Discover millions of ebooks, audiobooks, and so much more with a free trial

Only $11.99/month after trial. Cancel anytime.

Türk Portekizce İncil: Turkish 1878 - Almeida Recebida 1848
Türk Portekizce İncil: Turkish 1878 - Almeida Recebida 1848
Türk Portekizce İncil: Turkish 1878 - Almeida Recebida 1848
Ebook12,442 pages150 hours

Türk Portekizce İncil: Turkish 1878 - Almeida Recebida 1848

Rating: 0 out of 5 stars

()

Read preview

About this ebook

Bu yayını Eski Ahit ve Yeni Ahit parçası olduğu Türkçe İncil (2001) ve Bíblia Almeida Recebida 1848 paraleli çevirileridir. Ayrıca tüm kitaplar, bölümler ve ayetlerle ilişkili toplam 173,778 referanslar 2 İncil formatında sunulur. Çalışma ve yönlendirme için uygun olan formatında Türkçe İncil 2001 ve Almeida Recebida 1848 kitabının tüm kopyalarını içerir, kısa versiyonu için ise "navi" formatını içerir. Burada tur-par düzeninde yazılan her ayeti bulacaksınız. Türkçe İncil 2001 ve Almeida Recebida 1848 kitabının ve Yazıdan-Konuşmaya Dökme (TTS) teknolojili İncili de mevcuttur.


Genel anlamda İncil içinde gezinti nasıl yapılır?:


Her bir ahite ait dizin bulunmaktadır. TTS formatı kitapları sıralar. Aynı zamanda, bölümler fihristi de kitaplardan sonra gelir. Ahitler kitap dizinlerinde birbirlerine referans sağlarlar. Her kitap bulundukları Ahit'e referans verirler. Her kitap, bir önceki ve bir sonraki kitaba referans verir. Her kitabın kendi bölüm dizini bulunur. Her bölüm bulunduğu kitaba referans verilir. Her bölüm bir önceki ve bir sonraki bölüme referans verir. Her bölümün ayetleri için bir dizini vardır. TTS'de bulunan her bölüm Navi İncili'ndeki bölüme referans verir. Her ayet numaralandırılmıştır ve hangi bölüme ait olduğuna dair referans içerir. Daha iyi okunabilmesi için her ayet yeni satırda başlar. TTS formatında ayet numaraları gösterilmez. Dizindeki herhangi bir referans sizi bulunduğu yere götürür. Yerleştirilmiş içerik tüm kitaplardaki tüm formatlarda erişim sağlar.


Bu tür e-kitaplarda, bulabileceğiniz en iyi gezinti deneyimlerinden birini sunuyoruz! Dilediğiniz ayet hemen parmağınızın ucunda ve daha detaylı incelemeniz için emrinize amade. Ayrıca, hadis fihristi ve aralarında gezinme olanağı bu kitabı eşsiz hale getiriyor.


Yazıdan-Konuşmaya Dökme (TTS) fonksiyonu cihazdan cihaza değişir. Bazı cihazlar fonksiyonu desteklemeyebilir. Bazıları tek dil destekleyebilir, bazıları ise birden fazla dil destekleyebilir. Kitabın dili Türkçedir.

LanguageTürkçe
Release dateOct 27, 2020
ISBN9788283811568
Türk Portekizce İncil: Turkish 1878 - Almeida Recebida 1848

Related to Türk Portekizce İncil

Titles in the series (13)

View More

Related ebooks

Reviews for Türk Portekizce İncil

Rating: 0 out of 5 stars
0 ratings

0 ratings0 reviews

What did you think?

Tap to rate

Review must be at least 10 words

    Book preview

    Türk Portekizce İncil - TruthBeTold Ministry

    Türk Portekizce İncil

    Turkish 1878 - Almeida Recebida 1848

    ISBN  9788283811568 (epub)

    Kitap uzunluğu: 14,037 sayfa

    (Yaklaşık yazılı sayfa sayısı: 4,912 sayfa)

    İlk yayınlanma tarihi 2017-03-24

    Dosya adı: 9788283811568.epub

    Telif © 2016-2020 TruthBeTold Ministry

    Bu elektronik kitapta kullanılan tüm Kutsal Kitap ayetleri, yayıncıların izni ile Kutsal Kitap Türkçe Yeni Çeviri'den alınmıştır.

    Kutsal Kitap © The Bible Society in Turkey (Kitabı Mukaddes Şti.), The Translation Trust (Yeni Yaşam Yayınları), 2001, 2008.

    All Bible verses used in this e-book are taken from the KUTSAL KİTAP (Bible - Turkish New Translation) with the permission of the publishers.Kutsal Kitap © The Bible Society in Turkey (Kitabı Mukaddes Şti.), The Translation Trust (Yeni Yaşam Yayınları), 2001, 2008.

    Genel kullanıma açık olan İncil ayetleri, sözlük ve Strongs parçaları hariç olmak üzere TruthBeTold Ministry tarafından tüm hakları saklıdır. Herhangi bir koşulda bu kitabın yapısı ve yönlendirmesi de dahil olmak üzere hiçbir içeriği kopyalanamaz. Herhangi bir genel ya da özel, birey ya da grup ticari amaçlar hariç olmak üzere kitaptan alıntılar yapabilir. Bahsedilen hariç durumlara istisna yapılması ancak yayıncının yazılı izni ile olabilir. Yazılarımızın en yüksek kalitede olması için elimizden geleni yapıyoruz. Herhangi bir hata bulursanız lütfen bize ulaşın.

    @TruthBetold Ministry

    www.truthbetoldministry.net

    Norveç

    Org.nr: 917263752   Yayıncı: 978828381

    Önsöz

    Bu yayını Eski Ahit ve Yeni Ahit parçası olduğu Türkçe İncil (2001) ve Bíblia Almeida Recebida 1848 paraleli çevirileridir. Ayrıca tüm kitaplar, bölümler ve ayetlerle ilişkili toplam 173,778 referanslar 2 İncil formatında sunulur. Çalışma ve yönlendirme için uygun olan formatında Türkçe İncil 2001 ve Almeida Recebida 1848 kitabının tüm kopyalarını içerir, kısa versiyonu için ise navi formatını içerir. Burada tur-par düzeninde yazılan her ayeti bulacaksınız. Türkçe İncil 2001 ve Almeida Recebida 1848 kitabının ve Yazıdan-Konuşmaya Dökme (TTS) teknolojili İncili de mevcuttur.

    Genel anlamda İncil içinde gezinti nasıl yapılır?:

    Her bir ahite ait dizin bulunmaktadır.

    TTS formatı kitapları sıralar. Aynı zamanda, bölümler fihristi de kitaplardan sonra gelir.

    Ahitler kitap dizinlerinde birbirlerine referans sağlarlar.

    Her kitap bulundukları Ahit'e referans verirler.

    Her kitap, bir önceki ve bir sonraki kitaba referans verir.

    Her kitabın kendi bölüm dizini bulunur.

    Her bölüm bulunduğu kitaba referans verilir.

    Her bölüm bir önceki ve bir sonraki bölüme referans verir.

    Her bölümün ayetleri için bir dizini vardır.

    TTS'de bulunan her bölüm Navi İncili'ndeki bölüme referans verir.

    Her ayet numaralandırılmıştır ve hangi bölüme ait olduğuna dair referans içerir.

    Daha iyi okunabilmesi için her ayet yeni satırda başlar.

    TTS formatında ayet numaraları gösterilmez.

    Dizindeki herhangi bir referans sizi bulunduğu yere götürür.

    Yerleştirilmiş içerik tüm kitaplardaki tüm formatlarda erişim sağlar.

    Bu tür e-kitaplarda, bulabileceğiniz en iyi gezinti deneyimlerinden birini sunuyoruz! Dilediğiniz ayet hemen parmağınızın ucunda ve daha detaylı incelemeniz için emrinize amade. Ayrıca, hadis fihristi ve aralarında gezinme olanağı bu kitabı eşsiz hale getiriyor.

    Yazıdan-Konuşmaya Dökme (TTS) fonksiyonu cihazdan cihaza değişir. Bazı cihazlar fonksiyonu desteklemeyebilir. Bazıları tek dil destekleyebilir, bazıları ise birden fazla dil destekleyebilir. Kitabın dili Türkçedir.

    Kutsal Kitap

    kitabimukaddes.com adresinden:

    Kutsal Kitap'ın ilk Türkçe çevirisi, Padişah 4. Mehmet'in baş çevirmeni Ali Bey'in de katkısıyla 1666'larda sonuçlandı. Çeviri basılmak üzere Hollanda'daki Leyden Üniversitesi'ne götürüldü; çeşitli nedenlerle üniversitenin kütüphanesinde 160 yıl bekletildikten sonra 19. yüzyıl başlarında bir ekip tarafından gözden geçirildi. Nihayet 1827'de o günün Osmanlı yönetiminin onayıyla ilk basımı Arapça harflerle Paris'te yapıldı.

    Çevirisi 17. yüzyılda yapılan, 19. yüzyılın ilk yarısında basılan bir metnin gerek üslup, gerekse dil açısından Osmanlıca'nın etkisinde olması kaçınılmazdı. Bu nedenle 1928'lerde başlayan Harf Devrimi, ardından gelen dildeki özleştirme çalışmaları, Kutsal Kitap çevirisinin gözden geçirilmesini zorunlu kılmıştır. Bu amaçla metin üzerinde yapılan Türkçeleştirme çalışmaları 1941'de sonuçlanmış ve yeni metin aynı yıl ilk kez Latin harfleriyle basılmıştır.

    Gerek Türk yazınındaki gelişmeler, gerekse hız kazanan dildeki özleştirme çalışmaları 1970'lerin sonlarında hem Kitabı Mukaddes Topluluğu hem de diğer Hristiyan topluluklarını daha bir çağdaş çeviri yapmaya zorladı. Kutsal Kitap çevirisinde birçok ülkede karşılaşılan durum Türkiye'de de tekrarlandı ve çeviri çabaları öncelikle İncil üzerinde yoğunlaştı. Çeviri Vakfı'nın 1979 yılında başlatıp 1986'da sonuçlandırdığı yeni çeviriyle Kitabı Mukaddes Topluluğu'nun 1980'de başlatıp 1988'de sonuçlandırdığı yeni İncil çevirisinin yanı sıra yarım kalan başka çeviri girişimleri de oldu. Bugün elimizde 1941'de gözden geçirilen İncil çevirisinin dışında 1986 ve 1988'de sonuçlanan iki çağdaş Türkçe İncil çevirisi bulunmaktadır.

