İman ve İbadetlerde: Coşku, Heyecan, Aksiyon, Huzur, Mutluluk- (Hasan Şahin Külliyatı -27)

By Hasan Şahin

İman, ibadet, ahlak ve muamelat konularını yaşayan kimselere aşk, heyecan, coşku, tat, lezzet ve zevk veren Yüce Allah’a atomların sayısınca hamd ve sena ederiz.
Gönlünde, ailede, toplumda, camide, çarşıda, sokakta, bahçede, yolda ve savaşta coşku ve heyecanı yaşayarak örnek olan şanlı Peygamber Efendimize yıldızların sayısınca selam eder, onun kutlu yolundan yürüyeceğimizi ilan ederiz.
İlim öğrenme ve öğretmekte, Kur’an okuma ve dinlemede, mana ve maksatlarını anlamada, namazları eda etmekte, ibadetleri yerine getirmede, güzel ahlakı yaşamada çok harika eserler yazan İslam âlimlerine Allah’tan rahmet ve yüce makamlar niyaz ederiz.
Bir iş veya ibadet ederken coşku, heyecan ve lezzet almak şart değildir. Ama yaptıklarından zevk alan, neşe kapan, coşku ve heyecan yaşayan kimse, daha çok ibadet yapmaya ve daha özenli ibadet etmeye yönelir.
Yaptığı iş ve ibadetlerde coşku, heyecan, aşk, şevk, neşe ve tadı olmayan kimse isteksiz, özensiz, bir müddet sonra da ibadetleri yapmaktan uzaklaşır. İmanı zayıflar, enerjisi azalır, gücü cılız hale gelir.
Coşku, heyecan, moral, zevk, lezzet ve tat almak kişiye enerji verir, güç sağlar, kuvvet kazandırır. Bu bağlamda iman, ibadet, ahlak ve muamelat konularındaki coşku, heyecan ve zevkleri öğrenmek, bilmek, gönlünde yaşamak daha iyi bir Müslüman olmaya vesile olabilir.
İman, Kur’an ve hadisi şerifler çok büyük bir güç, harika bir coşku, muhteşem bir lezzet ve bitmez bir enerji kaynağıdır.
Kur’an ve Kur’an ilimleri, namaz kılmak, mali ibadetleri yerine getirmek, oruç tutmak, hac ve umreye gitmek, ev, araba, para, meslek, makam ve servetle İslam dinine ve insanlara hizmet etmek gibi her türlü iş ve ibadetlerde coşku, heyecan, moral ve zevk vardır.
Yüce Allah buyuruyor:
“(Ey Resulüm! Müminlere) de ki: “Ancak Allah'ın fazlıyla ve rahmetiyle, evet yalnız bununla sevinsinler! Bu, onların (dünyadaki bütün) toplamakta olduklarından daha hayırlıdır.” (Yunus suresi, 10/58)
Resul-i Ekrem Efendimiz buyurdular:
“Üç özellik vardır; bunlar kimde bulunursa o kişi, imanın tadını yaşar:
1- Allah ve Resul'ünü, bu ikisinden başka her şeyden fazla sevmek.
2- Sevdiğini Allah için sevmek.
3- İmana erdikten sonra küfre dönmeyi ateşe atılmak gibi çirkin ve tehlikeli görmek.” (Buhârî, İman 9, 14, İkrah 1, Edep 42)
Her türlü iyilik ve güzelliklerin kaynağı Yüce Allah’tır. Her iş ve her şey O’nun ilim, irade, kuvvet ve yardımıyla olur.
Her türlü kusur, eksik ve hata bana, her türlü güzellik, iyilik ve mükemmellik Yüce Allah’a aittir.
Hasan ŞAHİN

• Language: Türkçe
• Publisher: Roh Nordic AB
• Release date: Mar 15, 2023
• ISBN: 9798201670269

