Deprem ve Beteri -Öncesi ve Sonrasıyla- 6 Şubat 2023 Maraş Depremi Belgeseli
()
About this ebook
Tarihe not düşmek adına, 6 Şubat Depreminin öncesinde ve sonrasında olan bitenlerin özeti...
Asıl felaketin deprem değil, başka şeyler olduğunun; o ‘şeyler' düzelmedikçe bela ve musibetlerin bitmeyeceğinin net izahı...
Siyasetin gölgesinde kaybolan canlar, mallar, imkanlar... Bitmeyen yalanlar...
Depreme götüren maddi ve manevi sebepler...
Ayetler, hadisler, şiirler, menkıbeler eşliğinde tenkitler ve teklifler...
Bizzat hayatın içinden, depremden ve sonrasından sahnelerle...
Atilla Yusuf Guleker
He was born in Istanbul as the ‘second’ son of a family from Skopje, making him 'al thani’(*) from the beginning.When his grandfather was born, Skopje was a part of the Ottoman Empire; when his father was born, it was a part of Yugoslavia and it is now the capital of N. Macedonia.At university, he studied mathematics.He has worked for many years as an educator in the east and west of Turkey.He has always been an avid reader and writer and passionate about journalism.In Cambodia, where he worked as a journalist, he opened a school with financial support from businessmen in Turkey and Europe.He has also lived in Sri Lanka and the U.S., where he was key in the establishment of educational institutions.In 2016 he left Qatar, and would later seek asylum in the Netherlands.He is married and has two children.[(*) an inside joke: 'al Thani' is the royal family of Qatar, but thani also means 'second' in Arabic.]
Read more from Atilla Yusuf Guleker
Deprem Ötesi Felaket: 6 Şubat 2023 Maraş Depremi ve Sonrası Rating: 0 out of 5 stars0 ratingsKatar'dan Kaçış - Katar (Holding) Kılavuzu Rating: 0 out of 5 stars0 ratings
Related to Deprem ve Beteri -Öncesi ve Sonrasıyla- 6 Şubat 2023 Maraş Depremi Belgeseli
Related ebooks
Camiye Giren Ejderha Rating: 0 out of 5 stars0 ratingsMülteci Rating: 0 out of 5 stars0 ratingsParamparça Kalpler ve Böcekler Rating: 0 out of 5 stars0 ratingsİffet Rating: 0 out of 5 stars0 ratingsUzaklardan Notlar 4: Gündeme Gelenler Rating: 0 out of 5 stars0 ratingsOrtaya Karışık Memleket Halleri Rating: 0 out of 5 stars0 ratingsBeklenen Mehdi mi? Yoksa Deccal mi? Rating: 0 out of 5 stars0 ratingsKabustan Gelen Rating: 0 out of 5 stars0 ratingsVicdanlılar Koalisyonu Rating: 0 out of 5 stars0 ratingsDeğer miydi? Rating: 0 out of 5 stars0 ratings45 Dakika Rating: 0 out of 5 stars0 ratingsYakaza Günlükleri- Şiirler Rating: 0 out of 5 stars0 ratingsMuktedirler Zamanı Rating: 0 out of 5 stars0 ratingsYeraltından Notlar Rating: 0 out of 5 stars0 ratingsHaydi Yeniden Rating: 0 out of 5 stars0 ratingsReis’in Rejimi Rating: 0 out of 5 stars0 ratingsBir Devlet Cinayeti Rating: 0 out of 5 stars0 ratingsKürk Mantolu Madonna Rating: 5 out of 5 stars5/5Kim Derdi ki... Rating: 0 out of 5 stars0 ratingsCevahir: (Şiir) Rating: 5 out of 5 stars5/5İster Gül İster Ağla Rating: 0 out of 5 stars0 ratingsAkıllı-Uslu Yazılar Rating: 0 out of 5 stars0 ratings1965: 2015’ten 50 Yıl Önce 1915’ten 50 Yıl Sonra Rating: 4 out of 5 stars4/5O Gemi Gelecek Rating: 0 out of 5 stars0 ratingsYüzelli Yaşındaki Adam: Roman Rating: 0 out of 5 stars0 ratingsDoktor Moreau'nun Adası Rating: 0 out of 5 stars0 ratingsMetamorfoz Portreler Rating: 0 out of 5 stars0 ratingsKayıp Ağaçlar Adası Rating: 0 out of 5 stars0 ratingsÇanakkale -1915 Rating: 0 out of 5 stars0 ratingsThe Adsız Rating: 0 out of 5 stars0 ratings
Reviews for Deprem ve Beteri -Öncesi ve Sonrasıyla- 6 Şubat 2023 Maraş Depremi Belgeseli
0 ratings0 reviews
Book preview
Deprem ve Beteri -Öncesi ve Sonrasıyla- 6 Şubat 2023 Maraş Depremi Belgeseli - Atilla Yusuf Guleker
Semboller-açıklamalar
[bbc.co…
Paragrafların veya konuların sonunda. İktibasın kaynağı. Kısalık ve netlik için ifadeler bazen biraz değiştirilmiştir.
