Discover millions of ebooks, audiobooks, and so much more with a free trial

Only $11.99/month after trial. Cancel anytime.

Çöl Gezegen
Çöl Gezegen
Çöl Gezegen
Ebook1,015 pages7 hours

Çöl Gezegen

Rating: 0 out of 5 stars

()

Read preview

About this ebook

Dünyadaki İklim ve Su kriziyle ilgili en iyi


Bilimkurgu kitabını okumaya hazır mısınız?


Dünyadaki tüm su bitse, Mars veya Venüs gibi bir Çöl Gezegen’e dönüşse ne olurdu?


Yıl: 2199.


Dünyada tüm su bitmiştir ve çöllerden oluşan MARS veya VENÜS gibi kurak bir gezegene dönüşmüştür. Yaşayan sadece 20 bin kişilik küçük bir grup insan kalmıştır ve onlar da atmosfer yok olduğu için yerin binlerce kilometre altına sığınmıştır. Başlarında direnişin lideri olarak ‘MAX’ isimli bir genç vardır. Amerika’da başlayıp her yerde devam eden yangınlar, küresel ısınma ve iklim kriziyle başlayıp, Kıyamet’e uzanan bir hikaye ve savaşlar. Su veya alternatifini bulmak için uzaya koloni kurmak zorunda olan ve Dünya-Dışı bir ırkla yaptıkları savaşı kaybedip, yeraltına sığınmak zorunda olan bir insanlık var karşımızda bu yeni hikayede. Fakat insanlığın sonu gelmeden önce Max, bu sona adım adım nasıl gelindiğinin hikayesini bu kitapta bize anlatacak.


Uzun yıllardır, bu 3 meseleye mantıklı bir açıklama getirilememektedir:


1- Dünyanın her yerinde rastgele çıkan ‘Orman Yangınları’


2- Denizlerdeki ve Göllerdeki ‘Suyun Aniden Azalması’ ve


3- Aniden ortadan kaybolan ‘Milyonlarca İnsan’


Bunun da ötesinde, Dünya’nın pek çok yerindeki orman yangınları, sebebini iklim krizi ve küresel ısınmaya bağlamak için ve onlarla pazarlığa oturup anlaştıkları için, kötü bir küresel teşkilat tarafından kasten çıkarılmaktadır. Bu şeytani teşkilatın amacı, bu Dünya-Dışı güçlerle işbirliği ve anlaşma yaparak, bazı lazer silahlarıyla donatılmış olan UFO’ları da yönlendirip, tüm canlıların çoğunu yok edip, Dünya’yı sadece kendi seçtikleri elit bir grup insanın yönetiminde yaşadığı, tamamen bir ÇÖL GEZEGEN’e dönüştürmektir ve bunun için de Amerika Nevada’daki gizli 51. BÖLGE yeraltı üssünü merkez olarak kullanmaktadırlar.


2045 yılında, Singapur’da yapılan bir bilimsel toplantıda, Dünya üzerinde ortadan kaybolan suyun, sadece küresel ısınma veya iklim şartlarına bağlı olmadığını, çok daha önemli bir sebebi olduğunu bir bilimsel teorisinde tüm dünyaya yıllardır anlatmaya çalışan Prof. Richard Nickson, ortadan kaybolan şeyin sadece su olmadığını çok yakında anlayacaktır. Çünkü, hayatta kalabilmek için dünyadan üç şeyi kaçırarak UFO’larla oraya taşımak zorundadırlar:


1- Vücut sıvılarını hayatta tutmak için ‘SU’


2- UFO yakıtı olarak kullanmak zorunda oldukları ‘ALTIN’ ve


3- Deneylerde ve Madenlerde çalışmak için kullanılan ‘İNSANLAR’


Herşey 2050 yılına gelindiğinde, Dünya’nın her yerinde çıkan ve sebebi bir türlü tesbit edilemeyen orman yangınlarıyla başlar. Bunun da ötesinde, Dünya’daki Su miktarı yüzde 10 azalmıştır ve Deniz seviyesi 50 metre geriye çekilmiştir, büyük Göllerin çoğu kurumak üzeredir. Birleşmiş Milletler’de başkan yardımcılığı görevini yürüten James Scott’un yeğeni Nelson, nişanlısı Chelsie ile yeni evlenmek üzeredir. Anne ve babası 5 yıl önce gizemli bir uçak kazasında ölmüştür. Hayattaki tek yakını olan amcasını düğüne davet etmek üzere Nevada’dan Arizona’ya doğru arabasıyla yola çıktığında, dünyanın en kurak yerlerinden birisi haline gelen Nevada Çölü’nü geçerken, çölün ortasında parlak bir sıradışı cisim görür ve arabasını durdurur. Yanına gittiğinde dev bir üçgen piramit şeklindeki metal monolitle karşılaşır ve tam onu incelerken gökyüzünden parlak bir cisim uçarak o yöne doğru inmektedir ve arkasında duran 1 metre boyundaki uzaylı yaratık tarafından saldırıya uğrayıp kaçırılır. Artık, uzak bir galaksiye götürülmek üzere bir uzay aracına bindirilip, geri dönüşü mümkün olmayan uzun bir yolculuğa çıkar ve artık o da kaçırılan diğer insanlar gibi bir köledir. 


Dünya 100 yıl içinde kurak bir ÇÖL GEZEGEN’e mi dönüşecektir?


ÇÖL GEZEGEN, KIYAMET’e doğru uzanan, insanlığın Dünya üzerindeki var olma veya yok olma mücadelesini, daha önce hiç okumadığını

LanguageTürkçe
Release dateDec 1, 2021
ISBN9786257287609
Çöl Gezegen
Author

Murat Ukray

YAZAR:MURAT UKRAYYetkinlikler:Aynı zamanda bir yazar olan ve yaklaşık genel araştırma konuları ile fizikle ve birleşik alan kramı ile ilgili 2006’dan beri kaleme aldığı yaklaşık 12 eseri bulunan Murat UKRAY, yine bunları kendi kurmuş olduğu çeşitli web siteleri üzerinden, kitaplarını sadece dijital elektronik ortamda, hem düzenli olarak yılda yazmış veya yayınlamış olduğu diğer eserleri de yayın hayatına e-KİTAP ve POD (Print on Demand -talebe göre yayıncılık-) sistemine göre yayın hayatına geçirerek okurlarına sunmayı ilke olarak edinirken; diğer yandan da, projenin SOSYAL yönü olan doğayı korumak amaçlı başlattığı "e-KİTAP PROJESİ" isimli yayıncılık sistemiyle KİTABINI KLASİK SİSTEMLE YAYINLAYAMAYAN "AMATÖR YAZARLAR" için, elektronik ortamda kitap yayıncılığı ile kitaplarını bu sistemle yayınlatmak isteyen PROFESYONEL yayıncılar ve yazarlar için de hemen hemen her çeşit kitabın (MAKALE, AKADEMİK DERS KİTABI, ŞİİR, ROMAN, HİKAYE, DENEME, GÜNLÜK TASLAK) elektronik ortamda yayıncılığının önünü açan e-YAYINCILIĞA 2010 yılı başlarından beri başlamıştır ve halen daha ilgili projeleri yürütmektedir..Aynı zamanda YAZAR KOÇLUĞU ve KUANTUM & BİRLEŞİK ANA KURAMI doğrultusunda, kişisel gelişim uzmanlığı konularında da faaliyet göstermektedir..Çalışma alanları:Köşe yazarlığı yapmak, Profesyonel yazarlık (12 yıldır), Blog yazarlığı, web sitesi kurulumu, PHP Programlama, elektronik ticaret sistemleri, Sanal kütüphane uygulamaları, e-Kitap Uygulamaları ve Yazılımları, Kişisel gelişim, Kuantum mekaniği ve Birleşik Alan teorisi ile ilgili Kuramsal ve Uygulama çalışmaları..

Read more from Murat Ukray

Related to Çöl Gezegen

Titles in the series (20)

View More

Related ebooks

Reviews for Çöl Gezegen

Rating: 0 out of 5 stars
0 ratings

0 ratings0 reviews

What did you think?

Tap to rate

Review must be at least 10 words

    Book preview

    Çöl Gezegen - Murat Ukray

    Col Gezegen

    ÇÖL GEZEGEN

    Gözlerimi açtığımda içinde sadece kum taneleri olduğunu fark ettim!

    Mockup (Col Gezegen) copy copy

    Murat Ukray

    2021

    ÇÖL GEZEGEN | BİLİM-KURGU ROMAN

    Yazarı (Author): MURAT UKRAY

    Kapak ve Resimler: Yazar

    Sayfa Düzeni ve Grafik Tasarım: E-Kitap Projesi

    İçerik ve Dizgi (Content): Bu Kitap, E-Kitap Projesi tarafından hazırlanmıştır.

    Kapak Resmi (Cover Image): Arka Plan (Background): "Kızıl Gezegen: Mars Red Planet: Mars Shutterstock Image, Ön Plan (Foreground): Mars gezegenine iniş yapan Astronot ile Çöl Gezegen’deki Saiborglarla yapılan Son Savaş ve yaşayan Son İki İnsan: Max ve Lena The Astronaut landing on the planet Mars and the Final Battle with the Saiborgs on the Desert Planet and The Last Two Humans alive: Max and Lena" [© Shutterstock Image, E-Kitap Projesi & Cheapest Books (2021)]

    Kitaptaki Mars ve Uzay resimleri: Bu resimler NASA tarafından üretildiği için Kamu Malı’dır (Public Domain). Aksi belirtilmediği sürece NASA tarafından üretilen malzemenin telif hakkı olmadığı NASA telif politikasında belirtilmiştir. Yeni Resim (1)

    Açıklama: e-kitap-projesi-(Boş Logo) copy

    www.ekitaprojesi.com

    www.facebook.com/EKitapProjesi

    ISBN: 978-625-7157-15-5

    eISBN: 978-625-7287-60-9

    İstanbul, 2021

    Yayıncı (Publisher): E-KİTAP PROJESİ, Bilim-Kurgu Dizisi-4

    Yayıncı Sertifika No: 45502

    Tüm Hakları Saklıdır

    M. Ukray, 2021

    © Copyright, All Right Reserved

    Bu kitabın tüm yayın hakları yazarın kendisine aittir. Tanıtım alıntıları dışında izinsiz çoğaltılması yasalarımıza göre suç sayılmaktadır. Böyle bir harekete kalkışmak yerine, bize sorarsanız uygar ve paylaşımcı dünya adına seviniriz..

