Discover millions of ebooks, audiobooks, and so much more with a free trial

Only $11.99/month after trial. Cancel anytime.

Kristal Krallık
Kristal Krallık
Kristal Krallık
Ebook95 pages49 minutes

Kristal Krallık

Rating: 0 out of 5 stars

()

Read preview

About this ebook

Biz, mahalle duvarlarına büyük harflerle:


‘SENİ SEVİYORUM’ yazıp.


Altına sevdiğimizin adını değil de.


Kendi adımızı yazan bir nesiliz..


Bizim aşkımız..


Kendisi için yapılanı zaten bilir..


Ona göre yaşar..


 


Sana sunulan büyük alkışlar, sadece göz boyama alkışlarıdır.


Ne zaman ki çevrendeki şakşakçıların menfaati dışında bir iş yaparsın, o vakit anlarsın gerçeği..


“Dibe vurduğunu sanıp, bir dip daha olduğunu keşfedebiliyordu insan.” Sözündeki gibi bir dip ne kadar büyüyor görürsün...


O vakit alkış seslerinin yerine yüzüne inen tokat seslerini duyduğunda, hissedeceğin tek şey acı değil.


Dönüşü olmayacak pişmanlıklardır...


 


Ellerimizle eski bir barakaya çekip, duvarda asılı duran kalkan ve kılıçlarla katletmedik mi aşkı.


Oysa ki, ne çok kaçacak yeri vardı aşkın o tenekeden barakada...


Şimdi, en az ruhlarımız kadar delik deşik bu mekanda...


Neler arzulardık neleri düşlerdik, katliamın önüne geçemedik belki


Ama sevgiyi yok etmekte birer usta idik.


Çünkü, birbirimizle savaşmanın verdiği haz, herşeyin üstüne geçmişti...


 


Büzüşmüş olan ciğerlerime bir pipet atıp şişirmek yerine, kalan son havayı bir anda çekiverdin, suni teneffüs saatlerinde.


Bir krallık kurmuştum kendime sadece bana ait olan, tarifi olmayan duygularla beslenmiş büyümüş gitmiş en sonunda çökmüş bir krallık… 


 

LanguageTürkçe
Release dateMay 24, 2019
ISBN9786057861979
Kristal Krallık

Related to Kristal Krallık

Related ebooks

Reviews for Kristal Krallık

Rating: 0 out of 5 stars
0 ratings

0 ratings0 reviews

What did you think?

Tap to rate

Review must be at least 10 words

    Book preview

    Kristal Krallık - Zeki Basut

    Kristal Krallık

    Zeki Basut

    Kitap adı: KRİSTAL  KRALLIK

    Yazar adı: ZEKİ BASUT

    Sayfa Düzeni ve Grafik Tasarım:  e-Kitap PROJESİ

    Editorial & Kapak Tasarım :  © e-Kitap Projesi

    Kapak Resmi: Lenin'i Hatırlama tablosu (Salvador Dali, Reprodüksiyon),  © e-Kitap Projesi

    Yayıncı (Publisher):  e-KİTAP PROJESİ,

    www.ekitaprojesi.com, 2019

    Yayıncı Sertifika No:  32712

    İstanbul,  Mayıs / 2019

    ISBN:  978-605-7861-97-9

    İLETİŞİM:

    E-posta:   z.basut@hotmail.com

    facebook.com/zeki.basut

    İNSTAGRAM:

    @z.basut

    @kristal_krallık

    Cevap ve yorumlarınız için:

    {For reply and your Comments}

    www.ekitaprojesi.com/books/kristal-krallik

    www.facebook.com/EKitapProjesi

    İçindekiler:

    Yazar Hakkında

    SIRA DIŞI SEVMEK

    KÜÇÜK MİSAFİR

    DOST

    YENİ EVİMİZDE

    HASTANE

    BUGÜN DEĞİL

    MEDİKAL

    HASTANE 2. KAÇIŞ

    EVE DÖNÜŞ

    SAVAŞI NASIL KAZANDIM?

    ŞİİRLERİM

    ACI

    AŞK

    AŞKI KATLET

    BANA ÖĞRET

    BATAKLIĞINA DÖN

    BEKLEMEK

    BİLEMEDİM

    BİR DÜŞ

    BİR PARÇA ÇİKOLATA

    BÖLÜNEN DALGALAR

    ÇARESİZLİK

    DÖKÜLEN GÜNEŞ

    DÖNÜŞÜ OLMAYACAKTI

    DUYGU TRAVMASI

    FİLM

    GECENİN RENGİ

    GERÇEKLERİ SUSTURMAK

    GİBİ

    GÜNEŞİN KALBİ DELİNDİ

    İÇİMDEKİ SAVAŞ

    İŞARET

    KAÇAK DÜŞLER

    KARANLIĞI ALKIŞLAMAK

    Yazar Hakkında

    (Kısa Özgeçmiş)

    Ben Zeki BASUT 13.04.1982 yılında Giresun’da dünyaya geldim. Lise mezunuyum, uzun yıllar ticaret ile uğraştım. Şimdi bir kamu kurumunda memur olarak çalışmaktayım. 15 yıldır hobi olarak yazmaktayım.

