Discover millions of ebooks, audiobooks, and so much more with a free trial

Only $11.99/month after trial. Cancel anytime.

Tangofulness: Tangodaki bağlantı, farkındalık ve manayı keşfetmek
Tangofulness: Tangodaki bağlantı, farkındalık ve manayı keşfetmek
Tangofulness: Tangodaki bağlantı, farkındalık ve manayı keşfetmek
Ebook195 pages2 hours

Tangofulness: Tangodaki bağlantı, farkındalık ve manayı keşfetmek

Rating: 0 out of 5 stars

()

Read preview

About this ebook

Dünyada en çok dile çevrilmiş tango kitabı.

 

"Çok dokunaklı ve betimleyici. Okuduğumda zihnimde beliren şekil ve görüntüleri sevdim!"

Alejandra Mantiñan – Tangoda kişisel-gelişim yolunun Anlamı adlı bölüm için.
 

Bazıları için, tango sadece bir sosyal aktivitedir.

Daha derin anlamı yoktur, bir yolculuk değildir.

Sadece karışık ve tekrar tekrar kullanılan birkaç dans adımıdır.

Bu kitap o kişilere göre değil.

Bu kitap, tek bir sözcükte: Tangofulness'da anlam, bağlantı ve farkındalık arayanlar için.

Sarılmanın ve o sarılış içinde kendini güvende hissetmenin nasıl bir şey olduğunu bilenler; birkaç kez "hayatımın-en iyi-tandasıydı" anlarını yaşamış olanlar ve onlardan daha fazla yaşamak isteyenler için.

Hepsinden öte o, tangodaki anlamlı bağlantının kökenini keşfetmek isteyenler için, entelektüel bir süreç olarak değil, ama tangofulness'ı daha sık ve daha yoğun olarak pratik yoldan deneyimlemek isteyenler için.

 

Dimitris Bronowski ilk tango adımlarını 2009'da attı. 2019'da Avrupa'daki uzmanlar için en büyük pazarlama eğitimi şirketindeki CEO pozisyonundan, kendisini profesyonel olarak tutkusuna: tango'ya adamak için, ayrıldı. Çok satan "Tango Tips by the Maestros" (Maestrolardan Tango Tüyolari) kitabının yazarı, tango bloggerı ve tango inzivaları organizatörüdür. Vizyonu, bir milyon kişinin tango sayesinde kendilerine göre bir anlam içeren anları deneyimlemelerine yardımcı olmaktır. Not: Bu kitaptan elde edilen gelirler TangoForGood platformunu oluşturmak için kullanılmaktadır. Misyonumuz, tangoyu, alternatif terapi, palyatif bakım, travma şifası ve sosyal içerme için kullanan, tango projelerini güçlendirmektir.

LanguageTürkçe
Release dateApr 2, 2021
ISBN9781393887911
Tangofulness: Tangodaki bağlantı, farkındalık ve manayı keşfetmek

Related to Tangofulness

Related ebooks

Reviews for Tangofulness

Rating: 0 out of 5 stars
0 ratings

0 ratings0 reviews

What did you think?

Tap to rate

Review must be at least 10 words

    Book preview

    Tangofulness - Dimitris Bronowski

    Telif Hakkı © 2021 Dimitris Bronowski

    Imprint: Lulu.com

    Kapak Tasarımı: Nelly Savrani - Nelly tango organizasyonları, maestroları ve websiteleri için tasarım ve görseller yaratma konusunda uzmanlaşmış bir grafik tasarımcısıdır. Portfolyosunun bir kısmını incelemek ve onunla çalışmak için, Reader’s Online Environment’e bakabilirsiniz, ya da onu Facebook’ta: Nelly Savrani – Graphic Design veya @nellysavrani olarak arayabilirsiniz.

    Tüm hakları saklıdır. Bu yayının hiçbir bölümü yayıncının yazılı izni alınmadan, herhangi bir şekilde veya yolla çoğaltılamaz, dağıtılamaz veya iletilemez; buna fotokopi, ses kaydı, veya diğer elektronik veya mekanik metodlar da dahildir. Eleştirel incelemelerde yer alan kısa alıntılar, sosyal medyada paylaşılan bir veya en fazla iki sayfanın fotoğrafı ve telif hakkı yasasının izin verdiği bazı diğer ticari olmayan kullanımlar hariç tutularak, izin talepleri için, konu kısmına İzin Koordinatörünün Dikkatine yazmak suretiyle, yayıncıya aşağıdaki email adresinden ulaşabilirsiniz:  tango@tangoargentinofestivals.com