    C:\Users\user\Desktop\Ara Yıldız.png

    Bu Kitabı, 2021 yılında Koronavirüs’den kaybettiğimiz, eşimin babası Vladimir Baba’ya ve Dünyanın Değişik Yerlerindeki İklim Krizine bağlı Doğal Afetlerde, Yangınlarda, Sel Baskınlarında Ölen Milyonlarca İnsan ile İnsanlığın Uzayı Keşif Serüveninde Öncülük Ederken Ölen Astronotlara ithaf ve hediye ediyorum. Tüm bu felaketlerde ölenleri kahraman birer savaşçı olarak kabul ediyorum. Sizleri hiç unutmayacağız!

    Bu Hikaye, bir bakıma Baba’nın bizi çok üzen son anlarında, ciğerlerindeki sağlıklı hücrelerle Korono virüslerin mücadelesini; Saiborgların İnsanlıkla savaşı olarak bu hikayede anlatarak yerini buldu ve gerçek bir hikayeden esinlenerek böyle bir kitaba dönüştü. Hikayenin sonu böyle bitsin istemezdim ama bu hayatta bazen sevinçler ve mutluluklar yaşansa da, bazen bizi çok üzen anılar ve üzüntüler de gerçek olarak yaşanıyor ve bu anılar hayatın asıl anlamını ve amacını oluşturuyor!

    (Yazar, Ağustos 2021)

    Bu kitap, nasıl bir kitap?

    C:\Users\user\Desktop\Başlık Dekorasyonu.png

    Açıklama: Çöl Gezegen, Dünya’daki İklim ve Su Krizi üzerine yazılmış bir Bilimkurgu Romandır.

    Açıklama: Çöl Gezegen, aynı zamanda İnsanlığın yokoluş-varoluş mücadelesini anlatan ve tamamı gelecekte geçen ve su yüzünden başlayan bir Kıyamet savaşının öyküsüdür.

    Açıklama: Başlangıç bölümünde; Din, Tarih ve Bilim’le ilgili şaşırtıcı ve sıradışı ‘Üç Gerçek’le konuya başlayan Çöl Gezegen; birinci bölümden itibaren bu 3 sıradışı gerçeğin acaba ne kadar gerçek olduğunun Dünya için önemi ve sorgulanması üzerine kurgulanmıştır ve kitaptaki tüm karakterler bir kurgudur ve tüm olaylar uzak gelecekte geçmektedir.

    Açıklama: Kitabın başkahramanları olan, Birleşmiş Milletler (BM) başkan yardımcısı ‘James Scott’la ve Eski Amerikan Başkanı Richard Nixon’un 3. kuşak torunu olan Ekoloji Profesörü ‘Richard Nickson’un amacı; Dünyayı, X-Gezegeni’nden gelen bir uzaylı dünya-dışı ırk olan ‘Saiborglar’ ile ‘Teşkilat’ denilen dünyanın en eski ve en tehlikeli örgütünün yönetiminden ve kontrolünden kurtarmaktır.

    Açıklama: Bu kitap yazılırken, Türkiye’de ve Dünya’nın diğer yerlerinde pek çok orman yangınları aynı anda başladı ve birçok orman, canlı ve bitki yok oldu. Pek çok göl kurudu veya çöl oldu. Dünyadaki su miktarı her geçen gün biraz daha azaldı.

    Açıklama: Bu kitap, sürükleyici ve içerisinde birçok yüksek askeri teknoloji, silahlar, uzayla ilgili bilinmeyen gerçekler ve gelecekteki teknolojileri içeren bir bilimkurgu kitabıdır.

    Açıklama: Kitapta bilimkurguyu okura sevdirmek için, her bölümün başlangıcında yer alan, bilim ve uzay meraklıları için birbirinden ilginç ve güzel 40 adet, ‘Poster Şeklinde’ Uzay ve Gezegenlerle ilgili resimli yazı içeren ‘Eğitici Grafiklerhazırladım. Bunun dışında, içindeki çok sayıda görselle bir grafik-bilimkurgu roman tarzında olan kitabın sonunda, ‘Gezegenleri Tanıyalımisimli Mars ve Güneş Sistemi’ndeki diğer gezegenleri (Merkür, Venüs, Jüpiter, Satürn, Uranüs, Neptün ve Plüton) tanıtan detaylı, şaşırtıcı, eğitici ve en son bilgileri içeren ek bölümleri de hazır olarak bulacaksınız. Ayrıca, bilimsel merakı olan daha ileri seviyedeki okur için de, kitabın sonunda yer alan 10 adet ‘Astronotun Not Defteriisimli, ileri Matematik, Fizik ve Kozmoloji bilgisi içeren Uzay ve Astronomiyle ilgili mini bilimsel köşeler de yer almaktadır. Bu köşeler, Astronomi ve Fizikle ilgili benim kendi yazılarımdan derlenmiştir.

    Açıklama: Kitabın en sonunda ise, Evren ve Uzayla ilgili küçük fakat anlamları çok derin olan soruların bulunduğu, toplam 10 sorudan oluşan ‘Soru-Cevap’ şeklinde ‘Soru ve Cevaplarla Çöl Gezegen’ isimli bir bölüm hazırladım. Kitabı okuduktan sonra, bu sorulara önce kendi zihninizde yanıt verin ve daha sonra da sorunun altına kısaca yazarak, Evren’in ve Dünya’nın geleceğiyle ilgili size yöneltilen bu önemli sorulara kendi kendinize cevaplar bulmaya çalışın. Kitabı okuduktan sonra, bu sorulara anlamlı yanıtlar verdiğinizde, bu kitabı daha iyi anlamış olduğunuzu fark edeceksiniz.

    Açıklama: Bu kitap, şu anda küresel pandemiyle birlikte, dünyanın en önemli meselesi ve sorunu olan, dünyadaki hızla azalan suyun önemine ve küresel iklim krizine ve küresel ısınmaya dikkat çekmek ve farkındalık oluşturmak için yazılmış bir bilimkurgu romandır.

    Açıklama: Kitabın tamamı 2021 yılında yazıldı ve her Gezegen için 100 sayfayı sembolize eden toplam 800 sayfa ile bir Başlangıç bir de Final bölümü içeren 40 bölümden oluşmaktadır.

    Açıklama: Kitap, toplamda 3 ay gibi kısa bir sürede yazıldı ve bitti.

    Açıklama: Yazarken çok zorlandım ve birçok engel, küçük kazalar vesaire atlattım.

    Açıklama: Bu kitap yazıldığı sırada, milyonlarca insan, hayvan ve bitki; orman yangınları, sel felaketleri veya küresel ısınma veya küresel iklim krizine bağlı felaketlerle yok oldu veya bu sebeple hayatını kaybetti ve bunun için kitabı bu insanların, hayvanların ve bitkilerin anısına adadım.

    Yazarken benim de oldukça heyecanlandığım bu ilginç kitabı merakla bekleyen tüm okurlarıma şimdiden iyi okumalar dilerim.

    (Yazar, 2021)

    Bu kitap, nasıl yazılmaya başlandı?

    C:\Users\user\Desktop\Başlık Dekorasyonu.png

    Açıklama: Bir Çocukluk Hayali ve Hatırası: Çocukluğum 1980’lerde, o zamanlar ‘İstanbul’un uzak bir köşesindeki küçük ve güzel bir köyü olan ‘İkitelli’de geçti. Tek katlı gecekondu bir evimiz vardı ve babam bu köyün tek marangozuydu. Babamın yaptığı ahşap bir merdiven vardı ve onu kullanarak, ufkun net görülebildiği bazı günlerde çatıya çıkıp görebildiğim en uzak ufuk noktasına doğru bakardım. Orada bir tepe ve ilersinde de altından arabaların geçtiği bir köprü vardı. Özellikle, bir gün geçen kırmızı büyük bir kamyon çok dikkatimi çekmişti ve hiç unutmamıştım. 5-6 yaşlarımda, tüm dünyanın sadece bu köy ve ona en uzak yerin ise, o köprü ve altından geçen arabalar olduğunu düşünür ve hayal ederdim. O zamanlar benim için ulaşılamaz, gidilmesi imkansız olan en uzak nokta orası gibiydi. O güne kadar, en uzakta gördüğüm en büyük araba olan o ‘Kırmızı Kamyon’u ise bize en yakın gezegen olan ‘Kızıl Gezegen Mars’ olarak hayal ederdim. Acaba bu köyün dışında hayat olduğu gibi, bu Dünya’da ve Evren’de de yalnız değil miydik? Evrende insanlığın dışında başka bilinçli varlıklar var olabilir miydi? İşte, ilk uzakları keşfeden o çocukluk hayalimden sonra, okul yıllarımda hep bunu düşündüm. Mars’da veya başka bir uzak gezegende Dünya-dışı bir yaşam olabilir miydi?

