Discover millions of ebooks, audiobooks, and so much more with a free trial

Only $11.99/month after trial. Cancel anytime.

Dört Köşeli Günler
Dört Köşeli Günler
Dört Köşeli Günler
Ebook165 pages40 minutes

Dört Köşeli Günler

Rating: 0 out of 5 stars

()

Read preview

About this ebook

Hayat bize hiçbir şeyi göz ardı etmememizi ve küçük ayrıntıları küçük görmememiz gerektiğini öğretiyor. Büyük şeyler, küçük küçük şeylerin birikimleriyle oluştuğu gibi küçücük teferruatlarda çoğu zaman kocaman kocaman hazineler gizlidir.
Bu yüzden basit ve küçük görünümlü eylemler bir sessiz film gibi insanın gözünün önüne geçiverir. Birçok insanın sahip olmak için pek çok fedakârlıkta bulunabileceği bu küçük görünümlü fazilet ve kabiliyetleri idrak etmek durumundadır insanoğlu. Onun vereceği şeyin fazileti ve ürünün kıymeti de malik olduğu bu şeylerin birikimiyle ölçülür.
Bu zarif eserde her şeyden önce tarihiyle, efsaneleriyle, âdet ve örfleriyle, tabii seyriyle saf ve özgürlüğe hasret mümtaz bir topluluk yaşar. Bu mümtaz kuşağın ruhunun azgın ihtirasları, incelikleri, zarafeti, meyilleri, hüzün ve sevinçleri de var bu zarif kitapta.
Şiirler; hadiselerin, tecrübelerin pratik ve amelî tutumların izdüşümüdür. Aynı zamanda sadece bir edebi eser değil, tarihi bir devrin vesikasıdır gelecek nesiller için bu şiirler.
Bugün karşı karşıya bulunduğumuz hadiseler, dünün geçmişlerinin karşılaşmış olduğu hadiselerin aynısı ve onların semeresi olduğu gibi geleceğin de tecrübe yerleridir.
Ahmet Rasim’in ifadesiyle; her asır kendi kelimesini düzelterek öbür asra bakıyor. O da bir kat düzeltip, diğerine teslim ediyor. Böylece lisan (dil) büyüdükçe yeni yeni kelimelere muhtaç hale geliyor.
Kendi hesabıma inanıyorum ki; gelecek kuşaklar için bir tercih yapma durumu olacaksa, yurt havasının ahenktar bir izdüşümü olan bu eser, mümtaz bir neslin gizli kalmış kıymetlerini bir gün mutlaka meydana çıkarmaya yardımcı olacak ve inşallah evrensel bir hale gelecektir.
Yine Ahmet Rasim, ‘Şehir Mektupları’ adlı eserinde, “Biliyoruz ki her dil kendine mahsus bir takım terkipler ve ibareler vücuda getirerek, tarihi, milli bazı kinayeler ile ifade güzelliğine kavuşmaktadır.” der. Ahmet Rasim devamında da “Dil gökten mi inmiştir ki daima gördüğümüz, bildiğimiz terkip ve kelimeleri kullanalım?” der.
Tesir ve teessür şüphesiz hayatın en hususi özelliğidir ve insana marifet kapılarını açar. Dolayısıyla her kelimenin kendisine has ulu bir tesiri vardır şiirlerde.
Gönüller, içine doğanı doğru ifade etmek için başka başka deyişler bulmaya lüzum görmezler. Bu nedenle mecburiyet bilinci yaşayanlar, kendilerine karşı gelemezler.
Zaman olur ki hakikat sırlarından bazı sırlar gönlüme dokunur ve kalbime ıstırap verir. Kalbim nerede olursa durağım orası olmalı, derim. Şiirler bu hal ile benim aramda vasıta olmasa bile, vesiledir, diyerek alıyorum kalemi elime çoğu zaman.
Alphonse Daudet, “Değirmenimden Mektuplar” adlı eserinde böyle bir sanat eserini yapmak için neden bu derece çalıştığı?” sorusuna:
“Eserimin pek az kişi tarafından bilinmesi bana yeter ve hatta onu kimsenin bilmemesi de bana kâfidir.” cevabını verir.
Gönül borcu paylaşılınca ödenen bir şeydir. Şiirler bu bakıma iyi bir vasıtadır. Aslında vaka ve olayların masum çehrelerinde yakalamaya çalışırım ilham gülücüklerini. Böylece kâğıt parçalarına bölük pörçük yazdığım kırıntıları bu zarif kitapta, “DÖRT KÖŞELİ GÜNLER”de bir araya getirdim. Şahsen ben bu şiirlerimi bu alanda temsil edilen şiirlerin tümüne değişmem, değişemem.
Böyle bir gönül borcunun karşılığı, “DÖRT KÖŞELİ GÜNLER”in; hazan vurmuş kır çiçeklerine cemre esintisi, masum çehrelerin buruk gülümsemesi, Hak yolu taliplilerine bir hatıra defteri olması ümidini taşıyorum.
“Ne mekân ne yön ne mesafe mefhumu? Basıyorum zemine.
Ecel kapıyı çaldığı zaman, bakmıyor gözün yaşına, matemine
Yalnız O’na (CC) kavuşmak maksadım, ihtiyacım yok yemine
Sizi emin ele, en emin ellere bırakarak, Muhammed-ül Emine...”
Muhabbetle...

