Yakarış

By Bilal Seçkin

Türkiye’de hukukun ayaklar altına alındığı bir süreçte, terörist yaftasıyla suçlanarak Sincan Cezaevi’nde bir ay süreyle tek kişilik hücrede “kainata sığmadığını ancak kulunun kalbine sığdığını” söyleyen Rabbisi ile baş başa kalmış birisiyim. Müteakiben yaklaşık bir yıl süreyle çoklu koğuşlarda kalmış, Anadolu’nun has bir evladı olarak yaşadıklarımdan his dünyama aksedenleri yazı ve mısralara dökmeye çalıştım.
Yusufların bir araya geldiği cezaevinin duygu yüklü ortamında farklı hayat hikayeleri ile yüzleşmem, yaşadıklarım ve okumalarımdan esinlenerek tarihe bir not da ben düşmek istedim.
Bu kitapta, Medrese-i Yusufiye’nin dört duvarı arasında aydınlık yarınların ümit dolu hayalini kuran ‘Risalet Yolunun Yolcuları’nın, ümide sarılıp Rabbisine dayanarak tüm engelleri kolaylıkla aşabileceği gösterilmeye çalışılmıştır.

• Language: Türkçe
• Publisher: Crab Publishing
• Release date: Jan 17, 2024
• ISBN: 9798215929223

Bilal Seçkin

1967 Ankara doğumludur. Mühendislik farklı şehirlerde devlet memurluğu yaparak emekli olmuştur. Emekliliği sırasında 15 Temmuz olaylarından dolayı tutuklanmıştır. Bir süre Sincan cezaevinde kaldıktan sonra tahliye olmuştur.

Book preview

Türkiye’de hukukun ayaklar altına alındığı bir süreçte, terörist yaftasıyla suçlanarak Sincan Cezaevi’nde bir ay süreyle tek kişilik hücrede kainata sığmadığını ancak kulunun kalbine sığdığını söyleyen Rabbisi ile baş başa kalmış birisiyim. Müteakiben yaklaşık bir yıl süreyle çoklu koğuşlarda kalmış, Anadolu’nun has bir evladı olarak yaşadıklarımdan his dünyama aksedenleri yazı ve mısralara dökmeye çalıştım.

Yusufların bir araya geldiği cezaevinin duygu yüklü ortamında farklı hayat hikayeleri ile yüzleşmem, yaşadıklarım ve okumalarımdan esinlenerek tarihe bir not da ben düşmek istedim.

Bu kitapta, Medrese-i Yusufiye’nin dört duvarı arasında aydınlık yarınların ümit dolu hayalini kuran ‘Risalet Yolunun Yolcuları’nın, ümide sarılıp Rabbisine dayanarak tüm engelleri kolaylıkla aşabileceği gösterilmeye çalışılmıştır.

Bilal Seçkin

15 Ocak 2024

BİRİNCİ BÖLÜM

NOTLAR

KİŞİ SEVDİĞİ İLE BERABERDİR

Hikmetinden sual olmaz senin Rabbim. Kendi kendime sorarım. Neden peygamberim (sav), Ebu Bekir Sıddık (ra) ve Ömer b. Hattab (ra) 63 yaşında Rabbimin rahmetine kavuştu? diye… Rabbim bu üç dostunu yan yana koydu. Dünyada yaşarken yan yana, kabirde ve sonrası ahirette. Resulullah sahabeleri ile birlikteyken bu iki dostunu iki yanına alarak, ellerini tutup havaya kaldırmış: İşte biz kıyamet günü böyle kalkacağız, böyle haşr olacağız demiştir. Sevgi işte böyle bir şey. Kişi sevdiğiyle beraberdir hadisi bu mübarek üçlü ile ne kadar da uyumlu.

Rabbim onların şefaatlerine bizleri nail eylesin. Makam istemediler. Hesap verme korkusu her an ayrılmaz bir tedirginlikti onlar için. Az yemek, aç kalmak, eski giyinmek alışılmış görüntülerdi. Daima vermeyi, gösteriş ve şatafat çağrıştırılacak her şeyden kaçınmayı, dünyada iken kendilerini kabir ehlinden saymayı, bunları yaparken de acaba riyakârlık mı yapıyorum diye tevazu içindeki duruşlarıyla Allah‘ın sevgili dostları oldular.

Bu örnek şahsiyetler hacca, umreye gelen müminlerin olmazsa olmaz uğrak noktası olmuş ve olmaktadır. Bu kısacık hayatlarında devasa işler başararak; âlemlere rahmet peygamberim ve dostlarının Rabbim dileyince neler yaptırabileceğini bütün insanlığa gösterdi. Birken milyarlara ulaşan İslam dünyası, hasret kaldığı o sahabe yaşamına ne zaman ulaşır? Bilinmez ama bilinen husus, Kur’an’dan ve peygamberi ruhtan fersah fersah uzaklaştığımız... Devasa çokluğa rağmen, aradaki telafisi mümkün olmayan zayıf halkaların varlığı ile parça parça hareket edip, heva ve hevesinin peşinde giden İslam dünyasında bir bölünmüşlük yaşanıldığı kesin. İnsanlığın içinde bulunduğu şu zaman diliminde başımıza gelenlerden ders çıkarılmayacak gibi. Belaların çığ gibi, bir müddet daha çoğalarak devam edeceği bir kehanet olmasa gerek.

20.03.2021 / 22:15

RABBİMİZ SÜREKLİ UYARIYOR

Rabbimin benimle konuşmasını istediğimde okuduğum Kur’an’da rahmeti sonsuzun ululuğunu ve yüceliğini her daim hissediyorum. O diyor ki: "Kullarım ben sizi en güzel surette yarattım. Meleklerin ve cinlerin önünde eğileceği, hizmet edeceği ve bütün kâinatı görünür görünmez her şeyi ile senin hizmetine sundum. Şu anda ümmeti olmakla şerefli kıldığım siz kullarıma, en sevdiğim dostumu bir uyarıcı olarak gönderdim. O ki benim salatıma mazhar olmuş ve meleklerin dâhi ulaşamadığı makamlara eriştirmişim. Bu seçilmişliğiniz bile size olan şefkatimin ve rahmetimin sonucudur.

Sizleri sürekli olarak Bu dünya iş işleme yeridir, hesap yoktur. Yarın hesap günüdür, artık yapmak isteseniz bile iş yoktur. diye uyarıyorum. Aldatıcı yalana inanmayın. Gerçek ve ebedi hayata hazırlık yapın diyorum, ancak nasıl bir inattır! Nasıl bir bencilliktir!

Cehenneme doğru koşar adımlarla giderken, kendinize inanılmaz zulmettiğinizin farkında değil misiniz? Mucize mi istersiniz etrafınıza bir bakın! Bu ilimlerin böylesine hassas ince ayarlarla önünüze sunulması, sizde hiç mi etki meydana getirmez? Yoksa bunların kendiliğinden mi olduğunu düşünüyorsunuz? Sadece bir atomun çekirdek yapısına bakıp da kâinatın fihristesinin elektron ve proton hareketlerinde olduğu gibi bütün koca kâinatta tekrarlandığını, küçükten büyüye kadar her şeyin hareket halinde yüzdüğünü ve