Discover millions of ebooks, audiobooks, and so much more with a free trial

Only $11.99/month after trial. Cancel anytime.

Herkes İçin Eğitim
Herkes İçin Eğitim
Herkes İçin Eğitim
Ebook282 pages5 hours

Herkes İçin Eğitim

Rating: 0 out of 5 stars

()

Read preview

About this ebook

Bu kitap ipuçları vermek için yazıldı. Bu ülkenin daha iyi günler görmesini arzu eden herkese yol gösterecek ve ilham verecektir. 


HERKES İÇİN EĞİTİM çok yönlü düşünmeyi, küçük ve kendinden emin adımlarla yol almayı öğretiyor. Pratik öğütler veriyor, prensipleri ve becerileri beraber kullanmayı tavsiye ediyor. Kitabın her bölümünde iyi bir eğitimin başka bir standardına, sacayağına veya paydaşına vurgu yapılıyor. Millî, kaliteli, modern, sürdürülebilir, insancıl, ücretsiz, manevi, evrensel ve işlevsel eğitime giden yol herkes için adım adım örülüyor.


Çocuklarımızı nasıl yetiştirirsek birlikte yaşayabilirler?


Kendimizi nasıl daha eğitimli ve donanımlı hale getirebiliriz?


Eğitimde teoride ve pratikte en temel hatalarımız nelerdir?


Ülkemize özgü bir eğitim modeli mümkün mü?


Eğitim, toplumu ne kadar ileri taşıyabilir ve toplumsal sorunları nasıl çözer?


Eğitim ve ahlak arasındaki ilişkiyi nasıl doğru tanımlayabiliriz?


Anne ve babalar çocuk yetiştirirken hangi esaslara göre hareket etmeli?


Gençler üniversite ve iş hayatı için nasıl hazırlanmalı?


Eğitimde öğretmenlere düşen görevler nelerdir?


Eğitim nereye gidiyor? Okullar yakın bir gelecekte nasıl bir dönüşüm geçirecek?


Kitap boyunca bu ve benzeri sorulara cevap vermeye çalıştım.


Kitabın yazımı sürecinde hiçbir desteğini esirgemeyen çok değerli eşim Ebru’ya ve kitabın tamamını baştan sona okuyarak gerekli düzeltmeleri yapan kıymetli baldızım Esra’ya teşekkürü bir borç bilirim. 


 Mustafa TUNÇ


 Mürefte-20.09.2020

LanguageTürkçe
Release dateSep 30, 2020
ISBN9786257120661
Herkes İçin Eğitim

Related to Herkes İçin Eğitim

Related ebooks

Reviews for Herkes İçin Eğitim

Rating: 0 out of 5 stars
0 ratings

0 ratings0 reviews

What did you think?

Tap to rate

Review must be at least 10 words

    Book preview

    Herkes İçin Eğitim - Mustafa Tunç

    HERKES İÇİN EĞİTİM

    Eğitimci-Yazar

    Mustafa Tunç

    Editör: Esra Bozkurt

    Kitap adı: Herkes İçin Eğitim

    Yazar adı: Eğitimci-Yazar: Mustafa Tunç

    Editör: Esra Bozkurt

    Sayfa Düzeni ve Grafik Tasarım: E-Kitap Projesi

    Kapak Resmi: "Herkes İçin Eğitim (Diyagram)"

    Yayıncı (Publisher): E-KİTAP PROJESİ,

    www.ekitaprojesi.com, 2020

    Yayıncı Sertifika No: 45502

    İstanbul, Eylül / 2020

    ISBN: 978-625-7157-12-4

    eISBN: 978-625-7120-66-1

    İLETİŞİM:

    E-posta: mustafatnc@hotmail.com

    Cevap ve yorumlarınız için:

