Discover millions of ebooks, audiobooks, and so much more with a free trial

Only $11.99/month after trial. Cancel anytime.

Üç Kız Kardeş
Üç Kız Kardeş
Üç Kız Kardeş
Ebook141 pages59 minutes

Üç Kız Kardeş

Rating: 0 out of 5 stars

()

Read preview

About this ebook

Dram
Dört perde
KİŞİLER
ANDREY SERGEYEVİÇ PROZOROV
NATALYA İVANOVNA
(Prozorov'un nişanlısı, sonra karısı)
OLGA, MAŞA, İRİNA
(Prozorov'un üç kız kardeşi)
FYODOR İLYİÇ KULIGİN
(Lise öğretmeni, Maşa'nın kocası)
LVOVİÇ NİKOLAY TUZENBAH
(Baron, teğmen)
VASİLİY VASİLYEVİÇ SALYONIY
(Yüzbaşı)
İVAN ROMANOVİÇ ÇEBUTIKİN
(Askeri doktor)
ALEKSEY PETROVİÇ FEDOTİK
(Asteğmen)
ALEKSANDR İGNATYEVİÇ VERŞİNİN
(Yarbay. Topçu grup komutanı)
VLADİMİR KARPOVİÇ RODE
(Asteğmen)
FERAPONT
(Belediyenin bekçisi, yaşlı bir adam)
ANFİSA
(Dadı, 80 yaşında yaşlı bir kadın)
LanguageTürkçe
Release dateNov 14, 2023
ISBN9786256843486
Üç Kız Kardeş

Read more from Anton çehov

Related to Üç Kız Kardeş

Related ebooks

Reviews for Üç Kız Kardeş

Rating: 0 out of 5 stars
0 ratings

0 ratings0 reviews

What did you think?

Tap to rate

Review must be at least 10 words

    Book preview

    Üç Kız Kardeş - Anton Çehov

    Üç Kız Kardeş

    DOĞAN KİTAP TARAFINDAN YAYIMLANAN DİĞER KİTAPLARI:

    https://www.dogankitap.com.tr/yazar/anton-pavlovic-cehov

    Üç Kız Kardeş

    Anton Pavloviç Çehov

    Orijinal adı: Три сестры

    Rusça aslından çeviren: Ergin Altay

    Yayına hazırlayan: Serra Tüzün

    Türkçe yayın hakları: © Doğan Yayınları Yayıncılık ve Yapımcılık Ticaret A.Ş.

    Dijital yayın tarihi: /Eylül 2023 / ISBN 978-625-6843-48-6

    Kitap ve kapak tasarımı: Cüneyt Çomoğlu

    Doğan Yayınları Yayıncılık ve Yapımcılık Ticaret A.Ş.

    19 Mayıs Cad. Golden Plaza No. 3, Kat 10, 34360 Şişli – İSTANBUL

    Tel. (212) 373 77 00 / Faks (212) 355 83 16

    www.dogankitap.com.tr / editor@dogankitap.com.tr / satis@dogankitap.com.tr

    Üç Kız Kardeş

    Anton Pavloviç Çehov

    Çeviren:

    Ergin Altay

    Dram

    Dört perde

    KİŞİLER

    ANDREY SERGEYEVİÇ PROZOROV

    NATALYA İVANOVNA

    (Prozorov’un nişanlısı, sonra karısı)

    OLGA, MAŞA, İRİNA

    (Prozorov’un üç kız kardeşi)

    FYODOR İLYİÇ KULIGİN

    (Lise öğretmeni, Maşa’nın kocası)

    LVOVİÇ NİKOLAY TUZENBAH

    (Baron, teğmen)

    VASİLİY VASİLYEVİÇ SALYONIY

    (Yüzbaşı)

    İVAN ROMANOVİÇ ÇEBUTIKİN

    (Askeri doktor)

    ALEKSEY PETROVİÇ FEDOTİK

    (Asteğmen)

    ALEKSANDR İGNATYEVİÇ VERŞİNİN

    (Yarbay. Topçu grup komutanı)

    VLADİMİR KARPOVİÇ RODE

    (Asteğmen)

    FERAPONT

    (Belediyenin bekçisi, yaşlı bir adam)

    ANFİSA

    (Dadı, 80 yaşında yaşlı bir kadın)

    Olay bir taşra kentinde geçmektedir.

    BİRİNCİ PERDE

    Prozorovların evi. Sütunlu konuk odası. Sütunların arasından konuk salonu görünür. Gün ortasıdır. Dışarısı güneşlidir, neşelidir. Öğlen yemeği için masa hazırlanmaktadır.

    Kız lisesi öğretmeni Olga, üzerinde mavi resmi giysisi, ayakta veya yürüyerek öğrencilerinin ödevlerini kontrol etmektedir. Maşa, siyah bir giysiyle, şapkası dizlerinin üzerinde, kitap okumaktadır. İrina, üzerinde beyaz bir giysi, dalgın, ayakta durmaktadır.

    OLGA

    Babam bundan tam bir yıl önce, bugün, beş mayısta, senin isim gününde ölmüştü, İrina. Kar yağıyordu, hava çok soğuktu. Acısına dayanamayacağımı sanıyordum. Sen bayılmıştın, ölü gibi yatıyordun. İşte, bir yıl geçti aradan, şimdi hatırladığımızda hiç de o günkü gibi üzülmüyoruz. Sen artık beyazlar giyiyorsun, yüzün aydınlık. (Saat on ikiyi vurur.) O gün de işte böyle vurmuştu saat.

    Sessizlik.

