Discover millions of ebooks, audiobooks, and so much more with a free trial

Only $11.99/month after trial. Cancel anytime.

Türkçe Arnavutça İncil: 2001 Türkçe Tercümesi - Albanian Bible
Türkçe Arnavutça İncil: 2001 Türkçe Tercümesi - Albanian Bible
Türkçe Arnavutça İncil: 2001 Türkçe Tercümesi - Albanian Bible
Ebook12,438 pages156 hours

Türkçe Arnavutça İncil: 2001 Türkçe Tercümesi - Albanian Bible

Rating: 0 out of 5 stars

()

Read preview

About this ebook

Bu yayını Eski Ahit ve Yeni Ahit parçası olduğu Türkçe İncil (2001) ve Bibla Shqiptare (1884) paraleli çevirileridir. Ayrıca tüm kitaplar, bölümler ve ayetlerle ilişkili toplam 173,777 referanslar 2 İncil formatında sunulur. Çalışma ve yönlendirme için uygun olan formatında Türkçe İncil 2001 ve Bibla Shqiptare 1884 kitabının tüm kopyalarını içerir, kısa versiyonu için ise "navi" formatını içerir. Burada tur-alb düzeninde yazılan her ayeti bulacaksınız. Türkçe İncil 2001 ve Bibla Shqiptare 1884 kitabının ve Yazıdan-Konuşmaya Dökme (TTS) teknolojili İncili de mevcuttur.

Genel anlamda İncil içinde gezinti nasıl yapılır?:



  • Her bir ahite ait dizin bulunmaktadır.
  • TTS formatı kitapları sıralar. Aynı zamanda, bölümler fihristi de kitaplardan sonra gelir.
  • Ahitler kitap dizinlerinde birbirlerine referans sağlarlar.
  • Her kitap bulundukları Ahit'e referans verirler.
  • Her kitap, bir önceki ve bir sonraki kitaba referans verir.
  • Her kitabın kendi bölüm dizini bulunur.
  • Her bölüm bulunduğu kitaba referans verilir.
  • Her bölüm bir önceki ve bir sonraki bölüme referans verir.
  • Her bölümün ayetleri için bir dizini vardır.
  • TTS'de bulunan her bölüm Navi İncili'ndeki bölüme referans verir.
  • Her ayet numaralandırılmıştır ve hangi bölüme ait olduğuna dair referans içerir.
  • Daha iyi okunabilmesi için her ayet yeni satırda başlar.
  • TTS formatında ayet numaraları gösterilmez.
  • Dizindeki herhangi bir referans sizi bulunduğu yere götürür.
  • Yerleştirilmiş içerik tüm kitaplardaki tüm formatlarda erişim sağlar.


Bu tür e-kitaplarda, bulabileceğiniz en iyi gezinti deneyimlerinden birini sunuyoruz! Dilediğiniz ayet hemen parmağınızın ucunda ve daha detaylı incelemeniz için emrinize amade. Ayrıca, hadis fihristi ve aralarında gezinme olanağı bu kitabı eşsiz hale getiriyor.

Yazıdan-Konuşmaya Dökme (TTS) fonksiyonu cihazdan cihaza değişir. Bazı cihazlar fonksiyonu desteklemeyebilir. Bazıları tek dil destekleyebilir, bazıları ise birden fazla dil destekleyebilir. Kitabın dili Türkçedir.

LanguageTürkçe
Release dateOct 27, 2020
ISBN9788283815535
Türkçe Arnavutça İncil: 2001 Türkçe Tercümesi - Albanian Bible

Related to Türkçe Arnavutça İncil

Titles in the series (13)

View More

Related ebooks

Reviews for Türkçe Arnavutça İncil

Rating: 0 out of 5 stars
0 ratings

0 ratings0 reviews

What did you think?

Tap to rate

Review must be at least 10 words

    Book preview

    Türkçe Arnavutça İncil - TruthBeTold Ministry

    Türkçe Arnavutça İncil

    2001 Türkçe Tercümesi - Albanian Bible

    ISBN  9788283815535 (epub)

    Kitap uzunluğu: 14,393 sayfa

    (Yaklaşık yazılı sayfa sayısı: 5,037 sayfa)

    İlk yayınlanma tarihi 2017-06-12

    Dosya adı: 9788283815535.epub

    Telif © 2016-2020 TruthBeTold Ministry

    Bu elektronik kitapta kullanılan tüm Kutsal Kitap ayetleri, yayıncıların izni ile Kutsal Kitap Türkçe Yeni Çeviri'den alınmıştır.

    Kutsal Kitap © The Bible Society in Turkey (Kitabı Mukaddes Şti.), The Translation Trust (Yeni Yaşam Yayınları), 2001, 2008.

    All Bible verses used in this e-book are taken from the KUTSAL KİTAP (Bible - Turkish New Translation) with the permission of the publishers.Kutsal Kitap © The Bible Society in Turkey (Kitabı Mukaddes Şti.), The Translation Trust (Yeni Yaşam Yayınları), 2001, 2008.

    Genel kullanıma açık olan İncil ayetleri, sözlük ve Strongs parçaları hariç olmak üzere TruthBeTold Ministry tarafından tüm hakları saklıdır. Herhangi bir koşulda bu kitabın yapısı ve yönlendirmesi de dahil olmak üzere hiçbir içeriği kopyalanamaz. Herhangi bir genel ya da özel, birey ya da grup ticari amaçlar hariç olmak üzere kitaptan alıntılar yapabilir. Bahsedilen hariç durumlara istisna yapılması ancak yayıncının yazılı izni ile olabilir. Yazılarımızın en yüksek kalitede olması için elimizden geleni yapıyoruz. Herhangi bir hata bulursanız lütfen bize ulaşın.

    @TruthBetold Ministry

    www.truthbetoldministry.net

    Norveç

    Org.nr: 917263752   Yayıncı: 978828381

    Önsöz

    Bu yayını Eski Ahit ve Yeni Ahit parçası olduğu Türkçe İncil (2001) ve Bibla Shqiptare (1884) paraleli çevirileridir. Ayrıca tüm kitaplar, bölümler ve ayetlerle ilişkili toplam 173,777 referanslar 2 İncil formatında sunulur. Çalışma ve yönlendirme için uygun olan formatında Türkçe İncil 2001 ve Bibla Shqiptare 1884 kitabının tüm kopyalarını içerir, kısa versiyonu için ise navi formatını içerir. Burada tur-alb düzeninde yazılan her ayeti bulacaksınız. Türkçe İncil 2001 ve Bibla Shqiptare 1884 kitabının ve Yazıdan-Konuşmaya Dökme (TTS) teknolojili İncili de mevcuttur.

    Genel anlamda İncil içinde gezinti nasıl yapılır?:

    Her bir ahite ait dizin bulunmaktadır.

    TTS formatı kitapları sıralar. Aynı zamanda, bölümler fihristi de kitaplardan sonra gelir.

    Ahitler kitap dizinlerinde birbirlerine referans sağlarlar.

    Her kitap bulundukları Ahit'e referans verirler.

    Her kitap, bir önceki ve bir sonraki kitaba referans verir.

    Her kitabın kendi bölüm dizini bulunur.

    Her bölüm bulunduğu kitaba referans verilir.

    Her bölüm bir önceki ve bir sonraki bölüme referans verir.

    Her bölümün ayetleri için bir dizini vardır.

    TTS'de bulunan her bölüm Navi İncili'ndeki bölüme referans verir.

    Her ayet numaralandırılmıştır ve hangi bölüme ait olduğuna dair referans içerir.

    Daha iyi okunabilmesi için her ayet yeni satırda başlar.

    TTS formatında ayet numaraları gösterilmez.

    Dizindeki herhangi bir referans sizi bulunduğu yere götürür.

    Yerleştirilmiş içerik tüm kitaplardaki tüm formatlarda erişim sağlar.

    Bu tür e-kitaplarda, bulabileceğiniz en iyi gezinti deneyimlerinden birini sunuyoruz! Dilediğiniz ayet hemen parmağınızın ucunda ve daha detaylı incelemeniz için emrinize amade. Ayrıca, hadis fihristi ve aralarında gezinme olanağı bu kitabı eşsiz hale getiriyor.

    Yazıdan-Konuşmaya Dökme (TTS) fonksiyonu cihazdan cihaza değişir. Bazı cihazlar fonksiyonu desteklemeyebilir. Bazıları tek dil destekleyebilir, bazıları ise birden fazla dil destekleyebilir. Kitabın dili Türkçedir.

    Kutsal Kitap

    kitabimukaddes.com adresinden:

    Kutsal Kitap'ın ilk Türkçe çevirisi, Padişah 4. Mehmet'in baş çevirmeni Ali Bey'in de katkısıyla 1666'larda sonuçlandı. Çeviri basılmak üzere Hollanda'daki Leyden Üniversitesi'ne götürüldü; çeşitli nedenlerle üniversitenin kütüphanesinde 160 yıl bekletildikten sonra 19. yüzyıl başlarında bir ekip tarafından gözden geçirildi. Nihayet 1827'de o günün Osmanlı yönetiminin onayıyla ilk basımı Arapça harflerle Paris'te yapıldı.

    Çevirisi 17. yüzyılda yapılan, 19. yüzyılın ilk yarısında basılan bir metnin gerek üslup, gerekse dil açısından Osmanlıca'nın etkisinde olması kaçınılmazdı. Bu nedenle 1928'lerde başlayan Harf Devrimi, ardından gelen dildeki özleştirme çalışmaları, Kutsal Kitap çevirisinin gözden geçirilmesini zorunlu kılmıştır. Bu amaçla metin üzerinde yapılan Türkçeleştirme çalışmaları 1941'de sonuçlanmış ve yeni metin aynı yıl ilk kez Latin harfleriyle basılmıştır.

    Gerek Türk yazınındaki gelişmeler, gerekse hız kazanan dildeki özleştirme çalışmaları 1970'lerin sonlarında hem Kitabı Mukaddes Topluluğu hem de diğer Hristiyan topluluklarını daha bir çağdaş çeviri yapmaya zorladı. Kutsal Kitap çevirisinde birçok ülkede karşılaşılan durum Türkiye'de de tekrarlandı ve çeviri çabaları öncelikle İncil üzerinde yoğunlaştı. Çeviri Vakfı'nın 1979 yılında başlatıp 1986'da sonuçlandırdığı yeni çeviriyle Kitabı Mukaddes Topluluğu'nun 1980'de başlatıp 1988'de sonuçlandırdığı yeni İncil çevirisinin yanı sıra yarım kalan başka çeviri girişimleri de oldu. Bugün elimizde 1941'de gözden geçirilen İncil çevirisinin dışında 1986 ve 1988'de sonuçlanan iki çağdaş Türkçe İncil çevirisi bulunmaktadır.

    Bu tercüme, The Bible Society Türkiye tarafından yapılan 2001 yılında yapılan versiyonudur.

    Bibla Shqiptare

    Ju lutemi të shikoni Wikipedia për më shumë informacion rreth Biblës Shqiptare.