[izah]
Ayrıntılar veya bazı ekstra bilgiler için. Mesela: Bu [enkaz dökülecek] alanlar belirlenirken…
Mealler:
[Bakara Sr., 2/24] şeklinde verdiğim mealler, Diyanet yayınlarına ait meallerdir. Birinci rakam sure numarasını, ikincisi ayet numarasını gösterir. Bazı ayetler, Kur’an’da birkaç defa tekrar edilmiş olsa da, bir tanesini misal olsun diye naklettim.
[..]
Kimi cümle sonlarındaki iki nokta, henüz mevzunun bitmediğini, son noktanın konmadığını ifade mahiyetinde, bir nevi (;) fonksiyonu eda eder. Patent hakkı var ise, bunu ilk defa eserlerinde gördüğüm Fethullah Gülen Hocaefendi’ye aittir.
Yazar Hakkında
Eğitimci, yazar, gazeteci… Türkiye’de İstanbul, Erzurum ve İzmit/Kocaeli’nden sonra Kamboçya’da, Sri Lanka’da, Amerika Birleşik Devletleri’nin Michigan Eyaletinde, Katar’da eğitim faaliyetlerinde bulundu. Gazetecilik yaptı.
‘Majesteleri’nin basını sayesinde ‘Katar İmamı’ diye meşhur oldu. Biraz da onları yalancı çıkarmamak için(!) yazıyor.
Eserleri:
❖ Katar’dan Kaçış.
[smashwords.com/books/view/1185971]
[play.google.com/store/search?q=guleker&c=books
❖ Escape from Qatar. [Katar’dan Kaçış Kitabının İngilizce versiyonu]
[ smashwords.com/books/1182486
[play.google.com/store/search?q=guleker&c=books
❖ Escape from Qatar-audio version. [Katar’dan Kaçış Kitabının İngilizce sesli versiyonu]
[play.google.com/store/search?q=guleker&c=books
❖ Deprem Ötesi Felâket.
❖ Kamboçya’da Bir Okul Hikayesi: Yayına hazırlanıyor.
Takdim
Tarihe not düşmek adına, 6 Şubat Depreminin öncesinde ve sonrasında olan bitenlerin özeti
Asıl felaketin deprem değil, başka şeyler olduğunun; o ‘şeyler' düzelmedikçe bela ve musibetlerin bitmeyeceğinin net izahı.
Ayetler, hadisler, şiirler, menkıbeler eşliğinde tenkitler ve teklifler;
bizzat hayatın içinden, depremden ve sonrasından sahnelerle…
Depremler, seller ve sair afetler Dünyanın hakikati… Her memleketin kendine göre bir afeti, bir derdi var. Deprem de Türkiye’nin eskilerden bugüne değişmeyen bir gerçeği…
Deprem kader elbette, fakat birilerinin dediği manada degil…
Yollarda deprem vesilesiyle koca koca yarıklar olduğunu gördük televizyonlarda, basında…
O yarıklardan birinin içine düşüp de öleni duyan var mı? Bilakis, herkes yapılan binaların altında kaldı.
