Discover millions of ebooks, audiobooks, and so much more with a free trial

Only $11.99/month after trial. Cancel anytime.

Deprem Ötesi Felaket: 6 Şubat 2023 Maraş Depremi ve Sonrası
Deprem Ötesi Felaket: 6 Şubat 2023 Maraş Depremi ve Sonrası
Deprem Ötesi Felaket: 6 Şubat 2023 Maraş Depremi ve Sonrası
Ebook239 pages2 hours

Deprem Ötesi Felaket: 6 Şubat 2023 Maraş Depremi ve Sonrası

Rating: 0 out of 5 stars

()

Read preview

About this ebook

Bu kitapta özet mahiyetinde nakledilen ibretlik hadiselerle 6 Şubat Depreminde ve sonrasında olan bitenleri hatırlayacaksınız.
Her memleketin kendine göre bir afeti, derdi var. Deprem de Turkiye’nin eskilerden bugüne değişmeyen bir gerçeği...
Dünyada daha şiddetli depremler olurken, ve bizden çok daha az can kaybı yaşanırken, bizde niye böyle oldu? İbretlik hadiselerle depremde ne oldu? Deprem sonrasında ne oldu?
Yollarda deprem vesilesiyle koca koca yarıklar olduğunu gördük televizyonlarda, basında...
O yarıklardan birinin içine düşüp de öleni duyan var mı? Bilakis, herkes yapılan binaların altında kaldı.
Yani, deprem kader elbette, fakat birilerinin dediği manada degil... Kader diyemezler.. kendileri ettiler...
Fakat unutmamak lazım ki, bu felaket, şimdiki iktidar sahiplerinin gelmesiyle olmuş, gitmesiyle gidecek birşey de değil.
Bu deprem, asrın felaketi mi? Yoksa asıl felaket siyasiler mi? O siyasilere destek verenler mi? Kitapta bunun cevabını bulacaksınız.
‘Depremden beter felaket mi olurmuş?’ demeyin.
Evet, olur... İşte bu kitab, bunun ispatıdır.

LanguageTürkçe
Release dateJun 21, 2023
ISBN9798201053390
Deprem Ötesi Felaket: 6 Şubat 2023 Maraş Depremi ve Sonrası
Author

Atilla Yusuf Guleker

He was born in Istanbul as the ‘second’ son of a family from Skopje, making him 'al thani’(*) from the beginning.When his grandfather was born, Skopje was a part of the Ottoman Empire; when his father was born, it was a part of Yugoslavia and it is now the capital of N. Macedonia.At university, he studied mathematics.He has worked for many years as an educator in the east and west of Turkey.He has always been an avid reader and writer and passionate about journalism.In Cambodia, where he worked as a journalist, he opened a school with financial support from businessmen in Turkey and Europe.He has also lived in Sri Lanka and the U.S., where he was key in the establishment of educational institutions.In 2016 he left Qatar, and would later seek asylum in the Netherlands.He is married and has two children.[(*) an inside joke: 'al Thani' is the royal family of Qatar, but thani also means 'second' in Arabic.]

Read more from Atilla Yusuf Guleker

Related to Deprem Ötesi Felaket

Related ebooks

Related categories

Reviews for Deprem Ötesi Felaket

Rating: 0 out of 5 stars
0 ratings

0 ratings0 reviews

What did you think?

Tap to rate

Review must be at least 10 words

    Book preview

    Deprem Ötesi Felaket - Atilla Yusuf Guleker

    Semboller-açıklamalar

    [bbc.co…

    Paragrafların veya konuların sonunda. İktibasın kaynağı. Kısalık ve netlik için bazen biraz değiştirilmiş olabilir.

    [izah]

    Ayrıntılar veya bazı ekstra bilgiler için.

    mesela: Bu [enkaz dökülecek] alanlar belirlenirken…

    Mealler: Verdiğim mealler, Diyanet yayınlarına ait meallerdir.