    İncil'e Giriş

    Tanrı'nın sözü bütün zamanda insanlığa verilen şüphesiz en mükemmel ve en sıradışı metindir. Sadece detaylı inceleme içerisindeki sırları ortaya çıkarabilir. Sadece bu zaman ve çağda değil, Tanrı'nın sözlerini, doğasını anlamak her zaman önemlidir. Şimdiki zamanda her şey tam ters gibi görünmekte, iyi kötü olmuş, kötü ise iyi. Bizim pusulamız, yönümüz Tanrı'nın bizi sınadığını bilmektir. Sonunu baştan görerek her şeyi bilerek yazdı. Nasıl biliyoruz? Küçücük yaşam zamanımız süresince gerçekleşen birçok olay sayesinde biliyoruz. Tanrı dünyada olacak olaylardan İncil'de bahsetmiştir, Tanrı olayları kesinlik ve titizlikle ön görmüştür. Dünya üzerinde İncil kadar kesin ve doğru bir şey bulamayacaksınız. Daha küçük alanda, her erkek ve her kadın karar vermeli, daha sonra Tanrı'nın ona söyledikleri yolu takip etmelidirler. İşte bu zamanlarda, Tanrı'nın sözleri olan İncil'e inandığımızda, mucize sinyallerini ve harikalarını görürüz. Şüphesiz ki İsa Mesih inancımızın yazarıdır ve daha fazlasına ihtiyacımız yoktur. Kişisel olarak HIV gibi tedavisi olmayan hastalıklardan iyileştiklerini gördüm. İsa Mesih'in izni ile şeytanları kovdum, vücutlardan demirlerin kaybolup yerlerini kemiklere bırakmasını gördüm. İnsanları en küçük hastalıktan ciddi hastalığa birçok hastalıktan kurtardım ve savaşılan savaş sonucunda kazanılan zafere tanıklık ettim. Tanrı'ya inanmayı seçen ve bu yolda yürümeyi seçen insanlara olacak birçok mucizeye tanıklık edecek insanlar var. Şüphesiz ki İsa'nın vücudu hala aktif ve hayattadır ve Tanrı çocuklarına karşı iyidir! Sözlerine kulak asmalı ve bize sağladığı bilgiyi bulmalıyız. Sadece sözlerle değil aynı zamanda Tanrı'ya yakınlık ve kardeşlerimiz ile aktif yakınlığımız ile. Kutsal Ruh her zaman İsa Mesih'in bizimle paylaşmak istediği doğruyu doğrulayacaktır.

    Ama bunu sadece olduğu gibi kabul etmeyin. Tanrı'nın sözleri araştırılabilir, test edilebilir, kanıtlanabilir ve değerli bulunur. Hayatınızın içine dahil edebilmeniz için iman gereklidir. Her seferinde bir kalp atışı ile, gün gün, Tanrı'nın sözleri ile beslenin ve Ruh'un meyveleri ile mutlu olun. Tanrı'ya bizden önce yarattığı doğruları sorduğumuzda zamanında cevaplayacaktır. Hiçbir yere götürmeyecek diye düşünmeyin, götürecektir. İnanmayanların kafadan uydurma hikayeleri gibi değildir. Bundan çok uzaktır. Defalarca gördük, doğru tektir ve yek, tek yaratıcımız doğrudur ve Ben tekim. der. Birden fazla Tanrı yoktur, şeytanın yalanıdır. Aynı zamanda, kendisinin farkında ve tüm canlıların oluşturduğu bir esas değildir. Dünya veya çoğu insan söylediği gibi Gaia, masal ve kurgudur. Nasıl tökezledik, düştük ve etrafımızda ölüleri gördük. Fakat bunların hiçbiri İsa Mesih gelene kadar, bize doğruyu gösterene kadar bizi aydınlatmadı. Şüphesiz o izlenecek yoldur, doğruluktur ve hayattır. Bir kişi Tanrı'ya sorumluluklarını bırakacak olursa sona kadar, ölene kadar uyurgezerdir. Uyan ve Tanrı'nın iyiliğini hisset, O'na yaklaş ve O seni kendisine yakınlaştıracaktır! Zaten uyanıksan ama uykulu hissediyorsan: *savaş* ve böylece yeniden uyuyakalma, Baba'yı tüm kalbinle bul, ruhunun farkına var ve uyanık ol! Yine de İncil'de Tanrı'nın anlattığı şekilde Tanrı'nın her şeyi nasıl birleştirebildiğini anlayamıyorum. Benim zekama göre İncil hatalıydı, bir peri masalıymış gibiydi. Fakat bu İsa Mesih Kurtarıcı'yı efendim ve kurtarıcım olmadan, Tanrı'nın gücünü İncil'i olduğu gibi anlayan evanjelist tarafından anlamadan önceydi. O zamandan beri imgeler ve mucizeler durmak bilmedi. Benden dolayı değildi, Tanrı hiç değişmediğinden ve herkesin kurtulmasını istediğini açıkça belirtmesindendi! Şüphesiz aldığım duyduğum ve yaşadığım en iyi haberdi! Tanrı'yı tüm kalbinizle sevin. Tüm kabiliyetinizle, tüm olduklarınızla ve böylece size karşı gelen ne kadar büyük ya da ciddi olursa olsun her şeyi atlatacaksınız. Tanrı sizin kalbinizi, dikkatinizi ve sevginizi bulur. O'nunla bu dünyanın zevk ve şehvetlerinden kurtulacak ve ahirette bereketli bir hayat yaşayın.

    Lütfen beni körelmiş ve basit olduğum için affet. İçtenlikle senin için Tanrı'nın bahşettiği her şeyi diliyorum. Hatta bazılarınız çöldeymişçesine yürüyorsunuz, hatırlayın Tanrı sevdiklerini cezalandırır. Onlardan nefret ettiği için değil, tam tersine. O bizim Baba'mızdır ve O'nu dinlediğimiz sürece bize daha fazla meyve sağlayacaktır. Hatta bazen çölde ihtiyacımız olduğunda bile. Yine de korkmayın, çünkü Tanrı O'nu tüm kalbinizle bulduğunuzda şüphesiz sizin tarafınızdadır. Şüphesiz ki cennette O'nun için hiçbir şey imkansız değildir. O ol derse olur! Tanrı şanlıdır!

    ≡ Yakub'Un 1:22-25

    Tanrı sözünü yalnız duymakla kalmayın, sözün uygulayıcıları da olun. Yoksa kendinizi aldatmış olursunuz. 23   Çünkü sözün dinleyicisi olup da uygulayıcısı olmayan kişi, aynada kendi doğal yüzüne bakan kişiye benzer. 24   Kendini görür, sonra gider ve nasıl bir kişi olduğunu hemen unutur. 25   Oysa mükemmel yasaya, özgürlük yasasına yakından bakıp ona bağlı kalan, unutkan dinleyici değil de etkin uygulayıcı olan kişi, yaptıklarıyla mutlu olacaktır. ○-○

    Teşekkür ederiz!

    Herhangi bir sorunuz ya da düzeltmeleriniz varsa veya bizimle irtibata geçmek istiyorsanız bu e-mail adresine telluz@gmail.com ya da Telegram Messenger Uygulamasından Norioz kullanıcısına mesajınızı gönderebilirsiniz. Bizimle sadece İngilizce ya da Norveççe iletişim kurabilirsiniz. Bu yüzden lütfen mesajınızı İngilizce ya da Norveççe yazınız. Yaptıklarımız ilginizi çekiyorsa ve yeni projelerimizden haberdar olmak istiyorsanız, lütfen http://eepurl.com/b9q2SL linkini kullanarak sistemimize üye olun! Bağış yapmak için ise paypal.me/JHalseth linkine tıklayabilirsiniz.

    Tanrı sizi korusun!

    TruthBeTold Ministry

    Norveç 2012-2016

    Eski Ahit

    Türkçe İncil (2001) ve Bibla Shqiptare (1884)

    Yeni Ahit

    Kitap Endeksi:

    01: Yaratılış

    02: Mısır'Dan Çıkış

    03: Levililer

    04: Çölde Sayım

    05: Yasa'Nın Tekrar

    06: Yeşu

    07: Hakimler

    08: Rut

    09: 1 Samuel

    10: 2 Samuel

    11: 1. Krallar

    12: 2. Krallar

    13: 1. Tarihler

    14: 2. Tarihler

    15: Ezra

    16: Nehemya

    17: Ester

    18: Eyüp

    19: Mezmurlar

    20: Süleyman'In Özdeyişleri

    21: Vaiz

    22: Ezgiler Ezgisi

    23: Yeşaya

    24: Yeremya

    25: Ağıtlar

    26: Hezekiel

    27: Daniel

    28: Hoşea

    29: Yoel

    30: Amos

    31: Ovadya

    32: Yunus

    33: Mika

    34: Nahum

    35: Habakkuk

    36: Sefanya

    37: Hagay

    38: Zekeriya

    39: Malaki

    Yaratılış

    Numara 1/66

    Eski Ahit

    Mısır'Dan Çıkış

    Bölüm Endeksi:

    01 02 03 04 05 06 07 08 09 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50

    Yaratılış 1

    Eski Ahit

    Yaratılış

    Yaratılış 2

    Ayet Endeksi:

    01 02 03 04 05 06 07 08 09 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31

    Yaratılış 1 :1

    tur Başlangıçta Tanrı göğü ve yeri yarattı.

    alb Në fillim Perëndia krijoi qiejt dhe tokën.

    Yaratılış 1 :2

    tur Yer boştu, yeryüzü şekilleri yoktu; engin karanlıklarla kaplıydı. Tanrı'nın Ruhu suların üzerinde dalgalanıyordu.

    alb Toka ishte pa trajtë, e zbrazët dhe errësira mbulonte sipërfaqen e humnerës; dhe Fryma e Perëndisë fluturonte mbi sipërfaqen e ujërave.

    Yaratılış 1 :3

    tur Tanrı, Işık olsun diye buyurdu ve ışık oldu.

    alb Pastaj Perëndia tha: U bëftë drita!. Dhe drita u bë.

    Yaratılış 1 :4

    tur Tanrı ışığın iyi olduğunu gördü ve onu karanlıktan ayırdı.

    alb Dhe Perëndia pa që drita ishte e mirë; dhe Perëndia e ndau dritën nga errësira.

    Yaratılış 1 :5

    tur Işığa Gündüz, karanlığa Gece adını verdi. Akşam oldu, sabah oldu ve ilk gün oluştu.

    alb Dhe Perëndia e quajti dritën ditë dhe errësirën natë. Kështu erdhi mbrëmja e pastaj erdhi mëngjesi: dita e parë.

    Yaratılış 1 :6

    tur Tanrı, Suların ortasında bir kubbe olsun, suları birbirinden ayırsın diye buyurdu.

    alb Pastaj Perëndia tha: Le të jetë një kupë qiellore mes ujërave, që t'i ndajë ujërat nga ujërat.

    Yaratılış 1 :7

    tur Ve öyle oldu. Tanrı gökkubbeyi yarattı. Kubbenin altındaki suları üstündeki sulardan ayırdı.

    alb Dhe Perëndia krijoi kupën qiellore dhe ndau ujërat që ishin poshtë saj nga ujërat që ishin sipër saj. Dhe kështu u bë.

    Yaratılış 1 :8

    tur Kubbeye Gök adını verdi. Akşam oldu, sabah oldu ve ikinci gün oluştu.

    alb Dhe Perëndia e quajti kupën qiellore qiell. Kështu erdhi mbrëmja, pastaj erdhi mëngjesi: dita e dytë.

