Discover millions of ebooks, audiobooks, and so much more with a free trial

Only $11.99/month after trial. Cancel anytime.

"Hizmet Hareketi" Eğitim Modeli
"Hizmet Hareketi" Eğitim Modeli
"Hizmet Hareketi" Eğitim Modeli
Ebook162 pages1 hour

"Hizmet Hareketi" Eğitim Modeli

Rating: 0 out of 5 stars

()

Read preview

About this ebook

Eğitimde Anadolu Modeli-
Dr. Hüseyin Kara Külliyatı 3- Kültür Kitapları Serisi 1
İÇİNDEKİLER
Eğitimde Anadolu Modeli-
ÖNSÖZ
1-İNSANIN MAHİYETİ
2-İNSANIN EĞİTİMİNDEN NE ANLIYORUZ?
3-KALP-KAFA BÜTÜNLÜĞÜ
4-NEREDE YANLIŞLIK YAPILDI? NERELERDE YANILTILDIK?
5-EĞİTİMDEKİ YANLIŞLIĞIN GETİRDİĞİ ZARARLAR
6-NEDEN EĞİTİMDE ANADOLU MODELİ?
7-EĞİTİMİN YENİDEN YAPILANDIRILMASINDA ALMANYA VE JAPONYA ÖRNEKLERİ
8-DİN-BİLİM UYUMU
9-AKIL VE NAKİL
10-BİLGİ TOPLUMU OLMA MECBURİYETİ
11-MEDENİYET ANLAYIŞIMIZ
12-EĞİTİMİN TANIMI VE TARİHİ
13-TÜRK EĞİTİM TARİHİNİN DÜNÜ, BUGÜNÜ VE YARINI
14-EĞİTİMDE TAKLİT DÖNEMİ
15-EĞİTİMDE MİLLİLİK
16-BEYİN GÖÇÜ
17-KÖY ENSTİTÜLERİ
18-EĞİTİM VE ÖĞRETİMDE ÖĞRETMENİN YERİ VE ÖNEMİ
19-EĞİTİM VE ÖĞRETİMDE SEVGİ VE HOŞGÖRÜ
20-EĞİTİM VE ÖĞRETİMDE DÖRT UNSUR
21-EĞİTİM VE ÖĞRETİMDE USÜL
22-ÖĞRETMEN-ÖĞRENCİ VE VELI MÜNASEBETLERİ
23-EĞİTİMDE OKUL MODELİ
24-ANADOLU EĞİTİM MODELİNDE ÖĞRENCİYE BAKIŞ
25-OKUMA YAZMA SEFERBERLİĞİ
26-KİTAP OKUMA DERSİ
27-TEFEKKÜR DERSİ
28-ÖĞRENCİYE ÖĞRENMEYİ ÖĞRETMEK
29-ÇAĞDAŞ DÜNYAYA BAKIŞ
30-DEVLET-MİLLET KAYNAŞMASI
31-SEKİZ YILLIK TEMEL EĞİTİM VE KUR'AN KURSLARI
32-TÜRK MİLLİ EĞİTİM TARİHİNDE İMAM HATİP LİSELERİNİN DURUMU
33-EĞİTİM VE ÖĞRETİMDE ÖZEL SEKTÖR
34-EĞİTİM VE ÖĞRETİMDE KIZ ÇOCUKLARI
35-BİTİRİRKEN
BİBLİYOGRAFYA
YAZARI ve KİTAPLARI HAKKINDA

LanguageTürkçe
PublisherRoh Nordic AB
Release dateJan 7, 2023
ISBN9798215403198
"Hizmet Hareketi" Eğitim Modeli
Author

Dr. Hüseyin Kara

1953 yılında Rize'nin Güneyce beldesinde doğdu. İlkokul, hafızlık, ortaokul ve Arapça eğitimini bu bölgede tamamladıktan sonra İmam Hatip Lisesini 1976'da Mersin'de bitirdi.Konya Yüksek İslam Enstitüsü tefsir-hadis bölümünden 1980 yılında mezun olduktan sonra sırası ile Antalya, Denizli, Adana, Konya ve Ankara illerinde 25 yıl, lise ve Anadolu İmam Hatip Liselerinde öğretmenlik yaptı.Bu arada Arap Dili ve Edebiyatı’nda doktora çalışmasını tamamladı.2006 yılında aktif öğretmenlikten emekli oldu. Geçen 30 yılı aşkın sürede ülke içinde ve dışında gerçekleşen eğitim faaliyetlerinin devlet ve hizmet sektöründe hem teori ve hem de uygulamalarının içinde yer aldı, eğitim ile alakalı konferanslar verdi, makaleler ve kitaplar yazdı.Son yıllarda kişisel olarak Arap dili ve edebiyatına katkı sağlamakta ve bunun yanında dış dünyada açılan Türk okullarına müşavirlik hizmeti vermektedir.Evli ve dört evlat sahibi olan Hüseyin Kara Arapça ve İngilizce bilmektedir.

