Discover millions of ebooks, audiobooks, and so much more with a free trial

Only $11.99/month after trial. Cancel anytime.

Zindan Çiçekleri
Zindan Çiçekleri
Zindan Çiçekleri
Ebook129 pages25 minutes

Zindan Çiçekleri

Rating: 0 out of 5 stars

()

Read preview

About this ebook

Zindanda artık kıdemli olmuştum; yeni gelenler, tahliye olup gidenler, başka koğuşlara gönderilenler, savunmasını nasıl yapacağını soranlar, üzülenler, dertlerini açanlar ve teselliye ihtiyacı olanlar gelip beni bulurdu.
Zindanda zaman geçtikçe oraya ait olduğunu yıllardır kaldığını sanıyorsun. Duvarlar, merdivenler, avlu, ranzan, yatağın ve kullandığın eşyalar ile bütünleşiyorsun. Kendinde aidiyet duygusu oluşuyor.
Arkadaşlar ‘ne zaman çıkacağız’ diye sorduklarında, ‘bizim içeriye girmemizi kim istedi ise zamanı geldiğinde çıkaran da o olacaktır’ derdik hep. Yani ‘burada içeceğimiz bir bardak su yoksa burda bizi kimse tutamaz. Bizim içeriye girmemizi Zalim istediği için mi buradayız? Hayır! Allah istediği için buradayız... O bizi buradan çıkaracak...’ derdim.
Sekiz ayını tamamladıktan sonra artık Medrese-i Yusufiye’ye alışıyorsun, üzüntülerin azalıyor. Zindanı sahipleniyorsun. İnsanın içinde çok değişik duygular meydana geliyor; o manevi duyguları dışarıda yaşamak mümkün değil. Zulme iftiraya uğradığın için gönlün ve vicdanın rahat... Adalet önünde suç işleyen zindana atılır. Bu defa tersi olmuştu suç işlemeyeni çok ağır suçlamalar ile suç isnat edip zindana atmışlardı.
Günlük yapılması gereken tüm programlara uyuyoruz. Her yapacağın işin saati vardı. Birinin aksaması bütününe etki ediyordu. Eğer avluda volta atarken biraz zamanı fazla kullandıysan programı bozmamak için gece uykusundan feragat ediyorsun. O gün yapacağın görevleri yapmak zorunluğu hissediyorsun. Üstad Hazretlerinin günlük yaptığı ibadetleri kitaplarda okuyorduk. ‘Bunlara nasıl zaman yetiştiriyordu?’ diye kendime sorardım. İçeride yaptığım ibadetleri şimdi dışarıda yapamıyorum. Orada zaman ve mekan genişliyordu.
İnsansın ihtiyaçların, duyguların, sevincin, üzüntün, özlemlerin, umutların ve elinden alınan özgürlüğün zaman zaman aklına geliyor. Zindandan çıkıp gidiyorsun ve farklı bir alemde yaşıyorsun; kısa da olsa özgürlüğün tadını çıkarıyorsun.
Şiir yazarken satırlar beni alıp götürürdü özgürlüğün tadını çıkarırdım. Şiir bittikten sonra Medrese’ye döner ibadetlerime devam ederdim.

LanguageTürkçe
Release dateDec 7, 2022
ISBN9781005994570
Zindan Çiçekleri
Author

Said Mirza Sugözü

1965’de Elazığ’da doğdum. İşletme fakültesi mezunuyum. Uzun süre Türkiye’nin değişik illerinde görev yaptım. 2014 yılında emekli oldum, kendi işimi kurdum.15 Temmuz olayını ardından 26 Temmuzda tutuklandım, 24 ay cezaevinde yattım ve tahliye oldum. Evliyim, 3 çocuğum var ve Almanya’da yaşıyorum.

Read more from Said Mirza Sugözü

Related to Zindan Çiçekleri

Related ebooks

Reviews for Zindan Çiçekleri

Rating: 0 out of 5 stars
0 ratings

0 ratings0 reviews

What did you think?

