Discover millions of ebooks, audiobooks, and so much more with a free trial

Only $11.99/month after trial. Cancel anytime.

Gülme Hakkımız Engellenemez
Gülme Hakkımız Engellenemez
Gülme Hakkımız Engellenemez
Ebook125 pages1 hour

Gülme Hakkımız Engellenemez

Rating: 0 out of 5 stars

()

Read preview

About this ebook

Fıkralar aslında hayatın kendisidir. Temel fıkralarında güldüğümüz olay Anadolu’nun hatta dünyanın her yerinde yaşanabilir... Deliler sadece hastanede değil hayatın her alanında bizimle... Cimriler fıkralardaki gibi açıktan kendini belli etmez... Taşı gediğine koymak için edebiyatçı, sanatçı olmaya gerek yok... Her yaş, cinsiyet, din ve ırktan kazanayım derken kaybedenlerin haddi hesabı yok...
Evet, hepsine gülüyoruz; güleceğiz... Bizim güldüğümüz başkalarına saçma gelirken, başkalarının güldüğü de bizim için basit bir espri olabilir. Ülkeden ülkeye, yaştan yaşa, her türlü kategoride gülünen şeyler farklı farklıdır.
İnsan ne kadar zor durumda olursa olsun, tebessüm edeceği bir olay, ona yaşama sevinci verebilir. Ciddi olmak, tebessüm etmeye engel değildir. Hayatımızın bir parçası olan mizahtan uzak kalmamak gerekir.

LanguageTürkçe
Release dateFeb 8, 2021
ISBN9781005850760
Gülme Hakkımız Engellenemez
Author

Yücel Darcan

Matematik ve fizik eğitimi alan Yücel Darcan, yüksek lisansını Gediz Üniversitesinde tamamlamıştır. Öğretmenliğin yanı sıra birçok okul, dernek ve kurumun yayınları için bulmaca hazırlamış, bu konuda birçok seminer vermiştir. 2014 yılında emekli olan yazarımız çalışmalarına Avrupa’da devam etmektedir

Read more from Yücel Darcan

Related to Gülme Hakkımız Engellenemez

Related ebooks

Related categories

Reviews for Gülme Hakkımız Engellenemez

Rating: 0 out of 5 stars
0 ratings

0 ratings0 reviews

What did you think?

Tap to rate

Review must be at least 10 words

    Book preview

    Gülme Hakkımız Engellenemez - Yücel Darcan

    GERÇEKLER

    ACIDIR

    EİNSTEİN VE MİSAFİRLERİ

    Einstein ölünce sorgu melekleri sınavdan geçirip, dünya defterini okumuşlar. Üstat, insanlığa olan katkılarından dolayı cennete gitmeye hak kazanmış. Einstein'ı büyük bir kapıdan geçirip büyük bir bahçeye getirmişler; burası cennetmiş. Tripleks bir villa ve etrafı çiçeklerle kaplı bir bahçe vermişler.

    Einstein, sevinçle yerleşmiş ve yaşamaya başlamış. Bir gece geç saatlerde purosunu tüttürüp kitap okurken kapısı çalmış. Merakla kapıyı açınca karşısında bir adam görmüş. Adam:

    Benim IQ'um 180 demiş

    Einstein çok sevinmiş ve hemen adama,

    Gel içeri seninle kuantum fiziği, izafiyet teorisi biraz da felsefe konuşalım demiş.

    Adamı 7 gün, 7 gece misafir etmiş.

    Bir süre sonra yine bir akşam kapı çalınmış. Bu sefer başka bir adam:

    Benim IQ'um 90 demiş. Einstein:

    Gel seninle siyaset ve ekonomi konuşalım diye içeri almış adamı.

    Adam 7 gün, 7 gece kalmış villada…

    Aradan vakit geçmiş ve bir gece vakti kapı çalınmış. Yine bir adam:

    Benim IQ'um 15 demiş.

    Einstein bakmış, bakmış.

    Buyur içeri, konuğum ol demiş. Seninle de futbolu konuşuruz…

    *

    SATILIK KÖPEK

    Bir adam diğerine sorar,

    Köpeğinizi satın almak istiyorum ama sadık mıdır?

    Hem de fazlasıyla sadık. Size bu konuda yüzde 100 garanti verebilirim.

    Nasıl bu kadar emin olabiliyorsunuz?

    Şimdiye kadar 5 kere sattım. Her seferinde de geri geldi.

    *

    TOKAT

    2. Dünya savaşı yıllarında Almanya'nın Polonya'yı işgal ettiği günlerde Polonya içlerinde bir tren Varşova'ya doğru yol almaktadır. Trenin bir kompartımanında 4 yolcu vardır: Genç bir kız, yaşlı bir kadın, bin Alman generali ve Polonyalı bir delikanlı.

    Tren bir ara tünele girer ve kompartımanda önce bir öpücük sesi duyulur ardından da kuvvetli bir tokat sesi. Tünelden çıkıldığında her biri şöyle düşünür:

    Yaşlı kadın: Delikanlı da bayağı hızlıymış ama kızı da yabana atmamalı. Nasıl da tokatladı çapkını...

    Genç kız: İşe bak yahu! Şu delikanlı, ben dururken gitti yaşlı kadını öptü ama oh olsun tokadı da yedi.

