barış güvercinleri
Dertlerle sarmaş dolaş, sancıları yamandır
Fırtınalar sert eser başları kar-dumandır
Bütün sermayeleri Hakk’a güven, imandır
Masmavi semamızın barış güvercinleri
Rengiyle deseniyle hepsi Muhammediler
Dünyayı dolaştılar, karınca ezmediler
Herkesi kucakladı biz kardeşiz dediler
Masmavi semamızın barış güvercinleri
BİR YOLCUYUZ DÜNYADA
Her gün yirmi dört saat ömür denen sermaye
İnsan için Rabbine kulluk en büyük paye
Her yolcu hayatını örgüler ilmek ilmek
Marifet imtihanın farkında olabilmek
Yolcuya azık iman ve de aşk-u şevk gerek
Yaşamalı kulluğu duyarak, hissederek
Rahmet vadilerinden inci mercan saçılır
Her kulun kaderine farklı yollar açılır
İnişli yokuşludur bize sunulan hayat
Yeknesak bir hayatın bütün tatları bayat
Yolumuzun üstüne bazen dağlar dikilir
Bazen de deryalarda bin bir zorluk çekiler
Karakışta her yanı kaplar tipi, boran, kar
Yazın çöller, bozkırlar cehennem gibi yakar
Oturup dinleniriz ağaç gölgelerinde
Rolümüzü oynarız hayat sahnelerinde
Zorluklarla örülmüş cennete giden yollar
Son menziline varır Hakka inanmış kullar
Kervan himmetle yürür ter çıkmalı enseden
Hesap günü hayır yok bizlere hiç kimseden
Eser hazan yelleri dalda gazel oluruz
Sararmış yaprak gibi rüzgârda savruluruz
Yolcu yolunda gerek bir şeye takılmadan
Salih amel demeli bıkmadan, yorulmadan
Kadın erkek dünyada imtihandan geçeriz
Tozlu yollardan yürür, pınarlardan içeriz
Celali tecelliler, Cemali tecelliler
İçinde külfetiyle lütfedildi nimetler
İnsanlara tastamam say ettiği veriler
Cennete, cehenneme sermayeyle girilir
Geri dönüşü yoktur keşke keşke
desek de
İki büklüm olarak ağlayıp inlesek de
Müflisin eyvah
vardır kopan naralarında
Cehennem filizlenir gönül karalarında
Ecel gizli gelenler göçüp gidiyor bir bir
Hayat tatlı uykuda sonsuza akan nehir
Günü gelir ruhumuz çıkar ten kafesinden
Hayata nokta konur kulun son nefesinden
Kulundan razı ise bu dünyada Yaradan
Gösterir cemalini perde kalkar aradan
BİTTİ BİTECEK GECE
Yürekler yangın yeri
Olmaz bundan beteri
Hakta fani olmaktır
Bu sevdanın ederi
Eskidi hep takvimler
Kışa döndü mevsimler
Nadan elinde balta
Yürekleri dilimler
Yollar Çin’de Maçin’de
Bir kuyunun içinde
Katmerlidir çileler
Dünyanın her yerinde
Niceleri sabreder
Niceleri kaybeder
Niceleri arafta
Hani benim payım der
Kalanlar var zindanda
Savrulan var harmanda
Yükselip alçalmalar
Mukadderdir zamanda
Yurt döndü viraneye
Uğradı her haneye
Musallat oldu kurtlar
Senelerdir gövdeye
Günler geceden kara
Açıldı onca yara
Ürpertiyor insanı
Yürek yakan manzara
Gülistan hasret güle
Yol göründü bülbüle
Keremler Aslı için
Yanıp döndüler küle
Yapraklar sararsa da
Yolculuklar yorsa da
Allah deyip yürüdük
Musibetler artsa da
Sabrı çatlatacaklar
Yürek hoplatacaklar
Yiğitler badireden
Bizi atlatacaklar
CAN KARDEŞLERİM
Pörsümüş gönüllerin hayat mumları söndü
Hasret üstünü hasret günler geceye döndü
Yürüdüğünüz yollar ışığa giden yöndü
Alnından öpülesi esatiri Yiğitler
Kapı aralığından yıllar yılı bekledik
Hayalini kurarak gece gündüz inledik
Her seste, her solukta şimdi geldiler dedik
Alnından öpülesi esatiri Yiğitler
Issız beyabanlarda kayıp Yusuflarsınız
Kangren olmuş dertlere aynı dermanlarsınız
Bizler için cansınız, hem de cananlarsınız
Alnından öpülesi esatiri Yiğitler
Dal gibi kırıldınız kadın, erkek demeden
Bir hayat yaşadınız rahat yüzü görmeden
Tereddüt etmediniz Allah için vermeden
Alnından öpülesi esatiri Yiğitler
Sizlerden ayrılalı Kerbela’da kaldık biz
Kor düştü sinelere deryalara daldık biz
Katmerli gurbetlere özümüzü saldık biz
Alnından öpülesi esatiri Yiğitler
Tam aksiyon vaktiydi sizler için her zaman
Kalbinizde ızdırap tüterdi duman duman
Dağlardan da aşkındı taşıdığınız iman
Alnından öpülesi esatiri Yiğitler
Karlar, buzlar içinde bahar deyip durdunuz
Ipıssız bozkırlarda gül rüyası kurdunuz
Her mevsim ter ü taze meyve veriyordunuz
Alnından öpülesi esatiri Yiğitler
Hasretle inliyoruz yıllar geçti