    Açıklama: Bu kitap, bir bilim-kurgu romandır. Kitaptaki tüm olaylar gelecekte geçmektedir. Bu kitaptaki tüm kişi, kurum ve karakterler ile bazı tarihi olayların bir kısmı kurgu olsa da, yaşanmış bazı gerçek olaylardan ve hayat hikayelerinden yola çıkarak yazılmaya başlandı. Kitapta gelecekte ismi ‘Teşkilat’ olarak geçen ve uzaylı ırk ‘Saiborglar’la işbirliği yaparak tüm dünyayı kontrol edecek olan bir yapıdan söz edilir. Bugün, dünyada gerçekten böyle bir dünya-dışı yaşama inanan gizli bir dini tarikat vardır ve yaklaşık 100 ülkede örgütlüdür. Dünyadaki yaşamı uzaylıların başlattığına inanan bu UFO tarikatı, kurucusu olan ve uzaylılarla görüşerek onlardan mesaj aldığını belirten ve kendini ‘Rael’ (Elçi) olarak dünyaya tanıtan Fransız yazar ‘Claude Vorilhon’dur. İsmi ‘Raelian Tarikatı’ olan bu dini yapı 1974 yılında kurulmuştur ve kurucusu olan Claude Vorilhon’u uzaylıların gönderdiği peygamber olarak kabul ediyor. Tarikatın lideri, Claude Vorilhon, Raelian’ın temellerinin, 13 Aralık 1973 yılında Fransa’nın Clermont Ferrand yakınlarındaki sönmüş bir yanardağ olan Auvergne yanardağını gezmeye gittiği sırada, uzaylılarla temasa geçmesiyle atıldığını söylüyor. Vorilhon, kendisini UFO’larına alan uzaylıların onu bir hafta boyunca misafir ettiklerini ve bu sürede dünyanın sırlarını öğrettiklerini belirtiyor.

    Açıklama: Bu kitap, 2021 yılında gerçekleştirdiğim bir uçak yolculuğundan sonra yazılmaya başladı. Türkiye’den Ukrayna’ya giderken, yaklaşık yerden 10.000 metre yükseklikte, Karadeniz üzerine geldiğimizde camdan dışarı baktım ve tam o sırada bulutların üzerinde çok uzak ufukta parlak ve disk şeklinde tanımlanamayan bir cismin atmosfere girip uçağın yakınından hızla geçtiğini gördüm. Pilotların da şahit olduğu bu garip olay sonrasında, evrende yalnız olmadığımızı o gün kesin olarak anlamış oldum. Fakat hemen hemen dünyadaki herkesin açıkça gördüğü bu gerçekler uzun süredir bir şekilde hep saklanıyordu. Peki ama neden ve kim tarafından? Tüm bunları yeniden zihnimde sorguladım. NASA uzayla ilgili birçok şeyleri açıklarken çok önemli bazı sırları, dünyanın ve diğer gezegenlerin, özellikle de Mars’ın antik geçmişiyle ilgili sırları ve bazı önemli bilgileri hep bir sır olarak sakladığını düşündüm. İşte, tüm bunları birleştirerek bir bilkimkurgu ile tüm bunları anlatmak için bu kitabı yazdım.

    Açıklama: Bu kitabın ilham kaynağı olan Mars, Güneş sistemi içinde Dünya’dan sonra yaşama en uygun olan gezegendir. Fakat bununla birlikte, sadece içinde bulunduğumuz Samanyolu Galaksisi içinde yaklaşık 17 milyon gezegen olduğu tahmin edilmektedir ve bunlardan kaç tanesinde yaşam koşullarının olabileceği günümüzde tahmin dahi edilememektedir. Bunun da ötesinde, tüm Evrendeki bu kadar galaksi içindeki yıldız sistemlerinde, daha başka milyarlarca gezegen vardır ve bunların içinde başka canlıların olup olmadığını hiçbir şekilde insanlık bilmemektedir. Fakat dünyada rastlanan bazı kalıntılar, izler ve büyük felaketler bize şunu gösteriyor ki; bu dünya-dışı varlıkların çok eski çağlardan günümüze kadar dünyayı bir şekilde ziyaret ettiklerinin bir kanıtı olarak apaçık ortadadır.

    (Yazar, 2021)

    * * *

    Yazar Hakkında

    (Murat Ukray)

    C:\Users\user\Desktop\Başlık Dekorasyonu.pngMockup (Col Gezegen)

    Murat Ukray, aynı zamanda yayıncılık da yapan yazar, 1976 yılında İstanbul’da doğdu. Üniversite’de Elektronik Mühendisliği okuduktan sonra, Yazarlık ve Yayıncılık hayatına atıldı. Yayınlanmış -16- kitabı vardır. Çöl Gezegen, Yazarın 16. Kitabıdır.

    * * *

    Yazarın yayınlanmış diğer Kitapları:

    1- Kıyamet Gerçekliği (Kurgu Roman) (2006)

    2- Birleşik Alan Teorisi (Teori – Fizik & Matematik) (2007)

    3- İsevilik İşaretleri (Araştırma) (2008)

    4- Yaratılış Gerçekliği- 2 Cilt (Biyokimya Atlası)(2009)

    5- Aşk-ı Mesnevi (Kurgu Roman) (2010)

    6- Zamanın Sahipleri (Deneme) (2011)

    7- Hanımlar Rehberi (İlmihal) (2012)

    8- Eskilerin Masalları (Araştırma) (2013)

    9- Ruyet-ul Gayb (Haberci Rüyalar) (Deneme) (2014)

    10- Sonsuzluğun Sonsuzluğu (114 Kod) (Teori & Deneme) (2015)

    11- Kanon (Kutsal Kitapların Yeni Bir Yorumu) (Teori & Araştırma) (2016)

    12- Küçük Elisa (Zaman Yolcusu) (Çocuk Kitabı) (2017)

    13- Tanrı’nın Işıkları (Çölde Başlayan Hikaye) (Bilim-Kurgu Roman) (2018)

    14- Son Kehanet- 2 Cilt (Bilim-Kurgu Roman) (2019)

    15- Medusa’nın Sırrı (Bilim-Kurgu Roman) (2020)

    16- Çöl Gezegen (Bilim-Kurgu Roman) (2021)

    17- Kabustan Gelen (Bilim-Kurgu Roman) (2022)

    www.ekitaprojesi.com/authors/murat-ukray

    www.kiyametgercekligi.com

    KİTABIN YOUTUBE VİDEOSU

    KİTABIMIZI BURADAN BASILI OLARAK SATIN ALABİLİRSİNİZ

    * * *

    Önsöz

    C:\Users\user\Desktop\Başlık Dekorasyonu.pngshutterstock_1925337485

    Dünyadaki İklim ve Su kriziyle ilgili en iyi

    Bilimkurgu kitabını okumaya hazır mısınız?

    Dünyadaki tüm su bitse, Mars veya Venüs gibi bir Çöl Gezegen’e dönüşse ne olurdu?

    Yıl: 2199.

    Dünyada tüm su bitmiştir ve çöllerden oluşan MARS veya VENÜS gibi kurak bir gezegene dönüşmüştür. Yaşayan sadece 20 bin kişilik küçük bir grup insan kalmıştır ve onlar da atmosfer yok olduğu için yerin binlerce kilometre altına sığınmıştır. Başlarında direnişin lideri olarak ‘MAX’ isimli bir genç vardır. Amerika’da başlayıp her yerde devam eden yangınlar, küresel ısınma ve iklim kriziyle başlayıp, Kıyamet’e uzanan bir hikaye ve savaşlar. Su veya alternatifini bulmak için uzaya koloni kurmak zorunda olan ve Dünya-Dışı bir ırkla yaptıkları savaşı kaybedip, yeraltına sığınmak zorunda olan bir insanlık var karşımızda bu yeni hikayede. Fakat insanlığın sonu gelmeden önce Max, bu sona adım adım nasıl gelindiğinin hikayesini bu kitapta bize anlatacak.

    Uzun yıllardır, bu 3 meseleye mantıklı bir açıklama getirilememektedir:

    1- Dünyanın her yerinde rastgele çıkan ‘Orman Yangınları’

    2- Denizlerdeki ve Göllerdeki ‘Suyun Aniden Azalması’ ve

    3- Aniden ortadan kaybolan ‘Milyonlarca İnsan’

    Bunun da ötesinde, Dünya’nın pek çok yerindeki orman yangınları, sebebini iklim krizi ve küresel ısınmaya bağlamak için ve onlarla pazarlığa oturup anlaştıkları için, kötü bir küresel teşkilat tarafından kasten çıkarılmaktadır. Bu şeytani teşkilatın amacı, bu Dünya-Dışı güçlerle işbirliği ve anlaşma yaparak, bazı lazer silahlarıyla donatılmış olan UFO’ları da yönlendirip, amaçları Dünya’daki tüm su bitmeden ve taşınmadan önce, tüm canlıların çoğunu yok edip, Dünya’yı sadece kendi seçtikleri elit bir grup insanın yönetiminde yaşadığı, tamamen bir ÇÖL GEZEGEN’e dönüştürmektir ve bunun için de Amerika Nevada’daki gizli 51. BÖLGE yeraltı üssünü merkez olarak kullanmaktadırlar.