    [..] kimi cümle sonlarındaki iki nokta, henüz mevzunun bitmediğini, son noktanın konmadığını ifade mahiyetinde, bir nevi (;) fonksiyonu eda eder. Patent hakkı var ise, bunu ilk defa eserlerinde gördüğüm Fethullah Gülen Hocaefendi’ye aittir.

    İçindekiler

    ‘İçindekiler’ e-kitaplar için otomatik olarak oluşturuluyor. Kitabın sonunda bu kısım, diğer tür kitaplar için detaylı olarak yer alıyor.

    Yazar Hakkında

    Eğitimci, yazar… Turkiye’de İstanbul, Erzurum ve İzmit/Kocaeli’nden sonra Kamboçya’da, Sri Lanka’da, Amerika Birleşik Devletleri’nin Michigan eyaletinde, Katar’da eğitim faaliyetlerinde bulundu.

    Majestelerinin basını sayesinde ‘Katar imamı’ diye meşhur oldu. Biraz da onları yalancı çıkarmamak için(!) yazıyor.

    Eserleri:

    - Kamboçya’da Bir Okul Hikayesi: Yayına hazırlanıyor.

    - Katar’dan Kaçış.

    [smashwords.com/books/view/1185971]

    [play.google.com/store/books/details/Atilla_Yusuf_Guleker_Katar_dan_Kaçış?id=QK-eEAAAQBAJ]

    - Escape from Qatar. [Katar’dan Kaçış Kitabının İngilizce ve ayrıca sesli versiyonu]

    [ smashwords.com/books/1182486

    [ play.google.com/store/books/details/Atilla_Yusuf_Guleker_Escape_from_Qatar?id=payeEAAAQBAJ

    - Escape from Qatar-audio version:

    [ play.google.com/store/audiobooks/details/Atilla_Yusuf_Guleker_Escape_from_Qatar?id=AQAAAEDCsijy-M

    Takdim

    Depremler, seller ve sair afetler dünyanın hakikati… Her memleketin kendine göre bir afeti, bir derdi var. Deprem de Türkiye’nin eskilerden bugüne değişmeyen bir gerçeği…

    Deprem kader elbette, fakat birilerinin dediği manada degil…

    Yollarda deprem vesilesiyle koca koca yarıklar olduğunu gördük televizyonlarda, basında…

    O yarıklardan birinin içine düşüp de öleni duyan var mı?

    Bilakis, herkes yapılan binaların altında kaldı.

    Kader diyemezler.. tepeden tırnağa kendileri ettiler… Ne çare ki, sadece hatası olanlar değil, pek çok masum da gitti…

    Dünyada Şili’sinden Japonya’sına, Türkiye’den daha şiddetli depremler olmasına rağmen bizden çok daha az can kaybı yaşanırken, bizde niye böyle oldu? İbretlik hadiselerle 6 Şubat 2023’teki deprem(ler)de ne oldu? Deprem sonrasında ne oldu?

    Dünyanın dört bir tarafından, hatta bize ‘düşman’ diye öğretilen devletler çok kısa zamanda yardıma koştuğu halde, nasıl oldu da kaos yaşandı?

    Bunun hemen cevabı ‘iktidar sahiplerinin yüzünden’ olacak şüphesiz…

    Fakat unutmamak lazım ki, bu felaket(ler), şimdiki iktidar sahiplerinin gelmesiyle olmuş, gitmesiyle bitecek birşey de değil.

    Bu vatanın evladı Yahudiler başta olmak üzere gayri müslimleri hedef alan Varlık Vergisi, İnönü liderliğindeki CHP iktidarı zamanında çıkarıldı. Fakat yine bir başka Anadolu’nun en eski sakinlerinden Rum vatandaşları hedef alan 6-7 Eylül olayları, Demokrat Parti-DP zamanında idi…

    1999 Gölcük Depreminde iktidar, Ecevit liderliğindeki DSP ile MHP ve ANAP idi. 2023 depreminde şimdiki iktidar, AKP vardı.

