Discover millions of ebooks, audiobooks, and so much more with a free trial

Only $11.99/month after trial. Cancel anytime.

Tanrı, Sadece Tanrı mı?: “Sansürsüz Bir Televizyon Tartışması”
Tanrı, Sadece Tanrı mı?: “Sansürsüz Bir Televizyon Tartışması”
Tanrı, Sadece Tanrı mı?: “Sansürsüz Bir Televizyon Tartışması”
Ebook169 pages2 hours

Tanrı, Sadece Tanrı mı?: “Sansürsüz Bir Televizyon Tartışması”

Rating: 0 out of 5 stars

()

Read preview

About this ebook

Evren neden var oldu? Ben neden varım? Dünyaya gelmemin amacı ne? Yaşamın bir anlamı var mı? Bütün bu soruların karşılığını çok büyük bir çoğunluğumuz Tanrının varlığı üzerinden veriyoruz. O halde Tanrı olgusunun kaynağını anlamaya çalışmamız, bu sorunların da yanıt bulmasını sağlayacaktır.


 


Yazar Hakkında 


1969 yılında Antakya'da doğan Turgay Sehil ilk ve orta öğretiminin bir bölümünü Almanya'da tamamladıktan sonra 1995 yılında Eskişehir Osmangazi Üniversitesinde tıp eğitimi, 2009 yılında Avusturya Doktorlar Akademisinde bütünleştirici kür tıbbı eğitimi alır.


Bilinç olgusu hakkında kalem oynatmanın zorluğuna rağmen 2019 yılında “Özgürlüğe Yolculuk: Bilinci Anlamanın Temel İlkeleri” adlı kitabıyla bilinç olgusunun işleyişi hakkında edinmiş olduğu temel bilgileri, bu alanla ilgilenen okuyucularıyla paylaşır. Bu çalışma, görelilik kuramlarıyla Einstein’ın öncülüğünü yapmış olduğu ve algımızı da kapsayan gerçeklik sorununu evrenin bütünselliği ve bağlantısallığıyla birlikte ele almayı sağlayan ve “Uzay/zaman Rehberi” olarak adlandırdığı bir algoritmayı geliştirebilmesinin altyapısını oluşturur.


Turgay Sehil bu kitapla, dini bir tartışmanın veya Tanrının var olup olmadığını kanıtlama çabasının ortaya koyulduğu bir televizyon programını yazmanın çok ötesinde, herkesin ilgisini çeken, herkesin mutlaka fikir yürütebildiği Tanrı olgusu üzerinden aslında bağlantısal ve bütünsel bir evrendeki varlığımızın yerini tespit eden bir çalışmayı ortaya koyar.


Yazar, evrenin nasıl var olduğu, neden var olduğumuz, dünyaya gelmemizin amacı, yaşamın bir anlamının olup olmadığı sorularını büyük bir çoğunluğumuzun Tanrının varlığı üzerinden verdiğinin farkındalığı içinde, Tanrı olgusu tartıştırarak okuyucuların beklemediği bir gerçekliğe ulaşmasını hedefler.

LanguageTürkçe
Release dateFeb 8, 2023
ISBN9786258196269
Tanrı, Sadece Tanrı mı?: “Sansürsüz Bir Televizyon Tartışması”

Related to Tanrı, Sadece Tanrı mı?

Related ebooks

Related categories

Reviews for Tanrı, Sadece Tanrı mı?

Rating: 0 out of 5 stars
0 ratings

0 ratings0 reviews

What did you think?

Tap to rate

Review must be at least 10 words

    Book preview

    Tanrı, Sadece Tanrı mı? - Turgay Sehil

    Tanrı, Sadece Tanrı mı?

    Sansürsüz Bir Televizyon Tartışması

    Turgay Sehil

    Kitap adı: Tanrı, Sadece Tanrı mı?

