Discover millions of ebooks, audiobooks, and so much more with a free trial

Only $11.99/month after trial. Cancel anytime.

Stressiz Yaşama
Stressiz Yaşama
Stressiz Yaşama
Ebook216 pages2 hours

Stressiz Yaşama

Rating: 0 out of 5 stars

()

Read preview

About this ebook

Stressiz Yaşama (Mustafa Arslan Külliyatı -1)
İÇİNDEKİLER
ÖN BİLGİ
ÖNSÖZ
1)- EVLADINI KAYBEDEN BİR KADININ FERYADI
2)- ZÜRİH'TE İNTİHAR BİNASI
3)- BAZI ZAVALLI ÜNLÜLER
4)- ÖLÜME BAKIŞ
5)- HAYATIN BÜTÜN KARELERİNE BAKIŞ
6)- HASTALIĞA BAKIŞ
7)- YAŞLILIĞA BAKIŞ
8)- GERÇEKLER YAŞLANINCA MI ANLAŞILIR?
9)- AMERİKA’YI YENİDEN KEŞFETMEK Mİ GEREK?
10)- HAYAT DURMADAN AKIYOR
11)- ANANA BAK GÖR HALİNİ
12)- GEÇİCİ KARANLIKTAN DERS ALMAK
13)- CAH (DÜNYA MAKAMLARIN)A BAKIŞ
14)- İBN-İ SELUL
15)- ÖMER BİN SA’D VALİLİK VE KERBELA
16)- AZİZ MAHMUD HÜDAİ HAZRETLERİ
17)- DÜNYA MALINA BAKIŞ
18)- EŞİTLİK MÜMKÜN MÜ?
19)- ÇATIŞMA YERİNE YARDIMLAŞMA
20)- ALLAH'I KULLARINA ŞİKAYET
21)- İBADETLER VE HUZUR
22)- İBADETLER KALBİ ALLAH’A YÖNELTİR
23)- NAMAZ VE HUZUR
24)- HAMD VE SENA
25)- İLTİFAT SANATI
26)- İSTEKLERİMİZ
27)- NAMAZ KÖTÜLÜK YAPMAYA ENGELDİR
28)- DUA
29)- MAKBUL DUALAR
30)- DUANIN ADABI
31)- DUANIN GÜCÜ
32)- RUKYE
33)- AMERİKA’DA HASTAHANE İMAMLARI
34)- BİRBİRİNE DUANIN GÜCÜ
35)- DUA VE İSA’NIN AĞZI
36)- BELA İSTEMEK
37)- AFİYET İSTEMEK
38)- "DUA ETTİM KABUL OLMADI" DENİR Mİ?
39)- KAVLİ DUA Fİ'Lİ DUA
40)- İNAYET-İ İLAHİ
41)- AHİRET İNANCI
42)- ESMA-İ İLAHİ AHİRETİ ANLATIYOR
43)- DÜNYA MI ÖNEMLİ AHİRET Mİ?
44)- OMUZUNDAN BAŞKA HEPSİ BİZE KALDI
45)- ALLAH'A ŞİKAYET
46)- HARAMDAN KAÇINMA
47)- BEN HİÇ UNUTMADIM
48)- HAZRETİ ÖMER’İN (RA) BORÇLARI
49)- İKİ KAPILI BİR HAN
50)- ZEVAL-İ LEZZETİN TASAVVURU ELEMDİR
51)- CENNETLE ARAMIZDA KALANLAR
52)- KADER İNANCI
53)- İYİLİKLER ALLAH’TAN KÖTÜLÜKLER KENDİMİZDENDİR
54)- KADER DEĞİŞİR Mİ?
55)- ŞAKİ GÖRÜNEN HAK DOSTU
56)- TEVEKKÜL
57)- STRES
58)- HAFAKAN
59)- SEN DUR DA BEN AĞLAYAYIM
60)- YAŞAYAMADIĞINA ÜZÜLMEK
61)- ALLAH'TAN RAZI OLMAK
62)- ASR-I SAADET
63)- İNSANLIK VE HUZUR
İSTİFADE EDİLEN KAYNAKLAR

LanguageTürkçe
PublisherRoh Nordic AB
Release dateJan 29, 2023
ISBN9798215860953
Stressiz Yaşama
Author

Mustafa Arslan

İlahiyatçı-YazarGaziantep İslahiye nüfusuna kayıtlı olan yazar 1960 doğumludur. Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi mezunudur. Evli ve dört çocuk babasıdır.TV programcılığı ve köşe yazarlığı da yapan Mustafa Arslan, yurt içinde ve dışında Kutlu Doğum, Aile içi iletişim, Çanakkale, Mevlâna, hicret, eğitim, gibi konularda konferanslar vermektedir.Çeşitli yayınevleri tarafından basılmış kitapları vardır.

