Discover millions of ebooks, audiobooks, and so much more with a free trial

Only $11.99/month after trial. Cancel anytime.

Hatırat-ı Hindistan 2
Hatırat-ı Hindistan 2
Hatırat-ı Hindistan 2
Ebook176 pages57 minutes

Hatırat-ı Hindistan 2

Rating: 0 out of 5 stars

()

Read preview

About this ebook

Bir temmuz sıcağında indim gençliğimin baharından Delhi sokaklarına. Yavaştan sevdirmedi Hindistan kendini, ilk görüşte vuruldum kalabalıklar içinde saklı güzelliklerine, akıp giden insan seline, sokaklarına, danslarına, şarkılarına köklü kültürüne ve felsefesine. Benim gibi, bizim gibi ne gençler ne sevdalar indi Delhi, Kalküta, Hyderabad ve daha nice ismini bile hiç duymadığınız kadim şehirlerine Hindistan’ın. Hepsi aşkı ve nefreti yaşadı bu diyarlarda, hepsi kimi zaman deli gibi sevdi, kimi zaman nefret etti ama hep aşk ağır bastı ve gönüllerde bir zafer kazandı.
Bırakmaz bu aşk sizi, Şah Cihan gibi devasa bir mezar kurar içinizde, Kalküta’nın banyan ağacı gibi kökleri olmasa da dal budak salar en derinlerde, bir Tagor’un şiirlerine götürür:
Alışma bana, ne yapacağım belli olmaz..!
Bugün varım yarın birden yok olurum.
Dokunma bana, kapanmamış yaralarla doluyum.
Canımı acıtma, bir yarada sen açma..!
Sevme beni yoğun duygularımda kaybolursun tutuşursun.
İsteme beni, yasaklarla boğuşursun, engellerle doluyum.
Çözmeye çalışma sakın, seninle karışır iyice kördüğüm olurum..
Anlama beni, ben kendimi bilirim, ben böyle mutluyum.
Aşkı yaşatmamı isteme asla, ben aşka yıllardır inanmıyorum.
Güveniyorsan kendine, inandır aşkın varlığına.
Sonucunda öyle bir aşk yaşatırım ki..!
Vazgeçemezsin tutkun olurum.
Yıkabilirsen duvarlarımı, sakın bırakma beni.
Tüm tutkularım ve gücümün arkasında;
Hala minik bir çocuğum.
Büyütemezsen; kaybolurum...!
‘Alışma bana ne yapacağım belli olmaz’ der, bir bakarsın Shah Rukh Khan’ın yanında dansa kaldırır, yetmez alır götürür sizi Darjeeling’in çay bahçelerinde gezdirir, ‘Aşk benim’ der sadece ben, sonra alır seni Bombay’ın gettolarına, tenekeden evlerine sokar, Delhi’nin sonu gelmez trafiğinde, insanların bitmek bilmez vurdum duymazlığında, fakirlik, sefalet ve sokakların acımasızlığında çileden çıkartır ve ‘Unutma, nefret de benim, sadece benim’ der. Hiçbir zaman anlamaz, bilemezsin neden böyle yapar Hindistan. Kim bilir belki sebebini bulursunuz bu anıları okurken, görürsünüz aşkın ve nefretin parıltılı tozlarını satır aralarında.
Ne fakirliği, sefaleti, insan kalabalığı biter ne de festivali, bayramı, müziği ve dansı biter Raj Kapoor’un Nargis’inde. Kendisi de filmleri gibidir: Tam bütün hüznüyle çökerken üstünüze kasvet, birden başlar müzikler ve danslar, başlarsınız ritim tutmaya ve başlarsınız Hindistan olmaya. İşte böyledir oradaki duygu ama ya sev ya da nefret et, değil hem sev hem de nefret et duygusudur. İnce, görünmez bir hat vardır ikisi arasında. İşte orada yaşatır seni ve bir o yana bir bu yana götürüp getirir ruhunu.
İşte gençliğinin baharında bu gizemli ülkeye gidenlerin anılarını, aşklarını, heyecanlarını ve bazen de acılarını okuyacağınız bu ikinci kitap, amatör ama samimi; bir o kadar da naif ama duygulu gelecek size. Ama hepsinde gizlenen aşkı ve nefreti, cennet ve cehennemi bulacak ve okuyacaksınız.