    Bu tercüme, The Bible Society Türkiye tarafından yapılan 2001 yılında yapılan versiyonudur.

    Bíblia Almeida Recebida 1848

    Este é um trecho de Wikipedia:

    A Almeida Recebida é uma versão da Bíblia em Português, baseada nos manuscritos do Texto Recebido (Textus Receptus), em contraste com as revisões de Westcott and Hort. A versão de 1848 da Bíblia Almeida também foi baseada no Texto Recebido, mas sua linguagem é antiga. A linguagem da Almeida Recebida é mais atual, mais condizente com o Português moderno, mas segue o modelo antigo da tradução de João Ferreira de Almeida.

    Para mais informações sobre esta versão, visite http://www.almeidarecebida.org/.

    İncil'e Giriş

    Tanrı'nın sözü bütün zamanda insanlığa verilen şüphesiz en mükemmel ve en sıradışı metindir. Sadece detaylı inceleme içerisindeki sırları ortaya çıkarabilir. Sadece bu zaman ve çağda değil, Tanrı'nın sözlerini, doğasını anlamak her zaman önemlidir. Şimdiki zamanda her şey tam ters gibi görünmekte, iyi kötü olmuş, kötü ise iyi. Bizim pusulamız, yönümüz Tanrı'nın bizi sınadığını bilmektir. Sonunu baştan görerek her şeyi bilerek yazdı. Nasıl biliyoruz? Küçücük yaşam zamanımız süresince gerçekleşen birçok olay sayesinde biliyoruz. Tanrı dünyada olacak olaylardan İncil'de bahsetmiştir, Tanrı olayları kesinlik ve titizlikle ön görmüştür. Dünya üzerinde İncil kadar kesin ve doğru bir şey bulamayacaksınız. Daha küçük alanda, her erkek ve her kadın karar vermeli, daha sonra Tanrı'nın ona söyledikleri yolu takip etmelidirler. İşte bu zamanlarda, Tanrı'nın sözleri olan İncil'e inandığımızda, mucize sinyallerini ve harikalarını görürüz. Şüphesiz ki İsa Mesih inancımızın yazarıdır ve daha fazlasına ihtiyacımız yoktur. Kişisel olarak HIV gibi tedavisi olmayan hastalıklardan iyileştiklerini gördüm. İsa Mesih'in izni ile şeytanları kovdum, vücutlardan demirlerin kaybolup yerlerini kemiklere bırakmasını gördüm. İnsanları en küçük hastalıktan ciddi hastalığa birçok hastalıktan kurtardım ve savaşılan savaş sonucunda kazanılan zafere tanıklık ettim. Tanrı'ya inanmayı seçen ve bu yolda yürümeyi seçen insanlara olacak birçok mucizeye tanıklık edecek insanlar var. Şüphesiz ki İsa'nın vücudu hala aktif ve hayattadır ve Tanrı çocuklarına karşı iyidir! Sözlerine kulak asmalı ve bize sağladığı bilgiyi bulmalıyız. Sadece sözlerle değil aynı zamanda Tanrı'ya yakınlık ve kardeşlerimiz ile aktif yakınlığımız ile. Kutsal Ruh her zaman İsa Mesih'in bizimle paylaşmak istediği doğruyu doğrulayacaktır.

    Ama bunu sadece olduğu gibi kabul etmeyin. Tanrı'nın sözleri araştırılabilir, test edilebilir, kanıtlanabilir ve değerli bulunur. Hayatınızın içine dahil edebilmeniz için iman gereklidir. Her seferinde bir kalp atışı ile, gün gün, Tanrı'nın sözleri ile beslenin ve Ruh'un meyveleri ile mutlu olun. Tanrı'ya bizden önce yarattığı doğruları sorduğumuzda zamanında cevaplayacaktır. Hiçbir yere götürmeyecek diye düşünmeyin, götürecektir. İnanmayanların kafadan uydurma hikayeleri gibi değildir. Bundan çok uzaktır. Defalarca gördük, doğru tektir ve yek, tek yaratıcımız doğrudur ve Ben tekim. der. Birden fazla Tanrı yoktur, şeytanın yalanıdır. Aynı zamanda, kendisinin farkında ve tüm canlıların oluşturduğu bir esas değildir. Dünya veya çoğu insan söylediği gibi Gaia, masal ve kurgudur. Nasıl tökezledik, düştük ve etrafımızda ölüleri gördük. Fakat bunların hiçbiri İsa Mesih gelene kadar, bize doğruyu gösterene kadar bizi aydınlatmadı. Şüphesiz o izlenecek yoldur, doğruluktur ve hayattır. Bir kişi Tanrı'ya sorumluluklarını bırakacak olursa sona kadar, ölene kadar uyurgezerdir. Uyan ve Tanrı'nın iyiliğini hisset, O'na yaklaş ve O seni kendisine yakınlaştıracaktır! Zaten uyanıksan ama uykulu hissediyorsan: *savaş* ve böylece yeniden uyuyakalma, Baba'yı tüm kalbinle bul, ruhunun farkına var ve uyanık ol! Yine de İncil'de Tanrı'nın anlattığı şekilde Tanrı'nın her şeyi nasıl birleştirebildiğini anlayamıyorum. Benim zekama göre İncil hatalıydı, bir peri masalıymış gibiydi. Fakat bu İsa Mesih Kurtarıcı'yı efendim ve kurtarıcım olmadan, Tanrı'nın gücünü İncil'i olduğu gibi anlayan evanjelist tarafından anlamadan önceydi. O zamandan beri imgeler ve mucizeler durmak bilmedi. Benden dolayı değildi, Tanrı hiç değişmediğinden ve herkesin kurtulmasını istediğini açıkça belirtmesindendi! Şüphesiz aldığım duyduğum ve yaşadığım en iyi haberdi! Tanrı'yı tüm kalbinizle sevin. Tüm kabiliyetinizle, tüm olduklarınızla ve böylece size karşı gelen ne kadar büyük ya da ciddi olursa olsun her şeyi atlatacaksınız. Tanrı sizin kalbinizi, dikkatinizi ve sevginizi bulur. O'nunla bu dünyanın zevk ve şehvetlerinden kurtulacak ve ahirette bereketli bir hayat yaşayın.

    Lütfen beni körelmiş ve basit olduğum için affet. İçtenlikle senin için Tanrı'nın bahşettiği her şeyi diliyorum. Hatta bazılarınız çöldeymişçesine yürüyorsunuz, hatırlayın Tanrı sevdiklerini cezalandırır. Onlardan nefret ettiği için değil, tam tersine. O bizim Baba'mızdır ve O'nu dinlediğimiz sürece bize daha fazla meyve sağlayacaktır. Hatta bazen çölde ihtiyacımız olduğunda bile. Yine de korkmayın, çünkü Tanrı O'nu tüm kalbinizle bulduğunuzda şüphesiz sizin tarafınızdadır. Şüphesiz ki cennette O'nun için hiçbir şey imkansız değildir. O ol derse olur! Tanrı şanlıdır!

    ≡ Yakub'Un 1:22-25

    Tanrı sözünü yalnız duymakla kalmayın, sözün uygulayıcıları da olun. Yoksa kendinizi aldatmış olursunuz. 23   Çünkü sözün dinleyicisi olup da uygulayıcısı olmayan kişi, aynada kendi doğal yüzüne bakan kişiye benzer. 24   Kendini görür, sonra gider ve nasıl bir kişi olduğunu hemen unutur. 25   Oysa mükemmel yasaya, özgürlük yasasına yakından bakıp ona bağlı kalan, unutkan dinleyici değil de etkin uygulayıcı olan kişi, yaptıklarıyla mutlu olacaktır. ○-○

    Teşekkür ederiz!

    Herhangi bir sorunuz ya da düzeltmeleriniz varsa veya bizimle irtibata geçmek istiyorsanız bu e-mail adresine telluz@gmail.com ya da Telegram Messenger Uygulamasından Norioz kullanıcısına mesajınızı gönderebilirsiniz. Bizimle sadece İngilizce ya da Norveççe iletişim kurabilirsiniz. Bu yüzden lütfen mesajınızı İngilizce ya da Norveççe yazınız. Yaptıklarımız ilginizi çekiyorsa ve yeni projelerimizden haberdar olmak istiyorsanız, lütfen http://eepurl.com/b9q2SL linkini kullanarak sistemimize üye olun! Bağış yapmak için ise paypal.me/JHalseth linkine tıklayabilirsiniz.

    Tanrı sizi korusun!

    TruthBeTold Ministry

    Norveç 2012-2016

    Eski Ahit

    Türkçe İncil (2001) ve Bíblia Almeida Recebida 1848

    Yeni Ahit

    Kitap Endeksi:

    01: Yaratılış

    02: Mısır'Dan Çıkış

    03: Levililer

    04: Çölde Sayım

    05: Yasa'Nın Tekrar

    06: Yeşu

    07: Hakimler

    08: Rut

    09: 1 Samuel

    10: 2 Samuel

    11: 1. Krallar

    12: 2. Krallar

    13: 1. Tarihler

    14: 2. Tarihler

    15: Ezra

    16: Nehemya

    17: Ester

    18: Eyüp

    19: Mezmurlar

    20: Süleyman'In Özdeyişleri

    21: Vaiz

    22: Ezgiler Ezgisi

    23: Yeşaya

    24: Yeremya

    25: Ağıtlar

    26: Hezekiel

    27: Daniel

    28: Hoşea

    29: Yoel

    30: Amos

    31: Ovadya

    32: Yunus

    33: Mika

    34: Nahum

    35: Habakkuk

    36: Sefanya

    37: Hagay

    38: Zekeriya

    39: Malaki

    Yaratılış

    Numara 1/66

    Eski Ahit

    Mısır'Dan Çıkış

    Bölüm Endeksi:

    01 02 03 04 05 06 07 08 09 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50

    Yaratılış 1

    Eski Ahit

    Yaratılış

    Yaratılış 2

    Ayet Endeksi:

    01 02 03 04 05 06 07 08 09 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31

    Yaratılış 1 :1

    tur Başlangıçta Tanrı göğü ve yeri yarattı.

    par No princípio criou Deus os céus e a terra.

