Discover millions of ebooks, audiobooks, and so much more with a free trial

Only $11.99/month after trial. Cancel anytime.

Çekirdekte Tefekkür Deneyi
Çekirdekte Tefekkür Deneyi
Çekirdekte Tefekkür Deneyi
Ebook119 pages2 hours

Çekirdekte Tefekkür Deneyi

Rating: 0 out of 5 stars

()

Read preview

About this ebook

İnsan, kendi kabiliyetlerinin ve sorumluluklarının nereye kadar uzandığını ancak bilgi ile idrak edebilir. Günümüzde medeni olarak kabul edilen toplumlarda bilginin öne çıkmasının sebebi de budur.
İslam düşünce tarihi incelendiğinde 12. yüzyıla kadar Müslümanların, birçok bilim dalında geniş çapta ve çok yönlü araştırmalar yaptıklarını görülür. Bunun sonucu olarak da bilginin önemi ve gerekliliği, insan olmanın bir gereği olarak karşımıza çıkar. Müslüman âlimlerin yaptıkları çalışmalarda ve ortaya koydukları ürünlere bakıldığında göze çarpan en önemli unsurlar Allah’ı tanıma ve insanların daha rahat bir hayat sürdürebilmelerini sağlama gayretidir. Günümüz bilim dünyasının geldiği noktaya bakınca aradaki fark çok net görülebilir.
Bu kitabı okurken, din ile bilimin birlikteliğini görüp tefekkür etme imkânı bulacak ve Allah’ın ne kadar büyük bir Sanatkâr olduğuna şahit olacaksınız.

LanguageTürkçe
Release dateJul 1, 2019
ISBN9780463461600
Çekirdekte Tefekkür Deneyi
Author

Emin Osman Uygur

EMİN OSMAN UYGUR1966’da, bir Temmuz günü gelmişim dünyaya. Meyve ağaçlarının ve ormanların yemyeşil dünyası ile az ötede sanki ebede uzanmış masmavi bir deniz iklimi arasında geçti kimliksiz yıllarım... Yıldızlara bakarak uyudum yaz gecelerinde... Kâinat ve etrafımdaki varlıklar müthiş bir laboratuvar gibiydi benim için... Ne yazık ki çocukluk yıllarımın o heyecan ve gözlem aşkı, uzun süre bir yerlerde bekleyecekti. Ve ben kaderin çizdiği yolda eğitim dünyasında buldum kendimi. Belki de okumanın, tefekkürün verdiği ilhamlar, beni zihinsel keşifler yapmaya yönlendirdi. Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliğini bitirdikten sonra özel ve resmi kurumlarda 25 yıl görev yaptım. Bu arada Sızıntı dergisi ile tanıştım ve bu dergide yazma imkânı buldum; Çağlayan’a evrildiğinden beri de yazmaya devam ediyorum. Ve yazmayı her zaman konuşmaya tercih ediyorum.Crab Publishing’den çıkan diğer kitaplarım:1.Meriç’e Düşen Dua2.Çekirdekte Tefekkür Deneyi3.Gece Yağıyordu Üstümüze4.Cennetin Son Yolcusu5.Bu Yol Uzundur

Read more from Emin Osman Uygur

Related to Çekirdekte Tefekkür Deneyi

Related ebooks

Reviews for Çekirdekte Tefekkür Deneyi

Rating: 0 out of 5 stars
0 ratings

0 ratings0 reviews

What did you think?

Tap to rate

Review must be at least 10 words

    Book preview

    Çekirdekte Tefekkür Deneyi - Emin Osman Uygur

    Çekirdekte

    Tefekkür

    Deneyi

    Emin Osman Uygur

    Published by Crabs Publishing at Smashwords

    Copyright © 2018 Crabs Publishing

    Tüm hakları saklıdır. Bu yayının herhangi bir bölümü, yayınevinin önceden izni olmaksızın, hiçbir formatta ve hiçbir amaçla çoğaltılamaz, dağıtılamaz, yayılamaz, bir veri tabanı veya bilgi kurtarma sisteminde saklanamaz.

    Bu e-kitap sadece sizin kullanımınız için lisanslanmıştır. Bu e-kitap başkalarına tekrar satılamaz veya verilemez.

    Eğer bu kitabı paylaşmak istiyorsanız lütfen her birey için bir kopya satın alın. Eğer bu kitabı okuyorsanız fakat satın almadıysanız veya sadece sizin kullanımınız için satın alınmadıysa lütfen satın alan kişiye iade edin ve kendinize bir kopya satın alın.

    Yazarımızın emeğine saygı gösterdiğiniz için teşekkür ederiz.

