Seninle Başlamadı

By Hasan Yüksel

Bu kitapta anlatılan olaylar ne ilktir ne de son olacaktır. Tarih bize birçok zalimi ve birçok mağduru anlatmaktadır.
Son dönem Türkiye’de yaşanılan adeta bu asrın son soykırımı sayılabilecek olayların tam içindeydim. 15 Temmuz kumpas hareketi başladıktan bir kaç gün sonra kendimi zalimlerin pençeleri arasında bulmuştum. Zaman geçtikçe bu tür olayların ne ilk olacağını ne de son olacağını anlamıştım.
Ama yapılacak bir şey vardı: Zalimin oluşturduğu algı ve yazdığı tarihe karşı cılız bir ses olsa da sesimi çıkarmak doğruları haykırmak yazmak ve tarihe not bırakmaktı. Bugünkü zalimin söylediğinin tersini haykırıyorum: Ben hain veya terörist değildim. Tarihe ve gelecek nesillere mağduriyet, mazlumluk ve haklılığımı ifade adına yazmaya başlamıştım.
Güçlünün ve güçlü zalimin yazdığı tarih karşısında söylediklerim ve yazdıklarım ne ifade ederdi bilemiyorum.
Ama Hz. İbrahim’in ateşine odun atanların yanında karıncanın ağzından bir damla su ile ateşi söndürmeye çabalaması gibi en azından ben de haklının yanında olduğumu zalimin yanında olmadığımı ifade adına bunları yazdım.
Sonuçta, takdiri tarihe bırakılmakla beraber bugün ancak bunu yapabiliyordum; ben de yaptım. Takdir okuyucu ve yaratana aittir.

Hasan Yüksel

• Language: Türkçe
• Publisher: Crab Publishing
• Release date: May 21, 2024
• ISBN: 9798215545515

Hasan Yüksel

1965 yılında Şanlıurfa’nın Sancak köyünde doğdum. İlkokul ve liseyi Urfa’da bitirdim. Üniversitede biyoloji öğretmenliği okudum.MEB’in her kademesinde öğretmenlik ve idarecilik yaptım. Pasifik ülkelerinde üç yıl idarecilik ve öğretmenlik yaptım.Yüksek lisans ve doktora çalışmalarımla üniversitede öğretim görevlisi oldum ve idari kadroda yer aldım.Evliyim, üç çocuğum var. Şu an Avrupa’da mülteciyim.Yirmi beş yıl devlette ve özel okullardaki eğitimciliğim ve son on yıldaki üniversitedeki eğitimcilik hayatımdan sonra bir gün aniden ‘terörist’ ilan edildim. Tutuklandım. On sekiz ay cezaevinde kaldım. Bu da yetmedi ceza da aldım.Bütün bunlara rağmen memleketime, yurduma, vatanıma kızmadım. Fakat suçsuz yere daha fazla ülkemde suçlu muamelesi görmek istemedim. Ve bir gün bir gemiye binip meçhule yol aldım.Yine de bir gün ‘O GEMİ GELECEK’ ümidindeyim.

Book preview

ÖN SÖZ

Bu kitapta anlatılan olaylar ne ilktir ne de son olacaktır. Tarih bize birçok zalimi ve birçok mağduru anlatmaktadır.

Son dönem Türkiye’de yaşanılan adeta bu asrın son soykırımı sayılabilecek olayların tam içindeydim. 15 Temmuz kumpas hareketi başladıktan bir kaç gün sonra kendimi zalimlerin pençeleri arasında bulmuştum. Zaman geçtikçe bu tür olayların ne ilk olacağını ne de son olacağını anlamıştım.

Ama yapılacak bir şey vardı: Zalimin oluşturduğu algı ve yazdığı tarihe karşı cılız bir ses olsa da sesimi çıkarmak doğruları haykırmak yazmak ve tarihe not bırakmaktı. Bugünkü zalimin söylediğinin tersini haykırıyorum: Ben hain veya terörist değildim. Tarihe ve gelecek nesillere mağduriyet, mazlumluk ve haklılığımı ifade adına yazmaya başlamıştım.