    Çok şeye hizmet eden duyguların bölünüşü belki de,

    Adı yalnızlıkla başlayan onca hissediş.

    Büzüşmüş olan ciğerlerime bir pipet atıp şişirmek yerine, kalan son havayı bir anda çekiverdin, suni teneffüs saatlerinde...

    Bir krallık kurmuştum kendime sadece bana ait olan, tarifi olmayan duygularla beslenmiş büyümüş gitmiş en sonunda çökmüş bir krallık…

    SIRA DIŞI SEVMEK

    §

    Seni daha yeni bulmuşken kaybediyorum nedensizce, beyin damarlarım zorlanıyor artık düşünmekten. Bana bunu neden yapıyorsun, canım babam! Kendini her gün attığın uçurumlardan ben defalarca düşüyorum.

    Girdiğin korku tünelinin gönülsüz refakatçisiyim şimdi.

    Oysa ki, ne çok isterdim titremeden yanında oturmayı, dişlerimi sıkıyorum yerli yersiz ve de istemsiz.

    Kaybolmayı bekleyen o kadar çok ses var ki, nasıl anlatılır bilmiyorum, işte içinde bulunduğum girdap basımı öyle döndürdü ki kendi benliğimi unuttum artık.

    Evimizdeki eşyalar teker teker bozuluyor, dua ediyorum her gün bir diğeri bozulmasın diye.

    Keşke kendimi daha iyi ifade etme şekli bulabilseydim. Bir çıkış arıyorum sürekli bataklıktan çıkış.

    Pes etmek yersiz, asla pes etme! Bu bir savaş yalnızca güçlülerin ayakta duyabileceği bir savaş.

    Sabah 05:00...

    Zihnim dinliyor. Bir gürültü ile uyanıyorum, kedinin yerde can çekişmesi gibi bir patırtı. Aklıma düşüyor ansızın babam. Yatağımdan fırlıyorum. Her zamanki oturduğu koltuğun önünde diz çökmüş eller yukarı çekilmiş vaziyette kafası geri düşmüş; istemsizce sallanıyor ve nefes alamaz halde.

    Sesleniyorum duymuyor bedenini tutup yere yatırıyorum. Nefes almıyor, dili boğazına kaçmış, hırlıyor. Ağzına sokuyorum parmağımı, dilini yakalayıp düzeltmeye çalışıyorum ve başardım. Nefes almaya başlıyor. Bir tokat atıyorum ayılsın diye, hırlama sesi geliyor.

    Kendisine gelir gibi oluyor, şah damarına bastırıyorum parmağımı kalbi atıyor ama çok hızlı. Ayaklarını tutup havaya kaldırıyorum beynine oksijen gitsin diye; sonra yan yatırıyorum.

    Kendine geliyor; yüz üstü dönüyor ve yerden bir şeyler topluyor, yermiş gibi yapıyor sonra bana bakıyor boş gözlerle. Baba iyi misin? diyorum.

    Yakışıklı çocuk nerede? diyor, Gitti mi?" diye soruyor.

    Kaldırıyorum koltuğuna, yattığı yere uzandırıyorum, titriyor; şarap veriyorum bir bardak, içiyor kusuyor kabul etmiyor artık bünyesi. Bir hafta boyunca kusmuştu öncesinde. Yoksunluk krizi geçiriyor, artık alkol kabul etmiyor bünyesi. Uzanıyor, biraz uyur gibi oluyor, bekliyorum yani başında. Çok geçmeden yine başlıyor istemsiz titremeler. Kendini sıkıyor, nefes almıyor ellerini büküyor ve kasılmaya başladığı anda dili geri kaçıyor. Çaresizce elimi yine ağzına sokuyorum, felç geçirir gibi kasıyor kendini, ağzını kapatıyor, zorlayarak alt üst toplasan kalan dört dişinden birini sökerek ulaşıyorum diline. Ve tutup çekiyorum nefes alsın diye yeniden, artık geçmeyeceğini düşünüyorum. Ambulansı arıyorum durumu ve adresimi söylüyorum.

    Sokağa çıkıyorum ambulansı karşılamak için evden; polisle birlikte geliyor sağlık görevlileri. Girip alıyorlar babamı. Babam zar zor konuşabiliyor sorular soruyorlar babama bilinci yerinde değil. Ambulansa bindiriyoruz. Evden çıkıyoruz. Ben de refakat ediyorum babama; hemşire damar yolu açıyor tansiyonunu ölçüyor yola çıkıyoruz. Hastaneye doğru giderken sabahın 08:00’inde garip bir şekilde hemşire selfie çekiyor. Şaşkınlık ve kaygı içinde

    Enjoying the preview?
    Page 1 of 1