Kaldık Dağlar Başında
By İbrahim Kuzi
()
About this ebook
Tarihin değişik zaman dilimlerinde değişik olaylarla gerek ferdi gerek ailevî gerekse devletler olarak imtihanlara maruz kalmışızdır. Bu imtihanlar sonucunda kaybettiğimiz değerler olduğu gibi bir takım kazanımlarımızda olmuştur.
Fitne dönemleri ak ile karanın birbirinden ayrılmasında ciddi bir fonksiyon eda etmiştir. Omurgasızların samyeliyle devrilip gitmesine mukabil, vefa abidelerinin de tanınıp bilinmesine vesile olmuştur.
Millet olarak yaşadığımız son süreçte yılların emekleri bir çırpıda yok edilmiş, nice istidat ve kabiliyetler öldürülmüş ya da hücrelerde çürümeye terk edilmiştir. İnsan haysiyeti, onuru ayaklar altına alınmış ve çiğnenmiştir. ‘Vatanım, milletim’ diyenler, yaşatmak için yaşayanlar, şahsi füyuzat hislerinden vazgeçenler adeta bitirilmeye çalışılmıştır. Bu sebeple de belki yüz binlerce insan vatanını, yurdunu, yuvasını terk ederek dünyanın değişik yerlerine hicret etmiştir.
Milletin varlık ve bekasına hizmette vesile olsun diye açılan okullar, yurtlar, yuvalar, pansiyonlar harap edilmiş, talan edilmiş ve bir kısmı itibariyle de yok edilmişlerdir. Zorlu ve çetin bu süreçte inananlar gayrete gelmiş, iş başa düştü diyerek herkes kendi imkanlarıyla bu örfaneye iştirak etmiştir. Kimi alın teriyle, kimi maddi imkanlarıyla, kimi de elindeki kalemiyle tarihe not düşerek katkı sunmuş ve sunmaya devam etmektedir.
Bu süreçte birçok yazar da elindeki kalemiyle sürekli yazarak, yapılanları kayda geçirmeye gayret etmiştir. Bir gün kara bulutlar dağıldıktan sonra yeni nesil yazılan bu şiirleri, hikayeleri, masalları veya tiyatro eserlerini okumak suretiyle bir dönemi en doğru şekilde anlamaya çalışacaktır. Hadiselerden ders çıkararak bir daha tekrarlanmaması adına önlemler alınmasına vesile olacaktır.
Bu şairlerden biri olan İbrahim Kuzi Bey kardeşimiz, şiirin akıcılığı içinde, kelimelerin gücünü kullanarak yazdığı birbirinden güzel şiirlerle önümüze ışık tutmaktadır.
Yaşanan sürecin bir mağduru olmasına, cezaevinde kalmasına ve beş yıldır da bir başına gurbeti göğüslemesine karşın asla küsmemiş, yılmamış, ara sıra düşse de hemen doğrulmuş ve bir şeyler üretmeye, elinden geldiği, kadar üretmeye gayret etmektedir.
Yer yer Çağlayan Dergisi’nde şiirleri yayınlanan ve Crab Publishing tarafından 5 kitabı okuyucularıyla buluşan İbrahim Bey’in bu kitabı da dört bölümden oluşmaktadır.
Hazan Mevsimi adını verdiği birinci bölümde daha ziyade hasret-hicran duygularının ağır bastığı şiirler yer almaktadır.
Sonsuzluk Kapısı olarak isimlendirilen ikinci bölümde Allah ve Rasulü’ne iltica, dua ve münacaat temaları işlenmiş.
Susadığımız Soluklar olarak ifade edilen üçüncü bölümde ise hayallerimizi süsleyen “Altın Nesil” dillendirilmekte, onlara ait vasıflar dile getirilmektedir.
Müteferrik olarak isimlendirilen dördüncü bölümde de farklı farklı renk ve kokusu olan güllerden ve çiçeklerden demet yapıp bizlere sunmaktadır.