Read more from Mustafa Arslan

Related to Stressiz Yaşama

Related ebooks

Related categories

Reviews for Stressiz Yaşama

Rating: 0 out of 5 stars
0 ratings

0 ratings0 reviews

What did you think?

Tap to rate

Review must be at least 10 words

    Book preview

    Stressiz Yaşama - Mustafa Arslan

    ÖN BİLGİ

    Bu asır, insanlığın inkarcılıktan stresle bunalıma girdiği bir dönemdir.

    Pislikleri misk-u amber diye yüze çalmaya çalışmak problemleri çözme yerine daha da arttırmaktadır.

    Ona yapılacak en büyük iyilik hastalığın, yaşlılığın, musibetlerin, ölüm korkusunun insan psikolojisi üzerinde yapacağı tahribatı önleyecek düsturları göstermektir.

    Bu kitapta, dünya hayatında insanın kendi gücüyle altından kalkmaya gücünün yetmeyeceği devasa problemlere karşı, kudsi mesajlara kulak vererek kâinat büyüklüğündeki bunalımlardan kurtaracak dünya ve ahiret hayatında mutlu olmanın yolları işaret edilmeye çalışılmıştır.

    Çok insanların bunu elde etmelerine vesile olması ümidiyle…

    ÖNSÖZ

    İnanmak, insanın fıtratına dercedilmiş çok önemli bir husustur.

    İnsanın kalbinde bulunan lümme ancak bununla tatmin olur ve dünya ve ahiret mutluluğunu elde eder. İnanmış insanın hayatın her karesine kendisini mutlu edecek bir bakış tarzı vardır. Dünyada insanları çıldırtacak seviyede kopan fırtınalar onu başkalarının onda biri kadar bile etkilemez.

    İmanlı insan en sağlam yere sırtını dayamıştır. Hayatta cereyan eden olaylara olumlu bakmasını ve her işten nasıl pay çıkarması gerektiğini iyi bilir ve huzurlu olur.

    O bilir ki yapılan her işin hikmetleri vardır.

    O bilir ki yüce yaratıcı abesle iştiğal etmez.

    O bilir ki başına gelenler kaderinde vardır. Kadere inanır kederden emin olur.

    O bilir ki insanlar zulmetse bile kader adalet eder.

    O bilir ki buradaki her işin hesabı ahirette görülecektir.

    O bilir ki buradaki sıkıntılar muvakkattir.

    O bilir ki mü’minler için sonsuz bir cennet vardır.

    O bilir ki ihtiyarlamak bu dünyadadır. İmanlıları sonsuz, yaşlanması olmayan bir gençlik beklemektedir.

    O bilir ki hastalıklar günahların dökülmesine vesiledir. Öbür tarafta hastalıkların yanına yaklaşamayacağı bir hayat sürecektir.

    O bilir ki sırtını en sağlam yere dayamıştır.

    O bilir ki haşa ne Rabbinde ne Efendisinde vefasızlık yoktur, sözünde durmamak yoktur, aldatmak yoktur.

    Bu anlayışın eksikliği halinde eşref-i mahluk yaratılan ve alay-ı illiyine yükselmeye namzet olan bu değerli varlık hep boşlukta yüzer, doyumsuz olur, bunalımlı bir hayat sürer ve esfel-i safiline düşmesi kaçınılmaz olur.

    Her türlü dünyevi imkana sahip olmasına rağmen huzurlu olmaktan fersah fersah uzaklarda kalan karşılaştığımız talihsiz insanlar bunun en büyük şahididir.

    İnancı ve ahirette hesap verme duygusuna sahip olmayan kişiler birbirlerinin canavarı olurlar. 20. asırdaki işlenen vahşetler bu bir bakıma talihsiz asrın en belirgin özelliklerindendir.

    Dünyada cereyan eden hadiselerin çok küçüklerinden bile paniğe kapılır. Kuyruklu yıldız dünyamıza çarpacak diye uyku uyuyamaz hale gelir. Stresler ve sıkıntılarla insanı çıldırtacak bunalımlı bir hayat sürmeye başlar.

    Yaşadığı buhranlar anaforundan kurtulmak için sarhoş olmaya koşar. Pislikleri misk-ü amber diye yüzüne gözüne sürer, kurtulmak isterken battıkça batar. Halini gizleyip huzurlu olmaya çalıştığını göstermeye çalışsa bile bu ancak belli bir süre için mümkün olur ve bunalımlar hayatını altüst eder.

