Discover millions of ebooks, audiobooks, and so much more with a free trial

Only $11.99/month after trial. Cancel anytime.

Gece Yolculuğu
Gece Yolculuğu
Gece Yolculuğu
Ebook335 pages2 hours

Gece Yolculuğu

Rating: 5 out of 5 stars

5/5

()

Read preview

About this ebook

Sufi terapi, kalp ve insan merkezli medeniyetimizdir, toplum vicdanındaki Kur'anî ve Peygamberânî ahlak normlarını bozulmamış vicdanlara duyuran bir avukattır. Sufi Terapi, üstad Said Nursi ve Fethullah Gülen Hocaefendi gibi psikolojik rehberlikte ihlas ve samimiyeti bir yöntem olarak kullanıyor, yüksek “trans-ihlas vicdan” ve ahlakını esas alıyor. Akıldan kalbe yolculuk yaptırıyor, nefsimize, çağın vicdanına ve bilime Allah'ı anlatıyor.
Bediüzzaman'ın Risalelerinde psikoloji dersleri, sosyolojik tespitler ve sosyal sinirbilim verileri sunuyor, bunlar kesinlikle Sufi Farkındalık Terapi öğretileridir. Sufi terapi, din ilimleri ile pozitif bilimleri evlendiren bir köprüdür, iman ilimlerinde Kur'an ve Hadis'e sadık kalarak öze bağlı değişim sunuyor. Sufi terapi, din bilimine Üstad Nursi ve Gülen Hocaefendi'den yararlanarak sosyal innovatif eksenli pozitif düşünce zeminli bir terapi modeli sunuyor.
Sufi terapi, üstad Nursi'nin ve Gülen’in vizyonu çerçevesinde ulu kişi, şeyh merkezli değildir, kalp, ruh, zihin birliği kurma yolunda eğitim odaklı kalp merkezlidir. İllaki bir şeyhe el verip, bir tarikata girip, verilen zikirleri çekerek kemâlâta ermek gerekmiyor, çünkü bireysel Sufilik sahabe kültürüdür.
Bediüzzaman, Kur'an'ın sönmez ve söndürülmez bir eser olduğunu iman hakikatlerini Risalesiyle açıkça gösterdi, çağın derdine deva oldu. Bu yol kestirme ve sağlam Kur’an ve Sünneti Seniye caddesidir. Sufi terapi de bu yolu aydınlatıyor.
Gece Yolculuğu, dinsel psikoloji ve psikoterapide çığır açacak bir eser. Parolası şu: Allah'a kulluk Sufi'yi özgür kılar, Kalbin Zümrüt Tepeleri'ne çıkarır, Risale-i Nur’un ortaya koyduğu İslam davasıyla kulu derviş yapar.

LanguageTürkçe
Release dateMay 4, 2020
ISBN9780463012758
Gece Yolculuğu
Author

Faruk Arslan

12 Nisan 1969′de Ankara’da doğdu. 1986’da GATA Sağlık Astsubay Hazırlama Okulu’ndan mezun oldu. 1987′de askeriyeden ayrıldı. Azerbaycan Üniversitesi Uluslararası İlişkiler bölümünü bitirdi ve Hazar’ın Statüsü konusunda tez yazarak 1997′de ‘Uluslararası Hukukçu’ ünvanını kazandı. Kanada’da Centennial College’den 2008’de ‘Sosyal Toplumcu’ diploması ile mezun oldu. 2011’de York Üniversitesinde Sosyoloji, 2014’te Wilfrid Laurier’de ‘Sosyal Danışmanlık ve Terapi’ masteri, 2015’te aynı üniversitede ‘Din ve Kültür’ masteri bitirdi. Halen Martin Luther College Üniversitesinde ‘İnsan İlişkileri-Ruhsal Bakım ve Psikoterapi’ doktorası yapıyor.Zaman Gazetesi ve Cihan Haber Ajansı için 1992-1998 yılları arasında Azerbaycan, 1998-2000 Ankara ve 2000-2001 arasında Kanada da gazetecilik yaptı. Sonraki dönemde farklı ülkelerde yayınlanan gazete ve dergilere köşe yazısı yazdı.Evli ve üç çocuk babası olan Arslan, Kanada ve Türk vatandaşı olarak Kanada’da gazetecilik ve akademik yaşamını sürdürüyor. Arslan, iyi derecede İngilizce, Almanca ve Azerbaycan Türkçesi biliyor.YAYINLANMIŞ KİTAPLARINDAN BAZILARIBiladı Ekrad Kürdistan-Kürt Diyarının Saklı TarihiErgenekon’un Karanlık İsmi: Tuncay GüneyGece YolculuğuGurbette Aykırı Konuşmalar (Röportajlar)Hazar’ın Kurtlar VadisiKanada’ya Gelmenin Yolları-Kurtar Bizi KanadaMason BektaşilerMatrix’in 11 Eylül KurgusuMesih’in Hızır’ı Barnaba-Hristiyanlığın Gizli TarihiNet Kırılma: Evenjelik Harbin KurgusuPetrol SatrancıPKK’nın Çocuk AskerleriTeşkîlât-ı ErgenekonTevhid Eri BarnabaTürkistan ve Ötesi (Gezi yazıları)Van Gölü Canavarı JİTEM

Read more from Faruk Arslan

Related to Gece Yolculuğu

Related ebooks

Reviews for Gece Yolculuğu

Rating: 5 out of 5 stars
5/5

1 rating0 reviews

What did you think?