    2045 yılında, Singapur’da yapılan bir bilimsel toplantıda, Dünya üzerinde ortadan kaybolan suyun, sadece küresel ısınma veya iklim şartlarına bağlı olmadığını, çok daha önemli bir sebebi olduğunu bir bilimsel teorisinde tüm dünyaya yıllardır anlatmaya çalışan Prof. Richard Nickson, ortadan kaybolan şeyin sadece su olmadığını çok yakında anlayacaktır. Çünkü, bu Dünya-Dışı varlıklar kendi gezegenlerinde kaynakları tükendiği için, hayatta kalabilmek için dünyadan üç şeyi kaçırarak UFO’larla oraya taşımak zorundadırlar:

    1- Vücut sıvılarını hayatta tutmak için ‘SU’

    2- UFO yakıtı olarak kullanmak zorunda oldukları ‘ALTIN’ ve

    3- Deneylerde ve Madenlerde çalışmak için kullanılan ‘İNSANLAR’

    Herşey 2050 yılına gelindiğinde, Dünya’nın her yerinde çıkan ve sebebi bir türlü tesbit edilemeyen orman yangınlarıyla başlar. Bunun da ötesinde, Dünya’daki Su miktarı yüzde 10 azalmıştır ve Deniz seviyesi 50 metre geriye çekilmiştir, büyük Göllerin çoğu kurumak üzeredir. Birleşmiş Milletler’de başkan yardımcılığı görevini yürüten James Scott’un yeğeni Nelson, nişanlısı Chelsie ile yeni evlenmek üzeredir. Anne ve babası 5 yıl önce gizemli bir uçak kazasında ölmüştür. Hayattaki tek yakını olan amcasını düğüne davet etmek üzere Nevada’dan Arizona’ya doğru arabasıyla yola çıktığında, dünyanın en kurak yerlerinden birisi haline gelen Nevada Çölü’nü geçerken, çölün ortasında parlak bir sıradışı cisim görür ve arabasını durdurur. Yanına gittiğinde dev bir üçgen piramit şeklindeki metal monolitle karşılaşır ve tam onu incelerken gökyüzünden parlak bir cisim uçarak o yöne doğru inmektedir ve arkasında duran 1 metre boyundaki uzaylı yaratık tarafından saldırıya uğrayıp kaçırılır. Artık, uzak bir galaksiye götürülmek üzere bir uzay aracına bindirilip, geri dönüşü mümkün olmayan uzun bir yolculuğa çıkar ve artık o da kaçırılan diğer insanlar gibi bir köledir. Fakat, bu galaksideki bir Çöl Gezegen’e ulaştıklarında çok şaşıracaktır. Çünkü, kaçırılan tutsak sadece kendisi değildir, başka milyonlarca insan da bu kolonide tutsak olarak bekletilmektedir.

    Bunun da ötesinde, SAİBORGLAR denen bu kötücül reptilian uzaylı ırk, geçmişi binlerce yıl öncesine, çok eski zamanlardaki atalarına dayanan ve MARS GEZEGENİ ile ilgili olan büyük bir intikam yüzünden, Başkan RİCHARD NİXON zamanında başlattıkları bu savaşı ilerletip sonunda tüm dünyayı yok etmeye kararlıdırlar. Fakat, tüm bu gerçeği uzun araştırmalar sonucunda sonunda öğrenen ve onları durdurmak isteyen, JAMES SCOTT ile yardımcısı GEORGE FLOYD ve kaçırılan yeğeninin nişanlısı CHELSİE ile Ekoloji Profesörü RİCHARD NİCKSON, acaba bu savaşı engellemek için başarılı olabilecek midir?

    Yoksa, Dünya 100 yıl içinde kurak bir ÇÖL GEZEGEN’e mi dönüşecektir?

    ÇÖL GEZEGEN, KIYAMET’e doğru uzanan, insanlığın Dünya üzerindeki var olma veya yok olma mücadelesini, daha önce hiç okumadığınız bambaşka bir boyutuyla ilk kez ortaya koyacak ..

    * * *

    HİKAYEDE ADI GEÇEN ANA KARAKTERLER:

    C:\Users\user\Desktop\Başlık Dekorasyonu.pngSon İnsan

    MAX: Yaşayan Son insan ve Dünya’da yaşayan ve yeraltına sığınarak dünyanın son döneminde hayatta kalmaya çalışan, 20 bin kişilik son insan kolonisinin direniş lideri. Max aslında bir zamanlar X-Gezegeninde olmasına rağmen, savaşın bitmesi ve X-Gezegeninde de Saiborgların insan ırkını yok etmeye başlamasından sonra, beraberindeki 20 bin kişilik insan kolonosiyle kaçarak Dünya’ya sığınır ve hayatı burada son bulur. Çünkü, artık Dünya da bir Çöl Gezegen’e dönüşmüştür.

    NELSON SCOTT: James Scott’un yeğeni ve Saiborglar tarafından kaçırıldıktan sonra, X-Gezegenindeki ilk insan ırkı direnişini başlatan kişi. Nelson Scott, aynı zamanda son insan olan Max’ın da büyük dedesidir.

    JAMES SCOTT: Birleşmiş Milletler (BM) başkan yardımcısı. James Scott, Saiborglarla başlayan savaşa kadar olan anlaşma sürecinin arabulucusu ve Dünya’nın en önemli iklim savunucularından birisidir. Richard Nickson ile birlikte onlara karşı mücadele eden ve Teşkilat denilen küresel çeteye ve Saiborglara karşı Dünya konsorsiyumunu sonuna kadar savunan James Scott, Richard Nickson ile birlikte kitabın ana karakterlerinden biridir.

    RİCHARD NİCKSON: Ekoloji Profesörü olan Richard Nickson, aslında 3. kuşaktan eski Amerikan Başkanı Richard Nixon’un torunudur ve Dünya’yı yok etmeye çalışan bir küresel çeteye, yani Teşkilat’a karşı iklim krizini öne çıkarıp, tükenen su ve küresel ısınmayla ilgili gerçekleri tüm dünyaya anlatmaya ve bu konuda konferanslar düzenlemeye çalışan bir bilim adamıdır. Fakat, büyük dedesi Nixon ile olan kan bağı ve akrabalık bağlantıları onu olayların merkezine çekecek ve kendini uzaylı bir dünya-dışı ırkla, Saiborglarla insanlık arasında başlamak üzere olan bir Kıyamet savaşının ortasında bulacaktır.

    CHELSİE SANDERS: Nelson’un nişanlısı. Saiborglar ve Teşkilat ile BM arasındaki anlaşmanın imzalanaması yüzünden çıkan krizde rehin olarak George Floyd ile birlikte Saiborglar tarafından kaçırılan Chelsie epilepsi hastasıdır ve bu yüzden ölümden döner. Fakat onu kaçırırken, Saiborgların ona zarar vereceğini düşünen George Floyd, Saiborg askerlerine ateş eder ve istemeden de olsa birkaç tanesini öldürür ve bu olay sonrasında Mars’daki izinsiz sondajın patlaması ile birlikte Saiborgların insanlığa savaş açmasına sebep olur.

    GEORGE FLOYD: James Scott’ın baş danışmanı ve yardımcısı.

    DAVİD COREL: Nevada’daki 51. Üssün komutanı.

    ALEX FERGUSON: Teşkilat’ın başkanı.

    ANDREİ COLBERG: Teşkilat’ın başkan yardımcısı.

    LORD SMEİL: Saiborg orduları askeri komutanı. Savaş ve savunmayla ilgili X-Gezegenindeki tüm orduların konutanıdır ve tüm kararları kraliçe ve kraldan sonra Lord Smeil verir. Kitabın sonunda, Dünya’da yaşanan su krizinin çözülememesi ve Mars’daki NASA’nın izinsiz sondaj çalışması sebebiyle anlaşma sağlanamaması yüzünden, Lord Smeil insanlığa savaş açma ve yok etme kararı verir.

    ELANORA: X-Gezegeninin kraliçesi. Andromeda Galaksisi’yle ilgili tüm kararlar Kraliçe Elanora tarafından verilir.

    ZARGON: X-Gezegeninin kralı. Andromeda Galaksisi’yle ilgili tüm kararlar Kral Zargon tarafından verilir.

    JACK ANDERSON: NASA Başkanı. Eski bir asker olan Teğmen Anderson uzun bir süredir NASA başkanıdır ve 2050 yılı civarında Mars yüzeyinde bir kazı ve sondaj çalışmasına yol açan ‘Viking Projesi’nin mimarıdır. Fakat biraz başına buyruk ve söz dinlemeyen bir insan olan Anderson, sonunda Saiborglarla anlaşamayınca bu projeden vazgeçmek ister fakat artık iş işten geçmiştir.

    CARL STEVENSON: Viking Projesi’nin lideri ve Mars atmosferinde kurulan uzay istasyonunun komutanı. Carl Stevenson, Jack Anderson’u projenin tehlikeleri konusunda defalarca uyarır fakat Saiborglar bunu anlayıp Mars’a doğru saldırıya geçince, sondajın patlaması ve Mars yüzeyinin tamamen suyla kaplanmasından hemen önce çıkan bir çatışmada askerleriyle birlikte öldürülür.

    NASA: Amerikan uzay araştırma kurumu. NASA’nın uzun yıllardır uzayda keşif için yaptığı çalışmalar sonunda, Ay’dan sonra Mars’ın keşfine ve Mars’a ilk insanların gidilmesine kadar uzanır. Sonunda, NASA Mars’da insanlı bir yaşamın mümkün olduğu bir koloni kurar ve şehirler inşa eder ve Mars atmosferine de bir uzay istasyonu inşa eder. Fakat, NASA’nın tüm bunların daha da ötesine gitmek istemesi ve yaptığı çalışmalar, sonunda insanlığın sonunu getirecektir. Çünkü pusuda bekleyen kötücül bir güç, yani Saiborglar ile Teşkilat, uzun yıllardır Mars’daki insan faaliyetlerinin sınırlarını çizmektedir ve bu konuda NASA’yı uzun zamandır uyarmakta ve hatta tehdit etmektedir. Fakat, NASA bunların hiçbirini dinlemez ve sonunda Kıyamet’e kadar uzanan büyük felaket kaçınılmaz olur.

    KONSORSİYUM: X-Gezegeni, Dünya ve Mars’ı da kapsayan geniş çaplı kararların alındığı ve kritik toplantıların yapıldığı galaksi meclisi.