    {For reply and your comments}

    www.ekitaprojesi.com/books/herkes-icin-egitim

    www.facebook.com/EKitapProjesi

    © Copyright, Mustafa Tunç, 2020

    İçindekiler

    ÖNSÖZ

    Yazar Hakkında

    BİRİNCİ BÖLÜM: SAĞDUYU TEMELLİ ORTAK BİR EĞİTİM ANLAYIŞI ÇAĞRISI

    Kaliteli İnsan

    İnsana Yer Açmak

    Bize Kalan İnsandır

    Beraber Yücelmek

    Sağduyu Temelli Ortak Bir Eğitim Anlayışı Çağrısı

    Asım ile Haluk Arasında Yeni Türkiye’nin İdeal İnsanı

    İyi İklim İyi İnsan

    Beş Maddede Kaliteli Eğitim

    İslami Eğitim Neden Gereklidir?

    Eğitim ve Aidiyet

    Her Gün Camiye Giden Ateist

    İKİNCİ BÖLÜM: BİLİNÇLİ GENÇLER BİLİNÇLİ YURTTAŞLAR

    Mutlu Eden Anlayış

    İyi İnsan Olmanın İki Yolu

    Gençlerin On Büyük Hatası

    Doyumsuzlukla Başa Çıkma Yolları

    Uzun Süreli Sohbetler İçin İpuçları

    Kitaplar Bizi Nereye Götürür

    Kitap Okumaya Dair Beş Farklı Nokta

    Faydasız İşlerle Uğraşmak

    İyi Bir Dinleyici Olmak

    Önemse!

    Engel değil

    Çekya’lı Victoria ve Hayat Boyu Öğrenme

    Bireysel Zaman Yönetimi

    21. Yüzyıl Becerileri

    Duygusal Zekâ

    Niçin Yabancı Dil Öğrenmeli

    Nasıl Yabancı Dil Öğrenmeli?

    Teknoloji Ahlakı veya Potinss

    ÜÇÜNCÜ BÖLÜM: EĞİTİM ve TOPLUM

    Eğitim: Bir Memleket Meselesi

    Millî Eğitim

    Özgün ve Parasız Eğitim

    Milli Manevi Evrensel

    Eğitim ve Kalkınma

    Küstürülmüş Beyinler Ülkesi

    Gelişmişlik Belirtileri

    Birlik ve Beraberlik Ruhu

    Şeffaf-DER

    Ahlak Temelli Eğitimden Ahlak Temelli Topluma

    Adabı Muaşeret Toplumu

    Açık Arama Kültürü

    Toplumsal Zaman Yönetimi

    Dava Adamı Kimdir

    Gördüm ki

    DÖRDÜNCÜ BÖLÜM: GENÇLİĞİN GELECEK PLANLARI

    Çalışmanın Erdemi Üzerine

    Meslek Seçiminde Temel Noktalar

    Üniversiteye Hazırlanmak

    Üniversite Tercihi Mi Kariyer Planlama Mı?

    İnsan Neden İşsiz Kalır?

    Üniversite Eğitimini Güçlendirmek

    Üniversite Bitti Ya Şimdi?

    Takım Ruhu

    Yurt Dışında Okuyanlar İş Hayatına 1-0 Önde mi Başlar?

    Yurt Dışında Okumak Artılar Eksiler Uyarılar

    BEŞİNCİ BÖLÜM: EBEVEYNLER İÇİN YOL HARİTASI

    Ebeveyn Anayasası

    İşaret Parmağı ve Ayak İzi

    Ebeveyn Çocuk İlişkilerinde Dürüstlük

    Ergenlerin İtici Bulduğu Dokuz Yetişkin Tipi

    Gençleri Yetişkin Yerine Koymak

    Gençlik Mucizesi

    Çocukları Liseye Başlayacak Ebeveynlere

    ALTINCI BÖLÜM: ÖĞRETMENLERİN DEĞERİ

    Öğretmenlerin Değeri

    Tarafsız Öğretmen

    Kaliteli Öğretmen

    Öğretmenler İçin Üç Görev

    Öğretmenler İçin Yenilenme Yolları

    Öğretmenlerin Geleceği ve Geleceğin Öğretmenleri

    Öğretmenlerin de Bir Kalbi Vardır

    Kimler Öğretmen Olmamalı

    YEDİNCİ BÖLÜM: OKULLARIN MİSYONU ve GELECEĞİ

    Yanlış Eğitim

    Yönlendirmeyen Eğitim

    Almanya’da Eğitim Nasıl?