Her kışın bir baharı ve her gecenin de neharı olacağına kati inanmış olarak yazmaya üretmeye ve bunlarla tarihe not düşmeye ve sizleri de bu çiçek bahçesine davet etmektedir.
Hürmetlerimle...
Abdullah Aymaz
İbrahim Kuzi
1967’de Bayburt doğdum. İlkokulu Bayburt’ta Nişantaşı Köyünde, Orta Okul ve Liseyi Kdz. Ereğli’de tamamladım. 1991 yılında Marmara Üniversitesi Teknik Eğitim Fakültesi Elektrik Öğretmenliğinden mezun oldum. Millî Eğitim Bakanlığı bünyesinde yaklaşık 24 yıl öğretmenlik yaptım. Küçük yaşlardan beri hece ölçüsüyle şiirler yazıyorum. Dolayısıyla kitap okumak, şiir yazmak ve futbol oynamak sevdiğim uğraşların başında gelmektedir.Evliyim, üç oğlum var.
Read more from İbrahim Kuzi
Dillerden Dökülen İnciler Rating: 0 out of 5 stars0 ratingsİki Zindan Arası Rating: 0 out of 5 stars0 ratingsYola Düştük Geceden Rating: 0 out of 5 stars0 ratingsSevdayla Yürünür Yollar Rating: 0 out of 5 stars0 ratingsFaylar Kırıldı Ülkemde Rating: 0 out of 5 stars0 ratings
Related to Kaldık Dağlar Başında
Related ebooks
Yusufça Şiirler Rating: 0 out of 5 stars0 ratingsKritik Kırılmalar Rating: 0 out of 5 stars0 ratingsKamp Hatıralarım Rating: 0 out of 5 stars0 ratingsHasat Günleri Rating: 0 out of 5 stars0 ratingsSöz Yaşları Rating: 0 out of 5 stars0 ratingsHüznün Tutuklanamayan Baharı Rating: 0 out of 5 stars0 ratingsCennetin Son Yolcusu Rating: 0 out of 5 stars0 ratingsİzdüşümü Süzüldü Ay Haresinden Rating: 0 out of 5 stars0 ratingsBir Adı Olmalı Rating: 0 out of 5 stars0 ratingsDillerde Nağme Adın 2 (Yazılar) Rating: 0 out of 5 stars0 ratingsSadeften İnciler Rating: 0 out of 5 stars0 ratingsDillerde Nağme Adın 1 (Naatler) Rating: 0 out of 5 stars0 ratingsİki Virgül Arasında Rating: 2 out of 5 stars2/5Dört Köşeli Günler Rating: 0 out of 5 stars0 ratingsSessiz Çığlıklar Rating: 0 out of 5 stars0 ratingsYarımkan Rating: 0 out of 5 stars0 ratingsKalp ve Ruh Hayatının Çizgisinde Rating: 0 out of 5 stars0 ratingsBabam Bir Teröristmiş Rating: 0 out of 5 stars0 ratingsHicretten Hikmete Rating: 5 out of 5 stars5/5Savrulmanın Böylesi Rating: 0 out of 5 stars0 ratings60 Yaş, 60 Şiir- Dr. Hüseyin Kara Külliyatı- Bütün Şiirleri 1 Rating: 0 out of 5 stars0 ratingsSen Kal Yanımda Rating: 0 out of 5 stars0 ratingsYusuf Gibi Sevmek Rating: 0 out of 5 stars0 ratingsSen Hiç Yalnız Kaldın mı Rating: 0 out of 5 stars0 ratingsKınalı Küheylanlar Rating: 0 out of 5 stars0 ratingsBitmedi Gitti Rating: 0 out of 5 stars0 ratingsDertli Sineler Yanık Nağmeler Rating: 0 out of 5 stars0 ratingsBir Çiçeği Koklar Oldum Rating: 0 out of 5 stars0 ratingsDert Ortağıma İkinci El Mektuplar Rating: 0 out of 5 stars0 ratingsAn'ın Asra Dönüştüğü Vakitler Rating: 0 out of 5 stars0 ratings
Related categories
Reviews for Kaldık Dağlar Başında
0 ratings0 reviews
Book preview
Kaldık Dağlar Başında - İbrahim Kuzi
TAKDİM
Tarihin değişik zaman dilimlerinde değişik olaylarla gerek ferdi gerek ailevî gerekse devletler olarak imtihanlara maruz kalmışızdır. Bu imtihanlar sonucunda kaybettiğimiz değerler olduğu gibi bir takım kazanımlarımızda olmuştur.