    Yaratılış 1 :2

    tur Yer boştu, yeryüzü şekilleri yoktu; engin karanlıklarla kaplıydı. Tanrı'nın Ruhu suların üzerinde dalgalanıyordu.

    par E a terra estava sem forma e vazia; e havia trevas sobre a face do abismo, e o Espírito de Deus pairava sobre a face das águas.

    Yaratılış 1 :3

    tur Tanrı, Işık olsun diye buyurdu ve ışık oldu.

    par E disse Deus: haja luz. E houve luz.

    Yaratılış 1 :4

    tur Tanrı ışığın iyi olduğunu gördü ve onu karanlıktan ayırdı.

    par E viu Deus que a luz era boa; e fez separação entre a luz e as trevas.

    Yaratılış 1 :5

    tur Işığa Gündüz, karanlığa Gece adını verdi. Akşam oldu, sabah oldu ve ilk gün oluştu.

    par E chamou Deus à luz dia, e às trevas noite. E foi a tarde e a manhã, o primeiro dia.

    Yaratılış 1 :6

    tur Tanrı, Suların ortasında bir kubbe olsun, suları birbirinden ayırsın diye buyurdu.

    par E disse Deus: haja um firmamento no meio das águas, e haja separação entre águas e águas.

    Yaratılış 1 :7

    tur Ve öyle oldu. Tanrı gökkubbeyi yarattı. Kubbenin altındaki suları üstündeki sulardan ayırdı.

    par Fez, pois, Deus o firmamento, e separou as águas que estavam debaixo do firmamento das águas que estavam acima do firmamento. E assim foi.

    Yaratılış 1 :8

    tur Kubbeye Gök adını verdi. Akşam oldu, sabah oldu ve ikinci gün oluştu.

    par Chamou Deus ao firmamento céus. E foi a tarde e a manhã, o segundo dia.

    Yaratılış 1 :9

    tur Tanrı, Göğün altındaki sular bir yere toplansın, kuru toprak görünsün diye buyurdu ve öyle oldu.

    par E disse Deus: Ajuntem-se num só lugar as águas que estão debaixo dos céus, e apareça a parte seca. E assim foi.

    Yaratılış 1 :10

    tur Kuru alana Kara, toplanan sulara Deniz adını verdi. Tanrı bunun iyi olduğunu gördü.

    par Chamou Deus à parte seca terra, e ao ajuntamento das águas mares. E viu Deus que isso era bom.

    Yaratılış 1 :11

    tur Tanrı, Yeryüzü bitkiler, tohum veren otlar, türüne göre tohumu meyvesinde bulunan meyve ağaçları üretsin diye buyurdu ve öyle oldu.

    par E disse Deus: Produza a terra relva, ervas que deem semente, e árvores frutíferas que deem fruto segundo a sua espécie, que tenha em si a sua semente, sobre a terra. E assim foi.

    Yaratılış 1 :12

    tur Yeryüzü bitkiler, türüne göre tohum veren otlar, tohumu meyvesinde bulunan meyve ağaçları yetiştirdi. Tanrı bunun iyi olduğunu gördü.

    par E a terra produziu relva, ervas que davam semente segundo a sua espécie, e árvores que davam fruto, o qual tinha em si a sua semente, segundo a sua espécie. E viu Deus que isso era bom.

    Yaratılış 1 :13

    tur Akşam oldu, sabah oldu ve üçüncü gün oluştu.

    par E foi a tarde e a manhã, o terceiro dia.

    Yaratılış 1 :14

    tur Tanrı şöyle buyurdu: Gökkubbede gündüzü geceden ayıracak, yeryüzünü aydınlatacak ışıklar olsun. Belirtileri, mevsimleri, günleri, yılları göstersin. Ve öyle oldu.

    par E disse Deus: haja luminares no firmamento do céu, para fazerem separação entre o dia e a noite; sejam eles para sinais e para estações, e para dias e anos;

    Yaratılış 1 :15

    tur (Görmek 1:14)

    par e sirvam de luminares no firmamento do céu, para iluminar a terra. E assim foi.

    Yaratılış 1 :16

    tur Tanrı büyüğü gündüze, küçüğü geceye egemen olacak iki büyük ışığı ve yıldızları yarattı.

    par E Deus fez dois grandes luminares: o luminar maior para governar o dia, e o luminar menor para governar a noite; e as estrelas.

    Yaratılış 1 :17

    tur Yeryüzünü aydınlatmak, gündüze ve geceye egemen olmak, ışığı karanlıktan ayırmak için onları gökkubbeye yerleştirdi. Tanrı bunun iyi olduğunu gördü.

    par E Deus os pôs no firmamento dos céus para iluminar a terra,

    Yaratılış 1 :18

    tur (Görmek 1:17)

    par para governar o dia e a noite, e para fazer separação entre a luz e as trevas. E viu Deus que isso era bom.

    Yaratılış 1 :19

    tur Akşam oldu, sabah oldu ve dördüncü gün oluştu.

    par E foi a tarde e a manhã, o quarto dia.

    Yaratılış 1 :20

    tur Tanrı, Sular canlı yaratıklarla dolup taşsın, yeryüzünün üzerinde, gökte kuşlar uçuşsun diye buyurdu.

    par E disse Deus: Produzam as águas cardumes de seres viventes; e voem as aves acima da terra no firmamento dos céus.

    Yaratılış 1 :21

    tur Tanrı büyük deniz canavarlarını, sularda kaynaşan canlıları ve uçan çeşitli varlıkları yarattı. Bunun iyi olduğunu gördü.

    par Criou, pois, Deus as grandes criaturas marinhas, e todos os seres viventes que se moviam, os quais as águas produziram abundantemente, segundo as suas espécies; e toda ave alada, segundo a sua espécie. E viu Deus que isso era bom.

    Yaratılış 1 :22

    tur Tanrı, Verimli olun, çoğalın, denizleri doldurun, yeryüzünde kuşlar çoğalsın diyerek onları kutsadı.

    par Então Deus os abençoou, dizendo: Frutificai e multiplicai-vos, e enchei as águas dos mares; e multipliquem-se as aves sobre a terra.

    Yaratılış 1 :23

    tur Akşam oldu, sabah oldu ve beşinci gün oluştu.

    par E foi a tarde e a manhã, o quinto dia.

    Yaratılış 1 :24

    tur Tanrı, Yeryüzü çeşit çeşit canlı yaratık, evcil ve yabanıl hayvan, sürüngen türetsin diye buyurdu. Ve öyle oldu.

    par E disse Deus: Produza a terra seres viventes segundo a sua espécie: animais domésticos, répteis, e animais selvagens segundo a sua espécie. E assim foi.

    Yaratılış 1 :25

    tur Tanrı çeşit çeşit yabanıl hayvan, evcil hayvan, sürüngen yarattı. Bunun iyi olduğunu gördü.

    par E Deus fez os animais selvagens segundo a sua espécie, e os animais domésticos segundo a sua espécie, e todos os répteis da terra segundo a sua espécie. E viu Deus que isso era bom.

    Yaratılış 1 :26

    tur Tanrı, İnsanı kendi suretimizde, kendimize benzer yaratalım dedi, Denizdeki balıklara, gökteki kuşlara, evcil hayvanlara, sürüngenlere, yeryüzünün tümüne egemen olsun.

    par E disse Deus: Façamos o homem à nossa imagem, conforme a nossa semelhança; domine ele sobre os peixes do mar, sobre as aves dos céus, sobre os animais domésticos, e sobre toda a terra, e sobre todo réptil que se arrasta sobre a terra.

    Yaratılış 1 :27

    tur Tanrı insanı kendi suretinde yarattı. Böylece insan Tanrı suretinde yaratılmış oldu. İnsanları erkek ve dişi olarak yarattı.

    par Então Deus criou o homem à sua imagem; à imagem de Deus o criou; homem e mulher os criou.

    Yaratılış 1 :28

    tur Onları kutsayarak, Verimli olun, çoğalın dedi, "Yeryüzünü doldurun ve denetiminize alın; denizdeki balıklara, gökteki kuşlara, yeryüzünde yaşayan bütün canlılara egemen olun.

    par E Deus os abençoou e lhes disse: Frutificai e multiplicai-vos; enchei a terra e sujeitai-a; dominai sobre os peixes do mar, sobre as aves dos céus e sobre todos os animais que se arrastam sobre a terra.

    Yaratılış 1 :29

    tur İşte yeryüzünde tohum veren her otu, tohumu meyvesinde bulunan her meyve ağacını size veriyorum. Bunlar size yiyecek olacak.

    par Disse-lhes mais: Eis que vos tenho dado todas as ervas que produzem semente, as quais se acham sobre a face de toda a terra, bem como todas as árvores em que há fruto que dê semente; ser-vos-ão para mantimento.

    Yaratılış 1 :30

    tur Yabanıl hayvanlara, gökteki kuşlara, sürüngenlere -soluk alıp veren bütün hayvanlara- yiyecek olarak yeşil otları veriyorum." Ve öyle oldu.

    par E a todos os animais da terra, a todas as aves dos céus e a todo ser vivente que se arrasta sobre a terra, tenho dado todas as ervas verdes como mantimento. E assim foi.

    Yaratılış 1 :31

    tur Tanrı yarattıklarına baktı ve her şeyin çok iyi olduğunu gördü. Akşam oldu, sabah oldu ve altıncı gün oluştu.

    par E viu Deus tudo quanto fizera, e eis que era muito bom. E foi a tarde e a manhã, o sexto dia.

    Yaratılış 2

    Eski Ahit

    Yaratılış

    Yaratılış 1

    Yaratılış 3

    Ayet Endeksi:

    01 02 03 04 05 06 07 08 09 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25

    Yaratılış 2 :1

    tur Gök ve yer bütün öğeleriyle tamamlandı.

    par Assim foram acabados os céus e a terra, e todo o seu exército.

    Yaratılış 2 :2

    tur Yedinci güne gelindiğinde Tanrı yapmakta olduğu işi bitirdi. Yaptığı işten o gün dinlendi.

    par E no sétimo dia Deus terminou a sua obra que fizera. E descansou no sétimo dia de toda a sua obra que fizera.

