Discover millions of ebooks, audiobooks, and so much more with a free trial

Only $11.99/month after trial. Cancel anytime.

Çöküş | 15 Temmuz Konuşmaları
Çöküş | 15 Temmuz Konuşmaları
Çöküş | 15 Temmuz Konuşmaları
Ebook442 pages3 hours

Çöküş | 15 Temmuz Konuşmaları

Rating: 0 out of 5 stars

()

Read preview

About this ebook

Bu kitapta okuyacağınız metinler, TR724 YouTube kanalında 15 Temmuz 2020 haftası yayınlanan “15 Temmuz Konuşmaları” isimli 7 bölümlük program serisinin dökümüdür.

Hâliyle irticalen yapılmış, bir hayli uzun konuşmaların yazıya aktarılması bahis mevzu. Takdir edersiniz ki, cümleleri konuşma dilinden yazı diline aktarmak zordur. Çünkü konuşma dilinde cümle yapıları bir hayli farklıdır. Yazı dilindeki gibi kurallı olmayabilir. Tekrarlar olur. Bu metni gözden geçirirken, konuşma diline gereğinden çok müdahale etmek istemedim. Bu sebeple bazı cümleler devrik, kuralsız yahut aksak gelebilir. Mazur görünüz.

Yine de, okuma keyfiyetini kolaylaştırmak adına, bazı tekrarları çıkardım, bazı kısımlarda cümleleri baştan kurma ihtiyacı hissettim. Program kayıtlarını dinleyenler, birebir aynı kelimeleri duyamadıklarında şaşırmasınlar.

Son olarak, bu konuşmalar ağırlıklı olarak irticalen yapıldığı için tırnak içi ifadelerin bir kısmı başka kaynaklardakiyle örtüşmeyebilir. Bu kitabı okuyacak araştırmacıların, buna dikkat etmelerini istirham ederim.

LanguageTürkçe
Publisher7/24 Kitap
Release dateJul 14, 2021
ISBN9781005154776
Çöküş | 15 Temmuz Konuşmaları
Author

7/24 Kitap

Bir grup gazeteci tarafından kendi imkânları ile yayın hayatına başlayan Tr724.com Basın Meslek İlkeleri ve uluslararası medya etik kurallarına uygun habercilik yapmaktadır. Tr724 Kitaplığı yazarlarımızın kaleme aldığı eserlerin okurlara ulaştırıldığı bir platformdur.

Related to Çöküş | 15 Temmuz Konuşmaları

Related ebooks

Reviews for Çöküş | 15 Temmuz Konuşmaları

Rating: 0 out of 5 stars
0 ratings

0 ratings0 reviews

What did you think?

Tap to rate

Review must be at least 10 words

    Book preview

    Çöküş | 15 Temmuz Konuşmaları - 7/24 Kitap

    İçindekiler

    İçindekiler

    Redaktörün Notu:

    1. BÖLÜM

    DÖRT DÖRTLÜK BİR TUZAK

    HALKA KARŞI İŞLENEN DEVLET TERÖRÜ

    ALMAN PARLAMENTOSU (REICHSTAG) YANGINI

    ASIRLIK BİR KIRILMA

    KOMPLOLAR TARİHİ

    ŞARTLAR NASIL OLGUNLAŞTI?

    SİYASİ ÇELİŞKİLER ÜLKESİ

    ‘400’Ü VERİN BU İŞ HUZUR İÇİNDE ÇÖZÜLSÜN’

    TOPLUMSAL OLAYLARDAN AYRI DÜŞÜNMEMELİ

    GÜLEN CEMAATİ’Nİ BİTİRME PLANI

    ORTAMI ISITMA HAMLELERİ

    15 TEMMUZ ÖNCESİ MINTIKA TEMİZLİĞİ

    İSTİHBARAT NASIL HABERDAR OLMAZ?

    ÇOK KİŞİNİN BİLDİĞİ SIR

    RESMİ HİKAYEYİ ÇÜRÜTECEK ÇOK BELGE VAR

    ‘EMİNİM AMA İSPAT EDEMEM’

    O SÜREÇTE MEDYA, YARGI OLMAMASI GEREKLİYDİ

    OLUŞTURULAN DARBE BEKLENTİSİ

    DARBE İHBARCISI ‘FETÖ’DEN TUTUKLU

    2. BÖLÜM

    15 TEMMUZ ÖNCESİ ABDULLAH GÜL’E ZİYARET

    ABDULLAH GÜL NEDEN PANİK İÇİNDEYDİ?

    ‘IŞİD SALDIRI HAZIRLIĞINDA’ İHBARI

    14 TEMMUZ’DA YAŞANAN SIRA DIŞI OLAYLAR

    6,000 POLİS DOĞUDAN ANKARA’YA NASIL TAŞINDI?

    DÖNÜM NOKTASI: MİT’E GELEN İHBAR

    ‘ÖYLE SALAK BİR ÖRGÜT Kİ…’

    DARBE İHBARININ HİKÂYEDEKİ YERİ

    GENELKURMAY’DAN AYRILDIKTAN 1 DAKİKA SONRA

    ‘DIŞARIDAN BİR SALDIRIYA HAZIRLIĞINIZ VAR MI?’

    DEĞİŞEN İFADELER, DEĞİŞTİRİLEN SAATLER

    KUMPASLAR SÜPER, DARBE REZALET!

    ‘GÜÇLÜ HAFIZANIZ YOKSA, BÜYÜK YALAN SÖYLEMEYİN’

    DİYANET İŞLERİ BAŞKANIYLA YEMEK

    ‘ENGELLEMEK İÇİN GİTSEYDİ, ENGELLERDİ’

    METİN GÜRAK SALAĞA MI YATTI?