Kader diyemezler.. tepeden tırnağa kendileri ettiler… Ne çare ki, sadece hatası olanlar değil, pek çok masum da gitti…
Dünyada Şili’sinden Japonya’sına, Türkiye’den daha şiddetli depremler olmasına rağmen bizden çok daha az can kaybı yaşanırken, bizde niye böyle oldu? İbretlik hadiselerle 6 Şubat 2023’teki deprem(ler)de ne oldu? Deprem sonrasında ne oldu? Depreme götüren maddi-manevi sebepler var mıydı?
Dünyanın dört bir tarafından, hatta bize ‘düşman’ diye öğretilen devletler çok kısa zamanda yardıma koştuğu halde, nasıl oldu da kaos yaşandı?
Bunun hemen cevabı ‘iktidar sahiplerinin yüzünden’ olacak şüphesiz…
Fakat unutmamak lazım ki, bu felaket(ler), şimdiki iktidar sahiplerinin gelmesiyle olmuş, gitmesiyle bitecek birşey de değil.
En azından 15. yy’dan beri bu vatanın evladı Yahudiler başta olmak üzere gayri müslimleri hedef alan Varlık Vergisi, İsmet İnönü liderliğindeki CHP iktidarı zamanında çıkarıldı. Fakat yine bir başka Anadolu’nun en eski sakinlerinden Rum vatandaşları hedef alan 6-7 Eylül olayları, Demokrat Parti-DP zamanında idi…
1999 Gölcük Depreminde iktidar, Ecevit liderliğindeki DSP ile MHP ve ANAP idi. 2023 depreminde şimdiki iktidar, AKP vardı.
Kürtlerin ve Alevilerin taa Cumhuriyetin ilk günlerinden bugüne devam eden çilelerini anlatmaya ciltler yetmez.
Garip bir şeyler olup gidiyor bu memlekette.. Aktörler değişse de filmin sonunda hep, Anadolu’da yaşayan insanlar mağdur oluyor.
*
Bu kitapta bütün bu mağduriyetler değil, sadece Şubat 2023 Depremi üzerinde yoğunlaştım. Tarihe not düşmek adına, Depremdeki ‘oldu-bitti’ hikayelerini naklettim… Hikaye diyorum fakat anlatılanlar hakikatin ta kendisi…
‘ Masal’ manasına hikaye okumak isterseniz, ‘dünyaya örnek olacak’ şekilde, ‘depremin ilk anından itibaren devlet olarak tüm imkânların seferber edildiği’, ‘depremden etkilenen insanlarımızın, barınmadan gıda ve giyime kadar tüm ihtiyaçlarının karşılandığı’, ‘hamdolsun dört haftanın sonunda, arama kurtarma çalışmalarını tamamlandığı’ türden hikayeleri okumak isterseniz, aşağıda linkini verdiğim kitabı veya varsa o tip başka bir kitabı alıp okuyun.
[www.iletisim.gov.tr/turkce/haberler/detay/iletisim-baskanliginca-asrin-felaketi-06-subat-2023-kahramanmaras-depremleri-kitabi-yayimlandi
*
Bu 6 Şubat Depremi, asrın felaketi mi? Yoksa asıl felaket siyasiler mi? O siyasilere destek verenler mi? Bu kitabımda bunun cevabını bulacaksınız.
Bu kitapta özet mahiyetinde nakledilenlerle Depremde olan bitenleri hatırlayacaksınız. O günden bugüne depremzedelere reva görülenleri okuyacaksınız. Ve belki, bir daha ağlayacaksınız…
Sadece ‘başlıklar’ dahi, size çok şey anlatacak/hatırlatacak.