    Yaratılış 2 :3

    tur Yedinci günü kutsadı. Onu kutsal bir gün olarak belirledi. Çünkü Tanrı o gün yaptığı, Yarattığı bütün işi bitirip dinlendi.

    par E Deus abençoou o sétimo dia, e o santificou; porque nele descansou de toda a sua obra que criara e fizera.

    Yaratılış 2 :4

    tur Göğün ve yerin Yar.atılış öyküsü: RAB Tanrı göğü ve yeri Yarattığında,

    par Estas são as gerações dos céus e da terra, quando foram criados, no dia em que o Senhor Deus fez a terra e os céus.

    Yaratılış 2 :5

    tur yeryüzünde yabanıl bir fidan, bir ot bile bitmemişti. Çünkü RAB Tanrı henüz yeryüzüne yağmur göndermemişti. Toprağı işleyecek insan da yoktu.

    par E de toda planta do campo, antes que estivesse na terra, e toda herva do campo, antes de haver brotado; porque o Senhor Deus não tinha feito chover sobre a terra, nem havia homem para lavrar a terra.

    Yaratılış 2 :6

    tur Yerden yükselen buhar bütün toprakları suluyordu.

    par Porém, um vapor subia da terra, e regava toda a face da terra.

    Yaratılış 2 :7

    tur RAB Tanrı Adem'i topraktan Yarattı ve burnuna yaşam soluğunu üfledi. Böylece Adem yaşayan varlık oldu.

    par E o Senhor Deus formou o homem do pó da terra, e soprou-lhe nas narinas o fôlego da vida; e o homem tornou-se alma vivente.

    Yaratılış 2 :8

    tur RAB Tanrı doğuda, Aden'de bir bahçe dikti. Yarattığı Adem'i oraya koydu.

    par E o Senhor Deus plantou um jardim, da banda do oriente, no Éden; e pôs ali o homem que tinha formado.

    Yaratılış 2 :9

    tur Bahçede iyi meyve veren türlü türlü güzel ağaç yetiştirdi. Bahçenin ortasında yaşam ağacıyla iyiyle kötüyü bilme ağacı vardı.

    par E o Senhor Deus fez brotar da terra toda qualidade de árvores agradáveis à vista e boas para comida, bem como a árvore da vida no meio do jardim, e a árvore do conhecimento do bem e do mal.

    Yaratılış 2 :10

    tur Aden'den bir ırmak doğuyor, bahçeyi sulayıp orada dört kola ayrılıyordu.

    par E saía um rio do Éden para regar o jardim; e dali se dividia e se tornava em quatro braços.

    Yaratılış 2 :11

    tur İlk ırmağın adı Pişon'dur. Altın kaynakları olan Havila sınırları boyunca akar.

    par O nome do primeiro é Pisom: este é o que rodeia toda a terra de Havilá, onde há ouro;

    Yaratılış 2 :12

    tur Orada iyi altın, reçine ve oniks bulunur.

    par e o ouro dessa terra é bom: ali há o bdélio, e a pedra de berilo.

    Yaratılış 2 :13

    tur İkinci ırmağın adı Gihon'dur, Kûş* sınırları boyunca akar.

    par O nome do segundo rio é Giom: este é o que rodeia toda a terra de Cuxe.

    Yaratılış 2 :14

    tur Üçüncü ırmağın adı Dicle'dir, Asur'un doğusundan akar. Dördüncü ırmak ise Fırat'tır.

    par O nome do terceiro rio é Tigre: este é o que corre pelo oriente da Assíria. E o quarto rio é o Eufrates.

    Yaratılış 2 :15

    tur RAB Tanrı Aden bahçesine bakması, onu işlemesi için Adem'i oraya koydu.

    par E o Senhor Deus tomou o homem, e o pôs no jardim do Éden para o lavrar e guardar.

    Yaratılış 2 :16

    tur Ona, Bahçede istediğin ağacın meyvesini yiyebilirsin diye buyurdu,

    par E o Senhor Deus ordenou ao homem, dizendo: De toda árvore do jardim podes comer livremente;

    Yaratılış 2 :17

    tur Ama iyiyle kötüyü bilme ağacından yeme. Çünkü ondan yediğin gün kesinlikle ölürsün.

    par mas da árvore do conhecimento do bem e do mal, dessa não comerás; porque no dia em que dela comeres, certamente morrerás.

    Yaratılış 2 :18

    tur Sonra, Adem'in yalnız kalması iyi değil dedi, Ona uygun bir Yardımcı Yaratacağım.

    par Disse mais o Senhor Deus: Não é bom que o homem esteja só; far-lhe-ei uma ajudadora idônea.

    Yaratılış 2 :19

    tur RAB Tanrı yerdeki hayvanların, gökteki kuşların tümünü topraktan Yar.atmıştı. Onlara ne ad vereceğini görmek için hepsini Adem'e getirdi. Adem her birine ne ad verdiyse, o canlı o adla anıldı.

    par E o Senhor Deus formou da terra a todos os animais do campo e a todas as aves do céu, e os trouxe ao homem, para ver como lhes chamaria; e o que quer que o homem chamou a todo ser vivente, esse foi o seu nome.

    Yaratılış 2 :20

    tur Adem bütün evcil ve yabanıl hayvanlara, gökte uçan kuşlara ad koydu. Ama kendisi için uygun bir Yardımcı bulunmadı.

    par Assim o homem deu nomes a todos os animais domésticos, às aves do céu e a todos os animais do campo; mas para o homem não se achava ajudadora idônea.

    Yaratılış 2 :21

    tur RAB Tanrı Adem'e derin bir uyku verdi. Adem uyurken, RAB Tanrı onun kaburga kemiklerinden birini alıp yerini etle kapadı.

    par Então o Senhor Deus fez cair um sono pesado sobre o homem, e este adormeceu; tomou-lhe, então, uma das costelas, e fechou a carne em seu lugar;

    Yaratılış 2 :22

    tur Adem'den aldığı kaburga kemiğinden bir kadın Yar.atarak onu Adem'e getirdi.

    par e da costela que o senhor Deus lhe tomara, formou a mulher e a trouxe ao homem.

    Yaratılış 2 :23

    tur Adem, İşte, bu benim kemiklerimden alınmış kemik, Etimden alınmış ettir dedi, Ona 'Kadın denilecek, Çünkü o adamdan alındı.

    par Então disse o homem: Esta é agora osso dos meus ossos, e carne da minha carne; ela será chamada varoa, porquanto do varão foi tomada.

    Yaratılış 2 :24

    tur Bu nedenle adam annesini babasını bırakıp karısına bağlanacak, ikisi tek beden olacak.

    par Portanto deixará o homem a seu pai e a sua mãe, e unir-se-á a sua mulher, e eles serão uma só carne.

    Yaratılış 2 :25

    tur Adem de karısı da çıplaktılar, henüz utanç nedir bilmiyorlardı.

    par E ambos estavam nus, o homem e sua mulher, e não se envergonhavam.

    Yaratılış 3

    Eski Ahit

    Yaratılış

    Yaratılış 2

    Yaratılış 4

    Ayet Endeksi:

    01 02 03 04 05 06 07 08 09 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24

    Yaratılış 3 :1

    tur RAB Tanrı'nın yarattığı yabanıl hayvanların en kurnazı yılandı. Yılan kadına, Tanrı gerçekten, 'Bahçedeki ağaçların hiçbirinin meyvesini yemeyin' dedi mi? diye sordu.

    par Ora, a serpente era o mais astuto de todos os animais do campo que o Senhor Deus tinha feito. E ela disse à mulher: É assim que Deus disse: Não comereis de toda árvore do jardim?

    Yaratılış 3 :2

    tur Kadın, Bahçedeki ağaçların meyvelerinden yiyebiliriz diye yanıtladı,

    par E a mulher disse à serpente: Do fruto das árvores do jardim podemos comer,

    Yaratılış 3 :3

    tur Ama Tanrı, 'Bahçenin ortasındaki ağacın meyvesini yemeyin, ona dokunmayın; yoksa ölürsünüz' dedi.

    par mas do fruto da árvore que está no meio do jardim, disse Deus: Não comereis dele, nem tocareis nele, para que não morrais.

    Yaratılış 3 :4

    tur Yılan, Kesinlikle ölmezsiniz dedi,

    par E a serpente disse à mulher: Certamente não morrereis.

    Yaratılış 3 :5

    tur Çünkü Tanrı biliyor ki, o ağacın meyvesini yediğinizde gözleriniz açılacak, iyiyle kötüyü bilerek Tanrı gibi olacaksınız.

    par Porque Deus sabe que no dia em que dele comerdes, vossos olhos se abrirão, e sereis como Deus, conhecendo o bem e o mal.

    Yaratılış 3 :6

    tur Kadın ağacın güzel, meyvesinin yemek için uygun ve bilgelik kazanmak için çekici olduğunu gördü. Meyveyi koparıp yedi. Yanındaki kocasına verdi, o da yedi.

    par Então, quando a mulher viu que aquela árvore era boa para se comer, e agradável aos olhos, e árvore desejável para dar entendimento, tomou do seu fruto e comeu; e o deu a seu marido com ela, e ele comeu.

    Yaratılış 3 :7

    tur İkisinin de gözleri açıldı. Çıplak olduklarını anladılar. Bu yüzden incir yaprakları dikip kendilerine önlük yaptılar.

    par Então foram abertos os olhos de ambos, e conheceram que estavam nus; pelo que coseram folhas de figueira, e fizeram para si aventais.

    Yaratılış 3 :8

    tur Derken, günün serinliğinde bahçede yürüyen RAB Tanrı'nın sesini duydular. O'ndan kaçıp ağaçların arasına gizlendiler.

    par E, ouvindo a voz do Senhor Deus, que passeava no jardim à tardinha, Adão e sua esposa se esconderam da presença do Senhor Deus por entre as árvores do jardim.

    Yaratılış 3 :9

    tur RAB Tanrı Adem'e, Neredesin? diye seslendi.

    par E o Senhor Deus chamou a Adão e lhe perguntou: Onde estás?

    Yaratılış 3 :10

    tur Adem, Bahçede sesini duyunca korktum. Çünkü çıplaktım, bu yüzden gizlendim dedi.

    par E ele disse: Ouvi a tua voz no jardim e tive medo, porque estava nu; e me escondi.

