Discover millions of ebooks, audiobooks, and so much more with a free trial

Only $11.99/month after trial. Cancel anytime.

Geçmişten Dersler Var 2: İyilere Dair
Geçmişten Dersler Var 2: İyilere Dair
Geçmişten Dersler Var 2: İyilere Dair
Ebook208 pages1 hour

Geçmişten Dersler Var 2: İyilere Dair

Rating: 0 out of 5 stars

()

Read preview

About this ebook

İÇİNDEKİLER
Ramazan F. Güzel Kitapları -36
Geçmişten Dersler Var 2:
İyilere Dair
ÖNSÖZ
1. BÖLÜM: İMAN, HAYAT, ÖLÜM ve ÖTESİ
1- SAATİ BELLİ ECEL
2- HER MALIN BİR HESABI VAR DA...
3- DÜNYALIKLARIN AHİRET YANINDA DEĞERİ
4- Hz. ZÜLKARNEYN (a.s) ve HÜKÜMDAR
5- ALLAH’A TEVEKKÜL İLE GELEN İHSANLAR
6- İMANİ HAKİKATLERİN İSPATI ZOR MU?
7- HAYATA ANLAM KATACAK NAMAZ!
8- BİR BARDAK SUYA İMAN ve AHİRET!...

2. BÖLÜM: İYİLİK ve İYİLERDEN OLMA
9- KİM GERÇEK ALLAH DOSTU, KİMİN DUASI MAKBUL Kİ?
10- ALLAH DOSTLARINA GÖNÜLDEN BAĞLILIK VE SEMERESİ
11- GERÇEĞİN YANINDA MI KARŞISINDA MI OLUNACAK?
12- GÖKTEKİ YILDIZLAR ve ALİMLERİN YOLU
13- O ALİMLERE BENZEMEYE ÇALIŞMAK; ÖLÜM PAHASINA...
14- TENKİDE AÇIK ALİM ve YÖNETİCİLER OLURSA...
15- HER KAPINA GELENİ HIZIR BİLSEN...
16- VE KÜÇÜK GÖRÜLEN NİCE AMELLER VARDIR Kİ...
17- ALLAH’IN SEVGİLİSİ’Nİ SEVENLER...
18- NİMETLERLE ve PAYLAŞABİLMEKLE İMTİHAN
19- ASLINI, GELDİĞİ YERİ UNUTMAYANLAR GELECEĞE İZ BIRAKIR
20- CÖMERTLİĞİN ZİRVELERİ EN BÜYÜK MİSAL...
21- HAYIRDA ÖLÜLERİ BİLE İHMAL ETMEMEYE DAİR...

3. BÖLÜM: GÜZEL AHLAK
22- DÜNYALIK MI AHİRETLİK Mİ DİYE YOL AYIRIMLARI...
23- YÜZÜ SUYU HÜRMETİNE RAHMET EDİLEN OLMAK...
24- MALINDAN VERMEK İYİLİĞİ SİGORTASI
25- HAK DOSTLARI YOLU: İSTENENİ FAZLASIYLA VERME
26- HAYRA NİYET ve NETİCESİ...
27- BİR EKMEK; KİMİNE RAHMET, KİMİNE İMTİHAN...
28- ZORDA BİLE GERÇEĞİ SÖYLEYEBİLMEK...
29- BİR BAŞKA DOĞRU SÖZLÜNÜN İŞLERİ
30- ALLAH’A TEVEKKÜL AHLAKI İLE YOLUNA GİREN İŞLER!
31- ŞEYTANIN SAĞDAN YAKLAŞMASI ve KİBİR ÜZERİNE...
32- YENİ NESİLLERİN AHLAK ŞEKİLLENMESİ ve ÖRNEK OLMA ÜZERİNE...
33- KÖTÜLÜKLERİ İYİLİKLE SAVACAK BİRİLERİ...?
34- İNSANI BÜYÜK YAPAN GURURU MUDUR?
KAYNAKLAR
YAZARI ve KİTAPLARI HAKKINDA

LanguageTürkçe
PublisherRoh Nordic AB
Release dateMar 12, 2023
ISBN9798215936528
Geçmişten Dersler Var 2: İyilere Dair
Author