    Akademik Başarı ile Sosyal Etkinlik Arasında

    Okulda Motivasyon

    Okul Binaları Nasıl Olmalı

    Okullarda Şiddet ve Önleme Yolları

    Eğitim Sistemimizin Mahiyeti ve Proje Okulları

    Liselerde İnanç Özgürlüğü

    Okulda Proje

    Okullarımızda Avrupa Birliği Projeleri

    ARKA KAPAK

    NOTLAR

    ÖNSÖZ

    Bu kitap ipuçları vermek için yazıldı. Bu ülkenin daha iyi günler görmesini arzu eden herkese yol gösterecek ve ilham verecektir.

    HERKES İÇİN EĞİTİM çok yönlü düşünmeyi, küçük ve kendinden emin adımlarla yol almayı öğretiyor. Pratik öğütler veriyor, prensipleri ve becerileri beraber kullanmayı tavsiye ediyor. Kitabın her bölümünde iyi bir eğitimin başka bir standardına, sacayağına veya paydaşına vurgu yapılıyor. Millî, kaliteli, modern, sürdürülebilir, insancıl, ücretsiz, manevi, evrensel ve işlevsel eğitime giden yol herkes için adım adım örülüyor.

    Çocuklarımızı nasıl yetiştirirsek birlikte yaşayabilirler?

    Kendimizi nasıl daha eğitimli ve donanımlı hale getirebiliriz?

    Eğitimde teoride ve pratikte en temel hatalarımız nelerdir?

    Ülkemize özgü bir eğitim modeli mümkün mü?

    Eğitim, toplumu ne kadar ileri taşıyabilir ve toplumsal sorunları nasıl çözer?

    Eğitim ve ahlak arasındaki ilişkiyi nasıl doğru tanımlayabiliriz?

    Anne ve babalar çocuk yetiştirirken hangi esaslara göre hareket etmeli?

    Gençler üniversite ve iş hayatı için nasıl hazırlanmalı?

    Eğitimde öğretmenlere düşen görevler nelerdir?

    Eğitim nereye gidiyor? Okullar yakın bir gelecekte nasıl bir dönüşüm geçirecek?

    Kitap boyunca bu ve benzeri sorulara cevap vermeye çalıştım.

    Kitabın yazımı sürecinde hiçbir desteğini esirgemeyen çok değerli eşim Ebru’ya ve kitabın tamamını baştan sona okuyarak gerekli düzeltmeleri yapan kıymetli baldızım Esra’ya teşekkürü bir borç bilirim.

    Mustafa TUNÇ

    Mürefte-20.09.2020

    Yazar Hakkında

    Mustafa TUNÇ kimdir?

    1982 Malatya doğumludur. 2006 yılında İstanbul Üniversitesi Felsefe Bölümünden mezun olmuştur.

    Eğitimle ilgili uluslararası projeler yazmış ve yürütmüştür. Bu projeler vasıtasıyla İngiltere, Almanya, İtalya, Polonya ve Romanya gibi ülkelere çeşitli seyahatler gerçekleştirmiş, bu ülkelerdeki okul ve eğitim kurumlarında gözlem ve inceleme yapma fırsatı bulmuştur.

    Halen Cağaloğlu Anadolu Lisesi’nde Rehber Öğretmen ve İstiklal Gazetesi’nde köşe yazarı olarak çalışmalarına devam etmekte, eğitimle ilgili seminerler ve konferanslar vermektedir. İyi derecede İngilizce bilen yazar evli olup bir çocuğu vardır ve İstanbul’da ikamet etmektedir.