    DARBECİLERİN LİSTESİNDE NE ARIYOR?

    15 TEMMUZ DÖRT DÖRTLÜK PLAN DEĞİLMİŞ

    ORDUNUN SADECE YÜZDE 1’İ DARBEYE KATILDI

    İHBAR VAR, TERÖR VAR… TEDBİR YOK!

    HULUSİ AKAR KUMPASIN PARÇASI OLMASAYDI…

    ‘BİR DARBE NASIL YAPILMAZ?’

    3. BÖLÜM

    15 TEMMUZ’U NASIL İZLEDİM?

    GAZETECİLER DURUŞMALARI TAKİP ETMİYOR

    AKIN ÖZTÜRK AÇIKLAMASI NASIL DEĞİŞTİ?

    BRÜKSEL ŞARTININ 59 YIL SONRA KABULÜ

    ‘EŞİM BU BİLGİYİ İLGİLİLERLE PAYLAŞTI’

    ERDOĞAN İLETİŞİM KANALLARINI KAPATTI

    ARZULANAN PRIMETIME DARBE GÖRÜNTÜSÜ

    HULUSİ AKAR VE ABİDİN ÜNAL’IN RAHATLIĞI

    BOĞAZİÇİ KÖPRÜSÜ SEMBOL OLARAK SEÇİLDİ

    KEBAPÇIDAN DARBEYE…

    KÖPRÜDE SİVİLLERİ KİM ÖLDÜRDÜ?

    SNIPER’LA CİNAYETLERİN TANIKLARI

    NEDEN POLİSİ DEĞİL DE HALKI GÖNDERİYORSUNUZ?

    KÖRPÜDE SURİYELİ CİHATÇILAR

    15 TEMMUZ’U HABER VEREN TWİTTER HESABI

    MEDYAYA ÖZENLE SERVİS EDİLEN GÖRÜNTÜLER

    ASKERİ OKULLARI KAPATMANIN BAHANESİ

    TELEVİZYONLARIN CANLI YAYINLAYABİLDİĞİ DARBE

    ERDOĞAN’IN O GECE YAYINLANMAYAN RÖPORTAJI

    CUMHURBAŞKANI NEDEN İSTANBUL’A GİTTİ?

    ‘ÇANKAYA’YA GİTSELER, 3-5 BAKANI TUTUKLARLARDI’

    ÇAYLA ÇORBAYLA GEÇEN 15 TEMMUZ GECESİ

    GENERALLERİN DÜĞÜN GECESİ

    DARBEYİ ENGELLEMEYE İZİN VERMEDİ

    BAKANIN EMİRLERİNİ UYGULADIĞI HÂLDE…

    AKINCI’YI KURTARAN GENERAL HAPİSTE

    50 TANE ASKERİ GERİ ÇEKTİREMEYEN KOMUTAN

    AKINCI ÜSSÜNDEN DARBE YÖNETİLEMEZ

    PİJAMALARINI ÇIKARIP GELDİ, 1 NUMARA OLDU

    HİÇBİR ŞEY OLMAMIŞ GİBİ DÜĞÜNE DEVAM

    REHİNELERE CEP TELEFONU İZNİ

    AYNI YERDELER: BİR KISMI DARBECİ, BİR KISMI DEĞİL

    BAŞKA ŞEHİRLERDE DE ASKER DÜĞÜNLERİ VAR

    4. BÖLÜM

    AKINCI ÜSSÜNDEKİ TUHAFLIKLAR

    UÇMAYAN UÇAK, MECLİS’İ BOMBALAMIŞ

    HEPSİ ENSESİNDEN TEK KURŞUNLA VURULMUŞ

    İMKÂNLARI KISITLI DİYE AKINCI SEÇİLDİ

    TELSİZ KAYITLARINDAKİ KOPYALA-YAPIŞTIRLAR

    DARBECİLER, EMNİYETİ NİYE KARŞISINA ALSIN?

    BAŞARISIZLIĞA PROGRAMLANMIŞ BİR PLAN

    CUMHURBAŞKANINA SUİKAST GÖRÜNTÜSÜ

    ERDOĞAN NE ZAMAN KARAR VERDİ?

    FİDAN’DAN ‘AYŞE TATİLE ÇIKSIN’ MESAJI

    DARBE BAŞLADIKTAN 6 SAAT SONRA YOLA ÇIKAN TİM

    MARMARİS’E GELEN GİZEMLİ HELİKOPTERLER

    TANIK POLİS, 3 GÜN SONRA ÖLDÜRÜLÜYOR

    ‘BAZI ŞEYLER VAR, ONLAR BENDE KALSIN’

    ASKERİ HAVAALANINDAN VEDA EDİYOR

    ÖNCE POLİSLER, ASKERLERE ATEŞ AÇIYOR

    LİSE TALEBESİ, DAHA İYİ PLAN YAPARDI

    ‘BEN SAVAŞ PİLOTUYUM, KEŞİF UÇUŞU YAPAMAM’

    SÖZCÜ GAZETESİ MUHABİRİ NEDEN HAPSE GİRDİ?

    CİHAT YAYCI, O GECE MARMARİS’TE

    ‘ERDOĞAN BİZİM KORUMAMIZ ALTINDAYDI’

    SÖNMEZATEŞ’İN GENELKURMAY’LA GÖRÜŞMELERİ

    15 TEMMUZ ÖNCESİ KARARTILAN SOKAKLAR

    DARBECİLERİN AKLINA GELMEYEN DENİZ ÜSSÜ

    ERDOĞAN’A DOKUNMA MESAFESİNDEKİ ‘FETÖ’CÜLER!