Mertkan MURT

LanguageTürkçe
Release dateNov 20, 2023
ISBN9798215394274
Hatırat-ı Hindistan 2
Author

Ali Akkız

He was born in 1970 in Mersin, Turkey. He finished primary school in his village. He studied secondary school and high school in Alaşehir, and completed the last year of high school in Mersin. The reason for choosing Çukurova University, Faculty of Economics was that the medium language was English. As soon as he graduated, he worked as an "English and Economics" teacher in Bashkortostan. He compiled the 9 years he spent in Bashkortostan in "Kayıp Hilalin Peşinde-In Pursuit of the Lost Crescent". Between 2003-2013, he held various administrative positions in New Delhi, India. He compiled these 10 years in the book "Hindistan Kendini Yavaştan Sevdirir - India Lets You Love Her Slowly". He has been compiling the memories he lived during his administrative duties in Tanzania, where he lived for the last seven years, under the name of "Tanzania Notes". He has three lovely children, one European (Russia), the other Asian (India) and the last African (Tanzania). He likes history, literature and writing. He is ready to go anywhere in the world with his beloved wife. He categorizes the countries into two: "Fig grown countries and others".*1970’te Mersin’de dünyaya geldi. İlkokulu köyünde bitirdi. Ortaokul ve liseyi Alaşehir’de okudu, lise son sınıfı Mersin’de tamamladı. Çukurova Üniversitesi İktisat fakültesini tercih sebebi, eğitimin İngilizce olmasıydı. Mezun olur olmaz Başkurdistan’da “İngilizce ve Ekonomi” öğretmeni olarak görev yaptı. Başkurdistan’da geçirdiği 9 yılı “Kayıp Hilalin Peşinde” adlı eserde derledi. 2003-2013 yılları arasında Hindistan Yeni Delhi’de çeşitli idari görevlerde bulundu. Bu 10 yılı “Hindistan Kendini Yavaştan Sevdirir” adlı kitapta derledi. Son yedi yıldır yaşadığı Tanzanya’da idari görevleri esnasında yaşadığı hatıraları “Tanzanya Notları” adı altında derlemekte. Biri Avrupalı (Rusya), diğeri Asyalı (Hindistan) ve sonuncusu Afrikalı (Tanzanya) olmak üzere üç sevimli çocuk babası. Tarihi, edebiyatı, yazmayı sever. Sevgili eşiyle dünyanın her yerine gitmeye razı. Ülkeleri “İncir yetişen ve yetişmeyen” diye iki kategoriye ayırır.

Read more from Ali Akkız

Related authors

Related to Hatırat-ı Hindistan 2

Related ebooks

Reviews for Hatırat-ı Hindistan 2

Rating: 0 out of 5 stars
0 ratings

0 ratings0 reviews

What did you think?

Tap to rate

Review must be at least 10 words

    Book preview

    Hatırat-ı Hindistan 2 - Ali Akkız

    AŞK VE NEFRET

    Bir temmuz sıcağında indim gençliğimin baharından Delhi sokaklarına. Yavaştan sevdirmedi Hindistan kendini, ilk görüşte vuruldum kalabalıklar içinde saklı güzelliklerine, akıp giden insan seline, sokaklarına, danslarına, şarkılarına köklü kültürüne ve felsefesine. Benim gibi, bizim gibi ne gençler ne sevdalar indi Delhi, Kalküta, Hyderabad ve daha nice ismini bile hiç duymadığınız kadim şehirlerine Hindistan’ın. Hepsi aşkı ve nefreti yaşadı bu diyarlarda, hepsi kimi zaman deli gibi sevdi, kimi zaman nefret etti ama hep aşk ağır bastı ve gönüllerde bir zafer kazandı.