    BİRİNCİ BÖLÜM: SAĞDUYU TEMELLİ ORTAK BİR EĞİTİM ANLAYIŞI ÇAĞRISI

    Kaliteli İnsan

    ***

    Hayatın anlamı başkaları için bir şeyler yaparken keşfedilir.

    ***

    Öncelikle, İsmet Özel’in deyimiyle hangi suyun sakası olduğunu öğrenmen gerekiyor. Behçet Necatigil’in Yılgın gemiyiz açıkta/Gösterin bize göre bir kıyı/Yakıp son direkleri/Yanaşmaz mıyız? dizelerinden de ilham alabilirsin. Durman gereken yeri araştır. Sınırlarını titizlikle koru. Yürümesi gereken yolu ve durması gereken yeri iyi bilen insan kaliteli insandır. Dostundan da düşmanından da saygı görür.

    Kendine anlamlı bir amaç ya da amaçlar bul! Bu dünyada sadece kendin için hedefler koyma. Bir tek kendisi için çalışan çabuk yorulur. Acilen birileri için bir şeyler yapmayı planla. Hayatın anlamı başkaları için bir şeyler yaparken keşfedilir. Unutma ki; dünyada yardıma ihtiyacı olan çok kişi var ve yardımseverlik kaliteden bir şubedir.

    Kendini, başka kültürleri araştırarak zenginleştir. Kendi tecrübelerinden öğrendiğinden fazlasını başka insanların ve milletlerin tecrübelerinden öğrenebilirsin. Okuyarak, araştırarak ve yeni yerler görerek yenilenmelisin. Yenilenmek iyi ve güçlü hissettirir. Unutma ki ancak yenilenenler yenilmezler. Yenilenenler kaliteli bir hayatı sürdürebilirler.

    Büyük düşün! Cemal Süreya’nın Selam size büyük durumlar, doruk anlar/Dağ görgüsü kazanır Ağrı'yı bir kez görse de kişi/Marmara'dan yirmi yılda çıkaramayacağı gerçeği/Okyanusu beş dakika seyretmekle kavrar… mısralarından ilham al.

    Bir sanat dalı ile ilgilen. Şiir, resim, müzik, ebru, hat… Geleneksel ya da modern. Sanat sana iki şey öğretir: Doğru şekilde etkilemek ve doğru şekilde etkilenmek. Sanattan ve sanatçılardan ilham al. İyi sanatçı yozlaşmaz da yozlaştırmaz da. Sanat kalitesizliğin panzehridir.

    Bilim disiplindir, emektir, hayrettir, ciddiyettir, ağır başlılıktır, alçak gönüllülüktür. Ukala ve kibirli insanların bilimle işi olmaz. Bunların bilimle birlikte görüntü vermeleri seni aldatmasın. Bu ilişki, bilimin, kaba olmamak adına o fotoğraf karesine girmeyi kabul etmesi nedeniyledir.

    Sonu bir yere varmayan işlerden yüz çevir. Enerjini boşa harcama. Her işinin maddi ya da manevi, küçük ya da büyük bir karşılığı olsun! Kısır tartışmalara girme! Cephaneni boşuna harcama. Düşman menzile girmeden ateş etme!

    Yalnız kalma! Bilinçli ya da bilinçsiz bu duruma düşme! Ben bana yeterim fikrini ve kibrini kır. Arkadaşsız, dostsuz bir zavallı pozları vermemek için önlemler al! Dostluk ve arkadaşlık taleplerini hemen geri çevirme. Kırmızı güllerin peşinde koşarken ayaklarının altında ezilen papatyaların farkına var.

    Sabırlı ol! Güzel işler zaman alır. İyi dostlar zamanla bulunur. Meyveler sabırla olgunlaşırmış diyen üstat Sezai Karakoç’tan, yakın zamanda hakkın rahmetine kavuşan Geleceğim diyorum, biraz mühlet tanı bana mısralarının sahibi Bahattin Karakoç’tan alacak çok ilham var.