    Yayıncı ve yazar, bu kitaptaki bilgilerin basım anında doğruluğunu sağlamak için her türlü çabayı göstermiştir; bu yayın, kapsanan konuya ilişkin doğru bilgiyi sağlamak için tasarlanmıştır; yayıncı ve yazar, hatalar, yanlışlıklar, ihmaller veya buradaki diğer tutarsızlıklarla ilgili olarak, ve buradaki bu tür hata veya ihmallerin ihmal, kaza veya başka herhangi bir nedenden kaynaklanıp kaynaklanmadığına bakılmaksızın, hatalardan veya eksikliklerden kaynaklanan herhangi bir kayıp, hasar veya aksaklıktan dolayı herhangi bir tarafa karşı herhangi bir sorumluluk kabul etmez.

    Yayıncı ve yazar, kendi güvenliğiniz için tüm sorumluluğu üzerinize almanızı ve sınırlarınızın farkında olmanızı tavsiye eder. Bu kitapta açıklanan becerileri uygulamadan önce, ekipmanınızın bakımının iyi yapılmış olduğundan ve deneyim, yetenek, eğitim ve konfor seviyenizin ötesinde riskler almadığınızdan emin olunuz.

    Bu yayın okuyucu için değerli bir bilgi kaynağıdır, ancak doğrudan uzman yardımının yerini alması amaçlanmamıştır. Bu düzeyde bir yardım gerekiyorsa, yetkin bir profesyonelin hizmetine başvurulmalıdır.

    Bu kitap okuyucularımıza bilgi ve motivasyon sağlamak için tasarlanmıştır. Yayıncının herhangi bir tür psikolojik, yasal veya herhangi bir profesyonel tavsiye vermeyeceği anlayışıyla satılır. Her makalenin içeriği, yazarın kendi ifade ve görüşüdür ancak yayıncının görüşü değildir. Yayıncının bu cilde herhangi bir içeriği dahil etme tercihi, hiçbir konuda garanti veya teminat vermez veya ima etmez. Ne yayıncı ne de bireysel yazar(lar), özel, raslantısal, dolaylı veya diğer zararlar da dahil olarak, ancak bunlarla sınırlı olmamak üzere, herhangi bir fiziksel, psikolojik, duygusal, mali veya ticari zarardan sorumlu olmayacaktır. Görüşlerimiz ve haklarımız aynıdır: Kendi seçimleriniz, eylemleriniz ve bunların sonuçları sizin sorumluluğunuz altındadır.

    İTHAF

    Eşim Helena’ya. Aşkın, gülüşün ve sarılman. Tüm ihtiyacım bu.

    Oğlum Andreas’a. Bana oynamayı ve neden diye sormayı öğrettiğin için teşekkür ederim.

    Tango’ya.  Kendimi anlamama ve şifalandırmama yardımcı olduğun için teşekkür ederim.

    O tangodur.

    TANGO odur.

    Tango ODUR.

    Ve işte buradayım, bir insanım, ona bir kimlik vermeye uğraşan;

    Niteliklerini, doğrularını ve yanlışlarını,

    Neyin iyi, neyin daha da iyi olduğunu tanımlamaya çalışan.

    Ve tıpkı duvarda oynaşan gölgelere bakanlar gibi,

    Sandım gördüm gerçeği.

    İyice bak; dedi o bilge ses, göreceksin ki yoktur gerçek gölgelerde.

    İyice derinlere bak, fark edeceksin ki yoktur Ben de.

    Bu kitaba hoşgeldiniz, biz insanların tangonun gölgelerini açıklamaya çalıştığı o yere.

    Uzun uzun, derinlere bakın, ta ki Ben kalmayana dek.

    Ta ki geride kalan "encuentro" – buluşma – olana kadar bir tek.

    Geride sadece o kalana dek:

    Tango.

    ––––––––

    Dimitris Bronowski

    TangoTipsByTheMaestros.com

    Pek çok insan bu kitabın gerçekleşmesine doğrudan veya dolaylı olarak yardımcı oldu. Tango sayesinde daha çok manalı anlar keşfederek, hepimize yardımcı olma vizyonuma inandığınız için teşekkür ederim.

    Gamze Özen ve Filiz Baştüzel’e kitabın Türkçeye çevirisi ve editörlüğü için özellikle teşekkür ederim. İnsani bir mesajın daha çok insana ulaşmasına yardımcı oldunuz ve bunun için size minnettarım. 