    Uzaylının Yönettiği Toplantı

    TEŞKİLAT: Dünya’daki iklim krizi ile orman yangınları, kaçırılan insanlar ve suyun yok olmasında ve Saiborglara dünyadaki altın madenleri ve diğer önemli kaynakların açılması ve X-Gezegenine taşınmasında arabuluculuk eden kötücül bir örgüt ve yapılanma. Teşkilat’ın temeli çok eski zamanlara kadar gitmektedir ve çağlar boyunca kötücül bir uzaylı ırkla temas halindedir ve bunu tüm dünyadan saklamaktadırlar. Fakat 2050 yılına gelindiğinde, tüm bu gerçekleri tüm Dünya 51. Bölge üssünde yapılan bir toplantı sonrası öğrenir ve o gece yaşananlar Teşkilat’ın Dünya’ya yapacağı tarihin en büyük Darbe planını ortaya çıkartır. Teşkilat’ın çağlar boyunca tek amacı, insanlığı tamamen köleleştirmek ve dünya-dışı bir uzaylı ırka, Saiborglara Dünya’nın tüm kaynaklarını ve insanlığı teslim etmektir.

    SAİBORGLAR: İnsanlığı yok etmek için, Dünya’daki tüm değerli kaynakları ve suyu kendi gezegenlerine taşıyarak insanlığı tehdit edip sonunda köleleştiren ve çağlar boyunca bunu gizleyen uzaylı dünya-dışı ırk. Saiborglar Andromeda galaksisindeki bir gezegende, X-Gezegeninde yaşamaktadır ve kendi gezegenlerine de aslında Mars’dan gelmişlerdir ve bir zamanlar atalarının yaşadığı Mars gezegeni onlar için çok önemlidir. Çünkü, binlerce yıl geçse ve Mars tamamen bir kurak gezegene dönüşse de, kutsal olarak saydıkları atalarının mezarları hala oradadır. Zaten bu yüzden de, NASA ile yaşanan bir sondaj krizi sonrasında, hem Mars’ı ve hem de Dünya’yı işgal ederek saldırıya geçerler ve insanlığı yok etmeye başlarlar.

    ELFBORGLAR: Saiborgların düşmanı olan uzaylı dünya-dışı ırk. Elfborglar, bir zamanlar Venüs gezegeninde yaşıyordu. Elfborglar Andromeda galaksisindeki bir gezegende, Y-Gezegeninde yaşamaktadırlar ve kendi gezegenlerine de aslında Venüs’den gelmişlerdir ve bir zamanlar atalarının yaşadığı Venüs gezegeni onlar için çok önemlidir. Çünkü, binlerce yıl geçse ve Venüs tamamen bir kurak gezegene dönüşse de, kutsal olarak saydıkları atalarının mezarları hala oradadır.

    * * *

    HİKAYEDE ADI GEÇEN ÖNEMLİ YERLER:

    C:\Users\user\Desktop\Başlık Dekorasyonu.pnggüneş sistemi

    DÜNYA: Üzerinde yaşadığımız ve uzun çağlar boyunca evrende hayatın olduğunu düşündüğümüz tek gezegen. Fakat bu bir yanılsamadır, çünkü Dünya dışında pek çok gezegende hayat olabileceğini son uzay araştırmaları açıkça ortaya koymaktadır. Kitaptaki hikayenin sonunda, Dünya’da bir su krizi yaşanır ve en sonunda bir zamanlar hayat ve su olan Mars veya Venüs gibi kurak, çöl bir gezegene dönüşür. Fakat, bu kez de tüm su tükendiği için, Dünya’daki yaşam imkansız hale gelir ve tüm canlı yaşam yok olur, tabi insanlık da.

    MARS: Güneş sistemimizde, Dünya’ya mesafe, konum ve yaşam koşulları olarak en yakın olan ve en çok benzeyen gezegendir. İnce atmosferindeki ve yüzeyindeki çöl şeklindeki kumullarındaki ‘Demiroksit Bileşiği’nden dolayı kırmızı bir renktedir ve bu yüzden ‘Kızıl Gezegen’ olarak sık sık adlandırılmaktadır. Mars, Dünya hariç tutulursa, halen Güneş Sistemi’ndeki gezegenler içinde sıvı su ve yaşam içermesi en muhtemel gezegen olarak görülmektedir. ‘Mars Express’ ve ‘Mars Reconnaissance Orbiter’ isimli keşif projelerinin radar verileri, gerek kutuplarda (Temmuz 2005) gerekse orta bölgelerde (Kasım 2008) geniş miktarlarda su buzlarının var olduğunu ortaya koymuş bulunmaktadır. 31 Temmuz 2008’de ‘Phoenix Mars Lander’ adlı robotik uzay gemisi Mars toprağının sığ bölgelerindeki su buzlarından örnekler almayı başarmıştır. Kitapta insanlık 2050 yılından sonra, Mars’da bir koloni kurmayı ve yaşam koşulları oluşturmayı başarır. Fakat ne var ki, yıllar geçtikçe NASA’nın önderliğinde başlayan bir sondaj ve kazı çalışması, Mars’ın yeraltında su bulma projesi sonunda patlak vererek, uzaylı Andromeda ırkı Saiborlar ile insanlık arasında büyük bir savaşın başlamasına kadar giden olayların başlangıç noktası olacaktır. Çünkü sonradan anlaşılacaktır ki, Saiborgların çok eski antik ataları bir zamanlar bu gezegende yaşamaktadır ve anıt mezarları yine bu gezegendedir ve bu sondaj ile yeraltı denizinin ortaya çıkarılması tümünü yok ederse, bu insanlık için artık sonun başlangıcı ve büyük savaşın başlangıç noktası olacaktır.

    X-GEZEGENİ: Saiborgların dünyasıdır ve Dünya ile Mars’dan sonra az sayıda insan kolonisinin bulunduğu üçüncü gezegendir. X-Gezegeni, Dünya’dan çok uzakta Andromeda Galaksisi içindeki bir yıldız sistemine bağlı, içinde yaşamın mümkün olduğu tek gezegendir. Bu kitaba göre, evrendeki her galaksinin içinde insan benzeri bilinçli-akıllı bir canlı yaşam formu vardır ve Samanyolu Galaksisi’nin bilinçli yaşam formu ve ırkı insan olduğu gibi, Andromeda’nınki de Saiborglardır. Saiborgların ataları bundan on binlerce yıl önce; Mars ve Venüs’de meydana gelen büyük bir nükleer savaşla yaşamın yok olmasından sonra; kaçarak bu gezegene sığınmışlar, yaşam kurmuşlar ve yerleşmişlerdir. 1950’li yıllardan itibaren, Saiborgların insanlığı sistematik bir şekilde köleleştirip bu gezegene kaçırmaya başlamasından sonra, gezegeninin kuzeyinde yaklaşık 10 milyondan oluşan bir insan kolonisi kurulmuştur. Gezegende pek çok değerli madenler vardır ve özellikle Saiborglar için hayati bir önemi olan altının çıkarılması için bu insan köleler kullanılmaktadır. Bazıları yarı insan yarı makine şeklindeki bu sibernetik insan nüfusu hikayenin geçtiği Kıyamet savaşında sonunda ayaklanarak, X-Gezegeni üzerinde Saiborglar’a karşı tarihin en büyük ve kanlı iç savaşını başlatırlar. X-Gezegeni, Dünya ile iletişim kuran ilk dünya-dışı yaşam formu olan Saiborgların ve aynı zamanda gezegenler arası son Kıyamet savaşının hikayesinin başlangıç noktasıdır.

    NEVADA ÇÖLÜ: Dünya’nın ve Amerika kıtasının en sıcak yerlerinden birisidir ve kitaptaki olayların başlangıç noktasıdır. Kitapta, Nevada çölünde gizlenen 51. Bölge üssü, tüm olayların geçtiği ve hikayenin başladığı ana merkezdir. Çünkü, Amerikan hükümeti üssün inşa edildiği 1955 yılından beri yaklaşık 100 yıldır burada dünya-dışı uzaylılarla temas halinde olduğunu tüm dünyadan gizlemektedir.

    * * *

    Başlangıç

    C:\Users\user\Desktop\Başlık Dekorasyonu.png

    GERÇEK

    1.

    DİNLERİN ÇÖL VE UZAYLILARLA BAĞLANTISI

    C:\Users\user\Desktop\İnkalara Göre Dünya.pngD:\KIYAMET GERÇEKLİĞİ KÜLLİYATI Murat Ukray {2006-2012}\KIYAMET GERÇEKLİĞİ (YEDEK)\ÇÖL GEZEGEN\kitapta kullanılacak resimler-2\Dinler ve Çöl.pngC:\Users\user\Desktop\Kutsal Kitaplar ve Çöl.pngC:\Users\user\Desktop\İsa Çölde Denendi.png

    ÇÖL VE UZAYLILARLA İLGİLİ AYETLER

    Yeryüzündeki tüm Suyunuz çekilip gitse, onu kim size tekrar geri getirebilir?

    (Kur’an, Mülk Suresi 30. Ayet)

    * * *

    Göklerin ve Yerin ve onlarda olan Diğer Mahlukların (Yaratıkların) maliki (sahibi) de yine Allah'tır.

    (Kur’an, Maide Suresi 29. Ayet)

    * * *

    Gökleri, Yeri ve bunların arasında yayıp ürettiği (Diğer Canlıları) yaratması da O'nun delillerindendir. O, dilediği zaman bunları bir araya toplamaya da kadirdir.

    (Kur’an, Şura Suresi 29. Ayet)

    * * *

    Her canlı ölümü tadacaktır, sizi imtihan olsun diye iyilik ve kötülüklerle sınamaktayız. Sonunda hepiniz bize döndürüleceksiniz.

    (Kur’an, Enbiya Suresi 35. Ayet)

    * * *

    İnkar edenler, Gökler ve Yer bitişik iken onları ayırdığımızı ve her Canlıyı Sudan yarattığımızı görmezler mi? Hala inanmayacaklar mı?