    Garip bir şeyler olup gidiyor bu memlekette… Aktörler değişse de filmin sonunda hep, Anadolu’da yaşayan insanlar mağdur oluyor.

    *

    Bu kitapta bütün bu mağduriyetler değil, sadece Şubat 2023 Depremi üzerinde yoğunlaştık. Tarihe not düşmek adına, Depremdeki ‘oldu-bitti’ hikayelerini naklettik… Hikaye diyorum fakat anlatılanlar hakikatin ta kendisi…

    Bu kitapta özet mahiyetinde nakledilenlerle Depremde olan bitenleri hatırlayacaksınız. Ve belki bir daha ağlayacaksınız…

    *

    Bu Deprem, asrın felaketi mi? Yoksa asıl felaket siyasiler mi? O siyasilere destek verenler mi? Kitapta bunun cevabını bulacaksınız.

    Anadolu’da her gün ölüp ölüp dirilenler var.. Senelerdir deprem yaşayanlar var.

    ‘Yok canım’ demeyin.. ’Depremden beter felaket mi olurmuş?’ demeyin.

    Evet, olur… İşte bu kitab, bunun ispatıdır.

    *

    Gözünüze takılan eksik gedikleri ve/veya teklifleri tarafımıza iletmeniz, sonraki baskıların daha iyi olmasını netice verecektir.

    Hayatın kıymeti

    İnsan, çok zaman, bir şeyin varlığının kıymetini yokluğunda anlıyor ancak… Afaki bir güzellik peşinde bir ömür tüketirken asıl güzelliğin etrafındaki çok basit şeylerde olduğunu fark edemiyor bile… Ta ki o sahip olduğu basit güzellik elden gidene kadar...

    *

    Çorap dediğin nedir?

    Bir depremzede, Şu çorap ne kıymetli bir şeymiş! Çocuğumun ayağına 3 gün poşet sardım, 3 gün çorap giydiremedim. diye anlatıyordu bir videoda.

    [ twitter.com/yirmiucderece/status/1633575953048784896

    *

    "Adıyaman’da enkaz altından 6. gün madenciler tarafından kurtarılan, 23 Nisan İlkokulu Müdürü Sadık Tunç, depremin olduğunu anladığında ilk hamle, eşini hemen yanına çekmiş. Kendi dizleri harap olmuş vaziyette, öylece beklemeye başlamışlar. 1 gün.. 2 gün… Ayaklarının artık işe yaramaz olduğu zannıyla, 'Allah’tan başka dua edecek kimsemiz kalmamıştı. Eşime dedim ki baldırımı kes ki kanımı emesin de hayatta kalasın’ diye seslenmişti.

    O soğuk.. o açlık.. o susuzluk.. Nihayetinde, 6 gün sonra ekipler kendilerine ulaştılar. İlk evvela eşini kurtardılar. Sadık Müdürü kurtarmak için hamle yaparlarsa enkazın daha da yıkılacağından endişe etti madenciler. ‘Endişe etmeyin, bina yıkılırsa yıkılsın… Eşim kurtulduysa beni bırakın!’ dedi Sadık Bey. Şükür, onu da kurtardılar.

    İlk işi, ayakta kalmış okul binasına gidip kedilerini beslemek oldu.

    Kurtulduktan sonra, göçük altındaki ve sonraki hissiyatını şöyle ifade ediyor Sadık Bey: Göçük altında ayağını bile uzatamıyorsun. ‘Acaba ayağımı tekrar uzatabilir miyim?’ diye düşündüm. Hayat ne güzelmiş.. kuşlar, gökyüzü… Hiçbir güzelliğin farkında değilmişiz… Anladım ki aslında kıymetli dediğimiz hiçbir şeyin kıymeti yokmuş.

    [ twitter.com/DeryaTR_/status/1633557017058070532

    6 Şubat Depreminde ne oldu?

    Basit gözüken bir çorabın dahi ne kadar kıymetli oldugunu bize öğreten 6 Şubat’ta ne oldu?