Süleyman Çetinoğlu

LanguageTürkçe
Release dateDec 14, 2023
ISBN9798215917985
Dört Köşeli Günler
Author

Süleyman Çetinoğlu

1971 yılında Antalya’nın bir köyünde öğretmen çocuğu olarak dünyaya geliyorum. İlkokulu da bu köyde bitiriyorum.Eserlerimin temellerini Ankara Üniversitesi Eğitim Fakültesinde okuduğum yıllarda (1988-1992) oluşturdum..İlk görev yerim 1995 Ardahan... Ardından seminerler, konferanslar sayesinde o şehir senin, bu şehir benim gezmediğim mekân kalmadı. Eserlerimin bir kısmını bu yıllarda yazdım.2012’de 18 yıllık öğretmenlikten sonra bürokratik hayata başladım. Ta ki 1 Eylül 2016’ya kadar. 52.000 kişiyle birlikte ben de kamu görevinden ihraç edildim.

Read more from Süleyman çetinoğlu

Related to Dört Köşeli Günler

Related ebooks

Related categories

Reviews for Dört Köşeli Günler

Rating: 0 out of 5 stars
0 ratings

0 ratings0 reviews

What did you think?

Tap to rate

Review must be at least 10 words

    Book preview

    Dört Köşeli Günler - Süleyman Çetinoğlu

    Hayat bize hiçbir şeyi göz ardı etmememizi ve küçük ayrıntıları küçük görmememiz gerektiğini öğretiyor. Büyük şeyler, küçük küçük şeylerin birikimleriyle oluştuğu gibi küçücük teferruatlarda çoğu zaman kocaman kocaman hazineler gizlidir.

    Bu yüzden basit ve küçük görünümlü eylemler bir sessiz film gibi insanın gözünün önüne geçiverir. Birçok insanın sahip olmak için pek çok fedakârlıkta bulunabileceği bu küçük görünümlü fazilet ve kabiliyetleri idrak etmek durumundadır insanoğlu. Onun vereceği şeyin fazileti ve ürünün kıymeti de malik olduğu bu şeylerin birikimiyle ölçülür.

    Bu zarif eserde her şeyden önce tarihiyle, efsaneleriyle, âdet ve örfleriyle, tabii seyriyle saf ve özgürlüğe hasret mümtaz bir topluluk yaşar. Bu mümtaz kuşağın ruhunun azgın ihtirasları, incelikleri, zarafeti, meyilleri, hüzün ve sevinçleri de var bu zarif kitapta.

    Şiirler; hadiselerin, tecrübelerin pratik ve amelî tutumların izdüşümüdür. Aynı zamanda sadece bir edebi eser değil, tarihi bir devrin vesikasıdır gelecek nesiller için bu şiirler.

