Discover millions of ebooks, audiobooks, and so much more with a free trial

Only $11.99/month after trial. Cancel anytime.

İnayet
İnayet
İnayet
Ebook99 pages51 minutes

İnayet

Rating: 0 out of 5 stars

()

Read preview

About this ebook

Bu kitapta yer alan olaylar ve hatıralar Orta Asya’da Sovyetler Birliği’nin yıkılmasından sonra Anadolu’dan yola çıkan fedakâr, sahabe ruhlu öğretmenlerin Ata Yurduna götürmüş oldukları Hizmet’in bir yansıması olarak ortaya çıkan gerçek hikâyeleridir. İlk hizmetlerin yapılması, gençliğin komünizm belasından kurtulması, insanlığın özüne dönmesi, altın neslin yetişmesi uğruna varını yoğunu feda edip hizmet etmek için gelen irfan ordusunun yaşadığı ve karşılaştığı tevafuklar konu ediliyor. Aslında özüne dönmeden bahsederken, bu kitabın asıl amacı o eski günlerdeki yaşananların bir tesadüf olmadığını, aksine bir tevafuk olduğunu, bu işlerin Allah’ın murat ettiği nimetler olduğunu göstermektedir.

LanguageTürkçe
Release dateJan 16, 2022
ISBN9781005281816
İnayet

Related to İnayet

Related ebooks

Reviews for İnayet

Rating: 0 out of 5 stars
0 ratings

0 ratings0 reviews

What did you think?

Tap to rate

Review must be at least 10 words

    Book preview

    İnayet - Nurali Tursunbayev

    ÖNSÖZ

    Bu kitapta yer alan olaylar ve hatıralar Orta Asya’da Sovyetler Birliği’nin yıkılmasından sonra Anadolu’dan yola çıkan fedakâr, sahabe ruhlu öğretmenlerin Ata Yurduna götürmüş oldukları Hizmet’in bir yansıması olarak ortaya çıkan gerçek hikâyeleridir. İlk hizmetlerin yapılması, gençliğin komünizm belasından kurtulması, insanlığın özüne dönmesi, altın neslin yetişmesi uğruna varını yoğunu feda edip hizmet etmek için gelen irfan ordusunun yaşadığı ve karşılaştığı tevafuklar konu ediliyor. Aslında özüne dönmeden bahsederken, bu kitabın asıl amacı o eski günlerdeki yaşananların bir tesadüf olmadığını, aksine bir tevafuk olduğunu, bu işlerin Allah’ın murat ettiği nimetler olduğunu göstermektedir.

    Bu zor ama bir o kadar da maneviyat dolu günlerde Hizmet hakkında ileri geri konuşanlara ve hala özüne dönememiş olan bizlere bir geriye bakıp ders alma amaçlı derlendi. Umarım, bu kitap hizmet aşkımıza aşk, canımıza can katar. Hizmet diye ifade ettiğimizin yolun hak yol olduğunu ve Allah’ın inayet ve rahmetiyle inkişaf eden bir dava olduğunu gözler önüne sermektedir. Bu hakikatlerin ışığında davaya daha sıkı sarılıp Hel min mezid? / Daha yok mu? diyerek hizmetlerimizi arttırarak koşturmaya devam etmemizin gerekliliğini ortaya koymaktır.

    Sahabe şuuruyla yola devam diyerek yürüdüğümüz yolun doğru olduğunda bir nebze dahi şüphe etmeden bize düşen vazifemize devam etmektir. Allah’tan idrakimizi, ilmimizi, irfanımızı arttırmasını temennisiyle hizmete devam etmek için dua dua Rabbimize yalvarmalıyız.

    İster cebren ister gönüllü olarak dünyanın dört bir tarafına dağılan Hizmet Erleri’nin bu zulüm devrinde yaşadığı yeni kahramanlık hikâyelerini başka kitap ve yayınlarda okuyup dinleyeceğiz. Bir kere daha davamızın ulviliğini idrak etmemize inşallah bu olay ve hatıralar vesile olur.

    Sizler de bu kitabı okuduktan sonra başınızdan geçenleri kaleme alır ya da kalemşinas dostlarla paylaşarak bu yolun yolcularına bir ışık tutarsınız. Yaşadıklarınız ya da yaşadıklarımızı gayemiz riyasız ve kibirsiz düşüncelerle sadece ihlâs atmosferinde sunmaktır.

    Kitapta Hizmet’te yaşanan örnek olaylardan bahsedeceğiz. Öğretmen, belletmen, esnaf arkadaşların Hizmet ile tanışma serüvenlerinden, yaşadığı ilginç olaylardan bahsedilmiştir. Sorulara verilmiş güzel ve içten cevapları da paylaştık.