Hasan Şahin

Hasan Şahinİlahiyatçı- Yazar1959 Yılında Trabzon’un Çaykara ilçesi Baltacılı köyünde doğdu. İlkokuldan sonra hafızlık yaptı.Rize ilinde başladığı İmam Hatip okulunu İzmir de bitirdi.Mısır (Kahire) ve Suudi Arabistan (Medine'de) üç̧ yıl özel olarak Arap dili ve edebiyatı, Tefsir, hadis ve fıkıh dersleri aldı.İzmir 9 Eylül Üniversitesi İlahiyat fakültesinden mezun oldu. Yozgat ve İzmir’de İmam hatiplik yaptı. Edirne, Giresun, Erzurum, Trabzon ve İstanbul illerinde vaizlik yaptı.Uzman vaiz olarak memurluk hayatını bitirdi.Evli ve Allah'ın hediyesi dört evladı var.Sosyal faaliyetleri:-Edirne ve Trakya TV’de iki yıl haftada bir saat dini sohbetler yaptı.-Trabzon TV’de 6 yıl her hafta dini programlar icra etti.-Trabzon bölgesel “Taka” gazetesinde 7 yıl her hafta köşe yazıları yazdı.-Çeşitli il ve ilçelerde hac, umre ve çeşitli konularda konferans ve seminerler verdi.-Cezaevleri, sevgi evleri ve yaşlılar yurtlarında yıllarca manevi rehberlik yaptı.-İmam Celaleddin es-Suyuti'nin “Kabir hayatı” kitabını Arapçadan Türkçeye çevirdi.-“Hac ve Umre'ye hazırlık” kitabı basıldı.-Şu ana kadar 62 adet kitap yazdı.-Her hafta Cuma hutbeleri yazmaktadır.

Book preview

Önsöz

İman, ibadet, ahlak ve muamelat konularını yaşayan kimselere aşk, heyecan, coşku, tat, lezzet ve zevk veren Yüce Allah’a atomların sayısınca hamd ve sena ederiz.

Gönlünde, ailede, toplumda, camide, çarşıda, sokakta, bahçede, yolda ve savaşta coşku ve heyecanı yaşayarak örnek olan şanlı Peygamber Efendimize yıldızların sayısınca selam eder, onun kutlu yolundan yürüyeceğimizi ilan ederiz.

İlim öğrenme ve öğretmekte, Kur’an okuma ve dinlemede, mana ve maksatlarını anlamada, namazları eda etmekte, ibadetleri yerine getirmede, güzel ahlakı yaşamada çok harika eserler yazan İslam âlimlerine Allah’tan rahmet ve yüce makamlar niyaz ederiz.

Bir iş veya ibadet ederken coşku, heyecan ve lezzet almak şart değildir. Ama yaptıklarından zevk alan, neşe kapan, coşku ve heyecan yaşayan kimse, daha çok ibadet yapmaya ve daha özenli ibadet etmeye yönelir.

Yaptığı iş ve ibadetlerde coşku, heyecan, aşk, şevk, neşe ve tadı olmayan kimse isteksiz, özensiz, bir müddet sonra da ibadetleri yapmaktan uzaklaşır. İmanı zayıflar, enerjisi azalır, gücü cılız hale gelir.

Coşku, heyecan, moral, zevk, lezzet ve tat almak kişiye enerji verir, güç sağlar, kuvvet kazandırır. Bu bağlamda iman, ibadet, ahlak ve muamelat konularındaki coşku, heyecan ve zevkleri öğrenmek, bilmek, gönlünde yaşamak daha iyi bir Müslüman olmaya vesile olabilir.

İmanda coşku ve heyecan

Kur’an’ı öğrenme, okuma, dinleme, anlama, yaşama, anlatma, öğretme ve yaşatmada coşku ve heyecan