Fitne dönemleri ak ile karanın birbirinden ayrılmasında ciddi bir fonksiyon eda etmiştir. Omurgasızların samyeliyle devrilip gitmesine mukabil, vefa abidelerinin de tanınıp bilinmesine vesile olmuştur.
Millet olarak yaşadığımız son süreçte yılların emekleri bir çırpıda yok edilmiş, nice istidat ve kabiliyetler öldürülmüş ya da hücrelerde çürümeye terk edilmiştir. İnsan haysiyeti, onuru ayaklar altına alınmış ve çiğnenmiştir. ‘Vatanım, milletim’ diyenler, yaşatmak için yaşayanlar, şahsi füyuzat hislerinden vazgeçenler adeta bitirilmeye çalışılmıştır. Bu sebeple de belki yüz binlerce insan vatanını, yurdunu, yuvasını terk ederek dünyanın değişik yerlerine hicret etmiştir.
Milletin varlık ve bekasına hizmette vesile olsun diye açılan okullar, yurtlar, yuvalar, pansiyonlar harap edilmiş, talan edilmiş ve bir kısmı itibariyle de yok edilmişlerdir. Zorlu ve çetin bu süreçte inananlar gayrete gelmiş, iş başa düştü diyerek herkes kendi imkanlarıyla bu örfaneye iştirak etmiştir. Kimi alın teriyle, kimi maddi imkanlarıyla, kimi de elindeki kalemiyle tarihe not düşerek katkı sunmuş ve sunmaya devam etmektedir.
Bu süreçte birçok yazar da elindeki kalemiyle sürekli yazarak, yapılanları kayda geçirmeye gayret etmiştir. Bir gün kara bulutlar dağıldıktan sonra yeni nesil yazılan bu şiirleri, hikayeleri, masalları veya tiyatro eserlerini okumak suretiyle bir dönemi en doğru şekilde anlamaya çalışacaktır. Hadiselerden ders çıkararak bir daha tekrarlanmaması adına önlemler alınmasına vesile olacaktır.
Bu şairlerden biri olan İbrahim Kuzi Bey kardeşimiz, şiirin akıcılığı içinde, kelimelerin gücünü kullanarak yazdığı birbirinden güzel şiirlerle önümüze ışık tutmaktadır.
Yaşanan sürecin bir mağduru olmasına, cezaevinde kalmasına ve beş yıldır da bir başına gurbeti göğüslemesine karşın asla küsmemiş, yılmamış, ara sıra düşse de hemen doğrulmuş ve bir şeyler üretmeye, elinden geldiği, kadar üretmeye gayret etmektedir.
Yer yer Çağlayan Dergisi’nde şiirleri yayınlanan ve Crab Publishing tarafından 5 kitabı okuyucularıyla buluşan İbrahim Bey’in bu kitabı da dört bölümden oluşmaktadır.
Hazan Mevsimi adını verdiği birinci bölümde daha ziyade hasret-hicran duygularının ağır bastığı şiirler yer almaktadır.
Sonsuzluk Kapısı olarak isimlendirilen ikinci bölümde Allah ve Rasulü’ne iltica, dua ve münacaat temaları işlenmiş.
Susadığımız Soluklar olarak ifade edilen üçüncü bölümde ise hayallerimizi süsleyen Altın Nesil
dillendirilmekte, onlara ait vasıflar dile getirilmektedir.