Güçlünün ve güçlü zalimin yazdığı tarih karşısında söylediklerim ve yazdıklarım ne ifade ederdi bilemiyorum.

Ama Hz. İbrahim’in ateşine odun atanların yanında karıncanın ağzından bir damla su ile ateşi söndürmeye çabalaması gibi en azından ben de haklının yanında olduğumu zalimin yanında olmadığımı ifade adına bunları yazdım.

Sonuçta, takdiri tarihe bırakılmakla beraber bugün ancak bunu yapabiliyordum. Ben de yaptım. Takdir okuyucu ve yaratana aittir.

Hasan Yüksel

24 Ocak 2024, Almanya

GİRİŞ

Evet, zulüm ne benimle ne seninle ne de diğeri ile başladı.

Bunlar hep olmuştu gelecekte de olacaktır. Ders alabilirsek az zararla kurtulabiliriz.

Son dönemin mazlum ve mağdurları ile beraber benim de bir hikâyem vardı. O mağdurların arasında ben de vardım. Onların hikâyelerinin bir benzerini ben de yaşıyordum.

İki yıl cezaevinde kaldım sonra denetimli serbestlikle bırakıldım. Haftada üç gün karakola imza vermeye gidiyordum.

Pasaportum iptal edilmişti. Yurt dışına gidemiyordum. Yurt dışına çıkma yasağım vardı. Dışarda iken mahkemelerim devam etti ve sonrasında mahkûmiyet kararı aldım.

Yapacak bir şeyim kalmamıştı. Ya tekrar cezaevine dönecektim ya da yurt dışına çıkacaktım.

Ve birçok tehlikeyi göze alarak kendimi yurt dışına attım.

Daha önce ‘O Gemi Gelecek’ isminde cezaevi hatıralarım ve ‘Mülteci’ isminde kendi hikâyemi yazdığım kitaplarım Crab Publishing’de yayımlandı.

Okumalarım araştırmalarım bazı cevapları bulmak içindi.

Gerek kader yönüyle gerek hikmet yönüyle gerekse de yaşadıklarımdan ders çıkarma ve sonraki nesillere bazı doneler bırakma arzusundaydım. Bunları yazarken de kendime cevaplar arıyordum.

Tarih tekerrür ediyor. Mazlumlar ve mağdurlar hep olduğu gibi zalimlerde hep olmuştur.

Bu hayat yolculuğu devam ederken bilemediğimiz hikmet ve sırlardan dolayı mazlum ve mağdurlar bu dünya yolculuğuna devam ederken zalimler de sonları geldiği zaman ölüp gitmişlerdir.

Ama şu bir gerçek ki mazlum ve mağdurlar eski hayatlarına geri dönemiyor. Yeni bir hayat yeni bir coğrafyada devam edip duruyor.

Adetullah bu dünyada zalime zalimlik rolü verirken mazluma mağdurluk rolü veriyor. Sevabı ve cezasını öbür dünyada göreceğiz.

Yeni coğrafyalarda yeni hayatlara başlayan mağdurları bekleyen birçok sıkıntı var. Tarihte benzer vakaları ele alarak özellikle top yekûn mağdurlar ve kendimin varacağı noktaları tespite çalışıp kendimce tedbirler almaya çalışıyorum.

Belki bu tecrübeler bizden sonrakilere ders olur ona göre tedbirler alırlar ümidindeyim.

Bundan sonra da zalimler bitmeyecek ve mağdurlarda bitmeyecek ama en azından yeni mağdurları bekleyen tehlikeler nelerdir onları neler bekliyor ve nelerle uğraşacaklar neler yapmalılar.

Şu bir gerçek ki insan sevdiklerinin hayatından pay alırmış sevdiklerinin yoluna koyulanlar onların kaderini bir nebzede olsa da yaşamaya mahkûmlar.

Adetullah böyleyse de bize verilen akılla en az hasarla tehlikeleri bertaraf etme çabasında olmalıyız.

Umarım bu kitapta bir nebzede olsa olanları anlama mazlum ve mağdurların sıkıntılarını giderme ve bizden sonrakilere bir ders mahiyetinde bir gayret olmuş olur.