Ramazan F. Güzel

Hukukçu-Yazar-Şair:1972 Konya doğumlu yazar;- İlkokulu Konya’da, orta ve liseyi Eskişehir’de,- Üniversiteyi A.Ü. Hukuk Fakültesi’nde okudu,- Yüksek lisans eğitimini de M.Ü. İletişim Fakültesi’nde İletişim Hukuku üzerine yaptı.15 yıllık serbest avukatlık döneminde eşzamanlı olarak yazın ve medya dünyasında ürünler ortaya koydu.Bir dönem ceza hâkimliği yapan yazar, 2015 yılından beridir İsveç’te yaşıyor. Orada resim ve yazılarıyla edebiyat, sanat ve insan hakları alanında etkinliklerde bulunmakta...- Yazarın Yayınevimiz Nordic Publishing House’ta yayınlanmış eserler listesi:https://www.smashwords.com/profile/view/RamazanFG- Düzenli programlar yaptığı güncel Youtube kanalı:https://www.youtube.com/c/tvFOCUS- Yazarın kişisel YouTube kanalı:http://YouTube.com/@rfgKanal***OM FÖRFATTARERamazan F. Güzel född (1972) och uppvuxen i Turkiet.Har arbetat många år som juridisk rådgivare, advokat och domare.Güzel som också jobbat som journalist i olika mediekoncerner har masterexamen inom kommunikation och medier.Han har skrivit böcker inom juridik, politik och islamisk historia.Bor numera i Sverige och ägnar sig åt konst och mänskliga rättigheter.

Read more from Ramazan F. Güzel

Related to Geçmişten Dersler Var 2

Related ebooks

Related categories

Reviews for Geçmişten Dersler Var 2

Rating: 0 out of 5 stars
0 ratings

0 ratings0 reviews

What did you think?

Tap to rate

Review must be at least 10 words

    Book preview

    Geçmişten Dersler Var 2 - Ramazan F. Güzel

    ÖNSÖZ

    Hiç şüphesiz ki: "… geçmiştekilere dair anlatılarda akıl sahipleri için ibretler vardır." (Yûsuf Suresi 111)

    "…İşte bunda ibret alanlar için işaretler, dersler vardır." (Hicr Süresi 75. Ayet)

    Ve de: Hayır, kim (güzel davranış ve) iyilikte bulunarak kendisini Allah'a teslim ederse, artık onun Rabbi Katında ecri vardır. Onlar için korku yoktur ve onlar mahzun olmayacaklardır.

    (Bakara Suresi, 112. Ayet)

    **

    Günümüzde de en çok ihtiyacımız olan şey, geçmişten ibret ve ders alıp geleceğe umutla bakan ve planlar yapan, günümüze de ahlaklı ve iyi bireyler olarak değer katan insanların varlığı…

    Güzel ahlakıyla, hayır ve iyilik duygularıyla bezeli ve dünya ahiret dengesini çok yerinde sağlamış insanlar… Geçmişte çok misalleri vardı ve onların izdüşümlerini günümüzde görme adına kaleme alınmış günlük makaleler kitaplara dönüştü.

    Mazi perspektifinden yansıyan bu yazıların da bir kısmı şu an elinizde.

    Evet, geçmişten, yaşanmış olanlardan alınacak derslerimiz vardır. Bu derslere dair çıkarsamalarımızı sizlerle buluşturmaya devam edeceğiz…

    Elinizdeki bu kitap ise ikincisi olup İyilere Dair çıkarsamaları içermekte.

    İstifadeli okumalar diliyorum.

    09.03.2023

    Ramazan Faruk GÜZEL

    1. BÖLÜM: İMAN, HAYAT, ÖLÜM ve ÖTESİ

    1- SAATİ BELLİ ECEL

    Hz. Süleyman'ın sarayına kuşluk vakti saf bir adam telaşla girer. Nöbetçilere, hayati bir mesele için Hz. Süleyman'la görüşeceğini söyler ve hemen huzura alınır. Hz. Süleyman (a.s) benzi sararmış, korkudan titreyen adama sorar:

    Hayrola ne var? Neden böyle korku içindesin? Derdin nedir? Söyle bana...

