Editör: Lecteur

By Harald Neugebauer and Derya Yalimcan

Dogustan sende olan ama kaybettigin sana nasil donersin. Bati dunyasinin kultur insani uzerine, haylaz, yaramaz, duzensiz fikirler Homo ludens occidentalis.

Satranc oynadiginiz surece, rakibinize yonelik hamlelere guvenirsiniz. Artik oyun hakkinda degil, oyunun kendisi hakkinda dusundugunuzde bu durum degisir.

Ernst Jünger'in kardesi Friedrich Georg'in 70. Dogum günü hakkindaki yorumu.

• Language: Türkçe
• Publisher: Books on Demand
• Release date: May 31, 2023
• ISBN: 9783757838263

Harald Neugebauer

_____________________________________________________________

Book preview

"Doğuştan sende olan ama kaybettiğin

sana nasıl dönersin "

Batı dünyasının kültür insanı üzerine, haylaz,

yaramaz, düzensiz fikirler

Homo ludens occidentalis

EDİTÖRDEN

Dünya dediğimiz gezegene doğan her beşer, zihni silik, becerilerini yaşamı boyunca eğitim ve öğretimle geliştirmeye çalışan, akabinde ise tekamülünün kalitesine göre insan sıfatını alan canlıdır.

İnsan olmaya gayret eden beşer, zihnini yaşadığı toplum ile iletişime sokup, büyüdüğü toplumun aydınlık yapısının kalitesi ve entelektüel seviyesinin çokluğu ile harmanlayıp, kendi milletine ve kültürüne katkıda bulunacak yeni fikirleri öne atacak seviyeye gelecektir.

Tüm bu fikirlerin ilk amacı, yaşanan kültür toplumunu yüceltip, diğer milletlerin arasında beşeri seviye konusunda kast sisteminin en üst seviyesine oturmayı hedefleyip; ikincil olarak farklı kültür ve medeniyetlere ışık tutmak olacaktır.

Dünya medeniyeti içerisinde IX-XX. Yüzyılda yaşayan değerli fikir adamları vardır. Bu insanlar gerek okült gerek ise ülkelerin yönetimine fayda edecek -izm ve doktrinleri yazımsal hale getirmişlerdir. Kalem oynatan bu zihni entelektüel kişiler, attıkları fikirler ve geliştirdikleri sosyal-antropoloji konusunda, bazen savaşlara az da olsa barış ve insanlık refahına hizmet etmişlerdir.

Dünya teoloji sistemi içerisinde balkanize olmuş insan, yine teolojik alanda kapital alanı oluşturan ruhban sınıfın, ilk önce işçisi; daha sonra ise sermayenin devamı için üreyen-üremesi gereken ve maaşlarla beslenen köleleri haline geliştirilmiştir. Bu mevcut durum günümüzde Efendi ve Köleyi modern insan olarak karşımıza çıkartmaktadır. Modern insan dediğim bu tabirde, aklı ve idrakiyle muhakeme yapan kişi sanılmasın. Aksine, modern çağın iletişim aygıtlarıyla mankurtlaştırılıp, doğacak güne uyanıp, kendilerine geçinecek kadar maddi imkan sağlayan efendilerinin uzun soluklu yaşamaları için mücadele içinde olan modern insan kasıt edilmektedir.

Ünlü düşünür ve Mukaddime’nin yazarı İbn Haldun’un bu konuyla alakalı bir sözü vardır: İnsan alışkanlıklarının çocuğudur!

Tam bu noktadan hareketle, Fransızca kelime kökünden gelen Lecteur (Editör) isimli elinizdeki eser, Yazar Dr. Harald Neugebauer’in bu konudaki yüksek entelektüel birikimini içermektedir. Bendenizde kitabının editörlüğünü üstlenmek gibi bir cesarete giriştim. Eser içerisinde, Batı Avrupa fikir insanlarının ve ülkeleri yönetenlerin fikirsel diyalogları ile Türk Milleti’nin Avrupa toplumu içerisindeki entegrasyonu konusunda hukuksal olarak elde etmiş ve kullanamadığı (Engellendiği) insan hakları hukukundaki pasajlara denk geleceksiniz.