    Yaratılış 1 :9

    tur Tanrı, Göğün altındaki sular bir yere toplansın, kuru toprak görünsün diye buyurdu ve öyle oldu.

    alb Pastaj Perëndia tha: Ujërat që janë nën qiellin të grumbullohen në një vend të vetëm dhe të shfaqet tera. Dhe kështu u bë.

    Yaratılış 1 :10

    tur Kuru alana Kara, toplanan sulara Deniz adını verdi. Tanrı bunun iyi olduğunu gördü.

    alb Dhe Perëndia e quajti terën tokë dhe grumbullimin e ujërave detë. Dhe Perëndia pa që kjo ishte mirë.

    Yaratılış 1 :11

    tur Tanrı, Yeryüzü bitkiler, tohum veren otlar, türüne göre tohumu meyvesinde bulunan meyve ağaçları üretsin diye buyurdu ve öyle oldu.

    alb Pastaj Perëndia tha: Të mbijë toka gjelbërimin, barërat të nxjerrin farë dhe drurët frutore të japin në tokë një frut që të përmbajë farën e tij, secili simbas llojit të tij. Dhe kështu u bë.

    Yaratılış 1 :12

    tur Yeryüzü bitkiler, türüne göre tohum veren otlar, tohumu meyvesinde bulunan meyve ağaçları yetiştirdi. Tanrı bunun iyi olduğunu gördü.

    alb Dhe toka prodhoi gjelbërim, barëra që e bënin farën simbas llojit të tyre dhe drurë që mbanin fruta me farën e tyre brenda, secili simbas llojit të vet. Dhe Perëndia e pa se kjo ishte mirë.

    Yaratılış 1 :13

    tur Akşam oldu, sabah oldu ve üçüncü gün oluştu.

    alb Kështu erdhi mbrëmja, pastaj erdhi mëngjesi; dita e tretë.

    Yaratılış 1 :14

    tur Tanrı şöyle buyurdu: Gökkubbede gündüzü geceden ayıracak, yeryüzünü aydınlatacak ışıklar olsun. Belirtileri, mevsimleri, günleri, yılları göstersin. Ve öyle oldu.

    alb Pastaj Perëndia tha: "Të ketë ndriçues në kupën qiellore për të ndarë ditën nga nata; dhe të shërbejnë si shenja, për të dalluar stinët, ditët dhe vitet;

    Yaratılış 1 :15

    tur (Görmek 1:14)

    alb dhe të shërbejnë si ndriçues në kupën qiellore për të ndriçuar tokën". Dhe kështu u bë.

    Yaratılış 1 :16

    tur Tanrı büyüğü gündüze, küçüğü geceye egemen olacak iki büyük ışığı ve yıldızları yarattı.

    alb Perëndia krijoi pastaj dy ndriçues të mëdhenj: ndriçuesin e madhë për qeverisjen e ditës dhe ndriçuesin e vogël për qeverisjen e natës; ai krijoi gjithashtu yjet.

    Yaratılış 1 :17

    tur Yeryüzünü aydınlatmak, gündüze ve geceye egemen olmak, ışığı karanlıktan ayırmak için onları gökkubbeye yerleştirdi. Tanrı bunun iyi olduğunu gördü.

    alb Dhe Perëndia i vendosi në kupën qiellore për të ndriçuar tokën,

    Yaratılış 1 :18

    tur (Görmek 1:17)

    alb për të qeverisur ditën dhe natën dhe për ta ndarë dritën nga errësira. Dhe Perëndia e pa që kjo ishte mirë.

    Yaratılış 1 :19

    tur Akşam oldu, sabah oldu ve dördüncü gün oluştu.

    alb Kështu erdhi mbrëmja dhe erdhi mëngjesi: dita e katërt.

    Yaratılış 1 :20

    tur Tanrı, Sular canlı yaratıklarla dolup taşsın, yeryüzünün üzerinde, gökte kuşlar uçuşsun diye buyurdu.

    alb Pastaj Perëndia tha: Të mbushen ujërat nga një numër i madh qeniesh të gjalla dhe të fluturojnë zogjtë lart mbi tokë nëpër hapësirën e madhe të kupës qiellore.

    Yaratılış 1 :21

    tur Tanrı büyük deniz canavarlarını, sularda kaynaşan canlıları ve uçan çeşitli varlıkları yarattı. Bunun iyi olduğunu gördü.

    alb Kështu Perëndia krijoi kafshët e mëdha ujore dhe të gjitha gjallesat që lëvizin dhe që mbushin ujërat, secili simbas llojit të vet, e çdo shpend fluturues simbas llojit të vet. Dhe Perëndia e pa se kjo ishte mirë.

    Yaratılış 1 :22

    tur Tanrı, Verimli olun, çoğalın, denizleri doldurun, yeryüzünde kuşlar çoğalsın diyerek onları kutsadı.

    alb Dhe Perëndia i bekoi duke thënë: Të jeni të frytshëm, shumëzoni dhe mbushni ujërat e deteve, e zogjtë të shumëzohen mbi tokë.

    Yaratılış 1 :23

    tur Akşam oldu, sabah oldu ve beşinci gün oluştu.

    alb Kështu erdhi mbrëmja dhe pastaj mëngjesi: dita e pestë.

    Yaratılış 1 :24

    tur Tanrı, Yeryüzü çeşit çeşit canlı yaratık, evcil ve yabanıl hayvan, sürüngen türetsin diye buyurdu. Ve öyle oldu.

    alb Pastaj Perëndia tha: Të prodhojë toka qenie të gjalla sipas llojit të tyre: kafshë, rrëshqanorë dhe bisha të tokës, simbas llojit të tyre. Dhe kështu u bë.

    Yaratılış 1 :25

    tur Tanrı çeşit çeşit yabanıl hayvan, evcil hayvan, sürüngen yarattı. Bunun iyi olduğunu gördü.

    alb Dhe Perëndia bëri egërsirat e tokës sipas llojit të tyre, kafshët simbas llojit të tyre dhe të gjithë rrëshqanorët e tokës simbas llojit të tyre. Dhe Perëndia e pa që kjo ishte mirë.

    Yaratılış 1 :26

    tur Tanrı, İnsanı kendi suretimizde, kendimize benzer yaratalım dedi, Denizdeki balıklara, gökteki kuşlara, evcil hayvanlara, sürüngenlere, yeryüzünün tümüne egemen olsun.

    alb Pastaj Perëndia tha: Ta bëjmë njeriun sipas shëmbëlltyrës sonë dhe në ngjasim me ne, dhe të ushtrojë sundimin e tij mbi peshqit e detit, mbi zogjtë e qiellit, mbi kafshët e mbi gjithë tokën, mbi rrëshqanorët që zvarriten mbi dhe.

    Yaratılış 1 :27

    tur Tanrı insanı kendi suretinde yarattı. Böylece insan Tanrı suretinde yaratılmış oldu. İnsanları erkek ve dişi olarak yarattı.

    alb Kështu Perëndia krijoi njeriun simbas shëmbëlltyrës së vet, simbas shëmbëlltyrës së Perëndisë; Ai krijoi mashkullin e femrën.

    Yaratılış 1 :28

    tur Onları kutsayarak, Verimli olun, çoğalın dedi, "Yeryüzünü doldurun ve denetiminize alın; denizdeki balıklara, gökteki kuşlara, yeryüzünde yaşayan bütün canlılara egemen olun.

    alb Dhe Perëndia i bekoi; dhe Perëndia u tha atyre: Të jeni të frytshëm dhe shumëzohuni, mbushni tokën e nënshtrojeni, e sundoni mbi peshqit e detit, mbi zogjtë e qiellit dhe mbi çdo qenie që lëviz mbi tokë.

    Yaratılış 1 :29

    tur İşte yeryüzünde tohum veren her otu, tohumu meyvesinde bulunan her meyve ağacını size veriyorum. Bunlar size yiyecek olacak.

    alb Dhe Perëndia tha: "Ja unë po ju jap çdo bar që lëshon farë mbi sipërfaqen e mbarë tokës dhe çdo pemë të ketë fruta që përmbajnë farë; kjo do t'ju shërbejë si ushqim.

    Yaratılış 1 :30

    tur Yabanıl hayvanlara, gökteki kuşlara, sürüngenlere -soluk alıp veren bütün hayvanlara- yiyecek olarak yeşil otları veriyorum." Ve öyle oldu.

    alb Dhe çdo kafshe të tokës, çdo zogu të qiellit dhe çdo gjëje që lëviz mbi tokë dhe ka në vetvete një frymë jete, unë i jap çdo bar të gjelbër si ushqim". Dhe kështu u bë.

    Yaratılış 1 :31

    tur Tanrı yarattıklarına baktı ve her şeyin çok iyi olduğunu gördü. Akşam oldu, sabah oldu ve altıncı gün oluştu.

    alb Atëherë Perëndia shikoi të gjitha ato që kishte bërë, dhe ja, ishte shumë mirë. Kështu erdhi mbrëmja dhe pastaj erdhi mëngjesi: dita e gjashtë.

    Yaratılış 2

    Eski Ahit

    Yaratılış

    Yaratılış 1

    Yaratılış 3

    Ayet Endeksi:

    01 02 03 04 05 06 07 08 09 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25

    Yaratılış 2 :1

    tur Gök ve yer bütün öğeleriyle tamamlandı.

    alb Kështu përfunduan qielli dhe toka si dhe tërë ushtria e tyre.

    Yaratılış 2 :2

    tur Yedinci güne gelindiğinde Tanrı yapmakta olduğu işi bitirdi. Yaptığı işten o gün dinlendi.

    alb Ndërkaq ditën e shtatë Perëndia mbaroi veprën që kishte kryer dhe ditën e shtatë u çlodh nga gjithë vepra që kishte kryer.

    Yaratılış 2 :3

    tur Yedinci günü kutsadı. Onu kutsal bir gün olarak belirledi. Çünkü Tanrı o gün yaptığı, Yarattığı bütün işi bitirip dinlendi.

    alb Dhe Perëndia bekoi ditën e shtatë dhe e shenjtëroi, sepse atë ditë Perëndia u çlodh nga gjithë vepra që kishte krijuar dhe kryer.

    Yaratılış 2 :4

    tur Göğün ve yerin Yar.atılış öyküsü: RAB Tanrı göğü ve yeri Yarattığında,

    alb Këto janë origjina e qiellit dhe e tokës kur u krijuan, ditën që Zoti Perëndi krijoi tokën dhe qiellin.

    Yaratılış 2 :5

    tur yeryüzünde yabanıl bir fidan, bir ot bile bitmemişti. Çünkü RAB Tanrı henüz yeryüzüne yağmur göndermemişti. Toprağı işleyecek insan da yoktu.

    alb Nuk kishte ende mbi tokë asnjë shkurrëz në fushë dhe asnjë bar nuk kishte mbirë ende në fushë, sepse Zoti Perëndi nuk kishte hedhur asnjë shi mbi tokën dhe nuk ekzistonte njeriu për të punuar tokën.

    Yaratılış 2 :6

    tur Yerden yükselen buhar bütün toprakları suluyordu.

    alb Por nga toka ngjitej një avull që ujiste tërë sipërfaqen e tokës.

    Yaratılış 2 :7

    tur RAB Tanrı Adem'i topraktan Yarattı ve burnuna yaşam soluğunu üfledi. Böylece Adem yaşayan varlık oldu.

    alb Atëherë Zoti Perëndi formoi njeriun nga pluhuri i tokës, i fryu në vrimat e hundës një frymë jete, dhe njeriu u bë një qenie e gjallë.

