Discover millions of ebooks, audiobooks, and so much more with a free trial

Only $11.99/month after trial. Cancel anytime.

Gulusune Gizledigim Oykuler
Gulusune Gizledigim Oykuler
Gulusune Gizledigim Oykuler
Ebook132 pages1 hour

Gulusune Gizledigim Oykuler

Rating: 0 out of 5 stars

()

Read preview

About this ebook

Yine Sarl Koprusu'nden caz nagmeleri geliyordu. Az ilerde org calip, aryalar soyleyen kor muzisyen kadin, bu kes onlari goruyor gibiydi. Koprunun uzerinde dans eden asiklar gibi onlar da Nazim'in etkileyici ortaminda asklarini percinliyorlardi.
LanguageTürkçe
Release dateSep 16, 2021
ISBN9789941299223
Gulusune Gizledigim Oykuler

Related to Gulusune Gizledigim Oykuler

Related ebooks

Reviews for Gulusune Gizledigim Oykuler

Rating: 0 out of 5 stars
0 ratings

0 ratings0 reviews

What did you think?

Tap to rate

Review must be at least 10 words

    Book preview

    Gulusune Gizledigim Oykuler - Nevra Çaglayan

    Gulusune Gizledigim Oykuler

    Circle love İnternet Sitesi

    Mynet.com güncel haberleri

    Künye

    Circle love İnternet Sitesi

    ÖZGEÇMİŞ

    Antakyalı olan Nevra Çağlayan; Niğde Eğitim Yüksekokulu’nu ardından Çanakkale 18 Mart Üniversitesi Beden Eğitimi Bölümü’nü bitirerek; ritmik jimnastik, bale ve halk dansları dalında eğitim gördü ve 1994 yılında mezun oldu.

    2002 yılına kadar beden eğitimi öğretmenliği yapan Çağlayan; Adana’daki KTV kanalında; üç yıl süreyle Çam Kokusu adlı, edebiyat ve şiir ağırlıklı kültür-sanat programını hazırlayıp, canlı yayında sundu.

    Şiirleri ve öyküleri ilk olarak; 2000-2010 yıları arasında Araştırmacı Yazar Sn. Mehmet Tekin tarafından çıkarılan, halen yayın hayatına devam eden Güneyde Kültür adlı, Kültür, Edebiyat ve Sanat Dergisi nde yayınlandı. Ardından yerel ve ulusal birçok gazete ve dergide şiirleri ve öyküleri yayınlandı.

    Yazın hayatındaki yolculuğunda: Mehmet Tekin’in desteği ile bu günlere geldiğini dile getiren Çağlayan, o yıllarda katıldığı yarışmalarda birçok ödül kazanarak, yolu açılmış oldu.

    Şair bir annenin ve yazar dayıların etkisinde kalan Çağlayan’ın, aileden gelen yeteneği olan yazarlık tutkusu ile 2000 yılında Adını Sevgi Koydum–1 ve Adını Sevgi Koydum- 2’’ adlı şiir kitapları Fil Ajans" tarafından basıldı.

    2004 yılında Şarap Rengi Düşler’’ adlı 3. şiir kitabı, Toplumsal Dönüşüm Yayınları" tarafından yayınlandı.

    2002 yılında, bakanlıklar arası geçişle öğretmenlik mesleğinden TRT’ye geçiş yapan Çağlayan; önce TRT Hatay FM’’ de, daha sonra TRT Çukurova Mersin Bölge Radyosu"nda çalıştı.

    Çağlayan, 2012 Yılından itibaren; Mustafa Kemal Üniversitesi, Basın-Yayıncılık ve Gazetecilik Yüksek Okulunda; Dil Becerileri-Diksiyon dersleri okutmanı olarak görevini sürdürdü. MKÜ Radyo Üniversite de; Nağmeler adlı, Türk Sanat Müziği Programını hazırlayıp sunan ve radyo için sunucu adayları yetiştiren Çağlayan; 2015 yılı itibariyle, Mustafa Kemal Üniversitesi Radyosu’ nda Nevra Çağlayan’ la Bestekârlarımız adlı programı hazırlayıp, sundu. İlerde bestekârları tanıttığı program metinlerini kitaplaştırmak için çalışmalarını sürdürmektedir.

    Türkiye çapında düzenlenen şiir etkinliklerine katılarak, şiirsel faaliyetlerini sürdüren Çağlayan; önemli gün ve toplantılarda sunumlar yapmaktadır. 2010-2016 yılları arasında birçok Antolojide ve Edebiyat dergilerinde şiirleri yayınlandı. Yine Bu yıllar arasında Bizim Ece Edebiyat, Kültür ve Sanat Dergisi nin hazırladığı ortak kitaplarda şiirleri yayımlandı.

    2010 yılında; yazar arkadaşlarıyla ‘’Dünya Sevgililer ve Öykü Günü’’ ne ithaf ettikleri "Ve Tanrı Aşkı Yarattı’’ adlı ortak kitaba, yazdığı öyküyle katılmıştır.