    Adam telaş içinde:

    Bu sabah karşıma Azrail (a.s) çıktı. Bana hışımla baktı ve hemen uzaklaştı. Anladım ki, benim canımı almaya kararlı...

    Peki ne yapmamı istiyorsun?

    Adam yalvarır:

    Ey canlar koruyucusu, mazlumlar sığınağı Süleyman! Sen her şeye muktedirsin. Kurt, kuş, dağ, taş senin emrinde. Rüzgarına emret de beni buradan ta Hindistan'a iletsin. O zaman Azrail (a.s) belki beni bulamaz. Böylece canımı kurtarmış olurum. Medet senden!

    Hz. Süleyman, adamın haline acır. Rüzgârı çağırır ve:

    Bu adamı hemen al. Hindistan'a bırak! emrini verir. Rüzgâr bu... Bir eser, bir kükrer. Adamı alır ve bir anda Hindistan'da uzak bir adaya götürür.

    Öğleye doğru Hz. Süleyman, divanı toplayarak gelenlerle görüşmeye başlar. Bir de ne görsün, Azrail (a.s.) da topluluğun içine karışmış, divanda oturmaktadır. Hemen yanına çağırır:

    Ey Azrail! Bugün kuşluk vakti o adama neden hışımla baktın? Neden o zavallıyı korkuttun? der.

    Azrail (a.s) cevap verir:

    "Ey dünyanın ulu sultanı! Ben, o adama öfkeyle, hışımla bakmadım. Hayretle baktım. O yanlış anladı. Vehme kapıldı. Onu, burada görünce şaşırdım. Çünkü Allah (cc) bana emretmişti ki:

    Haydi git, bu akşam o adamın canını Hindistan'da al!

    Ben de bu adamın yüz kanadı olsa, bu akşam Hindistan'da olamaz. Bu nasıl iştir, diye hayretlere düştüm. İşte ona bakışımın sebebi bu idi.

    (KAYNAK: TOPBAŞ, Osman Nuri, Mesnevi Bahçesinden Bir Testi Su, Erkam Yayınları Altınoluk Dizisi 20, s. 150-151)

    ***

    Ecel saati belli, en baştan takdir edilmiş…

    İnsanoğlu belirli bir vakte doğru koşar adım ilerlemekte. Her ne yapsa bu mutlak akıbeti değiştiremez.

    Buna rağmen de nefsin aldatmacasıyla sanki ilelebet yaşayacakmış gibi hırsla ve öbür tarafı akla getirmeden yaşamakta.

    Buna eskiler Tulu emel demişler. Yani hiç ölmeyecekmiş gibi yaşamak… Bunu hayvanlar yapsa mazur görülür ama aklı olan insanın yapması akıl karı değil!

    Koşar adım ölüme ve eceline gitmekte olan insanlığa diyecek tek şey: Ölüm var, ahiret var, ona göre…

    2- HER MALIN BİR HESABI VAR DA…

    Zenginin biri ölümden ve kabirdeki yalnızlıktan çok korkuyormuş:

    Öldüğüm geceyi kim kabre girerek sabaha kadar benimle geçirirse servetimin yarısını ona bağışlıyorum diye vasiyet etmiş. Öldüğünde:

    Kim birlikte kabre girip sabahlamak ister? diye araştırmışlar. Kimse çıkmamış. Nihayet bir hamal:

    Benim sadece bir ipim var, kaybedecek bir şeyim yok. Sabaha kadar durursam zengin olurum. diye düşünerek kabul etmiş. Vefat eden zengin ile birlikte defnetmişler.

    Sorgu sual melekleri gelmiş. Bakmışlar kabirde bir ölü, bir canlı var:

    Nasıl olsa bu ölü elimizde... Biz şu canlı olandan başlayalım demişler ve hamalı sorgulamaya başlamışlar:

    O ip kimin? Nereden aldın? Niye aldın? Nasıl aldın? Nerelerde kullandın?..

    Sabaha kadar sorgu sual devam etmiş, adamın hesabı bitmemiş. Sabahleyin kabirden çıkmış:

    - Tamam, servetin yarısı senin, demişler.

