İtaatkar Köle ve diğer hikayeler: Hakimiyet ve erotik boyun eğme, #9

By Erika Sanders

Bu kitap aşağıdaki öykülerden oluşmaktadır:

İtaatkar Köle

Sandy'nin dileği

Zombi kıyameti

 

İtaatkâr Köle , güçlü erotik BDSM içeriğine sahip bir roman ve yüksek romantik ve erotik BDSM içeriğine sahip bir roman serisi olan Erotik Hakimiyet koleksiyonuna ait yeni bir romandır.

 

(Tüm karakterler 18 yaş ve üzeridir)

 

Yazar hakkında not:

Erika Sanders, yirmiden fazla dile çevrilmiş, her zamanki düzyazısından uzak, en erotik yazılarına kızlık soyadıyla imza atan, uluslararası tanınmış bir yazardır.

• Language: Türkçe
• Publisher: Erika Sanders
• Release date: Jan 23, 2024
• ISBN: 9798224438280

Erika Sanders

Erika Samantha SandersEscritora brasileña en MéxicoLG(B)TErika Sanders es una conocida escritora a nivel internacional que firma sus escritos más eróticos, alejados de su prosa habitual, con su nombre de soltera.

Book preview

özet

Bu kitap aşağıdaki öykülerden oluşmaktadır:

İtaatkar Köle

Sandy'nin dileği

Zombi kıyameti

İtaatkâr Köle , güçlü erotik BDSM içeriğine sahip bir roman ve yüksek romantik ve erotik BDSM içeriğine sahip bir roman serisi olan Erotik Hakimiyet koleksiyonuna ait yeni bir romandır.

(Tüm karakterler 18 yaş ve üzeridir)

Yazar hakkında not:

Erika Sanders, yirmiden fazla dile çevrilmiş, her zamanki düzyazısından uzak, en erotik yazılarına kızlık soyadıyla imza atan, uluslararası tanınmış bir yazardır.

Dizin

özet

Yazar hakkında not:

Dizin

İTAATKAR KÖLE VE DİĞER HİKAYELER  ERIKA SANDERS

İTAATKAR KÖLE

BÖLÜM I

BÖLÜM II

BÖLÜM III

BÖLÜM IV

BÖLÜM V

SANDY'NİN DİLEĞİ

ZOMBİ KIYAMETİ

SON

İTAATKAR KÖLE VE DİĞER HİKAYELER

ERIKA SANDERS

İTAATKAR KÖLE

BÖLÜM I

––––––––

Hangi cehennemdeydi o?

Şehrin dış mahallelerinden birindeki ana caddedeki kafeteryada iki kişilik masada otururken bunları düşündüm.

Zaten iki fincan kahve içmiştim ve dün anlaştığımız saatten bir saatten fazla zaman geçmişti ve kahretsin, işemeye gitmem gerekiyordu.

Kalsam mı, gitmesem mi, yoksa başka bir şey mi yapacağımı bilemediğimden, sonunda kendimi reddedildiğime ikna ettim ve yardım almaya karar verdim.

Ne kadar zaman kaybı ve bu da egoma bir darbe daha... Geçen zamana çok yakın bir zamanda oldu, daha iyi bilmeliydim, diye düşündüm masadan kalkıp erkekler tuvaletine doğru giderken.

Geçen gece sohbette tanışmıştık.

Doğru bölgede bir Dominatrix bulma konulu bir oda oluşturmuştum ve birkaç saat sonra Lucy geldi ve durum ve konu hakkında neyi sevip neyi sevmediğimiz hakkında konuşmaya başladık.

Birbirimize fotoğraf çektirdik... müstehcen bir şey değildi, sadece ilk başta normal kıyafetli fotoğraflarımız vardı.

Gördüklerimizi beğendik ve bu sabah cumartesi sabahı erken saatlerde... aslında çok erken bir saatte... sabah 6.15'te kafede buluşmaya karar verdik.

Lucy daha sonra benden ona sınırlarımın bir listesini göndermemi istedi... ne yapmayacağımı ve ne yapmak istediğimi gösteren tam bir liste.

Ayrıca tüm ölçümlerimi kendisine göndermemi istedi; ereksiyon halindeyken sikimin uzunluğundan ayakkabımın boyutuna kadar her şey.

Daha sonra benden sikimin normalde asılı ve tam ereksiyon halindeki resimlerini göndermemi istedi.

Her şeyi yapmıştı ama kahretsin, kendini burada, kafeteryanın banyosunda bulmuştu.

Kafeden çıktım ve Lucy'ye park edeceğimi söylediğim ve aynı zamanda plaka numaramı da verdiğim otoparkın arka tarafındaki arabama yöneldim.

Kapıyı açtığımda yanıma park etmiş siyah bir SUV'un yolcu tarafı camı aşağı doğru kaymaya başladı.