    Anlamlı geribildirimleri için Emine Sertbay'a özellikle teşekkür ederim. Hayatımda olman benim için büyük mutluluk.

    Dimitris

    Gamze Özen kimdir? 

    Bu kitabın Türkçe çevirmeni ve editörlerinden biridir.   

    Hacettepe Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı bölümünü bitirdikten sonra, Bilkent 

    Üniversitesi İngiliz Dili Öğretmenliği (TEFL) bölümünden Master derecesi ile mezun olmuştur. 

    Çocukluğundan bu yana hobi ve profesyonel olarak dansla uğraşmaktadır. 24 senedir yaşadığı Londra’da çeşitli dans okullarında öğretmenlik yapmış, grup ve solo performanslar sergilemiş ve müzikallerde yer almıştır. Salon ve Latin danslarında çeşitli yarışmalara katılmış ve dereceler almıştır. Pandemiden hemen önce katıldığı Avrupa Hemcins Dans Yarışması’nda (European Same-sex Dance Competition) Kadınlar Grubu Latin danslar kategorisinde ilk kez lider olarak dans ederek Avrupa şampiyonu olmuştur. Arjantin Tango ve Küba stili Salsa’ya da düşkündür. Londra’daki Queer Tango’ya devam etmektedir. 

    Bir başka düşkünlüğü de seyahat etmektir. Şimdiye kadar ailesiyle beraber 89 ülke görmüş ve her gittiği ülkede mutlaka bir dans etkinliği bulup dans etmeyi başarmıştır. Kendisi gibi dansa düşkün bir kızı ve iki sol ayağı olduğunu iddia edip danstan uzak duran fakat seyahat etmeye bayılan bir oğlu vardır. 

    Kendisi danssız, seyahatsiz ve (her ne kadar herşeyin en iyisini onlar bilseler de) çocukları olmadan bir hayat düşünemez.   

    Filiz Baştüzel kimdir? (Çevirmen/Yazar/Tangoperver)

    Bu kitabın Türkçe çevirmeni ve editörlerinden biridir.  

    ODTÜ Uluslararası İlişkiler bölümü mezunudur. Çok uluslu firmalarda ve projelerde uzun yıllar yönetici olarak çalışmıştır. 

    1984 Türkiye Dans Yarışması'nda (tango, disko ve Rockn'Roll) Türkiye ikincisi olmuştur. 1990 Miss Model of World Yarışmasında Asya Mankenler Kraliçesi seçilmiştir.

    1995 yılında oğlu K. Mert’in vefatı hayatında büyük bir kırılma noktası yaratmıştır. Oğlunun kaybıyla ilgili yaşadığı Yas Süreci sırasında ve sonrasında, hayatta (ayakta) kalabilme mücadelesinde, en yakınlarından bile herhangi bir destek göremediği için, kendi kendine yardım etmenin ve kendini şifalandırmanın en etkili yollarını bulmaya karar vermiştir.

    Yaşadığı bu ani ve travmatik hayat tecrübesinden sonra, kendine ve başkalarına yardımcı olabilmek amacıyla, kişisel gelişim, şifacılık, metafizik ve yazarlık alanında araştırmalar ve deneyler yapmaya yönelmiştir. Bu derin acı, belki de onun için hem bir kırılma noktası hem de bir açıdan en büyük manevi ve ruhsal kazanım olmuştur.  

    2017 yılında yakalandığı (sözde) ölümcül bir hastalığı, yine tek başına yenerek, arınmanın, kendini tanımanın, tanıtmanın, kalbini şifalandırmanın ve küllerinden yeniden doğmanın yollarını yazarak şifalanmakta bulmuştur. 

    Basılı ve sanal dergilerde bir çok hikayeleri yayınlanmış olan yazar, çeşitli kitap projelerinde düzeltmen-editörlük-çevirmenlik yapmıştır. Şu an İstanbul’daki Halk Edebiyatı Dergisi’nde yazarlık ve editörlük yapmaktadır.