    - Aman, demiş hamal, istemem, kalsın. Ben, sabaha kadar bir ipin hesabını veremedim. O kadar servetin hesabını nasıl veririm?

    KAYNAK: AKAR, Mehmet; Mesel Denizi, Nil Yayınları, İstanbul 2001, s. 156

    ***

    Dünyada alabildiğine mal biriktirme hırsı ve telaşı içinde olanlar… bu hırstan gözü kör olmakla haramı helali ayırt etmeden mülk yığanlar… Acaba her şeyin nihayetinden habersiz mi?

    Bu ipin hesabını bile verememe kıssası çok meşhurdur ve ibretliktir. Bu anlatılanın çok benzerleri de vardır.

    Şu bir hakikat ki burada her yaptığımızın öte tarafta bir hesabı var ve mutlaka bir karşılığı var. Bu bilinçle hareket eden kimse başkalarının haklarına azami dikkat edecektir.

    Böyle hassasiyet içinde olanların yaşadığı bir dünya da şimdiden cennetlere dönecektir. Cennete dönmüş bir dünyadan gerçek Cennetlere de uçarak geçilecektir. Hepimize böyle bir güzellik nasip olması dilekleriyle…

    3- DÜNYALIKLARIN AHİRET YANINDA DEĞERİ

    Harun Reşit ile Şakik-i Belhî Hazretleri sohbet ediyordu. Bir ara Hazret:

    - Ey Halife! Farz et ki büyük bir çölde kaybolmuşsun. Susuzluktan ölmek üzeresin. O anda birisi gelip elindeki su dolu kırbayı sana satmak istese kaç para verirsin? diye sordu.

    Halife gülerek:

    - Ne kadar isterse veririm, dedi.

    - Peki, o suya karşılık servetinin yarısını istese verir misin?

    - Veririm.

    Hazreti Şakik, Doğru söyledin dedi ve devam etti:

    - Ey Halife! Diyelim ki servetinin yarısı ile o suyu alıp içtin ve bir müddet daha yaşama imkânı buldun. Fakat az sonra içtiğin suyu çıkarman gerekir. Ama buna muvaffak olamasan, bütün uğraşmalarına rağmen idrarını yapamasan ve adeta ölecek hale gelsen, o anda yine birisi karşına çıkıp:

    Seni tedavi edebilirim, ancak servetinin öbür yarısını isterim dese, ne dersin?

    Halife hiç düşünmeden:

    - Elbette razı olurum, dedi.

    Bunun üzerine Şakik-i Belhî:

    - Öyleyse Ey Emirü'l Mü'minin! Önce içtiğin, sonra da idrar yolu ile dışarı attığın bir yudum su kıymetinde bile olmayan servetine sakın güvenme! Hiç kimseye karşı mal, mülk ve servetinle övünme, buyurdu.

    (KAYNAK: AKAR, Mehmet; Mesel Denizi, Nil Yayınları, İstanbul 2001, s. 111-112)

    ***

    Dünyanın servetleri insan canı yanında bir bardak su bile etmez…

    Sehl İbn Sa’d es-Sâidî -radıyallahu anh-’dan rivâyet edildiğine göre, Allah Rasûlü -sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmuştur:

    Dünyanın Allah katında bir sivrisinek kanadı kadar değeri olsaydı, ondan kafire bir yudum su dahi içirmezdi. (Sahih Hadis- Tirmizî rivayet etmiştir.)

    Allah Teâlâ da şöyle buyurmuştur:

    "Size verilen her şey, dünya hayatının bir geçimliği ve süsüdür. Allah katında olan şeyler ise daha hayırlı ve daha devamlıdır. Hiç aklınızı kullanmıyor musunuz?

    Kendisine, ileride kavuşacağı güzel bir vaatte bulunduğumuz kimse, kendisine dünya hayatının geçimliğini verdiğimiz, sonra da kıyamet günü azap için hazır edilecek kimse gibi midir?" (Kasas Suresi 60 ve 61. Ayetler)

    4- Hz. ZÜLKARNEYN (a.s) ve HÜKÜMDAR

    Zülkarneyn (a.s), ölüm

    Enjoying the preview?
    Page 1 of 1