    Yaratılış 2 :8

    tur RAB Tanrı doğuda, Aden'de bir bahçe dikti. Yarattığı Adem'i oraya koydu.

    alb Pastaj Zoti Perëndi mbolli një kopsht në Eden, në lindje, dhe vendosi në të njeriun që kishte formuar.

    Yaratılış 2 :9

    tur Bahçede iyi meyve veren türlü türlü güzel ağaç yetiştirdi. Bahçenin ortasında yaşam ağacıyla iyiyle kötüyü bilme ağacı vardı.

    alb Pastaj Zoti Perëndi bëri që të mbijnë nga toka lloj-lloj pemësh të këndshme nga pamja dhe që jepnin fruta të mira për t'u ngrënë; në mes të kopshtit gjendeshin edhe pema e jetës dhe pema e njohjes të së mirës dhe të së keqes.

    Yaratılış 2 :10

    tur Aden'den bir ırmak doğuyor, bahçeyi sulayıp orada dört kola ayrılıyordu.

    alb Një lumë dilte nga Edeni për të ujitur kopshtin dhe ndahej në katër rrjedha uji.

    Yaratılış 2 :11

    tur İlk ırmağın adı Pişon'dur. Altın kaynakları olan Havila sınırları boyunca akar.

    alb Emri i lumit të parë është Pishon; është ai që rrethon tërë vendin e Havilahut, ku ka flori;

    Yaratılış 2 :12

    tur Orada iyi altın, reçine ve oniks bulunur.

    alb dhe floriri i këtij vendi është i mirë; aty gjenden gjithashtu bdeli dhe guri i oniksit.

    Yaratılış 2 :13

    tur İkinci ırmağın adı Gihon'dur, Kûş* sınırları boyunca akar.

    alb Emri i lumit të dytë është Gihon, dhe ai rrethon tërë vendin e Kushit.

    Yaratılış 2 :14

    tur Üçüncü ırmağın adı Dicle'dir, Asur'un doğusundan akar. Dördüncü ırmak ise Fırat'tır.

    alb Emri i lumit të tretë është Tigri, dhe është ai që rrjedh në lindje të Asirisë. Lumi i katërt është Eufrati.

    Yaratılış 2 :15

    tur RAB Tanrı Aden bahçesine bakması, onu işlemesi için Adem'i oraya koydu.

    alb Zoti Perëndi e mori pra njeriun dhe e futi në kopshtin e Edenit, me qëllim që ta punonte dhe ta ruante.

    Yaratılış 2 :16

    tur Ona, Bahçede istediğin ağacın meyvesini yiyebilirsin diye buyurdu,

    alb Dhe Zoti Perëndi e urdhëroi njeriun duke i thënë: "Ha bile lirisht nga çdo pemë e kopshtit;

    Yaratılış 2 :17

    tur Ama iyiyle kötüyü bilme ağacından yeme. Çünkü ondan yediğin gün kesinlikle ölürsün.

    alb por mos ha nga pema e njohjes të së mirës dhe të së keqes, sepse ditën që do të hash prej saj ke për të vdekur me siguri".

    Yaratılış 2 :18

    tur Sonra, Adem'in yalnız kalması iyi değil dedi, Ona uygun bir Yardımcı Yaratacağım.

    alb Pastaj Zoti Perëndi tha: Nuk është mirë që njeriu të jetë vetëm; unë do t'i bëj një ndihmë që i leverdis.

    Yaratılış 2 :19

    tur RAB Tanrı yerdeki hayvanların, gökteki kuşların tümünü topraktan Yar.atmıştı. Onlara ne ad vereceğini görmek için hepsini Adem'e getirdi. Adem her birine ne ad verdiyse, o canlı o adla anıldı.

    alb Dhe Zoti Perëndi formoi nga dheu tërë kafshët e fushës dhe tërë zogjtë e qiellit dhe i çoi te njeriu për të parë si do t'i quante; dhe sido që njeriu t'i quante qeniet e gjalla, ai do të ishte emri i tyre.

    Yaratılış 2 :20

    tur Adem bütün evcil ve yabanıl hayvanlara, gökte uçan kuşlara ad koydu. Ama kendisi için uygun bir Yardımcı bulunmadı.

    alb Dhe njeriu u vuri emra tërë bagëtisë, zogjve të qiellit dhe çdo kafshe të fushave; por për njeriun nuk u gjend asnjë ndihmë e përshtatshme për të.

    Yaratılış 2 :21

    tur RAB Tanrı Adem'e derin bir uyku verdi. Adem uyurken, RAB Tanrı onun kaburga kemiklerinden birini alıp yerini etle kapadı.

    alb Atëherë Zoti Perëndi e futi në një gjumë të thellë njeriun, të cilin e zuri gjumi; dhe mori një nga brinjët e tij dhe e mbylli mishin në atë vend.

    Yaratılış 2 :22

    tur Adem'den aldığı kaburga kemiğinden bir kadın Yar.atarak onu Adem'e getirdi.

    alb Pastaj Zoti Perëndi me brinjën që i kishte hequr njeriut formoi një grua dhe e çoi te njeriu.

    Yaratılış 2 :23

    tur Adem, İşte, bu benim kemiklerimden alınmış kemik, Etimden alınmış ettir dedi, Ona 'Kadın denilecek, Çünkü o adamdan alındı.

    alb Dhe njeriu tha: Kjo së fundi është kocka e kockave të mia dhe mishi i mishit tim. Ajo do të quhet grua sepse është nxjerrë nga burri.

    Yaratılış 2 :24

    tur Bu nedenle adam annesini babasını bırakıp karısına bağlanacak, ikisi tek beden olacak.

    alb Për këtë arsye njeriu do të braktisë babanë dhe nënën e tij dhe do të bashkohet me gruan e tij, dhe do të jenë një mish i vetëm.

    Yaratılış 2 :25

    tur Adem de karısı da çıplaktılar, henüz utanç nedir bilmiyorlardı.

    alb Dhe burri e gruaja e tij ishin që të dy lakuriq dhe nuk kishin turp prej kësaj.

    Yaratılış 3

    Eski Ahit

    Yaratılış

    Yaratılış 2

    Yaratılış 4

    Ayet Endeksi:

    01 02 03 04 05 06 07 08 09 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24

    Yaratılış 3 :1

    tur RAB Tanrı'nın yarattığı yabanıl hayvanların en kurnazı yılandı. Yılan kadına, Tanrı gerçekten, 'Bahçedeki ağaçların hiçbirinin meyvesini yemeyin' dedi mi? diye sordu.

    alb Por gjarpri ishte më dinaku ndër të gjitha bishat e fushave që Zoti Perëndi kishte krijuar, dhe i tha gruas: A ka thënë me të vërtetë Perëndia: Mos hani nga të gjitha pemët e kopshtit?.

    Yaratılış 3 :2

    tur Kadın, Bahçedeki ağaçların meyvelerinden yiyebiliriz diye yanıtladı,

    alb Dhe gruaja iu përgjegj gjarprit: "Nga fruti i pemëve të kopshtit mund të hamë;

    Yaratılış 3 :3

    tur Ama Tanrı, 'Bahçenin ortasındaki ağacın meyvesini yemeyin, ona dokunmayın; yoksa ölürsünüz' dedi.

    alb por nga fruti i pemës që është në mes të kopshtit Perëndia ka thënë: Mos hani dhe mos e prekni, ndryshe do të vdisni".

    Yaratılış 3 :4

    tur Yılan, Kesinlikle ölmezsiniz dedi,

    alb Atëherë gjarpri i tha gruas: "Ju s'keni për të vdekur aspak;

    Yaratılış 3 :5

    tur Çünkü Tanrı biliyor ki, o ağacın meyvesini yediğinizde gözleriniz açılacak, iyiyle kötüyü bilerek Tanrı gibi olacaksınız.

    alb por Perëndia e di që ditën që do t'i hani, sytë tuaj do të hapen dhe do të jeni në gjendje si Perëndia të njihni të mirën dhe të keqen".

    Yaratılış 3 :6

    tur Kadın ağacın güzel, meyvesinin yemek için uygun ve bilgelik kazanmak için çekici olduğunu gördü. Meyveyi koparıp yedi. Yanındaki kocasına verdi, o da yedi.

    alb Dhe gruaja pa që pema ishte e mirë për t'u ngrënë, që ishte e këndshme për sytë dhe që pema ishte i dëshirueshme për ta bërë të zgjuar dikë; dhe ajo mori nga fruti i saj, e hëngri dhe i dha edhe burrit të saj që ishte me të, dhe hëngri edhe ai.

    Yaratılış 3 :7

    tur İkisinin de gözleri açıldı. Çıplak olduklarını anladılar. Bu yüzden incir yaprakları dikip kendilerine önlük yaptılar.

    alb Atëherë iu hapën sytë të dyve dhe e panë që ishin lakuriq; kështu ata qepën gjethe fiku dhe bënë breza për t'u mbuluar.

    Yaratılış 3 :8

    tur Derken, günün serinliğinde bahçede yürüyen RAB Tanrı'nın sesini duydular. O'ndan kaçıp ağaçların arasına gizlendiler.

    alb Pastaj dëgjuan zërin e Zotit Perëndi që shëtiste në kopsht në flladin e ditës; dhe burri e gruaja e tij u fshehën nga prania e Zotit Perëndi midis pemëve të kopshtit.

    Yaratılış 3 :9

    tur RAB Tanrı Adem'e, Neredesin? diye seslendi.

    alb Atëherë Zoti Perëndi thirri njeriun dhe i tha: Ku je?.

    Yaratılış 3 :10

    tur Adem, Bahçede sesini duyunca korktum. Çünkü çıplaktım, bu yüzden gizlendim dedi.

    alb Ai u përgjigj: Dëgjova zërin tënd në kopsht, dhe pata frikë sepse isha lakuriq dhe u fsheha.

    Yaratılış 3 :11

    tur RAB Tanrı, Çıplak olduğunu sana kim söyledi? diye sordu, Sana meyvesini yeme dediğim ağaçtan mı yedin?

    alb Dhe Perëndia i tha: Kush të tregoi se ishe lakuriq? Mos vallë ke ngrënë nga pema që unë të kisha urdhëruar të mos haje?.

    Yaratılış 3 :12

    tur Adem, Yanıma koyduğun kadın ağacın meyvesini bana verdi, ben de yedim diye yanıtladı.

    alb Njeriu u përgjigj: Gruaja që ti më vure pranë më dha nga pema dhe unë e hëngra.

    Yaratılış 3 :13

    tur RAB Tanrı kadına, Nedir bu yaptığın? diye sordu. Kadın, Yılan beni aldattı, o yüzden yedim diye karşılık verdi.

    alb Dhe Zoti Perëndi i tha gruas: Pse e bëre këtë?. Gruaja u përgjigj: Gjarpri më mashtroi dhe unë hëngra prej saj.

    Yaratılış 3 :14

    tur Bunun üzerine RAB Tanrı yılana, Bu yaptığından ötürü Bütün evcil ve yabanıl hayvanların En lanetlisi sen olacaksın dedi, "Karnının üzerinde sürünecek, Yaşamın boyunca toprak yiyeceksin.

    alb Atëherë Zoti Perëndi i tha gjarprit: "Me qenë se bëre këtë gjë, qofsh i mallkuar ndër gjithë kafshët dhe tërë bishat e fushave! Ti do të ecësh mbi barkun tënd dhe do të hash pluhur gjithë ditët e jetës sate.