    SAĞA SOLA DAĞITILAN ‘VUR’ EMİRLERİ

    BERAT ALBAYRAK’IN KIRDIĞI POTLAR

    ERDOĞAN’IN PARANOYASI

    JANDARMA GENEL KOMUTANLIĞINDA TUHAF GECE

    TSK ENVANTERİNDE OLMAYAN SİLAHLAR

    JANDARMA FİİLİ OLARAK İŞİN İÇİNDE BİLE DEĞİL

    TURGUT ASLAN, VURULDU MU VURULMADI MI?

    İNCELEMESİ YAPILMAYAN 18 SİLAH

    SUÇLANMAK İÇİN O GECE NE YAPTIĞINIZIN ÖNEMİ YOK

    CAMİ İMAMI KALAŞNİKOFU NEREDEN BULDU?

    İŞKENCE MEKANI ÇOK ÖNCEDEN AYARLANMIŞ

    5. BÖLÜM

    BÖCEK ARAMASI YAPILAN ODADA TOPLANTI

    BOSTANOĞLU’NUN DARBEYİ ÖĞRENDİĞİ SAAT

    DARBENİN İÇİNDEYMİŞ İMAJI VERMEK İÇİN KAYBOLDU

    ERGENEKON-BALYOZ SANIKLARI DEVREDE

    DÖNEN SAVAŞ GEMİLERİNE ATEŞ AÇMA EMRİ

    DENİZ KUVVETLERİNİN DARBE SİCİLİ

    DONANMANIN DARBEDE NE İŞİ VAR?

    YARBAY NEDEN AKP’Lİ BAŞKANI ARAR?

    HALKI SOKAĞA ÇIKARMA ÇAĞRILARI…

    MECLİS’E BOMBA ATMANIN ‘FAYDALARI’!

    PATLAMA İÇERİDEN Mİ, DIŞARIDAN MI?

    O GECE UÇAN 11 UÇAK HİÇ İNCELENMİYOR

    PROPAGANDA SAVAŞI İÇİN, MECLİS ÖNEMLİYDİ

    MUHALİF VEKİLLERİ DOLDURUŞA GETİRDİLER

    SAVCI COŞKUN’UN KEHANET DOLU TUTANAĞI

    ‘FETÖ KALKIŞMASI’ SÖZÜNÜ İLK KULLANANLAR

    ‘SEN BU İŞİ HALLET, ÇEYİZİN BENDEN’

    22.40’TA GELEN YURTDIŞI YASAKLARI

    PSİKOLOJİK HARPTE İŞİN ADINI KOYMAK ÇOK ÖNEMLİ

    KİM HAİN, KİM KAHRAMAN?

    ZEKAİ AKSAKALLI’NIN SEMİH TERZİ’YE GAREZİ

    TERZİ’NİN YANINDAKİ TİMİ AKSAKALLI SEÇMİŞ

    ÖMER HALİSDEMİR’LE 8 AYRI TELEFON GÖRÜŞMESİ

    ÖZEL KUVVETLERİN KOMUTANI O GECE KAYIP

    SEMİH TERZİ’NİN EŞİ HAPİSTE, SUSTURULDU

    UÇUŞ YASAĞINA RAĞMEN UÇAN UÇAKLAR

    ‘ÖLDÜR EMRİ’ VERMEK BU KADAR KOLAY MI?

    ÖZEL KUVVETLER DARBENİN İÇİNDE…

    BÖLÜKTE KAZAN PATLASA, KOMUTAN TERFİ ALAMAZ

    6. BÖLÜM

    AKIN ÖZTÜRK NASIL DARBECİ OLDU?

    FOTOĞRAFTAKİ KISA PANTOLON DETAYI

    HİÇBİR ‘DARBECİ’ İLE İRTİBATI YOK

    ESKİ GENELKURMAY BAŞKANI ARKA ÇIKTI

    DARBECİLER ORGENERAL Mİ ARIYORDU?

    ONU AKINCI’YA ÇAĞIRAN ABİDİN ÜNAL OLMASA…

    İŞKENCELERE RAĞMEN İFADEYİ İMZALAMADI

    TESADÜFLER SİLSİLESİ DEVAM EDİYOR…

    GİZLİ TANIKLAR HİÇBİR ‘DARBECİYİ’ TEŞHİS EDEMİYOR

    ANADOLU AJANSI, OLMAYAN İFADELERİ YAYINLADI

    HAKAN FİDAN’IN VAZİFELİ ADAMI SADIK ÜSTÜN

    ‘İSRAİL BİZİ SATTI’ DEDİRTTİLER

    MAHKEMEDE YÜZLEŞMEYE CESARET EDEMEDİLER

    15 TEMMUZ’UN BELKİ DE EN KRİTİK AKTÖRÜ

    HOLLYWOOD FİLMİ GİBİ UYDURMA HİKÂYE

    HULUSİ AKAR’I TEHDİT ETTİ

    SAHADAKİ ASKERLER AKSAKALLI’NIN KOORDİNESİNDE

    SEMİH TERZİ’NİN ÖLDÜRÜLMESİNE GEREK YOKTU

    ‘TÜRKİYE’DE İLK KEZ BİR GENERAL ÖLDÜRÜLECEK’

    DARBE-CEMAAT BAĞLANTISI

    ADİL ÖKSÜZ’ÜN TEK MİSYONU

    TÜRK HAVA YOLLARINI KULLANARAK 12 SEYAHAT

    PARMAK İZİ İNCELEMESİ YAPILMAYAN TEK YER

    O GECE TUTUKLANMAYAN TEK KİŞİ

    ERDOĞAN’IN ADAMIYLA KARAKOLDA SOHBET

    ADİL ÖKSÜZ NİYE BU KADAR RAHAT

    ‘BU DAVANIN KONUSU DEĞİL’

    ADİL ÖKSÜZ HÂLÂ TÜRKİYE’DE OLABİLİR

    BU SİVİLLERİN ORADA NE İŞİ VAR?