Read more from Dr. Hüseyin Kara

Related to "Hizmet Hareketi" Eğitim Modeli

Related ebooks

Reviews for "Hizmet Hareketi" Eğitim Modeli

Rating: 0 out of 5 stars
0 ratings

0 ratings0 reviews

What did you think?

Tap to rate

Review must be at least 10 words

    Book preview

    "Hizmet Hareketi" Eğitim Modeli - Dr. Hüseyin Kara

    Hizmet Hareketi Eğitim Modeli

    ÖNSÖZ

    Yaratılış ağacının meyvesi olan insan, sahip olduğu üstünlükleri itibarı ile de yaratılanların en şereflisi olarak Allah’ın yeryüzündeki halifesidir. Ve bu yönü ile o eşref-i mahlukattır. Varlıklar içinde sadece insan öğrenme ile mükemmelleşir. Yani terbiye edilerek olgunlaşır.

    Buna göre iyi bir eğitim alması halinde insanın meleklerin imrendiği bir dereceye yükselmesi mümkün olabileceği gibi ihmal edilmesi halinde de şeytanların bile nefretini kazanacak derekeye düşebilir. Hayat güzergahı bu kadar zıtlıklarla örgülenebilen insanın terbiyesinde uygulanacak metotların uluorta tespitlerle olması mümkün değildir.

    Bütün insanların ortak özelliklerinin yanı sıra bölgesel ve kültürel farklılıkların da dikkate alınarak her milletin ayrı eğitim modellerinin de olması gayet normaldir.

    HİZMET HAREKETİ EĞİTİM MODELİ de bu düşünceden doğan bir tekliftir. İnsanlığın geçmiş tarihinde kurulan pek çok medeniyetlerin hepsi iyi yetişmiş insanların ürünleri olmakla birlikte medeniyetleri yıkanların da ihmal edilen insanların oldukları tarihi bir gerçektir.

    Böylece insanların huzur ve saadetleri için kurulan medeniyetler talihsiz insanlar tarafından yıkılınca yine kaybeden insanlık olmuştur. Biz millet olarak tarihte medeniyetleri kuracak insanları da yetiştirdik. Onları yıkanları da.

    Kurduğumuz medeniyetlerle sadece kendi milletimize değil aynı zamanda insanlığın barış ve mutluluğuna da katkı sağladık. Ancak yakılan medeniyetimizin enkazı altında bizimle birlikte çok milletler de zarar gördü. Yaptığımız iyi şeylerle hala övünüyoruz. Yıktıklarımızdan da üzüntü duyuyoruz.

    Her kemalin bir zevali olduğu doğrudur. Ancak insanı kemale yükseltecek basamaklardan daha çok onu zevale yuvarlayacak olanları kullanması ise daha çok görülmektedir. Bunun için kemalin güzelliklerini uzun süre gören ve yaşayan milletimiz zevalde yaşamaya alıştığı söylenemez. İniş ve çıkışların diriliş ve tükenişlerin arenası durumunda olan tarih bu yönüyle ibret alınmaya değerdir.

    Bu yükseliş ve çöküşlerde insanların ve dolayısıyla milletlerin kaderlerinde iki önemli ortak unsur bulunmaktadır. Birincisi, kendini doğru tanımlayamamak, ikincisi de yaşadığı dünyayı doğru anlayıp algılayamamaktır Akıl ve mantık her ne kadar bu iki önemli objeyi tanımlamada yardımcı olsalar da her zaman tek başına isabet etmeleri mümkün olamamıştır.

    İnsanın eğitimini de doğru temel tercihler yaparak ele almak bu kitabın yazılmasının asıl maksadıdır.

    Bunun için insanın eğitiminde doğru tespitler yapmak çok önemlidir. Çünkü yanlış tespitlerle doğru neticelere varılamaz.