Tap to rate

Review must be at least 10 words

    Book preview

    Gece Yolculuğu - Faruk Arslan

    GECE

    YOLCULUĞU

    Kalp Merkezli Vicdan Odaklı Sufi Farkındalık Terapi

    Faruk Arslan

    Published by Crabs Publishing at Smashwords

    Copyright © 2018 Crabs Publishing

    Tüm hakları saklıdır. Bu yayının herhangi bir bölümü, yayınevinin önceden izni olmaksızın, hiçbir formatta ve hiçbir amaçla çoğaltılamaz, dağıtılamaz, yayılamaz, bir veri tabanı veya bilgi kurtarma sisteminde saklanamaz.

    Bu e-kitap sadece sizin kullanımınız için lisanslanmıştır. Bu e-kitap başkalarına tekrar satılamaz veya verilemez.

    Eğer bu kitabı paylaşmak istiyorsanız lütfen her birey için bir kopya satın alın. Eğer bu kitabı okuyorsanız fakat satın almadıysanız veya sadece sizin kullanımınız için satın alınmadıysa lütfen satın alan kişiye iade edin ve kendinize bir kopya satın alın.

    Yazarımızın emeğine saygı gösterdiğiniz için teşekkür ederiz.

    Gece Yolculuğu / Faruk Arslan

    Yayın No: 39

    Din: 6

    Faruk Arslan Eserleri: 1

    Yayın yönetmeni: Halit Emre Yaman

    Editör: Halit Emre Yaman

    Kapak tasarımı: Nazende Bahar

    Teknik hazırlık: Güray Ordueri

    Yayın tarihi: 4 Mayıs 2020

    Dijital ISBN:

    e-posta: crabspublishing@gmail.com

    Twitter: @CrabPublishing

    FARUK ARSLAN

    12 Nisan 1969′de Ankara’da doğdu. 1986’da GATA Sağlık Astsubay Hazırlama Okulu’ndan mezun oldu. 1987′de askeriyeden ayrıldı. Azerbaycan Üniversitesi Uluslararası İlişkiler bölümünü bitirdi ve Hazar’ın Statüsü konusunda tez yazarak 1997′de ‘Uluslararası Hukukçu’ ünvanını kazandı. Kanada’da Centennial College’den 2008’de ‘Sosyal Toplumcu’ diploması ile mezun oldu. 2011’de York Üniversitesinde Sosyoloji, 2014’te Wilfrid Laurier’de ‘Sosyal Danışmanlık ve Terapi’ masteri, 2015’te aynı üniversitede ‘Din ve Kültür’ masteri bitirdi. Halen Martin Luther College Üniversitesinde ‘İnsan İlişkileri-Ruhsal Bakım ve Psikoterapi’ doktorası yapıyor.

    Zaman Gazetesi ve Cihan Haber Ajansı için 1992-1998 yılları arasında Azerbaycan, 1998-2000 Ankara ve 2000-2001 arasında Kanada da gazetecilik yaptı. Sonraki dönemde farklı ülkelerde yayınlanan gazete ve dergilere köşe yazısı yazdı.

    Evli ve iki çocuk babası olan Arslan, Kanada ve Türk vatandaşı olarak Kanada’da gazetecilik ve akademik yaşamını sürdürüyor. Arslan, iyi derecede İngilizce, Almanca ve Azerbaycan Türkçesi biliyor.

    YAYINLANMIŞ KİTAPLARINDAN BAZILARI

    Türkistan ve Ötesi (Gezi yazıları)

    PKK’nın Çocuk Askerleri

    Gurbette Aykırı Konuşmalar (Röportajlar)

    Mason Bektaşiler

    Kanada’ya Gelmenin Yolları-Kurtar Bizi Kanada

    Tevhid Eri Barnaba

    Net Kırılma: Evenjelik Harbin Kurgusu

    Teşkîlât-ı Ergenekon

    Biladı Ekrad Kürdistan-Kürt Diyarının Saklı Tarihi

    Matrix’in 11 Eylül Kurgusu

    Petrol Satrancı

    Mesih’in Hızır’ı Barnaba-Hristiyanlığın Gizli Tarihi

    Hazar’ın Kurtlar Vadisi

    Ergenekon’un Karanlık İsmi: Tuncay Güney

    Van Gölü Canavarı JİTEM

    İÇİNDEKİLER

    ÖNSÖZ / HERKESE SUFİ TERAPİ GEREK

    BİRİNCİ BÖLÜM / SUFİ TERAPİ NEDİR

    NEDEN KALBİN ZÜMRÜT TEPELERİ

    SUFİ TERAPİ NEDİR?

