Discover millions of ebooks, audiobooks, and so much more with a free trial

Only $11.99/month after trial. Cancel anytime.

Hüzüntü
Hüzüntü
Hüzüntü
Ebook96 pages14 minutes

Hüzüntü

Rating: 0 out of 5 stars

()

Read preview

About this ebook

Dedemin babası Çukurova çapında bir alim ve şairmiş. Geriye üç eser bırakmış. Birisi Türkçe kelimelerin yanlış kullanımıyla ilgili manzum bir esermiş. Oğullarından biri kitap olarak bastırmak için Ankara’ya götürmek istemiş. Eserleri, yolda kaldığı bir konakta unutmuş. Sonra haber salmış, “O kitapları o konaktan alıp gönderin, bastıralım.” demiş. Dedem “Kitapları bulamadık.” diye içi gider, hayıflanırdı. Zihninde kaldığı kadarıyla bize manzum eserden örnekler aktarırdı:
İğneye diken de dikene batan
Kazmaya kazan de, kazana kızan
Yani iğne dikme görevi gördüğü için olsa olsa diken olabilir. Diken de dikmez, ancak batar; o yüzden batan demek daha doğru olur.
Kazma dediğimiz şey de kazar; o yüzden kazan demek daha doğrudur. Kazana da ısınan anlamında kızan denmeli.
İlave olarak “Deme kallanbura kalbur” kısmını hatırlıyordu; kalburun aslı kallanburmuş.
Bir de hikmetli bir şiirini aktarırdı rahmetli dedem:
Oku yaz, kış yaz, vaktin geçirme
Cehalet hamrını ömre içirme
Seni aldatmasın batıl göresek
Uyarsan ya olun merkep ya bir sek
Sonra bilemeyeceğimiz kelimelerin anlamlarını verirdi: “Hamr, sarhoşluk veren şey; göresek, moda; sek de köpek demek. Cehaleti içkiye benzetiyor.” derdi.
O yüzden benim şiirle ilk temasım dedem sayesindedir. Muhabbetlerinde mutlaka Akif’ten, Ziya Paşa’dan, daha bir sürü şairden beyitler okurdu.
Ortaokulu okumak için gurbete gidince annemle tek muhabere aracım mektuptu. Mektup yazarken bir kaç da şiir yazdığımı hatırlıyorum. Mesela ilk şiirim şöyleydi:
Oh ne hoş
Oraya buraya koş
Kışın çuval boş
Ortaokulda şehir çapındaki şiir yarışmasında ikinci olmuştum da 29 Ekim resepsiyonunda gece saat 11.00’de Scrics marka kalem hediye etmişlerdi. O günden bu tarafa tükenmez kalemlerim hep Scrics oldu.
Edebiyat hocalarımız bizi şiir yazmaya teşvik ettiler. Ben kendime şiir defteri bile tuttum. Genelde kahramanlık ve çile şiirleriydi. Belki de Necip Fazıl’dan etkilenmiştim. Coğrafya hocamız bir gün elimde resimlenmiş şiir defterimi görünce, “Getir bir bakayım.” deyip istemişti.
Biraz da çekinerek vermiştim. Şöyle bir göz gezdirmiş, “Hmm! Bu yaşta bu çile!” demişti. Bense şiiri çilenin dile getirilişi olarak algılıyordum. Okuduğum şiirler hep o yöndeydi.
Fethullah Gülen Hocaefendi’nin şiirleriyle o dönemde karşılaştım. Onu taklit etmeye çalıştığım da oldu.
Bir edebiyat dersi esnasında kar yağmaya başlayınca hocamız: “Hislerinizi şiirle ifade edin.” demişti. Ben de oturup hiç kimseye okumadığım bir “Kar” şiiri yazmıştım. Sonra o ‘Kar’ şiirini Türkiye Çocuk Dergisi’nin açtığı bir yarışmaya komşumuzun çocuğunun adıyla göndermiştim. Dereceye girdi.
Üniversitede sıkıcı derslerde, hep yarım kalmış şiirlerim oldu. Onları belki yirmi yıl sonra tamamlayabildim. Sızıntı Dergisi’ne gönderdiğim ‘zaman’la ilgili bir şiir çıkınca dünyalar benim olmuştu. Ama devam etmedim.
Şiire uzun süre ara verdim. İlk çocuğum dünyaya gelince ona hoşamedi olsun diye şiirler yazdım. İkinci oğluma da ‘ona yazdın, bana yazmadın’ olmasın diye şiirler yazdım. En son kızıma da bir şiir yazdım.
WhatsApp grupları ve Zoom hayatımıza girdikten sonra çeşitli gruplara dahil oldum. Birisi de edebiyatçı şair GÖKMENZÂDE’nin Crab Publishing çatısı altında verdiği “KALEMİN DİLİ ŞİİR AKADEMİSİ” dersleriydi.
“Her şiir bir mısraı için okunur.” derler. Ben hep o mısraı yazmaya çalıştım. Şiirlerimin Necip Fazıl’ın benzetmesiyle ‘keçiboynuzu’ gibi değil bal kıvamında olmasını istedim. Yüreğimin hopladığı anları yazdım. Kendim için yazdım, belki başkalarının hislerine de tercüman olmuşumdur diye paylaşmak istedim.
Şiir, hep kalbimin bir yanında, sıcacık duran bir şeydi. Neticede onun dersleri ve teşvikleri sayesinde şiir duygum ikinci baharına uyandı. Onun teşvikleri olmasa belki de bu kitap vücuda gelmeyecek, dedemin babası, adaşım Akkız Ali Efendi’nin eserlerinin akıbetine uğrayacaktı. Hem de bu çağda. Ali Akkız