    15 TEMMUZ’DAN İKİ GÜN ÖNCE İKÂMET KONTROLÜ

    CEMAAT’TEN BİR AÇIKLAMA YOK…

    ADİL ÖKSÜZ’ÜN KAÇIRILMA DAVASI…

    ADINI İLK KEZ 19 TEMMUZ’DA DUYDUK

    İDDİANAMELERİ OKUDUKÇA…

    NE DİYELİM, BİR ŞEY BİLMİYORUZ Kİ!

    TSK’DAN 70 BİN ASKER BU SAYEDE İHRAÇ EDİLDİ

    MECLİS RAPORU NASIL VE NEDEN KAYBOLDU?

    7. BÖLÜM

    KANAATİM FAZLASIYLA PEKİŞTİ…

    85 ASKERİ, 4 POLİS ENTERNE EDİYOR!

    KİMSE BU EMRİ SORGULAYAMAZDI

    POLİSLE ASKERİ ÇATIŞTIRMA GAYRETİ

    OXFORD SÖZLÜĞÜNÜN ‘DEVLET TERÖRÜ’ TANIMI

    ‘BİZ HAZIRLIKLARA 4 AY ÖNCESİNDEN BAŞLAMIŞTIK’

    DARBEYİ ÖNLEMEK, YAPMAKTAN ÇOK DAHA KOLAY

    TÜRKİYE’NİN DARBE MEKANİĞİ…

    DARBE PANİĞİ YAŞAYAN TEK AKP’Lİ…

    HERKES HER ŞEYİ BİLİYOR ZANNEDİYORUZ AMA…

    HİTLER, ALMANYA’YI KHK’LARLA YÖNETTİ

    TALAT AYDEMİR’İN HARBİYELİLERİ…

    HARP OKULLARININ KAPATILMASI ANA HEDEFTİ

    15 TEMMUZ’DA MÜEBBET ALAN ÇOCUKLAR…

    BELEDİYE OTOBÜSÜYLE DARBEYE GİDEN ASKERLER

    POLİSLER HALKI ATEŞİN ORTASINA GÖNDERİYOR

    TÜRKİYE ESKİ NORMALİ MUMLA ARAYABİLİR

    FİİLEN 15 TEMMUZ’U ARAŞTIRMA YASAĞI VAR

    KUŞKUSUZ BİR DEVLET ORGANİZASYONU

    15 TEMMUZ’UN OLMASI İÇİN GEREKENLER…

    ERDOĞAN’A GÜVEN YÜZDE 30’DAN 67’YE ÇIKTI

    SON BİR ASIRDAKİ UYGULAMALARIN BİRİKİMİ

    TÜRKİYE ŞARTLARINDA SÖYLENEBİLENLER

    AĞIZLARINDAN KAÇIRDIKLARI SÖZLER

    PROFESYONELLER SAHADAYDI

    MECLİS BUGÜN NOTER KADAR YETKİLİ DEĞİL

    TÜRKİYE CUMHURİYETİ YENİDEN KURULUYOR

    250 İNSAN ÖLDÜ, ÖLMEYEBİLİRDİ…

    TÜRKİYE 4 YILDIR ABD’YE DELİL GÖSTEREMEDİ

    RUSLAR 15 TEMMUZ’UN NE KADARINI BİLİYOR?

    ‘FETÖ’ UZMANLARI VE ‘FETÖ’ BORSASI

    İKTİDARIN ONAYLANMA İHTİYACI HAD SAFHADA

    HERKES HULUSİ AKAR’LA YÜZLEŞMEYİ BEKLİYOR

    15 TEMMUZ’A DOKUNAN YANIYOR…

    ERDOĞAN İÇİN GERÇEKTEN DE ‘ALLAH’IN LÜTFU’

    TÜRKİYE’NİN EKSENİNİ DEĞİŞTİRMEK İSTEYENLER

    BECERİKSİZ(!) ‘HAŞHAŞİLER’

    15 TEMMUZ TEK BİR KİŞİYE YARAMADI…

    DEVLETİN BİR KUTSALI OLMADIĞINI GÖRDÜM

    HENÜZ FİNALİ BİLMİYORUZ

    ‘KAÇAK’ FİLMİNDEKİ GİBİ…

    15 TEMMUZ’U GÖRÜNCE İLK AKLIMA GELEN

    EĞER GAZETECİLER ÖZGÜRCE ÇALIŞABİLSE…

    BİRÇOK GAZETECİNİN EMEĞİNİ YANSITTIK

    Redaktörün Notu:

    Bu kitapta okuyacağınız metinler, TR724 YouTube kanalında 15 Temmuz 2020 haftası yayınlanan 15 Temmuz Konuşmaları isimli 7 bölümlük program serisinin dökümüdür.

    Hâliyle irticalen yapılmış, bir hayli uzun konuşmaların yazıya aktarılması bahis mevzu. Takdir edersiniz ki, cümleleri konuşma dilinden yazı diline aktarmak zordur. Çünkü konuşma dilinde cümle yapıları bir hayli farklıdır. Yazı dilindeki gibi kurallı olmayabilir. Tekrarlar olur. Bu metni gözden geçirirken, konuşma diline gereğinden çok müdahale etmek istemedim. Bu sebeple bazı cümleler devrik, kuralsız yahut aksak gelebilir. Mazur görünüz.