Mehmet Akif’ten naklettiğim şiirleri gördükçe, belki siz de benim gibi, o şiirlerin sanki bugünler için yazıldığını düşüneceksiniz.
*
Depremin maddi ve manevi sebepleri yanında, sadece tenkitlerle kalmadım, tekliflerde de bulundum.
Tekerrür edip duran tarihi hadiseleri, mukayeseli olarak inceledim ve arzettim.
Kaynakları/linkleri, dikkat dağılmadan hemen görülsün diye bölümlerin sonlarında kaydettim.
*
Anadolu’da her gün ölüp ölüp dirilenler var.. Senelerdir deprem yaşayanlar var.
‘Yok canım’ demeyin.. ’Depremden beter felaket mi olurmuş?’ demeyin.
Evet, olur… İşte bu kitab, bunun ispatıdır.
Kitaptaki başlıklar
‘İçindekiler’ e-kitaplar için otomatik olarak oluşturuluyor. Fakat Kitabın muhtevasının görülebilmesi için, bu bir nevi ‘içindekiler’ kısmını, takdimin akabinde yer vermeyi uygun buldum.
DEPREM ZAMANI
Hayatın kıymeti
6 Şubat Depreminde ne oldu?
Hani para konuşurdu?
Memleketin tadı kaçtı, keyfi gitti
İlk günki kaos
Depremde aslında ne oldu? Kim öldü, kim kaldı?
Yüz binadan sadece birinde
İnsanlık krizi
DEPREM SONRASI
Deprem var, haberin var mı?
Bile bile lades, bile bile kaos
Ankara’dan hızlı Meksikalılar
İnsanlar ölüyor, onları kurtacaklar bekliyor
Doktorlar nerede mi?
İlk günden sonra da kaos
Çadır, ölmek ya da donmak için mi?
Kaos medyası
Kadınlar ve çocuklar
Polisler içerde, hırsızlar dışarda
Masum çocuklar ve yalanlar
Tedbirin bini bir para
Fırsatçılık ve yağma
Giden perişan, kalan perişan
Yağmacılara ölüm
Adalet mülkün temelidir
Her bir dalda bir vurguncu ordusu
Ya hapistekiler?
Nerde bu devlet? Nerde bu Kızılay?
Çadır tüccarı Kızılay
Hırsızın, arsızın, yalancının can simidi
Kızılay: skandal üstüne skandal
Pişmeyen yemek, dağıtılan bozuk gıda
Ankara’dan Maraş’a gidilemezken
Türk’e Türk’ten başka çoktur dost millet
Yardımı istenmeyen devletler
Yardımı istemeyen sefirler
‘Köy yanarken taranan’ın da beteri
Yiyin efendiler yiyin
Para gördün mü çökeceksin
Tövbekar dolandırıcı
10 bin lira öleni diriltir mi?
İnşaat ya Rasulallah!
Nesilleri ve mahsulleri mahvedenler
Enkaz altında
Enkaz altından kalkabilmek
Enkaz altında ölmüş anne ile
Hapisteki eşim kahrolmasın diye
Enkaz altında bebeğiyle
Haticemi bırakamam
Bağıra bağıra ölenler
Yalan yalan yalan
İstanbul yalanı
Fatiha okuduk, geçmiş olsun
Yollar köprüler yaptılar ya!
Asker nerede?
Show yapma!
Uzanan eli itmek
Gaflet, dalalet ve hatta ihanet
Sen kimsin AHBAP?
Siyasilerin derdi
Başkan geliyor, aman ayağına çamur değmesin!
Bari gülmekten, eğlenmekten utan
Onlar gülsün eğlensin, sen sus!
Ses kesildi, dert bitti mi?
Bitmeyen ders
Yaşayan ölüler
Bitmeyen zulüm
Ah KHK’lılar, vah KHK’lılar
Zulümde sınır yoktur!
Hırsız ol, katil ol fakat KHK’lı olma!
Bütün bunlara rağmen KHK’lılar
Yıkanlar ve kuranlar
Senelerdir zulüm
Bir günah keçisi daha: Suriyeliler
Buna can mı dayanır?