LanguageTürkçe
Release dateDec 27, 2022
ISBN9780463682630
Hüzüntü
Author

Ali Akkız

He was born in 1970 in Mersin, Turkey. He finished primary school in his village. He studied secondary school and high school in Alaşehir, and completed the last year of high school in Mersin. The reason for choosing Çukurova University, Faculty of Economics was that the medium language was English. As soon as he graduated, he worked as an "English and Economics" teacher in Bashkortostan. He compiled the 9 years he spent in Bashkortostan in "Kayıp Hilalin Peşinde-In Pursuit of the Lost Crescent". Between 2003-2013, he held various administrative positions in New Delhi, India. He compiled these 10 years in the book "Hindistan Kendini Yavaştan Sevdirir - India Lets You Love Her Slowly". He has been compiling the memories he lived during his administrative duties in Tanzania, where he lived for the last seven years, under the name of "Tanzania Notes". He has three lovely children, one European (Russia), the other Asian (India) and the last African (Tanzania). He likes history, literature and writing. He is ready to go anywhere in the world with his beloved wife. He categorizes the countries into two: "Fig grown countries and others".*1970’te Mersin’de dünyaya geldi. İlkokulu köyünde bitirdi. Ortaokul ve liseyi Alaşehir’de okudu, lise son sınıfı Mersin’de tamamladı. Çukurova Üniversitesi İktisat fakültesini tercih sebebi, eğitimin İngilizce olmasıydı. Mezun olur olmaz Başkurdistan’da “İngilizce ve Ekonomi” öğretmeni olarak görev yaptı. Başkurdistan’da geçirdiği 9 yılı “Kayıp Hilalin Peşinde” adlı eserde derledi. 2003-2013 yılları arasında Hindistan Yeni Delhi’de çeşitli idari görevlerde bulundu. Bu 10 yılı “Hindistan Kendini Yavaştan Sevdirir” adlı kitapta derledi. Son yedi yıldır yaşadığı Tanzanya’da idari görevleri esnasında yaşadığı hatıraları “Tanzanya Notları” adı altında derlemekte. Biri Avrupalı (Rusya), diğeri Asyalı (Hindistan) ve sonuncusu Afrikalı (Tanzanya) olmak üzere üç sevimli çocuk babası. Tarihi, edebiyatı, yazmayı sever. Sevgili eşiyle dünyanın her yerine gitmeye razı. Ülkeleri “İncir yetişen ve yetişmeyen” diye iki kategoriye ayırır.

Read more from Ali Akkız

Related to Hüzüntü

Related ebooks

Related categories

Reviews for Hüzüntü

Rating: 0 out of 5 stars
0 ratings

0 ratings0 reviews

What did you think?

Tap to rate

Review must be at least 10 words

    Book preview

    Hüzüntü - Ali Akkız

    Enjoying the preview?
    Page 1 of 1