Eser, yüksek bir entelektüel bilinç sahibi okur için kaynak bir kitap olup, günümüz Avrupa toplumunun nereden nereye evrildiğinin fotoğrafını çekerek bizlere sunmaktadır.

Eseri kaleme alan Sevgili dostum Dr. Harald Neugebauer’e okuyucu aracılığı ile selam eder. Tüm okurlara sevgilerimi iletirim.

Emrah BEKCİ

Editör-Lecteur

Türkiye/2022

Satranç oynadığınız sürece, rakibinize yönelik hamlelere güvenirsiniz. Artık oyun hakkında değil, oyunun kendisi hakkında düşündüğünüzde bu durum değişir.

Ernst Jünger'in Friedrich Georg'un 70. doğum gününe ilişkin yorumu

Önsöz

Batı Avrupa'nın gerçek, özgür ve bağımsız basınının son temsilcilerinden, gerçekte elli yaşlarının ortasında, giyim tarzıyla yirmili yaşların sonlarında görüntü sergileyen genç ruhlu bir kadın, kıvırcık kına kızılı saçları pencereden içeri giren akşam güneşinde parlıyordu. Bakışlarını evinin penceresinden gördüğü, Doğu Avrupa'nın sessiz tanığı olan Tuna Nehrine gezdirdi ve ses kaydı için kullandığı diktafonu çalıştırıp fısıldamaya başladı:

Bugün Avrupa artık özgür değil. Bu gelinen nokta, umarım insanların birleştiği büyük bir direnişe yol açacaktır. Polonya'nın doğusunda tüm beklentilerin aksine örgütleniyoruz... Polonya, Macaristan gibi içeriye sızılmamış tek devlet gibi görünüyor. Şimdilik çok fazla müttefikimiz yok... Ama önce Avusturyalı kitap editörü Dr. Harald Neugebauer'in trajik bir şekilde en başından beri görgü tanığı ve başrol oyuncularından biri olduğu hikayesini gelecek nesiller için anlatacağım. Bana yaşadıklarını, hikâyesini Brüksel-Molenbeek Çatışmasından önce anlattı. Anlatımlarını o vakitlerde kaleme aldığı notlar ve günlük kayıtlarla destekledi.

Kimberly M., Budapeşte, Macaristan, Özgür Avrupa

Berlin-Zehlendorf, Dr Neugebauer

Editör, kitabın ilk sayfasını tekrar açtı ve tekrar okumaya başladı:

Graubünden'de sonbahar erken geldi. Soğuk esen rüzgâr yakında gelecek olan kışın habercisiydi.

Dağın yamacındaki sık köknar ormanı, rüzgârın esmesi ile çok sesli bir orkestra gibi ıslık çalıyor, yapraklarından henüz kurtulamayan köknar dalları bu ahenge dans edercesine eşlik ediyordu.

Silverplana Gölü'nün kıyısında oturan adam oval şekilli gümüş kaplama okuma gözlüklerini çıkartıp elinde tuttu. Gölün güzelliğini seyretmeye başladı. Derin bir nefes alıp, ciğerlerini nemli ve soğuk-temiz havayla doldurdu. Eylül güneşinin soğuk güneşi sanki bir prizmadan kırılır gibi karla kaplı dağ zirvelerinden üzerine düştüğünü ve az da olsa içini ısıttığını hissetti. Çünkü mevsimin soğuğu biraz içini titretmişti. Elinde sayfaları açık olan kitabı hızlı bir şekilde kapattı. Kitabın çıkardığı ses gölün ıssızlığını bozdu ve etrafında bulunan çalılardaki kuşları ürküttü, göl yüzeyinde yankılandı, adam sonra ayağa kalktı. Sol elinde kitap, sağ elinde gümüş gözlüğü ile göle doğru yüzünü dönerek "Prometheus muyum yoksa Epimetheus