Discover millions of ebooks, audiobooks, and so much more with a free trial

Only $11.99/month after trial. Cancel anytime.

Türkçe Fransızca İncil: 2001 Türkçe Tercümesi - La Sainte 1887
Türkçe Fransızca İncil: 2001 Türkçe Tercümesi - La Sainte 1887
Türkçe Fransızca İncil: 2001 Türkçe Tercümesi - La Sainte 1887
Ebook12,610 pages155 hours

Türkçe Fransızca İncil: 2001 Türkçe Tercümesi - La Sainte 1887

Rating: 0 out of 5 stars

()

Read preview

About this ebook

Bu yayını Eski Ahit ve Yeni Ahit parçası olduğu Türkçe İncil (2001) ve La Sainte Bible (1887) paraleli çevirileridir. Ayrıca tüm kitaplar, bölümler ve ayetlerle ilişkili toplam 173,749 referanslar 2 İncil formatında sunulur. Çalışma ve yönlendirme için uygun olan formatında Türkçe İncil 2001 ve Ostervald kitabının tüm kopyalarını içerir, kısa versiyonu için ise "navi" formatını içerir. Burada tur-ost düzeninde yazılan her ayeti bulacaksınız. Türkçe İncil 2001 ve Ostervald kitabının ve Yazıdan-Konuşmaya Dökme (TTS) teknolojili İncili de mevcuttur.

Genel anlamda İncil içinde gezinti nasıl yapılır?:



  • Her bir ahite ait dizin bulunmaktadır.
  • TTS formatı kitapları sıralar. Aynı zamanda, bölümler fihristi de kitaplardan sonra gelir.
  • Ahitler kitap dizinlerinde birbirlerine referans sağlarlar.
  • Her kitap bulundukları Ahit'e referans verirler.
  • Her kitap, bir önceki ve bir sonraki kitaba referans verir.
  • Her kitabın kendi bölüm dizini bulunur.
  • Her bölüm bulunduğu kitaba referans verilir.
  • Her bölüm bir önceki ve bir sonraki bölüme referans verir.
  • Her bölümün ayetleri için bir dizini vardır.
  • TTS'de bulunan her bölüm Navi İncili'ndeki bölüme referans verir.
  • Her ayet numaralandırılmıştır ve hangi bölüme ait olduğuna dair referans içerir.
  • Daha iyi okunabilmesi için her ayet yeni satırda başlar.
  • TTS formatında ayet numaraları gösterilmez.
  • Dizindeki herhangi bir referans sizi bulunduğu yere götürür.
  • Yerleştirilmiş içerik tüm kitaplardaki tüm formatlarda erişim sağlar.


Bu tür e-kitaplarda, bulabileceğiniz en iyi gezinti deneyimlerinden birini sunuyoruz! Dilediğiniz ayet hemen parmağınızın ucunda ve daha detaylı incelemeniz için emrinize amade. Ayrıca, hadis fihristi ve aralarında gezinme olanağı bu kitabı eşsiz hale getiriyor.

Yazıdan-Konuşmaya Dökme (TTS) fonksiyonu cihazdan cihaza değişir. Bazı cihazlar fonksiyonu desteklemeyebilir. Bazıları tek dil destekleyebilir, bazıları ise birden fazla dil destekleyebilir. Kitabın dili Türkçedir.

LanguageTürkçe
Release dateOct 27, 2020
ISBN9788233905934
Türkçe Fransızca İncil: 2001 Türkçe Tercümesi - La Sainte 1887

Related to Türkçe Fransızca İncil

Titles in the series (13)

View More

Related ebooks

Reviews for Türkçe Fransızca İncil

Rating: 0 out of 5 stars
0 ratings

0 ratings0 reviews

What did you think?

Tap to rate

Review must be at least 10 words

    Book preview

    Türkçe Fransızca İncil - TruthBeTold Ministry

    Türkçe Fransızca İncil

    2001 Türkçe Tercümesi - La Sainte 1887

    ISBN  9788233905934 (epub)

    Kitap uzunluğu: 14,719 sayfa

    (Yaklaşık yazılı sayfa sayısı: 5,151 sayfa)

    İlk yayınlanma tarihi 2017-09-05

    Dosya adı: 9788233905934.epub

    Telif © 2016-2020 TruthBeTold Ministry

    Bu elektronik kitapta kullanılan tüm Kutsal Kitap ayetleri, yayıncıların izni ile Kutsal Kitap Türkçe Yeni Çeviri'den alınmıştır.

    Kutsal Kitap © The Bible Society in Turkey (Kitabı Mukaddes Şti.), The Translation Trust (Yeni Yaşam Yayınları), 2001, 2008.

    All Bible verses used in this e-book are taken from the KUTSAL KİTAP (Bible - Turkish New Translation) with the permission of the publishers.Kutsal Kitap © The Bible Society in Turkey (Kitabı Mukaddes Şti.), The Translation Trust (Yeni Yaşam Yayınları), 2001, 2008.

    Genel kullanıma açık olan İncil ayetleri, sözlük ve Strongs parçaları hariç olmak üzere TruthBeTold Ministry tarafından tüm hakları saklıdır. Herhangi bir koşulda bu kitabın yapısı ve yönlendirmesi de dahil olmak üzere hiçbir içeriği kopyalanamaz. Herhangi bir genel ya da özel, birey ya da grup ticari amaçlar hariç olmak üzere kitaptan alıntılar yapabilir. Bahsedilen hariç durumlara istisna yapılması ancak yayıncının yazılı izni ile olabilir. Yazılarımızın en yüksek kalitede olması için elimizden geleni yapıyoruz. Herhangi bir hata bulursanız lütfen bize ulaşın.

    @TruthBetold Ministry

    www.truthbetoldministry.net

    Norveç

    Org.nr: 917263752   Yayıncı: 978828381

    Önsöz

    Bu yayını Eski Ahit ve Yeni Ahit parçası olduğu Türkçe İncil (2001) ve La Sainte Bible (1887) paraleli çevirileridir. Ayrıca tüm kitaplar, bölümler ve ayetlerle ilişkili toplam 173,749 referanslar 2 İncil formatında sunulur. Çalışma ve yönlendirme için uygun olan formatında Türkçe İncil 2001 ve Ostervald kitabının tüm kopyalarını içerir, kısa versiyonu için ise navi formatını içerir. Burada tur-ost düzeninde yazılan her ayeti bulacaksınız. Türkçe İncil 2001 ve Ostervald kitabının ve Yazıdan-Konuşmaya Dökme (TTS) teknolojili İncili de mevcuttur.

    Genel anlamda İncil içinde gezinti nasıl yapılır?:

    Her bir ahite ait dizin bulunmaktadır.

    TTS formatı kitapları sıralar. Aynı zamanda, bölümler fihristi de kitaplardan sonra gelir.

    Ahitler kitap dizinlerinde birbirlerine referans sağlarlar.

    Her kitap bulundukları Ahit'e referans verirler.

    Her kitap, bir önceki ve bir sonraki kitaba referans verir.

    Her kitabın kendi bölüm dizini bulunur.

    Her bölüm bulunduğu kitaba referans verilir.

    Her bölüm bir önceki ve bir sonraki bölüme referans verir.

    Her bölümün ayetleri için bir dizini vardır.

    TTS'de bulunan her bölüm Navi İncili'ndeki bölüme referans verir.

    Her ayet numaralandırılmıştır ve hangi bölüme ait olduğuna dair referans içerir.

    Daha iyi okunabilmesi için her ayet yeni satırda başlar.

    TTS formatında ayet numaraları gösterilmez.

    Dizindeki herhangi bir referans sizi bulunduğu yere götürür.

    Yerleştirilmiş içerik tüm kitaplardaki tüm formatlarda erişim sağlar.

    Bu tür e-kitaplarda, bulabileceğiniz en iyi gezinti deneyimlerinden birini sunuyoruz! Dilediğiniz ayet hemen parmağınızın ucunda ve daha detaylı incelemeniz için emrinize amade. Ayrıca, hadis fihristi ve aralarında gezinme olanağı bu kitabı eşsiz hale getiriyor.

    Yazıdan-Konuşmaya Dökme (TTS) fonksiyonu cihazdan cihaza değişir. Bazı cihazlar fonksiyonu desteklemeyebilir. Bazıları tek dil destekleyebilir, bazıları ise birden fazla dil destekleyebilir. Kitabın dili Türkçedir.

    Kutsal Kitap

    kitabimukaddes.com adresinden:

    Kutsal Kitap'ın ilk Türkçe çevirisi, Padişah 4. Mehmet'in baş çevirmeni Ali Bey'in de katkısıyla 1666'larda sonuçlandı. Çeviri basılmak üzere Hollanda'daki Leyden Üniversitesi'ne götürüldü; çeşitli nedenlerle üniversitenin kütüphanesinde 160 yıl bekletildikten sonra 19. yüzyıl başlarında bir ekip tarafından gözden geçirildi. Nihayet 1827'de o günün Osmanlı yönetiminin onayıyla ilk basımı Arapça harflerle Paris'te yapıldı.

    Çevirisi 17. yüzyılda yapılan, 19. yüzyılın ilk yarısında basılan bir metnin gerek üslup, gerekse dil açısından Osmanlıca'nın etkisinde olması kaçınılmazdı. Bu nedenle 1928'lerde başlayan Harf Devrimi, ardından gelen dildeki özleştirme çalışmaları, Kutsal Kitap çevirisinin gözden geçirilmesini zorunlu kılmıştır. Bu amaçla metin üzerinde yapılan Türkçeleştirme çalışmaları 1941'de sonuçlanmış ve yeni metin aynı yıl ilk kez Latin harfleriyle basılmıştır.

    Gerek Türk yazınındaki gelişmeler, gerekse hız kazanan dildeki özleştirme çalışmaları 1970'lerin sonlarında hem Kitabı Mukaddes Topluluğu hem de diğer Hristiyan topluluklarını daha bir çağdaş çeviri yapmaya zorladı. Kutsal Kitap çevirisinde birçok ülkede karşılaşılan durum Türkiye'de de tekrarlandı ve çeviri çabaları öncelikle İncil üzerinde yoğunlaştı. Çeviri Vakfı'nın 1979 yılında başlatıp 1986'da sonuçlandırdığı yeni çeviriyle Kitabı Mukaddes Topluluğu'nun 1980'de başlatıp 1988'de sonuçlandırdığı yeni İncil çevirisinin yanı sıra yarım kalan başka çeviri girişimleri de oldu. Bugün elimizde 1941'de gözden geçirilen İncil çevirisinin dışında 1986 ve 1988'de sonuçlanan iki çağdaş Türkçe İncil çevirisi bulunmaktadır.