Müteferrik olarak isimlendirilen dördüncü bölümde de farklı farklı renk ve kokusu olan güllerden ve çiçeklerden demet yapıp bizlere sunmaktadır.
Her kışın bir baharı ve her gecenin de neharı olacağına kati inanmış olarak yazmaya üretmeye ve bunlarla tarihe not düşmeye ve sizleri de bu çiçek bahçesine davet etmektedir.
Hürmetlerimle...
Abdullah Aymaz
24 Mart 2024, Almanya
Birinci Bölüm
HAZAN MEVSİMİ
AĞLAMAK KADERİMİZ
İnsana hizmetti dert ve davamız
Cehaletle, tefrikayla kavgamız
Deştikçe kanıyor taze yaramız
Yıllar var ki kaderimiz ağlamak
Yuvamızı ateşlere verdiler
Utanmadan hainsiniz dediler
Hor-hakir görüldük sürgün ettiler
Yıllar var ki kaderimiz ağlamak
Her yanda ihmal her yanda ihanet
Onlarca sıkıntı ve onlarca dert
Yakıyor, yıkıyor ülkeyi namert
Yıllar var ki kaderimiz ağlamak
Semaları delip geçti feryatlar
Zehire dönüştü sofrada tatlar
İnsanlar arasında koptu hatlar
Yıllar var ki kaderimiz ağlamak
Değişmiş yerleri akın, karanın
Dinmiyor öfkesi arzın, semanın
Çaresi aşk, kalplerdeki yaranın
Yıllar var ki kaderimiz ağlamak
Mum gibi eridi hücrede canlar
Oluk oluk aktı sebepsiz kanlar
Adanmış ruhlardır bütün kurbanlar
Yıllar var ki kaderimiz ağlamak
Hangi yana baksan enkaz, sefalet
Ne devlet aklı var ne de adalet
Acıyla inliyor yaralı millet
Yıllar var ki kaderimiz ağlamak
Sahibi yok mazlum boşa çabalar
Çaresiz bir halde anne babalar
Dans ediyor etrafta akbabalar
Yıllar var ki kaderimiz ağlamak
Bağlar bozuldu güllerimiz yasta
Bülbüller yaralı bir çoğu hasta
Ne aş var ne iş ne de çorba tasta
Yıllar var ki kaderimiz ağlamak
Hanlarımız yıkık hancısı kayıp
Gömemedik cenazeyi yıkayıp
Yeter de artar bizlere bu ayıp
Yıllar var ki kaderimiz ağlamak
Gördük bu devirde höykürenleri
Haramla saltanat sürdürenleri
Arsızı, hırsızı güldürenleri
Yıllar var ki kaderimiz ağlamak
Vefa dedik, çeksek de çektirmedik
Hiç kimseye sırtımıza dönmedik
Her dertliyle inim inim inledik
Yıllar var ki kaderimiz ağlamak
Sevgiyle besledik kalplerimizi
Sinemize gömdük dertlerimizi
Hakkın yanında aldık yerimizi
Yıllar var ki kaderimiz ağlamak
ANNEME MEKTUP
Gecelerim uzun şafak sökmüyor
Yıllar var ki kara bahtım dönmüyor
Sinem delik deşik, yüzüm gülmüyor
Tadı tuzu yoktur gurbetin anne
Yürüdüğüm yollar sarpar yokuşa
Baktıkça ağlarım böceğe, kuşa
Hasret, hicran, sıkıntı baştan başa
Tadı tuzu yoktur gurbetin anne
Akıllılar sırdaş olmuş deliyle
Hançerlendim bir zalimin eliyle
Gönlüm yorgun dikeniyle, gülüyle
Tadı tuzu yoktur gurbetin anne
Bazen gece bazen sabaha karşı
Çığlıklarım yırtar yükselir arşı
Duyup dinlediğim cenaze marşı
Tadı tuzu yoktur gurbetin anne
Lime lime olmuş toprak gibiyim
Dalında sararmış yaprak gibiyim
Bozkırda kavrulmuş başak gibiyim