Gayret bizden, kalplere kabul ettirme Allahtan.

Tarihsel perspektifle bakıldığı zaman tarih benzer olaylarla doludur maharet ayırt edip ders almaktır.

Tarihe felsefi açıdan bakan İbni Haldun, ‘Günümüzde olan geçmişte de olmuştur’ der.

İbni Haldun’a göre, kahramanları dışında yaşananlar koşullarına göre hep benzerlikler taşır. Çünkü tarih insanla oluşmuştur; onun doğasında bulunan zaaf, hırs, ihtiras ve diğer duygular her dönemin insanında mevcuttur.

Türkiye’de Hizmet Hareketinin maruz kaldığı zulüm soykırım ve hukuksuz uygulamalar sonucu yurt dışına çıkmak zorunda kalan ve yurt içinde kalan hizmet bireylerini ve hizmet hareketini bekleyen tehlikeler nelerdir? Bu tehlikeleri tarih perspektifinde inceleyip benzer olayları ele alıp sonuçtan ders çıkarmak bugün bize düşen vazifedir.

Eğer bugün dersler çıkarmazsak bir süre sonra aynen başka bir grup veya hareket için de bu yaşanan sıkıntılar aynen devam edecektir.

Bizler bugün yapılan şeyleri hep kadere yükleyip işi oluruna bırakamayız. Belki benzer olaylara bakıp adetullahın bu tür olaylarda nasıl işlediğini görmek, tespit etme gayreti içinde olmamız bugün en önemli vazifemizdir diye düşünüyorum.

Aksi taktirde tarih, her zaman güçlünün haklı mazlumun haksız olduğunu tekrarlayıp duracaktır. Ve maalesef bugün de olduğu gibi tarih sahte kahramanlarla ve hain mazlumlarla dolu olacaktır.

Bu araştırma ve yazı ile tarihe not düşüp bugünün mazlumlarının hakkını vermek ve bugün güçlünün kahraman dediklerinin aslında hain olduklarını göz önüne sermektir.

Bugün Türkiye'de Hizmet Hareketi üyelerinin maruz kaldığı zulüm, hukuksuz uygulamalar ve iç politika baskısı önemli bir araştırma konusudur.

Bu kitap, Hizmet Hareketi'nin iç ve dış politika etkileşimlerini, üyelerinin yaşadığı zorlukları ve tehlikeleri, Türkiye'den yurtdışına kaçanların durumunu ve hareketin geleceğini ele alacaktır.

Türkiye'de Hizmet Hareketi, özellikle son yıllarda artan bir şekilde baskı, zulüm ve hukuksuz uygulamalarla karşı karşıya kalmıştır. Bu hareketin üyeleri hem yurt içinde hem de yurt dışında ciddi tehlikelerle karşı karşıyadırlar.

Hizmet Hareketi, Fethullah Gülen Hocaefendi’nin önderliğinde kurulan bir sivil toplum hareketidir.

Ancak son yıllarda, Türk hükümetinin [AKP HÜKÜMETİNİN] harekete yönelik artan baskıları, üyelerini zorlu bir konumda bırakmıştır. Bu kitap, Hizmet Hareketi üyelerinin maruz kaldığı tehlikeleri ve yaşadıkları zorlukları ele alacaktır.

Türkiye'de Hizmet Hareketi üyeleri, hükümet tarafından terör örgütü üyeleri olarak etiketlenmiş ve bu nedenle gözaltına alınmış, tutuklanmış veya işlerinden atılmışlardır. Bizzat dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından hukuksuzca, delilsizce daha 15 Temmuz 2016’nın ilk saatlerinde Hizmet Hareketini hedef göstererek çeşitli vasıf ve isimlendirmelerle toplum nezdinde şeytanlaştırmıştır.

Bu süreç, birçok kişinin yaşamını altüst etmiş ve toplum içinde derin yaralar açmıştır. Adil yargılanma hakkı ve ifade özgürlüğü gibi temel insan hakları ihlal edilmiştir.

Türkiye'de zulme uğrayan