    Yaratılış 3 :11

    tur RAB Tanrı, Çıplak olduğunu sana kim söyledi? diye sordu, Sana meyvesini yeme dediğim ağaçtan mı yedin?

    par E ele disse: Quem te mostrou que estavas nu? Comeste da árvore de que te ordenei que não comesses?

    Yaratılış 3 :12

    tur Adem, Yanıma koyduğun kadın ağacın meyvesini bana verdi, ben de yedim diye yanıtladı.

    par E o homem respondeu: A mulher que me deste por companheira, ela deu-me da árvore, e eu comi.

    Yaratılış 3 :13

    tur RAB Tanrı kadına, Nedir bu yaptığın? diye sordu. Kadın, Yılan beni aldattı, o yüzden yedim diye karşılık verdi.

    par E o Senhor Deus disse à mulher: Que é isto que fizeste? Respondeu a mulher: A serpente me enganou, e eu comi.

    Yaratılış 3 :14

    tur Bunun üzerine RAB Tanrı yılana, Bu yaptığından ötürü Bütün evcil ve yabanıl hayvanların En lanetlisi sen olacaksın dedi, "Karnının üzerinde sürünecek, Yaşamın boyunca toprak yiyeceksin.

    par Então o Senhor Deus disse à serpente: Porquanto fizeste isso, maldita és tu dentre todos os animais domésticos, e dentre todos os animais do campo; sobre o teu ventre rastejarás, e comerás pó todos os dias da tua vida.

    Yaratılış 3 :15

    tur Seninle kadını, onun soyuyla senin soyunu Birbirinize düşman edeceğim. Onun soyu senin başını ezecek, Sen onun topuğuna saldıracaksın."

    par Porei inimizade entre ti e a mulher, e entre a tua descendência e o descendente dela; este te ferirá a cabeça, e tu lhe ferirás o calcanhar.

    Yaratılış 3 :16

    tur RAB Tanrı kadına, Çocuk doğururken sana Çok acı çektireceğim dedi, Ağrı çekerek doğum yapacaksın. Kocana istek duyacaksın, Seni o yönetecek.

    par E à mulher disse: Multiplicarei grandemente tua dor e tuas gravidezes; em meio a dores darás à luz filhos; e o teu desejo será para o teu marido, e ele te dominará.

    Yaratılış 3 :17

    tur RAB Tanrı Adem'e, Karının sözünü dinlediğin ve sana, Meyvesini yeme dediğim ağaçtan yediğin için Toprak senin yüzünden lanetlendi dedi, "Yaşam boyu emek vermeden yiyecekbulamayacaksın.

    par E ao homem disse: Porquanto deste ouvidos à voz de tua mulher, e comeste da árvore de que te ordenei dizendo: Dela não comerás; maldita é a terra por tua causa; em dores comerás dela todos os dias da tua vida.

    Yaratılış 3 :18

    tur Toprak sana diken ve çalı verecek, Yaban otu yiyeceksin.

    par Ela produzirá para ti espinhos e abrolhos; e comerás da erva do campo.

    Yaratılış 3 :19

    tur Toprağa dönünceye dek Ekmeğini alın teri dökerek kazanacaksın. Çünkü topraksın, topraktan yaratıldın Ve yine toprağa döneceksin."

    par Do suor do teu rosto comerás o teu pão, até que tornes à terra, porque dela foste tomado; pois tu és pó, e ao pó tornarás.

    Yaratılış 3 :20

    tur Adem karısına Havva adını verdi. Çünkü o bütün insanların annesiydi.

    par Chamou Adão à sua mulher Eva, porque era a mãe de todos os viventes.

    Yaratılış 3 :21

    tur RAB Tanrı Adem'le karısı için deriden giysiler yaptı, onları giydirdi.

    par E o Senhor Deus fez túnicas de peles para Adão e sua mulher, e os vestiu.

    Yaratılış 3 :22

    tur Sonra, Adem iyiyle kötüyü bilmekle bizlerden biri gibi oldu dedi, Artık yaşam ağacına uzanıp meyve almasına, yiyip ölümsüz olmasına izin verilmemeli.

    par Então disse o Senhor Deus: Eis que o homem se tornou como um de nós, conhecendo o bem e o mal. Ora, não suceda que estenda a sua mão, e tome também da árvore da vida, e coma, e viva eternamente.

    Yaratılış 3 :23

    tur Böylece RAB Tanrı, yaratılmış olduğu toprağı işlemek üzere Adem'i Aden bahçesinden çıkardı.

    par Portanto o Senhor Deus o lançou fora do jardim do Éden para lavrar a terra de que fora tomado.

    Yaratılış 3 :24

    tur Onu kovdu. Yaşam ağacının yolunu denetlemek için de Aden bahçesinin doğusuna Keruvlar ve her yana dönen alevli bir kılıç yerleştirdi.

    par E havendo lançado fora o homem, colocou querubins ao oriente do jardim do Éden, e uma espada flamejante que se revolvia por todos os lados, para guardar o caminho da árvore da vida.

    Yaratılış 4

    Eski Ahit

    Yaratılış

    Yaratılış 3

    Yaratılış 5

    Ayet Endeksi:

    01 02 03 04 05 06 07 08 09 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26

    Yaratılış 4 :1

    tur Adem karısı Havva ile yattı. Havva hamile kaldı ve Kayin'i doğurdu. RAB'bin yardımıyla bir oğul dünyaya getirdim dedi.

    par Conheceu Adão a Eva, sua mulher; ela concebeu e deu à luz a Caim, e disse: Adquiri um varão, o Senhor.

    Yaratılış 4 :2

    tur Daha sonra Kayin'in kardeşi Habil'i doğurdu. Habil çoban oldu, Kayin ise çiftçi.

    par Depois, deu à luz a Abel, seu irmão. Abel foi pastor de ovelhas, e Caim foi lavrador da terra.

    Yaratılış 4 :3

    tur Günler geçti. Bir gün Kayin toprağın ürünlerinden RAB'be sunu getirdi.

    par Aconteceu que no fim de uns tempos Caim trouxe do fruto da terra uma oferta ao Senhor.

    Yaratılış 4 :4

    tur Habil de sürüsünde ilk doğan hayvanlardan bazılarını, özellikle de yağlarını getirdi. RAB Habil'i ve sunusunu kabul etti.

    par Abel também trouxe das primícias do seu rebanho, e da gordura deste. Ora, atentou o Senhor para Abel e para a sua oferta,

    Yaratılış 4 :5

    tur Kayin'le sunusunu ise reddetti. Kayin çok öfkelendi, suratını astı.

    par mas para Caim e para a sua oferta não atentou. Pelo que Caim irou-se grandemente, e descaiu-lhe o semblante.

    Yaratılış 4 :6

    tur RAB Kayin'e, Niçin öfkelendin? diye sordu, "Niçin surat astın?

    par Então o Senhor perguntou a Caim: Por que te iraste? E por que está descaído o teu semblante?

    Yaratılış 4 :7

    tur Doğru olanı yapsan, seni kabul etmez miyim? Ancak doğru olanı yapmazsan, günah kapıda pusuya yatmış, seni bekliyor. Ona egemen olmalısın."

    par Se procederes bem, porventura não serás aceito? E se não procederes bem, o pecado jaz à porta. O desejo dele será para contigo; mas cumpre a ti dominá-lo.

    Yaratılış 4 :8

    tur Kayin kardeşi Habil'e, "Haydi, tarlaya gidelim dedi. Tarlada birlikteyken kardeşine saldırıp onu öldürdü.

    par Falou Caim com o seu irmão Abel. E, estando eles no campo, Caim se levantou contra o seu irmão Abel, e o matou.

    Yaratılış 4 :9

    tur RAB Kayin'e, Kardeşin Habil nerede? diye sordu. Kayin, Bilmiyorum, kardeşimin bekçisi miyim ben? diye karşılık verdi.

    par Perguntou, pois, o Senhor a Caim: Onde está Abel, teu irmão? Respondeu ele: Não sei; sou eu guardador do meu irmão?

    Yaratılış 4 :10

    tur RAB, Ne yaptın? dedi, "Kardeşinin kanı topraktan bana sesleniyor.

    par E disse Deus: Que fizeste? A voz do sangue de teu irmão está clamando a mim desde a terra.

    Yaratılış 4 :11

    tur Artık döktüğün kardeş kanını içmek için ağzını açan toprağın laneti altındasın.

    par Agora, maldito és tu desde a terra, que abriu a sua boca para receber da tua mão o sangue de teu irmão.

    Yaratılış 4 :12

    tur İşlediğin toprak bundan böyle sana ürün vermeyecek. Yeryüzünde aylak aylak dolaşacaksın."

    par Quando lavrares a terra, não te dará mais a sua força; fugitivo e vagabundo serás na terra.

    Yaratılış 4 :13

    tur Kayin, Cezam kaldıramayacağım kadar ağır diye karşılık verdi,

    par Então disse Caim ao Senhor: A minha punição é maior do que eu posso suportar.

    Yaratılış 4 :14

    tur Bugün beni bu topraklardan kovdun. Artık huzurundan uzak kalacak, yeryüzünde aylak aylak dolaşacağım. Kim bulsa öldürecek beni.

    par Eis que hoje me lanças da face da terra; também da tua presença ficarei escondido; serei fugitivo e vagabundo na terra; e qualquer que me encontrar me matará.

    Yaratılış 4 :15

    tur Bunun üzerine RAB, Seni kim öldürürse, ondan yedi kez öç alınacak dedi. Kimse bulup öldürmesin diye Kayin'in üzerine bir nişan koydu.

    par O Senhor, porém, lhe disse: Portanto quem matar a Caim, a vingança cairá sobre ele sete vezes mais. E o Senhor pôs um sinal sobre Caim, para que não o ferisse quem quer que o encontrasse.

    Yaratılış 4 :16

    tur Kayin RAB'bin huzurundan ayrıldı. Aden bahçesinin doğusunda, Nod topraklarına yerleşti.

    par Então saiu Caim da presença do Senhor, e habitou na terra de Node, ao oriente do Éden.

    Yaratılış 4 :17

    tur Kayin karısıyla yattı. Karısı hamile kaldı ve Hanok'u doğurdu. Kayin o sırada bir kent kurmaktaydı. Kente oğlu Hanok'un adını verdi.

    par E Caim conheceu a sua mulher, a qual concebeu, e deu à luz a Enoque. E ele edificou uma cidade, e deu à cidade o nome de seu filho, Enoque.