    Bu kitapta bazı isimler ve yer adları direk olarak söylenmedi ya da değiştirildi. Kitabımızın ismi ve içeriği ile alakalı olan Muhterem Fethullah Gülen Hoca Efendi’ye ait olan bir yazıyı koyarak başlamak istiyoruz. Çünkü evvela kafamızda oluşan bir takım sorulara cevap bulacağımız kanaatindeyiz. Aynı zamanda kitabımızda geçen olay ve hatıraları anlamamızda da bize ışık tutacaktır.

    Tüm okuyucu ve dinleyicilerimize saygı ve hürmetlerimizi sunarız.

    Nurali Tursunbayev

    İLÂHÎ İNAYET VE DEVAMI

    Soru: Cenâb-ı Hak, inayetiyle içte ve dışta insanımıza pek çok hizmet imkânı bahşetti. Milletimize hizmette bu ilâhî inayet ve bereketin kesilmemesi için neler tavsiye edersiniz?

    Evet, herhâlde hepimiz de farkındayızdır; dün şurada burada dolaşıp dururken, Allah hepimizi aldı ve inayet ü keremiyle belli bir noktaya ulaştırdı. Her şeyden önce, bunun böyle kabullenilmesi ve inayet altında bulunduğumuzun idrak edilmesi gerekiyor. Belli bir dönemde bu işi samimiyetle, ihlâsla başlatan zatlar oldu. Şimdi bize düşen şey de onlardan tevarüs ettiğimiz bu hamuleyi, yine aynı samimiyet ve hüsnüniyetle alıp devam ettirmek olmalıdır.

    Bu gerçeği böylece tespit ettikten sonra, şimdi de üzerimize sağanak sağanak yağan ilâhî inayet ve bereketin kesilmemesi adına, bugüne kadar çok yerde söylenip yazıldığı üzere, kısaca şunları ifade etmekte yarar var:

    1. Yapılan bu işlerde, şahsen en ufak bir dahlimizin olmadığına nefsimizi ikna etmeliyiz. Evet, hemen her şeyin Cenâb-ı Hakk'ın lütfu, bereketi ve inayetiyle olduğunu kabul etmeli ve böylece hem şirkten kurtulmalı hem de bencillik adına nefsimizin içimize pompalayacağı vehimlerden uzak kalmalıyız.

    2. Bunun da ötesinde, Bu işin içinde biz olmasaydık ihtimal bu iş, daha hâlis insanlarla temsil edilirdi ve bu sayede şimdiye kadar olanından çok daha büyük mesafeler alınmış olurdu. diye düşünmeli ve Cenâb-ı Hakk'ın inayeti, menbaından geldiği gibi hizmete aksetmiyor, bizim benliğimize, nefsanîliğimize ait birtakım kötülüklere çarpıp kırılıyor, dolayısıyla da bugüne kadar varmamız gereken noktanın çok gerilerinde kalınıyor. demeliyiz.

    Eskiden bize şöyle anlatılırdı: Ömrünü hakikate adamışlardan birinin yanına bir şahıs gelince, Arkadaş, kaç insanın katilisin? yani, Kaç insan sana takılıp kaldı da hakikati bulamadı? diye sorarlarmış. Günümüzün adanmış ruhları da bu endişeyi her zaman ruhlarında taşımalı ki, ilâhî inayet kesilmesin.

    3. Yaptığımız işler ve elde edilen başarılar ölçüsünde mahviyet ve ibadetlerimiz artmalıdır ki, kendi kendimizin altında kalıp ezilmeyelim. İmam Rabbanî, bir yerde kendine köpek pâyesi bile vermez; hatta eşek bile olmadığını söyler. Bu mülâhaza ruhlarımızda perçinlenmeli ve her zamanki hâlimiz olmalıdır. Efendimiz (sallallâhu aleyhi ve sellem), sabah-akşam duaları arasında ve başını tevbe için secdeye koyduğu anlarda:

    يَا حَيُّ يَا قَيُّومُ بِرَحْمَتِكَ أَسْتَغِيثُ أَصْلِحْ لِي شَأْنيِ كُلَّهُ وَلاَ تَكِلْنيِ نَفْسيِ طَرْفَةَ عَيْنٍ

    Yâ Hayyu yâ Kayyûm, Senin rahmetini dilerim. Bütün ahvâlimi ıslah eyle ve göz açıp kapayıncaya kadar olsun beni nefsimle baş başa bırakma!

    Enjoying the preview?
    Page 1 of 1