Namaz, zekât, oruç gibi ibadetlerde coşku ve heyecan

Ahlakta coşku ve heyecan

Hak ve hukukta coşku ve heyecan

İlimde coşku ve heyecan

Emri bi’l ma’ruf, Nehyi ani’l Mükerde coşku ve heyecan

Cihatta coşku ve heyecan

Allah’ın dinine hizmet etmede coşku ve heyecan

Fedakârlıkta coşku ve heyecan

Vefada coşku ve heyecan

Sadakatte coşku ve heyecan

İnfakta coşku ve heyecan

Af ve bağışlamada coşku ve heyecan

Hastalık, kaza, bela ve musibetlere dayanmada coşku ve heyecan

Hayır kurumları yapmada coşku ve heyecan

Günahlardan kaçınmada coşku ve heyecan

Kitabı yazmanın amacı Müslümanların,

İmanlarını kuvvetlendirmek

İbadetleri özenle yapmalarına yardımcı olmak

Güzel ahlakı yaşamayı özendirmek

Bütün insanların hak ve hukuklarına dikkat ettirmek

Her türlü ibadetleri heyecanla yaptırmak

Bela, musibet ve sıkıntılara karşı heyecanla dayanmak

Ailede, toplumda, iş hayatında ve hayatın her alanında heyecanı canlı tutmak

Her türlü şartlarda coşku, heyecan, sevgi, neşe, lezzet ve zevkin gücünden faydalanmak…

İman, Kur’an ve hadisi şerifler çok büyük bir güç, harika bir coşku, muhteşem bir lezzet ve bitmez bir enerji kaynağıdır.

Kur’an ve Kur’an ilimleri, namaz kılmak, mali ibadetleri yerine getirmek, oruç tutmak, hac ve umreye gitmek, ev, araba, para, meslek, makam ve servetle İslam dinine ve insanlara hizmet etmek gibi her türlü iş ve ibadetlerde coşku, heyecan, moral ve zevk vardır.

Yüce Allah buyuruyor:

(Ey Resulüm! Müminlere) de ki: Ancak Allah'ın fazlıyla ve rahmetiyle, evet yalnız bununla sevinsinler! Bu, onların (dünyadaki bütün) toplamakta olduklarından daha hayırlıdır." (Yunus suresi, 10/58)

Resul-i Ekrem Efendimiz buyurdular:

"Üç özellik vardır; bunlar kimde bulunursa o kişi, imanın tadını yaşar:

1- Allah ve Resul'ünü, bu ikisinden başka her şeyden fazla sevmek.

2- Sevdiğini Allah için sevmek.

3- İmana erdikten sonra küfre dönmeyi ateşe atılmak gibi çirkin ve tehlikeli görmek." (Buhârî, İman 9, 14, İkrah 1, Edep 42)

Her türlü iyilik ve güzelliklerin kaynağı Yüce Allah’tır. Her iş ve her şey O’nun ilim, irade, kuvvet ve yardımıyla olur.

Her türlü kusur, eksik ve hata bana, her türlü güzellik, iyilik ve mükemmellik Yüce Allah’a aittir.

1- İbadetlerde coşku heyecan, zevk, neşe ve lezzet almamanın sebepleri

İnsanın görevi Allah’a inanmak, emredilen şekilde ibadet emek, yasaklanan şeylerden kaçınmak, öğütlerden faydalanmak ve güzel ahlak sahibi olmaktır. İnsan yaptığı ibadetlerden zevk ve lezzet almak zorunda değildir. Ama kişi ibadetlerden zevk ve lezzet alırsa, ibadetlere daha çok sarılır, daha çok özenerek yapar.

İnsan hasta olduğu zaman en çok sevdiği yemeklerden bile tat ve lezzet alamadığı gibi, manevi hastalıkları olan da ibadetlerden zevk ve lezzet alamaz veya az alır.

İbadetlerden zevk, coşku ve heyecan almaya engel sebepler:

İman zayıflığı

İbadetlerin farz, vacip ve sünnet ve adaplarını yerine getirmemek

İbadetleri özenerek ve şuurla yapmamak

Devamlı günah işlemek

Haram kazanç, haram yemek, haram içmek, haram giymek, haram eşya kullanmak

Kul ve kamu haklar yemek veya zarar vermek

Dünyanın para, ev, servet, makam, meslek, spor, müzik, moda gibi oyuncaklarını Allah’tan, peygamberden, Kur’an’dan ve ibadetlerden daha çok sevmek ve daha çok ilgilenmek

