Discover millions of ebooks, audiobooks, and so much more with a free trial

Only $11.99/month after trial. Cancel anytime.

Savrulmanın Böylesi
Savrulmanın Böylesi
Savrulmanın Böylesi
Ebook114 pages1 hour

Savrulmanın Böylesi

Rating: 0 out of 5 stars

()

Read preview

About this ebook

Geminin altı delinirken sessiz kalanlar, bize de sessiz kalın diyorlar. Oysa beraber batıyoruz. Şeyh Sadi Şirazî “Yolunu şaşırmış kimseye iyi gidiyorsun demek büyük zulümdür. Kendisine ayıbı söylenilmeyen kimse cahillikle ayıbını hüner sayar. O gibilere nasihat kâr etmeyince, sana düşman olur.” diyerek bugün yaşadığımızı ne güzel özetlemiş. Peygamber Efendimiz (sav) ise şöyle buyurmuş: “Cihadın en faziletlisi, zalim sultanın karşısında hakkı ve adâleti söylemektir.”

LanguageTürkçe
Release dateAug 8, 2020
ISBN9781005230197
Savrulmanın Böylesi
Author

Özgür Eğilmez

Gençliğinin 4 yılını polis kolejinde 4 yılını polis akademisinde demir dolaplar arasında yaşamış, uzun yıllar bu ülkeye gece gündüz hizmet etmiş, hiç ummadığı bir zamanda yeniden demir dolaplarla karşılaşmış bir 'eski' emniyet müdürü.Hukuk, demokrasi ve insan haklarına sahip çıkmış ve inanmış bir emniyet mensubu olarak bu değerleri içselleştirmiş bir teşkilatı yeniden hayata geçirmek için görev alacağı günleri bekliyor.

Related to Savrulmanın Böylesi

Related ebooks

Reviews for Savrulmanın Böylesi

Rating: 0 out of 5 stars
0 ratings

0 ratings0 reviews

What did you think?

Tap to rate

Review must be at least 10 words

    Book preview

    Savrulmanın Böylesi - Özgür Eğilmez

    CEZAEVİ NOTLARI: SAVRULMANIN BÖYLESİ

    Özgür Eğilmez

    Published by Crab Publishing at Smashwords

    Copyright © 2020 Crab Publishing

    Tüm hakları saklıdır. Bu yayının herhangi bir bölümü, yayınevinin önceden izni olmaksızın, hiçbir formatta ve hiçbir amaçla çoğaltılamaz, dağıtılamaz, yayılamaz, bir veri tabanı veya bilgi kurtarma sisteminde saklanamaz.

    Bu e-kitap sadece sizin kullanımınız için lisanslanmıştır. Bu e-kitap başkalarına tekrar satılamaz veya verilemez.

    Eğer bu kitabı paylaşmak istiyorsanız lütfen her birey için bir kopya satın alın. Eğer bu kitabı okuyorsanız fakat satın almadıysanız veya sadece sizin kullanımınız için satın alınmadıysa lütfen satın alan kişiye iade edin ve kendinize bir kopya satın alın.

    Yazarımızın emeğine saygı gösterdiğiniz için teşekkür ederiz.

    Savrulmanın Böylesi

    Özgür Eğilmez

    Yayın No: 54

    Deneme: 6

    Yayın yönetmeni: Halit Emre Yaman

    Editör: Mehmet Ali Özcan

    Kapak tasarımı: Nazende Bahar

    Teknik hazırlık: Yücel Darcan

    Yayın tarihi: 8 Ağustos 2020

    Dijital ISBN: 9781005230197

    e-posta: crabspublishing@gmail.com

    Twitter: @CrabPublishing

    ÖZGÜR EĞİLMEZ

    Gençliğinin 4 yılını polis kolejinde 4 yılını polis akademisinde demir dolaplar arasında yaşamış, uzun yıllar bu ülkeye gece gündüz hizmet etmiş, hiç ummadığı bir zamanda yeniden demir dolaplara karşılaşmış bir 'eski' emniyet müdürü.

    Hukuk, demokrasi ve insan haklarına sahip çıkmış ve inanmış bir emniyet mensubu olarak bu değerleri içselleştirmiş bir teşkilatı yeniden hayata geçirmek için görev alacağı günleri bekliyor.

