Arındırıcı 5: Sırada Sen Varsın

By Inger Gammelgaard Madsen

\"Anne Larsen, Roland’a Uwe Finch’in bir fotoğrafını gösterir. Roland adamı tanır gibi olur. Gözlerinin birbirine çok yakın olması dikkatini çekmiştir. Ama benzettiği adam olamayacağını düşünür, çünkü o adam yıllar önce bir otel yangınında ölmüştür. Parmak iziyle adamın kimliğini belirleyen ve gerçekten düşündüğü adam olduğunu bulan Roland, neden yeni bir kimlikle ortaya çıktığını ve neden Aarhus’ta olduğunu bulmaya çalışır. Bertram’ın annesi deri ceketi oğlunun odasında bulmuştur ve esas sahibi olan erkek arkadaşına geri vermek ister. Bertram bir kez daha onu inandırmaya, hayatının tehlikede olduğunu anlatmaya çalışır. Ancak annesi öfkeyle onu dinlemeyi reddeder. Oğlunun kıskançlık yaptığını öne sürer ve onu kendi kız kardeşini öldürmüş olmakla suçlar. Bertram öfkeden deliye döner, biraz esrar içer ve televizyonun karşısında uyuyakalır. Esrarın etkisindeyken bir anda korkunç gerçeği fark eder. Sabah olduğunda kendinden geçerek daldığı uykudan uyanır ve annesinin gece eve gelmediğini anlar.

Arındırıcı altı bölümlük bir eserdir.\"

• Language: Türkçe
• Publisher: SAGA Egmont
• Release date: Aug 28, 2019
• ISBN: 9788726233599

Book preview

purchaser.

Arındırıcı

Bölüm 5:6

Sırada Sen Varsın

Anne Larsen, Roland’ın Højbjerg’deki evine daha önce gitmişti, ama bu davet edildiği ilk ziyaretiydi. Yani bu açıdan öncekilerden farklıydı. Roland, saat geç olsa da gelebileceğini söylemişti. Gerçi şimdi bundan pişman olmuştu ama Anne’nin sesinde değişik bir şey sezmişti: Önemli bir şeyler bildiğini gösteren bu ses tonunu hatırlıyordu.

Komisyon’daki birinden bilgi almak için kendince bir yol deniyor olabilirdi, ama durum böyleyse eskiden olduğu gibi onu kovardı.  Oturmuş Anne Larsen’i beklerken, merkez polis karakolunda çalıştığı eski günleri ne kadar özlediğini fark etti. Basınla ilgili olan şeyleri elbette özlemiyordu, ama Anne Larsen farklıydı. Yetenekli bir gazeteciydi, hatta başarılı bir polis dedektifi bile olabilirdi. Ellerini kirletmekten korkmuyordu. Hazırladığı haberde bir mahkûmun aşırı dozda uyuşturucudan öldüğünü ve bir gardiyanın intihar ettiğini bildirmişti. Komisyon’un işine yarayacak bir şeyler biliyor olabilir miydi?

Irene onları yalnız bırakmak istemişti; Anne kapıyı çaldığında çoktan uyumaya gitmişti.

Angelo tüm cana yakınlığıyla misafiri kapıda karşıladı. Anne biraz gergin bir tavırla bu iri çoban köpeğinin başını hafifçe okşadı. Hayvanlara alışkın olmayan biri kendini nasıl da hemen belli ediyordu. Roland köpeği sepetine yatırmak için sadece parmağıyla o yöne işaret etti.

Anne ceketini çıkarırken, Çok iyi eğitmişsin, dedi ve gülümsedi.

Polis köpeğidir, diye karşılık verdi Roland. Bir şeyler içmek ister misin? Biraz Barelo var.

Çok az alırım. Araba kullanacağım, o yüzden... Irene nerede?

Yatmaya gitti. Saat epey geç, biliyorsun.

Biliyorum ve biraz ısrarcı davrandığım için tekrar özür diliyorum. Bir konuda yardımına ihtiyacım var.

Bu sözler Roland’ı biraz endişelendirdi. Temiz bir kadeh buldu ve Anne’ye biraz şarap koydu. Kendi kadehinde halen biraz vardı. O ve Irene sıradan bir hafta içi akşamı kaliteli bir şişe şarap açmazlardı, ama o gün kutlamaya değer bir gündü. S.S.C Napoli, doğduğu yerin en iyi takımı, büyük bir zafer kazanmıştı.

Ne tür bir yardım istiyorsun, Anne? diye sordu otururken. "Komisyon tarafından