    Yaratılış 4 :18

    tur Hanok'tan İrat oldu. İrat'tan Mehuyael, Mehuyael'den Metuşael, Metuşael'den Lemek oldu.

    par A Enoque nasceu Irade, e Irade gerou a Meujael, e Meujael gerou a Metusael, e Metusael gerou a Lameque.

    Yaratılış 4 :19

    tur Lemek iki kadınla evlendi. Birinin adı Âda, öbürünün ise Silla'ydı.

    par Lameque tomou para si duas mulheres: o nome de uma era Ada, e o nome da outra Zila.

    Yaratılış 4 :20

    tur Âda Yaval'ı doğurdu. Yaval sürü sahibi göçebelerin atasıydı.

    par E Ada deu à luz a Jabal; este foi o pai dos que habitam em tendas e possuem gado.

    Yaratılış 4 :21

    tur Kardeşinin adı Yuval'dı. Yuval lir ve ney çalanların atasıydı.

    par O nome do seu irmão era Jubal; este foi o pai de todos os que tocam harpa e flauta.

    Yaratılış 4 :22

    tur Silla Tuval-Kayin'i doğurdu. Tuval-Kayin tunç* ve demirden çeşitli kesici aletler yapardı. Tuval-Kayin'in kızkardeşi Naama'ydı.

    par A Zila também nasceu um filho, Tubal-Caim, fabricante de todo instrumento cortante de cobre e de ferro; e a irmã de Tubal-Caim foi Naamá.

    Yaratılış 4 :23

    tur Lemek karılarına şöyle dedi: "Ey Âda ve Silla, beni dinleyin, Ey Lemek'in karıları, sözlerime kulak verin. Beni yaraladığı için Bir adam öldürdüm, Beni hırpaladığı için Bir genci öldürdüm.

    par Disse Lameque a suas mulheres: Ada e Zila, ouvi a minha voz; escutai, mulheres de Lameque, as minhas palavras; pois matei um homem por me ferir, e um mancebo por me pisar.

    Yaratılış 4 :24

    tur Kayin'in yedi kez öcü alınacaksa, Lemek'in yetmiş yedi kez öcü alınmalı."

    par Se Caim há de ser vingado sete vezes, com certeza Lameque o será setenta e sete vezes.

    Yaratılış 4 :25

    tur Adem karısıyla yine yattı. Havva bir erkek çocuk doğurdu. Tanrı Kayin'in öldürdüğü Habil'in yerine bana başka bir oğul bağışladı diyerek çocuğa Şit adını verdi.

    par Tornou Adão a conhecer sua mulher, e ela deu à luz um filho, a quem pôs o nome de Sete; porque, disse ela, Deus me deu outro filho em lugar de Abel; porquanto Caim o matou.

    Yaratılış 4 :26

    tur Şit'in de bir oğlu oldu, adını Enoş koydu.

    par A Sete também nasceu um filho, a quem pôs o nome de Enos. Então, os homens começaram a invocar o nome do Senhor.

    Yaratılış 5

    Eski Ahit

    Yaratılış

    Yaratılış 4

    Yaratılış 6

    Ayet Endeksi:

    01 02 03 04 05 06 07 08 09 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32

    Yaratılış 5 :1

    tur Adem soyunun öyküsü: Tanrı insanı yarattığında onu kendine benzer kıldı.

    par Este é o livro das gerações de Adão. No dia em que Deus criou o homem, à semelhança de Deus o fez.

    Yaratılış 5 :2

    tur Onları erkek ve dişi olarak yarattı ve kutsadı. Yaratıldıkları gün onlara İnsan adını verdi.

    par Homem e mulher os criou; e os abençoou, e os chamou pelo nome do homem, no dia em que foram criados.

    Yaratılış 5 :3

    tur Adem 130 yaşındayken kendi suretinde, kendisine benzer bir oğlu oldu. Ona Şit adını verdi.

    par Adão viveu cento e trinta anos, e gerou um filho à sua semelhança, conforme a sua imagem, e pôs-lhe o nome de Sete.

    Yaratılış 5 :4

    tur Şit'in doğumundan sonra Adem 800 yıl daha yaşadı. Başka oğulları, kızları oldu.

    par E foram os dias de Adão, depois que gerou a Sete, oitocentos anos; e gerou filhos e filhas.

    Yaratılış 5 :5

    tur Adem toplam 930 yıl yaşadıktan sonra öldü.

    par Todos os dias que Adão viveu foram novecentos e trinta anos; e morreu.

    Yaratılış 5 :6

    tur Şit 105 yaşındayken oğlu Enoş doğdu.

    par Sete viveu cento e cinco anos, e gerou a Enos.

    Yaratılış 5 :7

    tur Enoş'un doğumundan sonra Şit 807 yıl daha yaşadı. Başka oğulları, kızları oldu.

    par Viveu Sete, depois que gerou a Enos, oitocentos e sete anos; e gerou filhos e filhas.

    Yaratılış 5 :8

    tur Şit toplam 912 yıl yaşadıktan sonra öldü.

    par Todos os dias de Sete foram novecentos e doze anos; e morreu.

    Yaratılış 5 :9

    tur Enoş 90 yaşındayken oğlu Kenan doğdu.

    par Enos viveu noventa anos, e gerou a Cainã.

    Yaratılış 5 :10

    tur Kenan'ın doğumundan sonra Enoş 815 yıl daha yaşadı. Başka oğulları, kızları oldu.

    par Viveu Enos, depois que gerou a Cainã, oitocentos e quinze anos; e gerou filhos e filhas.

    Yaratılış 5 :11

    tur Enoş toplam 905 yıl yaşadıktan sonra öldü.

    par Todos os dias de Enos foram novecentos e cinco anos; e morreu.

    Yaratılış 5 :12

    tur Kenan 70 yaşındayken oğlu Mahalalel doğdu.

    par Cainã viveu setenta anos, e gerou a Maalalel.

    Yaratılış 5 :13

    tur Mahalalel'in doğumundan sonra Kenan 840 yıl daha yaşadı. Başka oğulları, kızları oldu.

    par Viveu Cainã, depois que gerou a Maalalel, oitocentos e quarenta anos, e gerou filhos e filhas.

    Yaratılış 5 :14

    tur Kenan toplam 910 yıl yaşadıktan sonra öldü.

    par Todos os dias de Cainã foram novecentos e dez anos; e morreu.

    Yaratılış 5 :15

    tur Mahalalel 65 yaşındayken oğlu Yeret doğdu.

    par Maalalel viveu sessenta e cinco anos, e gerou a Jarede.

    Yaratılış 5 :16

    tur Yeret'in doğumundan sonra Mahalalel 830 yıl daha yaşadı. Başka oğulları, kızları oldu.

    par Viveu Maalalel, depois que gerou a Jarede, oitocentos e trinta anos; e gerou filhos e filhas.

    Yaratılış 5 :17

    tur Mahalalel toplam 895 yıl yaşadıktan sonra öldü.

    par Todos os dias de Maalalel foram oitocentos e noventa e cinco anos; e morreu.

    Yaratılış 5 :18

    tur Yeret 162 yaşındayken oğlu Hanok doğdu.

    par Jarede viveu cento e sessenta e dois anos, e gerou a Enoque.

    Yaratılış 5 :19

    tur Hanok'un doğumundan sonra Yeret 800 yıl daha yaşadı. Başka oğulları, kızları oldu.

    par Viveu Jarede, depois que gerou a Enoque, oitocentos anos; e gerou filhos e filhas.

    Yaratılış 5 :20

    tur Yeret toplam 962 yıl yaşadıktan sonra öldü.

    par Todos os dias de Jarede foram novecentos e sessenta e dois anos; e morreu.

    Yaratılış 5 :21

    tur Hanok 65 yaşındayken oğlu Metuşelah doğdu.

    par Enoque viveu sessenta e cinco anos, e gerou a Matusalém.

    Yaratılış 5 :22

    tur Metuşelah'ın doğumundan sonra Hanok 300 yıl Tanrı yolunda yürüdü. Başka oğulları, kızları oldu.

    par Andou Enoque com Deus, depois que gerou a Matusalém, trezentos anos; e gerou filhos e filhas.

    Yaratılış 5 :23

    tur Hanok toplam 365 yıl yaşadı.

    par Todos os dias de Enoque foram trezentos e sessenta e cinco anos;

    Yaratılış 5 :24

    tur Tanrı yolunda yürüdü, sonra ortadan kayboldu; çünkü Tanrı onu yanına almıştı.

    par E Enoque andou com Deus; e não apareceu mais, porquanto Deus o tomou.

    Yaratılış 5 :25

    tur Metuşelah 187 yaşındayken oğlu Lemek doğdu.

    par Matusalém viveu cento e oitenta e sete anos, e gerou a Lameque.

    Yaratılış 5 :26

    tur Lemek'in doğumundan sonra Metuşelah 782 yıl daha yaşadı. Başka oğulları, kızları oldu.

    par Viveu Matusalém, depois que gerou a Lameque, setecentos e oitenta e dois anos; e gerou filhos e filhas.

    Yaratılış 5 :27

    tur Metuşelah toplam 969 yıl yaşadıktan sonra öldü.

    par Todos os dias de Matusalém foram novecentos e sessenta e nove anos; e morreu.

    Yaratılış 5 :28

    tur Lemek 182 yaşındayken bir oğlu oldu.

    par Lameque viveu cento e oitenta e dois anos, e gerou um filho,

    Yaratılış 5 :29

    tur RAB'bin lanetlediği bu toprak yüzünden çektiğimiz eziyeti, harcadığımız emeği bu çocuk hafifletip bizi rahatlatacak diyerek çocuğa Nuh adını verdi.

    par e lhes pôs o nome de Noé, dizendo: Este nos consolará acerca de nossas obras e do trabalho de nossas mãos, por causa da terra que o Senhor amaldiçoou.

    Yaratılış 5 :30

    tur Nuh'un doğumundan sonra Lemek 595 yıl daha yaşadı. Başka oğulları, kızları oldu.

    par Viveu Lameque, depois que gerou a Noé, quinhentos e noventa e cinco anos; e gerou filhos e filhas.