Peter sen misin? bir kadın sesi usulca dedi ki

Ona benim olduğumu söyledim.

Üzgünüm ama gerçekten söylediğin kişi olduğundan emin olmak zorundaydım.

Şoföre baktım ve kalbim inanılmaz bir hızla atmaya başladı.

Bu Lucy'di ve çok güzel görünüyordu... deri ceketi ve uzun deri çizmeleriyle.

Deri ceketinin alt kısmı açıktı, çıplak uylukları ve üstlerindeki deriyi açığa çıkarıyordu, ama derinin tam olarak ne olduğundan emin değildim ama beni heyecanlandırma amacına hizmet ediyordu.

––––––––

Neredeydin? Bir saatten fazla seni bekledim. Botlarına bakarken ağzımdan kaçırdım ve sikimin duruma dikkat etmeye başladığını hissettim.

Şimdi Peter, sadece ne hissettiğini söyle. Eğer hâlâ benimle tanışmak istiyorsan beni hemen evime kadar takip edeceksin. Oraya vardığımızda, garajımın yanındaki garaja gireceksin. Araba. O çocuğu anlıyor musun?

Cevap veremeden pencere kapandı ve SUV park yerinden çıkıp uzaklaşmaya başladı.

Ereksiyonum rekor sürede olay yerinde öldü.

Ne yapmalıyım, ne yapmalıyım?

Küfür.

Arabama atladım ve çok geç olmamasını umarak peşinden koştum.

O nerede? Çıkışa yaklaşırken kendi kendime dedim ki... İşte sağa döndü, batıya doğru gidiyor.

Bu yol hız kameralarıyla bilindiğinden hız yapmadan ona ayak uydurmaya ve görüş alanımda tutmaya çalıştım.

Aniden kehribar renkli bir ışığın içinden geçtiğinde görüş alanımdaydı ve beni durup kaybolmasını izlemeye zorladı.

Kaltak... o bunu bilerek yaptı diye kimseye bağırmadım.

Bana sonsuzluk gibi gelen bir süre boyunca ışığın yeşile dönmesini bekledim, sonra onu kaybettiğime inanarak izin verildiği kadar hızlı bir şekilde yola koyuldum.

İşte orada, devam et. Kendi kendime bağırdım... Trafiğe takılmış olmalı, belki de durmuştur.

hemen arkasından takip ettim ve birkaç mil sonra nihayet sağa, göl kenarındaki arsalar olduğundan pahalı evleri ve harika manzaralarıyla bilinen bir yan yola döndü.

Biz çok daha yavaş bir hızda gidiyorduk.

Muhtemelen komşuların hiçbir şeyi fark etmesini istemiyor, diye düşündüm.

Sonra sonunda kocaman bir evin olduğu yola doğru sağa döndü ve ilk düşüncem kaybolduğum oldu... ama garaja gitti ve ben oraya varmadan kapıyı açtı.

Arabayı sol tarafta bıraktı ve ben de sağ tarafta onun yanına sürdüm.

Kapı kapanmaya başladığında garaja zar zor girdim, arabayı kapatıp dışarı çıktım.

Ana evin kapısını açtı ve onu takip etmemi işaret etti, ben de tereddütle yaptım.

Ayaklarımı paspasın üzerine sildim, eve girdim ve kapıyı arkamdan kapattım.

Sonra dönüp Lucy'e baktım.

Benden beş mil uzakta yaşadığını biliyor musun?

Tokat...Tokat...Tokat...yanaklarıma sert bir tokat attı.

Benimle bu şekilde konuşmaya nasıl cesaret edersin? Senin gibi değersiz bir pislik beni bir daha asla sorgulamayacaksın! Beni anlıyor musun, Peter?

Bunu beklemediğim için şok oldum.

Evet sanırım.

Beni gömleğimin önünden yakaladı... tokat, tokat... tokat.

Bana tekrar vurdu ve bu sefer kendimi korumaya çalıştım ve bileğini tuttum... refleks olarak ama bunun aptalca olduğunu fark ettim ve hemen bıraktım.

Ah kahretsin, mahvoldum diye düşündüm ve onun bana gitmemi söylemesini bekledim.

ŞİMDİ diz çök Peter! Saçlarımdan tutup beni aşağıya doğru iterken yüksek sesle konuştu.

Küçük bir cezayı hak ettin köle. dedi.

Bana köle dedi ve bunu 20 dakikadır yaptığını sanıyordum.

Dizlerim bitişikti, kendimi dengelemek için ellerim iki yandaydı ve ona bakıyordum.

Bana baktı ve dizlerimin değdiği yere sert bir tekme attı.

Dizlerini aç, kaltak!

Bana söyleneni yaptım.

Daha sonra sağ ayağının ucunu aletimin üzerine koydu ve sertçe bastırdı.

"Bunu