    Bugün karşı karşıya bulunduğumuz hadiseler, dünün geçmişlerinin karşılaşmış olduğu hadiselerin aynısı ve onların semeresi olduğu gibi geleceğin de tecrübe yerleridir.

    Ahmet Rasim’in ifadesiyle; her asır kendi kelimesini düzelterek öbür asra bakıyor. O da bir kat düzeltip, diğerine teslim ediyor. Böylece lisan (dil) büyüdükçe yeni yeni kelimelere muhtaç hale geliyor.

    Kendi hesabıma inanıyorum ki; gelecek kuşaklar için bir tercih yapma durumu olacaksa, yurt havasının ahenktar bir izdüşümü olan bu eser, mümtaz bir neslin gizli kalmış kıymetlerini bir gün mutlaka meydana çıkarmaya yardımcı olacak ve inşallah evrensel bir hale gelecektir.

    Yine Ahmet Rasim, ‘Şehir Mektupları’ adlı eserinde, Biliyoruz ki her dil kendine mahsus bir takım terkipler ve ibareler vücuda getirerek, tarihi, milli bazı kinayeler ile ifade güzelliğine kavuşmaktadır. der. Ahmet Rasim devamında da Dil gökten mi inmiştir ki daima gördüğümüz, bildiğimiz terkip ve kelimeleri kullanalım? der.

    Tesir ve teessür şüphesiz hayatın en hususi özelliğidir ve insana marifet kapılarını açar. Dolayısıyla her kelimenin kendisine has ulu bir tesiri vardır şiirlerde.

    Gönüller, içine doğanı doğru ifade etmek için başka başka deyişler bulmaya lüzum görmezler. Bu nedenle mecburiyet bilinci yaşayanlar, kendilerine karşı gelemezler.

    Zaman olur ki hakikat sırlarından bazı sırlar gönlüme dokunur ve kalbime ıstırap verir. Kalbim nerede olursa durağım orası olmalı, derim. Şiirler bu hal ile benim aramda vasıta olmasa bile, vesiledir, diyerek alıyorum kalemi elime çoğu zaman.

    Alphonse Daudet, Değirmenimden Mektuplar adlı eserinde böyle bir sanat eserini yapmak için neden bu derece çalıştığı?" sorusuna:

    Eserimin pek az kişi tarafından bilinmesi bana yeter ve hatta onu kimsenin bilmemesi de bana kâfidir. cevabını verir.

    Gönül borcu paylaşılınca ödenen bir şeydir. Şiirler bu bakıma iyi bir vasıtadır. Aslında vaka ve olayların masum çehrelerinde yakalamaya çalışırım ilham gülücüklerini. Böylece kâğıt parçalarına bölük pörçük yazdığım kırıntıları bu zarif kitapta, DÖRT KÖŞELİ GÜNLERde bir araya getirdim. Şahsen ben bu şiirlerimi bu alanda temsil edilen şiirlerin tümüne değişmem, değişemem.

    Böyle bir gönül borcunun karşılığı, DÖRT KÖŞELİ GÜNLERin; hazan vurmuş kır çiçeklerine cemre esintisi, masum çehrelerin buruk gülümsemesi, Hak yolu taliplilerine bir hatıra defteri olması ümidini taşıyorum.

    "Ne mekân ne yön ne mesafe mefhumu? Basıyorum zemine.

    Ecel kapıyı çaldığı zaman, bakmıyor gözün yaşına, matemine

    Yalnız O’na (CC) kavuşmak maksadım, ihtiyacım yok yemine

    Sizi emin ele, en emin ellere bırakarak, Muhammed-ül Emine…"

    Muhabbetle…

    Süleyman Çetinoğlu

    ANACIĞIM

    Muazzez anacığıma…

    Seni en son, benzi solmuş, düşünce ve murakabe içinde,

    Mahzun mahzun, dalgın bakışların ayrı bir dehşet içinde,

    Arkasından camın, donuk bir çift gözle bakışınla gördüm.

    Göz pınarımdan sana doğru bir sükûnet

    Enjoying the preview?
    Page 1 of 1