    Bu tercüme, The Bible Society Türkiye tarafından yapılan 2001 yılında yapılan versiyonudur.

    La Bible Ostervald (1996)

    Wikipedia:

    Jean-Frédéric Ostervald1 (1663-1747) est un théologien protestant et pasteur suisse. Sa traduction révisée de la Bible parue en 1744 a été la plus utilisée chez les protestants avec celle des pasteurs de Genève. Père du jurisconsulte et politicien neuchâtelois Samuel Ostervald.

    Ostervald est surtout demeuré dans les mémoires par la Bible qu'il fit publier en 1744, qui n'est pas une traduction mais une révision de celle des pasteurs de Genève. La Bible d'Ostervald a été une référence et fut largement utilisée pendant 150 ans, jusqu'à la fin du XIXe siècle. Un aspect important de la popularité de la Bible d'Ostervald fut qu'elle était accompagnée de commentaires ainsi que de réflexions morales et pieuses sur tous les chapitres de sa traduction. Ceux-ci étaient censés être lus durant le culte. Ils parurent indépendamment en 1720 pour la première fois sous le titre Arguments et Réflexions. En 1779 sortit une édition exceptionnelle de la Bible3 incluant des gravures4 illustrant les scènes bibliques, réalisées à 15 ans par Abraham Girardet (de), un artiste du Locle. Le texte a été de nouveau révisé en 1996.

    İncil'e Giriş

    Tanrı'nın sözü bütün zamanda insanlığa verilen şüphesiz en mükemmel ve en sıradışı metindir. Sadece detaylı inceleme içerisindeki sırları ortaya çıkarabilir. Sadece bu zaman ve çağda değil, Tanrı'nın sözlerini, doğasını anlamak her zaman önemlidir. Şimdiki zamanda her şey tam ters gibi görünmekte, iyi kötü olmuş, kötü ise iyi. Bizim pusulamız, yönümüz Tanrı'nın bizi sınadığını bilmektir. Sonunu baştan görerek her şeyi bilerek yazdı. Nasıl biliyoruz? Küçücük yaşam zamanımız süresince gerçekleşen birçok olay sayesinde biliyoruz. Tanrı dünyada olacak olaylardan İncil'de bahsetmiştir, Tanrı olayları kesinlik ve titizlikle ön görmüştür. Dünya üzerinde İncil kadar kesin ve doğru bir şey bulamayacaksınız. Daha küçük alanda, her erkek ve her kadın karar vermeli, daha sonra Tanrı'nın ona söyledikleri yolu takip etmelidirler. İşte bu zamanlarda, Tanrı'nın sözleri olan İncil'e inandığımızda, mucize sinyallerini ve harikalarını görürüz. Şüphesiz ki İsa Mesih inancımızın yazarıdır ve daha fazlasına ihtiyacımız yoktur. Kişisel olarak HIV gibi tedavisi olmayan hastalıklardan iyileştiklerini gördüm. İsa Mesih'in izni ile şeytanları kovdum, vücutlardan demirlerin kaybolup yerlerini kemiklere bırakmasını gördüm. İnsanları en küçük hastalıktan ciddi hastalığa birçok hastalıktan kurtardım ve savaşılan savaş sonucunda kazanılan zafere tanıklık ettim. Tanrı'ya inanmayı seçen ve bu yolda yürümeyi seçen insanlara olacak birçok mucizeye tanıklık edecek insanlar var. Şüphesiz ki İsa'nın vücudu hala aktif ve hayattadır ve Tanrı çocuklarına karşı iyidir! Sözlerine kulak asmalı ve bize sağladığı bilgiyi bulmalıyız. Sadece sözlerle değil aynı zamanda Tanrı'ya yakınlık ve kardeşlerimiz ile aktif yakınlığımız ile. Kutsal Ruh her zaman İsa Mesih'in bizimle paylaşmak istediği doğruyu doğrulayacaktır.

    Ama bunu sadece olduğu gibi kabul etmeyin. Tanrı'nın sözleri araştırılabilir, test edilebilir, kanıtlanabilir ve değerli bulunur. Hayatınızın içine dahil edebilmeniz için iman gereklidir. Her seferinde bir kalp atışı ile, gün gün, Tanrı'nın sözleri ile beslenin ve Ruh'un meyveleri ile mutlu olun. Tanrı'ya bizden önce yarattığı doğruları sorduğumuzda zamanında cevaplayacaktır. Hiçbir yere götürmeyecek diye düşünmeyin, götürecektir. İnanmayanların kafadan uydurma hikayeleri gibi değildir. Bundan çok uzaktır. Defalarca gördük, doğru tektir ve yek, tek yaratıcımız doğrudur ve Ben tekim. der. Birden fazla Tanrı yoktur, şeytanın yalanıdır. Aynı zamanda, kendisinin farkında ve tüm canlıların oluşturduğu bir esas değildir. Dünya veya çoğu insan söylediği gibi Gaia, masal ve kurgudur. Nasıl tökezledik, düştük ve etrafımızda ölüleri gördük. Fakat bunların hiçbiri İsa Mesih gelene kadar, bize doğruyu gösterene kadar bizi aydınlatmadı. Şüphesiz o izlenecek yoldur, doğruluktur ve hayattır. Bir kişi Tanrı'ya sorumluluklarını bırakacak olursa sona kadar, ölene kadar uyurgezerdir. Uyan ve Tanrı'nın iyiliğini hisset, O'na yaklaş ve O seni kendisine yakınlaştıracaktır! Zaten uyanıksan ama uykulu hissediyorsan: *savaş* ve böylece yeniden uyuyakalma, Baba'yı tüm kalbinle bul, ruhunun farkına var ve uyanık ol! Yine de İncil'de Tanrı'nın anlattığı şekilde Tanrı'nın her şeyi nasıl birleştirebildiğini anlayamıyorum. Benim zekama göre İncil hatalıydı, bir peri masalıymış gibiydi. Fakat bu İsa Mesih Kurtarıcı'yı efendim ve kurtarıcım olmadan, Tanrı'nın gücünü İncil'i olduğu gibi anlayan evanjelist tarafından anlamadan önceydi. O zamandan beri imgeler ve mucizeler durmak bilmedi. Benden dolayı değildi, Tanrı hiç değişmediğinden ve herkesin kurtulmasını istediğini açıkça belirtmesindendi! Şüphesiz aldığım duyduğum ve yaşadığım en iyi haberdi! Tanrı'yı tüm kalbinizle sevin. Tüm kabiliyetinizle, tüm olduklarınızla ve böylece size karşı gelen ne kadar büyük ya da ciddi olursa olsun her şeyi atlatacaksınız. Tanrı sizin kalbinizi, dikkatinizi ve sevginizi bulur. O'nunla bu dünyanın zevk ve şehvetlerinden kurtulacak ve ahirette bereketli bir hayat yaşayın.

    Lütfen beni körelmiş ve basit olduğum için affet. İçtenlikle senin için Tanrı'nın bahşettiği her şeyi diliyorum. Hatta bazılarınız çöldeymişçesine yürüyorsunuz, hatırlayın Tanrı sevdiklerini cezalandırır. Onlardan nefret ettiği için değil, tam tersine. O bizim Baba'mızdır ve O'nu dinlediğimiz sürece bize daha fazla meyve sağlayacaktır. Hatta bazen çölde ihtiyacımız olduğunda bile. Yine de korkmayın, çünkü Tanrı O'nu tüm kalbinizle bulduğunuzda şüphesiz sizin tarafınızdadır. Şüphesiz ki cennette O'nun için hiçbir şey imkansız değildir. O ol derse olur! Tanrı şanlıdır!

    ≡ Yakub'Un 1:22-25

    Tanrı sözünü yalnız duymakla kalmayın, sözün uygulayıcıları da olun. Yoksa kendinizi aldatmış olursunuz. 23   Çünkü sözün dinleyicisi olup da uygulayıcısı olmayan kişi, aynada kendi doğal yüzüne bakan kişiye benzer. 24   Kendini görür, sonra gider ve nasıl bir kişi olduğunu hemen unutur. 25   Oysa mükemmel yasaya, özgürlük yasasına yakından bakıp ona bağlı kalan, unutkan dinleyici değil de etkin uygulayıcı olan kişi, yaptıklarıyla mutlu olacaktır. ○-○

    Teşekkür ederiz!

    Herhangi bir sorunuz ya da düzeltmeleriniz varsa veya bizimle irtibata geçmek istiyorsanız bu e-mail adresine telluz@gmail.com ya da Telegram Messenger Uygulamasından Norioz kullanıcısına mesajınızı gönderebilirsiniz. Bizimle sadece İngilizce ya da Norveççe iletişim kurabilirsiniz. Bu yüzden lütfen mesajınızı İngilizce ya da Norveççe yazınız. Yaptıklarımız ilginizi çekiyorsa ve yeni projelerimizden haberdar olmak istiyorsanız, lütfen http://eepurl.com/b9q2SL linkini kullanarak sistemimize üye olun! Bağış yapmak için ise paypal.me/JHalseth linkine tıklayabilirsiniz.

    Tanrı sizi korusun!

    TruthBeTold Ministry

    Norveç 2012-2016

    Eski Ahit

    Türkçe İncil (2001) ve La Sainte Bible (1887)

    Yeni Ahit

    Kitap Endeksi:

    01: Yaratılış

    02: Mısır'Dan Çıkış

    03: Levililer

    04: Çölde Sayım

    05: Yasa'Nın Tekrar

    06: Yeşu

    07: Hakimler

    08: Rut

    09: 1 Samuel

    10: 2 Samuel

    11: 1. Krallar

    12: 2. Krallar

    13: 1. Tarihler

    14: 2. Tarihler

    15: Ezra

    16: Nehemya

    17: Ester

    18: Eyüp

    19: Mezmurlar

    20: Süleyman'In Özdeyişleri

    21: Vaiz

    22: Ezgiler Ezgisi

    23: Yeşaya

    24: Yeremya

    25: Ağıtlar

    26: Hezekiel

    27: Daniel

    28: Hoşea

    29: Yoel

    30: Amos

    31: Ovadya

    32: Yunus

    33: Mika

    34: Nahum

    35: Habakkuk

    36: Sefanya

    37: Hagay

    38: Zekeriya

    39: Malaki

    Yaratılış

    Numara 1/66

    Eski Ahit

    Mısır'Dan Çıkış

    Bölüm Endeksi:

    01 02 03 04 05 06 07 08 09 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50

    Yaratılış 1

    Eski Ahit

    Yaratılış

    Yaratılış 2

    Ayet Endeksi:

    01 02 03 04 05 06 07 08 09 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31

    Yaratılış 1 :1

    tur Başlangıçta Tanrı göğü ve yeri yarattı.

    ost Au commencement, Dieu créa les cieux et la terre.

