Discover millions of ebooks, audiobooks, and so much more with a free trial

Only $11.99/month after trial. Cancel anytime.

İki Virgül Arasında
İki Virgül Arasında
İki Virgül Arasında
Ebook132 pages42 minutes

İki Virgül Arasında

Rating: 2 out of 5 stars

2/5

()

Read preview

About this ebook

İnsanlık vücut ile ruhun, akıl ile gönlün, istidat ve yetenekler ile ortaya konulan ürünün bileşkesidir. İnsan aklı anlayamadığı imgeler ve bastırmaya çalıştığı duygularla dolup taşınca bir duygu boşalmasına ihtiyaç hisseder.
Şiir işte bu duygu durumunun satırlara dökülmesidir. Kelimeler insanın içinde nasıl yaşarsa, şiirlerinde de aynı şekilde yaşar. Kelimelerin damıtıldığı ocaktır adeta şiir. Zindan duvarlarını yıkan da sevda dolu yüreklerde zincirleri kıran da yine kelimelerdir.
Ancak sıradan herkese göstermezler kendi tesirli yüzlerini. Şairane bakışlar görür, bir tek onları uzatır ellerini ve alırlar. Ve şair son nefesini verene kadar değişmez bu durum!

LanguageTürkçe
Release dateMay 30, 2021
ISBN9781005554484
İki Virgül Arasında
Author

Süleyman Çetinoğlu

1971 yılında Antalya’nın bir köyünde öğretmen çocuğu olarak dünyaya geliyorum. İlkokulu da bu köyde bitiriyorum.Eserlerimin temellerini Ankara Üniversitesi Eğitim Fakültesinde okuduğum yıllarda (1988-1992) oluşturdum..İlk görev yerim 1995 Ardahan... Ardından seminerler, konferanslar sayesinde o şehir senin, bu şehir benim gezmediğim mekân kalmadı. Eserlerimin bir kısmını bu yıllarda yazdım.2012’de 18 yıllık öğretmenlikten sonra bürokratik hayata başladım. Ta ki 1 Eylül 2016’ya kadar. 52.000 kişiyle birlikte ben de kamu görevinden ihraç edildim.

Read more from Süleyman çetinoğlu

Related authors

Related to İki Virgül Arasında

Related ebooks

Related categories

Reviews for İki Virgül Arasında

Rating: 2 out of 5 stars
2/5

1 rating0 reviews

What did you think?

Tap to rate

Review must be at least 10 words

    Book preview

    İki Virgül Arasında - Süleyman Çetinoğlu

    ÖNSÖZ

    İnsanlık vücut ile ruhun, akıl ile gönlün, istidat ve yetenekler ile ortaya konulan ürünün bileşkesidir. İnsan aklı anlayamadığı imgeler ve bastırmaya çalıştığı duygularla dolup taşınca bir duygu boşalmasına ihtiyaç hisseder.

    Şiir işte bu duygu durumunun satırlara dökülmesidir. Kelimeler insanın içinde nasıl yaşarsa, şiirlerinde de aynı şekilde yaşar. Kelimelerin damıtıldığı ocaktır adeta şiir. Zindan duvarlarını yıkan da sevda dolu yüreklerde zincirleri kıran da yine kelimelerdir.

    Ancak sıradan herkese göstermezler kendi tesirli yüzlerini. Şairane bakışlar görür, bir tek onları uzatır ellerini ve alırlar. Ve şair son nefesini verene kadar değişmez bu durum!

    Ahmet Rasim, Şehir Mektupları adlı eserinde, işte ortada dönen dil meselesinin bugünkü hali, diyerek bir olay anlatır:

    Aşçıbaşı memleketten yeni gelmiş olan amcasının oğlunu alarak civardaki kırda güneşlenmeye çıkmış. Şöyle böyle gezinirken çocuk, tepeli birkaç kuş görmüş. Sevinmiş, şaşırmış, sormuş:

    Bunlar nedir?

    Aşçı dikkat etmiş. Fakat dikkatten ne çıkar? O da ömründe böyle bir kuş görmemiş. Düşünmüş düşünmüş, sonra demiş ki:

    Bunlar onlardır!

    Çocuk, aldığı cevaptan hoşlanarak, işi uzatmış. Yine sormuş:

    Ya başlarındaki ibibikler ne olacak?

    Aşçıbaşı hazırcevaplığa alıştığı için birdenbire demiş ki:

    Bunlar onsuz olmaz!