    Yaratılış 5 :31

    tur Lemek toplam 777 yıl yaşadıktan sonra öldü.

    par Todos os dias de Lameque foram setecentos e setenta e sete anos; e morreu.

    Yaratılış 5 :32

    tur Nuh 500 yıl yaşadıktan sonra Sam, Ham, Yafet adlı oğulları doğdu.

    par E era Noé da idade de quinhentos anos; e Noé gerou a Sem, Cam e Jafé.

    Yaratılış 6

    Eski Ahit

    Yaratılış

    Yaratılış 5

    Yaratılış 7

    Ayet Endeksi:

    01 02 03 04 05 06 07 08 09 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22

    Yaratılış 6 :1

    tur Yeryüzünde insanlar çoğalmaya başladı, kızlar doğdu.

    par Sucedeu que, quando os homens começaram a se multiplicar sobre a terra, e lhes nasceram filhas,

    Yaratılış 6 :2

    tur İlahi varlıklar insan kızlarının güzelliğini görünce beğendikleriyle evlendiler.

    par os filhos de Deus viram que as filhas dos homens eram formosas; e tomaram para si mulheres de todas as que escolheram.

    Yaratılış 6 :3

    tur RAB, Ruhum insanda sonsuza dek kalmayacak, çünkü o ölümlüdür dedi, İnsanın ömrü yüz yirmi yıl olacak.

    par Então disse o Senhor: Meu Espírito não lutará para sempre com o homem, porquanto ele é carne; contudo, os seus dias serão cento e vinte anos.

    Yaratılış 6 :4

    tur İlahi varlıkların insan kızlarıyla evlenip çocuk sahibi oldukları günlerde ve daha sonra yeryüzünde Nefiller vardı. Bunlar eski çağ kahramanları, ünlü kişilerdi.

    par Naqueles dias havia gigantes na terra, e também depois, quando os filhos de Deus possuíram as filhas dos homens, as quais lhes deram filhos, esses foram valentes na antiguidade, homens de renome.

    Yaratılış 6 :5

    tur RAB baktı, yeryüzünde insanın yaptığı kötülük çok, aklı fikri hep kötülükte.

    par E o Senhor viu que a maldade do homem era grande na terra, e que toda a imaginação dos pensamentos de seu coração era má continuamente.

    Yaratılış 6 :6

    tur İnsanı yarattığına pişman oldu. Yüreği sızladı.

    par Então o Senhor se arrependeu de haver feito o homem na terra, e isso lhe pesou no coração.

    Yaratılış 6 :7

    tur Yarattığım insanları, hayvanları, sürüngenleri*, kuşları yeryüzünden silip atacağım dedi, Çünkü onları yarattığıma pişman oldum.

    par E disse o Senhor: Destruirei da face da terra o homem que criei, tanto o homem como os animais, os répteis e as aves do céu; porque me arrependo de os ter feito.

    Yaratılış 6 :8

    tur Ama Nuh RAB'bin gözünde lütuf buldu.

    par Mas Noé achou graça aos olhos do Senhor.

    Yaratılış 6 :9

    tur Nuh'un öyküsü şöyledir: Nuh doğru bir insandı. Çağdaşları arasında kusursuz biriydi. Tanrı yolunda yürüdü.

    par Estas são as gerações de Noé. Noé foi um homem justo e perfeito em suas gerações; Noé andou com Deus.

    Yaratılış 6 :10

    tur Üç oğlu vardı: Sam, Ham, Yafet.

    par E Noé gerou três filhos: Sem, Cam e Jafé.

    Yaratılış 6 :11

    tur Tanrı'nın gözünde yeryüzü bozulmuş, zorbalıkla dolmuştu.

    par A terra também estava corrompida diante de Deus, e cheia de violência.

    Yaratılış 6 :12

    tur Tanrı yeryüzüne baktı ve her şeyin ne denli bozulduğunu gördü. Çünkü insanlar yoldan çıkmıştı.

    par E Deus olhou para a terra, e eis que estava corrompida; porque toda a carne havia corrompido o seu caminho sobre a terra.

    Yaratılış 6 :13

    tur Tanrı Nuh'a, İnsanlığa son vereceğim dedi, "Çünkü onlar yüzünden yeryüzü zorbalıkla doldu. Onlarla birlikte yeryüzünü de yok edeceğim.

    par Então disse Deus a Noé: O fim de toda carne é chegado perante mim; porque a terra está cheia da violência dos homens; eis que os destruirei juntamente com a terra.

    Yaratılış 6 :14

    tur Kendine gofer ağacından bir gemi yap. İçini dışını ziftle, içeriye kamaralar yap.

    par Faze para ti uma arca de madeira de gôfer: farás compartimentos na arca, e a revestirás de betume por dentro e por fora.

    Yaratılış 6 :15

    tur Gemiyi şöyle yapacaksın: Uzunluğu üç yüz, genişliği elli, yüksekliği otuz arşın olacak.

    par Desta maneira a farás: o comprimento da arca será de trezentos côvados, a sua largura de cinquenta côvados e a sua altura de trinta côvados.

    Yaratılış 6 :16

    tur Pencere de yap, boyu yukarıya doğru bir arşını bulsun. Kapıyı geminin yan tarafına koy. Alt, orta ve üst güverteler yap.

    par Farás na arca uma janela e lhe darás um côvado de altura; e a porta da arca porás ao lado dela; tu a farás com o andar inferior, o segundo e o terceiro.

    Yaratılış 6 :17

    tur Yeryüzüne tufan göndereceğim. Göklerin altında soluk alan bütün canlıları yok edeceğim. Yeryüzündeki her canlı ölecek.

    par Porque eis que eu mesmo trago um dilúvio sobre a terra, para destruir, de debaixo do céu, toda carne em que há fôlego de vida; tudo o que há na terra morrerá.

    Yaratılış 6 :18

    tur Ama seninle bir antlaşma yapacağım. Oğulların, karın, gelinlerinle birlikte gemiye bin.

    par Mas contigo estabelecerei o meu pacto; e entrarás na arca, tu e contigo teus filhos, tua mulher e as mulheres de teus filhos.

    Yaratılış 6 :19

    tur Sağ kalabilmeleri için her canlı türünden bir erkek, bir dişi olmak üzere birer çifti gemiye al.

    par De tudo o que vive, de toda a carne, dois de cada espécie, farás entrar na arca, para os conservares vivos contigo; macho e fêmea serão.

    Yaratılış 6 :20

    tur Çeşit çeşit kuşlar, hayvanlar, sürüngenler sağ kalmak için çifter çifter sana gelecekler.

    par Das aves segundo as suas espécies, do gado segundo as suas espécies, de todo réptil da terra segundo as suas espécies, dois de cada espécie virão a ti, para os conservares em vida.

    Yaratılış 6 :21

    tur Yanına hem kendin, hem onlar için yenebilecek ne varsa al, ilerde yemek üzere depola."

    par Leva contigo de todo alimento que se come, e ajunta-o para ti; e te será para alimento, a ti e a eles.

    Yaratılış 6 :22

    tur Nuh Tanrı'nın bütün buyruklarını yerine getirdi.

    par Assim fez Noé; segundo tudo o que Deus lhe mandou, assim o fez.

    Yaratılış 7

    Eski Ahit

    Yaratılış

    Yaratılış 6

    Yaratılış 8

    Ayet Endeksi:

    01 02 03 04 05 06 07 08 09 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24

    Yaratılış 7 :1

    tur RAB Nuh'a, Bütün ailenle birlikte gemiye bin dedi, "Çünkü bu kuşak içinde yalnız seni doğru buldum.

    par Depois disse o Senhor a Noé: Entra na arca, tu e toda a tua casa, pois a ti tenho visto como justo diante de mim nesta geração.

    Yaratılış 7 :2

    tur Yeryüzünde soyları tükenmesin diye, yanına temiz sayılan hayvanlardan erkek ve dişi olmak üzere yedişer çift, kirli sayılan hayvanlardan birer çift, kuşlardan yedişer çift al.

    par De todos os animais limpos levarás contigo sete e sete, o macho e sua fêmea; mas dos animais que não são limpos, dois, o macho e sua fêmea;

    Yaratılış 7 :3

    tur (Görmek 7:2)

    par também das aves do céu sete e sete, macho e fêmea, para se conservar em vida sua descendência sobre a face de toda a terra.

    Yaratılış 7 :4

    tur Çünkü yedi gün sonra yeryüzüne kırk gün kırk gece yağmur yağdıracağım. Yarattığım her canlıyı yeryüzünden silip atacağım."

    par Porque, passados ainda sete dias, farei chover sobre a terra quarenta dias e quarenta noites, e exterminarei da face da terra todas as criaturas que fiz.

    Yaratılış 7 :5

    tur Nuh RAB'bin bütün buyruklarını yerine getirdi.

    par E Noé fez segundo tudo o que o Senhor lhe mandou.

    Yaratılış 7 :6

    tur Yeryüzünde tufan koptuğunda Nuh altı yüz yaşındaydı.

    par Tinha Noé seiscentos anos de idade, quando veio o dilúvio sobre a terra.

    Yaratılış 7 :7

    tur Nuh, oğulları, karısı, gelinleri tufandan kurtulmak için hep birlikte gemiye bindiler.

    par Noé entrou na arca com seus filhos, sua mulher e as mulheres de seus filhos, por causa das águas do dilúvio.

    Yaratılış 7 :8

    tur Tanrı'nın Nuh'a buyurduğu gibi temiz ve kirli sayılan her tür hayvan, kuş ve sürüngenden* erkek ve dişi olmak üzere birer çift Nuh'a gelip gemiye bindiler.

    par Dos animais limpos e dos que não são limpos, das aves, e de todo réptil sobre a terra,

    Yaratılış 7 :9

    tur (Görmek 7:8)

    par entraram dois a dois para Noé na arca, macho e fêmea, como Deus ordenara a Noé.

    Yaratılış 7 :10

    tur Yedi gün sonra tufan koptu.

    par Passados os sete dias, vieram sobre a terra as águas do dilúvio.

    Yaratılış 7 :11

    tur Nuh altı yüz yaşındayken, o yılın ikinci ayının* on yedinci günü enginlerin bütün kaynakları fışkırdı, göklerin kapakları açıldı.

    par No ano seiscentos da vida de Noé, no segundo mês, aos dezessete dias do mês, romperam-se todas as fontes do grande abismo, e as janelas do céu se abriram.