    Yaratılış 3 :15

    tur Seninle kadını, onun soyuyla senin soyunu Birbirinize düşman edeceğim. Onun soyu senin başını ezecek, Sen onun topuğuna saldıracaksın."

    alb Dhe unë do të shtie armiqësi midis teje dhe gruas, midis farës sate dhe farës së saj; fara e saj do të shtypë kokën tënde, dhe ti do të plagosësh thembrën e farës së saj".

    Yaratılış 3 :16

    tur RAB Tanrı kadına, Çocuk doğururken sana Çok acı çektireceğim dedi, Ağrı çekerek doğum yapacaksın. Kocana istek duyacaksın, Seni o yönetecek.

    alb Gruas i tha: Unë do të shumëzoj në masë të madhe vuajtjet e tua dhe barrët e tua; me vuajtje do të lindësh fëmijë; dëshirat e tua do të drejtohen ndaj burrit tënd dhe ai do të sundojë mbi ty.

    Yaratılış 3 :17

    tur RAB Tanrı Adem'e, Karının sözünü dinlediğin ve sana, Meyvesini yeme dediğim ağaçtan yediğin için Toprak senin yüzünden lanetlendi dedi, "Yaşam boyu emek vermeden yiyecekbulamayacaksın.

    alb Pastaj i tha Adamit: Me qenë se dëgjove zërin e gruas sate dhe hëngre nga pema për të cilën të kisha urdhëruar duke thënë: Mos ha prej saj", toka do të jetë e mallkuar për shkakun tënd, ti do të

    Yaratılış 3 :18

    tur Toprak sana diken ve çalı verecek, Yaban otu yiyeceksin.

    alb Ajo do të prodhojë gjemba dhe bimë gjembore, dhe ti do të hash barin e fushave;

    Yaratılış 3 :19

    tur Toprağa dönünceye dek Ekmeğini alın teri dökerek kazanacaksın. Çünkü topraksın, topraktan yaratıldın Ve yine toprağa döneceksin."

    alb do të hash bukën me djersën e ballit, deri sa të rikthehesh në dhe sepse nga ai ke dalë; sepse ti je pluhur dhe në pluhur do të rikthehesh".

    Yaratılış 3 :20

    tur Adem karısına Havva adını verdi. Çünkü o bütün insanların annesiydi.

    alb Dhe burri i vuri gruas së tij emrin Evë, sepse ajo qe nëna e tërë të gjallëve.

    Yaratılış 3 :21

    tur RAB Tanrı Adem'le karısı için deriden giysiler yaptı, onları giydirdi.

    alb Pastaj Zoti Perëndi i bëri Adamit dhe gruas së tij tunika prej lëkure dhe i veshi.

    Yaratılış 3 :22

    tur Sonra, Adem iyiyle kötüyü bilmekle bizlerden biri gibi oldu dedi, Artık yaşam ağacına uzanıp meyve almasına, yiyip ölümsüz olmasına izin verilmemeli.

    alb Dhe Zoti Perëndi tha: Ja, njeriu u bë si një prej nesh, sepse njeh të mirën dhe të keqen. Dhe tani nuk duhet t'i lejohet të shtrijë dorën e tij për të marrë edhe nga pema e jetës kështu që, duke ngrënë nga ajo, të jetojë për gjithnjë.

    Yaratılış 3 :23

    tur Böylece RAB Tanrı, yaratılmış olduğu toprağı işlemek üzere Adem'i Aden bahçesinden çıkardı.

    alb Prandaj Zoti Perëndi e dëboi njeriun nga kopshti i Edenit, me qëllim, që të punonte tokën nga e cila kishte dalë.

    Yaratılış 3 :24

    tur Onu kovdu. Yaşam ağacının yolunu denetlemek için de Aden bahçesinin doğusuna Keruvlar ve her yana dönen alevli bir kılıç yerleştirdi.

    alb Kështu ai e dëboi njeriun; dhe vendosi në lindje të kopshtit të Edenit kerubinët që vërtisnin nga çdo anë një shpatë flakëruese për të ruajtur rrugën e pemës së jetës.

    Yaratılış 4

    Eski Ahit

    Yaratılış

    Yaratılış 3

    Yaratılış 5

    Ayet Endeksi:

    01 02 03 04 05 06 07 08 09 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26

    Yaratılış 4 :1

    tur Adem karısı Havva ile yattı. Havva hamile kaldı ve Kayin'i doğurdu. RAB'bin yardımıyla bir oğul dünyaya getirdim dedi.

    alb Por Adami njohu Evën, gruan e tij, e cila u ngjiz dhe lindi Kainin, dhe ai tha: Fitova një burrë nga Zoti.

    Yaratılış 4 :2

    tur Daha sonra Kayin'in kardeşi Habil'i doğurdu. Habil çoban oldu, Kayin ise çiftçi.

    alb Pastaj lindi Abeli, vëllai i tij. Dhe Abeli u bë bari kopesh, ndërsa Kaini u bë punonjës i tokës.

    Yaratılış 4 :3

    tur Günler geçti. Bir gün Kayin toprağın ürünlerinden RAB'be sunu getirdi.

    alb Me kalimin e kohës, Kaini i bëri një ofertë frutash të tokës Zotit;

    Yaratılış 4 :4

    tur Habil de sürüsünde ilk doğan hayvanlardan bazılarını, özellikle de yağlarını getirdi. RAB Habil'i ve sunusunu kabul etti.

    alb por Abeli i ofroi edhe ai të parëlindurit e kopesë së tij dhe yndyrën e tyre. Dhe Zoti e çmoi Abelin dhe dhuratën e tij,

    Yaratılış 4 :5

    tur Kayin'le sunusunu ise reddetti. Kayin çok öfkelendi, suratını astı.

    alb por nuk çmoi Kainin dhe ofertën e tij. Dhe kështu Kaini u pezmatua shumë dhe fytyra e tij mori një pamje të dëshpëruar.

    Yaratılış 4 :6

    tur RAB Kayin'e, Niçin öfkelendin? diye sordu, "Niçin surat astın?

    alb Atëherë Zoti i tha Kainit: "Pse je pezmatuar dhe pse fytyra jote është dëshpëruar?

    Yaratılış 4 :7

    tur Doğru olanı yapsan, seni kabul etmez miyim? Ancak doğru olanı yapmazsan, günah kapıda pusuya yatmış, seni bekliyor. Ona egemen olmalısın."

    alb Në rast se bën mirë a nuk do të pranohesh? Por në qoftë se bën keq, mëkati po të ruan te porta dhe dëshirat e tij drejtohen ndaj teje; por ti duhet ta sundosh".

    Yaratılış 4 :8

    tur Kayin kardeşi Habil'e, "Haydi, tarlaya gidelim dedi. Tarlada birlikteyken kardeşine saldırıp onu öldürdü.

    alb Dhe Kaini foli me të vëllanë, Abelin; kur u gjendën në fushë, Kaini u ngrit kundër vëllait të tij Abelit dhe e vrau.

    Yaratılış 4 :9

    tur RAB Kayin'e, Kardeşin Habil nerede? diye sordu. Kayin, Bilmiyorum, kardeşimin bekçisi miyim ben? diye karşılık verdi.

    alb Atëherë Zoti i tha Kainit: Ku është vëllait yt Abeli?. Ai u përgjegj: Nuk e di; mos jam unë rojtari i vëllait tim?.

    Yaratılış 4 :10

    tur RAB, Ne yaptın? dedi, "Kardeşinin kanı topraktan bana sesleniyor.

    alb Zoti i tha: "Çfarë ke bërë? Zëri i gjakut të vëllait tënd më vëngon nga toka.

    Yaratılış 4 :11

    tur Artık döktüğün kardeş kanını içmek için ağzını açan toprağın laneti altındasın.

    alb Dhe ti tani je më i mallkuar se toka që hapi gojën për të marrë gjakun e vëllait tënd nga dora jote.

    Yaratılış 4 :12

    tur İşlediğin toprak bundan böyle sana ürün vermeyecek. Yeryüzünde aylak aylak dolaşacaksın."

    alb Kur të punosh tokën, ajo nuk do të të japë më prodhimet e saj, dhe ti do të jesh një endacak dhe një ikanak mbi tokë".

    Yaratılış 4 :13

    tur Kayin, Cezam kaldıramayacağım kadar ağır diye karşılık verdi,

    alb Atëherë Kaini i tha Zotit; "Ndëshkimi im është tepër i madh aq sa unë nuk mund ta duroj.

    Yaratılış 4 :14

    tur Bugün beni bu topraklardan kovdun. Artık huzurundan uzak kalacak, yeryüzünde aylak aylak dolaşacağım. Kim bulsa öldürecek beni.

    alb Ja, ti po më dëbon sot nga faqja e këtij dheu dhe do të fshihem nga fytyra jote; dhe do të bëhem endacak dhe ikanak nëpër botë dhe do të ndodhë që të më vrasë kushdo që do të më gjejë".

    Yaratılış 4 :15

    tur Bunun üzerine RAB, Seni kim öldürürse, ondan yedi kez öç alınacak dedi. Kimse bulup öldürmesin diye Kayin'in üzerine bir nişan koydu.

    alb Dhe Zoti i tha: Prandaj, kushdo qoftë të vrasë Kainin, do të dënohet shtatë herë. Dhe Zoti vuri një shenjë mbi Kainin, me qëllim që kushdo që ta gjente të mos e vriste.

    Yaratılış 4 :16

    tur Kayin RAB'bin huzurundan ayrıldı. Aden bahçesinin doğusunda, Nod topraklarına yerleşti.

    alb Atëherë Kaini u largua nga prania e Zotit dhe banoi në vendin e quajtur Nod, në lindje të Edenit.

    Yaratılış 4 :17

    tur Kayin karısıyla yattı. Karısı hamile kaldı ve Hanok'u doğurdu. Kayin o sırada bir kent kurmaktaydı. Kente oğlu Hanok'un adını verdi.

    alb Dhe Kaini njohu të shoqen, e cila u ngjiz dhe lindi Enokun. Pastaj Kaini ndërtoi një qytet, të cilit i vuri emrin Enok, emri i të birit.

    Yaratılış 4 :18

    tur Hanok'tan İrat oldu. İrat'tan Mehuyael, Mehuyael'den Metuşael, Metuşael'den Lemek oldu.

    alb Dhe Enokut i lindi Iradi; Iradit i lindi Mehujaeli; Mehujaelit i lindi Methusaeli dhe Mathusaelit i lindi Lameku.

    Yaratılış 4 :19

    tur Lemek iki kadınla evlendi. Birinin adı Âda, öbürünün ise Silla'ydı.

    alb Dhe Lameku mori dy gra: emri i njërës ishte Ada dhe emri i tjetrës Cilah.

    Yaratılış 4 :20

    tur Âda Yaval'ı doğurdu. Yaval sürü sahibi göçebelerin atasıydı.

    alb Dhe Ada lindi Jabalin, që ishte babai i atyre që banojnë nën çadra dhe merren me rritjen e bagëtisë.