Tap to rate

Review must be at least 10 words

    Book preview

    Zindan Çiçekleri - Said Mirza Sugözü

    ÖN SÖZ

    Zindanda artık kıdemli olmuştum; yeni gelenler, tahliye olup gidenler, başka koğuşlara gönderilenler, savunmasını nasıl yapacağını soranlar, üzülenler, dertlerini açanlar ve teselliye ihtiyacı olanlar gelip beni bulurdu.

    Zindanda zaman geçtikçe oraya ait olduğunu yıllardır kaldığını sanıyorsun. Duvarlar, merdivenler, avlu, ranzan, yatağın ve kullandığın eşyalar ile bütünleşiyorsun. Kendinde aidiyet duygusu oluşuyor.

    Arkadaşlar ‘ne zaman çıkacağız’ diye sorduklarında, ‘bizim içeriye girmemizi kim istedi ise zamanı geldiğinde çıkaran da o olacaktır’ derdik hep. Yani ‘burada içeceğimiz bir bardak su yoksa burda bizi kimse tutamaz. Bizim içeriye girmemizi Zalim istediği için mi buradayız? Hayır! Allah istediği için buradayız... O bizi buradan çıkaracak…’ derdim.

    Sekiz ayını tamamladıktan sonra artık Medrese-i Yusufiye’ye alışıyorsun, üzüntülerin azalıyor. Zindanı sahipleniyorsun. İnsanın içinde çok değişik duygular meydana geliyor; o manevi duyguları dışarıda yaşamak mümkün değil. Zulme iftiraya uğradığın için gönlün ve vicdanın rahat… Adalet önünde suç işleyen zindana atılır. Bu defa tersi olmuştu suç işlemeyeni çok ağır suçlamalar ile suç isnat edip zindana atmışlardı.

    Günlük yapılması gereken tüm programlara uyuyoruz. Her yapacağın işin saati vardı. Birinin aksaması bütününe etki ediyordu. Eğer avluda volta atarken biraz zamanı fazla kullandıysan programı bozmamak için gece uykusundan feragat ediyorsun. O gün yapacağın görevleri yapmak zorunluğu hissediyorsun. Üstad Hazretlerinin günlük yaptığı ibadetleri kitaplarda okuyorduk. ‘Bunlara nasıl zaman yetiştiriyordu?’ diye kendime sorardım. İçeride yaptığım ibadetleri şimdi dışarıda yapamıyorum. Orada zaman ve mekan genişliyordu.

    İnsansın ihtiyaçların, duyguların, sevincin, üzüntün, özlemlerin, umutların ve elinden alınan özgürlüğün zaman zaman aklına geliyor. Zindandan çıkıp gidiyorsun ve farklı bir alemde yaşıyorsun; kısa da olsa özgürlüğün tadını çıkarıyorsun.

    Şiir yazarken satırlar beni alıp götürürdü özgürlüğün tadını çıkarırdım. Şiir bittikten sonra Medrese’ye döner ibadetlerime devam ederdim.

    Zindanda mevsimlere göre duyguların depreşir. Kış aylarında farklı bir hal alırsın, sonbaharda farklı olursun. En zoru, baharın gelmesi ile bütün canlıların toprağın altından başını özgürlüğe çıkarmasıdır. Bu bizlerde ciddi bir iç burkuntu meydana getirirdi. Baharın gelişini takvimlerden bilirsin ama bir şey hissetmezsin. Baharı bize hatırlatan, cezaevinin bize yemeklerin yanında verdiği sebze ve meyvelerdi. Yemeklerin yanında kuru soğan verirlerdi. Bir kaç tane kuru soğanı beş litrelik su kabını yarıdan kesip içine çay pafı ile biraz su koyarak soğan ektik. Soğan

    Enjoying the preview?
    Page 1 of 1