    Yaratılış 1 :2

    tur Yer boştu, yeryüzü şekilleri yoktu; engin karanlıklarla kaplıydı. Tanrı'nın Ruhu suların üzerinde dalgalanıyordu.

    ost Or la terre était informe et vide, et les ténèbres étaient à la surface de l'abîme, et l'Esprit de Dieu se mouvait sur les eaux.

    Yaratılış 1 :3

    tur Tanrı, Işık olsun diye buyurdu ve ışık oldu.

    ost Et Dieu dit: Que la lumière soit; et la lumière fut.

    Yaratılış 1 :4

    tur Tanrı ışığın iyi olduğunu gördü ve onu karanlıktan ayırdı.

    ost Et Dieu vit que la lumière était bonne; et Dieu sépara la lumière d'avec les ténèbres.

    Yaratılış 1 :5

    tur Işığa Gündüz, karanlığa Gece adını verdi. Akşam oldu, sabah oldu ve ilk gün oluştu.

    ost Et Dieu nomma la lumière, jour; et il nomma les ténèbres, nuit. Et il y eut un soir, et il y eut un matin; ce fut le premier jour.

    Yaratılış 1 :6

    tur Tanrı, Suların ortasında bir kubbe olsun, suları birbirinden ayırsın diye buyurdu.

    ost Puis Dieu dit: Qu'il y ait une étendue entre les eaux; et qu'elle sépare les eaux d'avec les eaux.

    Yaratılış 1 :7

    tur Ve öyle oldu. Tanrı gökkubbeyi yarattı. Kubbenin altındaki suları üstündeki sulardan ayırdı.

    ost Et Dieu fit l'étendue, et sépara les eaux qui sont au-dessous de l'étendue, d'avec les eaux qui sont au-dessus de l'étendue; et cela fut ainsi.

    Yaratılış 1 :8

    tur Kubbeye Gök adını verdi. Akşam oldu, sabah oldu ve ikinci gün oluştu.

    ost Et Dieu nomma l'étendue, cieux. Et il y eut un soir, et il y eut un matin; ce fut le second jour.

    Yaratılış 1 :9

    tur Tanrı, Göğün altındaki sular bir yere toplansın, kuru toprak görünsün diye buyurdu ve öyle oldu.

    ost Puis Dieu dit: Que les eaux qui sont au-dessous des cieux se rassemblent en un seul lieu, et que le sec paraisse; et cela fut ainsi.

    Yaratılış 1 :10

    tur Kuru alana Kara, toplanan sulara Deniz adını verdi. Tanrı bunun iyi olduğunu gördü.

    ost Et Dieu nomma le sec, terre; et il nomma l'amas des eaux, mers; et Dieu vit que cela était bon.

    Yaratılış 1 :11

    tur Tanrı, Yeryüzü bitkiler, tohum veren otlar, türüne göre tohumu meyvesinde bulunan meyve ağaçları üretsin diye buyurdu ve öyle oldu.

    ost Puis Dieu dit: Que la terre pousse de la végétation, des herbes portant semence, des arbres fruitiers portant du fruit selon leur espèce, qui aient leur semence en eux-mêmes sur la terre; et cela fut ainsi.

    Yaratılış 1 :12

    tur Yeryüzü bitkiler, türüne göre tohum veren otlar, tohumu meyvesinde bulunan meyve ağaçları yetiştirdi. Tanrı bunun iyi olduğunu gördü.

    ost Et la terre produisit de la végétation, des herbes portant semence selon leur espèce, et des arbres portant du fruit, qui avaient leur semence en eux-mêmes, selon leur espèce; et Dieu vit que cela était bon.

    Yaratılış 1 :13

    tur Akşam oldu, sabah oldu ve üçüncü gün oluştu.

    ost Et il y eut un soir, et il y eut un matin; ce fut le troisième jour.

    Yaratılış 1 :14

    tur Tanrı şöyle buyurdu: Gökkubbede gündüzü geceden ayıracak, yeryüzünü aydınlatacak ışıklar olsun. Belirtileri, mevsimleri, günleri, yılları göstersin. Ve öyle oldu.

    ost Puis Dieu dit: Qu'il y ait des luminaires dans l'étendue des cieux, pour séparer le jour d'avec la nuit, et qu'ils servent de signes, et pour les saisons, et pour les jours, et pour les années;

    Yaratılış 1 :15

    tur (Görmek 1:14)

    ost Et qu'ils servent de luminaires dans l'étendue des cieux, pour éclairer la terre; et cela fut ainsi.

    Yaratılış 1 :16

    tur Tanrı büyüğü gündüze, küçüğü geceye egemen olacak iki büyük ışığı ve yıldızları yarattı.

    ost Et Dieu fit les deux grands luminaires; le grand luminaire, pour dominer sur le jour, et le petit luminaire, pour dominer sur la nuit; il fit aussi les étoiles.

    Yaratılış 1 :17

    tur Yeryüzünü aydınlatmak, gündüze ve geceye egemen olmak, ışığı karanlıktan ayırmak için onları gökkubbeye yerleştirdi. Tanrı bunun iyi olduğunu gördü.

    ost Et Dieu les mit dans l'étendue des cieux, pour éclairer la terre;

    Yaratılış 1 :18

    tur (Görmek 1:17)

    ost Et pour dominer sur le jour et sur la nuit, et pour séparer la lumière d'avec les ténèbres; et Dieu vit que cela était bon.

    Yaratılış 1 :19

    tur Akşam oldu, sabah oldu ve dördüncü gün oluştu.

    ost Et il y eut un soir, et il y eut un matin; ce fut le quatrième jour.

    Yaratılış 1 :20

    tur Tanrı, Sular canlı yaratıklarla dolup taşsın, yeryüzünün üzerinde, gökte kuşlar uçuşsun diye buyurdu.

    ost Puis Dieu dit: Que les eaux produisent en abondance des êtres vivants; et que des oiseaux volent sur la terre devant l'étendue des cieux.

    Yaratılış 1 :21

    tur Tanrı büyük deniz canavarlarını, sularda kaynaşan canlıları ve uçan çeşitli varlıkları yarattı. Bunun iyi olduğunu gördü.

    ost Et Dieu créa les grands poissons, et tous les êtres vivants qui se meuvent, dont les eaux foisonnèrent, selon leurs espèces, et tout oiseau ailé, selon son espèce; et Dieu vit que cela était bon.

    Yaratılış 1 :22

    tur Tanrı, Verimli olun, çoğalın, denizleri doldurun, yeryüzünde kuşlar çoğalsın diyerek onları kutsadı.

    ost Et Dieu les bénit, en disant: Croissez et multipliez, et remplissez les eaux dans les mers; et que les oiseaux multiplient sur la terre.

    Yaratılış 1 :23

    tur Akşam oldu, sabah oldu ve beşinci gün oluştu.

    ost Et il y eut un soir, et il y eut un matin; ce fut le cinquième jour.

    Yaratılış 1 :24

    tur Tanrı, Yeryüzü çeşit çeşit canlı yaratık, evcil ve yabanıl hayvan, sürüngen türetsin diye buyurdu. Ve öyle oldu.

    ost Puis Dieu dit: Que la terre produise des êtres vivants selon leur espèce, bétail, reptiles et animaux de la terre selon leur espèce; et cela fut ainsi.

    Yaratılış 1 :25

    tur Tanrı çeşit çeşit yabanıl hayvan, evcil hayvan, sürüngen yarattı. Bunun iyi olduğunu gördü.

    ost Et Dieu fit les animaux de la terre selon leur espèce, le bétail selon son espèce, et tous les reptiles du sol selon leur espèce; et Dieu vit que cela était bon.

    Yaratılış 1 :26

    tur Tanrı, İnsanı kendi suretimizde, kendimize benzer yaratalım dedi, Denizdeki balıklara, gökteki kuşlara, evcil hayvanlara, sürüngenlere, yeryüzünün tümüne egemen olsun.

    ost Puis Dieu dit: Faisons l'homme à notre image, selon notre ressemblance, et qu'il domine sur les poissons de la mer, et sur les oiseaux des cieux, et sur le bétail, et sur toute la terre, et sur tous les reptiles qui rampent sur la terre.

    Yaratılış 1 :27

    tur Tanrı insanı kendi suretinde yarattı. Böylece insan Tanrı suretinde yaratılmış oldu. İnsanları erkek ve dişi olarak yarattı.

    ost Et Dieu créa l'homme à son image; il le créa à l'image de Dieu; il les créa mâle et femelle.

    Yaratılış 1 :28

    tur Onları kutsayarak, Verimli olun, çoğalın dedi, "Yeryüzünü doldurun ve denetiminize alın; denizdeki balıklara, gökteki kuşlara, yeryüzünde yaşayan bütün canlılara egemen olun.

    ost Et Dieu les bénit; et Dieu leur dit: Croissez et multipliez, et remplissez la terre, et l'assujettissez, et dominez sur les poissons de la mer et sur les oiseaux des cieux, et sur tout animal qui se meut sur la terre.

    Yaratılış 1 :29

    tur İşte yeryüzünde tohum veren her otu, tohumu meyvesinde bulunan her meyve ağacını size veriyorum. Bunlar size yiyecek olacak.

    ost Et Dieu dit: Voici je vous ai donné toute herbe portant semence, qui est à la surface de toute la terre, et tout arbre qui a en soi du fruit d'arbre portant semence; ce sera votre nourriture.

    Yaratılış 1 :30

    tur Yabanıl hayvanlara, gökteki kuşlara, sürüngenlere -soluk alıp veren bütün hayvanlara- yiyecek olarak yeşil otları veriyorum." Ve öyle oldu.

    ost Et à tous les animaux des champs, et à tous les oiseaux des cieux, et à tout ce qui se meut sur la terre, qui a en soi une âme vivante, j'ai donné toute herbe verte pour nourriture; et cela fut ainsi.

    Yaratılış 1 :31

    tur Tanrı yarattıklarına baktı ve her şeyin çok iyi olduğunu gördü. Akşam oldu, sabah oldu ve altıncı gün oluştu.

    ost Et Dieu vit tout ce qu'il avait fait, et voici, c'était très bon. Et il y eut un soir, et il y eut un matin; ce fut le sixième jour.

