Discover millions of ebooks, audiobooks, and so much more with a free trial

Only $11.99/month after trial. Cancel anytime.

Entel Ektüel
Entel Ektüel
Entel Ektüel
Ebook207 pages2 hours

Entel Ektüel

Rating: 5 out of 5 stars

5/5

()

Read preview

About this ebook

Entelektüel bir insanın milyonda bir görülen tuhaf "balkondan televizyon atma" hastalığı ile mücadelesinin anlatıldığı bu hikaye, tahmin edemeyeceğiniz heyecan dolu bir maceraya dönüşüyor. Kahkahalar eşliğinde hem çok gülerek, hem de çok şey düşünmenizi neden olup öğrenerek bir solukta okuyacağınız bu eğlenceli, anlamlı ve duygusal hikaye size çok şey katacak.

LanguageTürkçe
PublisherArman Berra
Release dateFeb 24, 2023
ISBN9798215390351
Entel Ektüel
Author

Arman Berra

Arman Berra writes to write fiction that has never been written before. He decided to become a writer when he realized that the books he was reading were becoming more and more similar.He completely destroyed dozens of his stories to write better ones before releasing his actual books. He completed his development with his writings that he did not share with anyone for 10 years.As of 2022, he has started to share his works with his readers. The highly acclaimed author spends all his time writing fiction, due to the positive feedback he receives.He also accelerated his work to support his works in different languages.You can contact on linkedin or twitter account.

Read more from Arman Berra

Related to Entel Ektüel

Related ebooks

Reviews for Entel Ektüel

Rating: 5 out of 5 stars
5/5

1 rating0 reviews

What did you think?

Tap to rate

Review must be at least 10 words

    Book preview

    Entel Ektüel - Arman Berra

    Arman Berra

    Entel Ektüel

    Copyright © 2022 by Arman Berra

    All rights reserved. No part of this publication may be reproduced, stored or transmitted in any form or by any means, electronic, mechanical, photocopying, recording, scanning, or otherwise without written permission from the publisher. It is illegal to copy this book, post it to a website, or distribute it by any other means without permission.

    First edition

    This book was professionally typeset on Reedsy

    Find out more at reedsy.com

    Contents

    Entel Ektüel

    Telif

    1. Önsöz

    2. Televizyon

    3. Doktor

    4. İsot

    5. Rolex

    6. Zil

    7. Çete

    8. Kapat Aç

    9. Şıkk

    10. Cevo

    11. Baba

    12. Kuantum

    13. Helikopter

    14. Kasko

    15. Cancazım

    16. İkinci El

    17. Kalem

    18. Marş

    19. Keriman

    20. Kaynım

    21. Tüplü

    22. Müdavim

    23. Makyaj

    24. Dizilerim

    25. Zeytinyağı

    26. Bilimşer

    27. Solüsyon

    28. Makine

    29. İrade Terbiyesi

    30. Toplantı

    31. Mozart

    32. Du Hast

    33. Zeytinyağı

    34. Mektup

    35. Print

    36. Formül

    37. Ranch

    38. Mektup

    39. Gözler

    40. Vezne

    41. Baba Oğul

    42. RustMR

    43. A4

    44. Sokak

    45. Kader

    46. Teşekkür

    Entel Ektüel

    Telif

    Copyright © 2023, Tüm hakları eseri yazan ve tüm haklarına tam yetkili olan Arman Berra’ya aittir.

    Her hakkı saklıdır. Bu yayının hiçbir bölümü, yayıncının yazılı izni olmaksızın elektronik, mekanik, fotokopi, kayıt, tarama veya başka herhangi bir biçimde veya yöntemle çoğaltılamaz, saklanamaz veya iletilemez.

    Bu kitabı izinsiz olarak kopyalamak, bir web sitesinde yayınlamak veya başka herhangi bir şekilde dağıtmak yasa dışıdır.

    Arman Berra Resmi İletişim Adresi

    armanberra@gmail.com

    Bu roman tamamen bir kurgu eseridir. İçinde tasvir edilen isimler, karakterler ve olaylar yazarın hayal gücünün eseridir. Yaşayan veya ölü gerçek kişiler, olaylar veya yerler ile benzerlikler tamamen tesadüfidir.