    Yine de okuma keyfiyetini kolaylaştırmak adına, bazı tekrarları çıkardım, bazı kısımlarda cümleleri baştan kurma ihtiyacı hissettim. Program kayıtlarını dinleyenler, birebir aynı kelimeleri duyamadıklarında şaşırmasınlar.

    Son olarak, bu konuşmalar ağırlıklı olarak irticalen yapıldığı için tırnak içi ifadelerin bir kısmı başka kaynaklardakiyle örtüşmeyebilir. Bu kitabı okuyacak araştırmacıların, buna dikkat etmelerini istirham ederim.

    Yavuz Altun

    1. BÖLÜM

    Tarık Toros: Herkese merhaba, 15 Temmuz Konuşmalarına hoş geldiniz. 15 Temmuz’un 4. yıldönümü. 15 Temmuz 2016 bir darbe kalkışması, bir darbe girişimi mi? Bir kontrollü girişim mi? Bir kumpas mı? Bir tiyatro mu? Bir kara komedi mi ya da komedi mi? Nasıl planlandı? Nasıl organize edildi ve sonrasında ne oldu? 15 Temmuz'a kadar yaşanan süreçte neleri unutuyoruz, neleri atladık? 15 Temmuz neden Türkiye kamuoyunda çok üzerine gidilmeyen bir konu oldu ve neden üzerine giden insanların başına işler geldi? Aradan geçen 4 sene içerisinde çok sayıda soru birikti. 15 Temmuz yargılamaları yapılıyor mu? Bir darbe soruşturması, bir darbe davası, bir darbe mahkemesi var mı? Varsa nerelerde ve kamuoyu bu davaları, bu mahkemeleri canlı takip edebiliyor mu? Oradan bilgiler aktarılıyor mu? Acaba darbeciler kendilerini nasıl savunuyor? Acaba onların darbe yapmasını önleyenler neler söylüyor? Kaç tanesi sonuçlandı? Kalanlar nasıl seyrediyor? İçeride kaç kişi var? İşte bütün bunlar aradan geçen 4 senede halen üzerindeki örtü, üzerindeki tül perdesi, üzerindeki sis perdesi kaldırılmış konular değil. 15 Temmuz Konuşmalarında bu ekranlarda 4 sene sonra buna bakmaya çalışacağız. 15 Temmuz’u öncesi, yaşandığı gün ve sonrası itibariyle ele almaya çalışacağız. Kimlerle? Gazeteci meslektaşlarım Bülent Korucu, Adem Yavuz Arslan ve Levent Kenez ile.

    Herkes hoş geldi. Bir giriş yaptım ama öncelikle ilk soruyu soracağım. 15 Temmuz size göre ne? Size göre 15 Temmuz deyince ilk düşündüğünüz, ilk aklınıza gelen, ilk hissettiğiniz, dilinizden dökülen kelimeler veya zihninizde yaptığı çağrışımla başlayalım. 15 Temmuz sizin için ne ifade ediyor? Sonrasında elbette 15 Temmuz’da gelinen süreci konuşmaya başlayacağız. Elbette ilerleyen bölümlerde o gün neler yaşandığını, kritik noktalar nerelerdi ve sonrasında neler oldu gibi konuları konuşacağız. 4 seneye bir mercek tutmaya çalışacağız. Bülent Korucu ile başlayalım.

    Bülent Bey sizin için 15 Temmuz ne ifade ediyor?

    DÖRT DÖRTLÜK BİR TUZAK

    Bülent Korucu: Bu soruya hazırlıksız yakalandım diyebilirim. Daha önce bir ön görüşme yapmamıştık aramızda. Ama sen soruyu sorar sormaz benim kafamda hemen tuzak kelimesi belirdi. Malum bu konuyu konuşmayı aramızda kararlaştırmıştık. Yaklaşık 10 gündür iddianameler okuyoruz, tutanakları okuyoruz eski haberlere geri dönüp bakıyoruz.

    Açıkçası psikolojim bozuldu diyebilirim. Yani gerçekten tuzak kelimesini dört dörtlük hak eden bir olayla karşı karşıyayız. O tuzağa düşen sadece yargılanan askerler ya da kamuoyunun çok bildiği askeri öğrenciler filan değil. Bir millet olarak biz tuzağa düştük ve bu tuzağı hazırlayanların çok profesyonelce hazırladığını ama aynı zamanda da çok insafsız, vicdansız, ahlaksız bir tuzakla karşı karşıya olduğumuzu düşünüyorum.

    Ve eminim insanlar objektif bir nazarla iddianameleri okusalar, savcı mütalaalarını okusalar sadece bunların içindeki çelişkilere bile baksalar, tanıkların ya da sanıkların söylediklerine baksalar, hiç başka bir şeye ihtiyaç yok. Kontrollü darbe diyen, senaryo diyen, tuzak diyen birilerini dinlemelerine bile gerek yok. Gerçek anlamda, mesela Meclis Komisyon Raporunu okusalar ya da herhangi bir davanın iddianamesini alsalar mütalaasını alıp okusalar zannediyorum büyük çoğunluk, yani vicdanını aklını kaybetmemiş insanların hemen tamamı aynı yaklaşımı sergileyecektir. Evet hepimiz bir tuzağa düştük, diyecektir.