    Yaratılış 2

    Eski Ahit

    Yaratılış

    Yaratılış 1

    Yaratılış 3

    Ayet Endeksi:

    01 02 03 04 05 06 07 08 09 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25

    Yaratılış 2 :1

    tur Gök ve yer bütün öğeleriyle tamamlandı.

    ost Ainsi furent achevés les cieux et la terre, et toute leur armée.

    Yaratılış 2 :2

    tur Yedinci güne gelindiğinde Tanrı yapmakta olduğu işi bitirdi. Yaptığı işten o gün dinlendi.

    ost Et Dieu eut achevé au septième jour son œuvre qu'il avait faite; et il se reposa au septième jour de toute son œuvre qu'il avait faite.

    Yaratılış 2 :3

    tur Yedinci günü kutsadı. Onu kutsal bir gün olarak belirledi. Çünkü Tanrı o gün yaptığı, Yarattığı bütün işi bitirip dinlendi.

    ost Et Dieu bénit le septième jour, et le sanctifia, parce qu'en ce jour-là il se reposa de toute son œuvre, pour l'accomplissement de laquelle Dieu avait créé.

    Yaratılış 2 :4

    tur Göğün ve yerin Yar.atılış öyküsü: RAB Tanrı göğü ve yeri Yarattığında,

    ost Telles sont les origines des cieux et de la terre, quand ils furent créés, lorsque l'Éternel Dieu fit la terre et les cieux.

    Yaratılış 2 :5

    tur yeryüzünde yabanıl bir fidan, bir ot bile bitmemişti. Çünkü RAB Tanrı henüz yeryüzüne yağmur göndermemişti. Toprağı işleyecek insan da yoktu.

    ost Or aucun arbrisseau des champs n'était encore sur la terre, et aucune herbe des champs ne germait encore; car l'Éternel Dieu n'avait point fait pleuvoir sur la terre, et il n'y avait point d'homme pour cultiver le sol;

    Yaratılış 2 :6

    tur Yerden yükselen buhar bütün toprakları suluyordu.

    ost Mais une vapeur montait de la terre, et arrosait toute la surface du sol.

    Yaratılış 2 :7

    tur RAB Tanrı Adem'i topraktan Yarattı ve burnuna yaşam soluğunu üfledi. Böylece Adem yaşayan varlık oldu.

    ost Et l'Éternel Dieu forma l'homme de la poussière de la terre, et souffla dans ses narines une respiration de vie; et l'homme devint une âme vivante.

    Yaratılış 2 :8

    tur RAB Tanrı doğuda, Aden'de bir bahçe dikti. Yarattığı Adem'i oraya koydu.

    ost Et l'Éternel Dieu planta un jardin en Éden du côté de l'Orient, et y mit l'homme qu'il avait formé.

    Yaratılış 2 :9

    tur Bahçede iyi meyve veren türlü türlü güzel ağaç yetiştirdi. Bahçenin ortasında yaşam ağacıyla iyiyle kötüyü bilme ağacı vardı.

    ost Et l'Éternel Dieu fit germer du sol toute sorte d'arbres agréables à la vue, et bons à manger, et l'arbre de vie au milieu du jardin, et l'arbre de la connaissance du bien et du mal.

    Yaratılış 2 :10

    tur Aden'den bir ırmak doğuyor, bahçeyi sulayıp orada dört kola ayrılıyordu.

    ost Et un fleuve sortait d'Éden pour arroser le jardin; et de là il se divisait et formait quatre bras.

    Yaratılış 2 :11

    tur İlk ırmağın adı Pişon'dur. Altın kaynakları olan Havila sınırları boyunca akar.

    ost Le nom du premier est Pishon; c'est celui qui entoure le pays de Havila, où se trouve l'or.

    Yaratılış 2 :12

    tur Orada iyi altın, reçine ve oniks bulunur.

    ost Et l'or de ce pays est bon; là se trouve le bdellion, et la pierre d'onyx.

    Yaratılış 2 :13

    tur İkinci ırmağın adı Gihon'dur, Kûş* sınırları boyunca akar.

    ost Le nom du second fleuve est Guihon; c'est celui qui entoure tout le pays de Cush.

    Yaratılış 2 :14

    tur Üçüncü ırmağın adı Dicle'dir, Asur'un doğusundan akar. Dördüncü ırmak ise Fırat'tır.

    ost Le nom du troisième fleuve est Hiddékel; c'est celui qui coule à l'orient de l'Assyrie. Et le quatrième fleuve, c'est l'Euphrate.

    Yaratılış 2 :15

    tur RAB Tanrı Aden bahçesine bakması, onu işlemesi için Adem'i oraya koydu.

    ost L'Éternel Dieu prit donc l'homme et le plaça dans le jardin d'Éden, pour le cultiver et pour le garder.

    Yaratılış 2 :16

    tur Ona, Bahçede istediğin ağacın meyvesini yiyebilirsin diye buyurdu,

    ost Et l'Éternel Dieu commanda à l'homme, en disant: Tu peux manger librement de tout arbre du jardin.

    Yaratılış 2 :17

    tur Ama iyiyle kötüyü bilme ağacından yeme. Çünkü ondan yediğin gün kesinlikle ölürsün.

    ost Mais, quant à l'arbre de la connaissance du bien et du mal, tu n'en mangeras point; car au jour où tu en mangeras, certainement tu mourras.

    Yaratılış 2 :18

    tur Sonra, Adem'in yalnız kalması iyi değil dedi, Ona uygun bir Yardımcı Yaratacağım.

    ost Et l'Éternel Dieu dit: Il n'est pas bon que l'homme soit seul; je lui ferai une aide semblable à lui.

    Yaratılış 2 :19

    tur RAB Tanrı yerdeki hayvanların, gökteki kuşların tümünü topraktan Yar.atmıştı. Onlara ne ad vereceğini görmek için hepsini Adem'e getirdi. Adem her birine ne ad verdiyse, o canlı o adla anıldı.

    ost Et l'Éternel Dieu forma de la terre tous les animaux des champs, et tous les oiseaux des cieux; et il les fit venir vers Adam, pour voir comment il les nommerait, et que tout nom qu'Adam donnerait à chacun des êtres vivants, fût son nom.

    Yaratılış 2 :20

    tur Adem bütün evcil ve yabanıl hayvanlara, gökte uçan kuşlara ad koydu. Ama kendisi için uygun bir Yardımcı bulunmadı.

    ost Et Adam donna des noms à toutes les bêtes, et aux oiseaux des cieux, et à tous les animaux des champs; mais, pour l'homme, il ne trouva point d'aide semblable à lui.

    Yaratılış 2 :21

    tur RAB Tanrı Adem'e derin bir uyku verdi. Adem uyurken, RAB Tanrı onun kaburga kemiklerinden birini alıp yerini etle kapadı.

    ost Et l'Éternel Dieu fit tomber un profond sommeil sur Adam, qui s'endormit; et il prit une de ses côtes, et resserra la chair à sa place.

    Yaratılış 2 :22

    tur Adem'den aldığı kaburga kemiğinden bir kadın Yar.atarak onu Adem'e getirdi.

    ost Et l'Éternel Dieu forma une femme de la côte qu'il avait prise d'Adam, et la fit venir vers Adam.

    Yaratılış 2 :23

    tur Adem, İşte, bu benim kemiklerimden alınmış kemik, Etimden alınmış ettir dedi, Ona 'Kadın denilecek, Çünkü o adamdan alındı.

    ost Et Adam dit: Celle-ci enfin est os de mes os, et chair de ma chair. Celle-ci sera nommée femme (en hébreu Isha), car elle a été prise de l'homme (en hébreu Ish).

    Yaratılış 2 :24

    tur Bu nedenle adam annesini babasını bırakıp karısına bağlanacak, ikisi tek beden olacak.

    ost C'est pourquoi l'homme laissera son père et sa mère, et s'attachera à sa femme, et ils seront une seule chair.

    Yaratılış 2 :25

    tur Adem de karısı da çıplaktılar, henüz utanç nedir bilmiyorlardı.

    ost Or Adam et sa femme étaient tous deux nus, et ils n'en avaient point honte.

    Yaratılış 3

    Eski Ahit

    Yaratılış

    Yaratılış 2

    Yaratılış 4

    Ayet Endeksi:

    01 02 03 04 05 06 07 08 09 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24

    Yaratılış 3 :1

    tur RAB Tanrı'nın yarattığı yabanıl hayvanların en kurnazı yılandı. Yılan kadına, Tanrı gerçekten, 'Bahçedeki ağaçların hiçbirinin meyvesini yemeyin' dedi mi? diye sordu.

    ost Or, le serpent était le plus fin de tous les animaux des champs, que l'Éternel Dieu avait faits; et il dit à la femme: Quoi! Dieu aurait dit: Vous ne mangerez point de tout arbre du jardin!

    Yaratılış 3 :2

    tur Kadın, Bahçedeki ağaçların meyvelerinden yiyebiliriz diye yanıtladı,

    ost Et la femme répondit au serpent: Nous mangeons du fruit des arbres du jardin;

    Yaratılış 3 :3

    tur Ama Tanrı, 'Bahçenin ortasındaki ağacın meyvesini yemeyin, ona dokunmayın; yoksa ölürsünüz' dedi.

    ost Mais quant au fruit de l'arbre qui est au milieu du jardin, Dieu a dit: Vous n'en mangerez point, et vous n'y toucherez point, de peur que vous ne mouriez.

    Yaratılış 3 :4

    tur Yılan, Kesinlikle ölmezsiniz dedi,

    ost Alors le serpent dit à la femme: Vous ne mourrez nullement;

    Yaratılış 3 :5

    tur Çünkü Tanrı biliyor ki, o ağacın meyvesini yediğinizde gözleriniz açılacak, iyiyle kötüyü bilerek Tanrı gibi olacaksınız.

    ost Mais Dieu sait qu'au jour où vous en mangerez, vos yeux s'ouvriront, et vous serez comme des dieux, connaissant le bien et le mal.

    Yaratılış 3 :6

    tur Kadın ağacın güzel, meyvesinin yemek için uygun ve bilgelik kazanmak için çekici olduğunu gördü. Meyveyi koparıp yedi. Yanındaki kocasına verdi, o da yedi.

    ost Et la femme vit que le fruit de l'arbre était bon à manger, et qu'il était agréable à la vue, et que l'arbre était désirable pour devenir intelligent; et elle prit de son fruit et en mangea, et en donna aussi à son mari auprès d'elle, et il en mangea.