    İhtiyarladığını düşündükçe çıldıracak duruma gelir fakat zamanı durduramadığı için çaresizlik içerisinde kalır.

    Hastalandığı zaman sanki başından kaynar sular dökülmüş gibi şoka girer.

    Ölüm korkusu kolunu kanadını kırar.

    Başına herkesin dünya hayatında herkesin maruz kalabileceği bir musibet geldiğinde çatlayacak gibi olur, şikayetlere başlar, yüzünden düşen bin parça olur.

    Ahirete gidince söylemeye gerek yok zaten onun işi bitiktir.

    Bu insana insanlık adına yapılacak en büyük yardım onlara inançla huzura ermenin yolunu göstermektir ve bu yeryüzünde peygamberlerle temsil edilen en büyük meslek ve vazifedir.

    İşte bu kitapta inancı kuvvetli ve zayıf olan insanların durumlarını karşılaştırarak gerçek saadetin yollarını göstermeye çalıştık.

    Hazreti Allah (cc) bize ihlas ve insanlığın dünya ve ahiret mutluluğuna vesile olacak güzel işler yapmaya muvaffak eylesin. Amin.

    Mustafa Arslan

    1)- EVLADINI KAYBEDEN BİR KADININ FERYADI

    İman insana hem dünyada hem de ahirette huzur verir. İslam insan hayatının her karesini kuşatmıştır. Onun getirdiği prensiplere göre yaşayanlar hangi şartlarda olurlarsa olsunlar dünya ve ahirette mutlu ve huzurlu bir hayat sürerler. İnkar ise bunalımdan bunalıma sürükler. Şatafatlı hayat sürmenin bütün imkanları önüne getirilse bile bu inkarcının bunalımını artırmaktan başka bir işe yaramaz.

    Şimdi tek evlâdını kaybetmiş, daha fecisi inançlarından kopmuş; fakat her türlü imkâna sahip bir anne Vecihe Şerif Egeli'nin iç parçalayıcı hazin ifadelerinin bir bölümünü beraberce takip edelim:

    Senden ayrıldığım günden beri ömrümü seni düşünmek ve sana ağlamakla geçirdim canım oğlum. Hayatımın geri kalan kısmı için de başka bir arzum ve düşüncem yok, Yaman'cığım.

    Bak bugün bininci gün. Nasıl yokluğunu içim sızlıyarak, beynim uyuşarak, seni ilk kaybettiğim günün hâlâ taptaze duran acısı ile anıyorum, arıyorum Yaman'cığım. Yanaklarımdan yuvarlanan gözyaşlarımda ilk günlerin yakıcılığı var...

    "Göz yaşlarımızdan meydana gelen bulutlar, etrafı görmemize mani olduğu saatlerde, onüçüncü gecesinde olan bu insafsız ay, yalancı parıltısı ile sabaha kadar kara ve korkunç Boğaz sulaüzerinde parladı durdu."

    Onun için aya dargınım ve kinliyim, evladım. Bin günden fazladır, yalnız senin için ağladığım ve yalnız senin hasretinle çilemi doldurduğum evimde bile mehtablı gecelerde bu ışığı görmemek için perdemi kapatıyorum, Yaman'cığım.

    Boğaz nasıl sevgime ihanet etti? Ay nasıl bu insafsızlığı yaptı, Yaman'cığım.

    Gece sabaha yaklaşıyor. Gün ışıkları göle düşmeden bakalım biraz uyuyabilecek miyim, evlâdım, Yaman'cığım.

    Otel bana kasvet veriyor, caddeler dar geliyor, kalabalık gönlümü karartıyor, bol ışıklı geceleri sona ermeyen bir zindan gölgesi halinde...

    Çok talihsiz ve paramparça kalbimle haykırarak, ağlayarak, dağ, taş başı boş dolaşmak için kıvranıyorum. Neden? Kaybettiğimi bulmak için mi? Yoksa günler ve aylardır bir tek cevap alamadığım haykırışlarıma, artık bana dar gelen bu dünyada, yeni ufuklar ve yeni dağlar arasından karşıma benim kadar talihsiz biri çıkar ümidiyle mi? Onu ben de bilmiyorum, Yaman'cığım. Sonra düşünüyorum, işte döndüm, dolaştım, dağlar, dereler, tepeler aştım, yine elim boş, kalbim boş, içim boş.

    "Günlerimi ve gecelerimi çılgınlık buhranları içinde geçirten ne acılar çektim. Bunların hepsini ayrı ayrı kanayan birer yara halinde, gönlümün binbir ızdıraba yataklık eden boşlukları içinde kendime saklıyordum.''