Susma! Sustukça sıra sana gelecek!
Zalime, bile bile destek
SUÇLU KİM?
Deprem hesapta yok muydu?
Bütün depremlerde hep aynı hikayeler
Herkes biliyordu fakat kimse birşey yapmadı
Problem, ‘eski-yeni’ meselesi değil
Kelin ilacı da var
Bize ne oldu?
Çekik gözlü Japonların dediği
Allah sizi uyarıyor
Görenedir görene, köre nedir, köre ne?
Deprem bahane, gelen para şahane
Dünden bugüne aynı: malzemeden çalmışlar
Bile bile, göz göre göre
İmar afları ardı ardına
Depremde yolsuzluk, nepotizm, açgözlülük öldürdü
Yalan da bir yere kadar
Korkma ey müteahhit, sıra sana gelmez!
Dün ne oldu ki bugün farklı olsun
Göçer, göçertir, yine inşaat yapar
Adalet, er ya da geç, gelecek
Ego ve hırsların gölgesindeki bilim dünyası
Sağlam bina ile bitmeyen çile
Depremi önceden bilebilmek
Hayvanlar sezebilir mi?
Peki ya teknoloji?
Allah’tan korkmaz, kuldan utanmaz
Suçlu bulundu: Kader
Ölüm herkesin başında
Kaderci katiller
Suyu çıkmış sufizm sosuyla
Sarı öküzü vermeyecektiniz
Al birini, vur öbürüne
Siyaset uğruna Ya Rab, ne güneşler batırılıyor
‘İlâhî, yat!’
Yenildik, ey halkım
Sefaletin dibi
Depremden de beter felaket
Başınıza gelenler, işlediklerinizden ötürü
Seçimler ve sonrası
Hadi bi daha
Seçim bitti, depremzedelik bitti mi?
AKP milletvekiline göre, su da yok
İş zaten yok
Ne evde huzur var, ne yurtta, ne çadırda
Şamar oğlanı KHK’lılar
20 yaşlarında bir fidan solmuş, duyan oldu mu?
Sen öl Mehmedim, biz sonra geliriz
Çadırın bedeli mi olurmuş?
Deve mi? Hani nerde?
Az bi adalet olsa, yüreğimiz az soğusa
Haydi, hep beraber
Ya müteahhitler?
İnsanlık yeniden tarif ediliyor
Az kaldı, bütün kayıplar bitecek
Pişkinliğin bu kadarı
Yeni imar yasası
Son mektup
Musa nerede, Firavun kim?
Beraber ‘yürüttük’ biz bu yollarda
Karun, Haman ve halk
Haklısın Musa, fakat…
Tarihten bugüne
Son söz
DEPREM ZAMANI
Hayatın kıymeti
İnsan, çok zaman, bir şeyin varlığının kıymetini yokluğunda anlıyor ancak… Afaki bir güzellik peşinde bir ömür tüketirken asıl güzelliğin etrafındaki çok basit şeylerde olduğunu fark edemiyor bile… Ta ki o sahip olduğu basit güzellik elden gidene kadar...
*
Çorap dediğin nedir?
Bir depremzede, Şu çorap ne kıymetli bir şeymiş! Çocuğumun ayağına 3 gün poşet sardım, 3 gün çorap giydiremedim.
diye anlatıyordu bir videoda.
[ twitter.com/yirmiucderece/status/1633575953048784896
*
"Adıyaman’da enkaz altından 6. gün madenciler tarafından kurtarılan, 23 Nisan İlkokulu Müdürü Sadık Tunç, depremin olduğunu anladığında ilk hamle, eşini hemen yanına çekmiş. Kendi dizleri harap olmuş vaziyette, öylece beklemeye başlamışlar. 1 gün.. 2 gün… Ayaklarının artık işe yaramaz olduğu zannıyla, 'Allah’tan başka dua edecek kimsemiz kalmamıştı. Eşime dedim ki baldırımı kes ki kanımı emesin de hayatta kalasın’ diye seslenmişti.