    Yaratılış 3 :7

    tur İkisinin de gözleri açıldı. Çıplak olduklarını anladılar. Bu yüzden incir yaprakları dikip kendilerine önlük yaptılar.

    ost Et les yeux de tous deux s'ouvrirent; et ils connurent qu'ils étaient nus; et ils cousirent des feuilles de figuier, et se firent des ceintures.

    Yaratılış 3 :8

    tur Derken, günün serinliğinde bahçede yürüyen RAB Tanrı'nın sesini duydular. O'ndan kaçıp ağaçların arasına gizlendiler.

    ost Et ils entendirent la voix de l'Éternel Dieu, qui se promenait dans le jardin, au vent du jour. Et Adam et sa femme se cachèrent de devant la face de l'Éternel Dieu, au milieu des arbres du jardin.

    Yaratılış 3 :9

    tur RAB Tanrı Adem'e, Neredesin? diye seslendi.

    ost Et l'Éternel Dieu appela Adam, et lui dit: Où es-tu?

    Yaratılış 3 :10

    tur Adem, Bahçede sesini duyunca korktum. Çünkü çıplaktım, bu yüzden gizlendim dedi.

    ost Et il répondit: J'ai entendu ta voix dans le jardin, et j'ai craint, parce que je suis nu; et je me suis caché.

    Yaratılış 3 :11

    tur RAB Tanrı, Çıplak olduğunu sana kim söyledi? diye sordu, Sana meyvesini yeme dediğim ağaçtan mı yedin?

    ost Et Dieu dit: Qui t'a montré que tu es nu? As-tu mangé de l'arbre dont je t'avais ordonné de ne pas manger?

    Yaratılış 3 :12

    tur Adem, Yanıma koyduğun kadın ağacın meyvesini bana verdi, ben de yedim diye yanıtladı.

    ost Et Adam répondit: La femme que tu as mise auprès de moi, m'a donné du fruit de l'arbre, et j'en ai mangé.

    Yaratılış 3 :13

    tur RAB Tanrı kadına, Nedir bu yaptığın? diye sordu. Kadın, Yılan beni aldattı, o yüzden yedim diye karşılık verdi.

    ost Et l'Éternel Dieu dit à la femme: Pourquoi as-tu fait cela? Et la femme répondit: Le serpent m'a séduite, et j'en ai mangé.

    Yaratılış 3 :14

    tur Bunun üzerine RAB Tanrı yılana, Bu yaptığından ötürü Bütün evcil ve yabanıl hayvanların En lanetlisi sen olacaksın dedi, "Karnının üzerinde sürünecek, Yaşamın boyunca toprak yiyeceksin.

    ost Alors l'Éternel Dieu dit au serpent: Puisque tu as fait cela, tu seras maudit entre toutes les bêtes et entre tous les animaux des champs; tu marcheras sur ton ventre, et tu mangeras la poussière tous les jours de ta vie.

    Yaratılış 3 :15

    tur Seninle kadını, onun soyuyla senin soyunu Birbirinize düşman edeceğim. Onun soyu senin başını ezecek, Sen onun topuğuna saldıracaksın."

    ost Et je mettrai inimitié entre toi et la femme, entre ta postérité et sa postérité: celle-ci t'écrasera la tête, et toi tu la blesseras au talon.

    Yaratılış 3 :16

    tur RAB Tanrı kadına, Çocuk doğururken sana Çok acı çektireceğim dedi, Ağrı çekerek doğum yapacaksın. Kocana istek duyacaksın, Seni o yönetecek.

    ost Il dit à la femme: J'augmenterai beaucoup ta peine et ta grossesse; tu enfanteras des enfants avec douleur, et tes désirs se tourneront vers ton mari, et il dominera sur toi.

    Yaratılış 3 :17

    tur RAB Tanrı Adem'e, Karının sözünü dinlediğin ve sana, Meyvesini yeme dediğim ağaçtan yediğin için Toprak senin yüzünden lanetlendi dedi, "Yaşam boyu emek vermeden yiyecekbulamayacaksın.

    ost Et il dit à Adam: Puisque tu as obéi à la voix de ta femme, et que tu as mangé de l'arbre au sujet duquel je t'avais donné cet ordre: Tu n'en mangeras point! le sol sera maudit à cause de toi; tu en mangeras les fruits avec peine tous les jours de ta vie.

    Yaratılış 3 :18

    tur Toprak sana diken ve çalı verecek, Yaban otu yiyeceksin.

    ost Et il te produira des épines et des chardons; et tu mangeras l'herbe des champs.

    Yaratılış 3 :19

    tur Toprağa dönünceye dek Ekmeğini alın teri dökerek kazanacaksın. Çünkü topraksın, topraktan yaratıldın Ve yine toprağa döneceksin."

    ost Tu mangeras le pain à la sueur de ton visage, jusqu'à ce que tu retournes dans la terre, d'où tu as été pris; car tu es poussière, et tu retourneras dans la poussière.

    Yaratılış 3 :20

    tur Adem karısına Havva adını verdi. Çünkü o bütün insanların annesiydi.

    ost Or, Adam appela sa femme, Eve (vie), parce qu'elle fut la mère de tous les vivants.

    Yaratılış 3 :21

    tur RAB Tanrı Adem'le karısı için deriden giysiler yaptı, onları giydirdi.

    ost Et l'Éternel Dieu fit à Adam et à sa femme des robes de peau, et les en revêtit.

    Yaratılış 3 :22

    tur Sonra, Adem iyiyle kötüyü bilmekle bizlerden biri gibi oldu dedi, Artık yaşam ağacına uzanıp meyve almasına, yiyip ölümsüz olmasına izin verilmemeli.

    ost Et l'Éternel Dieu dit: Voici, l'homme est devenu comme l'un de nous, pour la connaissance du bien et du mal. Et maintenant prenons garde qu'il n'avance sa main, et ne prenne aussi de l'arbre de vie, et qu'il n'en mange, et ne vive à toujours.

    Yaratılış 3 :23

    tur Böylece RAB Tanrı, yaratılmış olduğu toprağı işlemek üzere Adem'i Aden bahçesinden çıkardı.

    ost Et l'Éternel Dieu le fit sortir du jardin d'Éden, pour cultiver la terre d'où il avait été pris.

    Yaratılış 3 :24

    tur Onu kovdu. Yaşam ağacının yolunu denetlemek için de Aden bahçesinin doğusuna Keruvlar ve her yana dönen alevli bir kılıç yerleştirdi.

    ost Il chassa donc l'homme; et il plaça à l'orient du jardin d'Éden les chérubins et la lame d'épée flamboyante, pour garder le chemin de l'arbre de vie.

    Yaratılış 4

    Eski Ahit

    Yaratılış

    Yaratılış 3

    Yaratılış 5

    Ayet Endeksi:

    01 02 03 04 05 06 07 08 09 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26

    Yaratılış 4 :1

    tur Adem karısı Havva ile yattı. Havva hamile kaldı ve Kayin'i doğurdu. RAB'bin yardımıyla bir oğul dünyaya getirdim dedi.

    ost Or, Adam connut Eve sa femme, et elle conçut, et enfanta Caïn (acquisition), et elle dit: J'ai acquis un homme avec l'aide de l'Éternel.

    Yaratılış 4 :2

    tur Daha sonra Kayin'in kardeşi Habil'i doğurdu. Habil çoban oldu, Kayin ise çiftçi.

    ost Elle enfanta encore son frère Abel; et Abel fut berger, et Caïn fut laboureur.

    Yaratılış 4 :3

    tur Günler geçti. Bir gün Kayin toprağın ürünlerinden RAB'be sunu getirdi.

    ost Or, au bout de quelque temps, Caïn offrit des fruits de la terre une oblation à l'Éternel;

    Yaratılış 4 :4

    tur Habil de sürüsünde ilk doğan hayvanlardan bazılarını, özellikle de yağlarını getirdi. RAB Habil'i ve sunusunu kabul etti.

    ost Et Abel offrit, lui aussi, des premiers-nés de son troupeau, et de leurs graisses. Et l'Éternel eut égard à Abel, et à son oblation;

    Yaratılış 4 :5

    tur Kayin'le sunusunu ise reddetti. Kayin çok öfkelendi, suratını astı.

    ost Mais il n'eut point égard à Caïn, ni à son oblation; et Caïn fut fort irrité, et son visage fut abattu.

    Yaratılış 4 :6

    tur RAB Kayin'e, Niçin öfkelendin? diye sordu, "Niçin surat astın?

    ost Et l'Éternel dit à Caïn: Pourquoi es-tu irrité, et pourquoi ton visage est-il abattu?

    Yaratılış 4 :7

    tur Doğru olanı yapsan, seni kabul etmez miyim? Ancak doğru olanı yapmazsan, günah kapıda pusuya yatmış, seni bekliyor. Ona egemen olmalısın."

    ost Si tu fais bien, ne relèveras-tu pas ton visage? Mais, si tu ne fais pas bien, le péché est couché à la porte, et son désir est tourné vers toi; mais toi, tu dois dominer sur lui.

    Yaratılış 4 :8

    tur Kayin kardeşi Habil'e, "Haydi, tarlaya gidelim dedi. Tarlada birlikteyken kardeşine saldırıp onu öldürdü.

    ost Et Caïn parla à Abel, son frère. Et comme ils étaient aux champs, Caïn s'éleva contre Abel son frère, et le tua.

    Yaratılış 4 :9

    tur RAB Kayin'e, Kardeşin Habil nerede? diye sordu. Kayin, Bilmiyorum, kardeşimin bekçisi miyim ben? diye karşılık verdi.

    ost Et l'Éternel dit à Caïn: Où est Abel ton frère? Et il répondit: Je ne sais; suis-je le gardien de mon frère, moi?

    Yaratılış 4 :10

    tur RAB, Ne yaptın? dedi, "Kardeşinin kanı topraktan bana sesleniyor.

    ost Et l'Éternel dit: Qu'as-tu fait? La voix du sang de ton frère crie de la terre jusqu'à moi.

    Yaratılış 4 :11

    tur Artık döktüğün kardeş kanını içmek için ağzını açan toprağın laneti altındasın.

    ost Et maintenant tu seras maudit de la terre, qui a ouvert sa bouche pour recevoir de ta main le sang de ton frère.