    İnsana Yer Açmak

    ***

    Her gün 10 saat hastanede çalışan, sonrasında da 6 saatini TV programı hazırlamak için harcayan bir cerrahın dostu olmaz.

    ***

    Herkes; hayatını başarılı, güçlü ve kaliteli insanlarla süslemek ister. Bu kişileri eş, dost ve arkadaş olarak hayatına entegre etmenin ve hayatında tutmanın yollarını arar. Çevresindeki insanlarla uyumlu şekilde yaşamak ve hayatına yeni insanlar katmak herkesin hayalidir.

    Hayatımızda daha fazla insan istemek sorun değil. Ama bunu altyapı sorunlarımızı çözmeden yapınca kalite düşüyor. İnsanları çağırdığımız yer insana yaraşır şekilde düzenlenmiş olmuyor. Bedel ödemeden mutluluk istiyoruz. İlişkilerimizde inandırıcılığımızı yitiriyoruz.

    Birini hayatımızda eş olarak, arkadaş veya dost olarak görmek istiyorsak öncelikle ona uygun bir yer açmalıyız. Evinde misafir odası olmayan rahat bir şekilde misafir ağırlayamaz. Bu işin altyapısını hazırlamak şart. Hayatımız insanları gerekli şekilde ağırlamaya müsait olmalı.

    Bu altyapıdır. Altyapı uyumu getirir. Uyumsuz ilişkiler zorlama ile yürür. Sizi de karşınızdaki insanı da kırar ve yorar. Hayatınıza katacağınız kişiye uygun gördüğünüz alan ne kadar genişse ve ona yüklediğiniz anlam ne kadar derinse uyum o kadar kolay gerçekleşir

    Kimse ağzına kadar dolu olan bir hayata dahil olmayı istemez. Ivır zıvırla hayatını dolduran insan ne eş ne dost ne de arkadaş bulabilir. Diyelim ki hazır bir insan çevresi var. Bu çevre ile uzun yol alamaz. Sorgulamalar başlar. Teker bir yerde patlar.

    Hayatımızdaki insanlara nefes aldırmanın yollarına bakmalıyız. Diyelim ki hayatımız fazlasıyla yoğun. O zaman ara sıra pencereyi açıp hava almalarına müsaade etmeliyiz. Yoğunluğun sonsuza kadar sürmeyeceği mesajını herkese açıkça vermeliyiz ki kimse kaçmasın.

    Çevremizdeki insanları iki şey sıkıştırır. Birincisi, çevremizdeki insan yoğunluğu. İkincisi ise bizim iş ve sorumluluk yoğunluğumuz. Her gün 10 saat hastanede çalışan, sonrasında da 6 saatini TV programı hazırlamak için harcayan bir cerrahın dostu olmaz.

    Telefon rehberinde 5.000’den fazla kişi bulunan birinin dostu ya da ailesi yoktur. Çünkü dostlar ve aile zaman ister. Dostlar ve aile randevu ile gelmez. Dostun ve ailenin planlaması olmaz. Bazen tek dost bile tüm hayatımızı doldurabilir. Ya da ailenin baskın olduğu dönemler geçiririz, hayatımız çocuğumuz olur.

    Evinize ağırlayabildiğiniz kadar misafir alın. Hepsi ile de özel olarak ilgilenin. Yoksa ilişkiniz misafir misafiri sevmez, ev sahibi hiçbirini sevmez formatında kalır. Hayatınızdaki insanlardan bıkarsınız. Huzursuz bir misafirlik bu dünyada arzulanan son şeydir.

    Kendiniz hakkında sözün tamamını söylemeyin. Kendinizi övmeyin. Övgü sözleri için başkalarına alan bırakın. Kendinizi anlatmayın. Başkaları sizi doğru anlama ve anlatma telaşında olsun. Siz o alanda olmayın. Siz yapacağınızı yapın.

