Allah Ahiret İbadet

By Hasan Hüseyin Aygün

Bir şeyin varlığını kabul etmek için gözle görmemiz gerekmez. Ruh ve aklın varlığını gözle görmediğimiz halde kabul ediyoruz. Gece kar yağmış olsun. Sabah evden çıktınız. Kar üzerinde insan ve kediye ait ayak izleri olsun. İnsanı ve kediyi görmediğimiz halde oradan insan ve kedinin gittiğine inanırsınız. Ortada aklı ikna edecek deliller varsa, gözle görmeden inanmak yanlış değildir. Çorbanın tadını dille, çiçeğin kokusuna burunla koklayarak hissederiz. Yaratıcının varlığına, yaratılanlar bakıp akıl gözü ile anlamamız gerekir.

• Language: Türkçe
• Publisher: Crab Publishing
• Release date: Mar 15, 2023
• ISBN: 9798215086186

Hasan Hüseyin Aygün

1967’de Gümüşhane’de doğdum. 1985’te Gümüşhane Lisesinden mezun oldum. Selçuk Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Matematik bölümünü bitirdikten sonra 1991-1995 yıllarında Uşak’ta özel bir okulda öğretmen ve yöneticilik yaptım. 1995-2003 yıllarında Kazak-Türk Liselerinde, 2003-2010 yıllarında da Nijerya Türk kolejlerinde yöneticilik yaptım. 2010 yılından beri Amerika’da yaşıyorum.Kazakistan’da yaşadığım yıllarda ‘Ahmet Yesevi ve Bölgedeki Evliyalar’ isimli kitabım Kazakça yayınlandı. Asya ve Afrika hatıralarım yayına hazırlanıyor.

Book preview

1. BÖLÜM

ALLAH’IN VARLIĞINA DELİLLER

İNANMAK İÇİN GÖRMEK GEREKMEZ

Bir şeyin varlığını kabul etmek için gözle görmemiz gerekmez. Gece kar yağmış olsun. Sabahleyin evden çıksanız. Kar üzerinde insan ve kedi ayak izlerini görünce, oradan insan ve kedinin gittiğine inanırsınız. Kamera kayıtlarına bakılsa oradan insan ve kedi geçtiği görülür. Buna inanmamak oradan kedi ve insan geçtiği hakikatini değiştirmez. Ortada aklı ikna edecek deliller varsa, gözle görmeden inanmak yanlış değildir. Şu elmanın tadına bakar mısın ne kadar ekşi? Elmanın tadını görmeden ekşi veya tatlı olduğuna hükmederiz. Kokuları gözle değil burunla hisseder, kokulara inanırız. Görmediğimiz halde duyduğumuz sesten orada insan, kedi, kuş olduğuna inanırız. Telefondaki sesten karşıdakinin Ahmet olduğuna inanırız. İmdat diye bağıran sesin olduğu tarafa koşuyoruz. Görmediğimiz halde orada insan olduğunu inanıyoruz. Ruh, akıl, hava gibi bir çok şeyin varlığını gözle görmediğimiz halde kabul ediyoruz. İnsanların vicdanı ve fıtratı yaratıcının olduğunu söylüyor. Ölmek istemiyor. Ebedi yaşamak istiyor. Tarih boyu insanlar Allah’ı bilememişse farklı şeylere inanıp ibadet etmişler. Elleri ile yaptığı putlara, ineğe, fareye tapmışlar. Allah’ın varlığına insanların fıtrat ve vicdanı delildir. Akıl penceresinden kainat ve içindekilere bakınca, bir yaratıcının olduğu çok net anlaşılıyor. Bazı insanların buna inanmaması, bu gerçeği değiştirmez.

KAİNAT VE İÇİNDEKİLER

Allah’ın varlığına dair delillerden birisi kainattır. Kainattaki canlı-cansız her şey Allah’ın varlığına delildir. En basit varlıklardan biri olan iğne ustasız olamaz. Bir harf kâtipsiz, bir köy muhtarsız olamaz. Nasıl oluyor ki şu muhteşem kâinat ve içindeki canlılar ustasız olsun.

Hiçbir şey kendi kendine olamaz. Milyonlarca telefon yapılacak malzemeyi bir yerde toplayalım. Binlerce yıl geçse, telefon parçaları kendi kendine birleşip bir telefon oluşturamazlar. Bir usta olmadan kendi kendine telefon meydana gelemez. Aynı şekilde binlerce binayı yapmak için gereken malzemeleri bir yerde toplayalım. Milyonlarca yıl beklense, bir tane bina meydana gelemez. Binanın meydana gelebilmesi için ustaya ihtiyaç var. Usta planı çizecek, işçileri çalıştırıp binayı yapacaktır. Binlerce kitaba yetecek kâğıt, kalem ve mürekkebi bir yerde toplasak. Binlerce yıl geçse, kendi kendine bir kitap yazılması mümkün değildir. Kâtip olmadan bir harf bile yazılamaz. Kendi kendine hiçbir şey olamaz.

Malzemeleri olduğu halde kendi kendine telefon, bina, kitap olamıyor. Var olan her şeyin bir ustası olmak zorundadır. Kainattaki milyarlarca gezegen, insanlar, hayvanlar ve bitkiler telefona, binaya göre daha mükemmeldir. O halde onların da bir ustası olması gerekmez mi? Biz bu ustaya ‘Allah’ diyoruz.

Canlıların veya bitkilerin oluşması için gereken her şey kâinatta var. Bazıları yaratıcının varlığını kabul etmek istemiyorlar. Şu şöyle oldu… Sonra ilk canlı hücre oldu... Önce maymundu sonra insan oldu… Bunların bilimsel ispatı, mantıklı izahı yoktur. Tarih boyunca insanların boyu, kilosu, yaşadığı süreler değişmiştir. İnsanlık tarihinin hiçbir döneminde üç ayaklı, dört kollu, beş kulaklı insanlar olmadı. İnsanın vücut organları göz yapısı hiçbir zaman değişmedi. Maymunun insan olduğunu nasıl kabul edelim?

Kainattaki her şey Allah’ın varlığını anlatıyor. Bir ‘a’ harfi kendisini sadece ‘a’ olarak tarif eder. Ustasını çok yönleriyle tarif eder. Bu harfi yazan, kalemi tanır. Okumayı, yazmayı bilir, görür, canlıdır, akıl, ilim, şuur sahibidir. gibi pek çok yönleriyle tarif eder. Aynen bunun gibi kâinata baktığımız zaman her bir şey kendisini bir cihetle tanıtır. Ustasını çok özellikleri ile tanıtır.

Bir elma kendisini elma olarak anlatır. Ağırlığı şu kadar, rengi beyaz, büyüklüğü şu kadar vs. Ustasını çok yönleriyle tarif eder. Elmanın