    Yaratılış 4 :12

    tur İşlediğin toprak bundan böyle sana ürün vermeyecek. Yeryüzünde aylak aylak dolaşacaksın."

    ost Quand tu cultiveras la terre, elle ne te rendra plus son fruit; tu seras vagabond et fugitif sur la terre.

    Yaratılış 4 :13

    tur Kayin, Cezam kaldıramayacağım kadar ağır diye karşılık verdi,

    ost Et Caïn dit à l'Éternel: Ma peine est trop grande pour être supportée.

    Yaratılış 4 :14

    tur Bugün beni bu topraklardan kovdun. Artık huzurundan uzak kalacak, yeryüzünde aylak aylak dolaşacağım. Kim bulsa öldürecek beni.

    ost Voici, tu m'as chassé aujourd'hui de cette terre, et je serai caché de devant ta face, et je serai vagabond et fugitif sur la terre; et il arrrivera que quiconque me trouvera, me tuera.

    Yaratılış 4 :15

    tur Bunun üzerine RAB, Seni kim öldürürse, ondan yedi kez öç alınacak dedi. Kimse bulup öldürmesin diye Kayin'in üzerine bir nişan koydu.

    ost Et l'Éternel lui dit: C'est pourquoi, si quelqu'un tue Caïn, Caïn sera vengé sept fois. Et l'Éternel mit à Caïn un signe, afin que quiconque le trouverait ne le tuât point.

    Yaratılış 4 :16

    tur Kayin RAB'bin huzurundan ayrıldı. Aden bahçesinin doğusunda, Nod topraklarına yerleşti.

    ost Alors Caïn sortit de devant l'Éternel, et habita au pays de Nod (exil), à l'orient d'Éden.

    Yaratılış 4 :17

    tur Kayin karısıyla yattı. Karısı hamile kaldı ve Hanok'u doğurdu. Kayin o sırada bir kent kurmaktaydı. Kente oğlu Hanok'un adını verdi.

    ost Puis Caïn connut sa femme, qui conçut et enfanta Hénoc; or il construisit une ville, qu'il appela Hénoc, du nom de son fils.

    Yaratılış 4 :18

    tur Hanok'tan İrat oldu. İrat'tan Mehuyael, Mehuyael'den Metuşael, Metuşael'den Lemek oldu.

    ost Puis Irad naquit à Hénoc, et Irad engendra Mehujaël, et Mehujaël engendra Methushaël, et Methushaël engendra Lémec.

    Yaratılış 4 :19

    tur Lemek iki kadınla evlendi. Birinin adı Âda, öbürünün ise Silla'ydı.

    ost Et Lémec prit deux femmes: le nom de l'une était Ada, le nom de l'autre Tsilla.

    Yaratılış 4 :20

    tur Âda Yaval'ı doğurdu. Yaval sürü sahibi göçebelerin atasıydı.

    ost Et Ada enfanta Jabal; il fut père de ceux qui demeurent dans des tentes et près des troupeaux.

    Yaratılış 4 :21

    tur Kardeşinin adı Yuval'dı. Yuval lir ve ney çalanların atasıydı.

    ost Et le nom de son frère était Jubal; il fut père de tous ceux qui jouent de la harpe et du chalumeau.

    Yaratılış 4 :22

    tur Silla Tuval-Kayin'i doğurdu. Tuval-Kayin tunç* ve demirden çeşitli kesici aletler yapardı. Tuval-Kayin'in kızkardeşi Naama'ydı.

    ost Et Tsilla, elle aussi, enfanta Tubal-Caïn, qui forgeait toute sorte d'instruments tranchants d'airain et de fer; et la sœur de Tubal-Caïn fut Naama.

    Yaratılış 4 :23

    tur Lemek karılarına şöyle dedi: "Ey Âda ve Silla, beni dinleyin, Ey Lemek'in karıları, sözlerime kulak verin. Beni yaraladığı için Bir adam öldürdüm, Beni hırpaladığı için Bir genci öldürdüm.

    ost Et Lémec dit à ses femmes: Ada et Tsilla, écoutez ma voix; femmes de Lémec, prêtez l'oreille à ma parole: Oui! j'ai tué un homme pour ma blessure, et un jeune homme pour ma meurtrissure.

    Yaratılış 4 :24

    tur Kayin'in yedi kez öcü alınacaksa, Lemek'in yetmiş yedi kez öcü alınmalı."

    ost Car si Caïn est vengé sept fois, Lémec le sera soixante-dix-sept fois.

    Yaratılış 4 :25

    tur Adem karısıyla yine yattı. Havva bir erkek çocuk doğurdu. Tanrı Kayin'in öldürdüğü Habil'in yerine bana başka bir oğul bağışladı diyerek çocuğa Şit adını verdi.

    ost Et Adam connut encore sa femme; et elle enfanta un fils et l'appela Seth (remplaçant); car Dieu, dit-elle, m'a donné un autre fils au lieu d'Abel, que Caïn a tué.

    Yaratılış 4 :26

    tur Şit'in de bir oğlu oldu, adını Enoş koydu.

    ost Et un fils naquit aussi à Seth, et il l'appela Énosh. Alors on commença à invoquer le nom de l'Éternel.

    Yaratılış 5

    Eski Ahit

    Yaratılış

    Yaratılış 4

    Yaratılış 6

    Ayet Endeksi:

    01 02 03 04 05 06 07 08 09 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32

    Yaratılış 5 :1

    tur Adem soyunun öyküsü: Tanrı insanı yarattığında onu kendine benzer kıldı.

    ost Voici le livre de la postérité d'Adam. Au jour où Dieu créa l'homme, il le fit à la ressemblance de Dieu.

    Yaratılış 5 :2

    tur Onları erkek ve dişi olarak yarattı ve kutsadı. Yaratıldıkları gün onlara İnsan adını verdi.

    ost Il les créa mâle et femelle, et il les bénit, et leur donna le nom d'Homme, au jour qu'ils furent créés.

    Yaratılış 5 :3

    tur Adem 130 yaşındayken kendi suretinde, kendisine benzer bir oğlu oldu. Ona Şit adını verdi.

    ost Or, Adam vécut cent trente ans, et engendra un fils à sa ressemblance, selon son image, et il lui donna le nom de Seth.

    Yaratılış 5 :4

    tur Şit'in doğumundan sonra Adem 800 yıl daha yaşadı. Başka oğulları, kızları oldu.

    ost Et les jours d'Adam, après qu'il eut engendré Seth, furent de huit cents ans; et il engendra des fils et des filles.

    Yaratılış 5 :5

    tur Adem toplam 930 yıl yaşadıktan sonra öldü.

    ost Tout le temps qu'Adam vécut, fut donc de neuf cent trente ans; puis il mourut.

    Yaratılış 5 :6

    tur Şit 105 yaşındayken oğlu Enoş doğdu.

    ost Seth vécut cent cinq ans, et engendra Énosh.

    Yaratılış 5 :7

    tur Enoş'un doğumundan sonra Şit 807 yıl daha yaşadı. Başka oğulları, kızları oldu.

    ost Et Seth vécut, après qu'il eut engendré Énosh, huit cent sept ans; et il engendra des fils et des filles.

    Yaratılış 5 :8

    tur Şit toplam 912 yıl yaşadıktan sonra öldü.

    ost Tout le temps que Seth vécut, fut donc de neuf cent douze ans; puis il mourut.

    Yaratılış 5 :9

    tur Enoş 90 yaşındayken oğlu Kenan doğdu.

    ost Et Énosh vécut quatre-vingt-dix ans, et engendra Kénan.

    Yaratılış 5 :10

    tur Kenan'ın doğumundan sonra Enoş 815 yıl daha yaşadı. Başka oğulları, kızları oldu.

    ost Et Énosh, après qu'il eut engendré Kénan, vécut huit cent quinze ans; et il engendra des fils et des filles.

    Yaratılış 5 :11

    tur Enoş toplam 905 yıl yaşadıktan sonra öldü.

    ost Tout le temps qu'Énosh vécut, fut donc de neuf cent cinq ans; puis il mourut.

    Yaratılış 5 :12

    tur Kenan 70 yaşındayken oğlu Mahalalel doğdu.

    ost Et Kénan vécut soixante et dix ans, et engendra Mahalaleel.

    Yaratılış 5 :13

    tur Mahalalel'in doğumundan sonra Kenan 840 yıl daha yaşadı. Başka oğulları, kızları oldu.

    ost Et Kénan, après qu'il eut engendré Mahalaleel, vécut huit cent quarante ans; et il engendra des fils et des filles.

    Yaratılış 5 :14

    tur Kenan toplam 910 yıl yaşadıktan sonra öldü.

    ost Tout le temps que Kénan vécut, fut donc de neuf cent dix ans; puis il mourut.

    Yaratılış 5 :15

    tur Mahalalel 65 yaşındayken oğlu Yeret doğdu.

    ost Et Mahalaleel vécut soixante-cinq ans, et engendra Jéred.

    Yaratılış 5 :16

    tur Yeret'in doğumundan sonra Mahalalel 830 yıl daha yaşadı. Başka oğulları, kızları oldu.

    ost Et Mahalaleel, après qu'il eut engendré Jéred, vécut huit cent trente ans; et il engendra des fils et des filles.

    Yaratılış 5 :17

    tur Mahalalel toplam 895 yıl yaşadıktan sonra öldü.

    ost Tout le temps que Mahalaleel vécut, fut donc de huit cent quatre-vingt-quinze ans; puis il mourut.

    Yaratılış 5 :18

    tur Yeret 162 yaşındayken oğlu Hanok doğdu.

    ost Et Jéred vécut cent soixante-deux ans, et engendra Hénoc.

    Yaratılış 5 :19

    tur Hanok'un doğumundan sonra Yeret 800 yıl daha yaşadı. Başka oğulları, kızları oldu.

    ost Et Jéred, après qu'il eut engendré Hénoc, vécut huit cent ans; et il engendra des fils et des filles.

    Yaratılış 5 :20

    tur Yeret toplam 962 yıl yaşadıktan sonra öldü.

    ost Tout le temps que Jéred vécut, fut donc de neuf cent soixante-deux ans; puis il mourut.

    Yaratılış 5 :21

    tur Hanok 65 yaşındayken oğlu Metuşelah doğdu.

    ost Hénoc vécut soixante-cinq ans, et engendra Méthushélah.

    Yaratılış 5 :22

    tur Metuşelah'ın doğumundan sonra Hanok 300 yıl Tanrı yolunda yürüdü. Başka oğulları, kızları oldu.

    ost Et Hénoc marcha avec Dieu, après qu'il eut engendré Méthushélah, trois cents ans; et il engendra des fils et des filles.

