Discover millions of ebooks, audiobooks, and so much more with a free trial

Only $11.99/month after trial. Cancel anytime.

Kur’anlaşma Yolunda (İslam ve Medeniyet Serisi 3)
Kur’anlaşma Yolunda (İslam ve Medeniyet Serisi 3)
Kur’anlaşma Yolunda (İslam ve Medeniyet Serisi 3)
Ebook132 pages1 hour

Kur’anlaşma Yolunda (İslam ve Medeniyet Serisi 3)

Rating: 0 out of 5 stars

()

Read preview

About this ebook

Kur’anlaşma Yolunda (İslam ve Medeniyet Serisi 3)
İÇİNDEKİLER
1-Kur'anlaşmak- 1
2-Kur'anlaşmak- 2
3-Ramazanlaşmak
4-Niyet ettim Allah rızası için hizmet etmeye
5-Kur’an-ı Kerim’i Öğrenme ve Öğretme
6-Sittin Sene Kur’an ile
7-Birleşmesi gerekenler- 1 (Din-Dünya)
8-Birleşmesi gerekenler- 2 (Kur'an-Kâinat)
9-Birleşmesi gerekenler- 3 (İlim-İman)
10-Birleşmesi gerekenler- 4 (Kalb-kafa)
11-Kazanma kuşağında kaybetmemek
12-Üç ayların son on günü
13-Kur’an Işığında Müminde Nur Anlayışı
14-Sonsuzluk nasıl bir şeydir?
15-Kullukta '3K' formülü
16-Ümitsizlik kafir sıfatıdır!
17-Allah bize yeter!
18-Zor zamanlarda razı olmak!
19-Hutbelerdeki ayetlerle bize Kur’an’dan hayat düsturları
YAZARI ve KİTAPLARI HAKKINDA

LanguageTürkçe
PublisherRoh Nordic AB
Release dateJan 11, 2023
ISBN9798215742785
Kur’anlaşma Yolunda (İslam ve Medeniyet Serisi 3)
Author

Dr. Hüseyin Kara

1953 yılında Rize'nin Güneyce beldesinde doğdu. İlkokul, hafızlık, ortaokul ve Arapça eğitimini bu bölgede tamamladıktan sonra İmam Hatip Lisesini 1976'da Mersin'de bitirdi.Konya Yüksek İslam Enstitüsü tefsir-hadis bölümünden 1980 yılında mezun olduktan sonra sırası ile Antalya, Denizli, Adana, Konya ve Ankara illerinde 25 yıl, lise ve Anadolu İmam Hatip Liselerinde öğretmenlik yaptı.Bu arada Arap Dili ve Edebiyatı’nda doktora çalışmasını tamamladı.2006 yılında aktif öğretmenlikten emekli oldu. Geçen 30 yılı aşkın sürede ülke içinde ve dışında gerçekleşen eğitim faaliyetlerinin devlet ve hizmet sektöründe hem teori ve hem de uygulamalarının içinde yer aldı, eğitim ile alakalı konferanslar verdi, makaleler ve kitaplar yazdı.Son yıllarda kişisel olarak Arap dili ve edebiyatına katkı sağlamakta ve bunun yanında dış dünyada açılan Türk okullarına müşavirlik hizmeti vermektedir.Evli ve dört evlat sahibi olan Hüseyin Kara Arapça ve İngilizce bilmektedir.

Read more from Dr. Hüseyin Kara

Related to Kur’anlaşma Yolunda (İslam ve Medeniyet Serisi 3)

Related ebooks

Related categories

Reviews for Kur’anlaşma Yolunda (İslam ve Medeniyet Serisi 3)

Rating: 0 out of 5 stars
0 ratings

0 ratings0 reviews

What did you think?

Tap to rate

Review must be at least 10 words

    Book preview

    Kur’anlaşma Yolunda (İslam ve Medeniyet Serisi 3) - Dr. Hüseyin Kara

    1-Kur'anlaşmak- 1

    Ramazan ayı, farz olan oruç ibadetinin ifa edildiği kutlu bir zaman dilimi olmakla birlikte, içinde Kur’an'ın indirilmeye başlandığı bir ay olmakla da şerefler üstü bir şerefe sahiptir.

    Yirmi üç yıllık peygamberlik süresi içinde her ramazan ayında Cebrail aleyhisselam ile Efendimiz aleyhisselam karşılıklı olarak o güne kadar indirilen ayet ve sureleri birbirlerine okurlardı. 