    Alman general: Hay Allah! Kızı, delikanlı öptü, şamarı ben yedim. İnşallah yüzümdeki parmak izleri görülmüyordur.

    Ve en son…

    Delikanlı: Oh be! Elimin tersini öpüp Alman hıyarına attığım tokatla intikamımızı bir nebze olsun almış sayıyorum kendimi…

    *

    EKONOMİK ŞARTLAR

    Amerikan, İngiltere ve Türkiye başkanları bir basın açıklaması yaparlar konu ekonomik açlık sınırıdır.

    İlk önce Amerikan konuşur;

    Bizde 4 kişilik bir aileye aylık 5000 dolar gelir düşer, biz onlara 6500 dolar veriyoruz, 1500 doları ne yapıyorlar bilmiyoruz.

    Sıra İngiliz’e gelir,

    Bizde 4 kişilik bir aileye aylık gelir 5000 Sterlin düşüyor. Biz onlara 7500 Sterlin veriyoruz 2500 Sterlini ne yapıyorlar bizde bilmiyoruz.

    Sıra Türk'e gelir,

    Valla bizde dört kişinin açlık sınırı 5000 TL gelir düşüyor. Biz onlara 3000 TL veriyoruz, onlar 2000 TL'yi nerden buluyorlar bizde anlamış değiliz.

    *

    BENİ TANIR MISIN?

    Haccac-ı Zalim, Abdullah bin Zübeyr'i şehit ettikten sonra Medine'ye gelmiş. Bu vaka için herkesin ne söylediğini öğrenmek için tebdil-i kıyafet halk arasında gezmeye başlamış. Bir gün ihtiyar bir bedeviye rastlayıp sormuş:

    Ya şeyh! Medine'de ne var ne yok?

    Sorma halimiz pek yaman.

    Ne oldu?

    Ne olacak, Abdullah bin Zübeyr gibi bir adamı şehit ettiler.

    Kim etti?

    Haccac denilen o zalim, o Allah'ın belası...

    Sen Haccac'ı görsen tanır mısın?

    Hayır...

    İşte Haccac benim.

    Peki sen de beni tanır mısın?

    Hayır...

    Ben de Benî Amir kabilesinden bir divaneyim ki ne söylediğimi ne yaptığımı bilmez, işte böyle saçmalar, gezerim…

    *

    EKMEK PARASI

    Küçük Ali babasına sorar:

    Babacığım, insanlar niçin bu kadar çok çalışıyor?

    Ekmek parası için… diye karşılık verir babası…

    Peki, öyleyse fırıncılar niçin çalışıyor baba?

    *

    LAZ OLDUĞU İÇİN

    Temel ilkokula başlar. İlk gün koşa koşa eve gelir ve annesine

    Anne, anne! Öğretmen bugün okulda sayıları öğretti, herkes 9'a kadar sayabildi ben tam 14'e kadar saydım, Laz olduğum için mi?

    Annesi:

    Evet yavrum Laz olduğun için… deyince Temel çok sevinir.

    2. gün okula gider, dönüşte yine koşa koşa gelir ve annesine,

    Anne, anne! Öğretmen okulda alfabeyi öğretti, herkes D'ye kadar öğrendi ben H'ye kadar öğrendim, Laz olduğum için mi? der.

    Annesi,

    Evet yavrum Laz olduğun için…

    Temel artık yerinde duramaz ertesi gün okuldan acayip mutlu bir şekilde gelir ve annesine,

    Anne, anne! Bugün okuldaki arkadaşlarımla boylarımızı karşılaştırdık, herkesinki 80-90 cm benimki 160 cm çıktı. Laz olduğum için mi? der.

    Annesi,

    Hayır yavrum onlar 6 yaşında sen ise 16 yaşında olduğun için…

    *

    GÜNAH ÇIKARMA

    Mussolini'nin büyük oğlu bir gün günah çıkartmak için Papaya gitti:

    Muhterem peder! Faşist Partisi'nin kasasından yüz bin liret çalmıştım. Günahımı itiraf ediyorum. Cezam nedir?

    Çok fena etmişsin oğlum. Kefaretini ödemek için Sen Pietro meydanını 33 kere koşarak dolanacaksın.

    Bir hafta sonra Mussolini'nin ikinci oğlu Papa'nın huzuruna gelerek günah çıkartıyordu:

    Muhterem peder! Faşist Partisi'nin kasasından bir milyon liret çaldığımı itiraf ediyorum.

    Büyük günah işlemişsin oğlum. Ağabeyine yüz bin liret için Sen Pietro meydanını 33 kere dolanmak cezasını vermiştim. Sen daha çok çalmışsın, o yüzden 333 defa meydanı dolanacaksın.

    Birkaç hafta sonra Mussolini aile fertleriyle yemek yerken şöyle dedi:

    Birkaç günahım var, bir gün Papaya gidip günah çıkar sam fena olmayacak...

    İkinci oğlu hemen atıldı:

    Baba, dedi, daha önce bir motosiklet alsan fena olmaz...

    *

    GÜLMEK

    Uyyy Temel! Kaç defa gülersun bi fikraya daaa?

    "Bi defa fıkra anlatılınca gülerim, bi de fıkrayı izah

    Enjoying the preview?
    Page 1 of 1