    Yaratılış 5 :23

    tur Hanok toplam 365 yıl yaşadı.

    ost Tout le temps qu'Hénoc vécut, fut donc de trois cent soixante-cinq ans.

    Yaratılış 5 :24

    tur Tanrı yolunda yürüdü, sonra ortadan kayboldu; çünkü Tanrı onu yanına almıştı.

    ost Hénoc marcha donc avec Dieu, puis il disparut, car Dieu le prit.

    Yaratılış 5 :25

    tur Metuşelah 187 yaşındayken oğlu Lemek doğdu.

    ost Et Méthushélah vécut cent quatre-vingt-sept ans, et engendra Lémec.

    Yaratılış 5 :26

    tur Lemek'in doğumundan sonra Metuşelah 782 yıl daha yaşadı. Başka oğulları, kızları oldu.

    ost Et Méthushélah, après qu'il eut engendré Lémec, vécut sept cent quatre-vingt-deux ans; et il engendra des fils et des filles.

    Yaratılış 5 :27

    tur Metuşelah toplam 969 yıl yaşadıktan sonra öldü.

    ost Tout le temps que Méthushélah vécut, fut donc de neuf cent soixante-neuf ans; puis il mourut.

    Yaratılış 5 :28

    tur Lemek 182 yaşındayken bir oğlu oldu.

    ost Et Lémec vécut cent quatre-vingt-deux ans, et engendra un fils.

    Yaratılış 5 :29

    tur RAB'bin lanetlediği bu toprak yüzünden çektiğimiz eziyeti, harcadığımız emeği bu çocuk hafifletip bizi rahatlatacak diyerek çocuğa Nuh adını verdi.

    ost Et il l'appela Noé (repos), en disant: Celui-ci nous consolera de notre œuvre, et de la peine qu'impose à nos mains la terre que l'Éternel a maudite.

    Yaratılış 5 :30

    tur Nuh'un doğumundan sonra Lemek 595 yıl daha yaşadı. Başka oğulları, kızları oldu.

    ost Et Lémec, après qu'il eut engendré Noé, vécut cinq cent quatre-vingt-quinze ans; et il engendra des fils et des filles.

    Yaratılış 5 :31

    tur Lemek toplam 777 yıl yaşadıktan sonra öldü.

    ost Tout le temps que Lémec vécut, fut donc de sept cent soixante-dix-sept ans; puis il mourut.

    Yaratılış 5 :32

    tur Nuh 500 yıl yaşadıktan sonra Sam, Ham, Yafet adlı oğulları doğdu.

    ost Et Noé, âgé de cinq cents ans, engendra Sem, Cham et Japhet.

    Yaratılış 6

    Eski Ahit

    Yaratılış

    Yaratılış 5

    Yaratılış 7

    Ayet Endeksi:

    01 02 03 04 05 06 07 08 09 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22

    Yaratılış 6 :1

    tur Yeryüzünde insanlar çoğalmaya başladı, kızlar doğdu.

    ost Or, quand les hommes eurent commencé à se multiplier sur la face de la terre et que des filles leur furent nées,

    Yaratılış 6 :2

    tur İlahi varlıklar insan kızlarının güzelliğini görünce beğendikleriyle evlendiler.

    ost Les fils de Dieu virent que les filles des hommes étaient belles, et ils prirent des femmes d'entre toutes celles qui leur plurent.

    Yaratılış 6 :3

    tur RAB, Ruhum insanda sonsuza dek kalmayacak, çünkü o ölümlüdür dedi, İnsanın ömrü yüz yirmi yıl olacak.

    ost Et l'Éternel dit: Mon esprit ne contestera point dans l'homme à toujours; dans son égarement il n'est que chair; ses jours seront de cent vingt ans.

    Yaratılış 6 :4

    tur İlahi varlıkların insan kızlarıyla evlenip çocuk sahibi oldukları günlerde ve daha sonra yeryüzünde Nefiller vardı. Bunlar eski çağ kahramanları, ünlü kişilerdi.

    ost Les géants étaient sur la terre, en ce temps-là, et aussi dans la suite, parce que les fils de Dieu venaient vers les filles des hommes, et elles leur donnaient des enfants: ce sont ces hommes puissants qui, dès les temps anciens, furent des gens de renom.

    Yaratılış 6 :5

    tur RAB baktı, yeryüzünde insanın yaptığı kötülük çok, aklı fikri hep kötülükte.

    ost Et l'Éternel vit que la malice de l'homme était grande sur la terre, et que toute l'imagination des pensées de son cœur n'était que mauvaise en tout temps.

    Yaratılış 6 :6

    tur İnsanı yarattığına pişman oldu. Yüreği sızladı.

    ost Et l'Éternel se repentit d'avoir fait l'homme sur la terre, et il en fut affligé dans son cœur.

    Yaratılış 6 :7

    tur Yarattığım insanları, hayvanları, sürüngenleri*, kuşları yeryüzünden silip atacağım dedi, Çünkü onları yarattığıma pişman oldum.

    ost Et l'Éternel dit: J'exterminerai de dessus la terre l'homme que j'ai créé; depuis l'homme jusqu'au bétail, jusqu'au reptile, et jusqu'à l'oiseau des cieux; car je me repens de les avoir faits.

    Yaratılış 6 :8

    tur Ama Nuh RAB'bin gözünde lütuf buldu.

    ost Mais Noé trouva grâce aux yeux de l'Éternel.

    Yaratılış 6 :9

    tur Nuh'un öyküsü şöyledir: Nuh doğru bir insandı. Çağdaşları arasında kusursuz biriydi. Tanrı yolunda yürüdü.

    ost Voici les descendants de Noé. Noé fut un homme juste, intègre, dans son temps; Noé marcha avec Dieu.

    Yaratılış 6 :10

    tur Üç oğlu vardı: Sam, Ham, Yafet.

    ost Et Noé engendra trois fils, Sem, Cham et Japhet.

    Yaratılış 6 :11

    tur Tanrı'nın gözünde yeryüzü bozulmuş, zorbalıkla dolmuştu.

    ost Et la terre était corrompue devant Dieu, et la terre était remplie de violence.

    Yaratılış 6 :12

    tur Tanrı yeryüzüne baktı ve her şeyin ne denli bozulduğunu gördü. Çünkü insanlar yoldan çıkmıştı.

    ost Et Dieu regarda la terre, et, voici, elle était corrompue; car toute chair avait corrompu sa voie sur la terre.

    Yaratılış 6 :13

    tur Tanrı Nuh'a, İnsanlığa son vereceğim dedi, "Çünkü onlar yüzünden yeryüzü zorbalıkla doldu. Onlarla birlikte yeryüzünü de yok edeceğim.

    ost Et Dieu dit à Noé: La fin de toute chair est venue devant moi; car la terre a été remplie de violence par eux; et voici, je vais les détruire avec la terre.

    Yaratılış 6 :14

    tur Kendine gofer ağacından bir gemi yap. İçini dışını ziftle, içeriye kamaralar yap.

    ost Fais-toi une arche de bois de gopher; tu feras l'arche par loges, et tu l'enduiras de bitume par dedans et par dehors.

    Yaratılış 6 :15

    tur Gemiyi şöyle yapacaksın: Uzunluğu üç yüz, genişliği elli, yüksekliği otuz arşın olacak.

    ost Et voici comment tu la feras: La longueur de l'arche sera de trois cents coudées, sa largeur de cinquante coudées, et sa hauteur de trente coudées.

    Yaratılış 6 :16

    tur Pencere de yap, boyu yukarıya doğru bir arşını bulsun. Kapıyı geminin yan tarafına koy. Alt, orta ve üst güverteler yap.

    ost Tu feras une fenêtre à l'arche, et tu l'achèveras à une coudée par en haut; et tu mettras la porte de l'arche sur son côté; tu la feras avec un étage inférieur, un second, et un troisième.

    Yaratılış 6 :17

    tur Yeryüzüne tufan göndereceğim. Göklerin altında soluk alan bütün canlıları yok edeceğim. Yeryüzündeki her canlı ölecek.

    ost Et moi, voici, je vais amener le déluge d'eaux sur la terre, pour détruire toute chair qui a souffle de vie, de dessous les cieux; tout ce qui est sur la terre, expirera.

    Yaratılış 6 :18

    tur Ama seninle bir antlaşma yapacağım. Oğulların, karın, gelinlerinle birlikte gemiye bin.

    ost Mais j'établirai mon alliance avec toi; et tu entreras dans l'arche, toi, tes fils, ta femme, et les femmes de tes fils avec toi.

    Yaratılış 6 :19

    tur Sağ kalabilmeleri için her canlı türünden bir erkek, bir dişi olmak üzere birer çifti gemiye al.

    ost Et de tout ce qui vit d'entre toute chair, tu en feras entrer deux de chaque espèce dans l'arche pour les conserver en vie avec toi; ils seront mâle et femelle;

    Yaratılış 6 :20

    tur Çeşit çeşit kuşlar, hayvanlar, sürüngenler sağ kalmak için çifter çifter sana gelecekler.

    ost Des oiseaux, selon leur espèce, et des bêtes selon leur espèce, de tout reptile du sol selon son espèce, deux de chaque espèce viendront vers toi pour que tu les conserves en vie.

    Yaratılış 6 :21

    tur Yanına hem kendin, hem onlar için yenebilecek ne varsa al, ilerde yemek üzere depola."

    ost Et toi, prends de tout aliment qui se mange, et fais-en provision par-devers toi, afin que cela te serve de nourriture ainsi qu'à eux.

    Yaratılış 6 :22

    tur Nuh Tanrı'nın bütün buyruklarını yerine getirdi.

    ost Et Noé le fit; il fit tout ce que Dieu lui avait commandé.

    Yaratılış 7

    Eski Ahit

    Yaratılış

    Yaratılış 6

    Yaratılış 8

    Ayet Endeksi:

    01 02 03 04 05 06 07 08 09 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24

    Yaratılış 7 :1

    tur RAB Nuh'a, Bütün ailenle birlikte gemiye bin dedi, "Çünkü bu kuşak içinde yalnız seni doğru buldum.

    ost Et l'Éternel dit à Noé: Entre, toi et toute ta maison, dans l'arche; car je t'ai vu juste devant moi dans cette génération.