    6 Şubat 2023 Pazartesi sabah saat 4:17’de, Kahramanmaraş merkezli başlayan, 7.8 ve 7.5 büyüklüğünde depremler meydana geldi. Maraş Pazarcık merkezli ilk deprem, Türkiye ve Suriye'nin yanı sıra Lübnan, Kıbrıs, Irak, İsrail, Ürdün, İran ve Mısır'ın da yer aldığı geniş bir coğrafyada hissedildi.

    Resmi rakamlara göre Türkiye’de 50 binden, Suriye’de 8 binden fazla insan hayatını kaybetti. 120 binden fazla insan yaralandı.

    Milyonlarca insan etkilendi; 35 binden fazla bina yıkıldı.

    Aralarında Gaziantep Kalesi, Habib-i Neccar Camii, Kahramanmaraş Ulu Camii, Hatay Meclis Binası, Şirvan Camisi, Adıyaman Ulu Camii, Elbistan Ulu Camii ve İskenderun'daki Latin Katolik Kilisesi'nin de bulunduğu birçok tarihî bina ağır hasar aldı veya yıkıldı.

    Depremde adeta kum yığınına dönen binaların yanısıra, 300 binden fazla binanın acil yıkılacak, yıkık veya orta hasarlı olduğu tespit edildi.

    100 milyar $’ın üzerinde bir hasara yol açtığı tahmin edilen bu deprem, Gölcük merkezli 1999 Marmara Depreminden daha büyük şiddette, 1939 Erzincan Depreminden daha ölümcül oldu.

    Depremin akabinde, Türkiye’nin dört bir tarafından ve dışarda yaşayan Türkiye kökenli insanların yanısıra; düşman gibi gösterilen Ermenistan, Yunanistan dahil 100’den fazla memleketten yardım yağdı.

    İlk ve orta dereceli okullara ara verildi. Üniversiteler ise, onca otel, konaklama tesisi kışın ortasında boş dururken, depremzedelere yer bulmak bahanesiyle uzaktan eğitime geçirildi.

    İlk andan itibaren depreme hazırlıksız yakalandıklarını söyleyen, ve fakat sonrasında da toparlayamayan/toparlanamayan, senelerdir yolsuzlukları ayyuka çıkmış olan siyasi iktidarın boyası döküldü, foyası meydana çıktı.

    En az 5 milyon kişinin bölgeden farklı şehirlere göç ettiği tahmin edilirken kalan pek çok insan başını sokacağı bir çadır dahi bulamadı.

    [ tr.wikipedia.org/wiki/2023_Kahramanmaraş_depremleri

    Hani para konuşurdu?

    Hani paran kadar konuş, derler ya… Parası olsa da konuşamadı, kurtulamadı insanlar…

    Türkiye’de, belki biraz yatırım fakat asıl süs/ziynet eşyası olarak da kullanıldığı için, yastık altı tabir edilen; insanların evlerinde, üzerlerinde 300 küsur yüz milyar dolar değerinde olduğu tahmin edilen altın var.

    Kahramanmaraş’da bir binanın enkazından 78 kilo altın çıkmıştı mesela. Bir kuyumcuya ait imiş.

    [ kronos36.news/tr/canta-dolusu-altin-ezber-bozdu

    *

    Herhalde tonlarca altın, sahipleriyle birlikte enkaz altında kaldı.

    Para ile saadet olmadı. Para giden canları geri getiremedi... Anlaşıldı ki, paradan kıymetli şeyler de var... Sağlık, afiyet gibisi yokmuş gerçekten.

    Cihan padişahı Kanunî’nin dediği gibi:

    ‘Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi…’

    *

    Deprem gecesinde yataklarına ağa olarak girenler, hayatta kaldılarsa, deprem sabahı ekmeğe muhtaç hale geldiler…

    Bir ibretlik misal:

    "Hatay’ın en işlek bir caddesinde apartmanı olan ve onlarca kiracısı bulunan depremzede A.K., birkaç ay önce bütün kiracılarıyla yeni sözleşme imzalamak istedi. Bütün dairelere zam yaptı. Apartmanda oturan kiracıların çoğunluğu taşınma maliyeti ve yeni tutacakları dairenin belki daha yüksek fiyatta olacağını düşünerek mecburen yeni kontrata imza attı.