    Yazar adı: Turgay Sehil

    Sayfa Düzeni ve Grafik Tasarım: E-Kitap Projesi

    Editorial & Kapak Tasarım: © Yazar

    Yayıncı (Publisher): E-KİTAP PROJESİ,

    www.ekitaprojesi.com, 2023

    Açıklama: D:\KIYAMET GERÇEKLİĞİ KÜLLİYATI Murat Ukray {2006-2012}\e-KİTAP PROJESİ\e-KİTAP PROJESİ (Dosyalar)\e-Kitap Projesi (Logolar ve Vergi Levhası)\e-kitap-projesi-(logo).gif

    Yayıncı Sertifika No: 45502

    İstanbul, Ocak / 2023

    ISBN: 978-625-7157-26-1

    eISBN: 978-625-8196-26-9

    İLETİŞİM:

    E-posta: turgaysehil@gmail.com

    Cevap ve yorumlarınız için:

    {For reply and your comments}

    www.ekitaprojesi.com/books/tanri-sadece-tanri-mi

    Facebook logosu, Facebook, Inc. Logo Bilgisayar Simgeleri ... www.facebook.com/EKitapProjesi

    © Turgay Sehil, 2023

    © Copyright: Bu kitabın tüm yayın hakları E-Kitap Projesi’ne aittir. Tanıtım alıntıları dışında izinsiz çoğaltılması yasalarımıza göre suç sayılmaktadır. Böyle bir harekete kalkışmak yerine, bize sorarsanız uygar ve paylaşımcı dünya adına seviniriz..

    Evren neden var oldu? Ben neden varım? Dünyaya gelmemin amacı ne? Yaşamın bir anlamı var mı? Bütün bu soruların karşılığını çok büyük bir çoğunluğumuz Tanrının varlığı üzerinden veriyoruz. O halde Tanrı olgusunun kaynağını anlamaya çalışmamız, bu sorunların da yanıt bulmasını sağlayacaktır.

    Bu kitaptaki tüm karakterler ve olayların gerçek kişi ve kurumlarla bir ilgisi yoktur.

    Yazar Hakkında

    D:\KIYAMET GERÇEKLİĞİ KÜLLİYATI Murat Ukray {2006-2012}\YAYINLANAN KİTAPLAR\Turgay Sehil\Turgay Sehil.jpg

    1969 yılında Antakya'da doğan Turgay Sehil ilk ve orta öğretiminin bir bölümünü Almanya'da tamamladıktan sonra 1995 yılında Eskişehir Osmangazi Üniversitesinde tıp eğitimi, 2009 yılında Avusturya Doktorlar Akademisinde bütünleştirici kür tıbbı eğitimi alır.

    Bilinç olgusu hakkında kalem oynatmanın zorluğuna rağmen 2019 yılında Özgürlüğe Yolculuk: Bilinci Anlamanın Temel İlkeleri adlı kitabıyla bilinç olgusunun işleyişi hakkında edinmiş olduğu temel bilgileri, bu alanla ilgilenen okuyucularıyla paylaşır. Bu çalışma, görelilik kuramlarıyla Einstein’ın öncülüğünü yapmış olduğu ve algımızı da kapsayan gerçeklik sorununu evrenin bütünselliği ve bağlantısallığıyla birlikte ele almayı sağlayan ve Uzay/zaman Rehberi olarak adlandırdığı bir algoritmayı geliştirebilmesinin altyapısını oluşturur.

    Turgay Sehil bu kitapla, dini bir tartışmanın veya Tanrının var olup olmadığını kanıtlama çabasının ortaya koyulduğu bir televizyon programını yazmanın çok ötesinde, herkesin ilgisini çeken, herkesin mutlaka fikir yürütebildiği Tanrı olgusu üzerinden aslında bağlantısal ve bütünsel bir evrendeki varlığımızın yerini tespit eden bir çalışmayı ortaya koyar.

    Yazar, evrenin nasıl var olduğu, neden var olduğumuz, dünyaya gelmemizin amacı, yaşamın bir anlamının olup olmadığı sorularını büyük bir çoğunluğumuzun Tanrının varlığı üzerinden verdiğinin farkındalığı içinde, Tanrı olgusu tartıştırarak okuyucuların beklemediği bir gerçekliğe ulaşmasını hedefler.