    Kasım 2020

    Içindekiler

    Başlangıç

    Konuya dalmadan önce

    Beklentinin anlamı

    Mutluluğun sizin kontrolünüzde olmasının anlamı

    Sarılmanın anlamı

    Niyetin anlamı

    Karşılıklı anlayışın anlamı

    Partnerin duyarlılığını algılamanın anlamı

    Beklemenin anlamı

    Direncin anlamı

    Müziğin anlamı

    Kısa bir ara verelim

    Güvenin anlamı

    İletişimin anlamı

    Cabeceo’nun anlamı

    Sessizliğin anlamı

    Vücudunuzun anlamı

    Cinsel arzunun anlamı

    Nefes almanın anlamı

    Tekniğin anlamı

    Rollerin anlamı

    Bir tandanın anlamı

    Tangoda kişisel gelişim yolunuzun anlamı

    Son (?) sözler

    Kitap önerileri

    Dimitris Bronowski

    Başlangıç

    O nerede?

    Dans pistine baktım. Hayır, hayır, hayır, düşünmeye devam ettim. Tanda daha yeni başlamıştı. Vals. Onlarca çiftin kendiliğinden bir araya geldiğini görebiliyordum.  Birbiri ardına  dans pistine girdiler ve müziğe kapıldılar. Teker teker dönmeye başladılar. Bir an için kendimi bir fabrikada, her çifti nazikçe tutan ve onlara yumuşak bir dönüş yaptıran, görünmeyen bir robotik eli izliyormuş gibi hissettim. O nerede?

    Fazla zamanım yoktu. Birkaç çift daha dans pistine çıktıktan sonra, onun bakışlarını yakalamak mümkün olmayacaktı. Bu hangi vals? On yıldan fazla süredir tango yapıyor olmama rağmen bu parçayı daha önce hiç duymamıştım. Parçada, tüylerimi diken diken eden bir keman sesi vardı. Nostaljik ve aynı zamanda biraz da neşeli vals’lerden biriydi.  Hep içinde küçük bir değişiklik olmasına rağmen, her müzikal cümle bir öncekine benziyordu. Ardından neyin geleceğini iyi bildiğiniz ama aynı zamanda da bir şeyin sizi şaşırtacağından emin olmanıza yeten bir değişiklik. O hangi cehennemde?  

    Belki 50-80 çiftten oluşan küçük samimi maratonları seviyor olabilirim, ama bu onlardan biri değildi.  Burada 200’den fazla çift vardı.  Nefis bir kucaklaşma büfesi.  Yavaş, hızlı, sıcak, gergin, açık, kapalı. Bulabildiğin sürece her şey oradaydı. Neredesin?

    Vals’lerin ilk bölümünün sona erdiğini hissedebiliyordum. Müzik hakkında fazla bir şey bilmiyorum ama, bir şekilde şarkıda bir şeylerin değişmek üzere olduğunu biliyorum. Ve o değişiklik gelmek üzereydi. Kahretsin. Bu demektir ki, yaklaşık 35-40 saniye çoktan geride kalmıştı. Ne.re.de.sin?

    Bir vals’in tatlı notalarını duyduğumda kalbim uçuyor. Hemen iki yanımın birbiriyle kavga ettiğini hissediyorum. Bir yanım gözlerimi kapatmamı ve hiçbir şey yapmamamı istiyor. Yüzümde küçük bir gülümsemeyle, sadece dinle diyor. Güzel bir çocukluk anısını hatırladığınız andaki gibi bir gülümseme, kırlarda oynarken veya Yılbaşı gecesi hediye olarak bir oyuncak aldığınızda yüzünüze yerleşen türden bir gülümseme. Diğer yanım ise, sanki sihirli bir peri göğsümün ortasına tutturulmuş küçük bir iple beni yavaşça yukarı ve ileri doğru çekiyormuş gibi hissediyor. Bu, müziğe kendimi kaptırmak için nazik bir davet. Bu çağrıda öyle bir güven hissi var ki, sanki çocukken gece uyandığınızda sizi sımsıcak kucaklayan annenizi yanınızda bulmak gibi bir his. Aynı zamanda bu çağrı bana, 3 yaşındaki oğlumu ilk kez bir atlıkarıncaya bindirdiğim o güzel anı hatırlatıyor. Gözlerine baktığımda büyülenmiş birini görebiliyordum. Altın direklere, plastik çiçeklere ve yerlerine oturan diğer çocuklara bakıyordu. Bazı hayvanlar, binlerce mutluluk verici anlar yaşadıklarının açık bir işareti olarak renklerini biraz da olsa kaybetmişti. Oğlumun bindiği küçük at ritmik olarak aşağı yukarı hareket etmeye başladığında, yüzünde kocaman bir gülümseme belirmişti. Arka planda Noel müziği çalarken ve atlıkarınca dönerken gözlerini benden annesine, sonra bana ve sonra tekrar annesine çevirmişti. Onu tutmayı bırakmıştım. Artık kendi başınasın dostum. Bir an için bu durumdan emin değildi ama sonra gözleri parlamıştı. Yapabiliyordu. Tek başına. Yukarı ve aşağı, dönerek, müzikle sarıp sarmalanmıştı. Az önce gördüğüm o muydu yoksa?