    BİREYSEL SUFİ YOLU

    RİSALE-İ NUR TERAPİ

    EŞYANIN HAKİKATI ESMA–İ İLAHİYEDEN İBARETTİR

    NEFSİME 40 NASİHAT

    HASEDİN ÖNLENEMEYEN YÜKSELİŞİ

    HASTALAR RİSALESİ

    ŞEFKAT VE TEFEKKÜR YOLU

    İKİNCİ BÖLÜM / MERHALELER

    1. MERHALE: TEFEKKÜR

    2. MERHALE: DUA, ZİKİR, KORUNMA

    3. MERHALE: POZİTİF DÜŞÜNCE VE BAĞIŞLAMA

    4. MERHALE: NİYET TERAPİSİ

    5. MERHALE: SABIR

    6. MERHALE: DOĞRULUK VE SIDK

    7. MERHALE: HAMD VE ŞÜKÜR

    8. MERHALE: ŞEVK YOLU

    9. MERHALE: EMİNLİK VE EMANETİ KORUMA

    10. MERHALE: RIZA ODAKLI YAŞAM

    ÜÇÜNCÜ BÖLÜM / TASAVVUF VE SUFİ’DE NEFİS

    7 NEFS ve 7 GELİŞİM DÜZEYİ

    NEFS-İ EMMÂRE: TEVBE

    NEFS-İ LEVVÂME: VERÂ

    NEFS-İ MÜLHİME: ZÜHD

    NEFS-İ MUTMAİNNE: FAKR

    NEFS-İ MARZİYYE: TEVEKKÜL

    NEFS-İ RÂZİYYE: SABIR

    NEFS-İ KÂMİL: RIZÂ VEYA SAFİYE

    DÖRDÜNCÜ BÖLÜM / HATİME

    BATIDA TASAVVUFA VE SUFİLİĞE YÖNELİŞLER

    DUALAR

    ÖDEVLER

    HZ. HIZIR’IN ŞİİRİ

    KAYNAKLAR

    ÖNSÖZ

    HERKESE SUFİ TERAPİ GEREK

    Dört bin yıllık medresenin alnında şöyle yazar:

    Haddini bil!

    İnsanları küçük görme,

    Allah büyük işleri küçük şeylerden yapar…

    Küçük şeye takılma ki kaybetme.

    Allah’ın lütfu.

    İstediğine verir, istediğinden alır.

    Allah alır da verir de…

    Başkasına verdi diye o en iyi demek değildir ki…

    O küçücük şeylerle büyük işler yapar.

    Küçük şeylerle baş döndürücü şeyler yapar ki,

    Kendi büyüklüğünü göstersin.

    Sen evvela nasihati kendi nefsine söyle:

    Hayâlı ol, edepli ol.

    Yaratan bilir.

    Dilediğine dilediğini verir…

    Sufi terapi, İslam, Hıristiyanlık, Musevilik, Budizm, Hinduizm ve pek çok dini inanış sisteminde sosyopsikolojide sağlık ve sıhhati tamamlayan, önde gelen ruhsal bir gelenektir. Sufi yaşam ve düşünüş tarzı ve pratikleri, nefsi emmareden azat olarak ruhun özgürleşmesine imkân sunar. Sufi terapiler çeşitlenmekte ve gelişimini sürdürmektedir. ‘Yogo Terapi’ gibi doğulu ruhsal eğitim ve terapi modelleri batının pek çok tıp eğitimi kurumundaki müfredatlarda yerini almıştır (Sims 1994, Puchaski, 2001).

    İnsan hakları merkezli Sufizm, toplum vicdanını aydınlatır, kişisel ruhsallık ile toplumun ruhi vicdanı arasında köprü kurar. Modern terapi yöntem ve tekniklerini etkileyebilir, zengin ve alternatif bir manevi tedavi metodu sunar. Fethullah Gülen Hocaefendi’nin Sufi yorumunu gösteren en önemli eseri Kalbin Zümrüt Tepeleri Sufizm terminolojisi konusunda yararlanılması gereken birincil kaynaktır.

    Kişisel olarak Sufi tecrübeleri yaşamak ve izlenimlerimi pozitif Sufi terapi ve iyileştirme yöntemi olarak ortaya çıkarmak gençlik hayalimdi. Orta yaş kemale erince 25 yıldır sürekli ertelediğim ve zihnimin derinliklerinde yaşayan projemi gerçekleştirmeye Wilfrid Üniversitesi Sosyal Hizmetler bölümünde eğitim alırken karar verdim. Bunda Gülen’in uzun yıllardan beri konuşmalarında bireylerin gelişiminde kalp ve ruhsallığa, iç manaya büyük önem vermesi etkili oldu.