    Hatırlıyorum, babamı getirdiklerinde bando çalıyordu, mezarlıkta silahlar patlıyordu. Bir generaldi babam, koca bir tugay komutanıydı, bununla birlikte, gene de çok az insan gelmişti cenazesine. Ama yağmur bardaktan boşanırcasına yağıyordu. Kar da atıştırıyordu.

    İRİNA

    Ne diye hatırlıyorsun ki şimdi bunları!

    Sütunların ötesinde, salonda masanın yanında baron Tuzembah, Çebutıkin ve Soleniy vardır.

    OLGA

    Bugün hava sıcak, pencereleri sonuna kadar açsak da yeridir, oysa akağaçlar hâlâ yapraklanmadı. Babamın tugay komutanlığına atanıp bizimle birlikte Moskova’dan ayrılmasından bu yana on bir yıl geçti aradan. Çok iyi hatırlıyorum, mayıs başlarıydı, işte tam mevsimdi, Moskova çiçekler açmıştı, hava sıcaktı, güneş pırıl pırıldı. Aradan on bir yıl geçti, Moskova’dan dün ayrılmışız gibi hatırlıyorum her şeyi. Tanrım! Bu sabah uykudan uyanınca baktım, dışarıda güneş pırıl pırıl... İlkbaharı, doğadaki neşeyi gördüm, içim sevinçle, heyecanla doldu, Doğduğum yerde olmayı öyle çok istedim ki...

    ÇEBUTIKİN

    Olacak şey değil!

    TUZENBAH

    Elbette, saçma!

    Maşa kitaba dalmış, alçak sesle ıslık çalarak bir şarkı söylemektedir.

    OLGA

    Islık çalma, Maşa. Nasıl yapabiliyorsun bunu!

    Sessizlik.

    Her gün okulda olduğum, sonra da akşama kadar özel ders verdiğim için sürekli başım ağrıyor, ayrıca yaşlanmış gibi de hissediyorum kendimi. Gerçekten de, lisede ders verdiğim şu son dört yıldır gücümü de, gençliğimi de her gün damla damla kaybediyormuşum gibi geliyor bana. Yalnız şu var ki, içimde bir umut büyüyor, güçleniyor sanki...

    İRİNA

    Moskova’ya gitmek umududur bu. Evimizi satmak, burayla tüm ilişkimizi kesmek ve Moskova’ya gitmek...

    OLGA

    Evet! Moskova’ya bir an önce gitmek...

    Çebutıkin ile Tuzenbah gülerler.

    İRİNA

    Ağabeyimiz herhalde profesör olacak, o zaman burada kalmak istemeyecektir. Yalnızca zavallı Maşa’nın bir engeli var.

    Maşa ıslıkla şarkı söyler.

    İRİNA

    Umarım, her şey yoluna girer. (Pencereden dışarı bakarak) Bugün hava çok güzel. İçimin neden böyle neşe dolu olduğunu bilemiyorum! Sabah kalktığımda bugün isim günüm olduğunu hatırlayınca içim sevinçle doldu. Birden neşelendim; çocukluğumu, annemin hayatta olduğu günleri hatırladım. Öylesine harika düşünceler heyecanlandırdı ki beni!

    OLGA

    Bugün yüzün ışıl ışıl. Olağanüstü bir güzellik var yüzünde Maşa da çok güzel bugün. Andrey de çok güzel olabilirdi, ama o çok şişmanladı... Şişmanlık hiç yakışmıyor ona. Oysa ben yaşlandım, çok zayıfladım, okulda kızlar beni çok kızdırdıkları için olsa gerek... İşte bugün dersim yok, evdeyim, başım da ağrımıyor, kendimi dün olduğundan daha bir genç hissediyorum. Yirmi sekiz yaşındayım, ama... Her şey güzel, her şey Tanrı’dan... Oysa evlensem, bütün gün evde otursam daha iyi olurdu gibi geliyor bana.

    Sessizlik.

    Kocamı severdim.

    TUZENBAH

    (Salyonıy’a) Saçmalıyorsunuz, sizi dinlemekten bıktım. (Konuk odasına girer.) Sizlere söylemeyi unuttum. Yeni topçu grup komutanı Verşinin bugün ziyaretinize gelecek. (Piyanonun başına oturur.)

    OLGA

    Tamam, buyursun! Çok sevinirim.

    İRİNA

    Nasıl? Yaşlı biri midir?

    TUZENBAH

    Hayır. Pek değil. En çok kırk, kırk beş yaşında. (Yumuşakça dokunmaya başlar piyanonun tuşlarına.) Ama görünüşte iyi, aklı başında birine benziyor. Bu kesin. Ancak, çok konuşuyor.

    İRİNA

    İlginç biri mi?

    TUZENBAH

    Evet, fena değil. Ama karısı, kaynanası, iki de kızı var. Ayrıca, ikinci evliliği bu. Herkesi tek tek ziyaret ediyor ve her yerde, bir karısı, iki kızı olduğunu söylüyor. Burada da aynı şeyi söyleyecektir. Karısı yarım akıllı biri. Saçlarını kız çocukları gibi örüyor, yalnızca pek önemli şeylerden söz eder, felsefe yapar, sık sık da, kocasına hayatı zehir etmek için, canına kıymaya kalkışır. Ben olsam, çoktan boşardım onu, ama Verşinin sabrediyor, bir yandan da yakınıyor.

    SALYONIY

    (Çebutıkin’le birlikte salondan konuk odasına girer.) Tek elimle yalnızca yirmi beş kilo kaldırabilirken, iki elimle seksen, hatta doksan kilo kaldırabiliyorum. Bundan şu sonucu çıkarıyorum

    Enjoying the preview?
    Page 1 of 1