    Yaratılış 7 :12

    tur Yeryüzüne kırk gün kırk gece yağmur yağdı.

    par E choveu sobre a terra quarenta dias e quarenta noites.

    Yaratılış 7 :13

    tur Nuh, oğulları Sam, Ham, Yafet, Nuh'un karısıyla üç gelini tam o gün gemiye bindiler.

    par Nesse mesmo dia entraram na arca Noé e seus filhos, Sem, Cam e Jafé, como também sua mulher e as três mulheres de seus filhos com eles,

    Yaratılış 7 :14

    tur Onlarla birlikte her tür hayvan -evcil hayvanların, sürüngenlerin, kuşların, uçan yaratıkların her türü- gemiye bindi.

    par eles, e todo animal segundo a sua espécie, todo o gado segundo a sua espécie, todo réptil que se arrasta sobre a terra segundo a sua espécie e toda ave segundo a sua espécie, todo pássaro de toda qualidade.

    Yaratılış 7 :15

    tur Soluk alan her tür canlı çifter çifter Nuh'un yanına gelip gemiye bindi.

    par E entraram para Noé na arca, dois a dois de toda a carne em que havia fôlego de vida.

    Yaratılış 7 :16

    tur Gemiye giren hayvanlar Tanrı'nın Nuh'a buyurduğu gibi erkek ve dişiydi. RAB Nuh'un ardından kapıyı kapadı.

    par E os que entraram eram macho e fêmea de toda a carne, como Deus lhe tinha ordenado; e o Senhor o fechou para dentro.

    Yaratılış 7 :17

    tur Tufan kırk gün sürdü. Çoğalan sular gemiyi yerden yukarı kaldırdı.

    par Veio o dilúvio sobre a terra durante quarenta dias; e as águas aumentaram e egueram a arca, e ela foi levantada por sobre a terra.

    Yaratılış 7 :18

    tur Sular yükseldi, çoğaldıkça çoğaldı; gemi suyun üzerinde yüzmeye başladı.

    par Prevaleceram as águas e aumentaram grandemente sobre a terra; e a arca vagava sobre a face das águas.

    Yaratılış 7 :19

    tur Sular öyle yükseldi ki, yeryüzündeki bütün yüksek dağlar su altında kaldı.

    par As águas prevaleceram excessivamente sobre a terra; e todos os altos montes que havia debaixo do céu foram cobertos.

    Yaratılış 7 :20

    tur Yükselen sular dağları on beş arşın aştı.

    par Quinze côvados acima deles prevaleceram as águas; e as montanhas foram cobertas.

    Yaratılış 7 :21

    tur Yeryüzünde yaşayan bütün canlılar yok oldu; kuşlar, evcil ve yabanıl hayvanlar, sürüngenler, insanlar, soluk alan bütün canlılar öldü.

    par Pereceu toda a carne que se movia sobre a terra, tanto ave como gado, animais selvagens, todo réptil que se arrasta sobre a terra, e todo homem.

    Yaratılış 7 :22

    tur (Görmek 7:21)

    par Tudo o que tinha fôlego de vida em suas narinas, tudo o que havia na terra seca, morreu.

    Yaratılış 7 :23

    tur RAB insanlardan evcil hayvanlara, sürüngenlerden kuşlara dek bütün canlıları yok etti, yeryüzündeki her şey silinip gitti. Yalnız Nuh'la gemidekiler kaldı.

    par Assim foram exterminadas todas as criaturas que havia sobre a face da terra, tanto o homem como o gado, o réptil, e as aves dos céus; todos foram exterminados da terra; ficou somente Noé, e os que com ele estavam na arca.

    Yaratılış 7 :24

    tur Sular yüz elli gün boyunca yeryüzünü kapladı.

    par E as águas prevaleceram sobre a terra cento e cinquenta dias.

    Yaratılış 8

    Eski Ahit

    Yaratılış

    Yaratılış 7

    Yaratılış 9

    Ayet Endeksi:

    01 02 03 04 05 06 07 08 09 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22

    Yaratılış 8 :1

    tur Sonra Tanrı Nuh'u ve gemideki evcil ve yabanıl hayvanları anımsadı. Yeryüzünde bir rüzgar estirdi, sular alçalmaya başladı.

    par E Deus se lembrou de Noé, de todo animal e de todo gado que estava com ele na arca; e Deus fez passar um vento sobre a terra, e as águas começaram a diminuir.

    Yaratılış 8 :2

    tur Enginlerin kaynakları, göklerin kapakları kapandı. Yağmur dindi.

    par As fontes do abismo e as janelas do céu foram fechadas, e a chuva do céu foi detida;

    Yaratılış 8 :3

    tur Sular yeryüzünden çekilmeye başladı. Yüz elli gün geçtikten sonra sular azaldı.

    par as águas se foram retirando continuamente de sobre a terra; e ao fim de cento e cinquenta dias começaram a minguar.

    Yaratılış 8 :4

    tur Gemi yedinci ayın* on yedinci günü Ararat dağlarına oturdu.

    par No sétimo mês, no dia dezessete do mês, repousou a arca sobre as montanhas do Ararate.

    Yaratılış 8 :5

    tur Sular onuncu aya kadar sürekli azaldı. Onuncu ayın birinde dağların doruğu göründü.

    par E as águas foram minguando até o décimo mês; no décimo mês, no primeiro dia do mês, apareceram os cumes dos montes.

    Yaratılış 8 :6

    tur Kırk gün sonra Nuh yapmış olduğu geminin penceresini açtı.

    par E aconteceu que, ao fim de quarenta dias, Noé abriu a janela que havia feito na arca;

    Yaratılış 8 :7

    tur Kuzgunu dışarı gönderdi. Kuzgun sular kuruyuncaya kadar dönmedi, uçup durdu.

    par e soltou um corvo que, saindo, ia e voltava até que as águas se secaram de sobre a terra.

    Yaratılış 8 :8

    tur Bunun üzerine Nuh suların yeryüzünden çekilip çekilmediğini anlamak için güvercini gönderdi.

    par Também soltou uma pomba, para ver se as águas tinham minguado de sobre a face da terra;

    Yaratılış 8 :9

    tur Güvercin konacak bir yer bulamadı, çünkü her yer suyla kaplıydı. Gemiye, Nuh'un yanına döndü. Nuh uzanıp güvercini tuttu ve gemiye, yanına aldı.

    par mas a pomba não achou onde pousar a planta do pé, e voltou para ele na arca; porque as águas ainda estavam sobre a face de toda a terra; e Noé, estendendo a mão, tomou-a e a recolheu consigo na arca.

    Yaratılış 8 :10

    tur Yedi gün daha bekledi, sonra güvercini yine dışarı saldı.

    par Esperou ainda outros sete dias, e tornou a soltar a pomba fora da arca.

    Yaratılış 8 :11

    tur Güvercin gagasında yeni kopmuş bir zeytin yaprağıyla akşamleyin geri döndü. O zaman Nuh suların yeryüzünden çekilmiş olduğunu anladı.

    par À tardinha a pomba voltou para ele, e eis no seu bico uma folha verde de oliveira; assim Noé soube que as águas tinham minguado de sobre a terra.

    Yaratılış 8 :12

    tur Yedi gün daha bekledikten sonra güvercini yine gönderdi. Bu kez güvercin geri dönmedi.

    par Então esperou ainda outros sete dias, e soltou a pomba; e esta já não mais tornou a ele.

    Yaratılış 8 :13

    tur Nuh altı yüz bir yaşındayken, birinci ayın birinde yeryüzündeki sular kurudu. Nuh geminin üstündeki kapağı kaldırınca toprağın kurumuş olduğunu gördü.

    par No ano seiscentos e um, no primeiro mês, no primeiro dia do mês, secaram-se as águas de sobre a terra. Então Noé tirou a cobertura da arca e olhou, e eis que a face a terra estava enxuta.

    Yaratılış 8 :14

    tur İkinci ayın yirmi yedinci günü toprak tümüyle kurumuştu.

    par No segundo mês, aos vinte e sete dias do mês, a terra estava seca.

    Yaratılış 8 :15

    tur Tanrı Nuh'a, Karın, oğulların ve gelinlerinle birlikte gemiden çık dedi,

    par Então falou Deus a Noé, dizendo:

    Yaratılış 8 :16

    tur (Görmek 8:15)

    par Sai da arca, tu, e juntamente contigo tua mulher, teus filhos e as mulheres de teus filhos.

    Yaratılış 8 :17

    tur Kendinle birlikte bütün canlıları, kuşları, hayvanları, sürüngenleri* de çıkar. Üresinler, verimli olsunlar, yeryüzünde çoğalsınlar.

    par Traze para fora contigo a todos os animais que estão contigo, de toda a carne, tanto aves como gado e todo réptil que se arrasta sobre a terra; para que se reproduzam abundantemente na terra, e frutifiquem e se multipliquem sobre a terra.

    Yaratılış 8 :18

    tur Nuh karısı, oğulları ve gelinleriyle birlikte gemiden çıktı.

    par Então saiu Noé, e com ele seus filhos, sua mulher e as mulheres de seus filhos;

    Yaratılış 8 :19

    tur Bütün hayvanlar, sürüngenler, kuşlar, yeryüzünde yaşayan her tür canlı da gemiyi terk etti.

    par todo animal, todo réptil e toda ave, e tudo o que se arrasta sobre a terra, segundo a sua espécie, saiu da arca.

    Yaratılış 8 :20

    tur Nuh RAB'be bir sunak yaptı. Orada bütün temiz sayılan hayvanlarla kuşlardan yakmalık sunular* sundu.

    par E Noé edificou um altar ao Senhor; e tomou de todo animal limpo e de toda ave limpa, e ofereceu holocaustos sobre o altar.

    Yaratılış 8 :21

    tur Güzel kokudan hoşnut olan RAB içinden şöyle dedi: "İnsanlar yüzünden yeryüzünü bir daha lanetlemeyeceğim. Çünkü insan yüreğindeki eğilimler çocukluğundan beri kötüdür. Şimdi yaptığım gibibütün canlıları bir daha yok etmeyeceğim.

    par E o Senhor aspirou o cheiro suave e disse em seu coração: Não tornarei mais a amaldiçoar a terra por causa do homem; porque

    Enjoying the preview?
    Page 1 of 1