    İnsanlık, kültürel ve ahlaki hassasiyeti olan yeni bir pozitif psikoterapi modeline sevgi ve kabul edilme merkezli olarak ihtiyaç duyuyor. İnsanın gerçeğe yolculuğu ve arayışı sürekli engellerle karşılaşıyor. Bireyselciliğe dayalı kapitalizm kültür işgali altında olduğumuz 21. yüzyılda ‘nefis terbiyesi’ daha fazla önem kazandı.

    Sufizm içinde, insan sevgisi ve kültürleri kabullenme vardır, ayrıca insan haklarına saygıya dikkati çeker. Sufi terapi ile ruhsal boyutu teşvik ederek akıl, ruh, kalp ve zihnimizdeki diğer fakültelerin içselleştirilmesi gerekiyor. Eşrefi Mahlûk olan insanda Allah’ın esmaları ve tecellileri gizlidir. Ruh ile kalp arasında bağı sağlayan bu tecelliler öldürülürse insan insanlıktan çıkar. Hangi eğitim durumu ve statüye sahip olursa olsun ‘Latifeyi Rabbaniye’sini yitirmiş birey, Sufi geleneğe göre 14 ayrı hayvanın karakteristik özelliğine bürünür. Temiz olan insan fıtratı bozulur. Oysa Latifeyi Rabbaniye, Rabbimizin esması gibi sonsuz sayıdadır.

    Sufi terapi modelinin 40 Sufi tekniğini çıkarmak hedefimdir. ‘4 kapı, 40 makamda müftü gerekmez’ diyen Yunus Emre, insanın ulaşabileceği zirveyi, meleklerden üstün hale gelme kıvamını göstermiştir. İnsan hayvanlardan daha aşağıya düşebilir, meleklerden yukarıya da çıkabilir. Çünkü insanın akıl, şehvet ve öfkesine sınır konmamış, son nefesini verene kadar nefsi ile büyük savaş yaparak terakki etme şansı verilmiştir.

    Ana hedefim kişisel ruhsal yolculuğa çıkarak Fethullah Gülen’in Sufi yorumuna ulaşmak ve varmak istediği son noktayı bulmaktı. İlk sorum, Sufi yolu sosyal hizmetler pratiği ve terapiye nasıl fayda sağlayabilir? İkinci sorum, Gülen’in kendine özgü Sufizm yolunda bireyleri iyileştiren, insanlığa faydalı olmalarını sağlayan pozitif düşüncenin kaynağı nedir? İnanıyorum ki, Sufi terapi, unutulmuş çeşitli İslami pratiklerin, tekniklerin ve peygamberane ilaçların ortaya çıkmasını sağlayacaktır.

    Araştırmamı orijinal kılan ‘Autoetnografi’ metoduyla şiir yazarak yaptığım ‘qualitative’ araştırmam bilim dünyasında çok yeni bir sosyal inovasyon metodu. Daha ilginci sahte bilimsel güvenilirlik peşinde koşmayarak açıkça bu araştırmamın objektif olmadığını itiraf etmemdi. Bu pek çoklarını şaşırttı. Kanadalı tez hocalarım ise bayıldı. İşte doğru söyleyen biri çıktı dediler.

    Despot Laiklik, Pozitivizm, Rasyonalizm ve Objektivitizm peşinde asırlardır koşan ve boğulan insanlık hep tarafsız olacağını geveledi durdu ama asla olamadı. Sübjektif olmak insanın kaderi... O halde sübjektif mükellefiyetlerimiz nelerdir? Bunları bulmak insan olmanın gereğidir.

    Araştırmamda diğer orijinal ve ilginç taraf ise, Sufizmde kullanılan bir ritüel olan ‘Erbain’ adı verilen yöntemini kullanmam ve akademiye kazandırmam oldu. 40 günlük iki periyodla Kanada ve Türkiye’de erbain yaşarken, 80 günde Gülen’in ana eserine yazdığım günlükler ve 80 şiir projede ana bilgiyi/datayı, oluşturdu. 80 Sufi konseptine yazdığım 80 şiirle, onar haftalık seanslar halinde iki Sufi terapi dönemi oluşturdum. Sufi telkinleri, pozitif düşünce sistemi ve psikoterapi teknikleri çıkardım.

    Sufi konsept ve tanımlamalara yoğunlaşarak, sosyal konularda bireysel deneyimimde kişisel gözlemlere dayandım ve reflektif analizle saygın bilgi ürettim. Transpersonal Teori denilen, görünen dışında kâinatta varoluşcu gerçeğe kişisel ulaşmayı hedefleyen teoriyi bilimsel olarak kullandım. Bu teori, öteki âlem dediğimiz ahireti kabul eder, ruhsal dünyayı kavramamızı ve anlayarak ruhsal gelişim sağlamamızı hedefler. Bireysel yorum ve gözleme dayalı inşa edilmiş post modern sosyallik, 1960’larda Foucault ve Derrida’nın ortaya attığı bilimsel gerçeklikti. Herkesin bir doğrusu vardı, yaşayan insan kadar doğru vardı. Her birey kendi penceresinden gördüğü doğruyu kabul edebilir ve yeni bir hikâye yazabilirdi.