    One

    Önsöz

    Söze, kitabıma şans tanıdığınız için teşekkürle başlamalıyım.

    Çok ama çok teşekkürler.

    Daha da önemlisi, hayatınızda okumak bir yer sahibi olduğu için

    ayrıca saygı ve hürmetlerimi sunuyorum…

    Siz ve sizin gibi nice okurlar…

    İyi ki varsınız…

    Hatırlatma

    Her yazar için olduğu gibi, asıl zor olan şey

    okuduktan sonra düşüncenizi öğrenebileceğimiz

    yorumlarınızın heyecanlı bekleyişi…

    Yorumlarınız bazen mutlu olmak ve yazma

    motivasyonumuzu arttırmayı sağlıyor.

    Bazen de ders çıkarmamız adına

    her yazar için çok değerli bir gelişim anahtarı oluyor.

    Günümüz teknolojisi ile

    kolayca iletebileceğiniz yorumlarınızı

    bizden esirgememenizi

    temenni ediyorum.

    Rica

    Beğenseniz de beğenmeseniz de fikrinizi merak ediyorum.

    Kitabı beğenirseniz edindiğiniz platformlarda yorumunuzu paylaşarak,

    diğer okurlara da yardımcı olabilir,

    daha fazla kişinin

    bu kitabı okuma şansı elde etmesini sağlayabilirsiniz.

    Eğer olumsuz tespitleriniz ve bu doğrultuda tavsiyeleriniz olursa

    armanberra@gmail.com

    üzerinden paylaşabilirsiniz.

    Ülkemizi temsil edecek

    dünya çapında üne sahip,

    kitapları film yapılan bir yazar olana dek,

    geri dönüşlerinizin her biri

    altın değerinde

    birer yol göstericisi olacağını

    unutmayın.

    Şimdiden çok teşekkürler.

    Kitaplar

    Two

    Televizyon

    Entelektüel yoğunluğu yüksek, yazı işleri ile geçen bu sıradan günün akşamında, otobüste boş bir koltuk bulup oturabilme ümidinin yine boşa çıkması ile yine hiçbir şeyin bir önceki günden daha iyi olmadığı kesinleşmişti. Ayakta durabileceği bir yer bulduğu için şükreden yolcular gibi, o da şükrünü etmiş şekilde otobüsün hareket etmesini bekliyordu. Sabırları zorlayan bu ayaktaki bekleyişin sonunda, nihayet kapı zorla da olsa kapanabilmiş ve otobüs duraktan ayrılıp ilerlemeye başlayabilmişti.

    Henüz yola çıkmışlardı ki, bir hareketlenme dikkatini çekti. Otobüsü kıl payı kaçıran bir genç, birkaç kez etrafına bakıp daha iyi bir alternatifi olmadığını anlamış olmalı ki sahip olduğu tüm gücü ile otobüsün arkasından koşmaya başlamıştı. Gencin bir süre daha koştuktan sonra vazgeçeceğine kesin gözüyle bakıyor, vazgeçeceği anı heyecanla bekliyordu.

    Hedefine ulaşmaya en yakın olduğu anda ulaşamayacağı zannına yenilen insanlığın makûs kaderini, bu gencin de yaşayacağı ana tanık olacağı için bugün otobüs yolculuğu bir miktar daha eğlenceli başlamıştı. Bu bekleyiş ile otobüste yol alırken, pes etme eşiğini çoktan aşmış olan bu gencin kararlılığına olan hayranlığı ise giderek artıyordu. Trafiğin yavaş akışı, gencin otobüse yetişebileceğine olan inancını ara ara tazelemesini sağlasa da, benzer aralıklarla hızlanarak ilerleyişi, her defasında otobüse yetişmesine engel oluyordu. Alnından damlayan terlerden ne kadar

    çok yorulduğu belli olan bu kararlı genç, her şeye rağmen vazgeçmiyordu.

    Gencin saygıyı hak eden bu kararlılığı ve verdiği mücadele, otobüsteki entelektüellikten uzak kalabalıktaki herkes tarafından sadece seyrediliyordu. Ziya Bey de, tıpkı otobüsteki diğer yolcular gibi, yapabileceği bir şey olup olmadığını sorgulamadan izleyen yolculardan biriydi.