    Başkalarının size yapabileceği iyilikleri kendinize yapmayın. Bırakın başkaları sizin hayatınızdaki yerlerini sağlamlaştırsınlar. Size dair hedefler koysunlar kendilerine. Sizin ne diyeceğinizi merak etsinler. Hayat böyle güzel!

    Bize Kalan İnsandır

    ***

    Başarılarımız ve başarısızlıklarımız yaptığımız planlara değil, insanlara bağlı. Kendimizi zorlamaktansa kendimizi insanlara anlatmak ve insanları anlamaya çalışmak işe daha çok yarar.

    ***

    Hayat hızla geçiyor. Çocuklar büyüyor. Mevsimler değişiyor. Kaldırımlar bozuluyor. Arabalar eskiyor. Sararıp dökülen yapraklar bizi bir kışın daha kapısına bırakıyor.

    İnsanlar da değişiyor ama hissetmek ve hissettirmek istediği şeyler hep aynı. Çevremizde bulunan ve hatta geçmişte çevremizde bulunan insanların bize hissettirdikleri duygular mevsimler değişse de değişmiyor. İnsan, hakkın rahmetine kavuşmuş bir akraba ya da tanıdığını hangi mevsimde hatırlarsa hatırlasın aynı duygularla hatırlıyor. O yüzden insan ilişkileri ne kadar aşınsa da çevremizdeki insanlar her şeye rağmen hayatımızın ağırlık noktasını oluşturuyorlar.

    Her şey hızla değişirken en çok ihmal ettiğimiz şey dönüp geçmişimize bakmak. Dönüp tecrübelerimize bakmanın en büyük getirisi nedir? En çok ne görürüz geriye bakınca? Geçmişe dalınca? Tabi ki insanları görüyoruz. Bize iyi davrandığı halde bizim kıymetini bilmediğimiz kişileri ya da teşekkür etmeye fırsat bulamadığımız dostları hatırlarız. Kendilerine iyi davrandığımız halde bizi görmezden gelen, bize hak ettiğimiz o sevgiyi sunmayanları sırtımızda bir yük gibi taşırız hayat boyu.

    Bizi en çok etkileyen içinde olduğumuz hikayedir. Fakat bazen bizden uzakta ve bizimle ilgisiz görünen insanların hikayeleri de büyük izler bırakır bizde. Toplumlarda da büyük izler bırakır. O yüzden bir çocuk akşam eve dönmediğinde bütün televizyon ekranları günlerce o olaya kilitleniyor. Tüm ülke yaralı sokak kedisini sahiplenmek için eve götürürken kendisine araba çarpıp ölen çocuğu konuşuyor.

    Niye mi bütün bunları sıralıyorum? Madem diyorum ağırlık noktamız insandır. Madem hayatımızda en çok insanların izi olmuş. Peki neden geleceği planlarken insan faktörünü göz ardı ediyoruz? Başarılarımız ve başarısızlıklarımız yaptığımız planlara değil, insanlara bağlı. Kendimizi zorlamaktansa kendimizi insanlara anlatmak ve insanları anlamaya çalışmak işe daha çok yarar.

    İnsanın kıymetini can acıtan bir anıya dönüşmeden önce bilmek gerekir. Ne yaparsak yapalım ama unutmayalım: Bize kalan insandır, bizde kalan insandır.

    Beraber Yücelmek

    ***

    En büyük başarı başarmamız için dua eden kişilerin çokluğudur.

    ***

    Hepimiz yücelmek için başkalarına ihtiyaç duyarız. Tabi ki başkaları da bize. Burada önemli olan aradaki dengedir. Dikkatli olursak bu işi çocukça bir saflıkla da kotarabiliriz. Bunun için tıpkı tahterevalliye biner gibi, bir yücelip bir alçalmayı göze almamız gerekir. Aç gözlü olanlarımızın bu oyunu kuralına göre oynamamakta direndiklerini görüyoruz. Onlara aldırmayın. Onlar amacın hep yukarıda kalmak olduğunu düşünürler. Asıl haz veren şeyin inişli çıkışlı bir yaşam olduğunu bir türlü kavrayamazlar.

