Devran

By Akif Toprak

“Her sanat dalı gibi şiir de, netice itibarıyla nâmütenâhiyle sarmaş-dolaş değilse kısır ve sönüktür. Sonsuz güzelliklere meftun insan ruhu, sonsuza tutkun insan gönlü, ebedden ve ebedîlikten başka bir şeyle tatmin olmayan insan vicdanı, sanatkâra hep öteleri kurcalamayı fısıldamaktadır. Kalb, ruh ve vicdanından yükselen bu inilti ve iştiyakları hissetmeyen sanatkâr, bütün bir hayat boyu eşyanın dış yüzünü taklitle uğraşır durur da, bir kerecik olsun bu tenteneli perdenin ötesini görmeye muvaffak olamaz.”
Bu kitapta, birçok dünyevî birikimini bir anda kaybettikten sonra o “tenteneli perde”nin ötesini görmeye çalışan bir gönlün kaleminden damlayanları okuyacaksınız. Heyecan, ümit, hüzün, ızdırap ve acıma duygularının iç içe girdiği şiirlerde kendinizden bir parça bulacaksınız...

• Language: Türkçe
• Publisher: Crab Publishing
• Release date: Oct 3, 2019
• ISBN: 9780463067178

Akif Toprak

Bursa doğumlu Akif Toprak eğitim hayatını farklı şehirde tamamlayıp tarihçi olmuştur. Doçent olduktan bir süre sonra KHK ile görevinden alınmıştır. Evli ve iki çocuk babası olan yazarımız birçok 15 Temmuz mağduru gibi farklı bir işle hayatını devam ettirmektedir.

Book preview

FASL-I

ÂMENNÂ

ALLAH’TIR O

Dost olarak Allah yeter, gayrısına yok ihtiyaç,

Kâinatta ne var ne yok bir bak, her şey O’na muhtaç.

Hayy-u Kayyum’dur, var olan varlığını O’na borçlu,

Bunu kabul etmeyip, sırtını dönen asıl suçlu.

Rahman-u Rahim’dir, dört bir yanı kuşatmış merhamet,

Masum yavrulara bak, rızkı gelirken çekmez zahmet.

Cevad-u Kerim’dir, nimetlerini verdikçe verir,

O’nun izzet-u ikramı olmasa dönmez bu devir.

Malik-ül mülk’tür, varlığına zenginliğine güvenme,

Yar-ı Hakiki’dir O, sevmediğini sen de sevme.

Bütün varlık toplansa, engelleyemez yardımını,

Mazlumun imdadına yetişir, siler zararını.

Aziz-ü Cebbar’dır, başın dik salınarak gezinme,

Tüm saltanatını başına yıkar tek bir hamlede.

Kadir-i Mutlak’tır, en ağır ef’al O’na zor gelmez,

Ol der oluverir, imkânsız nedir kudreti bilmez.

Allam’ül Guyub’tur, ilminin yoktur hududu, sınırı,

Şah damarından da yakın, nasıl olur gizli saklı.

Semi’dir, Basir’dir, sanma derdimize bigânedir,

Mahzun olma ey dostum, halimizi görüp işitir.

Rabbi Rahim’dir, koca güneş olmuş elinde terbiye,

Hangi kuvvet gelip onu çevirebilir geriye.

Gafur-u Tevvab’dır, ne kadar etsen de ihanet,

Tevbeni kabul eder, var mı daha güzel inayet.

Adl-u Hakem’dir, bu dünyanın vardır ahireti,

Hakkını alırsın bir şekilde, görürsün adaleti.

Halim-u Vedud’dur, gerçek sevgiliyle berabersin,

Aşk-u iştiyakla bağlansan O’na, ne kaybedersin.

Kuddüs’tür, kâinatta görülür zahmetsiz temizlik,

Bir yağmur yağdırır, bir bahar getirir, kalmaz pislik.

Ferd-ü Vahid’dir, eşi menendi yoktur, birdir yekta,

Kul hakkıyla beraber, şeriki kabul etmez asla.

Latif’tir, O’nun lütfu değil midir şu hayatımız,

Lütf-u keremini kesse, nasıl sürer varlığımız.

Ya İlahi! Merhamet et, günahlarımızı affet,

Sorgu sual gününde Resulü Ekrem ile haşret.

Ya Bâki Ente’l Bâki, aciz kulunun ömrü fani,

Bilinmek istemişsin, varlığını bildir yüce Sâni.

Şâfi’dir, şifa verir, bedende bırakmaz, hastalık dert,

İlahi füyuzâtıyla, ruha da verir afiyet.

Sübhan’dır, ne kadar yapılırsa azdır, övgü senâ,

Ruhunu erit Hak yolunda ki O’nda bul fenâ.

Azîm-u Muazzim’dir, yüceliği mühür her yerde,

Hüsrana uğramazsın, azametinin gölgesinde.

Hâdi’dir, kullarına yol göstermede yoktur eşi,

Resulü Kibriyâ’dır, hidayet yolunun güneşi.

Hû dersin, O’nu yâd edersin, aldığın her nefeste,

Hû dersin, hayata tutunursun, olmazsın kafeste.

Hamîd’dir, kulları hamd ederek başlar Fatihâ’ya,

İlmek ilmek işler, verdiği nimetleri her duaya.

Kahhar-u Müntakîm’dir, bırakmaz kimsenin âhını,

Zalimin kökünü kazır, duyar mazlumun feryadını.

Fâil-u Habîr’dir, kadere işlenmiş her bir perde,

O’nun haberi olmadan, yaprak dahi düşmez yere.

La ilahe illallah dersin, kurtarırsın kendini,

Muhammeden Resulullah deyip, bulursun yârini.

Allah u Ekber nidalarıyla yankılanır sema,

Dünya döndükçe döner, bu mübarek devran daima.

Rauf-u Rahim’dir, şefkati üstünde yoktur setre,

Bütün annelerin merhameti, okyanusta katre.

Urvet’ül Vuska’dır, ipine tutunan bilmez haybet,

O’nu bulan her şeyi bulur, budur tükenmez servet.

Esma’ül Hüsna’sı kaplamıştır bütün kâinatı,

Ne yazılırsa yazılsın, olamaz O’nun lâyıkı.

AH EFENDİM

Ah Efendim ah! Bilemedim kadr-u kıymetini,

Anlamadım ruhunun azameti heybetini.

Aradım durdum, gözümü açtığım günden beri,

Bulamadım kâinatın, kıymetli servetini.

Ah Efendim ah! Oysaki çok uzakta değildin,

İstesem hak yoluna revan olacak