    Gerçeğin alternatif versiyonuna varoluşcu yaklaşımla varmak için birazda post sosyal yapısal teorileri kullanmam gerekti. Buda ancak reflektif analiz yöntemi ile sağlanabilir. Bireyin yaptığı kritikler değerlidir ve bir sosyal yenilik metodudur. Bu metodu sistematik olarak zihin, kalp, ruh aydınlanması süreci bazında şiirlerime yansıttım. Tematik açıklamalar yapmam zorunluydu, çünkü Sufilerin anladığı konsept ve terminolojiler Batı dünyasında farklı anlamlandırılıyordu. Elbette kültürel, sosyal, dini ve politik hassasiyetlere dikkat ettim, kin, nefret ve ayrımcılıktan uzak durdum, önyargısız olmaya özen gösterdim.

    Sufizmin anahtar konseptlerini kullanarak herkesin yararlanabileceği düzeyde anlaşılabilir Sufi terapi teknikleri ve kişisel iyileşme metotları çıkartmaya gayret ettim. Gülen’in aksiyon odaklı Sufi terapi yöntemlerini test ederken, nefis temizlenmesi sürecinde yaptığım kişisel gelişim yolculuğu sonucunda kalp merkezli varoluşcu bir Sufi sistem belirlendi. Bu model, farkındalık ve kabullenme odaklı psikoterapi tedavi yöntemine dayandırıldı ve diyalektik Sufi farkındalık oluşturuldu. Sufi Farkındalık Davranış Terapi, kültürlere karşı hassas, ruhsal, kalbi ve akli bir alternatif iyileştirme metodu sunuyor.

    Tezin başlangıcından itibaren Fethullah Gülen Hocaefendi’nin talebeleri ile irtibatta oldum, bazı akademisyenlerden görüş aldım. Kanada’nın Niagara Falls Üniversitesi Öğretim Üyesi Mustafa Gökçek, Teksas Houstan’da bulunan Gülen Enstütüsü Başkanı Dr. Doğan Koç ve Toronto Üniversitesi’nden 20 yıllık aile dostum Azeri kökenli Dr. Nazila İsgandorova, tezin başında, ilk taslağı oluştuğunda ve yazılımı bittiğinde yorumlarını iletti. Kanada’nın Wilfrid Laurier Üniversitesi Sosyal Hizmetler Fakültesi Öğretim görevlisi İspanyol kökenli Dr. Eliana Suarez ve Tacik asıllı doktora öğrencisi Takhmina Shokirova tezin öneri olarak hazırlanmasında danıştığım insanlardı. İngilizce şiirlerimin tashihinde İran asıllı doktora öğrencisi Morteza Dehgani ve felsefe uzmanı Londra’da yaşayan İngiliz asıllı Dr. Margaret Whibley destek sundu.

    Etiyopya kökenli ana tez hocam Wilfrid Laurier Üniversitesi Sosyal Hizmetler Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Martha Kuwee Kumsa, en büyük teşekkürü hak ediyor. İlk tanıştığımızda Gülen’in adını hiç duymamıştı, tez önerim Kanada’daki Hizmet Hareketi’ni etnografik olarak inceleme odaklı idi. Bir bana, bir tez önerime baktı ve Sen bunu yazmak istemiyorsun dedi. Neden? dedim. Çünkü ben Ortodoks Sufi, gazeteci, yazar ve akademisyenim. Hal dilinden anlarım. dedi. Ardından, Bu hocanızın kalp ile ilgili bir kitabı yok mu? diye sordu. Şaşırmıştım, Var dedim. Peki, şiir yazmıyor mu? diye sordu. Yazıyor dedim. Sen de şairsin, bende şairim, hocan da şair. Neden kalp kitabına şiir yazarak terapi modeli incelemiyorsun? diye taşı gediğine koydu. 2012’den beri Gülen’in Kalbin Zümrüt Tepeleri eserine 220 şiir yazdığımı söylediğimde gülmeye başladı. Bak demedim mi, senin kalbin bunu yapmak istiyor dedi. Şok olmuştum. Martha’nın munis, halim selim yaklaşımı ve teşvikleri olmasaydı bu tezi tamamlayamazdım.

    İkincil tez hocam Amerikan Kanadalı Prof. Dr. Brice Balmer’ı 2006 yılından beri diyalog çalışmalarımıza sunduğu eşsiz katkılar nedeniyle tanıyordum. İki defa Türkiye’ye gezmeye götürmüştük. Wilfrid Laurier Üniversitesi Lutheran Seminary Öğretim Üyesi Balmer, Gülen’in insanlığa ve özellikle Müslümanlara sunacağı kalp merkezli bir terapi modeli olduğuna inanıyordu ve bu konuda desteklerini benden hiç esirgemedi.