    Gencin otobüse yetişmesinin çok hayati bir önemi olabileceği ihtimali aklına gelene dek her şey olağan görünmüştü gözüne. Hayatı boyunca her zaman eleştirdiği bu toplumsal duyarsızlığın tıpkı ısınan sudan kaçması gerektiğini anlayamadığı için haşlanan kurbağa gibi farkına varamamıştı. Bu duyarsızlığa her koşulda ve şartta itiraz eden bir duruşu olan entelektüel bir insan olmasına rağmen, toplumun içine düştüğü o vebaya kapılıp izleyici kaldığını fark ettiği anda yaşadığı şok, onu kendine getirmişti. Genci izlemek yerine yardımcı olmayı düşünebilir hale gelerek özüne dönebilmeyi başarmıştı.

    Kalabalığı yararak öne doğru birkaç adım ilerledi ve şoföre seslendi:

    Şoför Bey, Şoför Bey! Beni dinleyin lütfen! Bir genç 10 dakikadır otobüse yetişmeye çalışıyor. O kadar çok yorulmasına rağmen halen koşuyor. Durak haricinde durmanız yasak bunu biliyorum ama gerçekten duraktan beri onu izliyorum. Eğer çok önemli bir durum olmasa bu kadar koşmazdı. Bu sefere mahsus güvenli gördüğünüz bir yerde duraklayıp onu alabilirsek gence faydamız olmuş olur. Lütfen, çok rica ediyorum. Durup alalım onu ne olur.

    Yüzündeki yalvaran ifade eşliğinde tatlı ve kibar bir ses

    tonuyla söylediği bu cümleleri otobüsteki herkes duymuştu. Otobüsün içinde sıkışmış yüzlerce yolcu arasında, ondan başka kimse çocuğun otobüsü kaçırmamak için verdiği mücadeleyi umursamamıştı. Şoför bir süre sessiz kalarak, ağır ağır akan trafiğin içerisinde yola devam etti. Bu kibar ve içtenlikle seslenen yolcu, bu kez şoförün yüreğine dokunabilmişti. Pırıl pırıl gözlerle, ufku açık, kibar adamın yaptığı ricaya kayıtsız kalamadı ve otobüsü ilk müsait yer-

    de güvenli şekilde durdurup kapıyı açtı.

    Bu sırada koşmaya devam eden çocuk artık tüm enerjisi tükenip durmak zorunda hissettiği bir anda otobüsün durduğunu görmüş, yüzü bir ay gibi parlamıştı. Kalan son gücünü de aradaki mesafeyi katedip otobüse binebilmek için kullandı. Kapıdan girip kalabalığın içerisinde ilerlerken, şoförün yanından ona minnetle bakarak geçip ilerlemeye devam etti. Zorla ilerleyen bu çocuğa, âdeta uzun zamandır görmediği eski bir dostu bekleyen bir yüz ifadesi ile bakan tek kişi Ziya idi. İlk defa otobüsün arkasından koşarken gördüğü bu yabancı gencin otobüse binebilmesi ile yaşadığı mutluluk gözlerinden okunuyordu. Gencin, kendisine yardım eden kişinin Ziya Bey olduğunu anlaması zor olmamıştı. Ziya Bey’in yanından minnet dolu gözlerle geçmek dışında başka bir şey yapacak enerjisi yoktu. Bulunduğu yerdeki yolcular, o sırada çok terli olduğu için yanından geçerken gencin görmesini dahi umursamadan yüzünü buruşturuyor, imkânı olanlar da ondan uzak durmaya çalışıyorlardı. Bu sıkışık kalabalığın arasında nefes alarak ayakta durabileceği bir yer bulmak için ilerliyordu. Oradan oraya sürüklenip bir tur attıktan sonra geldiği yer

    yine Ziya Bey’e yakın bir nokta olmuştu. Bu sırada otobüs hareket etmeye başladığı için, dengesi bozulup düşme tehlikesi yaşayabileceği sarsıntılar olsa da, otobüsün düşebilmeyi mümkün kılmayan kalabalığı onu korumuştu. Sonunda duracağı yere ulaşıp dengesini sağladığından emin olduktan sonra Ziya Bey’e bakarak, kısık bir sesle Çok teşekkür ederim, diye fısıldadı. Ziya Bey de ona Rica ederim, öyle kararlı koşuyordun ki seni burada bırakamazdım, diye fısıldayarak yanıt verdi. Genç, sonunda otobüse bindiği için Ziya Bey rahat bir nefes almıştı.