    1. Bölüm

    Program Sunucusu (P.S) - "İyi akşamlar ‘Gerçeği Ararken’ programının sevgili izleyicileri. ‘Gerçeği Ararken’ programı bugün canlı yayınımızla çok önemli bir tartışma konusunu siz sevgili izleyicilerimize ulaştırıyor. Bugün değerli konuklarımızla ‘Tanrı’, ‘evren’, ‘yaşam’ ve ‘insan’ konularını tartışacağız. İnsanın kendini bildi bileli sorduğu soruları ele alacağız. Canlı yayınımızda ortaya çıkacak sorular ve cevaplar arasında hepimizin aklından geçen ama yüksek sesle dile getirmekten çekindiği konular da olacak. Tanrı ya da tanrılar var mıdır? Eğer bir Tanrı varsa, evreni ve insanı o mu yarattı? Biz neden varız? Yaşamın amacı ve anlamı nedir? Tanrıya inanmakla inanmamak arasındaki farklar nelerdir? İşte bugün programımıza davet ettiğimiz değerli konuklarımızla birçoğumuzun merak ettiği bu ve benzeri sorulara yanıt arayacağız. Aklımıza takılan, yüksek sesle dile getirmekten çekindiğimiz soruları bu programda yanıtlamaya çalışacağız ve son yıllarda giderek toplumların ilk gündemi haline gelen Tanrıya inanç ile inançsızlığı masaya yatıracağız.

    Sevgili izleyiciler, ben en başta şunu belirtmek istiyorum: Burada üç büyük dinin mensubu değerli konuklarım var. Bu programı hazırlarken konuklarımın tavsiye ettiği gibi, burada herhangi bir dini veya dine olan inancı tartışmayacağız. Hem farklı dinlere olan saygımız gereği hem de Tanrı olgusunun dinler üstü bir olgu olmasından kaynaklı burada Tanrıya olan inancı ve inançsızlığı ele alacağız. Böyle bir hassasiyetle hareket ettiğimizi belirtmek isterim."

    Program Sunucusu masanın sağında oturan konuklarına döner.

    P.S. – Sanırım tartışmanın da bu çerçevede yürümesi gerekiyor, öyle değil mi? Bu programı yapmanın uygun olup olmayacağını sorduğumuzda bizleri yüreklendiren ve programımıza katılmayı kabul eden konuklarımıza teşekkür etmek istiyorum. Sayın Dr. Bereket, Dr. Yaşar, Dr. Sezenlerden seyircilerimizin huzurunuzda sizlere bir kez daha teşekkür etmek istiyorum. Hoş geldiniz.

    Ekranda Dr. Bereket, Dr. Yaşar ve Dr. Sezenlerden’in başlarını öne eğerek Program Sunucusuyla selamlaşmaları belirir. Program Sunucusu bu sefer masanın sol tarafında oturan konuklarına döner.

    P.S. – Sayın Dr. Şebnem, Dr. Sunay, Dr. Candan bizleri kırmayıp programa katıldığınız için sizlere de teşekkür ediyorum. Hoş geldiniz.

    Dr. Şebnem, Dr. Sunay ve Dr. Candan’ın yüzlerinin ekranda belirmesinden sonra Program Sunucusu tekrar söz alır.

    P.S. – Bu programı hazırlarken bizi cesaretlendiren eleştiriler aldık, bizi olumsuz olarak eleştirenler de oldu. En başından şunu ifade etmekte yarar görüyorum: ‘Gerçeği Ararken’ programı her zaman olduğu gibi bilgi edinmeye yönelik yayın yapmayı kendine ilke edinmiştir. Stüdyomuza davet ettiğimiz konuklarımız karşıt görüşlere olan hoşgörülü kimlikleriyle tanıdığınız saygın bilim insanları ve düşünürlerdir. ‘Gerçeği Ararken’ programının düşünceye saygı ilkesini her zaman ön planda tuttuğunu siz sevgili izleyicilerimiz de zaten biliyorsunuz. Bu konuyu tartışmanın; ‘kimilerimizin dini duygularını incitebileceği’ yolunda aldığımız uyarı, eleştirilerin başında geliyor. Şunu öncelikle ifade etmek istiyorum; bu tartışmanın amacı kimsenin inancını ya da inançsızlığını sorgulayıp saygısızlık etmek değildir. Tam tersine Tanrıya inanların da, inanmayanların da düşünce biçimlerini tanıtmaktır. Hepimiz biliyoruz ki inanç da, insanların inanma şekilleri de çeşitlilik içindedir. İnsanlarla Tanrı arasındaki bağ, kişilerin düşünce yapısına göre farklılık gösteriyor. Konuklarımız vasıtasıyla insanların bu inanç çeşitliliklerini tanıtabileceğimizi umuyoruz. Siz değerli izleyicilerimiz de görüşlerinizi ve konuklarımıza yöneltmek istediğiniz sorularınızı elektronik posta aracılığıyla bizlere ulaştırabilirsiniz.