    Gülen’in hususi talebelerinden Dr. Ahmet Kurucan ile tezin ilk yazılımını oluşturduktan sonra iki defa görüştüm ve tavsiyelerini aldım. Ana kategorilerin beşten yediye çıkmasında ve razı olan ve razı olunan nefis sıralamasının Hocaefendi’nin tespiti bağlamında değişmesinde Kurucan etkiliydi.

    Tezin savunmasını yaptıktan sonra ise hususi talebelerden Mehmet Enes Ergene, ‘Esma-yı İlahiye’nin putlaştırılıp gizli şirke düşme’ ve ‘galibi esma’ konusunda endişelerini paylaştı. Ergene, gördüğüm göreceğim hem en eleştirel hem en yapıcı tenkitlerini sundu.

    1990 başından beri ABD’de yaşayan New Jersey’de görüştüğüm Tughra Yayınları Genel Müdürü Dr. Hüseyin Şentürk, tezde son değişiklikleri yaptığım sırada yapıcı katkılarda bulundu ve tezin adını Sufi terapi yerine Hizmet terapi koymamı sağ olsun engelledi. Hususi talebelerden Osman Şimşek’e de tezin tanıtımını sundum.

    Kanada’nın Waterloo Üniversitesi’nde İslami Araştırmalar Merkezi Başkanı Pakistan asıllı Dr. İdrisa Pandit, savunmamda en acımasız yorumu yapan ve sunduğum terapi sisteminin sadece Müslümanlara hitap ettiğini ifade eden akademisyen oldu. Pandit’in talep ettiği değişiklikler tezin son pürüzlerini giderdi ve gerçekçi hale getirdi.

    Gülen’in Sufi yaşamına adapte ettiği ve altını çizdiği dört ana karakteristik özellik gözlemlenmektedir. Bunlar şunlardır: İslami Ruhsallık, Sufi tarikatlar olmadan Sufizm, Sosyalleşerek Katılımcı Sufizm ve Diyaloglu Sufizm" (Kim, 2008, s. 357). Gülen, Said Nursi’nin tarikat olmadan yaşanan ve bir tarikat şeyhine el vermeden idame ettirilen bireysel Sufi ve Sufilik fikrini yeniden formüle etmiş ve temsil etmektedir. Gülen’e göre, Sufiler ruhsal gelişimleri sırasında arayışta olan ve başkalarını yaşatmak için yaşayan adanmış ruhlardır (Kim, 2008, s. 367).

    Gülen bir acz, fakr, şefkat, aşk, sabır, şükür ve şevk kahramanı olarak mistik İslam’ın yeni Mevlâna ve Yunus Emre meşrep modern temsilcisi olarak görülmektedir. Gülen’in erbain çıkartırken yaşadığı tecrübelerden olan ilham (inspiration), sünuhat (accesses), hads (spiritual analogy), tuluat (offshoots) ve tahattur (remembering) Sufi terapi konseptleri seçilirken teknik olarak kullanıldı. Gülen’in yazılarında ve konuşmalarında görülen dört ana kaynağa önem verildi, bunlar: Hz. Muhammed (sas), kâinat, Kur’an ve vicdan (Eriş, 2006, s. 100).

    Hizmet Hareketi, bir tarikat yapılanması değildir, takipçileri kayıtlı üyelik ile bağlı olmayan geniş bir camiadadır, sosyal hareketlerde görülen çeşitliliğe sahiptir. Gülen asla tarikat kurmadı, takipçileri de tarikat üyesi değildir (Gokcek, William, 2005). Ancak quasiSufi ve Sufioriented özellik taşır (Kim, 2005). Veya postSufism olarak nitelendirilebilir, ama kesinlikle Sufi tarikat değildir (Yavuz,2004). Sosyal network ve ilişkileri geleneksel tarikat tekkelerinden farklıdır (Özdalga, 2005). Gülen kendisine özgü yola sahip bir Sufidir (Sarıtoprak, 2001). Gülen’in Sufiliğinin kendisi yeni bir paradigma sunmaktadır (Yavuz, 2004, s. 370).

    Gülen’in başkalarının mutluluğu için yaşama ideali günlük yaşamda halk içinde hep Hâlık ile olmak denen Sufi anlayışından gelir. Eğer bireyin vicdanı temizlenirse dikey olarak Allah’a yönelir, Allah kuluna selim bir kalp verir ve ötekini sevme noktasında yatay bir ilişki oluşur. İnsanlar, ancak insanlığa sevgi dolu bir aşkla bağlıysa insanlık için hizmet aktivitelerine motive edilebilir (Kim, 2008, s. 367). Gülen, öğrencilerini dervişlere, meleklere, vecd sahibi erenlere, kutsal öğretmenlere, şifa dağıtıcılara, Asr-ı Saadet dönemi halife ve sahabilerinin adanmış ruhlarına benzetir (Gülen, 2009, s. 12). Dört halifede kendine özgü Sufilerdi diyerek Sufizm ezberini bozmuştur. Gülen, yobazlığa ve taassuba karşıdır, gönüllü takipçileri de sosyolojik terimle desek esasen tüm dünyaya yayılan sosyal hizmet görevlileridir.

