Arındırıcı 3: Ceket

By Inger Gammelgaard Madsen

\"Bertram polise gitmeye ve çaldığı ceketin içinde bulduklarını anlatmaya korkar. Çünkü kendisi de kanunla başının derde girmesini istemeyen, aranan bir suçludur. Bir akşam, biraz içki ve esrar sonrasında isimsiz bir ihbar yapmayı dener, ancak polis ona inanmaz. Bertram daha sonra annesinin hayatının tehlikede olduğunu fark eder. Onu uyarmaya çalışır ama annesini de inandıramaz. Annesini takip etmeye başlar ve tanımadığı bir adamla buluştuğunu görür.
Bertram adamın kim olduğunu sorduğunda, annesi erkek arkadaşı olduğunu, mahalleden taşınarak birlikte yeni bir hayata başlamayı planladıklarını itiraf eder. Bertram adamın nerede yaşadığını bulur ve evine girerek bilgi toplamak ister. Adamın eşyalarını karıştırırken çok sayıda sahte pasaportla birlikte, çaldığı deri ceketin üzerinde olduğu bir fotoğraf bulur.

Arındırıcı altı bölümlük bir eserdir.\"

• Language: Türkçe
• Publisher: SAGA Egmont
• Release date: Aug 28, 2019
• ISBN: 9788726233605

Book preview

purchaser.

Arındırıcı

Bölüm 3:6

Ceket

Kapı çaldığında Bertram irkildi. Kapıyı açmadan önce aceleyle sigarasını söndürdü.

Felix içeri daldı ve sessizlik içinde Bertram’ın odasına gitti.

O videoları gördün mü? diye sordu Bertram boğuk bir sesle. Hafta sonu boyunca Felix’e ulaşamamıştı, çünkü Felix 16. yaş gününü kutlamak için ailesiyle birlikte İsveç’te yaşayan büyükanne ve büyükbabasını ziyarete gitmişti. Cep telefonu uluslararası aramaya kapalı olduğu için de ulaşılamıyordu.

Gerçek olduklarından emin misin? diye sordu Felix yutkunarak.

Hem intihar hem de araba kazası gazeteye ve haberlere çıktı.

Ve anlıyoruz ki, ikisi de aslında göründüğü gibi değil.

Ne bok yiyeceğiz Felix?

Bertram yatağında oturuyor, üzgün gözlerle Felix’e bakıyordu. Grubun en zekisi Felix’ti ve telefonda konuştuklarında, polise gidip dikkati üzerlerine çekmemenin en doğrusu olduğunu düşündüğünü söylemişti. Bu konuda hemfikirdiler.

Ceketin kime ait olduğunu bulmamız lazım. Sonra belki o kişiyi polise ihbar edebiliriz.

Ama bu insanları öldürenin o ceketin sahibi olup olmadığını bilmiyoruz ki...

Felix Bertram’ın sandalyesine oturdu ve sarı saçlarını kaşıdı. Bugün onları tepesinde toplamamıştı. Açık bıraktığı saçları omuzlarına dökülüyordu.

USB belleği ceketin içinde bulmadık mı? Başka neden onu yanında gezdirsin ki?

Bertram aynı fikirdeydi.

Nihayet bu konuyu biriyle konuşabiliyor olmak ona iyi gelmişti. Annesiyle birkaç gündür araları bozuktu. Böyle zamanlarda hiç konuşmazlar ve birbirlerinden mümkün olduğunca uzak dururlardı. Bu da iki odalı küçük bir dairede oldukça zor olurdu. Gerçi zaten annesi onun söylediklerine inanmıyordu.

Onu zar zor ikna edip şu gizli sayfayı göstermek için bilgisayar başına oturttuğunda da internet bağlantısı kopmuştu. Eva Maja da keyifsizce başını sallayarak onu hayal ettiklerini gerçek sanan bir yalancı olmakla suçlamıştı. Sayfayı da insanları korkutmak için kendisi kurduğunu düşünüyordu.

Hem gerçek olsa bile sana ne, Bertram? Bir gardiyan ve bir avukattan bahsediyoruz. İkisini de tanımıyorsun. Belki de ölmeyi hak ettiler, ne biliyorsun? Tıpkı babanın öldürdüğü adam gibi.

Babasının lafı geçince Bertram’ın tüyleri diken diken oldu. Sonra başını iki yana sallayarak