    Çekirdekte Tefekkür Deneyi / Emin Osman Uygur

    Yayın No: 16

    Bilim: 1

    Emin Osman Uygur eserleri: 2

    Yayın yönetmeni: Halit Emre Yaman

    Editör: Mehmet Ali Özcan

    Kapak tasarımı: Nazende Bahar

    Teknik hazırlık: Güray Ordueri

    Yayın tarihi: 1 Temmuz 2019

    Dijital ISBN: 9780463461600

    e-posta: crabspublishing@gmail.com

    Twitter: @CrabPublishing

    EMİN OSMAN UYGUR

    1966’da, bir Temmuz günü gelmişim dünyaya. Meyve ağaçlarının ve ormanların yemyeşil dünyası ile az ötede sanki ebede uzanmış masmavi bir deniz iklimi arasında geçti kimliksiz yıllarım… Yıldızlara bakarak uyudum yaz gecelerinde... Kâinat ve etrafımdaki varlıklar müthiş bir laboratuvar gibiydi benim için… Ne yazık ki çocukluk yıllarımın o heyecan ve gözlem aşkı, uzun süre bir yerlerde bekleyecekti. Ve ben kaderin çizdiği yolda eğitim dünyasında buldum kendimi. Belki de okumanın, tefekkürün verdiği ilhamlar, beni zihinsel keşifler yapmaya yönlendirdi. Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliğini bitirdikten sonra özel ve resmi kurumlarda 25 yıl görev yaptım. Bu arada Sızıntı dergisi ile tanıştım ve bu dergide yazma imkânı buldum; Çağlayan’a evrildiğinden beri de yazmaya devam ediyorum. Ve yazmayı her zaman konuşmaya tercih ediyorum.

    Crab Publishing’den çıkan diğer kitaplarım:

    Meriç’e Düşen Dua

    Çekirdekte Tefekkür Deneyi

    Gece Yağıyordu Üstümüze

    Cennetin Son Yolcusu

    Bu Yol Uzundur

    İÇİNDEKİLER

    Önsöz

    1. BÖLÜM / YAKLAŞIMLAR

    Doktrin Rüzgârları ve Yeni İnsanın Hikmet Yolculuğu

    Modern Bilimin Açmazları Üzerine

    Çekirdekte Tefekkür Deneyi

    Sanal Âlemde Yaşamak Mümkün mü?

    Fiziki Âlem Bir Gösterge midir?

    Gölgeler ve Asıllar

    2. BÖLÜM / KALEME TAKILANLAR

    Hayatın Kırk Yıl Çizgisi

    Felaketler Karşısında Tavrımız

    Eğitim Sistemleri ve Bediüzzaman'ın Çift Kanatlılık Kuramı

    Büyük Fotoğrafı Okumak veya Makule Çizgisi

    Osmanlının Son İslam Şurası, Dar'ül Hikmet'ül İslamiye

    3. BÖLÜM / BEYİN İKLİMİNDE

    Beyin Fakültelerinde Yolculuk

    Korteksteki Alışkanlık

    Göz Açıp Kapayıncaya Kadar

    Fizik ve Metafizik Arasında Beyin İklimi

    Mekâna Dökülen Duygular

    ÖNSÖZ

    Üniversite çağına giren gençlerimizi bekleyen en önemli tehlikelerden biri bilim ile dini telif edememe durumudur. Adeta üniversite hocaları ki buna inançlı ve hatta ilahiyat hocaları da dahil, bilim ve inancın tamamen ayrı şeyler olduklarını, ikisini aynı kulvarda anmanın yanlış olduğunu söylemektedirler.

    Kendini ve varlığı anlamaya çalışan gençlere bu çok ağır bir zihni travma olarak yansımaktadır. Kim bilir belki de son zamanlarda sıkça gündeme getirilen, gençlerdeki deizm ve ateizmin yaygınlığı bu fıtrata aykırı tutumdan kaynaklanmıştır.

    Üniversitenin veya araştırma laboratuvarının kapısından girerken din veya inanç gömleğini çıkarmazsan gerçek bilim adamı olamazsın! veya Mâbedden içeriye adımını atarken bilimsel düşünceyi veya felsefeyi bir kenara bırakacaksın! veya Din ile bilim tamamen ayrı şeylerdir gibi tamamen yanlış ve kasıtlı argümanlarla gençleri yanlış yönlendirmekteler.

    Bir kısım dindar ve hatta ilahiyatçı profesörler bile Allah’ın varlığı konusunda, maddeden veya kâinattan deliller getirerek bir yere varılamayacağını, bilimin böyle bir amacının olmadığını söyleyerek öğrencilerin dual yaşamalarına sebep olmaktadırlar. Bu durumda inanç sadece bir aksesuar olarak kalmaktadır. Bütün bu davranışlar, özellikle okuyanları bilimin hep en doğruyu söylediği inancına sevk etmektedir. Dini metinler bilim ile desteklenirse ancak anlam kazanabilir onlara göre. Onlara göre İnanmak da bir ihtiyaç olduğundan mukni olmasanız bile dine inanmak insanı rahatlatmaktadır ve bu anlamda dine ihtiyaç vardır.