Tadı tuzu yoktur gurbetin anne
Gözyaşlarım taşkın çağlayanlardan
Eşim, dostum hepsi ağlayanlardan
Elimi, kolumu bağlayanlardan
Tadı tuzu yoktur gurbetin anne
Elmasları döndürdüler bakıra
Sahte dostlar çekti beni çukura
Cepler delik cüzdan hasret mangıra
Tadı tuzu yoktur gurbetin anne
Yudum yudum içiyorum dumanı
Karıştırdım gayri sapla samanı
Ninnilerle sallıyorum zamanı
Tadı tuzu yoktur gurbetin anne
Sofrada dert yerim ben kaşık kaşık
Ruhumda kar kış var almıyor ışık
Çölde bir başına ne yapsın âşık
Tadı tuzu yoktur gurbetin anne
Hayalet misali kaldırımlarda
Gök gürültüsünde, yıldırımlarda
Umudum titriyor kuru dallardan
Tadı tuzu yoktur gurbetin anne
Hayaletler sarmış dört bir yanımı
Vampirler emiyor her gün kanımı
Aşı, işi, düşü sıkar canımı
Tadı tuzu yoktur gurbetin anne
AZ İLERDE BAHAR VAR
Yangınlar kor halinde yaralı yüreklerde
İnsanca bir dünya var tertemiz dileklerde
Şehrayin yaşanıyor yerlerde ve göklerde
Açan güller, çiçekler müjdeliyor baharı
Her başlangıç zorunludur bir o kadar çetindir
Yürekler yorgun ama iradeler metindir
Yiğidim, adanmışlık tükenmez servetindir
Açan güller, çiçekler müjdeliyor baharı
Hapisler ve sürgünler biliyor azimleri
Beyinlere kazıyor muhteşem resimleri
Kadın erkek, genç yaşlı baldan tatlı dilleri
Açan güller, çiçekler müjdeliyor baharı
Buzları eritiyor sinelerde yanan kor
Çekilen sancıları çeken sahibine sor
Kim ne yaparsa yapsın güneşe direnmek zor
Açan güller, çiçekler müjdeliyor baharı
Ayrılıklar, hasretler emanet ney sesine
Dertler dağ gibi binmiş yiğidin ensesine
Sevgi hayat oluyor dünyanın çehresine
Açan güller, çiçekler müjdeliyor baharı
Muhaciri, Ensarı hep el ele vermişler
Yılmadan, yıkılmadan zora göğüs germişler
Bir bedende yekvücut ağlayıp, inlemişler
Açan güller, çiçekler müjdeliyor baharı
Gönül yamaçlarında mayalanır hoşgörü
Sevmeler, sevilmeler Yaratandan ötürü
Anlayacak yakında dilsiz, kalpsiz ve körü
Açan güller, çiçekler müjdeliyor baharı
Yürekler mangal gibi bir o kadar cesurlar
Çağlayanlar misali canlar fokur fokurlar
Işığın etrafında aşkla dönüp dururlar
Açan güller, çiçekler müjdeliyor baharı
Cennetten esintiler doluyor ciğerlere
Vefa, sadakat hâkim yaralı yüreklere
Acılar, ızdıraplar yüklenmiş senelere
Açan güller, çiçekler müjdeliyor baharı
Karakış son dansını bitirmek üzeredir
Kaldıysa da ümidi yitirmek üzeredir
Sevgi, nefreti silip süpürmek üzeredir
Açan güller, çiçekler müjdeliyor baharı
BEKLEMEK YÜREK İSTER
Yolunu gözlediğim neredesin yıllardır
Sinem de senin için taze umutlar vardır
Belli ki yol adabı, dişini sıkmak gerek
Beklemekten yorulsa hem çatlasa da yürek
Önümüzde kızgın çöl yakıp kavuran güneş
Çilelerim katmerli yoktur hiçbirine eş