    Tarık Toros: 15 Temmuz’u takip eden günlerde iki demeç dikkatimi çekti. Birincisi Mete Yarar’ın demeciydi. CNN Türk ekranlarıydı yanılmıyorsam. 15 Temmuz’un ya ertesi günü ya da ilk 2-3 günü içerisindeydi. Bugün kahraman bildiklerimiz zannettiklerimiz hain olabilir. Bugün hain ilan ettiklerimiz illerde kahraman olabilir, demişti Mete Yarar hiç unutmuyorum. O günlerde tweet bile atmıştım bunu. Takip eden süreç içerisinde benzer bir açıklamayı gene aynı biçimde farklı bir ekrandan da olsa Şamil Tayyar da yapmıştı. Bugün kahraman bildiklerimiz hain, hain bildiklerimiz de kahraman olabilir diye. Adem Yavuz Arslan ile devam edelim. 15 Temmuz nedir size göre?

    HALKA KARŞI İŞLENEN DEVLET TERÖRÜ

    Adem Yavuz Arslan: 15 Temmuz ‘Devlet Terörü’dür. Elindeki kamu gücünü kullanan, istihbarat, Genelkurmay ve Saray’ın hem kendi halkına, kendi ordusuna, kendi milletine karşı yaptığı bir komplodur. Bu komplonun sonrasında estirdiği terördür. 20 Temmuz’da çıkarılan Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile birlikte yasal bir kılıfa büründürülmüş ‘terör faaliyeti’dir. Bu görüşümün detaylarını daha sonraki bölümlerde açacağım. Ama bir cümle ile denildiği zaman benim aklıma ilk gelen şey bir ‘devlet terörü’dür.

    Çünkü 15 Temmuz’u hazırlayanlar, uygulayanlar, sonrasında toplumun her kesimini mağdur eden isimler devletin kamu gücünü, devletin yaptırım gücünü de arkalarına alarak bu terörü işlediler. Kendi halkına karşı işlenmiş bir terör faaliyetidir 15 Temmuz.

    Tarık Toros: Peki birazdan 15 Temmuz’a nasıl geldik bu konuya bakacağız ama Levent Kenez’in fikrini de merak ediyorum. Levent Kenez, 15 Temmuz deyince sizde çağrıştırdığı nedir?

    ALMAN PARLAMENTOSU (REICHSTAG) YANGINI

    Levent Kenez: Girişte yaptığınız konuşmaya bir atıf ile başlamak istiyorum. 15 Temmuz’un üzerine gidiliyor mu? dediniz. Biz şu an toplandık, bir program yapacağız. Neden? Çünkü yurt dışındayız. Çünkü konuşabiliyoruz. Türkiye’de kimseye izin vermiyorlar.

    İlk Ahmet Şık’ı göz önüne getirelim. Cumhuriyet gazetesinde 15 Temmuz’u ucundan sorgulayan bir yazı dizisi yayınladı. Hapse girdi ve daha sonra çıktı. Ece Sevim Öztürk’ü hatırlarsanız. Yakın zamanda Müyesser Yıldız yine 15 Temmuz ile hakkında özellikle Hulusi Akar ile ilgili sorgulamalar yaptı. Kimseye aman vermiyorlar. Olay yurtdışında kalan gazetecilere kalıyor. O yüzden biz konuşuyoruz. Keşke Türkiye’de insanlar konuşabilseler… Mahkemelere insanlar, gazeteciler gidebilse özgürce, cesurca gidebilse… Oradakileri topluma aktarabilse bambaşka olur. Ama dediğiniz gibi hepimizin bildiği sebeplerden dolayı bu gerçekleşmiyor. Bunu ifade etmek lazım. 15 Temmuz’u yurtdışına çıktıktan sonra yabancı gazetecilerle konuştuğumuzda, Hitler döneminin meşhur Reichstag yangınına benzetiyorlar. Hatırlarsanız Alman parlamentosu yanmıştı ve daha sonrasında Hitler gücü eline alacaktı… Hitler o zamanlar henüz çok sağlam değildi aslında ancak o parlamento yangınından sonra bütün ipleri eline alarak bütün muhalifleri tasfiye harekâtı başlatmıştı. Dünyada örnekleri var. Ben buna çok benzetiyorum, birçok şey özellikle Olağanüstü Hâl (OHAL) ilan edildikten sonra yaşananlar buna çok uyuyor. Ama diğer bir şekilde bir kültür devrimi gibi… AKP’nin kendi rengini, rejime vurduğu bir kültür devrimi olarak da görüyorum. Ama diğer konuşmacılara katılıyorum bu bir tuzak. Bu tuzağın neticesinde ordunun lağvedilmesi, tasfiye edilmesi gibi şeyler ilk akla gelenler.

    Bülent Korucu: Tarık Bey sizin de tanımınızı alalım.

    ASIRLIK BİR KIRILMA

    Tarık Toros: 15 Temmuz’a bir isim koymakta güçlük çekiyorum. Sadece 15 Temmuz’un devlet gözetiminde yapılmış, mühim bir kırılma olduğunu düşünüyorum. Yakın tarihte belki de Cumhuriyet’in ilânı çapında asırlık bir kırılma. Ve tamamen devletin planlaması, devletin gözetimi ve devletin organizasyonuyla; bilgisi, izni, onayıyla tümüyle devlete mal ediyorum bu hamleyi. Geriye doğru bakıldığında ta İttihatçılara kadar giden bir gelenekten bahsetmek mümkün. Ama korkum, endişem şu ki önümüzdeki asra bu şekilde damgasını vurmasın. Bu da ancak aydınlanma ile mümkün zaten bu programı yapıyor olmamızın nedeni de bu aydınlanmayı başlatabilmek.