    Bundan dolayı HİZMET HAREKETİ EĞİTİM MODELİ’nde öncelikle doğru tespitlere yer verilecektir. Bunu yaparken millet olarak sahip olduğumuz tarihi ve dini değerlerimizin örgülediği bir çıkış yolunu takip edeceğiz.

    Başta kendi insanımız olmak üzere sahip olduğumuz değerleri modern dünyada diğer insanlarla paylaşmanın en güzel yolu eğitimdir. Bunun da EĞİTİMDE ANADOLU MODELI ile yapılabileceğine inanmaktayız.

    Yapılmakta olan Türkçe Olimpiyatları bunun olabilirliğinin en açık ispatıdır. Anadolu kelimesi ile de sadece bir coğrafya değil daha çok bir yerli anlayış veya eğitimin milli karakteri, yani bizcesi kastedilmektedir.

    Bir çeyrek asra yakın öğrenci olarak, yine bir çeyrek asra yaklaşan öğretmenlik hizmetinde bulunduğum eğitim ve öğretim faaliyetinde özellikle son 10 yıldır zihnimi daha çok meşgul etmeye başlayan terbiye sistemimizin Anadolu menşeli olması lüzumunu araştırıp anlatmaya ve nitekim kitaplaştırarak herkesin ilgisine sunmaya karar verdim.

    Çalışmamız bu sahada derli toplu ilk eser olma iddiasından uzak ancak bu konuda bir başlangıç adımının atılmasına vesile olması ümidiyle kaleme alınmış tecrübe ve tekliflerden ibaret bir çalışma olmasına gayret edilmiştir.

    Dünyada iyi veya kötü her olayın merkezinde insan unsuru bulunmaktadır. Şikâyet edilen veya beğenilen her olayın görünürde faili insandır. Dünyada kötüler ve kötülükler bütünüyle yok edilemezse de olabildiğince azaltılması ve iyiliklerin de azami derecede çoğaltılmaları insanın terbiye edilmesi, eğitilmesi ile doğru orantılıdır. Fakat bu projenin gerçekleşmesi zannedildiği kadar kolay değildir.

    Ancak hayatidir ve elzemdir. İnsanı doğuşundan, bebekliğinden, çocukluğundan, gençliğinden, ta olgun yaşlara ve nihayet ihtiyarlık yıllarına kadar her safhada yaşadığı ortama uyumlu, insani ve ahlaki değerlere saygılı ve bu değerleri başkaları ile paylaşan biri olarak yetiştirmek işin özünü teşkil etmektedir. Bunun için eğiteni ve eğitileni itibarı ile, terbiye unsurları ve terbiye mekanları yönü ile tamamen Anadolu kökenli olması bu projeyi kolaylaştıracaktır.

    Bugüne kadar maarif dünyamızda uygulana gelen metotların yerli olmayışları milletimizin başına ne büyük gaileler getirdiğini üzülerek görmekte ve içten içe hayıflanmaktayız. Fakat gelecek adına ümitsiz ve çözümsüz değiliz. Eğer içinde Anadolu insanının motiflerinin bulunduğu bir terbiye sistemini benimseyip uygulayabilirsek çok kısa zamanda güzel sonuçlar alabiliriz.

    Genel olarak;

    İnsanın eğitimini, insanın gerçek usulde terbiye edilmesini planlarken onun yaratılış gerçeklerini çok doğru bir biçimde tahlil etmek gerekir.

    İnsanı tanımak, anlamak olarak da tabir edebileceğimiz bu önemli konuyu göz ardı ederek insanın eğitimi için ortaya konacak her türlü teşebbüs sonuçsuz kalmaya mahkûmdur. İnsanlık tarihi şimdiye kadar bu kabil başarısız projelerin pek çoğuna şahit olmuştur.

    İnsan, kendinden önce yaratılmış iki türün özelliklerin aynı bünyede bulundurmaktadır. Ruh ve bedenden meydana gelen insan, ruh yönüyle meleklerin özelliklerini, vücut yönü ile de hayvanların özelliklerini taşımaktadır.

    Her iki yönüne de değer vererek ruh ve bedeni ihmal etmeden ele alınan ve terbiye edilen insan elbette doğru eğitilmiş olacaktır.