    Yaratılış 4 :21

    tur Kardeşinin adı Yuval'dı. Yuval lir ve ney çalanların atasıydı.

    alb Por emri i të vëllait ishte Jubal, që ishte babai i gjithë atyre që i binin qestes dhe flautit.

    Yaratılış 4 :22

    tur Silla Tuval-Kayin'i doğurdu. Tuval-Kayin tunç* ve demirden çeşitli kesici aletler yapardı. Tuval-Kayin'in kızkardeşi Naama'ydı.

    alb Cilah lindi edhe ajo Tubal-kainin, krijuesi i çfarëdo lloji veglash prej bronzi dhe hekuri, dhe motra e Tubal-kainit qe Naama.

    Yaratılış 4 :23

    tur Lemek karılarına şöyle dedi: "Ey Âda ve Silla, beni dinleyin, Ey Lemek'in karıları, sözlerime kulak verin. Beni yaraladığı için Bir adam öldürdüm, Beni hırpaladığı için Bir genci öldürdüm.

    alb Pastaj Lameku u tha grave të tij: "Ada dhe Cilah, dëgjoni zërin tim; gra të Lamekut, u vini re fjalëve të mia! Po, unë vrava një njeri sepse më plagosi, dhe një të ri sepse më shkaktoi një irnim.

    Yaratılış 4 :24

    tur Kayin'in yedi kez öcü alınacaksa, Lemek'in yetmiş yedi kez öcü alınmalı."

    alb Në rast se do t'i merret hak Kainit shtatë herë, Lamekut do t'i merret hak shtatëdhjetë herë shtatë".

    Yaratılış 4 :25

    tur Adem karısıyla yine yattı. Havva bir erkek çocuk doğurdu. Tanrı Kayin'in öldürdüğü Habil'in yerine bana başka bir oğul bağışladı diyerek çocuğa Şit adını verdi.

    alb Pastaj Adami njohu përsëri gruan e tij, që lindi një djalë dhe e quajti Seth, sepse ajo tha: Perëndia më dha një tjetër pasardhës në vend të Abelit, që u vra nga Kaini.

    Yaratılış 4 :26

    tur Şit'in de bir oğlu oldu, adını Enoş koydu.

    alb Edhe Sethit i lindi një djalë, të cilin e quajti Enosh. Atëherë filluan të kërkojnë emrin e Zotit.

    Yaratılış 5

    Eski Ahit

    Yaratılış

    Yaratılış 4

    Yaratılış 6

    Ayet Endeksi:

    01 02 03 04 05 06 07 08 09 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32

    Yaratılış 5 :1

    tur Adem soyunun öyküsü: Tanrı insanı yarattığında onu kendine benzer kıldı.

    alb Ky është libri i prejardhjes së Adamit. Ditën që Perëndia krijoi njeriun e bëri të ngjashëm me Perëndinë.

    Yaratılış 5 :2

    tur Onları erkek ve dişi olarak yarattı ve kutsadı. Yaratıldıkları gün onlara İnsan adını verdi.

    alb Ai i krijoi mashkull dhe femër, i bekoi dhe u dha emrin njeri, ditën që u krijuan.

    Yaratılış 5 :3

    tur Adem 130 yaşındayken kendi suretinde, kendisine benzer bir oğlu oldu. Ona Şit adını verdi.

    alb Adami jetoi njëqind e tridhjetë vjet dhe i lindi një djalë që i përngjiste, një lloj në shëmbëlltyrë të tij dhe e quajti Seth.

    Yaratılış 5 :4

    tur Şit'in doğumundan sonra Adem 800 yıl daha yaşadı. Başka oğulları, kızları oldu.

    alb Mbas lindjes së Sethit, Adami jetoi tetëqind vjet dhe pati bij dhe bija.

    Yaratılış 5 :5

    tur Adem toplam 930 yıl yaşadıktan sonra öldü.

    alb Kështu Adami jetoi gjithsej nëntëqind e tridhjetë vjet; pastaj vdiq.

    Yaratılış 5 :6

    tur Şit 105 yaşındayken oğlu Enoş doğdu.

    alb Sethi jetoi njëqind e pesë vjet dhe i lindi Enoshi.

    Yaratılış 5 :7

    tur Enoş'un doğumundan sonra Şit 807 yıl daha yaşadı. Başka oğulları, kızları oldu.

    alb Pas lindjes së Enoshit, Sethi jetoi tetëqind e shtatë vjet dhe pati bij e bija të tjerë.

    Yaratılış 5 :8

    tur Şit toplam 912 yıl yaşadıktan sonra öldü.

    alb Kështu tërë koha që Sethi jetoi qe nëntëqind e dymbëdhjetë vjet; pastaj vdiq.

    Yaratılış 5 :9

    tur Enoş 90 yaşındayken oğlu Kenan doğdu.

    alb Enoshi jetoi nëntëdhjetë vjet dhe i lindi Kenani.

    Yaratılış 5 :10

    tur Kenan'ın doğumundan sonra Enoş 815 yıl daha yaşadı. Başka oğulları, kızları oldu.

    alb Mbas lindjes së Kenanit, Enoshi jetoi tetëqind e pesëmbëdhjetë vjet dhe pati bij e bija të tjerë.

    Yaratılış 5 :11

    tur Enoş toplam 905 yıl yaşadıktan sonra öldü.

    alb Kështu Enoshi jetoi gjithsej nëntëqind e pesë vjet; pastaj vdiq.

    Yaratılış 5 :12

    tur Kenan 70 yaşındayken oğlu Mahalalel doğdu.

    alb Kenani jetoi shtatëdhjetë vjet dhe i lindi Mahalaleeli.

    Yaratılış 5 :13

    tur Mahalalel'in doğumundan sonra Kenan 840 yıl daha yaşadı. Başka oğulları, kızları oldu.

    alb Mbas lindjes së Mahalaleelit, Kenani jetoi tetëqind e dyzet vjet dhe pati bij e bija të tjerë.

    Yaratılış 5 :14

    tur Kenan toplam 910 yıl yaşadıktan sonra öldü.

    alb Kështu Kenani jetoi gjithsej nëntëqind e dhjetë vjet; pastaj vdiq.

    Yaratılış 5 :15

    tur Mahalalel 65 yaşındayken oğlu Yeret doğdu.

    alb Mahalaleeli jetoi gjashtëdhjetë e pesë vjet dhe i lindi Jaredi.

    Yaratılış 5 :16

    tur Yeret'in doğumundan sonra Mahalalel 830 yıl daha yaşadı. Başka oğulları, kızları oldu.

    alb Mbas lindjes së Jaredit, Mahalaleeli jetoi tetëqind e tridhjetë vjet dhe pati bij e bija të tjerë.

    Yaratılış 5 :17

    tur Mahalalel toplam 895 yıl yaşadıktan sonra öldü.

    alb Kështu Mahalaleeli jetoi gjithsej tetëqind e nëntëdhjetë e pesë vjet; pastaj vdiq.

    Yaratılış 5 :18

    tur Yeret 162 yaşındayken oğlu Hanok doğdu.

    alb Jaredi jetoi njëqind e gjashtëdhjetë e dy vjet dhe i lindi Enoku.

    Yaratılış 5 :19

    tur Hanok'un doğumundan sonra Yeret 800 yıl daha yaşadı. Başka oğulları, kızları oldu.

    alb Mbas lindjes së Enokut, Jaredi jetoi tetëqind vjet dhe pati bij dhe bija të tjerë.

    Yaratılış 5 :20

    tur Yeret toplam 962 yıl yaşadıktan sonra öldü.

    alb Kështu Jaredi jetoi gjithsej nëntëqind e gjashtëdhjetë e dy vjet; pastaj vdiq.

    Yaratılış 5 :21

    tur Hanok 65 yaşındayken oğlu Metuşelah doğdu.

    alb Enoku jetoi gjashtëdhjetë e pesë vjet dhe i lindi Methuselahu.

    Yaratılış 5 :22

    tur Metuşelah'ın doğumundan sonra Hanok 300 yıl Tanrı yolunda yürüdü. Başka oğulları, kızları oldu.

    alb Mbas lindjes të Methuselahut, Enoku eci me Perëndinë treqind vjet dhe pati bij e bija të tjerë.

    Yaratılış 5 :23

    tur Hanok toplam 365 yıl yaşadı.

    alb Kështu Enoku jetoi gjithsej treqind e gjashtëdhjetë e pesë vjet.

    Yaratılış 5 :24

    tur Tanrı yolunda yürüdü, sonra ortadan kayboldu; çünkü Tanrı onu yanına almıştı.

    alb Pra Enoku eci me Perëndinë, por nuk u gjend më, sepse Perëndia e mori me vete.

    Yaratılış 5 :25

    tur Metuşelah 187 yaşındayken oğlu Lemek doğdu.

    alb Metuselahu jetoi njëqind e tetëdhjetë e shtatë vjet dhe i lindi Lameku.

    Yaratılış 5 :26

    tur Lemek'in doğumundan sonra Metuşelah 782 yıl daha yaşadı. Başka oğulları, kızları oldu.

    alb Mbas lindjes së Lamekut, Metuselahu jetoi shtatëqind e tetëdhjetë e dy vjet dhe i lindën bij e bija.

    Yaratılış 5 :27

    tur Metuşelah toplam 969 yıl yaşadıktan sonra öldü.

    alb Kështu Metuselahu jetoi gjithsej nëntëqind e gjashtëdhjetë e nëntë vjet; pastaj ai vdiq.

    Yaratılış 5 :28

    tur Lemek 182 yaşındayken bir oğlu oldu.

    alb Lameku jetoi njëqind e tetëdhjetë e dy vjet dhe i lindi një bir;

    Yaratılış 5 :29

    tur RAB'bin lanetlediği bu toprak yüzünden çektiğimiz eziyeti, harcadığımız emeği bu çocuk hafifletip bizi rahatlatacak diyerek çocuğa Nuh adını verdi.

    alb dhe i vuri emrin Noe, duke thënë: Ky do të na ngushëllojë për punën tonë dhe për mundin e duarve tona, për shkak të tokës që Zoti e ka mallkuar.

    Yaratılış 5 :30

    tur Nuh'un doğumundan sonra Lemek 595 yıl daha yaşadı. Başka oğulları, kızları oldu.

    alb Pasi solli në këtë botë Noeun, Lameku jetoi pesëqind e nëntëdhjetë e pesë vjet dhe i lindën bij e bija të tjerë.

    Yaratılış 5 :31

    tur Lemek toplam 777 yıl yaşadıktan sonra öldü.

    alb Kështu Lameku jetoi gjithsej shtatëqind e shtatëdhjetë e shtatë vjet, pastaj ai vdiq.

    Yaratılış 5 :32

    tur Nuh 500 yıl yaşadıktan sonra Sam, Ham, Yafet adlı oğulları doğdu.

    alb Noeut, në moshën pesëqind vjeç, i lindi Semi, Kami dhe Jafeti.

    Yaratılış 6

    Eski Ahit

    Yaratılış

    Yaratılış 5

    Yaratılış 7

    Ayet Endeksi:

    01 02 03 04 05 06 07 08 09 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22

    Yaratılış 6 :1

    tur Yeryüzünde insanlar çoğalmaya başladı, kızlar doğdu.

    alb Kur njerëzit filluan të shumohen mbi faqen e dheut dhe u lindën atyre vajza,

    Yaratılış 6 :2

    tur İlahi varlıklar insan kızlarının güzelliğini görünce beğendikleriyle evlendiler.

    alb djemtë e Perëndisë panë që vajzat e njerëzve ishin të bukura, dhe morën për gra të gjitha ato që i zgjodhën vetë.