    Levent Kenez, Nazi dönemindeki parlamento yangınından bahsetti. Almanya’da Hitler’in iktidarını güçlendirdiği, sağlamlaştırdığı bir olay. Ben Hitler dönemine dair çok şey okudum ve seyrettim. Naziler başlangıçta bu yangının üzerine pek gitmiyor. İlk günlerde, acaba bu konuyu bundan sonraki gelişmeler için bahane yapalım mı gibi tartışmalar, kafa karışıklığı var. Sonra Propaganda Bakanı Joseph Goebbels başta olmak üzere, Naziler Biz bunu değerlendirebiliriz, kullanabiliriz, deyip ilk 48 saatteki kafa karışıklığını aşıp hızla sonraki organizasyonun gerekçesi yapıyorlar. Ve ağırlıklı olarak da komünistlerin üzerine gidiyorlar. Hitler’in hedefinde Yahudiler olduğu gibi komünistler de var. Böyle bir konu... Yani esasen Hitlerin planladığı, yaptığı, ettiği bir konu mudur değil midir o konuda daha tarihçiler tam bir kanaate varabilmiş değiller. Fakat 15 Temmuz öyle değil. Niye bunu söyledim? 15 Temmuz’a bağlamak için. Türkiye’deki pek çok konu pek çok kırılma pek çok darbe girişimi veya darbe, 27 Mayıs’tan başlayarak, sonrasında gene pek çok sosyal hadise 6-7 Eylül 1955 olayları gibi, Maraş olayları gibi, yakınlarda 27. yıl dönümünü idrak ettiğimiz Sivas katliamı gibi, konuların öncesi var. O girişime, o olaylara veya o katliama gerekçe olacak bir hazırlık safhası var ya da bir altyapı çalışması var.

    Hiçbir şey bu öncesindeki olaylardan bağımsız değil. Bu ilk bölümde de Türkiye’yi 15 Temmuz’a götüren sebeplere bakalım. Bülent Bey sizinle başlayalım mı?

    Bülent Korucu: Olabilir.

    Tarık Toros: Siz 15 Temmuz’a gelinen süreçte son aylarda veya son yıllarda yaşanan olayları alt alta koyup baktığınızda bugün nasıl yorumluyorsunuz? Pek çok şey söylenebilir. 15 Temmuz’u haber veren veya 15 Temmuz’u içeren gelişmeler nelerdi?

    KOMPLOLAR TARİHİ

    Adem Yavuz Arslan: Bir öneride bulunabilir miyim? Çok kısa araya girip. Şu bölümü biraz açalım bence. Hep söylüyorum: Türkiye tarihi biraz da devletin kendi vatandaşına karşı kurduğu komplolar tarihidir. Burada biraz bunu açalım. Yani mesela, 30 Mart 2014 yerel seçimleri öncesi Dışişleri Bakanlığı’ndan sızan meşhur bir ses kaydı vardı. MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın, Davutoğlu’nun, Yaşar Güler’in de içinde olduğu, baştan sona suç içeren, yani Suriye’ye gönderilen 2 bin tır silahtan bahseden kayıttan bahsediyorum. O ses kaydının en önemli tarafı, Hakan Fidan’ın Sorun değil, karşıya 3 adam gönderir bu tarafa 5 füze attırırız. Suriye’ye girmek için gerekçe olur, sözleriydi.

    İşte aslında biraz önce anlatmaya çalıştığım ‘devlet terörü’nün sembolü bu ifadeler. 6-7 Eylül olaylarını hatırlayın. Orgeneral Sabri Yirmibeşoğlu, o dönemin kudretli komutanı. 12 Eylül Darbesinin de önemli bir ismiydi. Medyaya verdiği demeçlerde açık açık söyledi: Çok başarılı bir özel harp operasyonuydu, dedi. Gazete hazırlanıyor, ortam hazırlanıyor. Ortaya bir yalan haber atılıyor. İşte Atatürk’ün evi bombalandı diye. İnsanlar galeyana getiriliyor. Kamyonlara doldurulmuş insanlar Taksim’e, Galata’ya çıkıyor vesaire... Devam edelim. Altay Tokat Paşa’yı hatırlarsınız. MHP lideri Bahçeli’nin danışmanıydı. Ne demişti? Biz Güneydoğu’ya gelen hakimleri, savcıları hizaya getirmek için sağda solda bomba patlatırdık. Kıbrıs’ta cami yaktık diyen insanlar vardı.

    Bunun gibi sayısız örnek var. 2000’li yılların başında Türkiye’de bir misyonerlik paranoyası vardı. İşte misyonerler azıya aldı, kiliseler patladı. Vatan toprakları satıldı vs. Erdoğan rejiminin ilk dönemleri, hatırlarsanız 2007’ye giden süreç. Türkiye’nin en bilinen papazı askeri istihbarat personeliydi. İlker Çınar isimli bir şahıs, onun haberini de ben yapmıştım. Yani Türkiye’de ortam böyle hazırlanıyor.

    15 Temmuz’a giderken şunu hatırlatmakta fayda var. Psikolojik harp uzmanları Toplumla İlişkiler Başkanlığı altında, Genelkurmay içerisindeydi daha sonra tamamen MİT’e geçti. Hakan Fidan yönetimindeki MİT bugün itibariyle halkına operasyon yapan yapının merkezi halinde.

    Ve 15 Temmuz tam olarak böyle bir operasyondu. Kendi halkına operasyon yapıyor devlet. Bu ilk defa olan bir şey değil. Türkiye tarihi, darbeler tarihi aynı zamanda. İki tane doğrudan, iki tane dolaylı darbeyi daha yakın zamanda yaşamış bu ülke ama aynı zamanda psikolojik harp konusunda da korkunç bir birikime sahip. Yani Hrant Dink’i hedef haline getirip öldürmek de böyle bir organizasyondu. Başbağlar Katliamı, Sivas Katliamı, Maraş Katliamı… Say say bitmiyor. Yani bu arkaplanın üzerine 15 Temmuz’u oturtmakta fayda görüyorum.