    Efendimiz’in (aleyhisselam) ruhunun ufkuna yürüdüğü yılın ramazanında bu karşılıklı okuma iki defa yapılarak adeta Kur’an'ın taraflar arasında son sağlaması yapılmış oldu. (Ramazan mukabeleleri bunu hatırlatır)

    Veda hutbesinde Efendimiz aleyhisselam’ın ümmetine emanet ettiği Kur’an, aslında Allah’ın ilâhî koruması altındadır. Başka hiçbir kutsal kitaba nasıp olmayan bir şekilde kıyamete kadar düşmanlarının tecavüzünden mahfuzdur. (15:9)

    Ancak bu büyük emanete ümmetin fertleri sahip çıkmakla Kur’an’ı değil kendilerini korumuş olacaklardır. Çünkü Kur’an’ı korumak ve kollamak gibi bir görevi Allah kullarına vermemiştir.

    Kur’an, Allah’tan inanan kullarına kopmaz, sağlam bir urgan olması itibarı ile ona kimler tutundu ise yollarını hiç şaşırmamışlardır. Kur’an inmeye başladığı bölgenin insanlarının kalitesizliğini nasıl değiştirip kısa sayılabilecek bir sürede onları vahşetten medeniyete yükseltti ise bugün de Kur’an aynı güce sahiptir.

    Yeter ki insanlar o dönemdeki gibi Kur’an'a gönül versinler. Kur’anlaşmayı fıtratlarının bir parçası haline getirsinler. Bu yönü ile Kur’an asla ramazan ayında ilgilenilip de on bir ay ayrı kalınacak bir kitap değildir.

    Belki ramazanda daha çok ilgilenme olabilir ve olmalı da fakat Kur’an asıl itibari ile müminlerin bir başucu kitabı ve bir hayat kitabı olması gerekir Kur’anlaşabilmek için.

    On asır Kur’an’a hizmet etmiş şerefli bir milletin izzetli evlatları olarak bizler de Kur’anlaştığımız asırlarda hep gözde millet olduk, dünya milletler muvazenesinde hatırı sayılır yerler edindik, elimizi ondan gevşettiğimiz dönemlerde de başkalarının elinde mel’abe olduk.

    Hele Osmanlı’dan Cumhuriyete geçiş döneminde yaşanan travmalar henüz tam tedavi görmüş sayılmaz. Millet olarak mevcut görüntümüz Kur’anlaştığımızı göstermekten bir hayli uzakta bulunduğumuzu gösteriyor. 

    Düne göre okuyanımız çoğalsa da anlayanımız, hele onu yaşayanımızın da çoğaldığını söylemek büyük bir iyimserlik olur. Fakat yarınlarımız adına ümitsiz değiliz.

    Bu aziz milletin şerefli evlatları ve yetişen Kur’an talebelerinin elleri ile Ramazanlar birer rampa olarak kullanılarak yeniden Millet-i İslamiye'yi ve insanlığı Kur’an’la mayalamaya ahd-ü peymanımız vardır.

    Zaten Kur’an tek başına bunu az da olsa kendisi yapıyor. Dış dünyada Kur’an’ı Allah’ın kelamı olarak kabul edip inceleyen ve onu diğer kutsal kitaplarla mukayese edebilen pek çok talihli hidayeti bulabilmiştir. Çünkü Kur’an müttakîler için bir hidayet rehberidir. (2:3)

    Kur’anlaşmak kadın-erkek her Müslümanın hedefi olmalı ki Kur’an adına yapılacak işler bir sıra çerçevesinde birbirlerini tamamlar mahiyette olsun. Bunları yedi başlık altında ele alırken ehem-mühim sırasını da gözetmiş olacağız.

    Yedi maddenin ilk dördü her Müslümanın farz-ı ayin olarak kendisinin yapması gerekenler, son üç madde de farz-ı kifaye olarak başkalarına Kur’an hizmeti olarak verilmesi gerekenler olarak sıralanmıştır.

    1-KUR’AN’A İNANMAK VE ONU AŞK DERECESİNDE SEVMEK:

    İman esaslarından biri olan kitaplara iman asıl ve evvelen Kur’an’a ve dahi Allah’ın gönderdiği kutsal kitapların asıllarına imanı ihtiva ediyor.

    Kur’an’ın Allah’ın kelâm-ı ezelisi olduğuna ve içinde beşer sözünün karışmadığına sağlam bir itikat ile inanmakla işe başlamak gerekir. Nuna karşı en küçük bir şüphe dahi müminde bulunmaz.

    Kur’an’ın en emin olan Allah’tan unvanı Resulün emin olan Cebrail aracılığı ile yeryüzünün en emin insanı olan Muhammed-ül emin Efendimize indirilen bir kitap olduğuna iman etmekle işe başlamak Kur’anlaşmak için olmazsa olmaz kuralların başında gelir.

    Böyle bir kutsal kitap muhabbet duyulmaya değerdir. Öpülüp koklanmaya, baş tacı yapılmaya layıktır. Mümin onsuz yaşayamaz. Her şeyin eksikliği çekilebilir, azı ile iktifa edilebilinir, fakat Kur’ansızlığa tahammül edilemez.