Kur’an’a ve Kur’an ilimlerine, dua etmeye, namaz kılmaya, kitap okumaya, sohbet dinlemeye zaman ayırmamak

Yapılan iyilik, ibadet ve işleri maddi çıkar, makam beklentisi veya takdir edilmek ve gururlanmak için yapmak

İbadetlerin değerlerini, mükâfatlarını ve önemlerini bilmemek

Tek başına İslamiyet’i çalışmak, cemaatten uzak durmak

İslam davasına hizmet etmemek

Helal ve haramlığı şüpheli olan kazanç, yiyecek, içecek, giyecek ve kullanılacak eşyalara dikkat etmemek.

İbadetlerden zevk ve lezzet almanın tedavi yolları:

Kitap okuyarak, sohbet dinleyerek, ilim tahsil ederek, varlıkları tefekkür ederek imanı kuvvetlendirmek

Bütün ibadetlerin farz, vacip, sünnet ve adaplarını yapmak

İbadetleri özenerek ve şuurla yapmak

Helal kazanmak, helal yemek, helal içmek, helal giyinmek, helal eşya kullanmak

Yapılan günahlara pişman olmak, tövbe ve istiğfar yapmak

Ev, araba, para, meslek, makam, müzik, spor, moda vb. dünyalıkları Allah’ın rızasını kazanmak için bir araç olarak kullanmak

Kur’an’a ve Kur’an ilimlerine, dua etmeye, namaz kılmaya, kitap okumaya, sohbet dinlemeye her gün belli bir zaman ayırmak

Yapılan her türlü iş, ibadet ve hayırları insanlardan karşılık beklemeden sadece e sadece Allah rızası için yapmak, ihlasla yapmak

İbadetlerin değerlerini, önemlerini, faziletlerini ve mükâfatlarını bilmek

Cemaatle beraber hareket etmek

Ev, araba, para, meslek, makam ve becerileriyle İslam dinine ve Müslümanlara hizmet etmek

Helal ve haramlığı şüpheli olan kazanç, yiyecek, içecek, giyecek ve kullanılacak eşyalardan uzak durmak.

İmanda coşku ve heyecan

Allah’a imanda coşku ve heyecan

İman moral, sevinç, neşe, huzur, heyecan, güç, kuvvet, sevgi, barış

Hakiki inananlar onlardır ki; Allah anıldığı zaman, kalpleri titrer. Allah’ın ayetleri onlara okunduğu zaman, imanları artar ve yalnızca Rablerine tevekkül ederler. (Enfal suresi, 8/2)

İnsanlara bir rahmet tattırdığımız zaman ona sevinirler. (Rum suresi, 30/36)

De ki: Allah'ın ihsanıyla ve rahmetiyle, ancak bununla ferahlansınlar. Bu, onların toplamakta olduklarından (dünya menfaatinden) daha hayırlıdır." (Yunus suresi, 10/58)

(Onlar) Allah'ın lütfuyla kendilerine bağışladığı (şehitlikten) övünç duyarlar. Ve arkada kalıp henüz kendilerine (şehid olarak) katılmamış olan kardeşlerine, hiçbir korku ve üzüntü olmayacağını müjdelemek isterler. (Al-i İmran suresi, 3/170)

Müminler, Allah’ın yarattığı varlıklara bakarak sevinç, neşe ve heyecan duyarlar

Her varlığı en güzel bir şekilde yaratan Allah’ın harika icraatlarını coşku, heyecan ve neşeyle seyreder.

Varlıklara yerleştirilen mükemmel yasa ve nizamları sevinç, coşku ve heyecanla izlerler.

İman, ibadet, ahlak, tesbih, zikir, şükür ve dualarla Allah’ın şanını aşkla, zevkle, şevkle, zevkle coşkuyla ve heyecanla yüceltirler.

Allah’ın emrettiği ibadetleri sevinç, neşe, zevk, coşku ve heyecanla yaparlar.

Allah’ın yasakladıklarından da aşkla, zevkle, şevkle, coşku ve heyecanla kaçarlar.