    Yeryüzüne onları sarsmasın diye sağlam dağlar yerleştirdik; kolayca yollarını bulabilsinler diye orada vadiler, yollar açtık.

    Gökyüzünü de korunmuş bir tavan yaptık. Onlar ise, gökyüzünün işaretlerine sırt çevirmektedirler.

    O, Geceyi, Gündüzü, Güneşi, Ayı yaratandır. Her biri bir yörüngede yüzmektedirler.

    (Kur’an, Enbiya Suresi 30-33. Ayetler)

    * * *

    Güneş dürülüp ışığı söndüğü zaman,

    Yıldızlar kararıp döküldüğü zaman,

    Dağlar yerlerinden sökülüp yürütüldüğü zaman,

    Vahşi hayvanlar bir araya getirildiği zaman,

    Denizler ateşlenip kaynatıldığı zaman,

    Gök sıyrılıp alındığı zaman,

    Cehennem alev alev tutuşturulduğu zaman,

    Cennet inananlar için yaklaştırıldığı zaman,

    İşte o zaman, her insan, kendisi için neler hazırlanmış olduğunu bilecektir.

    (Kur’an, Tekvir Suresi 1-14. Ayetler)

    * * *

    * * *

    1. Başlangıçta Tanrı Göğü ve Yeri yarattı.

    2. Yer boştu, yeryüzü şekilleri yoktu; engin karanlıklarla kaplıydı. Tanrı'nın Ruhu suların üzerinde dalgalanıyordu.

    3. Tanrı, Işık olsun diye buyurdu ve ışık oldu.

    4. Tanrı ışığın iyi olduğunu gördü ve onu karanlıktan ayırdı.

    5. Işığa Gündüz, karanlığa Gece adını verdi. Akşam oldu, sabah oldu ve ilk gün oluştu.

    6. Tanrı, Suların ortasında bir kubbe olsun, suları birbirinden ayırsın diye buyurdu.

    7. Ve öyle oldu. Tanrı gökkubbeyi yarattı. Kubbenin altındaki suları üstündeki sulardan ayırdı.

    8. Tanrı kubbeye Gök adını verdi. Akşam oldu, sabah oldu ve ikinci gün oluştu.

    9. Tanrı, Göğün altındaki sular bir yere toplansın ve kuru toprak görünsün diye buyurdu ve öyle oldu.

    10. Kuru alana Kara, toplanan sulara Deniz adını verdi. Tanrı bunun iyi olduğunu gördü.

    (Kutsal Kitap, Yaratılış 1-10. Ayetler)

    * * *

    GERÇEK

    2.

    UZAYLILAR GERÇEKTEN VAR MI?

    NASA'NIN AÇIKLANAMAYAN DOSYALARI

    MARS’DAKİ AÇIKLANAMAYAN GARİP YAPILAR

    Dünya’nın Güneş etrafındaki yörüngesine en yakın konumda duran, Güneş Sistemi’nin dördüncü gezegeni olan Mars, henüz ilk keşif araçları yüzeyine inmeden önce, gök bilimciler için oldukça esrarengiz bir gök cismiydi. Bugün ne kadar kurak olsa da, Kızıl Gezegen’in bir zamanlar okyanuslarla kaplı olduğu, hatta üzerinde yaşam barındırdığı her zaman öne sürülen bir düşünce oldu.

    Adını Roma’nın savaş tanrısından alan Mars, son derece zehirli bir gaz kütlesiyle çevrili. Yüzeyi kraterler, devasa büyüklükte dağlar ve büyük çöllerle kaplı. Bilim dünyası, bugüne kadar Dünya’da var olan ve Mars’taki koşullarda yaşabilecek tek canlının, Güney Amerika’daki yanardağlarda hayatta kalabilen bir çeşit mikrop olduğunu tespit etti.

    Yine de Mars, uluslararası uzay programları için çok büyük bir önem taşıyordu. Bunun sebebi ise, Ay’ın ardından Dünya’ya en yakın konumdaki olan kozmik cisim olmasıydı. Gök bilimciler, ulaşması en kolay gezegen olan Mars’a bir gün koloni kurmak, burada madencilik yapmak ve Kızıl Gezegen’in geçmişine ait sırları ortaya çıkarmak istiyordu.

    Bu amaçla, 1960’lı yıllarda Sovyetler Birliği ve ABD, Mars’a keşif araçları yollamaya başladı. Ruslar, sırasıyla Mars 1M ve Mars 3MV araçlarını gönderdi ancak her ikisi de Kızıl Gezegen’e ulaşamadan kayboldu. Benzer bir sorunu, ABD 1964 yılında Mariner-3 uzay aracıyla yaşadı. NASA’da görev almış bilim insanı Gregory Moleenar, 1960’lı yıllarda başlayan keşifleri şöyle anlatıyordu:

    Rusların iki esrarengiz başarısızlığının ardından, aynı durumla karşılaşan Amerikalılar kendi aralarında Mars’ta bilerek bu keşif araçlarının önünü kesen bir şeyler olup olmadığı hakkında şakalar yapmaya başladılar. Kasım 1964’te ABD Mariner-3 ve Mariner-4 keşif araçlarını Mars’a yolladı. Mariner-3 uzay aracı Mars yüzeyine ulaşmayı başardı, ancak görüntü almak için kamerasını çalıştırmaya çalıştığı anda kamera sistemi bozuldu.

    Mariner-3’ün, güneş panellerinde yaşadığı teknik arızadan dolayı Mars yüzeyine inemediği ve bataryaları tükenince öldüğü açıklandı. Mariner-3’ten 28 gün sonra fırlatılan Mariner-4 ise, yedi buçuk ay süren yolculuğunun ardından Mars’ın yörüngesinden geçebilen ilk uzay aracı olma başarısını gösterdi.

    Ruslar, hiç geri kalmadı ve aynı başarıyı kendileri adına gerçekleştirmek için 30 Kasım 1964 günü Zond-2 isimli uzay aracını Mars’a yolladılar. Araç Mayıs 1965’te başarılı bir şekilde Mars’ın yörüngesine indi ve ilk birkaç dakika sorunsuz bir şekilde görüntü iletmeye başladı. Ancak aniden keşif aracıyla bağlantı kesildi. Bu olay o tarihe kadar Mars projelerinde iki ülkenin yaşadığı toplam altıncı başarısızlık olmuştu. Bu kadar uzay aracının kaybolması ya da görevlerini yerine getiremeden hasar görmeleri, birçok uzman tarafından ‘teknik arıza’ olarak tanımlanacak bir durum değildi. Son söz, yine komplo teorisyenlerine kaldı: Orada bizi istemeyen birileri vardı!

    Son 50 yılda, Mars’a yollanan uydu ve keşif araçları, bu ıssız kızıl gezegen hakkındaki birçok soru işaretini ortadan kaldırdı. Ancak, çok sayıda bağımsız araştırmacı, Mars hakkında hala tam olarak cevap bulmamış detaylar olduğunu düşünüyordu. Rusların 1960’da başlayan Mars keşif programı, en son uzay aracının ateşlendiği 1973’e kadar sürdü ve istenilen başarının çok gerisinde kalındı. ABD ise yoluna devam etti ve tarihler Temmuz 1976’yı gösterdiğinde, Mars keşfinde yeni bir sayfa açılmasını sağlayan büyük bir başarı elde edildi.

    Bunlardan bir tanesi çok önemliydi, tam 45 yıl önce bugün fotoğrafları çekilen Cydonia bölgesi ve barındırdığı tuhaf ve tam olarak ne oldukları açıklanamayan yapılardı. ABD’nin Viking-1 uzay aracı, 19 Haziran 1976’da Mars atmosferine girdi. ABD’nin bağımsızlık günü olan 4 Temmuz’da iniş yapması planlanan uzay aracı, iniş bölgesinin yeterince güvenli olmadığına karar verilince yörüngede bekletildi. 20 Temmuz günü, yörünge aracından ayrılan Viking-1, sonunda Mars’a indi. Viking-1 için seçilen ilk iniş bölgesinin kayalıklarla kaplı olması, uzay aracının esrarengiz yapılarla dolu bir alana inmesini gerektirirken, bilim dünyası hiç beklemediği bir durumla karşı karşıya kaldı. Cydonia adı verilen bu bölgede, piramit benzeri yapılar ve en önemlisi, insan suratını andıran devasa bir kaya bulunuyordu:

    D:\KIYAMET GERÇEKLİĞİ KÜLLİYATI Murat Ukray {2006-2012}\KIYAMET GERÇEKLİĞİ (YEDEK)\ÇÖL GEZEGEN\kitapta kullanılacak resimler-1\Mars'daki Garip Yapılar1.png

    Mars hakkında cevap bulunması istenen yığınla soru işareti vardı. Ancak, Viking–1 uzay aracının dünyaya gönderdiği görüntüler analiz edildiğinde, Cydonia adı verilen bölgede yer alan garip bir şekil, NASA yetkililerini daha önce bir benzerini görmedikleri ve hiç beklemedikleri bir durumun içine soktu. Çünkü, bu bir İnsan yüzüne benziyordu. (© Photo, Permissed by Nasa)

    Eski NASA çalışanı Gregory Moleenar'a göre Mars'ın koşulları akıllı varlıkların yaşamasına uygun değildi: NASA’nın ‘yüze’ yönelik ilk açıklaması, bunun sadece güneş ışınlarının yaptığı bir yanılsama olduğuydu. Kimse Mars’ın yüzeyinde devasa bir insan yüzü oyulmuş olacağına inanmamıştı. Böyle bir şeyi kim yapmış olabilirdi? Ayrıca Mars bildiğimiz kadarıyla akıllı canlıları barındırabilecek yaşam koşullarına sahip değildi. Bu yüzden NASA ilk başta bu olasılığı ele almadı. İnsan yüzünü içeren görüntüye 'Head' yani 'Kafa' ismi verildi.