    Sufizm, Oryantalist bakış açısı nedeniyle akademide en fazla yanlış anlaşılan konulardan biridir. Gülen, İslami ruhsallığı kendi takipçileri arasında yayarak, modernite ile uyumlu ve yaşanabilir hale getirmektedir. Ancak bu ne kişisel mistisizm ne de tarikatlarda görülen tekke ve zaviyelerde loca tecrübeleriyle olmamaktadır (Yavuz, 2004, s. 374). Hizmet Hareketi, laik ve modern eğitim modeline dayanmakta ve bunu manevi değerleri olan kültürlere saygılı rol model öğretmenlerle yaymaktadır. Hareketin yan ve alt kurumlarının oluşumu ve yönetilmesi Sufizm yolları için oldukça yenidir (Yavuz, 2004, s. 370).

    Din, psikoloji ve kültür araştırmaları önyargılara açıktır ve etnikmerkezli düşünceler içerebilir. Sosyal bilimler perspektifinde data toplamak ve Batının kurguladığı sosyal inşaat anlayışında, beklentilerine göre analiz etmek güçtür. Araştırmacı olarak araştırma yapılanın etkisinde kalmak mümkündür, objektif gerçek değişkendir. Sufi terapi ve ruhsal tecrübe sosyal hizmetler alanına ve sosyal görevlilere alternatif bir araç sunabilir. Bireysel Sufi ve Sufilik kavramı, önümüzdeki dönemde modernite içinde kendi dünyasını, öz kaynaklarını bulmaya çalışan Müslüman topluluklar arasında yerleşecektir. Gülen’in Sufizm eseri, yaşadığı Sufiliği ve modernitede yaşanabileceğine dair araştırma bugüne kadar yeterince yapılmamıştır. Sonuçlar kişisel gözlemlerimle bilgi üretimi olsa da psikoterapide pratikte uygulanabilir bir sistem sunmaktadır. Sufi terapi, bireyin kalben, ruhen, aklen iyileşerek yenilenme cehdinde bulunmasını, kalbin ibresinin vicdan olmasını sağlayabilir ve terapi metotları evrenselleşebilir.

    Sufi şeyh değilim, Kanada Ontario Sosyal Workerlar Derneği, Psikoterapistler Derneği ve Sosyal Servis Workerlar Derneklerinde kayıtlı profesyonel bir psikoterapistim ve sosyal görevliyim. Bu kurumlar bizim çalışmalarımızı denetler, legal terapi yapma izni sunar.

    Sufi Farkındalık Terapi modeli benim master tezim ve uygulamaya başladım. Yoğun ödevlerle CBT benzeri Mindfulness metodu ve Risale-i Nur’dan 4 pozitif düşünce sistemi öğretiyorum. Bireysel terapide başarı oranı yüksektir. 12 kişilik grup terapi şeklinde yapılsa da etkili olur. Bir çeşit Mind Over Mood terapidir, ama manevi kalp ve ruh tabi zihin merkezlidir.

    Bu çalışmanın Dinsel Psikoloji ve Psikoterapide çığır açmasını umut ediyorum. Parolam şu: Allah'a kulluk Sufi'yi özgür kılar, Kalbin Zümrüt Tepeleri'ne çıkarır, Risale-i Nur ise İslam davasına kulu derviş yapar.

    Sufi Terapi, kalp ve insan merkezli medeniyetimizdir, toplum vicdanındaki Kur'anî ve Peygamberanî ahlak normlarını bozulmamış vicdanlara duyuran bir avukattır. Sufi Terapi, üstad Said Nursi ve Gülen Hocaefendi gibi psikolojik rehberlikte ihlas ve samimiyeti bir yöntem olarak kullanıyor, yüksek trans-ihlas vicdan ve ahlakını esas alıyor. Sufi Terapi, Üstad Nursi ve Gülen Hocaefendi gibi akıldan kalbe yolculuk yaptırıyor, nefsimize, çağın vicdanına ve bilime Allah'ı anlatıyor. Gülen Hocaefendi'den Sosyal Bilimlere ve Psikoterapiye kazandırdığı yeni tanımlama Vecd veya Vicdan İhlası terminolojisidir. Bu kalp merkezli vicdan odaklı terapi metodu, vicdanın temiz hali olarak bilimsel kayıtlara Kanada’nın Wilfrid Laurier Üniversitesinde girdi. Batılı bilim adamları Gülen’in tanımını daha önce Kozmik Vicdan ve Trans-Vicdanı olarak tespit etmişlerdi. Çünkü vicdan yanlış yapmaktan alıkoyan bir iç bekçidir, doğruları tartan iç ölçüdür, hakikatin nasıl yapılacağını anlatan bir iç eğilimdir. Trans-Vicdanlı, ihlas, samimiyet ve kalp merkezli Sufi Terapi der ki: Allah'a kul olan, köle olan kula kul olmaz, kimseye köle olmaz, satın alınamaz, çünkü vicdanı hür ve temiz özgür bir savaşçıdır.