Susmuyor volkanlarım habire lav saçıyor
Yüreğimde tap taze gonca güller açıyor
Korkularım bitmiyor yokuşta terliyorum
Aynı çizgi üstünde hep gidip geliyorum
Yılan çıyan, akrepler resmi geçit yapıyor
Akbabalar habire yere konup kalkıyor
Yalan, fani dünyanın lezzetleri, tatları
Yüzüstü kor insanı tek mevsimlik dostları
Her gün daha uzuyor vuslata giden yollar
Tek tek elimde kaldı tuttuğum kuru dallar
Gülecek talihimiz bir gün devran dönecek
Izdıraplar bitecek, gözyaşları dinecek
Bahar gelinceye dek savursun fırtınalar
Biraz daha kanasın taze derin yaralar
Geçtikçe güçleniriz feleğin çemberinden
Hayatı yudumlarız her gün daha derinden
Bir gün inayet gelir yollar erer menzile
Hitama erer elbet her sıkıntı ve çile
Gönüller bir olunca uzaklar yakınlaşır
Dil dudak olmasa da sevgililer anlaşır
Giydik üzerimize, sabır çelikten yelek
Yolumuza su serper tebrik eder her melek
Beklemek yürek ister harcı değil herkesin
İnanan ve sabreden vuslata erer kesin
BİR GARİP DÜNYALIYIM
Sinem açık herkese açabildiğim kadar
Nefsimden kaçıyorum kaçabildiğim kadar
Uçuyorum göklerde uçabildiğim kadar
Mülk Allah’ın mülküdür ben de aciz kuluyum
Yanlışlara değil de yalnızlara katıldım
Her şey olmaya namzet bir deryaya atıldım
Kâh zirvelerde gezdim kâh pazarda satıldım
Mülk Allah’ın mülküdür ben de aciz kuluyum
Zalimin nazarında terörist görüldüm ben
Yıllarca etrafına duvarlar örüldüm ben
Yurdundan, yuvasından bir gece sürüldüm ben
Mülk Allah’ın mülküdür ben de aciz kuluyum
Ellerimde kelepçe, ruhum pervaz ediyor
Çöle dönmüş vicdanlar gülleri reddediyor
Kalbim, kafam birlikte her gün beni yediyor
Mülk Allah’ın mülküdür ben de aciz kuluyum
Mum gibi eritildim sopsoğuk hücrelerde
Aylar, yıllar geçirdim ıssız viranelerde
Firari mülteciyim bulunduğum yerlerde
Mülk Allah’ın mülküdür ben de aciz kuluyum
Şimdi nereye gitsem bir garip oluyorum
Kaybolmuş kimliğimi gurbete buluyorum
Estikçe hazan yeli düşüp doğruluyorum
Mülk Allah’ın mülküdür ben de aciz kuluyum
Kaç ülkeye uğradım kaç şehir dolaştım ben
Vefa bilmeyenlerle yıllarca uğraştım ben
Bir gece yola düştüm deryaları aştım ben
Mülk Allah’ın mülküdür ben de aciz kuluyum
O kadar yorgunum ki dünyalar var sırtımda
Acı var, gözyaşı var, çığlıklar var ardımda
Bir dünyalı yazıyor, bakın kimlik kartımda
Mülk Allah’ın mülküdür ben de aciz kuluyum
Karakışın ardından bahar geri gelecek
Uzak yalnızlıklarım bir gün elbet bitecek
Sevenler kavuşacak, gözyaşlarım dinecek
Mülk Allah’ın mülküdür ben de aciz kuluyum
BİR TANEM
Elim ayağım sensin
Dilim dudağım sensin
Gözüm kulağım sensin
Bir tanem
Seninle dallardayım
Seninle kollardayım
Seninle yollardayım
Bir tanem
Yaş dolu gözlerimde
Özlem var sözlerimde
Çiçekler ellerimde
Bir tanem