    NASA yaptığı bir açıklamada: İnsan yüzüne benzeyen şeklin yer aldığı fotoğrafın, Viking-1’in başka bir açıdan aynı bölgenin tekrar çektiği bir görüntüsü olduğunu ve bu görüntüde aslında hiçbir şey olmadığını savundu. NASA’nın sunduğu bu yeni görüntüde, yüz yerine dağınık bir kum tepesi görülüyordu.

    NASA arşivlerine girme yetkisi bulunan Moleenar ise, araştırmalarına devam etti ve aynı bölgeyi başka uyduların görüntüleyip görüntülemediğini kontrol etmek için arşiv kayıtlarına baktı. Moleenar: NASA, ilk başta yok demişti ama biz arşivlerde bulduk. İkinci görüntülerde ilkinden çok daha belirgin bir şekilde insan yüzü görülüyordu. Hatta gözlerde göz bebekleri, ağızda ise dişler bile belli oluyordu. Bunu gördüğümüzde çok şaşırdık ve etkilendik. dedi.

    D:\KIYAMET GERÇEKLİĞİ KÜLLİYATI Murat Ukray {2006-2012}\KIYAMET GERÇEKLİĞİ (YEDEK)\ÇÖL GEZEGEN\kitapta kullanılacak resimler-1\Mars'daki Garip Yapılar2.png

    NASA’nın gizli arşiv kayıtlarından çıkan ikinci resim, Mars üzerindeki tüm bu esrarengiz yapıların, ancak bilinçli ve akıllı varlıklar tarafından yapılabilmiş olabileceğini akla getirdi. Ancak bu, yapbozun daha başlangıcıydı. (© Photo, Permissed by Nasa)

    NASA, yüzün ilk görüntüsüne ‘35A72’, ikinci ve çok daha detaylı görüntüsüne ise ‘70A13’ kod numaralarını koydu. Bu iki görüntü hakkındaki Moleenar’ın verdiği bilgi, "Sadece insan yüzünü değil, etrafındaki yapıları da ayrıntılı bir şekilde gösterdikleriydi."

    Molenaar: Yüzden belli bir mesafe ötede birkaç tane piramit gözünüze çarpıyordu. Bu piramitlerin en ilginç tarafı ise, bizim bildiğimiz, çok standart üçgen şekline sahip olmaları. Piramitlerin her köşesinde, taban kısmında görüldüğü kadarıyla birer ayaklık-payanda bulunuyordu ve yakından bakıldığında bu ayaklıklar da piramit şeklindeydi. Bunlar gerçekten çığır açabilecek bilgilerdi.

    Cydonia'da en ilgi çeken piramit, 'D & M' adı verilen bir yapıydı. 60⁰ derecelik açılarla birbirinden ayrılan üç köşesi olan bu piramidin köşeleri, sırasıyla 'Şehri', 'Yüzü' ve 'Tholus'u (kubbe şeklinde bir dağı) gösteriyordu:

    D:\KIYAMET GERÇEKLİĞİ KÜLLİYATI Murat Ukray {2006-2012}\KIYAMET GERÇEKLİĞİ (YEDEK)\ÇÖL GEZEGEN\kitapta kullanılacak resimler-1\Mars'daki Garip Yapılar3.png

    Mars yüzeyinde görülen şehir planına ait açıklanamayan yapılar. (© Photo, Permissed by Nasa)

    NASA görevleri hakkındaki komplo teorileriyle tanınan ve 1974-83 yıllarında kurumun Goddard Uzay Uçuş Merkezi’nde çalışan Richard Hoagland, "Head adlı yapının, Oyma Bir Heykel olduğunu öne sürdü. Hoagland: Araştırma ekibimiz yüzü üç boyutlu bilgisayar programları ile araştırdı. Elde edilen bilgiler ise aslında bu yapının, üç boyutlu bir şekilde tasarlanmış mükemmel ve devasa bir oyma heykel olduğunu doğruladı." ifadesini kullandı.

    Hesaplamalara göre, heykel yaklaşık 457 metre yüksekliğinde ve 1,6 kilometreyi geçen bir uzunluğa sahipti. Hoagland, NASA’nın açıklamaları ve bu yapıların doğal olarak ortaya çıkma ihtimalini bir kenara koyarak, Cydonia’daki insan yüzü ve piramitlerini, Mısır’ın Giza Platosu’ndaki Sfenks ve piramitlerle bağdaştırdı. Hoagland ve diğer araştırmacılara göre, Mars yaşama elverişli bir gezegen iken burada yaşayan akıllı dünya-dışı medeniyetler, yıldızların konumlarına göre birçok dev yapı inşa etmişti. Aynısını, onbinlerce yıl önce Dünya'ya geldiklerinde, o dönemler en verimli topraklar olan Giza Platosu'na da inşa etmişlerdi.

    Hoagland, Sfenksin en bilinen özelliği olan yarı insan-yarı aslan bileşimi ifadesinin, Cydonia’daki insan yüzünde de geçerli olduğunu savundu. Bu kapsamda, bilgisayar programlarıyla Cydonia’daki yüzün sol tarafını sağ tarafının üzerine katladılar ve ortaya yeniden bir insan yüzü çıktı. Ardından, sağ taraf sol tarafın üzerine katlandı ve bu kez ortaya aslan suratına benzeyen bir ifade çıktı. Hoagland, böylece, Sfenks ile Mars yüzeyindeki yüz arasındaki benzerliği ortaya koyduğunu savundu.

    Peki, Mars’daki bu garip yapılar gerçekten neydi?

    Onları kim ve en önemlisi de ne zaman yapmıştı?

    * * *

    UZAY’DA ASTRONOTLARIN YAŞADIĞI GARİP OLAYLAR

    NASA’nın görevi uzaydaki bilinmeyenleri keşfetmektir. Bilmediklerimiz ise bildiklerimizden çok daha fazladır ve Evrenin doğası böyledir. Cevaplar bulmak için uzaya bilim insanlarını, uzay gemilerini, güneş sisteminin sınırları dışına gönderir. Çünkü, risk almak keşif yapmanın bir parçasıdır. Uzayda keşif yapmak bir kibrit çakmaya benzer. Karanlıkta neyin saklandığını bilemiyoruz. Her an her şey karşınıza çıkabilir.

    Başka gezegenlerde yaşam, uzayın derinliğindeki gizemli olaylar ve Dünyamıza yakın tehlikeler... NASA, rahatsız edici birçok anormallikleri gün yüzüne çıkardı. Bilimsel zekamızı hayrete düşüren anormalliklerdi bunlar... Bunların bazıları kamuoyuna açıklandı fakat birçoğu da gizlendi. İşte, bunlar NASA’nın açıklanmayan dosyalarıydı.

    Açıklama: D:\KIYAMET GERÇEKLİĞİ KÜLLİYATI Murat Ukray {2006-2012}\KIYAMET GERÇEKLİĞİ (YEDEK)\ÇÖL GEZEGEN\Nasa.jpg

    2004 yılında, ABD’nin Donanma Pilotları kıtanın Batı Kıyısı açıklarında düzensiz bir şekilde uçan bir cisim grubuyla karşılaştılar. Pilotların dikkatini çeken cisimler, fizik kurallarına uygun olmayan şekillerde uçuyorlardı. Pilotlar bu görüntüleri kaydetmeyi ihmal etmedi ve NASA kayıtlarında gizli tutulan bu görüntüler yıllar sonra, 2017’ye gelindiğinde ‘The New York Times’ tarafından ilk kez yayınlandı. Daha da ötesi, New York Times'ın 2017 yılında yayınladığı görüntülerin, bugüne dek çekilen en net UFO görüntüleri olduğu kaydedildi. (© Photos, Permissed by Nasa)

    1989 yılında, Amerika’nın ve ilk insanın Ay’a ilk ayak bastığı yıl olan 1969’dan yaklaşık 20 yıl sonra, Dünyadan 370 km. uzakta bir astronot sıradışı bir şey görür. Doğal bir olay olmadığı belliydi.

    Astronot Leroy Chiao dedi ki:

    - Orada, uzay boşluğunda gerçekten garip şeylerin uçtuğunu gördüm. Görevin bu noktası bizim için gerçekten şoke ediciydi.

    Leroy Chiao:

    - Uzayda hiper-bilinçli olursun, uzay yürüyüşünde tehlikeli bir durumdasındır. Birçok açıdan heyecan verici ve stresli çünkü son seferinde hata yapmak istemezsin, herkes seni bununla hatırlar. dedi.

    Bu, Leroy Chiao’nun 4. ve son yolculuğuydu.

    Yine bir gün, Sovyet Kozmonot Salican Sharipov, Chiao ile çalışıyordu. Sharipov, Özbek asıllıydı ve Sovyet Sosyalist Cumhuriyetinin (SSCB) uzaya ilk olarak çıkan insanı, pilot ve kozmonottu. İkisinin de hayatı uzay boşluğuna süzülmelerini engelleyen 5 cm. çapında olan bir halata bağlıydı. Halat çözülürse uzaya süzülüp gidersin ve bu son perde demekti. Dünyanın etrafında 27.000 km. hızla dönerken Chiao birazdan olacaklara hazırlıklı değildi.

    Chiao:

    - Birden başımı çevirdim ve o beş ışığı gördüm, yanımızda uçuyorlardı. Hayret verici bir andı. Kademeli ve düzenli uçan beş ışık vardı. Dördü sıralanmış halde ama biri diğerlerinden biraz ayrı konumlanmış. Yüreğim ağzıma geldi diyebilirim. Işıklar yanımızdan uçup geçiyorlardı. Peki, bu ışıklar da ne?

