Arındırıcı 6: Temizlik

By Inger Gammelgaard Madsen

\"Vakadaki yeni bilgiler ışığında, Roland Benito, gardiyanın intiharını yeniden incelemeye girişir. Artık Uwe Finch’in gerçekte kim olduğunu kesin olarak bilmektedir ve bunu Anne Larsen’le paylaşmaya karar verir. Uwe Finch’in parmak izini ilk alan kişinin Larsen olduğunu öğrenen Roland, Larsen’in polis soruşturmalarında büyük faydalar sağladığını anlar. Bertram, annesine olanları öğrenince şoke olur. Birden TV2 Doğu Jutland muhabiri Anne Larsen gelir. Bertram onun önünde kendini kaybeder ve her şeyi anlatır. Larsen ona hemen kaçmaları gerektiğini söyler. Ama artık çok geçtir. Roland arabasının radyosundan yeni bir ölüm haberi duyduğunda Anne Larsen’in de tehlikede olabileceğinden korkar ve onu aramak ister, ancak yanıt alamaz. Sonra bir telefon gelir ve Larsen’den olduğunu umarak açar. Ancak arayan intihar vakasındaki polislerden biri olan Leif Skovby’dir. Leif, Roland’la buluşmak ister. Anlattıkları ise her şeyi netleştirir. Roland, Larsen’in telefonunu izlemek için memurla birlikte yola çıkar, ama çok geç olmadan onu bulabilecek midir?

Arındırıcı altı bölümlük bir eserdir.\"

• Language: Türkçe
• Publisher: SAGA Egmont
• Release date: Aug 28, 2019
• ISBN: 9788726233582

Book preview

purchaser.

Arındırıcı

Bölüm 6:6

Temizlik

Mark Haldbjerg, Neden yine buna bakıyorsun? diye sordu, Roland’ın zaten gergin vücudunu şöyle bir sarsarak. Roland onun geldiğini duymamıştı. İşe erken gelmişti, çünkü adli tabibin Julius Habekost’un intiharıyla ilgili raporunu yeniden okumak istiyordu. Karina, Viktor Enevoldsen ile birlikte Sealand’e gitmişti.

Günaydın, Mark. Bir şey yok, sadece göz gezdiriyorum, dedi.

Julius Habekost’la ilgili yerlere göz gezdirdiğini görüyorum. O dava kapandı, Roland.

Mark ceketini askılığa astı ve kravatını düzeltti. Bugün Viktor Enevoldsen’le birlikte yürüttüğü bir disiplinsizlik vakasıyla alakalı basın toplantısı yapacaktı. Acil Servis’teki nöbetçi polis memurlarından biri, 112’yi arayan bir vatandaşa uygunsuz davranmıştı.

Biliyorum, ama...

Mark saatine baktı ve bir fincan kahve için halen vakti olduğuna kanaat getirdi.

Kahve ister misin? diye sordu kahve makinesinin yanından. Roland evet anlamında bir şeyler mırıldandı.

Mark fincanı Ronald’ın yanına koydu ve masanın karşı tarafına, kendi bilgisayarının başına oturdu.

Bu arada, dün öğleden sonra emniyet müdürüyle yaptığın dostane görüşme nasıl geçti? diye sordu gülerek. Halbuki pek gülünecek bir durum yoktu.

Roland, üzerinde Gregor Petrov’a ait olan parmak izinin bulunduğu sigara jelatiniyle ilgili olarak, Anne Larsen’i içermeyen bir hikâye uydurmak zorunda kalmıştı. Bir düşünceyi gece zihninde birkaç kez döndürür ve kendine gerçek gelmesini sağlarsa, yalan söylüyormuş gibi hissetmeden emniyet müdürüne sunabiliyordu. Bu sayede durumdan kaçması gerekmiyor, ulusal polis teşkilatının kaynaklarını özel bir meselede kullandığı için küçük bir azar işiterek paçayı kurtarıyordu.

Bu sabah iki çöpçünün bir ara sokakta bulduğu kadın cesedini duymuşsundur, değil mi? diye sordu Roland.

Duydum. Uyuşturucu bağımlısı bir kadınmış.

İnternetteki haberler öyle söylüyor. Tamamen sıradan bir aşırı doz durumu... Fakat boynunda şırıngayla ölen kişi Eva Maja Karlsen: Patrick Asp’in karısı.

O da uyuşturucu bağımlısı mıydı? Sanki öyle bir şey hatırlıyorum...

Evet, Asp çete işlerindeyken ikisi de kullanıyordu, ama kadın hamile kaldığında işler değişti. Bildiğim kadarıyla Patrick Asp çetelerden ayrıldı ve uyuşturucu kullanmayı bıraktılar.

"Yani Patrick Asp’in kendi elleriyle