O soğuk.. o açlık.. o susuzluk.. Nihayetinde, 6 gün sonra ekipler kendilerine ulaştılar. İlk evvela eşini kurtardılar. Sadık Müdürü kurtarmak için hamle yaparlarsa enkazın daha da yıkılacağından endişe etti madenciler. O vaziyette, ayrı bir sevda destanı yazan Sadık Bey, ’Endişe etmeyin, bina yıkılırsa yıkılsın… Eşim kurtulduysa beni bırakın!’dedi. Şükür, onu da kurtardılar.
İlk işi, ayakta kalmış okul binasına gidip kedilerini beslemek oldu.
Kurtulduktan sonra, göçük altındaki ve sonraki hissiyatını şöyle ifade ediyor Sadık Bey: Göçük altında ayağını bile uzatamıyorsun. ‘Acaba ayağımı tekrar uzatabilir miyim?’ diye düşündüm. Hayat ne güzelmiş.. kuşlar, gökyüzü… Hiçbir güzelliğin farkında değilmişiz… Anladım ki aslında kıymetli dediğimiz hiçbir şeyin kıymeti yokmuş.
[ twitter.com/DeryaTR_/status/1633557017058070532
6 Şubat Depreminde ne oldu?
‘Kıymetli dediğimiz hiçbir şeyin aslında kıymeti’ olmadığını, basit gözüken bir çorabın dahi ne kadar kıymetli oldugunu bize öğreten 6 Şubat’ta ne oldu?
"6 Şubat 2023 Pazartesi sabah saat 4:17’de, Kahramanmaraş merkezli başlayan, 7.8 ve 7.5 büyüklüğünde depremler meydana geldi. Maraş Pazarcık merkezli ilk deprem, Türkiye ve Suriye'nin yanı sıra Lübnan, Kıbrıs, Irak, İsrail, Ürdün, İran ve Mısır'ın da yer aldığı geniş bir coğrafyada hissedildi.
Resmi rakamlara göre Türkiye’de 50 binden, Suriye’de 8 binden fazla insan hayatını kaybetti. 140 bine yakın insan yaralandı.
Milyonlarca insan etkilendi; 35 binden fazla bina yıkıldı.
Aralarında Gaziantep Kalesi, Habib-i Neccar Camii, Kahramanmaraş Ulu Camii, Hatay Meclis Binası, Şirvan Camii, Adıyaman Ulu Camii, Elbistan Ulu Camii ve İskenderun'daki Latin Katolik Kilisesi'nin de bulunduğu birçok tarihî bina ağır hasar aldı veya yıkıldı.
Depremde adeta kum yığınına dönen binaların yanısıra, 300 binden fazla binanın acil yıkılacak, yıkık veya orta hasarlı olduğu tespit edildi.
150 milyar $’ın üzerinde bir hasara yol açtığı tahmin edilen bu deprem, Gölcük merkezli 1999 Marmara Depreminden daha büyük şiddette, 1939 Erzincan Depreminden daha ölümcül oldu.
Depremin akabinde, Türkiye dışında yaşayan Türkiye kökenli insanların yanısıra memleketin dört bir tarafından ve düşman gibi gösterilen Ermenistan, Yunanistan dahil 100’den fazla memleketten yardım yağdı.
İlk ve orta dereceli okullara ara verildi. Üniversitelerde ise, uzaktan eğitime geçildi. Onca otel, konaklama tesisi kışın ortasında boş dururken, depremzedelere yer bulmak bahanesiyle üniversite yurtlarında kalan öğrenciler çıkarıldı.
Depreme hazırlıksız yakalandıklarını söyleyen, ve fakat sonrasında da toparlayamayan/toparlanamayan, senelerdir yolsuzlukları ayyuka çıkmış olan siyasi iktidarın boyası döküldü, foyası meydana çıktı.