    Dünyamı kaplayan boşluk aynı korkunç ızdırabla beni sarıyor ve bu boşluğa, hatta bir gölge halinde, renk ve hareket verecek hiçbir şey de yok canım evlâdım.

    Bu, içimi altüst eden tufanın ancak bir kaç damlasını aksettirmeye uğraşan satırlar...(Sızıntı Mart 1985 İnançsızlık Tufanı Safvet Senih)

    2)- ZÜRİH'TE İNTİHAR BİNASI

    Zürih'e gittiğim zaman oradaki dostlarım beni bir binanın önüne götürdüler. Sonra da şu bilgileri anlattılar:

    "İsviçre Avrupa Birliği'ne seviyesi düşmesin diye girmiyor. Avrupa'nın en gelişmiş ülkesinin gayr-i safi milli hasılası İsviçre'ninkinin yarısını etmez. Almanya İsviçre'ye göre fakir sayılır. Zürih üç yıl üst üste dünyanın en rahat şehri seçildi. Burada rahatlık, para çok. Eğlence sınırsız gibi. Sosyal güvenlik çok güzel. Ama dünyevi her şey deniz suyu gibidir. İçtikçe daha çok yakmaya başlar. Sonunda patlama noktasına getirir. Buralarda inanç yok denecek durumda olduğu için sosyal güvenlik, eğlence, para, rahatlık gibi işler insanlara gerçek huzuru vereceğine bunalıma sürüklüyor. Sonra gelip bu binadan bir oda kiralıyor, doktora para veriyor ve durumuna göre 1000 dolarla 3000 dolar arasında masraf yaparak damarına zehir enjekte ettiriyor, uyuyor, bir daha kalkmıyorlar. Yani bu bina paralı ötenazi binası.

    İşte bu binayla ilgili haberler:

    Dünyada ötenazinin yasal olduğu iki ülkeden biri olan İsviçre'de 'Acı çeken herkes onurlu şekilde ölmeli' sloganıyla kurulan Dignitas, insanların ötenazi isteğini hem risksiz hem de ucuza gerçekleştiriyor. Zürih yakınındaki Schwerzenbach bölgesinde tekrar faaliyete başlayan Dignitas'ın bulunduğu binada, cenazelerin taşınması için özel bir asansör de yer alıyor.

    İsviçre hukuku, ölüm derneklerinin 'onurlu nedenlerle' intihar etmek isteyenlere yardım etmesine imkân tanıyor ancak masraflar haricinde bu işten para kazanılmasını yasaklıyor. Dignitas yetkilileri, organize edilen bir intiharın yaklaşık 10 bin dolara mal olduğunu belirtiyor.

    12 SAATTE TAMAMLANIYOR

    Bütün yasal prosedürler 12 saat içinde tamamlanıyor. İşlemlerin bitmesinden hemen sonra ölümü seçen kişi bir odaya alınıyor ve kendisine ölüm uykusuna dalması için gerekli ilaç veriliyor. Derneği kuran Ludwig Minelli, 'İnsanları acı çekerek yaşamasını kabullenemiyoruz. Organizasyona çok talep var' diyor. İsviçre'deki benzer kuruluşlara kıyasla Dignitas'ın ülke dışından da çok sayıda müşterisi olduğu belirtiliyor.

    İsviçre, çareyi ölümde arayan binlerce insanın akınına uğruyor. Çünkü burada ötenazi izni hem çok kolay alınıyor hem de çok ucuza maloluyor Dünyada ötanizinin (ölüm hakkının) yasal olduğu iki ülkeden biri olan İsviçre, artık 'ölmek isteyen' binlerce insanın son durağı oluyor. Başkent Zürih'te 'Acı çeken herkes onurlu şekilde ölmeli' sloganıyla kurulan 'Dignitas Derneği', insanların ötenazi isteğini hem risksiz hem de ucuza gerçekleştiriyor. (28 Kasım 2008 Star gazetesi)

    Parayla intihar edilen İsviçre'deki ötenazi binası

    İskandinav ülkeleri 20. asırda insan hakları, demokrasi ve ekonomik gelişmeler açısından örnek ülkeler olarak anlatılır.

    Oraya gittiğimde beni misafir eden arkadaşlarım ülkenin durumunu anlatmak için Norveç’in beş yıl üst üste dünyanın en rahat ülkesi seçildiğini anlatmışlardı.

    Bütün bunlara rağmen isminden bahsettiğimiz ülkelerde inanç da o derece az. Bu önemli sebepten dolayı intihar oranı da

    Enjoying the preview?
    Page 1 of 1