İslam ahlakını aşkla, zevkle, şevkle, heyecanla ve coşkuyla yaşarlar.

İnsanlarla bütün ilişkilerde Kur’an ve sünnetin kanunlarına aşkla, zevkle, şevkle, coşku ve heyecanla uyarlar.

Ey iman edenler, Allah’tan korkup-sakının ve (sizi) O’na (yaklaştıracak) vesile arayın… (Maide Suresi, 35)

Müminler ölünceye kadar Kabir azabından, mahşerde hesabın zorluğundan, mizanda sevap veya günahların ağır geleceği endişesinden, sırat köprüsünden düşmeden geçmeden ve cehenneme girmekten korkarlar ve onun için aşkla, zevkle, şevkle, coşkuyla ve heyecanla İslam dinini yaşamaya çalışırlar.

Müminler ev, araba, para, meslek, makam ve her türlü imkânları Allah’a yakın olmak için aşkla, zevkle, şevkle, coşkuyla ve heyecanla onları kullanırlar.

Allah onları (müminleri) sever; onlar da Allah'ı severler. (Maide suresi, 5/54)

Rabbinizden bağışlanma dileyip sonra O'na tövbe edin. Gerçekten benim Rabbim çok rahmet eden, çok sevendir. (Hud suresi, 11/90)

İman eden kimselerin Allah'a olan sevgisi ise daha kuvvetli ve devamlıdır. (Bakara suresi, 2/165)

Amellerin en üstünü, en faziletlisi Allah için sevmektir. (Nesâî, Sünnet 2)

Sevdiğini Allah için sevmek, yerdiğini de Allah için yermek imandandır. (Buhârî, Îmân 1)

Allah için birbirini seven ve bu sevgiyle buluşup bu sevgiyle ayrılanlar mahşer gününde Allah’ın özel konukları olacak ve hiçbir şeyden korkmayacaklardır. (Buhârî, Eẕân 36; Müslim, Zekât 91;Tirmizî, Zühd 53)

İman etmedikçe cennete giremezsiniz, birbirinizi sevmedikçe de iman etmiş sayılmazsınız. (Müslim, Îmân 94, Ebû Dâvûd, Edeb 13)

Böylece iman edip salih amellerde bulunanlar; artık onlar ‘bir cennet bahçesinde’ ‘sevinç içinde ağırlanırlar’. (Rum Suresi, 15)

Müminler en çok Allah’ı, sonra önem sırasına göre Allah’ın sevdiği varlıkları aşkla, zevkle, heyecanla, coşkuyla ve şevkle severler.

Kur’an’ı kerimi, bütün peygamberleri, gelmiş geçmiş ve gelecek olan bütün müminleri aşkla, zevkle, coşkuyla, heyecanla ve neşeyle severler.

Müminler Allah’tan bağışlanmayı, merhamet edilmeyi, ihsanlarına mazhar olmayı aşkla, zevkle, neşeyle, coşkuyla ve heyecanla isterler.

Müminler kabirde, mahşerde, hesapta, mizanda, sıratta ve cennette coşkuyla, neşeyle, zevkle, lezzetle ve huzurla yaşarlar.

Meleklere imanda coşku ve heyecan

Melekler nurdan yaratılmış, özel donanımlı Allah’ın görevli varlıklarıdır. Yemek, içmek, uyumak, unutmak, erkeklik, dişilik gibi insana ait özellikleri yoktur. Allah’ın hiçbir emrine isyan etmezler, Allah’ın verdiği görevleri eksiksiz yerine getirirler.

Yüce Allah görevleri gereği bazısını büyük, bazısını da küçük olarak yaratmıştır. Meleklere kızılmaz. Çünkü onlar insanlara hizmet etmek için görevlendirilmişlerdir.

Büyük melekler:

Hazreti Cebrail: Allah’tan aldığı emir-yasak ve öğütleri hazreti peygamberlere iletmekle görevlidir.

Hazreti Mikail: Bulut, rüzgâr, yağmur, toprak, deniz ve onlarda olan harika işleri