    2016 yılında Alanya Güncel Sanat Dergisi’ nin açmış olduğu yarışmada; La Paloma Efsanesi adlı şiiri ile ödül kazandı ve Güncel Sanat Öykü- Şiir Ödüllü Eserler 2016 adlı ortak kitaba, ödül alan şiiriyle katıldı.

    2016 Yılında yüreğe dokunan kadın yazar ile birlikte; Gülseren AKDAŞ’ ın hazırladığı Yüreğe Dokunan Kadınlar adlı öykü kitabına Şilan’ ın Öyküsü ile katıldı.

    Yine 2016 Yılında Ekin Sanat tarafından basılan Özgürlük ve Barış adlı ortak kitapta şiirleri yayınlandı.

    2017 Yılında yazar arkadaşları ile birlikte; Yüreğe Dokunan Kadınlar Özgürlük ve Barış Öyküleri adlı öykü kitabına Umuda dokunmak adlı öyküsü ile katıldı ve Yüreğe Dokunan Kadınlar adına yapılan Öykü Yarışması nda, 4. Lük ödülü kazandı.

    2018 Yılında Gülseren AKDAŞ’ ın hazırladığı Her Şehir Bin Öyküdür adlı ortak öykü kitabına Anavarza’nın Gizemi adlı öyküsüyle katıldı.

    2018 Yılında Baygenç Yayıncılık tarafından 2. Baskısı yapılan, ortak çocuk öyküleri kitabına İnsanca Yaşamanın Onuru adlı öyküsüyle katıldı.

    Çağlayan 2018 Yılında Kültürkent Kule Dibi Yayınları tarafından basılan, gerçek yaşam öykülerinden yola çıkarak derlediği öykü kitabı Yaşamın Perdesini Aralayan Öyküler ile yazın hayatını sürdürerek, ilk öykü kitabına imza atmış odu.

    Ayrıca 2019 Yılında Yüreğe Dokunan Kadınlar Aşk ve Sevgi Öyküleri adlı ortak öykü kitabına Yol Ayrımındaki Aşk adlı öyküsü ile katıldı ve KÜSADER tarafından yapılan öykü yarışmasında, aynı öykü ile Mansiyon ödülü kazandı.

    2020 Yılında annesi Yekta Çağlayan ile birlikte ortak hazırladıkları Annem Ve Ben adlı 5. kitabı Kültürkent Kule Dibi Yayınları tarafından basıldı.

    2020 Yılında KÜSADER tarafından düzenlenen ulusal öykü yarışmasına Yarım Kalan Öykü (Deniz’in Çığlığı) adlı eseriyle katıldı ve Türkiye ikincisi oldu.

    Son olarak; 2020 Yılında gerçek yaşam öykülerini derlediği Gülüşüne Gizlediğim Öyküler adlı kitabını FA Yayınları tarafından basıma hazırlayarak, yüreklerinize dokunmak üzere sizlerle buluşturmaya karar verdi.

    Çağlayan diyor ki; İnsan olarak, en önemlisi kadın olarak; insanca yaşamanın onurunu omuzlarımda taşıyor; sevginin, barışın ve paylaşımın önemini vurgulayarak, üretmeye çalışıyor ve deneyimlerimi paylaşmak istiyorum.

    ÖNSÖZ

    Her yaşam bir öyküdür sevgili okurlar. Bu kitabı kaleme alırken; iniş ve çıkışlarla dolu gerçek yaşam öykülerini bir araya getirerek Gülüşüne Gizlediğim Öyküler imle yüreklerinize dokunmak istedim…

    Bazen açan çiçeğin nazından, bazen bir annenin gözyaşından, bazen masum bir çocuğun gülümsemesinden, bazen de aşığın sazından nağme olarak seslenmek istedim.

    Bazen hüznün gözyaşlarını silen el, bazen yolunu bulamayanlara yol, bazen yaşananlara çare, bazen kuruyan yapraklara su, bazen dile getirilemeyenlere ses, bazen de yüreklere dokunan nefes olmak istedim.

    Bazen duygu yoğunluğuyla hüzünleneceğiniz, bazen mutlulukla gülümseyeceğiniz, bazen umutlanacağınız, bazen de Aynı ben! diyebileceğiniz, insanca yaşamanın önemini vurguladığım öykülerimle, kapınızı çalmaya geldim…

    Ben Nevra Çağlayan; yağan yağmurda damla, esen rüzgârda umut, karanlık gecede yıldız olup, kuşkanatlarıyla çıktım yola, gerçek olaylardan yola çıkarak kurguladığım öykülerimle pencerenize konmaya geldim…

    Her yaşam bir öyküdür sevgili okurlar. Sevgili anneciğimin gülüşüne gizlediğim öykülerimi, yaşamın perdesini aralayarak sizlerle buluşturmak üzere geldim…

    Nevra Çağlayan

    ANNEM BİR MUCİZEYİ GERÇEKLEŞTİRDİ

    Fırtınalar esiyor yüreğimde, içimde kırılan bir şeyler var!

