Discover millions of ebooks, audiobooks, and so much more with a free trial

Only $11.99/month after trial. Cancel anytime.

Her Şey Güzel Olacak
Her Şey Güzel Olacak
Her Şey Güzel Olacak
Ebook125 pages31 minutes

Her Şey Güzel Olacak

Rating: 0 out of 5 stars

()

Read preview

About this ebook

Her yaşanmışın ilkleri zordur... İnsan bir anda aklının almadığı, kalbinin onaylamadığı, eşi benzerinin tarihte örneği olmayan bir tiyatro oyununun içinde buluyor kendini...
***
Bir sabah avluya çıktığımda duvarda HER ŞEY GÜZEL OLACAK yazısını gördüm. Avluda sadece Murat Müdür vardı. Bu yazıyı yeni görmüştüm. “Kim yazdı? Nasıl yazdı?” diye Murat Müdüre sordum. “Duvardan bir parça kopararak ben yazdım.” dedi. Sonra da “Buna bir şiir yaz” dedi.

LanguageTürkçe
Release dateAug 30, 2020
ISBN9781005307332
Her Şey Güzel Olacak
Author

Said Mirza Sugözü

1965’de Elazığ’da doğdum. İşletme fakültesi mezunuyum. Uzun süre Türkiye’nin değişik illerinde görev yaptım. 2014 yılında emekli oldum, kendi işimi kurdum.15 Temmuz olayını ardından 26 Temmuzda tutuklandım, 24 ay cezaevinde yattım ve tahliye oldum. Evliyim, 3 çocuğum var ve Almanya’da yaşıyorum.

Read more from Said Mirza Sugözü

Related to Her Şey Güzel Olacak

Related ebooks

Related categories

Reviews for Her Şey Güzel Olacak

Rating: 0 out of 5 stars
0 ratings

0 ratings0 reviews

What did you think?

Tap to rate

Review must be at least 10 words

    Book preview

    Her Şey Güzel Olacak - Said Mirza Sugözü

    ÖNSÖZ

    Her yaşanmışın ilkleri zordur… İnsan bir anda aklının almadığı, kalbinin onaylamadığı, eşi benzerinin tarihte örneği olmayan bir tiyatro oyununun içinde buluyor kendini…

    Nefsinin ızdırabı ruhunda yankılanıyor, bin bir türlü hesap kitap yapıyorsun yine de öğrendiğin öğretiler ile kendi karakterini sergileyip o zalimlerin ve avenelerinin karşısında dik durup bir çakıl taşı dahi atmıyorsun. Eğer bir örgüt olsaydık ülkeyi yakıp yıkmak için bilgi ve becerilerimiz yeterli düzeydeydi. Oysa bizler insanlığın hadimleri/havarileriyiz.

    Daha önce Bursa TEM’de çalışmış sonra şarka gelmiş polis memuru bir arkadaşla birlikte gözaltına almışlardı. 21.07.2016 tarihinde Elazığ’dan İstanbul Sabiha Gökçen Havalimanına indik. Öğlen namazı kılmak için mescide geçtik; abdest alıp namaz kıldık. Bizimle gelen 2 polis memuru dışarıda beklediler. Namaz sonrası Bursa iline giden otobüslere bindik Bursa otogarında indik. Bir yemek yiyelim ondan sonra gideriz. teklifinde bulunduk, Tamam dediler.

    O arada Bursa TEM şubeyi aradılar ‘bir ekip gönderin’ diye; bekle bekle gelen giden yok. ‘Bir de biz arayalım’ dedik. Arkadaş aradı, meğerse memurlar Ordu TEM Şubeyi aramışlar, ekip gidip otogarın etrafında bizi arıyormuş. Durumu anlatıp yanlışlık olduğunu söyleyip özür dileyerek kapattık. Bursa TEM’i aradık, bir ekip gönderdiler.

    Bu arada bizi getiren polis memurları sigara içmek için bizi bırakıp sağa sola gidiyorlar. Yanımdaki arkadaşa, Bunlar bizi kaybedecek biz bunları takip edelim, kaybederlerse kaçtı deyip işi çıkılmaz hale getirecekler. İşin gerçeği, kaçmış olsaydık hiç kimse bizi bulamazdı. Sürecin böyle olacağını hiç düşünmemiştim.

    Sonuçta Fomara’da bulunan Bursa TEM'e saat 17.00'de bizi teslim ettiler. Bodrumda bulunan nezarethaneye girdik. TEM, KOM ve İstihbarat birimleri bir dosya hazırlamış ve bizimle birlikte 28 kişi toplamışlar.

    İnsan, ister istemez kendisine ‘burada ne işi olduğunu’ soruyor. İnsanları huzursuz eden veya zarar veren buranın müdavimleri var zaten…

    Abdestlerimizi alıp namazlarımızı kıldık, virdlerimizi çekmeye başladık, tefriciye dağıttık… Her şartta ibadet etmeye hazır ve nazır olmalıyız; ibadetin mazereti olmaz, yeryüzü mescit kılınmış. Her şey terk edilir, ibadet terk edilmez.

    6 günde bir defa yemek verdiler. Her gün iki öğün kahvaltı veriyorlardı, bazen verdikleri reçel, peynir, bal gibi kahvaltılıkların günü geçmiş oluyordu. Bazı arkadaşların mideleri bozuldu. Her öğünde verdikleri çeyrek ekmek ve biraz zeytinle geçirdim o günleri…

    Elazığ’dan gelirken zaten serbest kalacağımı düşündüğümden yanıma giyecek almamıştım. Nezarethanede kaldığım 6 gün boyunca hava sıcaklığı ve ter kokusundan kurtulmak için duş alıyor, kurulanmak için ellerimi kullanıyordum. Çünkü içeriye hiçbir şeyin girmesine izin vermiyorlardı.

    Bir gece, saat 1.30’da nezarethanede uyurken beni çağırdılar. İfade alacaklarını düşündüm. 5. kata götürülürken bir zamanlar birlikte çalıştığım beni tanıyan meslektaşlarım köşe bucak kaçıyor, kendini gizleyip beni izliyorlardı.

    TEM müdürü yeni atanmış, Hoş geldin dedi, Hoş bulduk dedim.

    Fütücüler ile irtibatın varmış, bunları nasıl bilirsin? dedi. Baktım adam acemi, nasıl başlayacağını bilmiyor. Parmağında gümüş devre yüzüğü vardı. "Sizi bana sorsalar milliyetçi, muhafazakâr, vatanını ve milletini seven bir müdür

    Enjoying the preview?
    Page 1 of 1