    Program Sunucusu tekrar sağ tarafında oturan konuklarına döner.

    P.S. - Evet, ben artık sözü konuklarımıza vermek istiyorum. Sayın Bereket ile başlamak istiyorum. Sayın Bereket, siz bir akademisyen olarak Tanrının varlığının sorgulanması konusunda ne düşünüyorsunuz? Bir sakınca görüyor musunuz? Konumuza girmeden önce sizlerin, Sayın Sezenlerden ve Sayın Yaşar’ın bu soruya yanıt vermesini istiyorum. Bu sorunun yanıtını bana, program başlamadan önce verdiniz ama seyircilerimiz de bilmek isteyeceklerdir. Buyurun.

    Dr. Bereket – Öncelikle bizi izleyen seyircilerimize iyi akşamlar diliyorum. Elbette sakınca teşkil etmiyor. Eğer bir sakıncası olduğuna inansaydım burada bulunmazdım. Bu konu ilk defa burada tartışılmıyor şüphesiz. Tanrının varlığından şüphe eden insanlar her zaman olmuştur ve olacaktır da. Tanrı insanlara kutsal kitaplar ve elçileriyle gerekli uyarıları yapmıştır. İnanmak konusunda da insanı özgür bırakmıştır. Tanrı şayet isteseydi hepimizi inançlı birer insan olarak yaratabilirdi. Öyle yapmadığına göre her şeyden önce samimi bir şekilde ve bu gerçeği bilerek hareket etmek gerekiyor. Ve kabul edilmesi gereken bir gerçek daha var ki, o da tanrıtanımazlık ya da ateizm olarak adlandırılan görüşün gençlerde kabul görmesinin nedeninin biz din adamlarının kendimizi yeterince ifade edemiyor olmamızdan kaynaklandığıdır. Özellikle de son yıllarda ateizm ile bilimin zıtlığının kendini iyice belli etmesine rağmen Tanrı inancı konusunda bir başarısızlık durumuyla karşılaşıyoruz. Çünkü bilim, ateistlerin eskiden hararetle savundukları bazı teorilerin ne kadar yanlış olduğunu ortaya koydu. Tanrının kainatı yaratmış olduğu düşüncesini dogma olarak görenler şimdi büyük patlamayı savunuyor ve kendi fikirlerinin birer dogma olduğunu kabul etmek zorunda kalıyorlar. Artık evrenin sonsuzluğundan söz ederken de daha ihtiyatlı davranılıyor. Çünkü keşfettiklerini sandıkları şeylerin yeni şeyler olmadığını ve bu keşiflerin kutsal kitaplarda çoktan bildirilmiş olduğunu anladılar. Şimdi deniliyor ki: ‘Tırmandığımız tepelerde din adamlarının çoktan oturmuş olduğunu gördük’. Hakikat zaten belli. Tanrının olmadığını ispatlamaya çalışanlar, bu uğurda delil arayanlar kutsal kitapların her birinin birer delil olduğunu görüyorlar. Bugün artık hiç kimse eskisi gibi Tanrı yoktur diyemiyor. Çünkü geçmişte cevabını bulduklarını sandıkları soruları bugün yeniden sormak zorunda kalıyorlar. Bu konulara daha sonra nasıl olsa değineceğiz. Benim demek istediğim; Tanrıya giden yol muhakkak ki mütalaa edilecek. Soru sordukça Tanrıya daha çok yaklaşacağız. Bilim tarihi, araştırmalar yapmış din adamlarıyla dolu. Kutsal kitaptan ilham alarak büyük patlama olarak bildiğimiz Big Bang’i 1920’lerde ortaya atan da bir din adamı. Bilim dünyası bir zamanlar buna gülüp geçmişti. Bugünse sonuç ortada.

    Program Sunucusu Dr. Bereket’in sözünü bitirmesini bekledikten sonra Dr. Sezenlerden’e döner.

    P.S. – "Sayın Sezenlerden, sizin de bu konu hakkındaki görüşlerinizi almak isterim.