    Bırakmaz bu aşk sizi, Şah Cihan gibi devasa bir mezar kurar içinizde, Kalküta’nın banyan ağacı gibi kökleri olmasa da dal budak salar en derinlerde, bir Tagor’un şiirlerine götürür:

    Alışma bana, ne yapacağım belli olmaz..!

    Bugün varım yarın birden yok olurum.

    Dokunma bana, kapanmamış yaralarla doluyum.

    Canımı acıtma, bir yarada sen açma..!

    Sevme beni yoğun duygularımda kaybolursun tutuşursun.

    İsteme beni, yasaklarla boğuşursun, engellerle doluyum.

    Çözmeye çalışma sakın, seninle karışır iyice kördüğüm olurum..

    Anlama beni, ben kendimi bilirim, ben böyle mutluyum.

    Aşkı yaşatmamı isteme asla, ben aşka yıllardır inanmıyorum.

    Güveniyorsan kendine, inandır aşkın varlığına.

    Sonucunda öyle bir aşk yaşatırım ki..!

    Vazgeçemezsin tutkun olurum.

    Yıkabilirsen duvarlarımı, sakın bırakma beni.

    Tüm tutkularım ve gücümün arkasında;

    Hala minik bir çocuğum.

    Büyütemezsen; kaybolurum...!

    ‘Alışma bana ne yapacağım belli olmaz’ der, bir bakarsın Shah Rukh Khan’ın yanında dansa kaldırır, yetmez alır götürür sizi Darjeeling’in çay bahçelerinde gezdirir, ‘Aşk benim’ der sadece ben, sonra alır seni Bombay’ın gettolarına, tenekeden evlerine sokar, Delhi’nin sonu gelmez trafiğinde, insanların bitmek bilmez vurdum duymazlığında, fakirlik, sefalet ve sokakların acımasızlığında çileden çıkartır ve ‘Unutma, nefret de benim, sadece benim’ der. Hiçbir zaman anlamaz, bilemezsin neden böyle yapar Hindistan. Kim bilir belki sebebini bulursunuz bu anıları okurken, görürsünüz aşkın ve nefretin parıltılı tozlarını satır aralarında.

    Ne fakirliği, sefaleti, insan kalabalığı biter ne de festivali, bayramı, müziği ve dansı biter Raj Kapoor’un Nargis’inde. Kendisi de filmleri gibidir: Tam bütün hüznüyle çökerken üstünüze kasvet, birden başlar müzikler ve danslar, başlarsınız ritim tutmaya ve başlarsınız Hindistan olmaya. İşte böyledir oradaki duygu ama ya sev ya da nefret et, değil hem sev hem de nefret et duygusudur. İnce, görünmez bir hat vardır ikisi arasında. İşte orada yaşatır seni ve bir o yana bir bu yana götürüp getirir ruhunu.

    İşte gençliğinin baharında bu gizemli ülkeye gidenlerin anılarını, aşklarını, heyecanlarını ve bazen de acılarını okuyacağınız bu ikinci kitap, amatör ama samimi; bir o kadar da naif ama duygulu gelecek size. Ama hepsinde gizlenen aşkı ve nefreti, cennet ve cehennemi bulacak ve okuyacaksınız.

    Mertkan MURT

    ÖN SÖZ

    Hindistan’da yaşamış eğitimci gönüllülerin hatıralarının derlendiği bu ikinci kitabın okuyucuyla buluşması bana nasıl heyecan veriyor bilemezsiniz. Aslında bu hatıralar üç yıl önce derlenmişti. Ön sözünü bile rica etmiş, Mertkan Murt Bey’e yazdırmıştım. O da kendi penceresinden öyle güzel bir ön söz yazdı ki Yaşamayana ön söz yazdırılmaz. dedim içimden. Mertkan Bey hem yaşamış hem yazmıştı.