    Birinci katta oturan ve geçimini gündelik işlerle kazanan kiracı M.T. ise kirasının bin 500’den ancak 2 bin liraya yükseltilmesi halinde kontrata imza atacağını ifade etti. Ancak ev sahibi 3 bin lira altında bir rakama razı olmadı. M.T. Kasım ayının başında, 2 bin liraya kiraladığı bir gecekonduya taşındı.

    6 Şubat’ta meydana gelen depremin ardından A.K.’nın apartmanı yerle bir oldu. A.K. bir anda her şeyini hatta eşini, çocuklarını ve torunlarını da kaybetti. Binadan sadece kendisi kurtuldu..

    Yaşanan felaketin ardından M.T. uzun yıllar kiracı olarak kaldığı apartmana koştu. Eski komşularını enkazdan kurtarmak için yoğun bir mücadele verdi. Sonra da, bir zamanlar Hatay’ın emlak zenginleri arasında yer alırken depremde her şeyini kaybeden eski ev sahibini evine götürdü. A.K., haberin yayınlandığı Şubat sonu itibariyle, eski kiracısının evinde kalıyordu.

    [ www.tr724.com/kiracisi-bir-ay-once-evinden-cikardigi-depremzede-ev-sahibine-sahip-cikti/

    Memleketin tadı kaçtı, keyfi gitti

    Depremin olduğu o bölge için, ' Türkiye'nin tadı’, ‘Türkiye’nin tadının olduğu bir bölge’ dense sezadır. Sadece birer misalle, baklavasıyla Antep, künefesiyle Hatay, kebabıyla Urfa, kayısısıyla Malatya, dondurmasıyla Maraş.. yerle bir oldu.

    Türkiye'nin tadı kaçtı artık…

    Keyif için yapılan/yapılacak maçların da tadı kaçtı.

    Deprem felaketi sonrasında futbol oynayamayacaklarını söyleyen Malatyaspor Başkanı Ahmet Yaman, Şu an futbolun zamanı değil. Binlerce insanımız göçük altında, aileleri yas tutuyor, haberlerini bekliyor, cenazesini gömüyor(ken) biz de futbol oynayacağız... Söz konusu değil böyle bir şey.’ diyordu.

    Teknik Direktör Yılmaz Vural, "Devam edecek durumda değiliz. Şu anki psikolojiyle yabancı oyuncularım şehri terk etti.’ diyordu.

    Az zaman sonra, Malatyaspor dahil bölge kulüpleri, liglerden çekildi.

    [ kronos36.news/tr/malatyaspor-ligden-cekiliyor-devam-edecek-halde-degiliz/

    İlk günki kaos

    İlk gün, kaos idi haliyle…

    "Kahramanmaraş'ta bu sabah (6 Şubat’ta) 04:17'de gerçekleşen 7.7 büyüklüğündeki deprem en az 10 kenti etkiledi. Depremin vurduğu farklı kentlerden BBC Türkçe’ye konuşan depremzedeler, yaşadıklarını anlattı.

    "CHP Pazarcık İlçe Başkanı Veysel Şervan, ‘Biz tam enkazdan çıkmıştık ki bir kişinin enkazdaki küçük bir boşluktan elini uzattığını gördük. Onu kurtarmaya çalışan arkadaşımızın üzerine bina yıkıldı. Gözümün önünde onu kurtarmaya çalışan da altında kaldı. Onlar kaldı, kurtulma şansları yok, bina komple üzerlerine yıkıldı. Çok zor durumdayız.’

    Arama kurtarma çalışmaları daha yeni yeni sabaha karşı birkaç tane geldi. Şu anda ne çadır var ne bir şey. İnsanlar dışarıda, yağmur yağıyor, yiyecek yok, içecek yok, ısınma yok... Şu ana dek etkili bir arama kurtarma yapılamadı.