    Bediüzzaman'ın Risalelerinde psikoloji dersleri, sosyolojik tespitler ve sosyal sinir bilim verileri sunuyor, bunlar kesinlikle Sufi Farkındalık Terapi öğretileridir. Sufi terapi, din ilimleri ile pozitif bilimleri evlendiren bir köprüdür, iman ilimlerinde Kur'an ve Hadis'e sadık kalarak öze bağlı değişim sunuyor. Sufi Terapi, dini, iman bilimine Üstad Nursi ve Gülen Hocaefendi'den yararlanarak sosyal innovatif eksenli pozitif düşünce zemini kuruyor.

    Sufi Terapi, üstad Nursi'nin vizyonu çerçevesinde ulu kişi, şeyh merkezli değildir, kalp, ruh, zihin birliği kurma yolunda eğitim odaklıdır. İllaki bir şeyhe el verip, bir tarikata girip, verilen zikirleri çekerek kemâlâta ermek gerekmiyor, bireysel Sufilik sahabe kültürüdür. Bediüzzaman, Kur'an'ın sönmez ve söndürülmez bir eser olduğunu ve iman hakikatlerini Risaleleriyle açıkça gösterdi, çağın derdine deva oldu. Bu yol kestirme ve sağlam Kur’an ve Sünnet-i Seniye caddesidir.

    Allah ilmi isteyene verir, zenginliği istediğine verir. Dua dua yalvarmadıkça manevi ilimlere, ledünnü âleme, kalp, ruh, sır derecesine çıkılması zordur. Çilesiz, sınavsız cennet arzulayanlar rüya görüyorlar. Fikirlerin çatışmasından hakikat kıvılcımları ortaya çıkar. Kalbin, ruhun hal ve makamlarına, zümrüt tepelerine çıkmak azim, sebat ve istikrar istiyor. Sufi Terapi, duygu ve düşüncelerinizi, kendinizi tanımanıza yardımcı olurken, realist, sosyal aktivist ve irade insanı olmanızı öneriyor.

    Sufi Terapi, Üstad Nursi gibi halen cehalet, yoksulluk ve ihtilaf sorunlarını ana düşman olarak görüyor, şahıslara değil kötülüklerin vasıflarına kızıyor ve onları terbiye etmek istiyor. Bediüzzaman, milletin vergisi ile görev yapan devlet idarecisi ve memuru, millete ücretli hadim ve hizmetçi olarak görür, despot, zalim, dayatmacı bir amir olarak değil. Sufi Terapi, İslam'da olmayan inanç ile Allah arasındaki ruhbanlık sınıfı ve aracıları reddeder. Zalime sivil itaatsizlik göstermenin büyük sevap olduğunu üstadın hayatı göstermektedir.

    Sufi Terapi, üstadın önleyici sağlık ve psikolojide çözüm üretme kapasitesi bulunan Hastalar Risalesi ve Vesvese Risalesinden yararlanıyor. Sufi Terapinin sunduğu kalp, ruh ve zihni merkezi güç yapan vicdanla saldırgan materyalizme üstadın akıl yürütme yöntemiyle çözüm sunuyor. Sufi Terapi, Üstad gibi şiddeti itikadın son kalesi görüyor, bu devirde maddi kılıç kınına girdi, bu nedenle hakikat kılıcıyla ‘Büyük Cihad’ nefisle yapılan manevi cihattır.

    Sufi Terapi, Medenileri galebe ikna iledir, söz anlamayan vahşiler gibi zorla değil prensibine göre önce nefsini ikna eder, sonra toplumun yardımına Hz. Hızır gibi hızla koşar. Sufi Terapi, din için dini seven tüm insanları Allah için sever, diyalog kurar, terapi yapılırken insan olmak yeterlidir, ayrımcılık, ırkçılık, ötekileştirme Sufinin kitabında bulunmamaktadır.

    Sufi Terapi, üstad gibi ihlas, kardeşlik ve samimiyette büyülü, manevi bir tılsım ve güç var diyor; eğer cismaniyetten çıkılırsa insanın 6 kalp boyutunda kat etmesi gereken 7 çeşit nefsin derecelerine ve nefisle mücadele metotlarına dikkati çekiyor. Sufi Terapi, okuduklarınızı yaşayarak, zikri ve duayı içselleştirerek tecellilere ulaşabileceğinizi hatırlatıyor, dinin nasihat ve öğütten olduğunu unutmuyor ve gerçek ilmin sahibi Allah’ın esmalarını kalbe ve ruha taşıyor.

    Sufi Terapi, ilim ile hikmeti birleştirir, manevi kalp ile ruh arasında dolaşan Latifeyi Rabbaniyeleri mümkünse canlandırmanızı sağlıyor. Çünkü ebedi olan

    Enjoying the preview?
    Page 1 of 1