    Yaratılış 7 :2

    tur Yeryüzünde soyları tükenmesin diye, yanına temiz sayılan hayvanlardan erkek ve dişi olmak üzere yedişer çift, kirli sayılan hayvanlardan birer çift, kuşlardan yedişer çift al.

    ost Tu prendras avec toi de tous les animaux purs, sept paires de chaque espèce, le mâle et sa femelle; mais des bêtes qui ne sont pas pures, deux, le mâle et sa femelle.

    Yaratılış 7 :3

    tur (Görmek 7:2)

    ost Tu prendras aussi des oiseaux des cieux, sept paires, mâle et femelle, pour en conserver la race sur la face de toute la terre.

    Yaratılış 7 :4

    tur Çünkü yedi gün sonra yeryüzüne kırk gün kırk gece yağmur yağdıracağım. Yarattığım her canlıyı yeryüzünden silip atacağım."

    ost Car dans sept jours je ferai pleuvoir sur la terre, pendant quarante jours et quarante nuits; et j'exterminerai de dessus la terre tous les êtres que j'ai faits.

    Yaratılış 7 :5

    tur Nuh RAB'bin bütün buyruklarını yerine getirdi.

    ost Et Noé fit tout ce que l'Éternel lui avait commandé.

    Yaratılış 7 :6

    tur Yeryüzünde tufan koptuğunda Nuh altı yüz yaşındaydı.

    ost Or, Noé était âgé de six cents ans, quand le déluge eut lieu, et que les eaux vinrent sur la terre.

    Yaratılış 7 :7

    tur Nuh, oğulları, karısı, gelinleri tufandan kurtulmak için hep birlikte gemiye bindiler.

    ost Noé entra donc dans l'arche, et ses fils, sa femme, et les femmes de ses fils avec lui, à cause des eaux du déluge.

    Yaratılış 7 :8

    tur Tanrı'nın Nuh'a buyurduğu gibi temiz ve kirli sayılan her tür hayvan, kuş ve sürüngenden* erkek ve dişi olmak üzere birer çift Nuh'a gelip gemiye bindiler.

    ost Des animaux purs et des animaux qui ne sont pas purs, et des oiseaux, et de tout ce qui rampe sur la terre,

    Yaratılış 7 :9

    tur (Görmek 7:8)

    ost Deux par deux, mâle et femelle, entrèrent vers Noé dans l'arche, comme Dieu l'avait commandé à Noé.

    Yaratılış 7 :10

    tur Yedi gün sonra tufan koptu.

    ost Et il arriva, au bout des sept jours, que les eaux du déluge furent sur la terre.

    Yaratılış 7 :11

    tur Nuh altı yüz yaşındayken, o yılın ikinci ayının* on yedinci günü enginlerin bütün kaynakları fışkırdı, göklerin kapakları açıldı.

    ost En l'an six cent de la vie de Noé, au second mois, au dix-septième jour du mois, en ce jour-là, toutes les sources du grand abîme éclatèrent, et les bondes des cieux s'ouvrirent.

    Yaratılış 7 :12

    tur Yeryüzüne kırk gün kırk gece yağmur yağdı.

    ost Et la pluie tomba sur la terre quarante jours et quarante nuits.

    Yaratılış 7 :13

    tur Nuh, oğulları Sam, Ham, Yafet, Nuh'un karısıyla üç gelini tam o gün gemiye bindiler.

    ost En ce même jour-là, Noé, Sem, Cham et Japhet, fils de Noé, et la femme de Noé, et les trois femmes de ses fils avec eux, entrèrent dans l'arche,

    Yaratılış 7 :14

    tur Onlarla birlikte her tür hayvan -evcil hayvanların, sürüngenlerin, kuşların, uçan yaratıkların her türü- gemiye bindi.

    ost Eux, et tous les animaux selon leur espèce, et tout le bétail selon son espèce, et tous les reptiles qui rampent sur la terre selon leur espèce, et tous les oiseaux selon leur espèce, tout petit oiseau, tout ce qui a des ailes;

    Yaratılış 7 :15

    tur Soluk alan her tür canlı çifter çifter Nuh'un yanına gelip gemiye bindi.

    ost Ils entrèrent donc vers Noé dans l'arche; deux par deux, de toute chair qui a souffle de vie.

    Yaratılış 7 :16

    tur Gemiye giren hayvanlar Tanrı'nın Nuh'a buyurduğu gibi erkek ve dişiydi. RAB Nuh'un ardından kapıyı kapadı.

    ost Et ceux qui vinrent, vinrent mâle et femelle de toute chair, comme Dieu le lui avait commandé; et l'Éternel ferma l'arche sur lui.

    Yaratılış 7 :17

    tur Tufan kırk gün sürdü. Çoğalan sular gemiyi yerden yukarı kaldırdı.

    ost Et le déluge fut quarante jours sur la terre; et les eaux crûrent, et soulevèrent l'arche, et elle s'éleva de dessus la terre.

    Yaratılış 7 :18

    tur Sular yükseldi, çoğaldıkça çoğaldı; gemi suyun üzerinde yüzmeye başladı.

    ost Et les eaux grossirent et crûrent fort sur la terre; et l'arche flottait à la surface des eaux.

    Yaratılış 7 :19

    tur Sular öyle yükseldi ki, yeryüzündeki bütün yüksek dağlar su altında kaldı.

    ost Et les eaux grossirent prodigieusement sur la terre; et toutes les hautes montagnes qui sont sous tous les cieux, furent couvertes.

    Yaratılış 7 :20

    tur Yükselen sular dağları on beş arşın aştı.

    ost Les eaux s'élevèrent de quinze coudées au-dessus; et les montagnes furent couvertes.

    Yaratılış 7 :21

    tur Yeryüzünde yaşayan bütün canlılar yok oldu; kuşlar, evcil ve yabanıl hayvanlar, sürüngenler, insanlar, soluk alan bütün canlılar öldü.

    ost Et toute chair qui se mouvait sur la terre, expira, tant des oiseaux que du bétail, des animaux et de tous les reptiles qui se traînent sur la terre, et tous les hommes.

    Yaratılış 7 :22

    tur (Görmek 7:21)

    ost Tout ce qui avait souffle de vie dans ses narines, et tout ce qui était sur la terre ferme, mourut.

    Yaratılış 7 :23

    tur RAB insanlardan evcil hayvanlara, sürüngenlerden kuşlara dek bütün canlıları yok etti, yeryüzündeki her şey silinip gitti. Yalnız Nuh'la gemidekiler kaldı.

    ost Tous les êtres qui étaient sur la face de la terre furent exterminés, depuis les hommes jusqu'aux bêtes, jusqu'aux reptiles, et jusqu'aux oiseaux des cieux, et ils furent exterminés de dessus la terre. Il ne resta que Noé, et ce qui était avec lui dans l'arche.

    Yaratılış 7 :24

    tur Sular yüz elli gün boyunca yeryüzünü kapladı.

    ost Et les eaux furent grosses sur la terre pendant cent cinquante jours.

    Yaratılış 8

    Eski Ahit

    Yaratılış

    Yaratılış 7

    Yaratılış 9

    Ayet Endeksi:

    01 02 03 04 05 06 07 08 09 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22

    Yaratılış 8 :1

    tur Sonra Tanrı Nuh'u ve gemideki evcil ve yabanıl hayvanları anımsadı. Yeryüzünde bir rüzgar estirdi, sular alçalmaya başladı.

    ost Or, Dieu se souvint de Noé, et de tous les animaux et de tout le bétail qui étaient avec lui dans l'arche. Et Dieu fit passer un vent sur la terre, et les eaux s'arrêtèrent.

    Yaratılış 8 :2

    tur Enginlerin kaynakları, göklerin kapakları kapandı. Yağmur dindi.

    ost Et les sources de l'abîme et les bondes des cieux se fermèrent; et la pluie fut retenue des cieux.

    Yaratılış 8 :3

    tur Sular yeryüzünden çekilmeye başladı. Yüz elli gün geçtikten sonra sular azaldı.

    ost Et les eaux se retirèrent de dessus la terre; elles allèrent se retirant; et les eaux diminuèrent au bout de cent cinquante jours.

    Yaratılış 8 :4

    tur Gemi yedinci ayın* on yedinci günü Ararat dağlarına oturdu.

    ost Et au septième mois, au dix-septième jour du mois, l'arche s'arrêta sur les montagnes d'Ararat.

    Yaratılış 8 :5

    tur Sular onuncu aya kadar sürekli azaldı. Onuncu ayın birinde dağların doruğu göründü.

    ost Et les eaux allèrent diminuant, jusqu'au dixième mois. Au dixième mois, au premier jour du mois, ap-parurent les sommets des montagnes.

    Yaratılış 8 :6

    tur Kırk gün sonra Nuh yapmış olduğu geminin penceresini açtı.

    ost Et il arriva qu'au bout de quarante jours Noé ouvrit la fenêtre qu'il avait faite à l'arche.

    Yaratılış 8 :7

    tur Kuzgunu dışarı gönderdi. Kuzgun sular kuruyuncaya kadar dönmedi, uçup durdu.

    ost Et il lâcha le corbeau, qui sortit, allant et revenant, jusqu'à ce que les eaux eussent séché de dessus la terre.

    Yaratılış 8 :8

    tur Bunun üzerine Nuh suların yeryüzünden çekilip çekilmediğini anlamak için güvercini gönderdi.

    ost Puis il lâcha la colombe d'avec lui, pour voir si les eaux avaient fort diminué à la surface de la terre.

    Yaratılış 8 :9

    tur Güvercin konacak bir yer bulamadı, çünkü her yer suyla kaplıydı. Gemiye, Nuh'un yanına döndü. Nuh uzanıp güvercini tuttu ve gemiye, yanına aldı.

    ost Mais la colombe ne trouva pas où poser la plante de son pied, et elle retourna vers lui dans l'arche; car il y avait de l'eau à la surface de toute la terre. Et Noé avança sa main, la prit, et la ramena vers lui dans l'arche.

    Yaratılış 8 :10

    tur Yedi gün daha bekledi, sonra güvercini yine dışarı saldı.

    ost Et il attendit encore sept autres jours, puis il lâcha de nouveau la colombe hors de l'arche.

    Yaratılış 8 :11

    tur Güvercin gagasında yeni kopmuş bir zeytin yaprağıyla akşamleyin geri döndü. O zaman Nuh suların yeryüzünden çekilmiş olduğunu anladı.

    ost Et la colombe revint à lui vers le soir; et voici, une feuille d'olivier fraîche était à son bec; et Noé comprit que les eaux avaient fort diminué sur la terre.

    Yaratılış 8 :12

    tur Yedi gün daha bekledikten sonra

    Enjoying the preview?
    Page 1 of 1