    Tarihte geçmiş medeniyetlere pek çok katkılarda bulunmuş olan milletimiz, çağımızın gelişmelerine bilim, sanat, kültür bakımından olması gereken katkıyı sağladığı söylenemiyorsa bu dönem insanın eğitiminde birtakım eksikliklerin ve aksaklıkların olduğunu kabul etmek de bir doğrunun tespiti açısından çok önemlidir ve acı bir gerçek de olsa yanılgının kabulü de bir fazilettir.

    Bu tespitin yapılması öncelikle insanımızın yetiştirilmesinde nerelerde hataların yapıldığını, hangi temel tercihlerin tespitinde yanlışlık olduğunu ortaya koymaya çalışarak ileride aynı hatalara bir daha düşmemek için gerekli tedbirlerin alınmasına çalışılacak demektir.

    Zira bir şeyin yanlışlığını kabul etmeden doğru olanın tespitine gayret sarf etmek mümkün değildir. Teşhis tedavinin yarısıdır.

    Bugün gelinen noktalarda durup, millet olarak kendi kendimize sormamız gereken en önemli sorular bizce şunlar olmalıdır:

    - Millet olarak dünya milletler camiasında bize verilen veya bizim bulunduğumuz yer ve konum bize uygun mudur?

    - Hakkımız bulunduğumuz yer ve konum mu?

    - Milletimiz bu duruma nasıl geldi?

    -Eğer konumumuzu beğenmiyorsak nasıl daha iyi bir konuma gelebiliriz?

    Kitapta bu konulara cevaplar aranıyor ve teklifler sunuluyor.

    Bu eserin hazırlanması ve elinize gelinceye kadar geçirdiği safhalarda emeği geçen herkese şükran borçluyum.

    Gayret bizden, başarı Allah'tandır.

    Hüseyin Kara

    Ankara 2008- İsveç 2023

    1-İNSANIN MAHİYETİ

    "Hoşça bak zâtına kim, zübde-i alemsin sen,

    Merdüm-i dide-i ekuân olan ademsin sen."

    Şeyh Galip

    (Kendine dikkatle bak, sen kâinatın özüsün,

    Sen kâinattaki varlıkların gözbebeğisin.)

    Yaratılışı itibarı ile insan en güzel kıvama sahiptir. Ancak potansiyel bakımından iyi ve kötüye açık bulunmaktadır. Kendisinden önce yaratılan hem meleklerin hem de hayvanların özelliklerini aynı bünyede taşımaktadır.

    İnsana yüklenen hilafet misyonu bu özelliklere sahip olmasından kaynaklanmaktadır. Akıl ve irade onu melek ve hayvan olma veya olmama tercihine yöneltmiştir.

    Melekiyet iyiliğin, hayvaniyet de kötülüğün simgesi olarak düşünülürse insan bu iki farklı uç arasında düşe kalka gidecek demektir.

    Bu durumda eğitim insan için önemli bir unsur olarak görülmektedir. İnsanda yaratılışı itibarı ile iyiye doğru yönlendirilmesi olarak da bilinen eğitim yolu ile insanda meleki özellikler ortaya çıkarılabilir. İnsanın akıl ve iradesine yol ve yön tayin etmek sureti ile insan taallüm ile tekemmül (öğretilerek, eğitilerek olgunlaşma) yolu tatbik edilmelidir.

    İnsanın potansiyel kabiliyetleri ne kadar doğru tespit edilir ise ona uygulanacak terbiye modellerinden de o kadar doğru sonuç alınır.

    Eğitimde başarısız olduğumuz her insan için ona uygulanmış olan metodun yanlışlığının payı büyük olmuştur. Zira doğru tespit ve tercihler ancak insanı doğru neticelere götürebilmektedir. Bu kural fen ilimlerinde böyle olduğu gibi sosyal hayat için de böyledir.

    İnsan gibi önemli bir varlığın eğitimi rastgele usullere terk edilemez. Yanlışlıklara da asla kurban edilemez. Zira eksik veya yanlış eğitilen her insanın sadece dünyasını yıkmakla kalınmıyor onun ebedi mutluluğu da heder ediliyor demektir. Böylesine kötü sonuçlar verecek bir davranışa girmeye aslında hiç kimse cesaret edemez ve etmemelidir.

    Zaten insan, fıtratı itibarı ile tertemizdir. Terbiye sistemleri de bu temiz fıtratların devam ettirebilmesini amaçlamaktadır.

    Dünyada yaşarken onu kirletecek her türlü çukurlara düşmekten

    Enjoying the preview?
    Page 1 of 1