    İÇİNDEKİLER

    Önsöz

    Kitaba Dair

    BİRİNCİ BÖLÜM / SAVRULMANIN BÖYLESİ

    Unutamadığım Açıklamalar

    Terörü Büyütenler

    En Büyük Kötülük

    Üst Akıl

    Üst Akıl Hitler

    İKİNCİ BÖLÜM / HUKUK

    Hukuksuzluk Üzerine

    Liste Hukuku

    Avukatlar ve Gardiyanlar

    ÜÇÜNCÜ BÖLÜM / YENİ NESİL POLİSLİK

    İşkence

    Nereden Peydahlandı Bu İnsanlar

    DÖRDÜNCÜ BÖLÜM / NECİP MİLLETİMİZ

    Necip Türk Milleti

    Affedebilecek miyiz?

    Anlamak ve Yüzleşmek Üzerine

    BEŞİNCİ BÖLÜM / İSLAMI TANIMAK

    İmtihan Sırrı

    Aile İle İmtihan

    Günahlardan Arınmak

    Allaha Dayanmak

    ALTINCI BÖLÜM / GELECEĞİN TÜRKİYE'Sİ

    Geleceğin Türkiye'si Üzerine

    SONSÖZ

    Dik Durmanın Dayanılmaz Hafifliği

    ÖNSÖZ

    Resulullah Efendimiz’le (sav) birlikte Veda Haccını yerine getiriyorduk. O sırada Resulullah (sav) Kâbe’nin kapısına tutundu ve yüzünü bize çevirerek şöyle buyurdu: Size kıyametin işaretlerini haber vereyim mi?

    O sırada onun en yakınında Selman (ra) bulunuyordu, dedi ki: Evet, haber ver ya Resulullah.

    Peygamberimiz (sav) şöyle buyurdu: Kıyametin işaretlerinden biri namazın ortadan kalkması, şehevî arzuların peşine düşülmesi, tutkulara yönelik eğilimlerin artması, mala büyük değer verilmesi, dinin satılarak karşılığında dünyalık şeylerin alınmasıdır. Bu şartlar ortaya çıktığında, gördüğü kötülükleri değiştirme gücünü kendinde bulamamanın verdiği ıstırapla müminin yüreği ve içi, suda tuzun erimesi gibi erir.

    Selman hayretle sordu: Bu da mı olacak ya Resulallah?

    Buyurdu ki: Evet, canımı elinde tutan Allah’a yemin ederim ki, ey Selman! Bütün bunlar olacak ve bu sırada onları zorba emirler, fâsık vezirler, zalim bilginler ve hain eminler yönetecektir.

    Selman sordu: Bunlar da mı olacak ya Resulallah?

    Buyurdu ki: Evet, canımı elinde bulunduran Allah’a yemin olsun ki, ey Selman, bütün bunlar olacak. Bu sırada münker (kötü) maruf (iyi) olacak, maruf da münker olacak, haine güvenilecek, güvenilen kimse ihanet edecek, yalan söyleyenler tasdik edilecek ve doğru söyleyenler de yalanlanacaklardır.

    Bir kısmını sizlerle paylaştığım bu hadis-i şerifi okuduğumda sanki bugünler anlatılmış demekten kendimi alamıyorum. Bahsedilen hadiselerin günümüzde yaşananlarla uyumu kadar kullanılan üslubun çarpıcılığı karşısında da etkilenmemek mümkün değil. 5-10 sene önce hayalimize dahi gelmeyecek 'Bunlarda mı olacak' diyeceğimiz hadiseleri bugün bizzat yaşıyoruz. Düne kadar insanların çocuklarını emanet ettiği binlerce insan bir gecede terörist ilan ediliyor, kadınlar hamile ve çocukları olduğuna bakılmaksızın tutuklanıyor, hasta ve yaşlı insanlar dahi bu zulümden payını fazlasıyla alıyor.

    Nazım Hikmet'in dediği gibi ‘Deeeert çok, hemdert yok. Yüreklerin kulakları sağır olmuş duymazlar… Sadece bizler değil toplumun geniş bir kesimi bu süreçte zulüm paydasında buluşuyor.