    Şiirlerde düşünceler tohumuyla ektiklerimizi, kelimeler ve ifadeler sümbülüyle hasat ederiz. Kelimelerin gücü asıl anlamlarından farklı olarak zihinlerde yapmış olduğu çağrışımlar ve hayallere bağlıdır. Bu hayaller şiirler vasıtasıyla kuşaktan kuşağa, ırklar arasında aktarılır durur. Bir kelime başlatır bir kıyamı çoğu zaman ruh dünyasında. Kelimeler de insanlar gibi gezer durur. Ulaşır uzaklara hem de çok uzaklara. Unutulmaz tarihi vakaların, insanların iç dünyalarındaki gün görmemiş değişikliklerin dışa yansıyan eserleridir şiirler. Bakmasını bilen için geçmiş ve bugünün esiri, geleceğin ise atalarıdır. Kelimeler direnir en çok… Bu yüzden en fazla cümleler ağır gelir çoğu kez zalimin, zalimlerin o dar yüreğine.

    Garipler kendi kalplerinden yola çıkar, daha büyük bir kalbe iltica eder. diyor Bekir Fuat. İnsanları, yaşadıklarını, mekânları birbirleriyle bağlayan gizli bir ağ sistemleri vardır. Bu ağ sistemleri vesilesiyle insanlar sürekli birbirine bir şeyler gönderir. Rüyalar, şiirler vs.

    Ben de kırgınlıkla kızgınlık arası duyguların her yanımı sardığı mekânda yazdım şiirlerimi. Ruhumda olağanüstü etkiler bırakan sesler karışımını dinlediğim zamanlardan, zeminlerden, insan ruhunun derinliğinden kopup gelen yaşantıları, coşkuları yazdım iki virgül arasında.

    İnsanların görmesine izin verdiklerinden kat be kat acı çekenlerin hikâyelerini taşıdım şiirlerime. Umutları, umutsuzlukları, en özelimi, en güzelimi en net bir biçimde en yalın haliyle. Ne yaşanmışsa ne yaşanırsa hepsini taşıdım şiirlerime.

    Kimi zaman yok sayılan hikâyelerdir şiirlerime döktüklerim. Kimi zaman da kâğıt aralarına sıkıştırdıklarım. Dindarlık perdesi altında gizli dolaplar çevirenlerin sosyolojisidir, ötekileştirmenin sosyolojisidir kalemimden dökülenler; herkesin itildiği, uzaklaştırıldığı ya da belli bir kalıba sokulduğu bir dönemin sosyolojisi. Bir gece, bir sabah erkenden evlerinden alınıp götürülen, belki de bir daha kendilerinden haber alınamayan binlerce insanın acısı var iki virgül arasında. Onları üfledim iki virgül arasında şiirlerime.

    Her ki u, ez hem zebânî şüd cüdâ

    Bî nidâ şüd gerçi dâred sad nidâ.

    (Bir kimse hemdeminden, dil ve gönül arkadaşından uzak düşecek olursa, yüz tane dili ve ifadesi de olsa dilsiz kalır.) Yaman Dede.

    Zorluğu paylaşmak akabinde yoldaşlığı da beraberinde getiriyor. Açılan her yeni kapı, girdiğim her koğuş, bana yeni bir soluk kazandırdı. Bir kader çarkıdır bu. Kader belki de hayat; bazen sizi en yakınınızdakilerle veya öyle gözükenlerle sınıyor. Meğer özgürlük bir diğerinin kafasındaki sınır çizgisi kadarmış, diyorsunuz. İnsanın imkânları ne kadar kısıtlıysa şerefinin bedeli de o kadar yüksektir. (Elif Şafak) nihayetinde. Nitekim öyle de oldu.

    Hayattan ne bekleyebilirim ki? Alınyazısı insanı nereye kadar sürükler? İleride neler yaşayacağım? Şimdiden kestirebilmem mümkün değil. Duygularıma gem vurmak o kadar zor ki, iftarı olup olmayacağı belli olmayan bir ümitle, bir inançla bekliyoruz.

    Bir gün özgür olacağına inandığım öyle düşünceler var ki… Gün gelecek herkes önce kendi kovasındaki kirli çamaşırları ayıklayacak. İletişim kanallarım tekrar açılınca inanıyorum ki bu birikimler çok güzel bir şekilde dönecek bana. Aslında her

    Enjoying the preview?
    Page 1 of 1