    Tam da çiftlerin arasından bana baktığını görebiliyordum. Başımı hareket ettirdim, birkaç dansçının aradan çekilmesini bekledim; başını salladığını ve bana gülümsediğini gördüm. Kemanlar tam da o anda değişti. Buluştuk, kucaklaştık. Atlıkarınca.

    Artık orada değildim. Dans adımları atıyormuşum gibi bile hissedemedim. Müzik, biz döndükçe bizi yukarı kaldıran bir bulut gibiydi. En ufak bir yanlış anlaşılma bile yoktu. İkimiz de müziği aynı şekilde dinliyorduk. Ne kadar karmaşık ya da kolay olursa olsun her adımımız, doğaldı ve beklentilerimizin karşılandığını hissediyorduk. Kucaklaşma esnek fakat derindi. Alanımızı paylaşıyorduk ve alanımız bizi paylaşıyordu. Zaman hızla akıyordu ama her anı dopdolu ve uzunmuş gibi geliyordu.

    Tanda bitti. Ellerim kalbimin üzerinde, yerime oturmak için bir an durdum.

    tanda’yı günlerce düşünmeden edemedim. Bunu tekrar nasıl yaşayabilirdim? Bu tür bir bağı  daha sık nasıl bulabilirdim? Daha da fazlasına nasıl ulaşabilirdim? Bu bir bağımlılık mıydı? Kesinlikle öyle görünüyor.

    Cevapları aramaya başladım. Bu bağın kökeni nedir? Cevabın tangoda bulunamayacağını hissettim. Sonuçta, o bağı hissetmek insana özgü bir özellik. Bunu herkes yapabilir. Tüm danslarımda veya en azından çoğunda bu bağlantı hissini nasıl yakalarım? Bu mümkün mü?

    Tam olarak ne arıyordum ki? Aradığım şeyin ne olduğunu tanımlamanın yollarını bulmaya çalıştım. Bağlantı? Evet, ama sadece bu değil. Farkındalık? Kesinlikle. Akış? Kuşkusuz. Aradığım neydi? Onu tanımlamaya uygun bir kelime bulamadım.

    Sosyal dansçılara sormaya, maestrolarla röportaj yapmaya; tango, bağlantı, ilişkiler, müzik, psikoloji, iletişim ve vücudumuz hakkında kitaplar okumaya başladım. Bağlantıyı deneyimlememize yardımcı olabilecek bin tane unsur ve bu bağlantıyı yok edebilecek bin tane daha unsur var gibi görünüyordu. Her geçen gün kafam daha da karışıyordu. Ta ki bir gün Tony Robbins'in bir blog yazısını okuyana kadar.

    "Bir şeye odaklanmaya karar verdiğiniz anda, ona bir anlam ve duygu yüklersiniz. Bir olayı tanımlayarak, onunla ilgili duygu üretmeye ve içsel durumunuzu belirlemeye başlarsınız. Herhangi bir olaya, etkileşime veya bunların sonuçlarına  atadığınız anlam, yaşamınız boyunca deneyimlediklerinizi ve bunların sonucu olarak ortaya çıkan hislerinizi tanımlar. Anlam eşittir duygu; duygu eşittir yaşam. Deneyimlerinize verdiğiniz anlam her zaman nasıl hissettiğinizi değiştirecektir - bu hissettikleriniz de zamanla hayatınızın kalitesini belirler. Anılarımız aslında duygu durumlarına, görüntülere, seslere ve hislere çapa atar - tüm bu haller de onlara verdiğimiz anlama dayalıdır "

    Bağlantı manadan gelir, diye düşündüm. Her şeye atadığımız mana, dünyayı gördüğümüz bir filtreye dönüşür. İşte bu. Sonunda araştırmamı düzenlememe yardımcı olabilecek yol gösterici bir ilke edinmiştim.

    Bir şeylere şahsımın ve bedenimin (bilinçaltımın) nasıl anlam verdiğini anlamam gerekiyordu. Ayrıca, madem gerçek bağlantıyı arıyordum, başkalarının buna nasıl anlam verdiğini de anlamam gerekiyordu. Tango söz

    Enjoying the preview?
    Page 1 of 1