    Aslında Cumhuriyet tarihine bakıldığında etnik ve dini kimliği ve siyasi düşüncesinden dolayı muhafazakârlar, Aleviler, Kürtler, azınlıklar ve birçok farklı kesimin zulme maruz kaldığını görüyoruz. Doğru ya da yanlış bu ülke için ideali olan bir nesil, sağ ve sol kavgalarında kayboldu. Zulmedenler değişti ama zulüm bu toprakların makûs kaderi olmaya devam etti. Sen yandın, ben yandım ama ne acı ki, karanlıktan aydınlığa çıkamadık. Hatta şu günlerde Cumhuriyet tarihinin en karanlık günlerini yaşıyoruz. İnsanlar adalet talepleri ile yollara dökülüyor.

    Binlerce insan terörist, darbeci denerek ‘hukuk mezbahanesine’ dönmüş saraya bağlı mahkemelerde hukuksuz şekilde yargılanıyor. Tek adam rejimi inşa etme sevdasına düşmüş bir rejim tarafından, Cumhuriyet tarihinde ilk defa bu kadar farklı kesim aynı anda zulme uğruyor. Tarihinde ilk defa sadece ‘sen’, sadece ‘ben’ değil ‘biz’ yanıyoruz. Rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu Türkiye'ye sığamadık ama iki buçuk metrekare hücreye sığdık. demişti. Bugün Erdoğan rejimine muhalif olanları o hücrelerde buluşturdu. Ancak, bu dönem Erdoğan rejimini destekleyenleri de içine alacak şekilde ‘hepimizi yakmadan’ durmayacak. İşte o zaman bugün zulme maruz kalanların ortak inşa edebileceği, hepimizin içine sığacağı bir ülke kurmak için yeni bir şans doğacak. O şansı iyi kullanmak bu günleri unutmamaktan geçiyor.

    5 ay cezaevinde kalmış ve aylarca firari hayatı yaşamak zorunda bırakılmış biri olarak cezaevinde yaşadığımız duyguları, aldığım notları, sohbetlerimize konu olan fikirleri ve firari günlerimde olgunlaşan düşüncelerimi sizlere anlatmak için yazıyorum bu kitabı.

    Bediüzzaman, Nefsini ıslah etmeyen, başkasını ihya edemez, Mevlâna ise Mum olmak kolay değildir! Işık saçmak için önce yanmak gerekir. demektedir. Bu ülkenin zulümlerle dolu makûs kaderini değiştirmek ve etraflarına ışık saçmak için bu insanlar bugün cezaevlerinde pişiyorlar. Bu dönem bedel ödemeyi göze alan tüm onurlu, vicdanlı kesimler hep birlikte bu ülkenin geleceğini inşa edecekler.

    Ancak yaşadığımız bu sıkıntılı, ama bir o kadar hikmetli zaman diliminin unutulmaması ve geleceğin sağlam temeller üzerine inşa edilmesi için bugünlerin unutulmaması ve tarihe mal olması gerekiyor. Bu ülkeyi yeniden ayağa kaldırma süreci bugün kurumların içinin nasıl boşaltıldığını, yaşanan hukuksuzlukları, topluma karşı yaşadığımız hayal kırıklığını unutmamaktan ve geleceğin Türkiye'sini inşa edeceğimiz evrensel ilkeleri bugünden belirlemekten geçiyor. Bugünlerde yaşadığımız manevi olgunlaşma sürecini belirli imkânlara sahip olacağımız o günlere taşımaktan ve güzel günleri idrak ettiğimizde ayakları kaymayacak ve gözleri bulanmayacak bir ruh dünyası inşa etmekten geçiyor. Ne kadar büyük ve güçlü olursa olsun hiçbir dünyevi iktidarın kalıcı olmadığını bilenler bugünden hazırlığa başlamalıdır.

    Bu bakış açısıyla yazılan bu kitabın ilk bölümünde bu süreci ve bu sürecin en önde görünen aktörü olan AKP'yi nasıl gördüğümü, ikinci bölümde

    Enjoying the preview?
    Page 1 of 1