    Yaratılış 6 :3

    tur RAB, Ruhum insanda sonsuza dek kalmayacak, çünkü o ölümlüdür dedi, İnsanın ömrü yüz yirmi yıl olacak.

    alb Dhe Zoti tha: Fryma im nuk do të hahet gjithnjë me njeriun, sepse në shthurjen e tij ai nuk është veçse mish; ditët e tij do të jenë, pra, njëqind e njëzet vjet.

    Yaratılış 6 :4

    tur İlahi varlıkların insan kızlarıyla evlenip çocuk sahibi oldukları günlerde ve daha sonra yeryüzünde Nefiller vardı. Bunlar eski çağ kahramanları, ünlü kişilerdi.

    alb Kishte gjigantë mbi tokë në ato kohë, madje edhe më vonë, kur bijtë e Perëndisë iu afruan bijave të njerëzve dhe këto u lindën atyre fëmijë. Ata janë heronjtë që jetuan në kohët e lashtësisë, janë njerëzit e famshëm të këtyre kohëve.

    Yaratılış 6 :5

    tur RAB baktı, yeryüzünde insanın yaptığı kötülük çok, aklı fikri hep kötülükte.

    alb Dhe tani Zoti pa që ligësia e njerëzve ishte e madhe mbi tokë dhe që tërë synimet e mendimeve të zemrës së tyre nuk ishin gjë tjetër veçse e keqja në çdo kohë.

    Yaratılış 6 :6

    tur İnsanı yarattığına pişman oldu. Yüreği sızladı.

    alb Dhe Zoti u pendua që kishte krijuar njeriun mbi tokë dhe u brengos për këtë në zemër të vet.

    Yaratılış 6 :7

    tur Yarattığım insanları, hayvanları, sürüngenleri*, kuşları yeryüzünden silip atacağım dedi, Çünkü onları yarattığıma pişman oldum.

    alb Kështu Zoti tha: Unë do të shfaros nga faqja e dheut njeriun që kam krijuar, duke filluar nga njeriu deri te kafshët, te rrëshqanorët, te zogjtë e qiellit, sepse pendohem që i kam krijuar.

    Yaratılış 6 :8

    tur Ama Nuh RAB'bin gözünde lütuf buldu.

    alb Por Noeu gjeti hir në sytë e Zotit.

    Yaratılış 6 :9

    tur Nuh'un öyküsü şöyledir: Nuh doğru bir insandı. Çağdaşları arasında kusursuz biriydi. Tanrı yolunda yürüdü.

    alb Kjo është prejardhja e Noeut. Noeu ishte një njeri i drejtë dhe i patëmetë midis bashkëkohësve të tij. Noeu eci me Perëndinë.

    Yaratılış 6 :10

    tur Üç oğlu vardı: Sam, Ham, Yafet.

    alb Dhe Noeu pati tre bij: Semin, Kamin dhe Jafetin.

    Yaratılış 6 :11

    tur Tanrı'nın gözünde yeryüzü bozulmuş, zorbalıkla dolmuştu.

    alb Por toka ishte e korruptuar para Perëndisë dhe plot e përplot me dhunë.

    Yaratılış 6 :12

    tur Tanrı yeryüzüne baktı ve her şeyin ne denli bozulduğunu gördü. Çünkü insanlar yoldan çıkmıştı.

    alb Tani Perëndia vështroi tokën dhe ja, ajo ishte e prishur, sepse çdo mish i tokës kishte shthurur sjelljen e tij.

    Yaratılış 6 :13

    tur Tanrı Nuh'a, İnsanlığa son vereceğim dedi, "Çünkü onlar yüzünden yeryüzü zorbalıkla doldu. Onlarla birlikte yeryüzünü de yok edeceğim.

    alb Dhe Perëndia i tha Noeut: "Kam vendosur t'i jap fund çdo mishi, sepse toka për shkak të njerëzve është plot me dhunë; ja, unë do t'i zhduk bashkë me tokën.

    Yaratılış 6 :14

    tur Kendine gofer ağacından bir gemi yap. İçini dışını ziftle, içeriye kamaralar yap.

    alb Bëj një arkë prej druri; bëje arkën me dhoma dhe lyeje me bitum nga jashtë e nga brenda.

    Yaratılış 6 :15

    tur Gemiyi şöyle yapacaksın: Uzunluğu üç yüz, genişliği elli, yüksekliği otuz arşın olacak.

    alb Por ti do ta ndërtosh në këtë mënyrë: gjatësia e arkës do të jetë treqind kubitë, gjerësia pesëdhjetë dhe lartësia tridhjetë.

    Yaratılış 6 :16

    tur Pencere de yap, boyu yukarıya doğru bir arşını bulsun. Kapıyı geminin yan tarafına koy. Alt, orta ve üst güverteler yap.

    alb Do ta bësh arkën me një dritare dhe do ta mbarosh me një kubit mbulese nga sipër; anash arkës do të vendosësh derën dhe do ta bësh me tre kate, pra me katin e poshtëm, të mesëm dhe të sipërm.

    Yaratılış 6 :17

    tur Yeryüzüne tufan göndereceğim. Göklerin altında soluk alan bütün canlıları yok edeceğim. Yeryüzündeki her canlı ölecek.

    alb Dhe ja, unë vet kam për të sjellë përmbytjen e ujërave mbi tokë, për të shkatërruar nën qiellin çdo mish që ka shenjë jete; çdo gjë që ndodhet mbi tokën ka për të vdekur.

    Yaratılış 6 :18

    tur Ama seninle bir antlaşma yapacağım. Oğulların, karın, gelinlerinle birlikte gemiye bin.

    alb Por unë do të caktoj besëlidhjen time me ty dhe ti do të futesh në arkën: ti, fëmijët e tu, gruaja jote dhe gratë e bijve të tu.

    Yaratılış 6 :19

    tur Sağ kalabilmeleri için her canlı türünden bir erkek, bir dişi olmak üzere birer çifti gemiye al.

    alb Dhe nga çdo gjë që jeton prej çdo lloj mishi fut në arkë dy nga çdo lloj, për t'i ruajtur me vete gjallë bashkë me ty; dhe të jenë mashkull dhe femër.

    Yaratılış 6 :20

    tur Çeşit çeşit kuşlar, hayvanlar, sürüngenler sağ kalmak için çifter çifter sana gelecekler.

    alb Nga zogjtë, nga bagëtia dhe të gjithë rrëshqanorët e tokës simbas llojit të tyre, dy nga çdo lloj do të vijnë te ti, që të ruhen gjallë.

    Yaratılış 6 :21

    tur Yanına hem kendin, hem onlar için yenebilecek ne varsa al, ilerde yemek üzere depola."

    alb Dhe merr për vete nga çdo ushqim që hahet, grumbulloje dhe ruaje, në mënyrë që të shërbejë si ushqim për ty dhe për ata".

    Yaratılış 6 :22

    tur Nuh Tanrı'nın bütün buyruklarını yerine getirdi.

    alb Dhe Noeu veproi ashtu, bëri pikërisht të gjitha ato që Perëndia i kishte urdhëruar.

    Yaratılış 7

    Eski Ahit

    Yaratılış

    Yaratılış 6

    Yaratılış 8

    Ayet Endeksi:

    01 02 03 04 05 06 07 08 09 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24

    Yaratılış 7 :1

    tur RAB Nuh'a, Bütün ailenle birlikte gemiye bin dedi, "Çünkü bu kuşak içinde yalnız seni doğru buldum.

    alb Atëherë Zoti i tha Noeut: "Hyrë në arkë bashkë me tërë familjen tënde, sepse pashë se je i drejtë para meje në këtë brez.

    Yaratılış 7 :2

    tur Yeryüzünde soyları tükenmesin diye, yanına temiz sayılan hayvanlardan erkek ve dişi olmak üzere yedişer çift, kirli sayılan hayvanlardan birer çift, kuşlardan yedişer çift al.

    alb Nga çdo lloj kafshe të pastër merr shtatë çifte, meshkuj e femra, si dhe nga kafshët jo të pastra një çift, mashkull dhe femër;

    Yaratılış 7 :3

    tur (Görmek 7:2)

    alb edhe nga zogjtë e qiellit merr shtatë çifte, meshkuj e femra, për të ruajtur gjallë farën e tyre mbi faqen e tërë dheut;

    Yaratılış 7 :4

    tur Çünkü yedi gün sonra yeryüzüne kırk gün kırk gece yağmur yağdıracağım. Yarattığım her canlıyı yeryüzünden silip atacağım."

    alb sepse mbas shtatë ditëve do të bëj që të bjerë shi mbi tokë për dyzet ditë e dyzet net me rradhë, dhe do të shfaros nga faqja e dheut tërë qeniet e gjalla që kam krijuar".

    Yaratılış 7 :5

    tur Nuh RAB'bin bütün buyruklarını yerine getirdi.

    alb Dhe Noeu bëri pikërisht ashtu siç i kishte urdhëruar Zoti.

    Yaratılış 7 :6

    tur Yeryüzünde tufan koptuğunda Nuh altı yüz yaşındaydı.

    alb Noeu ishte gjashtëqind vjeç kur mbi tokë ndodhi përmbytja e ujërave.

    Yaratılış 7 :7

    tur Nuh, oğulları, karısı, gelinleri tufandan kurtulmak için hep birlikte gemiye bindiler.

    alb Kështu Noeu u fut në arkë bashkë me bijtë e tij, me të shoqen dhe me gratë e bijve të tij, për shkak të ujërave të përmbytjes.

    Yaratılış 7 :8

    tur Tanrı'nın Nuh'a buyurduğu gibi temiz ve kirli sayılan her tür hayvan, kuş ve sürüngenden* erkek ve dişi olmak üzere birer çift Nuh'a gelip gemiye bindiler.

    alb Nga kafshët e pastra dhe nga kafshët jo të pastra, nga zogjtë e nga të gjitha llojet që zvarriten mbi tokë,

    Yaratılış 7 :9

    tur (Görmek 7:8)

    alb erdhën dy nga dy para Noeut, në arkë, një mashkull e një femër, ashtu si e kishte porositur Perëndia atë.

    Yaratılış 7 :10

    tur Yedi gün sonra tufan koptu.

    alb Në fund të shtatë ditëve, ujërat e përmbytjes mbuluan tokën.

    Yaratılış 7 :11

    tur Nuh altı yüz yaşındayken, o yılın ikinci ayının* on yedinci günü enginlerin bütün kaynakları fışkırdı, göklerin kapakları açıldı.

    alb Në vitin e gjashtëqindtë të jetës së Noeut, në muajin e dytë dhe në ditën e shtatëmbëdhjetë të muajit, në atë ditë tërë burimet e humnerës së madhe shpërthyen dhe kataraktet e qiellit u hapën.

    Yaratılış 7 :12

    tur Yeryüzüne kırk gün kırk gece yağmur yağdı.

    alb Dhe ra shi mbi tokë për dyzet ditë dhe dyzet net.