[Felaketten etkilendikleri tahmin edilen 15 milyon kişiden] en az 5 milyonunun bölgeden farklı şehirlere göç ettiği tahmin edilirken; kalan pek çok insan başını sokacağı bir çadır dahi bulamadı.
[ tr.wikipedia.org/wiki/2023_Kahramanmaraş_depremleri
Hani para konuşurdu?
Hani ‘paran kadar konuş!’ derler ya… Parası olsa da konuşamadı, kurtulamadı insanlar…
Türkiye’de, belki biraz yatırım fakat asıl süs/ziynet eşyası olarak da kullanıldığı için, yastık altı tabir edilen; insanların evlerinde, üzerlerinde 300 küsur yüz milyar dolar değerinde olduğu tahmin edilen altın var.
Kahramanmaraş’da bir binanın enkazından 78 kilo altın çıkmıştı mesela. Bir kuyumcuya ait imiş.
[ kronos36.news/tr/canta-dolusu-altin-ezber-bozdu
*
Herhalde tonlarca altın, sahipleriyle birlikte enkaz altında kaldı.
Para ile saadet olmadı. Para giden canları geri getiremedi... Anlaşıldı ki, paradan kıymetli şeyler de var... Sağlık, afiyet gibisi yokmuş gerçekten.
Cihan padişahı Kanunî’nin dediği üzere:
‘Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi…’
*
Deprem gecesinde yataklarına ağa olarak girenler, hayatta kaldılarsa, deprem sabahı ekmeğe muhtaç hale geldiler…
Bir ibretlik misal:
"Hatay’ın en işlek bir caddesinde apartmanı olan ve onlarca kiracısı bulunan depremzede A.K., birkaç ay önce bütün kiracılarıyla yeni sözleşme imzalamak istedi. Bütün dairelere zam yaptı. Apartmanda oturan kiracıların çoğunluğu taşınma maliyeti ve yeni tutacakları dairenin belki daha yüksek fiyatta olacağını düşünerek mecburen yeni kontrata imza attı.
‘Birinci katta oturan ve geçimini gündelik işlerle kazanan kiracı M.T. ise kirasının bin 500’den ancak 2 bin liraya yükseltilmesi halinde kontrata imza atacağını ifade etti. Ancak ev sahibi 3 bin lira altında bir rakama razı olmadı. M.T. Kasım ayının başında, 2 bin liraya kiraladığı bir gecekonduya taşındı.
‘6 Şubat’ta meydana gelen depremin ardından A.K.’nın apartmanı yerle bir oldu. A.K. bir anda her şeyini hatta eşini, çocuklarını ve torunlarını da kaybetti. Binadan sadece kendisi kurtuldu..
‘Yaşanan felaketin ardından M.T. uzun yıllar kiracı olarak kaldığı apartmana koştu. Eski komşularını enkazdan kurtarmak için yoğun bir mücadele verdi. Sonra da, bir zamanlar Hatay’ın emlak zenginleri arasında yer alırken depremde her şeyini kaybeden eski ev sahibini evine götürdü.’
A.K., haberin yayınlandığı Şubat sonu itibariyle, eski kiracısının evinde kalıyordu.
[ www.tr724.com/kiracisi-bir-ay-once-evinden-cikardigi-depremzede-ev-sahibine-sahip-cikti/
Memleketin tadı kaçtı, keyfi gitti
Depremin olduğu o bölge için, ‘Türkiye'nin tadı’, ‘Türkiye’nin tadının olduğu bir bölge’ dense sezadır. Sadece birer misalle; baklavasıyla Antep, künefesiyle Hatay, kebabıyla Urfa, kayısısıyla Malatya, dondurmasıyla Maraş.. yerle bir oldu.
Türkiye'nin tadı kaçtı artık…
Keyif için yapılan/yapılacak maçların da tadı kaçtı.