    Ben ikinci kitabı demlenmeye bırakmıştım. Bir de birinci kitabın ne kadar ilgi göreceğini merak ediyordum. Hatırat-ı Hindistan, Crab Publishing kitapları arasında üç yıl boyunca ‘En Çok İndirilen Kitap’ ünvanını korumayı başardı. Bence bu başarının altında eğitimcilerin fedakarlığı, yaşanan olayların tatlılığı, Hindistan’ın ilginçliği, hatıra kitabı olması, her hatıranın bizzat yaşananı tarafından kaleme alınması yatıyor.

    İkinci kitaba bir ‘baharat’ daha ekledik: Kalemin Dili Akademisi yazarları ile Zoom üzerinden bir araya gelip hatıraları tek tek edit ettik. 30 hatıra sahibinden 119 hatıra birbirinden kıymetli yazar ve şairlerin editinden geçti. Kitap okunduğunda dilinizde tadını hissedeceksiniz.

    Yazarlarla edit esnasında çok tatlı anlar yaşadık. Hepsi tebrik ve takdirlerini ifade ettiler. Kalemin Dili Akademisi’nin organizatörü, yazar ve şair Gökmenzâde Bey iltifatlarını hiç esirgemedi, bana ‘Asrın Evliya Çelebisi’ dedi. Halbuki ben onlarca Evliya Çelebi’nin hatıralarının sadece derleyeni idim. Hatta bazıları o kadar çok sayıda hatırasını paylaştı ki kendisi yazsa zaten bir kitap olurdu. Ben onların hatıralarını dört kitaba dağıttım.

    Bir diğer yazar da Okuyucusu bol olsun. Hindistan’ı okurlarınıza yaşatın. Yüreğinize, kaleminize, yaşanmışlıklarınıza sağlık. Güzel hatıralar biriktirin hep. Okurken ben de çok keyif aldım. İfadeleriniz güzeldi. diye hem dua etti hem iltifat.

    Bu kitapta, önceki kitabın takdim yazısında ifade ettiğim ‘Keşke hanımlar ve çocuklar da hatıralarını yazsa..." temennisinin gerçekleşmiş olduğunu göreceksiniz. Bu da kitabı daha kıymetli hale getiriyor. Çünkü biz oraya kadınıyla, çocuğuyla gitmiş, orada yaşamıştık. Onlarsız kitap eksik olurdu.

    Bu kitapla Hindistan’da mesai arkadaşlarıma verdiğim sözün ikinci kısmını da tamamlamış bulunuyorum. Onlara Hatıraları yazmak sizden, derleyip bunları bir kitap haline getirmek benden. demiştim. Öyle de oldu. Başta belirttiğim heyecanın bir sebebi de bu. Sırada bu serinin devamı üçüncü kitap, onun da ötesinde dördüncüsü var. O da ikinci kitabın göreceği ilgiye göre şekillenecek. Kim bilir belki bu kitapları ileride İngilizce olarak dünya okurlarına da ulaştırırız.

    Kitabın ‘hatıra koleksiyonerleri’ şu anda dünyanın dört bir tarafına dağılmış bulunuyor. Yeni güvenli ülkelerinde yeni maceralara yelken açtılar. Umarım orada hatıralarını kaydetmeye devam ederler. Aslında pratik olarak bu işlerin nasıl yapıldığını bizzat görmüş oldular. Bundan sonra herhangi bir tavsiyeye ihtiyaçları yok.

    Eskiden dedelerimizle iftihar ederdik. Şimdi dedelerimiz, babalarımız bizimle iftihar eder oldu. Yarın çocuklarımız ve torunlarımız da iftihar edecekler

    Enjoying the preview?
    Page 1 of 1