    Materyalist bilim ve felsefenin üstten bakan, sadece kendi verilerini doğru sayan bir hakikatle telif edilemeyecek anlayışı vardır. Hâlbuki bilimsel verilerin en önemli hususiyeti yanlışlanabilir olmasıdır. Yıllarca doğru bildiğimiz bazı bilgilerin yanlış oldukları sonradan anlaşılmakta ve kitaplardan silinip gitmektedirler.

    Vahyi dogma kabul edip ona şüpheyle yaklaşmak çok büyük bir saptırmacadır. Zira esasen vahiy nihai değişmez doğru bilgidir. Allah kâinatı ve insanı yaratmıştır. O her şeyi en doğru olarak bilmektedir. Onun bilgisinin üstünde bir bilgiden söz edilemez. Bilim adamı Yaratıcıyı imtihana çekmekten vazgeçmelidir. Elbette bilim ile uğraşmak yeni bilgiler elde etmek, keşifler yapmak çok değerlidir. Ancak bu Yaratıcıyı inkâr etmeyi bir marifet saymayı gerektirmez.

    Tıp ve biyoloji alanında bütün kitaplar materyalist ve evrimci bir anlayışla ele alınmaktadır. Bütün akademik makaleler evrim üzerine inşa edilir. Makalenizde evrimi destekleyecek(!) bir sözünüz veya yorumunuz varsa yayınlanması kolay olur. Evrimin aksine söz söylemek bilim adamına yakışmaz. Aforoz edilirsiniz. Evrim hiç bir laboratuvar deneyine veya kanıtına dayandırılamadığı halde bir dogma olarak önümüzde durmaktadır.

    Şimdiye kadar tesadüfen mükemmel bir şeyin ortaya çıktığına dair bir tek delil yokken tesadüflere ve evrimin de tesadüflerle ortaya çıktığına inanmak zorundasınız. Hiç tesadüfen DNA olur mu? Tesadüfen hemoglobin, miyoglobin olur mu? Tesadüfen bir dikiş iğnesi olmuş mu da hücrenin zarı, mitokondrisi, golgi aygıtı olsun.

    Kur’an çok sayıda ayetlerle bize bilim yapmayı emretmektedir. Dolayısıyla özellikle bir Müslüman veya inançlı bir insan, din ile bilimi asla birbirinden ayıramaz. Laboratuvara giderken inançlarını geride bırakamaz. Mabede giderken de bilimden uzak kalamaz. Kur’an’ın ilk emri okudur. Burada sadece salt kitap okumaktan bahsedilmemektedir. Buradaki oku emri; maddeyi araştır, bilim yap anlamındadır. Kaf suresi 6. ayetinde Hiç üzerlerindeki göğe bakmazlar mı? Bakıp da Bizim onu nasıl sağlamca bina ettiğimizi, onda en ufak bir çatlaklık, dengesizlik olmadığını düşünmezler mi? denilmektedir. Bu ayet çok açık olarak araştırmayı emretmektedir. Kur’an’ın bu ve benzeri emirlerini ifa eden Müslümanlar uzun yıllar boyunca bilimde öncülük yapmışlardır. İbn-i Sina, Zehravi gibi büyük tıp adamları yetişmiştir. Geriye dönüp bir baksak, bilimde öncülük etmiş şahısları yazmaya bu satırlar kâfi gelmez.

    Bir biyoloji laboratuvarında araştırma yapan bir bilim adamına onun inancı ne gibi zarar verebilir bunu anlamak mümkün değildir. Mümin olmak zaten bilim yapmayı gerektirdiğinden onun inançları onun için ayrıca çok büyük bir motivasyon kaynağıdır. Kâinatta, canlılarda ve hususiyetle insan vücudunda her şey bir ölçü, bir nizam ve bir sanatla yaratılmıştır. Bu sanatı görebilen, ruhunda kalbinde hissedebilen bilim adamı için dünyada daha güzel bir şey olamaz. Bu aşk ve heyecanla laboratuvara girer. Yaptığı işin bir ibadet olduğunu bilerek yapar. Dolayısıyla din, bilimi asla engellemez. Bilim yoluyla Allah’ın varlığı, üstün kudreti ve sonsuz ilmi zevkle derk edilebilir.

    Bediüzzaman hazretlerinin (ra) din ile bilimin ayrı düşünülmemesini hatırlatan şu sözleri çok önemlidir: "Vicdanın ziyası, ulûm-u diniyedir. Aklın nuru, fünûn-u medeniyedir. İkisinin imtizacıyla hakikat tecellî eder. O iki cenah ile talebenin himmeti pervaz eder. İftirak ettikleri vakit, birincisinde taassup,

    Enjoying the preview?
    Page 1 of 1