    Ona karşı ilgisizliğe ve sevgisizliğe bir müminin kalbi dayanmaz. Müminlerin hayatlarının merkez noktasında Kur’an yerleşirse, iman ve muhabbet bütünleşmesi sağlanırsa Kur’anlaşmak için ilk adım atılmış olur.

    2-KUR’AN’I OKUMAK:

    Kadın-erkek her müminin Kur’an’ı layıkıyla okuması, en azından namazda okuduğu Kur’an’daki yanlışlıkları namazı bozmayacak seviyede olması farz-ı ayindır. Hiç kimse bundan müstenkif kalamaz.

    Bu Kur’an okumada en alt bir seviyedir. Buradan tutun da Kur’an’ı on vecihle okumaya kadar yükselen derecelerde Kur’an okumak inananların asıl işidir.

    Okuma konusunda ilk tercihin mümincesi elbette Kur’an okuma olmalıdır. Okunacakların sıralamasında birinci sıra her zaman Kur’an olmalıdır. O ikinci veya üçüncü sıraya itilecek bir kitap değildir.

    Kur’an elbette Kur’anca okunmalı, Cebrail aleyhisselam’ın okuduğu gibi okunmalı. Efendimiz aleyhisselam’ın mübarek dilinden seslendirdiği gibi okunmalı. Okuma ölçümüzde hedefimiz bu olmalı.

    Tecvid kurallarına, meharic-i hurufa riayet etmeden yapılan keyfî okuyuşlarla sadece Kur’an’ın canına okunmuş olur ki böyle bir okuyuşa Kur’an okuma denemez.

    İnsan kendi kendine pek çok şey öğrenebilir. Fakat güzel ve doğru okumak için her kes bir fem-i muhsine (iyi okuyan) mutlaka ihtiyaç duyar.

    Ana dili Arapça olmayan bir mümin için doğru ve güzel bir Kur’an okumak çok da kolay değildir. İmkânsız da değildir. Ancak bu uğurda sarf edilecek her gayret mukaddes ve mübarektir.

    Bu konuda hiçbir mazeret asla geçerli değildir. Yaşı-başı ne olursa olsun. Zira önümüzde sahabî örneği var. Bazı kişilerin dillerindeki peltekliler bunun dışındadır.

    3-KUR’AN’I ANLAMAK:

    En az Kur’an’ı doğru okumak kadar onun manasını anlamak da Kur’anlaşmanın önemli bir basamağıdır. Kur’an’ı sadece okumakla sevap kazanılabilir. Bu durum Kur’an’ın bereketli bir Allah kelamı olmasından kaynaklanıyor.

    Ramazan’da okunan Kur’an’ın her kelimesine hatta her harfine binlerce sevap verildiği herkesçe malumdur. Fakat sadece okumakla iktifa edip Kur’an’ın ne dediğini merak etmeden yapılan okuyuşlarla asla Kur’anlaşmak ve Kur’an talebesi olmak mümkün değildir.

    Hiç değilse kendi ana dilinde yazılmış bir meal-tefsir karışımı bir kitaptan marziyat-ı ilâhiyi anlamaya çalışması farz-ı ayindir. Okunanlara hepimiz kadın-erkek ayrı ayrı muhatabız. Hepimiz Kur’an’ı aynı seviyede anlayacağız diye bir genelleme elbette yapılamaz. Ancak her mümin idrak seviyesine ve Kur’an’a olan yönelişine göre ondan mutlaka nasiplenir. Bu yönü ile Kur’an kimseyi hissesiz bırakmaz. Kur’an, manası anlaşıldıkça sevilerek okunur.

    Okundukça da haz duyulan ve her okuyuşta farklı güzellikler sergileyen bir kelam-ı ilâhîdir. Allah’ın kulları Allah’ın kitabına ne kadar gönüllerini açarlarsa Kur’an da o kadar içini onlara açar. düsturu unutulmamalıdır.

    Kur’an’ı bugün kendine indirilmiş bir kitap olarak okumanın hazzı ve mutluluğu ve onu anlama cehd ve gayreti Kur’anlaşmak için çok önemlidir.

    4-KUR’AN’I YAŞAMAK:

    Kur’an bir hayat kitabıdır ve hayattakilere indirilmiştir. Ondan hayatında yararlanamayan mematında nasıl istifade edebilir ki.

    Allah’ın buyurduğu emir-yasak, haram-helal Müslümanın hayatında ne varsa hepsi genelde Kur’an merkezlidir. Fakat bu yapıp-edilenler Kur’an’ın hangi sure ve ayetinde olduğunu bilerek yaşamak mümine güç verir ve Müslümanlığı yaşama zevki sağlar.

    Neyi niçin yaptığı sorulduğunda da

    Enjoying the preview?
    Page 1 of 1