    Yaratılış 7 :13

    tur Nuh, oğulları Sam, Ham, Yafet, Nuh'un karısıyla üç gelini tam o gün gemiye bindiler.

    alb Po atë ditë hynë në arkë Noeu dhe bijtë e tij Semi, Kami dhe Jafeti, gruaja e Noeut si dhe tri gratë e bijve të tij me ta;

    Yaratılış 7 :14

    tur Onlarla birlikte her tür hayvan -evcil hayvanların, sürüngenlerin, kuşların, uçan yaratıkların her türü- gemiye bindi.

    alb ata dhe të gjitha bishat simbas llojit, tërë bagëtia simbas llojit të saj, të gjithë rrëshqanorët që zvarriten mbi tokën simbas llojit të tyre, tërë zogjtë simbas llojit të tyre, tërë zogjtë e çfarëdo lloji.

    Yaratılış 7 :15

    tur Soluk alan her tür canlı çifter çifter Nuh'un yanına gelip gemiye bindi.

    alb Ata erdhën te Noeu në arkë, dy nga dy, prej çdo mishi që ka frymë jete;

    Yaratılış 7 :16

    tur Gemiye giren hayvanlar Tanrı'nın Nuh'a buyurduğu gibi erkek ve dişiydi. RAB Nuh'un ardından kapıyı kapadı.

    alb hynë, mashkull e femër, nga çdo mish, ashtu si Perëndia e kishte porositur Noeun; pastaj Zoti i mbylli brenda.

    Yaratılış 7 :17

    tur Tufan kırk gün sürdü. Çoğalan sular gemiyi yerden yukarı kaldırdı.

    alb Dhe përmbytja ra mbi tokë për dyzet ditë me radhë; dhe ujërat u rritën dhe e ngritën arkën lart mbi tokë.

    Yaratılış 7 :18

    tur Sular yükseldi, çoğaldıkça çoğaldı; gemi suyun üzerinde yüzmeye başladı.

    alb Ujërat u shtuan dhe u rritën shumë mbi tokë, arka pluskonte mbi sipërfaqen e ujërave.

    Yaratılış 7 :19

    tur Sular öyle yükseldi ki, yeryüzündeki bütün yüksek dağlar su altında kaldı.

    alb Dhe ujërat u shtuan me forcë të madhe mbi tokë; të gjitha malet e larta që ndodheshin nën tërë qiellin u mbuluan.

    Yaratılış 7 :20

    tur Yükselen sular dağları on beş arşın aştı.

    alb Ujërat u ngritën pesëmbëdhjetë kubitë mbi to; dhe malet u mbuluan prej tyre.

    Yaratılış 7 :21

    tur Yeryüzünde yaşayan bütün canlılar yok oldu; kuşlar, evcil ve yabanıl hayvanlar, sürüngenler, insanlar, soluk alan bütün canlılar öldü.

    alb Kështu u shuan të gjitha llojet e mishit që lëviznin mbi tokë: zogjtë, bagëtia, bishat, rrëshqanorët e çdo lloji që zvarriteshin mbi tokë dhe tërë njerëzit.

    Yaratılış 7 :22

    tur (Görmek 7:21)

    alb Vdiq çdo gjë që ishte mbi tokën e thatë dhe që kishte frymë jete në vrimat e hundës.

    Yaratılış 7 :23

    tur RAB insanlardan evcil hayvanlara, sürüngenlerden kuşlara dek bütün canlıları yok etti, yeryüzündeki her şey silinip gitti. Yalnız Nuh'la gemidekiler kaldı.

    alb Dhe të gjitha gjallesat që ishin mbi faqen e dheut u shfarosën: duke filluar nga njeriu deri te bagëtia, te gjarpërinjtë dhe zogjtë e qiellit; ato u shfarosën nga toka dhe shpëtoi vetëm Noeu bashkë me ata që ishin me të në arkë.

    Yaratılış 7 :24

    tur Sular yüz elli gün boyunca yeryüzünü kapladı.

    alb Dhe ujërat mbuluan tokën për njëqind e pesëdhjetë ditë.

    Yaratılış 8

    Eski Ahit

    Yaratılış

    Yaratılış 7

    Yaratılış 9

    Ayet Endeksi:

    01 02 03 04 05 06 07 08 09 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22

    Yaratılış 8 :1

    tur Sonra Tanrı Nuh'u ve gemideki evcil ve yabanıl hayvanları anımsadı. Yeryüzünde bir rüzgar estirdi, sular alçalmaya başladı.

    alb Pastaj Perëndisë iu kujtua Noeu, të gjitha gjallesat dhe tërë bagëtia që ishte me të në arkë; dhe Perëndia bëri që të fryjë një erë mbi tokë dhe ujërat e ulën lartësinë e tyre.

    Yaratılış 8 :2

    tur Enginlerin kaynakları, göklerin kapakları kapandı. Yağmur dindi.

    alb Burimet e humnerës dhe kataraktet e qiellit u mbyllën dhe shiu nga qielli pushoi.

    Yaratılış 8 :3

    tur Sular yeryüzünden çekilmeye başladı. Yüz elli gün geçtikten sonra sular azaldı.

    alb Dhe ujërat vazhduan të tërhiqeshin nga toka; dhe mbas njëqind e pesëdhjetë ditësh ishin pakësuar.

    Yaratılış 8 :4

    tur Gemi yedinci ayın* on yedinci günü Ararat dağlarına oturdu.

    alb Në muajin e shtatë, ditën e shtatëmbëdhjetë të muajit, arka u ndal në malet e Araratit.

    Yaratılış 8 :5

    tur Sular onuncu aya kadar sürekli azaldı. Onuncu ayın birinde dağların doruğu göründü.

    alb Dhe ujërat vazhduan të pakësohen deri në muajin e dhjetë. Në muajin e dhjetë, ditën e parë të muajit, u dukën majat e maleve.

    Yaratılış 8 :6

    tur Kırk gün sonra Nuh yapmış olduğu geminin penceresini açtı.

    alb Kështu, mbas dyzet ditësh, ndodhi që Noeu hapi dritaren që kishte bërë në arkë,

    Yaratılış 8 :7

    tur Kuzgunu dışarı gönderdi. Kuzgun sular kuruyuncaya kadar dönmedi, uçup durdu.

    alb dhe nisi jashtë korbin, që vazhdoi të shkojë para dhe prapa, deri sa u thanë ujërat mbi tokë.

    Yaratılış 8 :8

    tur Bunun üzerine Nuh suların yeryüzünden çekilip çekilmediğini anlamak için güvercini gönderdi.

    alb Pastaj lëshoi pëllumbin për të parë në se ujërat ishin pakësuar mbi sipërfaqen e tokës.

    Yaratılış 8 :9

    tur Güvercin konacak bir yer bulamadı, çünkü her yer suyla kaplıydı. Gemiye, Nuh'un yanına döndü. Nuh uzanıp güvercini tuttu ve gemiye, yanına aldı.

    alb Por pëllumbi nuk gjeti dot vendin ku të mbështeste këmbën e tij dhe u kthye përsëri në arkë, sepse kishte ende ujëra mbi sipërfaqen e tërë tokës; dhe ai shtriu dorën, e kapi dhe e tërhoqi brenda arkës.

    Yaratılış 8 :10

    tur Yedi gün daha bekledi, sonra güvercini yine dışarı saldı.

    alb Priti atëherë shtatë ditë të tjera, pastaj e dërgoi përsëri pëllumbin jashtë arkës.

    Yaratılış 8 :11

    tur Güvercin gagasında yeni kopmuş bir zeytin yaprağıyla akşamleyin geri döndü. O zaman Nuh suların yeryüzünden çekilmiş olduğunu anladı.

    alb Dhe pëllumbi u kthye tek ai aty nga mbrëmja; dhe ja, ai kishte në sqep një gjethe ulliri të këputur, të njomë; kështu Noeu kuptoi se ujërat ishin tërhequr nga toka.

    Yaratılış 8 :12

    tur Yedi gün daha bekledikten sonra güvercini yine gönderdi. Bu kez güvercin geri dönmedi.

    alb Atëherë priti shtatë ditë të tjera, pastaj e lëshoi jashtë pëllumbin, por ky nuk u kthye më tek ai.

    Yaratılış 8 :13

    tur Nuh altı yüz bir yaşındayken, birinci ayın birinde yeryüzündeki sular kurudu. Nuh geminin üstündeki kapağı kaldırınca toprağın kurumuş olduğunu gördü.

    alb Në vitin e gjashtëqindenjëtë të Noeut, gjatë muajit të parë, në ditën e parë të muajit, ujërat ishin tharë mbi tokë; dhe Noeu e zbuloi arkën, vështroi dhe ja që sipërfaqja e tokës ishte e thatë.

    Yaratılış 8 :14

    tur İkinci ayın yirmi yedinci günü toprak tümüyle kurumuştu.

    alb Dhe kështu në muajin e dytë, në ditën e njëzet e shtatë të tij, toka ishte e thatë.

    Yaratılış 8 :15

    tur Tanrı Nuh'a, Karın, oğulların ve gelinlerinle birlikte gemiden çık dedi,

    alb Atëherë Perëndia i foli Noeut, duke thënë:

    Yaratılış 8 :16

    tur (Görmek 8:15)

    alb "Dil nga arka ti, gruaja jote, bijtë e tu dhe gratë e bijve të tu bashkë me ty.

    Yaratılış 8 :17

    tur Kendinle birlikte bütün canlıları, kuşları, hayvanları, sürüngenleri* de çıkar. Üresinler, verimli olsunlar, yeryüzünde çoğalsınlar.

    alb Nxirr me vete tërë kafshët që janë bashkë me ty, të çdo mishi që të jenë: zogj, bagëti dhe tërë rrëshqanorët që zvarriten mbi tokë, me qëllim që të rriten shumë mbi tokë dhe të jenë pjellorë e të shumohen mbi tokë".

    Yaratılış 8 :18

    tur Nuh karısı, oğulları ve gelinleriyle birlikte gemiden çıktı.

    alb Kështu Noeu doli me bijtë e tij, me gruan e tij dhe me gratë e bijve të tij.

    Yaratılış 8 :19

    tur Bütün hayvanlar, sürüngenler, kuşlar, yeryüzünde yaşayan her tür canlı da gemiyi terk etti.

    alb Të gjitha kafshët, të gjithë rrëshqanorët, të gjithë zogjtë, gjthçka lëviz mbi tokë, simbas familjeve të tyre, dolën nga arka.

    Yaratılış 8 :20

    tur Nuh RAB'be bir sunak yaptı. Orada bütün temiz sayılan hayvanlarla kuşlardan yakmalık sunular* sundu.

    alb Atëherë Noeu ndërtoi një altar për Zotin, mori nga çdo lloj kafshësh dhe zogjsh të pastër dhe ofroi fli mbi altarin.

    Yaratılış 8 :21

    tur Güzel kokudan hoşnut olan RAB içinden şöyle dedi: "İnsanlar yüzünden yeryüzünü bir daha lanetlemeyeceğim. Çünkü insan yüreğindeki eğilimler çocukluğundan beri kötüdür. Şimdi yaptığım gibibütün canlıları bir daha yok etmeyeceğim.

    alb Dhe Zoti ndjeu një erë të këndshme dhe ai tha në zemër të vet: "Unë nuk do ta mallkoj më tokën për shkak të njeriut,

    Enjoying the preview?
    Page 1 of 1