    İnsansız başarı mümkün olmaz. Olsa da tat vermez. Yeryüzünde başrolünde insanın olmadığı her senaryo sıkıcıdır. Önemli olan önümüze seçenekler konduğunda kestirme olanı değil doğru olanı tercih etmektir. Ayak işlerini her zaman başkalarının yaptığı ve sadece bizim her zaman baş rolde olduğumuz senaryolardan uzak durduğumuz müddetçe dünyaya iyi bir yer olma fırsatını vermiş oluruz. Peki bunu nasıl yapabiliriz? Nasıl birlikte yücelebiliriz? Bu iş beraber ve bilgece yapılabilir mi? Cevabım evet. Ama bazı şartları yerine getirerek.

    Birincisi: Paylaşalım. Teknik olarak, başarınızın sonuçlarını paylaştıkça başarınız daha da sağlamlaşır, daha bir bilinir olur. Yeni başarı beklentileri oluşur. Bu beklenti de sizi yeni başarılar için harekete geçirir. Başarı döngüsü tamamlanır. Başarıda devamlılık istiyorsak kazandıkça kazandırmayı unutmamalıyız. Üç kişinin çalıştığı bir atölyemiz varken de üç yüz kişilik bir fabrikamız varken de personele aynı maaşı ödeyemeyiz. Yerimizi sağlamlaştırmak ve biz büyüdükçe büyüyen risklerle daha iyi savaşmak için kazandığımızın bir kısmını paylaşmayı öğrenmemiz gerekiyor. Başarmamız için dua edecek yeni insanlar kazanmalıyız. Zira, en büyük başarı başarmamız için dua eden kişilerin çokluğudur.

    İkincisi: Açık sözlü olmalıyız. Açık sözlü olmak sıradan bir meziyet değildir. Açık sözlülüğün ardında ciddi bir cesaret, hüner ve emek vardır. En net cümleye ulaşabilmek için laf kalabalığının içinden sıyrılmasını bilmek ve gereksiz kelamı kesip atma cesaretini göstermek gerekmektedir. Açık sözlü insanın hedefi bellidir. Ondan kime zarar geleceği veya kime gelmeyeceği açıktır. Açık sözlü insan nankörlük tuzağına düşüp insanların desteğini yok saymadığı için yeni destek bulmakta zorlanmaz. Açık sözlü insanın kimseye bir borcu olmaz. Kredisi de tükenmez onun.

    Üçüncüsü: Yücelmek isteyen, insanları zorlamamalıdır. Bizi yücelten bize gönüllü olarak yapılan katkıdır. Zorlama, değerimizi düşürür. Bizi itici biri haline getirir. Zorlama, saf çıkar peşindeki insanların taktiğidir. Köşeyi kısa yoldan dönmek isteyenler insanları seçeneksiz bırakmak ister. Uzun vadeli düşünen insanlar ise daha az zorlar ve daha çok seçenek sunar. Onları değerli kılan seçenek bolluğuna rağmen seçilmiş olmalarıdır. İlk başta yeterince destek bulamasalar da eninde sonunda insanlar en zekice seçeneğin harekete geçip onlara destek vermek olduğunu anlarlar.

    Dördüncüsü: Kalite kaliteyi çeker. Kaliteden ödün veren, insanları aldatmış sayılır. Aldattığımız insanlardan da destek bulamayız. En doğrusu işimizi beklenenden biraz daha kaliteli yapmayı alışkanlık haline getirmektir. Böylece herkesin bize küçük de olsa bir borcu olacaktır. Bu peşine düşmeyeceğimiz bir borçtur ama genellikle fazlasıyla ödenir. Yani, size her bulaşan insan sizin için bir fırsattır. İnsanların beden kokusu

    Enjoying the preview?
    Page 1 of 1