    Chiao, hemen dünya kontrol merkezini aradı. NASA Mühendisi James Oberg, önündeki devasa ekranda bu uzay yürüyüşünü izliyordu.

    James Oberg:

    - Uzayda garip bir şey gördüğünüzde her an sizi ısırma olasılığı vardır, hayatınız söz konusudur.

    Chiao:

    - Ekip arkadaşım Salican’a seslendim, ışıkları görüyor musun? Uçuyorlar gördün mü? dedi.

    Ancak Rus Kozmonot diğer yöne bakmaktadır ve bir şey görmez, uzay istasyonunun kameraları bile olayı kaçırır. Ama bu olay eski NASA mühendisi James Smith’in merakını harekete geçirir. Chiao’nun ışıkları gördüğü anın uydu görüntülerini çıkarır.

    James Oberg:

    - Gerçekten de Chiao’nun bulunduğu yerde sıralı uçan dört, beş ışığın fotoğrafını bulduk.

    Fotoğraf, Chiao’nun hikayesini doğruluyordu fakat gördüğü şey gerçekte neydi? Smith, uyduların ve askeri hava kuvvetleri talimlerinin kayıtlarını incelemeye başlar ama bir şey bulamaz. Smith dikkatini yerkürede olan cisimlere verir. Güney Amerika sularında ticari balıkçı filoları gece avlanmak için büyük ışık dizileri kullanır. Smith, "Chiao’nun gördüğü ışıklar, bunlar olabilir mi?" diye bir süre düşünür.

    James Oberg:

    - Mürekkep balığı ve kalamar cinslerini, suyun üzerine astıkları yoğun ışıkla kendilerine çekip, avlayabiliyorlar. Bunlar uzaydan da görülebiliyor.

    Chiao:

    - Sahil boyunca sıralanarak yayılmışlardı. Bu yüzden, yani Dünya döndüğü için ışıklar uçuyor gibi görünmüş olabilirdi. dedi.

    Chiao, Smith’in teorisini kabul ediyor ama gelecekte dünya-dışı varlıklar ile de iletişime geçilebileceğini reddedemiyordu.

    Chiao, en sonunda bu gördükleri karşısında:

    - Evrende başka canlılar olduğuna şüphem yok, bence henüz birbirimizi bulamadık. dedi.

    Açıklama: D:\KIYAMET GERÇEKLİĞİ KÜLLİYATI Murat Ukray {2006-2012}\KIYAMET GERÇEKLİĞİ (YEDEK)\ÇÖL GEZEGEN\Leroy Chaio.jpg

    Rus ekip arkadaşı ile birlikte yaptıkları uzay yürüyüşü sırasında NASA Astronotu Leroy Chiao, Uluslararası Uzay İstasyonu'nun yanından geçen tuhaf bir şey gördüğünü söyledi. 'İlk karanlık periyottan sonra, Güneş doğmaya başladığında tam aksi yönüne baktım ve 5 ışık çizgisi gördüm.' diye açıkladı Leroy Chiao. Bunların uyduların kuyrukları ya da balıkçı teknelerinden yansıyan parlak ışıkları olabileceği düşünülmüş fakat bugün bile halen herhangi net bir sonuca varılamamıştır. (© Photos, Permissed by Nasa)

    * * *

    İnsanoğlu bir uzaylı ile karşılaşana kadar uzayda ne kadar uzağa gidebilecek? Yeni keşifler dünya-dışı varlıkların düşündüğümüzden daha yakın olabileceğini söylüyor. Dünyadan sadece 800 milyon km. ötede, kan kızılı, gizemli yara izleri olan buz gezegeninde bazı yaratıklar yaşıyor olabilir mi? Jüpiter’in etrafında dönen en büyük 4 uydusundan birisi olan Europa’nın doğal ortamı, dünyadaki habitat ile aynı olabilir mi? Gezegenlerin küçük uydularında gizli bir yaşam ve canlı varlıklar mevcut olabilir miydi?

    Açıklama: D:\KIYAMET GERÇEKLİĞİ KÜLLİYATI Murat Ukray {2006-2012}\KIYAMET GERÇEKLİĞİ (YEDEK)\ÇÖL GEZEGEN\Europa.jpg

    Jüpiter’in uydusu Europa’nın yakın çekim uydu görüntüsü. Üzerindeki bu gizemli çizgilerin ne oldukları halen daha anlaşılamamıştır. Bu çizgilerin bilinçli varlıklar tarafından yapılmış yollar veya herhangi bir canlı formuna ilişkin izler olduğu konusunda ciddi şüpheler olmuştur. (© Photos, Permissed by Nasa)

    1995 yılında, Galileo uzay aracı, Jüpiter’i araştırıyordu. Ama bu dev gezegen NASA’nın tek hedefi değildi. Galileo, gezegenin uydularını da araştırıyordu. Özellikle de Europa isimli uydusunu. Uydunun buzdan yüzeyi, kan kızılı çizgiler ile doluydu. Bazıları dünyadaki otobanlara oldukça benzerlik gösteriyordu. Kan rengi çizgileri açıklamaya çalışan bilim insanları emin olamıyordu.

    Astronom Neill Reid:

    - Aslında Europa’nın şartları ile ilgili anlayamadığımız çok fazla şey var. dedi.

    Yine 2001 yılında, NASA bilimcisi Brad Dalton, Europa’nın kızıl çizgilerinin bulmacasını ve ne anlama geldiğini çözmeyi denedi.

    Brad Dalton:

    - Garip kızıl bir tondalar ve vücudumuzdaki kaslara benziyorlar, bir yandan ise balçık gibi... Fark ettim ki, dünyada rastladığımız bir sürü kızılımsı kahverengi pigmentasyona sahip yaşam formu var, yani bazı mikroplar Europa’ya bu rengi veriyor olabilirler. dedi.

    Dalton, Europa’nın Ay lezyonlarından kimyasal infrared işaretler ölçer ve bunları ‘Yellow Stone’ ulusal parkındaki gayzerlerde yaşayan örneklerle karşılaştırır. Pozitif bir sonuç, başka gezegenlerde hayat bulunduğu anlamına gelebilirdi.

    Brad Dalton:

    - Bir düşünün, Galileo uzay gemisinden beklediğimiz infrared parça neredeyse mükemmel eşleşti. Europa’da görülen özellikler yaşam anlamına gelebilirdi. Eşleşme tüyler ürperticiydi. dedi.

    Ancak, Dalton’un analizine katılmayanlar da vardı ve bunlardan birisini Neill Reid:

    - Kızıl şeritlerin anlamı içlerinde bir çeşit kimyasal olduğunu gösteriyor. Tahminler bunların ‘Sülfür’ olduğu yönünde, şeritlere kızıl rengi veren bu. şeklinde yorumladı.

    Dalton’un haklı çıkması için NASA’nın çamursu çatlaklarda canlı yapıtaşları bulması gerekiyordu. En temel yapıtaşını aramaya başladılar, yani sıvı su...

    Neill Reid:

    - Eğer su bulunursa hayat olma ihtimali olduğunu söyleyebiliriz. dedi sonunda.

    İnanılmaz olan şey ise, NASA’nın 20 yıllık inceleme verileri sonucunda, uydunun buz kabuğunun altında devasa bir okyanus olduğunun söyleniyor olmasıydı.

    Neill Reid:

    - Jüpiterin buz kaplı bir uydusunda su bulunmasını kimse beklemiyordu. dedi.

    Brad Dalton ise:

    - Oradaki sıvı Okyanus, dünyadakinden daha sıvı halde. diyerek yorumladı bunu.

    2013’e gelindiğinde ise, bununla ilgili daha fazla kanıt çıkardılar. NASA’nın Hubble uzay teleskobu Europa’nın gayzerlerinden su fışkırdığını tespit etti. Evet, bu gerçekti ve gerçekten inanılmaz bir keşifti.

    Bunun üzerine, Astronom Seth Shostak:

    - O su, orada 4 milyar yıldır öylece duruyor. İçerisinde canlılar bile olabilir. dedi.

    Europa’daki şartlar asla insan yaşamını destekleyemez ancak NASA’dan Chris McKay’in orada olabilecek yaratıkları bulmak için uzağa gitmesi gerekiyordu. ‘Ekstremofiller’ dünyanın en zorlu şartlarından bazılarında yaşıyorlardı. Extremofiller* biz insanların yaşamak istemeyeceği şartlarda yaşarlar ve çevrelerini etkileyebilirlerdi. Tuzu yeşile çevirebilir, hatta Europa’daki çatlaklar gibi kan kızılı izler oluşturabilirlerdi. Europa’da yaşam, dünyadaki bu örneklerdeki gibi olabilirdi. Yüzeyinde yaşam olması muhtemel olabilir ancak uydunun okyanusları yaşam için daha uygun bir ortam oluşturuyordu.

    * Ekstremofiller çoğunlukla tek hücreli olup, ekstrem (aşırı zor) koşullarda yaşama gereksinim duyan ve bu koşullarda optimum olarak gelişen organizmalara denir.

    Açıklama: D:\KIYAMET GERÇEKLİĞİ KÜLLİYATI Murat Ukray {2006-2012}\KIYAMET GERÇEKLİĞİ (YEDEK)\ÇÖL GEZEGEN\Yeni Resim.png

    Okyanus tabanında, suyun içinde yüzen bir Ekstremofil. Ekstremofiller uzay boşluğunda veya aşırı sıcak-soğuk ve oksijensiz ortamlarda veya gezegenlerde yaşadığı bilinen, dünyada var olan tek canlıdır.

    Seth Shostak, bu durumu şöyle açıkladı:

    - "Ortam çok karanlık, fotosentez imkansız ama derin su menfezleri olma ihtimali var. Okyanusun dibindeki bu çatlaklardan çok az ısı çıkar. O ısı ve kimya ile var olabilen

    Enjoying the preview?
    Page 1 of 1