    Yolculuk devam ederken, merak içerisinde olsa da, soru sormak için gencin dinlenip kendine gelmesini bekledi. Genç, on dakika kadar sonra kendine geldiğinde soru sormak için doğru zamanın geldiğine kanaat getirdi. Ziya Bey engel olamadığı bir tebessümle gence döndü.

    Açıkçası çok merak içerisindeyim, eğer senin için özel değilse, bu kadar ısrarla otobüsün arkasından koşma nedenini paylaşabilir misin genç?

    Genç bu sorunun geleceğini zaten bekliyor gibi cevap vermeye hazırdı.

    Tabii ki efendim, paylaşabilirim. Hayalim olan üniversitede, hayalim olan bölümü okuyabilmek için ikinci öğretimi, yani gece eğitimi olan bölümü tercih ettim. Bizim derslerimiz o nedenle akşam oluyor. Gündüz ise bir işte çalışıyorum ve artık kazancım yetmediği için mesai yapmaya da başladım. Mesai yapmaya başladığımdan beri geç kalma riski yaşıyorum. İşte böyle otobüsü kaçırınca da, koşa koşa otobüse yetişmek zorunda kalıyorum.

    "Şaşırdım, günümüzde okula yetişmek için böyle gay-

    ret gösterecek öğrenci kaldığını düşünmüyordum. Ülkemiz adına ümitlendim doğrusu. İyi ki seslenmişim öyleyse. Bu hassasiyetinden dolayı seni tebrik ederim genç."

    Ziya Bey, genci sevmişti. Çünkü tıpkı kendisi gibi, sahip olduğu imkânlar ile ulaşabildiği en iyi eğitimi almaya çalışan, geleceği parlak bir genç vardı karşısında. Genç, kısa bir sessizlikten sonra söze devam etti.

    Tebrik edilecek bir şey olduğunu düşünmüyorum çünkü ailem her şeye rağmen benim için birçok fedakârlık yapıp beni okutmaya çalışıyor, derse geç kalmamak için koşmaktan daha normal ne olabilir ki?

    Tebrik ederim genç! Sen de zor durumlarda tıpkı benim gibi istekle gayret gösteriyorsun. Hayat zordur, iyi bilirim. Bak, bu benim kartvizitim. Bir ihtiyacın olursa bana ulaşabilirsin.

    Teşekkür ederim Ziya Bey.

    Ziya Bey içinden, Geleceğin bir entelektüel aydın gencinin yolda kalmasına izin vermedim. Toplumun beni uyuttuğu tepkisizlikten sıyrıldım ve otobüsü durdurup binmesini sağladım. Aferin sana Ziya, aferin. İşte bu gün yaşanmaya değer oldu artık, diye geçirerek keyifle yolculuğuna devam ediyordu.

    Genç, tıkış tıkış ve havasız otobüs atmosferi içerisinde devam eden bu konforsuz ve ızdırap veren yolculuğa yetişmiş olduğu için kendini mutlu hissetmeye çalışıyor olsa da bu mümkün değildi. Aksine bu kadar acı verici, insanlık dışı bir yolculuk için, yapmak zorunda kaldığı koşuyu düşünüyordu. Tıpkı hayallerinin peşinden koşup geldiği bu üniversitede yaşadığı hayal kırıklıkları gibi, ardından

    koştuğu otobüsün de onca mücadelesine rağmen sunduğu kabul etmesi güç şartlarına karşın kaçınılmaz bir hayal kırıklığı yaşıyordu. Bu duygu ona hiç de yabancı değildi. Daha önce de çok kez farklı alanlarda benzer hayal kırıklıkları yaşamıştı. Bu düşüncelerden zihnini arındırmaya çalışırken, bir yandan da insanlığını sorgulamaya sebep olan bu ulaşım şartlarında yolculuk yapabildiği için şükretmesi gerektiği konusunda kendisini ikna etmeye çabalıyordu.

    Ziya’yı

    Enjoying the preview?
    Page 1 of 1