    Dr. Sezenlerden – Öncelikle herkese iyi akşamlar diliyorum ve programın herkes için keyifli bir program olmasını diliyorum. Ben de, tıpkı benim gibi ilahiyatçı olan ve alanında önemli çalışmalara imza atmış sevgili meslektaşımın yorumlarına katılıyorum. Ne de olsa sizin programın adı da gerçeği aramak olduğuna göre, aradığımız şeye ulaşmak için birbirimizin fikirlerini dinleyeceğiz, fikirlerimizi birbirimize aktaracağız öyle değil mi? Biz mesleğimiz gereği Tanrısız bir kainat fikriyle sürekli karşı karşıya geliriz. Bunun yanında Tanrının nasıl bir varlık olduğu hakkında farklı fikirlerle karşılaşırız. Bu nedenle bu konunun tartışılmasının kainatı yaratana, ilahi olana ulaşmaya zarar vermekten çok, ona ulaşmaya, onu tanımaya hizmet edeceğini düşünürüz. Nihayetinde Tanrının yaratmadığı bir kainat, biz insanlar düşüncelerimizle içine ne koyarsak koyalım, içinde ne yaparsak yapalım, hakemsiz bir kainattır. Siz hiçbir tiyatro sahnesinin yönetmensiz, bir müsabakanın hakemsiz, bir mahkemenin hakimsiz olabileceğini düşünebilir misiniz? İçinde insanların görev aldığı ama başıboş bir kainatta adalet olur mu? Peki, böyle bir kainatın amacı olur mu? Peki, bizim böyle bir kainatta yaşıyor olmamızın bir anlamı olur mu? O halde, yaratıcısız bir kainat da olamaz. Bu hakikati hem akıl hem de kutsal kitaplar apaçık ortaya koymuşken, yaratıcısız ve amaçsız bir kainat tasavvur etmek mümkün müdür? Bütün bunları dile getirme fırsatı veren programınıza bizleri davet ettiğiniz için size teşekkür ederiz.

    Program Sunucusu, Dr. Sezenlerden’in sözünü bitirmesinin ardından Dr. Yaşar’a döner.

    P.S – Evet. Sayın Yaşar aynı sorunun cevabını sizden de almak istiyorum. Sizce bazı din adamlarının vurguladığı gibi bu konuyu tartışarak bizler günah mı işliyoruz?

    Dr. Yaşar – Herkese hayırlı akşamlar diliyorum. İnsanlara hak yolunu göstermek bizim için en ulvi görevdir. Bunun için buradayız. Burada bir günah işleniyorsa bunu siz yapmıyorsunuz, inanın bana...

    P.S. – Bunu duyduğuma memnun oldum.

    Dr. Yaşar – "İnsanları bilgilendirmek sizin göreviniz. Bilgiyi kötü niyetle kullanmadıktan sonra bilgiden hiçbir zarar gelmez. Sizin sayenizde insanların tereddüt ettiği konuları cevaplamış olacağız. Ben bunu her zaman savunmuşumdur. Elbette ki sorular soracağız, öğreneceğiz. Allah’ın kitabı bunu buyurur zaten. Önce oku diyor. Biz körü körüne iman etmeye karşıyız. Allah’ın kudretini ve şefkatini öğrenen insan onun ne kadar yüce bir varlık olduğunu görür. Onun yarattığı kainatın nasıl işlediğini anlamak ona aşık olmanın vesilesidir. Biz, insanların dini bütün olmaları için gayret içindeyiz. İnsanları dinsizliğe özendirmek için gayret sarf edenlere de her zaman karşı durmayı kendimize vazife biliriz. Sayın Bereket’in de dediği gibi bilim artık maddecilerin sığındığı bir şey olmaktan çıkıyor. Şimdi her geçen gün biraz daha fazla insan Allah’ın adaletine sığınıyor, ona teslim oluyor. Bu, insanın en doğal hakkıdır. Biz de burada buna katkıda bulunabilirsek bizim için ne ala. O nedenle size teşekkür etmek gerekir... Ben de Sayın Bereket gibi, bilimin arkasına sığınarak Allah’ı inkar eden maddecilerin artık eskisi gibi taraftar bulamadıklarına burada değinmek istiyorum. İnsanlık tarihi boyunca maddeci felsefe hep var oldu ve bu felsefeyi savunanlar kendilerinden ve savundukları felsefeden çok emin bir şekilde Yaradan’a başkaldırdılar. Maddenin ezeli ve ebedi olduğu iddiasını yayarak kainatın yaratıcısını inkar ettiler. Bilimin onları destekleyeceğinden

    Enjoying the preview?
    Page 1 of 1