Deprem felaketi sonrasında futbol oynayamayacaklarını söyleyen Malatyaspor Başkanı Ahmet Yaman,
Şu an futbolun zamanı değil. Binlerce insanımız göçük altında, aileleri yas tutuyor, haberlerini bekliyor, cenazesini gömüyor(ken) biz de futbol oynayacağız… Söz konusu değil böyle bir şey.’ diyordu.
Teknik Direktör Yılmaz Vural, "Devam edecek durumda değiliz. Şu anki psikolojiyle yabancı oyuncularım şehri terk etti.’ diyordu.
Az zaman sonra, Malatyaspor dahil bölge kulüpleri, liglerden çekildi.
[ kronos36.news/tr/malatyaspor-ligden-cekiliyor-devam-edecek-halde-degiliz/
İlk günki kaos
İlk gün, kaos idi haliyle…
"Kahramanmaraş'ta sabah (6 Şubat’ta) 04:17'de gerçekleşen 7.7 büyüklüğündeki deprem en az 10 kenti etkiledi. Depremin vurduğu farklı kentlerden BBC Türkçe’ye konuşan depremzedeler, yaşadıklarını anlattı.
"CHP Pazarcık İlçe Başkanı Veysel Şervan, ‘Biz tam enkazdan çıkmıştık ki bir kişinin enkazdaki küçük bir boşluktan elini uzattığını gördük. Onu kurtarmaya çalışan arkadaşımızın üzerine bina yıkıldı. Gözümün önünde onu kurtarmaya çalışan da altında kaldı. Onlar kaldı, kurtulma şansları yok, bina komple üzerlerine yıkıldı. Çok zor durumdayız.’
Arama kurtarma çalışmaları daha yeni yeni sabaha karşı birkaç tane geldi. Şu anda ne çadır var, ne bir şey. İnsanlar dışarıda, yağmur yağıyor; yiyecek yok, içecek yok, ısınma yok... Şu ana dek etkili bir arama kurtarma yapılamadı.
"Adana merkez Yurt Mahallesi’nde 5. kattan kendilerini dışarı zor attıklarını söyleyen Nilüfer Aslan, anlatıyor:
"Çevremizde 12-14 katlı 4 bina yıkıldı. Ben beşinci kattaydım. İlk önce hafif geldi, sonra biraz duraklar gibi oldu, sonra şiddetli biçimde devam etti.
"Sadece oğlumu kurtarmak istedim. Diğer odadaki oğluma seslendim, o da ne olduğunu anlayamadı. ‘Annem deprem oluyor, en azından aynı yerde birlikte ölelim’ dedim. ‘Kapı eşiğinde ölelim’ dedim. Aklımdan geçen tek şey oydu. Devam etti, devam etti, kapının eşiğinde bir dakika boyunca durduk.
Şu anda Çukurova Devlet Hastanesi'ne yakın bir alanda toplandık. Yanıma, üstüme hiçbir şey alamadım, dışarıda terlikle duruyorum. Bir daha da eve girmeye cesaret edemiyoruz.
Diğer yanda, geçirdiği böbrek ameliyatı sonrası Gaziantep Ersin Arslan Devlet Hastanesi’nde, kolunda serumla yatarken depreme yakalanan Gökçe Bay, şiddetli depremle birlikte hastaların neye uğradığını şaşırdığını anlatıyor.
Bir anda bütün hastaların birbirinden destek alarak kaçmaya başladığını söyleyen Bay, hastanenin bazı duvarlarında yıkılmalar olduğunu söylüyor:
"Deprem olduğunda ikinci kattaydık. Ağrım yoktu ama kolumda serum takılıydı. Ben hemen yataktan kalkıp kuzenime seslendim, kolumdan serumu nasıl çıkardığımı hatırlamıyorum.
Hemen koştuk. Herkes birbirine tutundu. Böyle bir sarsıntı yok. Öleceğiz zannettik. Tepemize yıkılacak ve orada kalacağız, çıkamayacağız zannettik. Öyle korkunç bir şeydi. Herkes sokakta ağladı, hepimizin psikolojisi bozuldu. Tarif edemiyorum.
"Eşyalarını