    "Adana merkez Yurt Mahallesi’nde 5. kattan kendilerini dışarı zor attıklarını söyleyen Nilüfer Aslan, anlatıyor:

    "Çevremizde 12-14 katlı 4 bina yıkıldı. Ben beşinci kattaydım. İlk önce hafif geldi, sonra biraz duraklar gibi oldu, sonra şiddetli biçimde devam etti.

    "Sadece oğlumu kurtarmak istedim. Diğer odadaki oğluma seslendim, o da ne olduğunu anlayamadı. ‘Annem deprem oluyor, en azından aynı yerde birlikte ölelim’ dedim. ‘Kapı eşiğinde ölelim’ dedim. Aklımdan geçen tek şey oydu. Devam etti, devam etti, kapının eşiğinde bir dakika boyunca durduk.

    Şu anda Çukurova Devlet Hastanesi'ne yakın bir alanda toplandık. Yanıma, üstüme hiçbir şey alamadım, dışarıda terlikle duruyorum. Bir daha da eve girmeye cesaret edemiyoruz.

    Diğer yanda, geçirdiği böbrek ameliyatı sonrası Gaziantep Ersin Arslan Devlet Hastanesi’nde, kolunda serumla yatarken depreme yakalanan Gökçe Bay, şiddetli depremle birlikte hastaların neye uğradığını şaşırdığını anlatıyor.

    Bir anda tüm hastaların birbirinden destek alarak kaçmaya başladığını söyleyen Bay, hastanenin bazı duvarlarında yıkılmalar olduğunu söylüyor:

    "Deprem olduğunda ikinci kattaydık. Ağrım yoktu ama kolumda serum takılıydı. Ben hemen yataktan kalkıp kuzenime seslendim, kolumdan serumu nasıl çıkardığımı hatırlamıyorum.

    Hemen koştuk. Herkes birbirine tutundu. Böyle bir sarsıntı yok. Öleceğiz zannettik. Tepemize yıkılacak ve orada kalacağız, çıkamayacağız zannettik. Öyle korkunç bir şeydi. Herkes sokakta ağladı, hepimizin psikolojisi bozuldu. Tarif edemiyorum.

    "Eşyalarını ve montlarını dahi almadan kaçmak zorunda kaldıklarını anlatan Bay, böbrek ameliyatından yeni çıkmış olmasına rağmen ıslak terlikleriyle sokakta kaldığını söylüyor:

    Dışarısı da çok kötü kar, buz gibi. Yatan hastalar, yaşlılar, tekerlekli sandalyedeki hastalar... Onlar çıkamadılar. Biz kendimizi attık bir şekilde dışarı ama dışarda da durumumuz hiç iyi değil.

    [ www.bbc.com/turkce/articles/cjlyz1rx99go

    *

    İktidarın her vesileyle iftihar ile yaptıklarını söylediği yollar, kağıt gibi yırtıldı. Havalimanı hasar gördü.

    Böyle bir kaos anında, herşeyi bir yana bırakıp birlik ve beraberlik içinde hareket etmek lazım gelmez mi?

    Kendilerinden olmayan, kendileri ihale etmedikleri (yani pay almadıkları) hiçbir şeye evet demeyen iktidar sahipleri, çatladığı için kullanılmaz hale gelen Hatay Havalimanını tamir etmeye çalışanları da tehdit ediyor, 'tutuklarız', diyordu.

    Buna rağmen, Ankara Büyükşehir Belediyesi ekipleri, çatladığı için kullanılmaz hale gelen Hatay Havalimanı’nı tamir etti.

    [ www.tr724.com/kemal-kilicdaroglu-hatay-havalimanini-onariyoruz-gelsinler-tutuklasinlar/

    Depremde aslında ne oldu? Kim öldü, kim kaldı?

    Depremin ne hasar, ne de ölü cihetiyle tam bir hesabı yapılamadı.

    Resmi rakamlar

    Enjoying the preview?
    Page 1 of 1