    Tarık Toros: Bülent Bey lafını unutmasın, ben biraz da 15 Temmuz’a gidilirken var olan siyaset sahnesine dikkate çekmek istiyorum. Alanım da biraz siyaset olduğu için. Özellikle önceki bir buçuk sene içerisinde kaybedilen 7 Haziran 2015 seçimleri mühim bir kırılma. Sonra HDP’nin şeytanlaştırılması geliyor…

    1 Kasım’da AKP’nin tek başına iktidara gelmesi hemen takip eden günlerde MHP’nin iktidar yanında hizalanması… Düşünün Ahmet Davutoğlu, daha 6 ay öncesine kadar seçim kazanmış AKP’yi tek başına iktidara getirmiş bir figür. AKP Genel Başkanı. Azledilmesi ve yerine Binali Yıldırım’ın getirilmesi gibi bir siyasi düzenleme yaşandı. Bütün bunları da 15 Temmuz’dan bağımsız okumamak gerekiyor.

    ŞARTLAR NASIL OLGUNLAŞTI?

    Bülent Korucu: Evet, aynen öyle. Yani her dönem kendi literatürünü ve deyimlerini de oluşturuyor. 12 Eylül’ün en çok bilineni şartların olgunlaşması sözüydü biliyorsunuz. Orgeneral Bedrettin Demirel’in siyasi literatürümüze kazandırdığı bir ifadeydi. 12 Eylül’ün kudretli paşalarından bir tanesiydi. Ve tam olarak şöyle demişti: Aslında darbeyi bir yıl önce yapacaktık, fakat şartların olgunlaşması için bekledik. Bu şartları olgunlaştırmak için devletin nasıl çabalar içerisine girdiğini, ancak birazcık ucunu kaldırıp bakabildik. Çünkü 12 Eylül de aslında hak ettiği biçimde yargılanmadı. 27 Mayıs aynı şekilde hak ettiği biçimde yargılanmadı. 28 Şubat’ı bile, yani 28 Şubat mağduru görünen bir hükümet ve bir kadro var işin başında, ama biliyorsunuz 28 Şubat’ın üstü biraz kaldırılmaya çalışıldı, üzerindeki esrar perdesi dağıtılmaya çalışıldı ve buna Tayyip Erdoğan sert tepki gösterdi. Bu dalgalar halkı boğar, dedi. 28 Şubat yargılamalarının soruşturmalarının çok ilerlememesi için elinden ne geliyorsa yaptı.

    Darbeleri yapan irade ya da akıl, önce şartları olgunlaştırıyor. Bu şartları olgunlaştırma meselesinde en önemli ayak zihinlerin hazırlanması. İnsanların zihnen darbe kavramına, darbe olayına hazırlanması… AKP darbe dediğimiz kavramı fazlasıyla sömürmüş, fazlasıyla istismar etmiş ve bundan çok fazla çıkar siyasi yarar elde etmiş bir kadro. 27 Nisan bildirisi AKP’nin patlama yaptığı andı. Yani normalde bir önceki seçimde yüzde 36’lık bir oyla mecliste tek başına iktidar oldu. Ama bütün partilerin baraj altında kalması sebebiyle olmuştu bu. Bugünlerde tekrar gündeme gelen, Cem Uzan’ın sayesinde tek başına iktidar oldu. Yüzde 47’lere geldiği seçim, 22 Temmuz 2007 seçimiydi ve bir askerî müdahale sonrasında gidilmiş bir seçimdi. AKP, 27 Nisan bildirisiyle de hesaplaşmadı. O bildirinin banisi Orgeneral Yaşar Büyükanıt, Genelkurmay Başkanlığından giderken altına süper zırhlı araçlar alındı. Madalyalar verildi…

    AKP’nin darbelerle olan şaibeli ilişkisini masaya yatırmak lazım diye düşünüyorum. Özellikle de Tayyip Erdoğan üzerinden. Ben onunla ilgili bu minvalde bir yazı da yazmıştım: Darbelerin kucağında büyümüş bir siyasi lider. Mesela 28 Şubat, Tayyip Erdoğan’ın önünü açan bir darbedir. Şayet Refah Partisi kadrosunun ön planındaki insanlar yasaklı hale gelmeseydi, Erbakan böyle büyük darbeler yemeseydi, Erdoğan bu kadar parlamayacaktı. Ve o parlamayı bir anlamda, cezaevinde geçirdiği 4 aylık tatile de borçlu. Nasıl bir 4 ay geçirdiğini hepimiz biliyoruz. Özel hazırlanmış odalar, özel kalem müdürü, koruması içerde, günde 20-30 tane misafir ağırlıyor. Yani kendi evinde etmeyeceği kadar rahat etti.

    27 Nisan e-muhtıraydı, bir anlamda da darbeydi. Onu da çok fazlasıyla istismar etti ama Ergenekon davalarından, Balyoz davalarından siyasi çıkar elde etti. Bunlardan alacağını aldıktan sonra çöpe attı. Muhafazakâr kesimin, sağ seçmenin, dindar seçmenin kafasında darbe hep bir şuuraltı koddur.

    Hani hipnoz olmuş bir kişinin şartlandırıldığı kelimeyi duyduğu anda bütün istenilen refleksler devreye giriyor. Bunun önemli bir sebebi Adnan Menderes’in asılmış olması. İşte Adnan Menderes’i asarak aslında darbeciler halkın şuur

    Enjoying the preview?
    Page 1 of 1