Discover millions of ebooks, audiobooks, and so much more with a free trial

Only $11.99/month after trial. Cancel anytime.

Ümitle Göz Kırpmak Geleceğe
Ümitle Göz Kırpmak Geleceğe
Ümitle Göz Kırpmak Geleceğe
Ebook127 pages34 minutes

Ümitle Göz Kırpmak Geleceğe

Rating: 0 out of 5 stars

()

Read preview

About this ebook

İnsanı insan yapan kendi düşünce ve davranışlarıdır. İyi veya kötü özelliklerinden hangisi daha baskın ise hayatı o güzergahta devam eder. Bazen canavar duygulu bir insan haline gelir; öz kardeşini bile dişler, bazen ay yüzlü bir Yusuf’a dönüşür, zindanları bile aydınlatarak oraları Cennet koridorlarına çevirir. Bazen öyle melekleşir ki, ruhanileri bile gıptaya sevk eder, bazen de şeytanları utandıracak şirretlikler sergiler. İşte bu yüzdendir ki, iman ve küfür mücadelesi dünya kurulduğundan beri devam ediyor. Günümüzde de zalimlerin eliyle hapishanelere atılan bırakın erkekleri binlerce masum kadın ve çocuk var.
Bu kitap, haksız yere 2 yıl hapishanede tutulan bir babanın her gün ailesine yazdığı mektuplara ilave ettiği şiirlerden oluşuyor. Onların yanında olamama ve yardım edememenin verdiği acı ile birlikte, ümit tohumları ekmeye matuf yazılan bu şiirleri okurken yüreğinizde hem acı hem de sevinç duygularının bir arada yaşayacaksınız.

LanguageTürkçe
Release dateFeb 9, 2020
ISBN9780463157480
Ümitle Göz Kırpmak Geleceğe
Author

Said Mirza Sugözü

1965’de Elazığ’da doğdum. İşletme fakültesi mezunuyum. Uzun süre Türkiye’nin değişik illerinde görev yaptım. 2014 yılında emekli oldum, kendi işimi kurdum.15 Temmuz olayını ardından 26 Temmuzda tutuklandım, 24 ay cezaevinde yattım ve tahliye oldum. Evliyim, 3 çocuğum var ve Almanya’da yaşıyorum.

Read more from Said Mirza Sugözü

Related to Ümitle Göz Kırpmak Geleceğe

Related ebooks

Related categories

Reviews for Ümitle Göz Kırpmak Geleceğe

Rating: 0 out of 5 stars
0 ratings

0 ratings0 reviews

What did you think?

Tap to rate

Review must be at least 10 words

    Book preview

    Ümitle Göz Kırpmak Geleceğe - Said Mirza Sugözü

    ÖNSÖZ

    1965 yılında Elazığ’da dünyaya geldim, İmam Hatip Orta Okulu-Ticaret Lisesi-İşletme Fakültesi ile eğitimimi tamamladım. Devletin çeşitli kademelerinde ve 7 ilimizde görev yaptım. Görev aşkı ailemi ikinci sıraya koyacak durumdaydı.

    Lise yıllarında şiir yazar, Necdet Evliyagil’in TRT’de okuduğu şiirleri sınıfta onun söylediği biçimde okurdum. O yıllarda 50-60 şiir yazdım. Ünlü yazarların şiirleri ile kıyaslayıp papatya gibi seviyor-sevmiyor dedikten sonra yırtıp attım. Onlardan 15 tanesi halen duruyor. Zaman zaman eski bir hatıra diye alıp okurum.

    Vatanını sevenler gibi bayrağımı, milletimi çok severim. Bundan dolayı şiirlerimde inanç ve vatan vurgusu vardır. Şiirlerde aşk, doğa ve benzeri konuları, o an ruhumda meydana gelen duygu seliyle hissettiklerimi kaleme alırım.

    17/25 Aralık yolsuzluk ve hırsızlık operasyonundan sonra hakkımda işlem yapıldı. 2014 yılında emekli oldum. İş yeri açtım, işlerim çok iyiydi onunla meşgul oluyordum. 15 Temmuz olayının hemen ardından, 21 Temmuz 2016’da gözaltına alındım. Evimden alıp uçakla İstanbul’a oradan kara yolu ile yargılandığım ile teslim ettiler. 26 Temmuz’da tutuklandım. Bulunduğum il evime uzak olduğu için gözlerinden %63 doğuştan engelli kızım, 7 ve 15 yaşlarındaki çocuklarım ile işyeri ve evin sorumluluğunu üzerine almak zorunda kalan eşim mahkeme sürecini takip edemedi.

    3 müebbetle yargılandığımı basından öğrendiklerinde evimiz matem yerine dönüyor. En yakınlarımın, kimi avukat, kimi hâkim, kimi de celladım olunca eşim ve çocuklarım şok üstüne şok yaşamışlar. Ailece en yakınım olanlar bile eşimi çocuklarımı yalnız bıraktılar.

    Ailem sahipsiz kalınca mektup izni verilene kadar (OHAL nedeni ile mektup ve telefonla görüşme izni geç verildi) iş yerinde yapacakları tüm görevleri kalem kalem yazdım. Mektuplarımın hepsi cesaret verici mahiyetteydi. Onurlu olmalarını hiç kimseye mihnet etmemelerini yazdım hep. Her mektubun arka sayfasına bir şiir yazdım.

    Hafta boyunca yazdığım şiirler ve mektuplar birikir 9-10 adedi bulurdu. Her pazartesi bir zarfa koyup APS ile gönderirdim. Normal mektup olarak gönderilse ellerine geç ulaşıyordu ve kaybolma riski de vardı. Bu vesile ile 500’den fazla mektup ve şiir yazdım.

    İş yerinde birtakım konular ve sıkıntılar olduğunda, o haftaki mektupta çözümünün yazıldığını eşim defaten söyledi.

    İlk kapalı telefon görüş izni verildiğinde, görüş günü zindanın kapı mazgalından benim de ismim okundu. Kim gelebilir ki eşimin durumu belli, kafamda sorular ve cevaplarla kapalı telefon görüş locasına girip oturdum. Camın arkasına kim gelecek diye merakla bekledim. Bu arada herkesin ailesi gelmiş konuşuyor, benim için gelen kimse yoktu. 5 dakika sonra eşim ve 15 yaşındaki oğlum camın önünde göründüler.

    Telefon ahizelerini karşılıklı aldık, eşim konuşuyor, ben konuşmak istiyorum ama konuşamıyordum. Dilim tutulmuştu… Ahizenin konuşulan kısmına vuruyordum, ses gelmediğini anlasınlar üzülmesinler diye... Bir müddet sonra konuşmaya başladım; ömrümde hiç böylesine sevinmemiştim.

    İlk açık görüşte, küçük oğlumun bakışları dikkatimi çekti. Niye öyle dikkatli bakıyorsun? dediğimde eşim, Televizyonda askerlere işkence yapıldığını görmüş, ondan öyle bakıyor. dedi. Ben de Bu il beni iyi tanır, gözleri önlerinde işlerini yaptılar, göz göze dahi gelmediler, hep uzak durdular. deyince eşim ve çocuklarım ciddi biçimde rahatladılar. Daha sonra da kimsenin desteği olmadan ayaklarının üstünde durmayı öğrendiler.

    Zindan rüya

    Enjoying the preview?
    Page 1 of 1