    Sevgi dolu duygularıyla etrafına ışık saçan canım annem; dostum, arkadaşım, can yoldaşım, yaşam kaynağım, bebeğim, Yekta’m seni çok seviyorum…

    85 yaşında çağdaş bir Atatürk kadını olarak yol alan, Atatürk rozetini göğsünden hiç çıkartmayan, Atatürk şiirleri yazan mükemmel ve örnek kadın, Yekta Hanım; işte o benim annem!

    2019 Yılında anneciğimle birlikte ortak bir şiir kitabı çıkarmak için hazırlıklara başlamıştık. Sevgili yol arkadaşım, ilk kitabını hazırlamanın sevincini yaşıyordu. Rahmetli babacığım yıllar önce annemin şiirlerini daktilo ederek bir defterde toplamıştı. Annemi mutlu etmek ve evlatlık görevimi yerine getirebilmek için bu kitabı yayınlatmaya karar vermiştim.

    Dört kitabın yazarı olan ben, beşinci kitabı da anneciğimle ortak kitap olarak yazmaya karar vermiştik. Aylarca süren çalışmalarımızın ardından; 2019 Temmuz’unda Annem ve Ben adlı kitabımız sonunda basılmıştı.

    Sevgili anneciğimle birlikte Mersin’de tatil yapıyorduk. Kitap elimize ulaştığında annem çok mutlu olmuştu, o güzel gözleri umutla ışıldıyordu:

    Bu yaşta kitabım oldu, emeklerin için çok teşekkür ederim güzel kızım, diyerek, bana sevgiyle sarılıyordu.

    Bir evlat olarak annemi mutlu etmenin huzurunu ve sevincini yaşıyordum. Paha biçilmeyen tek şeyin anne sevgisi olduğunu biliyordum ve annemin mutluluğu ile mutluluğum katlanıyordu…

    Anneciğimin sağlıklı bir şekilde yaşıyor olması, varlığıyla duyduğum huzur, beni her konuda destekleyerek güç vermesi yaşamımdaki en önemli armağandı!

    Tıpkı; Bana okuduğum kitapların en güzelinin hangisi olduğunu sorarsanız, söyleyeyim; annemdir! diyen Abraham Lincoln gibi.

    Yine, Anneler, her şeyi görmeseler bile kalpleriyle duyarlar, diyen Ostrovski gibi düşünüyordum.

    Annemin elini tuttuğumda, yüreğine her dokunduğumda; dünyayı avuçlarımın arasında hissediyor ve paha biçilmeyen anne sevgisiyle güçleniyor olmamın coşkusuyla, daha büyük başarılara imza atacağıma inanıyordum.

    Kanatsız meleğim; sevgi ve şefkati ile yüreğinden taşan duygularını katık ederek bizlere cömertçe sunan, insanlara dostça yaklaşan, kimsenin kusurunu görmeyen; hoşgörülü, kibar, asil, çağdaş bir Atatürk kadını olan canım annem. Seninle her zaman gurur duydum ve sonsuza dek de hep bu gururla yaşayacağım…

    Şiirlerimi ve öykülerimi ilk dinleyen, bana fikirler veren, yerine göre eleştirisini esirgemeyen, yerine göre de çok başarılı olduğumu dile getiren, sırtımı dayadığım en güçlü limanım. İyi ki varsın, iyi ki benim annemsin, canım!

    Sevgili annemin özlemle beklediği, muhteşem şiirlerini yayınlandığı kitabımız sonunda elimize ulaşmıştı. Birkaç gün bu sevinci dostlarıyla paylaştı. Kitabını imzalayarak takdim ettiği o an, 84 yaşında eser sahibi olmanın mutluluğunu yaşıyordu. O coşkulu ve mutlu halini, gözlerinin ışıl ışıl parıldamasını hiç unutmayacağım!

    Beş evladı olan sevgili anneciğim, bizleri en iyi şekilde yetiştirebilmek için çok çaba harcamıştı. Üç erkek ve iki kız evladıyla aile apartmanında yaşarken, etrafına mutluluk ve ışık saçıyordu…

    Sevgili babacığımı 2006 Mayısında yitirdikten sonra, anneciğimle birlikte yaşamaya karar vermiştim.

    Anneciğim her kadının imrenebileceği bir evlilik yapmıştı. Rahmetli dedem o yıllarda Muş iline Nahiye Müdürü olarak atanmıştı. Sevgili babacığım Ankara Hukuk Fakültesi’nde okurken; memleketine ailesini ziyarete gitmiş ve orada annem ile tanışarak âşık olmuştu. Üniversiteyi bitirdikten sonra da evlenerek Ankara’ya yerleşmişlerdi.

    Babacığım önce avukat, sonra hâkim olmuş ardından da ağır ceza reisi olarak mesleğini sürdürmüştü. Asil ve kibar bir beyefendi olan babacığım okumaya çok meraklı, Atatürkçü ve çağdaş biriydi.

    Annem ve babam, babamın mesleği nedeniyle ülkenin birçok ilini gezmişlerdi. Biz çocukları olarak

    Enjoying the preview?
    Page 1 of 1